Hadis Tarihi ve Usulü Final 16. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Hadis alimlerinin çoğu hangi terimi kırâatla eş anlamlı olarak kullanmışlardır?
Mümlî |
Müstemlî |
Semâ’ |
Arz |
İcâzet |
Hadis âlimlerinin çoğu “bir şeyi bir kimseye sunmak, göstermek” mânasındaki arz terimini kırâatla eş anlamlı olarak kullanmışlardır. Talebeye hadisleri yazdıran hocaya mümlî, onun söylediklerini yazan öğrenciye müstemlî, hadis hocasının (şeyh) hadislerini okuması semâ, semâ’ ve kırâat olmaksızın hadis âliminin belirli şartlar dahilinde bütün veya bir kısım rivâyetlerini öğrencisinin rivâyet etmesine izin vermesi icazettir.
2.Soru
Hz. Peygamber’in dua ettiği ile ilgili farklı lafızlarla yüz kadar hadis rivayet edilmiştir. Bunlarda dua ederken Allah Resulü’nün ellerini değişik şekillerde kaldırdığı nakledilmektedir. Ancak hadislerin hepsinin ortak noktası Hz. Peygamber’in dua esnasında ellerini kaldırmış olmasıdır. İşte Allah Resulü’nün duada ellerini kaldırmış olması bize …………. olarak gelmiştir.
Yukarıda verilen tanıma göre boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin gelmesi uygun olur?
Lafzi mütevatir |
Hasen hadis |
Mütevatir hadis |
Ma’nevi mütevatir |
Haber-i vahid |
Soruda verilen paragraf bize ma’nevi mütevatiri anlatmaktadır. Ma’nevi mütevatir râvîlerin, aralarında müşterek bir nokta olan çeşitli hükümleri veya bilgileri ayrı ayrı lafızlarla nakletmeleri şeklinde meydana gelen ortak manaya denir. Değişik lafızlarda ortak olarak bulunan aynı mananın rivayet edilmesidir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi uydurma hadislerin belirtileri arasında yer almaz?
Hadisin alındığı iddia edilen hoca ile ravinin farklı zamanlarda yaşamış olmaları |
Hadis metninde kullanılan abartılı ifadelerin çokluğu. |
Hadis metninde mevcut mana bozuklukları |
Kur’an’ın temel prensipleri ile ters düşmesi |
Hadis metninin ameli konularda odaklanması |
Râvînin hadisi rivayet ederken içinde bulunduğu ortam da hadisin uydurulduğuna işaret edebilir. Ayrıca râvînin rivayet ettiği hadisi kendisinden aldığını söylediği hocadan öğrenme zamanı olarak verdiği tarihin imkânsız olması da bazen hadisin uydurulduğuna işaret edebilir. Metinde görülen dil ve özellikle de, mana bozuklukları ile ölçüsüz ifadeler onun uydurulmuş olduğuna işaret edebilir. Metnin kesinleşmiş bazı bilgilere, meselâ Kur’an-ı Kerîm ve meşhur sünnetin verilerine, akl-ı selîme, kesinleşmiş tarihi ve tecrübî bilgilere, bir yorumu yapılamayacak şekilde, aykırı olması da uydurma belirtisidir. belli bazı konularda olması da onun uydurma olduğunu gösterebilir. Şöyle ki, yapılan araştırmalar bazı konulardaki bütün hadislerin asılsız olduğunu ortaya koymuştur.
4.Soru
Hadis hocasının riva^yet hakkı bulunan hadislerinin tamamını veya bir kısmını yakında ya da uzakta bulunan bir kimseye yazıp göndermesine ‘___________’ denilmektedir. Verilen boşluğa gelmesi gereken uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Münâvele |
İcazet |
Mükatebe |
Umumi |
Muayyen |
Müna^vele sözlükte, bir nesneyi eliyle vermek ma^nasına gelmektedir. Terim olarak, hadis hocasının hadislerini ihtiva eden kitabını riva^yet etmesi için talebesine elden vermesi veya kitabın kendisine ait olduğunu ifade etmesi demektir
5.Soru
Hadis Rivayet Dönemi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Hadisler çoğunlukla sema ve kıraat metoduyla nakledilmekteydi. |
Sema ve kıraat metodu ile hadislerin alınma imkanı yoktur. |
Hadislerin alınma imkanı olmadığı durumlarda icazet, münavele ve mükabele metotları kullanılmıştır. |
İlam metoduna nadiren başvurulmuştur. |
Vicade metoduna sıklıkla başvurulmuştur. |
Hadislerin tek tek isnatlarıyla rivayet edildiği rivâyet döneminde hadisler çoğunlukla semâ’ ve kırâat metotlarıyla alınıp nakledilmekteydi. Bu iki metotla alınma imkânı bulunmadığında icâzet, münâvele ve mükâtebe metotlarından biri kullanılmaktaydı. İ’lâm, vasıyyet ve vicâde metotlarına ise nadiren müracaat edilmekteydi.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi zayıf hadisin çok çeşitli olmasının nedenleri arasında yer almaz?
Râvînin tenkid edilmesindeki sebeplerin farklılığı |
Senedde râvî düşmesinin az veya çok olması |
Râvî eksikliğinin senedin değişik yerlerinde olması |
Hadisin metnindeki kusurun onun sahihliğine zarar verme derecesindeki |
Hadislerin kitap haline getirilmesinde geç kalınması |
Zayıf hadisin çok çeşitli olmasının nedenleri arasında şunlar sayılabilir: Râvînin tenkid edilmesindeki sebeplerin farklılığı. Senedde râvî düşmesinin az veya çok olması. Râvî eksikliğinin senedin değişik yerlerinde olması. Hadisin metnindeki kusurun onun sahihliğine zarar verme derecesindeki değişiklikler.
7.Soru
Hangi nedenden dolayı hadis için yapılan yolculuklar büyük olçüde sona ermiştir?
Medreselerin ve dârülhadislerin kurulması |
Ravi sayısının azalması |
Hadis âlimleriyle tanışma, râviler hakkında yeterli bilgiler elde etme |
Rivâyet lafızlarının hadis öğrenim ve öğretim metotlarının geliştirilmesi |
Semâ’ ve kırâat metotlardan biriyle hadis almanın geçerli olması |
Hadis için yapılan yolculukların en yoğun olduğu dönem II-IV. (VIII-X.) yüzyıllar olmuştur. V. (XI.) yüzyılda medreselerin, VI. (XII.) asırda ise dârülhadislerin kurulmasıyla hadis için yapılan yolculuklar önemli ölçüde sona ermiştir.
8.Soru
Kıyasa aykırı olmalarına rağmen, namazda kahkaha, hurma şırasıyla abdest, hayzın azami süresinin on gün olduğu, on dirhemden aşağı mehir olmayacağı gibi zayıf hadislerle amel eden âlim aşağıdakilerden hangisidir?
İmam Şâfiî |
Ahmed b. Hanbel |
İmam Mâlik |
Ebû Hanîfe |
İmam Buhâri |
Zayıf hadisle amel bahsinde farklı bir görüş de şudur: Herhangi bir konuda zayıf hadisten başka delil yoksa reye tercih edilerek zayıf hadisle amel edilebilir. En fazla Ahmed b. Hanbel’e atfedilen bu görüşün diğer mezhepler içinde de uygulandığı olmuştur. Meselâ Ebû Hanîfe, kıyasa aykırı olmalarına rağmen, namazda kahkaha, hurma şırasıyla abdest, hayzın azami süresinin on gün olduğu, on dirhemden aşağı mehir olmayacağı gibi zayıf hadislerle amel etmiştir. Doğru cevap D’dir.
9.Soru
I. Çok hata yapmak
II. Çok yanılmak
III. Kötü hâfıza
IV. Hadis Rivayeti Karşılığında Ücret Almak
Yukardakilerden hangisi yada hangileri Zabt sıfatıyla ilgili kusurlarındandır?
Yalnız I |
I - IV |
I - II - III |
IV - II |
I - II |
Çok hata yapmak, Çok yanılmak, Kötü hâfıza, Zabt sıfatıyla ilgili kusurlanndandır. Hadis Rivayeti Karşılığında Ücret Almak ise bu kusurlardan biri değildir.
10.Soru
İlk üç asırda hadislerin aslına uygun nakli için en uygun görülen eğitim-öğretim metotları aşağıdakilerden hangisidir?
Semâ’-münâvele |
Münâvele-mükâtebe |
İ’lâm-vasıyyet |
Semâ’-kırâat |
İcâzet-vicâde |
İlk üç asırda hadislerin aslına uygun nakli için en uygun görülen eğitim- öğretim metotları Semâ’-kırâat’dır.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “Dininizde helali haram haramı da helal göstermek için dört bin hadis uydurdum” sözlerini söyleyen kişidir?
Abdülkerim b. Ebü’l-Avcâ |
Muhammed b. Sa‘îd el-Esedî |
Beyân b. Sem‘ân el-Mehdî |
Gıyâs b. İbrahim |
Ebu’l-Ferec İbnü’l-Cevzî |
Soruda bahsi geçen sözü söyleyen kişi A seçeneğindeki Abdülkerim b. Ebü’l-Avcâ’dır. Abdülkerim b. Ebü’l-Avcâ (ö. 160/776), Halife Mehdî zamanında hadis uydurduğu tespit edildiği için asılmak üzereyken bu sözleri söylemiştir.
12.Soru
Sahâbede olduğu gibi tâbiîn de kendi içinde büyük tâbiîler, orta yaşlı tâbiîler, genç tâbiîler diye üç alt tabakaya ayrılır. Genelde tâbiîn tabakasının en faziletlisi kim kabul edilir?
Kâsım b. Muhammed |
Urve b. Zübeyr |
Ebû Seleme b. Abdurrahman |
Süleyman b. Yesâr |
Saîd b. el-Müseyyeb |
Sahâbede olduğu gibi tâbiîn de kendi içinde büyük tâbiîler, orta yaşlı tâbiîler, genç tâbiîler diye üç alt tabakaya ayrılır. Bu tabakada ilim ve dindarlık yönüyle öne çıkmış Medîneli yedi kişi, Fukahâ-i seb’a diye meşhurdur. Bunlar, Saîd b. el-Müseyyeb, Kâsım b. Muhammed, Urve b. Zübeyr, Hârice b. Zeyd, Ebû Seleme b. Abdurrahman, Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe ve Süleyman b. Yesâr’dır. Genelde Saîd b. el-Müseyyeb, tâbiîn tabakasının en faziletlisi kabul edilir.
13.Soru
Cerh ve ta‘dîl ilmi neye odaklanmıştır?
Arap diline harekelerin getirilmesine |
Hadis uyduran ravilerin tanınmasına |
Hadislerin tek bir kaynakta toplanmasına |
Yeni hadis nakil usullerinin geliştirilmesine |
Hadis nakil prensiplerinin güncellenmesine |
Hadis rivayet edene bunu kimden aldığını sormakla başlayan ve sonraları sadece İslam ümmetine özel bir isnad sisteminin ortaya çıkmasına sebep olan uygulama, hicrî ilk üç asırda hadis uydurmacılığına karşı alınmış en önemli -tedbirlerden birisini oluşturur. İslam âlimleri, isnad sistemi uygulamasıyla hadislerin senedlerini tenkid süzgecinden geçirmenin yanı sıra metinlerini de incelemeyi ihmal etmemişlerdir. Bu arada sahabe asrından itibaren büyük cerh ve ta‘dîl otoriteleri yetişmiş ve bunlar rivayetine vakıf oldukları şahısları takip etmiş, araştırmış, güvenilirliklerini tespit ve ilan etmişlerdir. Bunun neticesinde hadis uyduran râvîlerin tanınmasını sağlayan cerh ve ta‘dîl ilmi adında hadis ilminin müstakil bir dalı oluşmuştur.
14.Soru
- Arapçada ek, ilave, düzeltme gibi anlamlara gelir
- Müstedreklerin esas alınan eseri bütünüyle tamamladığı düşünülmektedir.
- Hadisle toplamak suretiyle eksikleri tamamlayan kitaplardır.
- Müstedrekler konu esaslı kitaplardır.
Yukarıdakilerden hangisi müstedrek Türü Eserler için doğru kabul edilmektedir?
Yalnız IV |
I ve IV |
II ve III |
I, II ve III |
I, III ve IV |
Müstedrek, Arapça ’da ek, ilave, tamamlama, düzeltme gibi anlamlara gelir. Müstedrek türü eserler, önceki dönemdeki bir müellifin şartlarına uyduğu halde kitabına almadığı hadisleri toplamak suretiyle onun eksikliklerini tamamlayan kitaplardır. Müstedrekler esas aldıkları eserin sistemine göre telif edilirler. Dolayısıyla müstedrekler konu esaslı kitaplardır. Ancak eserleri esas alınan ilk dönem âlimleri genellikle hadisleri hangi şartlara göre topladıklarını ifade etmemişlerdir. Esas alınan eserin şartlarını tespit, müstedrek müellifi tarafından yapılmaktadır. Bu hususta Müstedrek müellifinin isabet etme ve yanılma ihtimali her zaman mevcuttur. Dolayısıyla müstedreklerin esas alınan eseri bütünüyle tamamladığı düşünülmemelidir.
15.Soru
Sözlükte sulamak, taşımak, nakletmek, iletmek gibi anlamlara gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
Hadis |
Râvî |
Tehzîb |
Tesbît |
Sened |
Arapça’da revâ-yervî fiilinden ism-i fâil olan râvî kelimesi, sözlükte sulamak, taşımak, nakletmek, iletmek gibi anlamlara gelir.
16.Soru
Tâbîin döneminin sonu, hicrî 150 civarıdır. Bu nesilden ilk vefat eden ve son vefat edenler kimlerdir?
Hz.Ömer - Hz.Osman |
Hz.Ali - Hz.Hatice |
Hz.Ayşe - Hz.Fatma |
Ma’mer b. Yezîd - Halef b. Halîfe |
Abdurrahman bin Avf - Salman-ı Farisi |
Tâbîin döneminin sonu, hicrî 150 civarıdır. Bu nesilden ilk vefat eden Ma’mer b. Yezîd (ö. 30/650), son vefat eden Halef b. Halîfe’dir (ö. 180/796).
17.Soru
I. Kitab
II. Sahife
III. Cüz
IV. Tedvin
V. Tasnif
Aşağıdakilerden hangisi tabiiler ve sahabilerin yazdıkları ders notları şeklinde kitapçıklardır?
Yalnız I |
I ve II |
I,II ve III |
II, III, IV ve V |
Hepsi |
Tedvin yapılan toplama işlemine denir. Tasnif ise konularına göre gruplama işlemidir.
18.Soru
Müteva^tirin çeşitlerinden bahseden ilk a^lim aşağıdakilerden hangisidir?
Subhî es-Sâlih |
İsa b. Ebân |
İbn Hacer |
İbnü’s-Salâh |
Vâsıl b. Atâ |
Tespit edilebildiği kadarıyla mütevâtirin çeşitlerinden bahseden ilk âlim İsa b. Ebân’dır (ö. 221/835). Burada mütevâtir kavramıyla sadece hadisçilerin değil, aynı zamanda kelâm ve fıkıh usûlü âlimlerinin de ilgilendiğini bilmek gerekir.
19.Soru
Haber-i vâhidle amel edilmemesi gerektiğini savunan mezhep aşağıdakilerden hangisidir?
Mutezile |
Mâlikî |
Hanefî |
Eş‘arî |
Mâtürîdî |
Haber-i vâhidle amel edilmemesi gerektiğini savunan Mutezile mezhebidir.
20.Soru
Hilâfet merkezinin Kûfe’ye nakledilmesiyle bölgenin ikinci ana merkezi haline gelen Basra, aynı zamanda önemli bir ilim şehri olarak ün yapmıştır. Binden fazla hadis rivâyet etmiş yedi sahâbî arasında üçüncü sırada yer alan ve Basra’ya yerleşerek hadis öğrenimi ve öğretimi açısından buranın ayrıcalık kazanmasını sağlayan sahâbî aşağıdakilerden hangisidir?
Saîd b. El-Vakkâs |
Abdullah b. Mes’ûd |
Ammâr b. Yâsir |
Semüre b. Cündeb |
Enes b. Mâlik |
Hilâfet merkezinin Kûfe’ye nakledilmesiyle bölgenin ikinci ana merkezi haline gelen Basra, aynı zamanda önemli bir ilim şehri olarak ün yapmıştır. Müksirûn (binden fazla hadis rivâyet etmiş yedi sahâbî) arasında üçüncü sırada yer alan Enes b. Mâlik buraya yerleşmiş ve yüz üç yıllık bereketli ömrünün büyük bir kısmını burada geçirip vefat etmiştir. Bu durum, hadis öğrenimi ve öğretimi açısından Basra’ya bir ayrıcalık kazandırır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ