Elkind’in ergen benmerkezciliğinin, “kişisel masal” ismini verdiği, kişinin eşsizliği ve incinmezliği ile ilgili inanca yol açtığını ileri sürer. Bu durum, tehlikeli durumlara aldırmayan şekilde hareket ettiklerinde ve kötü şeylerin sadece başkalarına olabileceğine inandıklarında (Örneğin, “Tren buraya gelmeden raylardan kaçabilirim” düşüncesi gibi) ergenlerin tehlikeli deneyimler yaşamalarına neden olur.

Seçeneklerden sadece B seçeneği ergenlik döneminde hastalık ve hastanede yatış sürecinde gözlenen tepkilerden biridir. Diğerleri ise okul dönemideki çocukların gösterdiği tepkilerdir.

Hastaneye yatışı olumsuz etkileyen tüm nedenler içinde çocuğa tedavi ve girişimlerle ilgili tehditlerin kullanılması çocuğu suçluluk duygusu yükleyip hastaneye yatışın ceza olduğunu düşündürebilir.

Türkiye’deki ilk çocuk hastanesi ise 1899’da, II. Abdülhamit’ in altı aylık kızının ölümü üzerine kurduğu Şişli Etfal Hastanesidir.

Kabakulak hastalığının tedavisinde yatarak dinlenmesi gerekmektedir. Özel bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastalık sırasında beslenme; sulu, acı ve ekşisi olmayan gıdalarla sağlanmalıdır. Ağrı şikâyetleri ve ateş için ağrı kesici, ateş düşürücüler kullanılabilmektedir

Freud’a göre üç ve altı yaşları arasında, çocukların ilgisinin cinsel organlara yöneldiği döneme fallik dönem denmektedir. Doğru cevap A'dır. 

Bu dönemdeki çocuklar, hastalık ve hastaneye yatış karşısında yalnızlık duygusu, korku, okuldan ve akranlarından ayrılma kaygısı, suçluluk duygusu gibi duygusal tepkiler gösterirler. Ölüm kavramını anlayan çocuklar, bu dönemde ölüm kaygısını da yaşarlar. Bu yüzden çocuk ile kurulacak iletişim şekli, hastalık ve gelecek hakkında konuşmak çok önemlidir.

Aile bireylerinin rolleri ve hastalığa karşı özgün tutumlarına hastane personelinin müdahalesi gerekli değildir. Ancak hastanın tutumlarını aileden önceden öğrenmek tıbbi müdahale anında personelin hastaya doğru davranmasını kolaylaştırır.

Kabakulak; virüsün neden olduğu, kuluçka döneminin ortalama 16-21 gün sürdüğü temas, damlacık yolu ile bulaşan, her mevsim görülebilen akut bir hastalıktır. Kızıl; bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Özellikle 2-10 yaş arasında görülmektedir. Damlacık yoluyla bulaşmaktadır. Kuluçka dönemi 2-5 gündür.

Günlük rutinler, o gün ile ilgili alışılagelmiş düzen içinde yapılan eylemlerdir.

Bademcikler vücuda bakteri ve virüs girdiği zaman mikropları yakalayarak vücudun mikroplarla savaşmasına yardımcı olan hücreleri üretirler. Ancak vücuda giren bazı bakteri ve virüsler bu etkiye rağmen yok olmaz ve bademciklerde çoğalarak bademciklerin iltihaplanmasına sebep olur. Bademciklerin iltihaplanmasına tonsilit adı verilmektedir.

Mattson günümüzde de geçerliliğini koruyan kronik hastalığa çocuğun tepkisini olumlu etkileyen etmenleri şu şekilde sıralamıştır:
Yaşa göre uygun aileye bağımlılık,
Hastalıktan gelebilecek ikincil kazanımlara en alt düzeyde ihtiyaç,
Hastalıktan dolayı gelebilecek sınırlandırmalara ve sorumluluklara dayanabilme ve
Tatminkâr yatıştırıcı kaynakların geliştirilebilmesidir.
Ancak hastalığın tekrarı kronik hastalığın çocuk üzerindeki etkilerine ilişkin nedenler arasında yer almaktadır.

Gerileme anlamına gelen regresyon, çocuklarda yaşından küçük davranmaya başlama, tuvalet eğitimi ve konuşma becerileri gibi kazanılmış becerilerin kaybı ve fiziksel yakınmalar şeklinde görülebilir.

Tek veya çift taraflı kulak arkalarındaki tükürük bezlerinde şişmenin görüldüğü hastalık kabakulaktır.

Çocuğun muhatap alınmadığı kendisi hakkında ailesi ya da başka yetişkinlerle konuşulması çocuk üzerinde olumsuz etki yaratacağından bu durumdan kaçınılmalıdır.

Epilepsi nöbeti geçiren çocuk için anında yapılması gereken önlemler şunlardır;

• Çocuk, güvenli bir yere yatırılmalıdır.
• Hava alabileceği bir alan oluşturulmalı, etrafına toplanılmamalıdır.
• Kıyafetleri rahat nefes alabileceği şekilde gevşetilmelidir.
• Kasılmalarla meydana gelen hareketleri engellenmemelidir.
• Uyandırılmaya, ayıltılmaya çalışılmamalı sadece kendine zarar verebileceği durumlar engellenmelidir.
• Çenesi kilitlendiyse sert ve temiz bir cisimle dişleri aralanmalı, dilinin solunum
yolunu tıkaması engellenmelidir.

Freud’a göre bebekler doğumdan bir yasına kadar oral dönem olarak adlandırdığı, ağzın hükmettiği bir evreden geçerler. Bu evrede bebek, oral hazzın deneyimlemesinin yanı sıra, engellenme ve kaygıdan kaynaklanan acıyla da tanışır.

Ailenin çocuğu gece uykusunda yalnız bırakmaması çocuğun korkularınla baş edememesine neden olacağından hatalıdır. Aile diğer şıklardaki uygulamaları yerine getirerek çocuğa uyku düzeninde yardımcı olabilir.

Çocuk gelişimi her gelişim döneminde ayrı özellikler bütünü olduğundan her yaş çocuk farklı tepkiler verir, çocuğun önceki olumsuz yaşantısı da olumsuz tepkiye neden olurken, ayrı kalınacak süre uzadıkça da hastaneye yatışa tepki artabilir. Anne baba yoğun stres tepkileri gösterdiğinde çocuğun kaygı ve korku tepkileri de o oranda artar. Hastalığın türü hastaneye yatış tepkisi ile doğrudan ilişkili değildir.