İnsan Davranışı Ve Sosyal Çevre 1 Final 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
- Bu dönemde gencin yaşamında evlilik ve iş kariyeri önemli hale gelir.
- Ergenlik dönemindeki sorunları aşamamış ve kimlik karmaşası yaşayan bireyler, genç yetişkinlikte başarılı bir şekilde gelişim krizini çözemeyebilirler.
- Geçmiş yılları dolu dolu yaşamış bir bireyin bu dönemde geçmişine bakışı olumludur.
- Bu döneme özgü temel gelişim görevi, başarılı olmaya istekli olmak, kendi gücüne güven duymak ve kendisi ile ilgili yeterlilik duyguları geliştirmektir
Yukarıda verilenlerden hangisi ya hangileri "Erikson'un yakınlığa karşı yalıtılmışlık döneminin" özellikerindendir?
I, II, III |
II, III, IV |
I, II |
II, IV |
I, IV |
I ve II numaralı olanlar doğrudur. Doğru cevap C'dir.
2.Soru
Robert Peck’in oluşturduğu 7 aşamalı yetişkin gelişimi teorisine göre; “Orta yetişkinlik döneminde kişinin artık fiziksel güçleri ve performansı gerilemeye başladığı için kişinin, fiziksel yapabilirlikten ziyade mantıksal ve akılsal yapabilirliklere daha fazla enerji aktarımı yapması gerekir” aşaması aşağıdaki aşamalardan hangisidir?
Duygusal Esnekliğe Karşı Duygusal Fakirleşme |
Zekâ Esnekliğine Karşı Zekâ Katılığı |
Ego Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk |
Bilgeliğe Değer Vermeye Karşı Fiziksel Güçlere Değer Verme |
İnsan İlişkilerinde Cinselleştirmeye Karşı Sosyalleşme |
Robert Peck, yetişkinlik döneminde kişinin, Erikson’un belirlediği yaşam krizlerinden daha fazlasını yaşadığını düşünmektedir. Orta yetişkinlik ve geç yetişkinlik hayatına özgü zorluk ve sıkıntılar için Peck 7 aşamalı bir yetişkin gelişimi teorisi oluşturmuştur Bilgeliğe Değer Vermeye Karşı Fiziksel Güçlere Değer Verme: Orta yetişkinlik döneminde kişinin artık fiziksel güçleri ve performansı gerilemeye başladığı için kişinin, fiziksel yapabilirlikten ziyade mantıksal ve akılsal yapabilirliklere daha fazla enerji aktarımı yapması gerekir.
3.Soru
Bireylerde kas gücü, tepki zamanı, duyusal keskinlik ve kalp etkinliğinin en üst düzeyde olduğu yaş aralığı aşağıdakilerden hangisidir?
25-30 yaş |
20-25 yaş |
18-20 yaş |
30-35 yaş |
15-18 yaş |
Gençlik (genç yetişkinlik) dönemi sağlık ve fiziksel performansın en üst seviyeye çıktığı dönemdir. Aynı zamanda fiziksel performansın gerilemeye başladığı dönemdir. Bundan sonra işitmede aşamalı bir azalma olur. Kişilere göre farklılık olsa da fiziki gerileme daha ilk yetişkinlik yıllarının sonlarında başlar. Azami kas gücüne 25 ve 30 yaşlar arasında erişilir ve genellikle bundan sonra aşamalı olarak fiziksel yeterlilikler gittikçe azalmaya başlar. Otuzdan sonra çoğunlukla bacak, kol ve sırt kaslarında güç azalması meydana gelir. Göz mercekleri gibi bedenin bazı kısımlarında yaşlanma sürecinin daha erken başladığı ifade edilir. Dolayısıyla fiziksel yeterliliklerdeki değişme veya yaşlanma, büyüme gibi yaşamın ilk yıllarından itibaren başlayan bir süreklilik göstermektedir. Örneğin, kas gücü, tepki zamanı, duyusal keskinlik ve kalp etkinliği, 25-30 yaş arasında en üst düzeyde iken otuzlu yılların ortasında zayıfamaya başlar ve gitgide gücü azalır.
Doğru yanıt A'dır.
4.Soru
Orta yaş krizinin genellikle orta ve üst sosyoekonomik düzeye sahip kişiler için geçerli olmasının nedeni nedir?
Ekonomik geliri düşük olan gruplar için yaşam sürecini yeniden değerlendirmek, yeni planlar yapmak ve hayaller kurmanın gerçekçi olmaması. |
Orta ve üst sosyoekonomik düzeye sahip bireyler erken yetişkinlik dönemlerinde gelişim ödevlerini gerçekleştirmekte alt düzeydeki bireylere göre daha isteksiz olması. |
Ekonomik geliri düşük olan bireylerin gelişimlerini yetişkinlik dönemine kadar yeterli derecede tamamlayamaması. |
Orta ve üst sosyoekonomik düzeye sahip bireyler ekonomik bağımsızlıkları nedeniyle bir aile ile ortaklaşa bir yaşam kurmakta isteksiz olması. |
Orta ve üst sosyoekonomik düzeye sahip bireylerin tüm yaşam döngüsündeki boşanmalarının 2/3’ünün orta yaş döneminde gerçekleşiyor olması. |
Birçok insanın orta yaş aşamasını yaşamın en iyi, olgun dönemi olarak görmesine rağmen bu pembe tablo daha çok, orta ve üst sosyoekonomik düzeydeki aileler için geçerlidir. Ekonomik geliri düşük olanlar için durum oldukça farklıdır. Sosyoekonomik düzeyi düşük aileler için is olanakları azdır. Özellikle son on yıl içinde endüstriyel is alanlarının küçülmesi ya da kapanması teknolojik çalışma alanlarının gelişmesi bu kişilerin aleyhine olmuştur. Ayrıca çalışan sınıf ve yoksul kadınlar hem ev islerini yürütür hem de çalışma yaşamına girer ve yapılan isler kadın için doyum sağlayıcı değildir. Çalışan sınıftaki erkekler ki fiziksel güce dayanan işlerde çalışırlar, orta yaşa otuzlarında girerler, tıbbi bakım hizmetlerinden çok fazla yararlanamazlar ve emeklilik sonrası gibi bir yaşam beklentileri yoktur. Bu kişiler için özellikle kalp hastalıkları sonucu ölüm oranı yüksektir. Ekonomik gelirleri düşük olan bu erkek ve kadın grupları için yaşam sürecini yeniden değerlendirmek, yeni planlar yapmak ve hayaller kurmak gerçekçi değildir. Bunların sonucu olarak denilebilir ki orta yaş krizi fiilen sosyokültürel bir yapılanmayı gösterir ve genellikle orta ve üst sosyoekonomik düzeye sahip kişiler için geçerlidir.
5.Soru
Aşağıdaki seçeneklerde Alzheimer ve Demans ile ilgili verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
Alzheimer, “bellek, dil, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp” anlamına gelmektedir. |
Alzheimer bir ruh hastalığıdır ve hastalığın seyri süresince psikiyatrik bulguların görülmesi mümkündür. |
Alzheimer, halk arasında “bunama” olarak bilinir. |
Demans, beynin tüm bilişsel fonksiyonlarında ilerleyici kayba neden olan ve beyinde anormal protein birikimiyle meydana gelen bir hastalıktır. |
Bütün Alzheimer hastalarında demans görülür, ancak; her demans hastası Alzheimer hastası değildir. |
Öncelikle hafıza olmak üzere Alzheimer hastalığı beynin tüm bilişsel fonksiyonlarında ilerleyici kayba neden olan ve beyinde anormal protein birikimiyle meydana gelen bir hastalıktır. Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans” ise “bellek, dil, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp” anlamına gelmektedir. Bütün Alzheimer hastalarında demans görülür ancak her demans hastası Alzheimer hastası değildir. Demansa neden olan birçok başka hastalık vardır. Alzheimer en sık görülen demans tipidir. İlerleyen yaşla birlikte, Alzheimer’ın görülme sıklığı artar ancak Alzheimer hastalığının normal yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olmadığı bilinmelidir. Daha önce de belirtildiği gibi normal yaşlanma sürecinde beyinde yapısal birtakım değişiklikler olur fakat bilişsel/zihinsel yetilerde bariz bir kayıp söz konusu değildir. Alzheimer’da ise, belirgin şekilde yeni bilgileri öğrenme güçlüğü bulunmaktadır. Alzheimer bir ruh hastalığı değildir ancak hastalığın seyri süresince psikiyatrik bulguların görülmesi mümkündür. Doğru cevap E'dir.
6.Soru
I. Zihinsel, bedensel gelişimini tamamlamış olmak.
II. Psikolojik olgunluğa erişmiş olmak.
III. Ekonomik bağımsızlığını kazanmış olmak.
IV. Toplumda bir sorumluluk üstlenmiş olmak.
Yukarıdakilerden hangileri “yetişkin” teriminin tanımında kullanılabilir özelliklerdir?
I, II ve III |
II, III ve IV |
I, II ve IV |
I,III ve IV |
Hepsi |
Bütün bu özellikler yetişkin bir bireyde olması beklenen özelliklerdir.
7.Soru
2023 yılında Türkiye hangi toplumlar arasında yerini alacaktır?
Yaşlı toplum |
Olgun toplum |
Genç toplum |
Çok yaşlı toplum |
Çok genç toplum |
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2013 yılında Türkiye nüfusunun %7,7’sini yaşlı nüfus (65+) oluşturmaktadır. Yapılan nüfus tahminlerine göre 2023 yılında bu oranın %10,2’ye, 2050 yılında %20,8’e, 2075 yılında ise %27,7’ye çıkması beklenmektedir (TÜİK, 2014). Bu istatistiklere göre Türkiye olgun toplum olmaktan çıkmış, yaşlı bir toplum hâline dönüş- mektedir. 2023 yılında ise Türkiye çok yaşlı toplumlar arasında yerini alacaktır.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi genç yetişkinlik döneminin en baskın duyguları arasında yer almaktadır?
Cinsellik |
Özgüven |
Başarı |
Depresyon |
İlgi eksikliği |
Genç yetişkinlikte kişi, bazı hayallerine sahip olmakla birlikte daha pragmatik düşünme başlar.Cinsellik ve aşk duyguları bu dönemdeki en baskın duygulardır.Doğru yanıt "A" seçeneğidir.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi en sık karşılaşılan düşük nedenidir?
Fiziksel travmalar |
Enfeksiyon |
Virüs |
Kromozomlardaki anormallikler |
Üreme organlarındaki hastalıklar |
Gebeliklerin yaklaşık olarak %15 ile %20’si düşükle sonuçlanmaktadır ve bu düşükler genellikle ilk 3 ayda gerçekleşmektedir. En sık karşılaşılan düşük nedeni ise kromozomlardaki anormalliklerdir (Kirst-Ashman ve Zastrow, 2014). Üreme organlarındaki hastalıklar, virüs, enfeksiyon veya fiziksel travmalar da düşüğe yol açabilir.
10.Soru
I. Duygulardaki istikrarsızlık
II. Sosyal genç suçluluğu
III. Sürekli hayal kurma
IV. Yeteneklerini açığa çıkartma çabası
V. Ders çalışmaya karşı isteksizlik
Yukarıdakilerden hangileri ergenlik döneminde yaşanan duygusal özelliklerdendir?
I, II ve III |
I, III ve V |
III, IV ve V |
II, III ve IV |
II ve IV |
Ergenlik Döneminde Yaşanan Duygusal Özellikler:
- Duyguların Yoğunluğunda Artış: Ergenlikte duygu yoğunluğu artar. Kıskançlık, kızgınlık, mutluluk ve kaygılarını ifade ederken yoğunluk görülür. Ergenlikte artan coşku ve taşkınlıktan dolayı duygularını dışa vurma ihtiyacı hissederler.
- Duygulardaki İstikrarsızlık: Duygularda ani iniş-çıkışlar olduğu gibi istikrarsızlık da vardır. Ergen, aynı olaya farklı zamanlarda değişik tepkiler gösterebilir. Çabuk öfkelenir, çabuk sevinir, çabuk sinirlenir. Tepkiler önceden kestirilemez.
- Karşı Cinse İlgi: Her iki cinste de karşı tarafa beğenilme arzusu vardır. İlk zamanlar grupta bir arada olma isteği sonraları belli kişilere yönelir. Saf ve temiz duygular taşıyan gençlik aşkları bazen de karşı tarafa hissettirilmeden yaşanır.
- Sürekli Hayal Kurma: Ergen, hayal kurarak isteklerini kafasında canlandırır. Hayal konusu genellikle karşı cins olabildiği gibi üniversitede okuma, meslek sahibi olma, yuva kurma gibi gerçekleşmesini istediği şeylerde olabilir. Hayaller bazen öyle çok abartılır ki ergen, arkadaşlarını dinlerken derste ya da TV izlerken hayal kuruyor olabilir. Bu eylemin yoğun yaşanmasına psikolojide “gündüz rüyası” da denir.
- Yalnız Kalma İsteği: Ergenlikte her iki cins de yalnız kalmak ister. Ebeveynlerinin ve arkadaşlarının birlikte olma isteğine karşı gelip içe dönebilir. Yalnız kalıp kendisindeki değişiklikleri düşünüp, yeni durumuna alışmak ister.
- Ders Çalışmaya Karşı İsteksizlik: Çalışmaya karşı isteksizlik, evde sürekli sürtüşme ve kavgaya neden olur. Bu dönemde ergen daha çok arkadaşlarıyla birlikte olmak ister. Söz dinlememe, kurallara karşı gelme, bağırıp çağırma, vurup kırma, her şeyi boş verme, sorumsuzluk görülür.
11.Soru
I) ObeziteII) Alkol ve tütün kullanımıIII) Sağlıklı ve dengeli beslenmeIV) Stresten kendini korumaV) Düzenli egzersizYukarıdakilerden hangileri yaşlanmayı geciktirmek ve yaşlanmanın yan etkilerini en aza indirgemek için kullanılan yöntemlerdendir?
I, II ve III |
II ve IV |
I, III ve V |
II,III ve IV |
III, IV ve V |
Yaşlanmayı geciktirmek ve yaşlanmanın yan etkilerini en aza indirgemek için yaşam tarzında birtakım değişiklikler yapmak mümkündür. Düzenli egzersiz, sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli uyku, alkol ve tütün ürünlerinden uzak durma, stresten kendinî koruma gibi yaşam biçimleri, yaşlanmanın hızını ve yan etkilerini azaltan yöntemlerdir.
12.Soru
Sigmund Freud kişiliğin yapısını ve gelişimini açıklamak üzere geliştirdiği kurama ne ad verilir?
Bilişsel (Zihinsel) Gelişim Kuramı |
Psikososyal Gelişim Kuramı |
Psikoseksüel Gelişim Kuramı |
Ergen Benmerkezciliği Gelişim Kuramı |
Erdem Gelişimi Kuramı |
Sigmund Freud’un kişiliğin yapısını ve gelişimini açıklamak üzere geliştirdiği kurama Psikososyal gelişim kuramı adı verilir. Doğru Cevap C’dir.
13.Soru
Yaşlı(65+) nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %4 ve %7 aralığında olduğu toplumlara ne ad verilir?
Çok yaşlı toplum |
Yaşlı toplum |
Genç toplum |
Olgun toplum |
Orta yaşlı toplum |
21. yüzyılın megatrendlerinden biri olarak görülen demografik yaşlanma, tüm dünyayı etkileyen bir olgudur. Azalan doğum ve bebek ölüm oranları, ortalama yaşam süresinin uzaması gibi faktörler yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranını artırmaktadır. Toplam nüfusun %4’ünün yaşlı bireylerden (65 +) oluştuğu toplumlar genç toplum, bu oranın %4 ve %7 aralığında olduğu toplumlar olgun toplum, %7 ve %10 aralığındaki toplumlar ise yaşlı toplum olarak nitelendirilmektedir. Yaşlı bireylerin toplam nüfus içindeki oranının %10’u geçtiği toplumlar ise çok yaşlı toplum olarak nitelendirilmektedir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ergenlik döneminde yaşanan duygusal özelliklerden değildir?
Duygularını rahatlıkla kontrol edebilme |
Duyguların yoğunluğunda artış |
Duygulardaki istikrarsızlık |
Karşı cinse ilgi |
Sürekli hayal kurma |
Ergenliğin başlarındaki büyümenin hızlı oluşu, biyolojik-cinsel değişmeye eşlik eden hormonal salgılar büluğ döneminde ve onu izleyen yıllarda ergenin hem duygularında hem de davranış ve tutumlarında belirgin farklılıklar görülmesine neden olur. Büluğdan (erinlikten) başlayarak ergenin duygularının yoğunluğunda artma olur. Artan duygu ve coşku hâli duygularını dışa vurma ihtiyacı doğurur. Olumsuz duygular el, kol hareketleri, yüz ifadesi ve bağırma gibi sözlü ve sözsüz davranışlarla dışa vurulurken; coşku ve karsı cinse yönelik duygular şiir, öykü yazma, hatıra defteri tutma gibi eylemlerle kâğıda dökülür. Ergenin duygusal tepkileri düzenli değildir. Hem duygular hızla değişir hem de duygularında istikrarsızlık vardır. Aynı olaya kısa aralıklarla gösterdiği tepki farklı olabilir. Neşeli ve mutluyken kısa sürede tamamen farklılaşabilir. Ancak bireysel farklılıklar olduğu da unutulmamalıdır.
15.Soru
Bir doktorun, bir tesisatçının, bir öğretmenin yaşam kalitelerini artırma ve iyilik hallerinin devamı için birbirlerine ihtiyaç duymaları hangi ilke ile açıklanmıştır?
Denge |
Durağanlık |
İzole Hayat |
Karşılıklı Bağımlılık |
Baş Etme |
A,B,C ve E şıkları çeldirici olup, Zastrov ve Kirst-Ashman tarafından ifade edilen madde 'D' seçeneğinde doğru olarak verilmiştir.
16.Soru
Ergenlikte büyümenin en hızlı olduğu duruma ne ad verilmektedir?
Büyüme hızı doruğu |
Büyüme atılımı |
Ergen benmerkezciliği |
Birincil büyüme |
İkincil büyüme |
Ergenlikte büyümenin en hızlı olduğu duruma “Büyüme Hızı Doruğu (BHD)” adı verilmektedir.
17.Soru
Yetişkin bir bireyin ailesel ve mesleksel rollerinde başarılı olamaması sonucunda yaşadığı sıkıntıları Hahn nasıl ifade etmektedir?
Baş tavana çarpar |
Boş yuva sendromu yaşanır |
Orta yaş krizi yaşanır |
Üretkenliğe karşı durgunluk olur |
Hayatın öğleden sonrası başlar |
Orta yaşam döngüsü aşaması kavramı; eskiden depresif kadın, mesafeli, “iskolik” erkek, evlilik mutluluğunun en alt noktada olduğu dönem olarak adlandırılırdı ve buna en büyük neden olarak da “boş yuva” gösterilirdi. Ancak şu an boş yuva sendromu, geçerliliğini yitirmeye başlamıştır (Shapiro 1996). Çünkü torunların aile yaşamına katılması ile evde faklı ilişkilerin görüldüğü bir yeni yaşam oluşmuştur. Son yıllarda literatürde “boş yuva dönemi” olarak adlandırılan bu dönemin üçüncü nesil olan torunların ve yeni aile üyelerinin (evlilikler ile) aileye katılması ile “dolu yuva dönemi” ya da “sandviç dönem” olarak adlandırılmaya başlandıgı görülmektedir. Orta yaş krizi; güçlü bir değişim isteği ile güdülenen orta yaş (40-60 yas) döneminde ortaya çıkan duygusal bir karmaşa dönemidir. Kavramın orjinali aslında erkeklerin yaşadıgı bir kriz olarak kabul görmüstür. Orta yetişkinlik dönemi Erikson’un psikososyal gelişim aşamalarından olan “üretkenlige karşı durgunluk” yaşam krizini barındıran aşamaya denk gelir. Carl Jung, 20.yüzyılın başlarında, orta yaşa geçişi çalışırken orta yaşı “hayatın öğleden sonrası” olarak tanımlamıştır. Ortalama bir insan için, ileri yetişkinlik aşamasına ulaşma, yaşam kalıplarının iyice oturduğu ve degişme şansının artık kapandığını çagrıştırır. Yetişkin bir birey; ailesel ve mesleksel rollerinde başarılı olamamışsa anksiyete yaşar. Böyle durumlarda ortaya çıkan belirtiler aşırı alkol kullanımı, psikosomatik semptomlar, acı verici duyguları yaşama ve depresyon şeklinde sıralanabilir Hahn (1963); bu aşamayla ilgi- li olarak “basın tavana çarptığını” ifade etmektedir. Tavanla bazıları oldukça erken karşılaşırken bazıları da şasırtıcı bir biçimde geç karşılaşmaktadır ancak herkes eninde sonunda bu tavana ulaşmaktadır. Ayrıca bunu “genç erkekler ve kadınların oldukça kalabalık bir biçimde yarışmacı, ekonomik, siyasal ve toplumsal arenalara girdigi” bir dönem olarak da tanımlamaktadır.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi birincil cins özellikler arasında yer alır?
Göğüs ve kalçaların gelişimi |
Yumurtalıkların gelişimi |
Erkeklerde kıllanma |
Kızlarda regl kanamaları |
Ses değişikliği |
Birincil cins özellikleri cinsel organlarla ve üremeyle doğrudan ilgilidir. Bu kız çocuklarında döl yatağının, vajinanın ve yumurtalıkların gelişimini içerir. Erkek çocuklarında ise birincil cins karakteristikleri penisin büyümesini, prostat bezleri ile testislerin gelişimini içerir.
19.Soru
I. Birinci Evre (16-22 Yaş): Bireyin anne-babasından ayrıldığı görülür. Ayrıca kişi kimliğini güçlendirir.
II. İkinci Evre (22-28 Yaş): Birey kendi kurduğu ailesine bağlanır ve ailesi için kendi amaçlarından fedakârlık yapar.
III. Üçüncü Evre (28-34 Yaş): Bu evre bir geçiş evresidir. Birey amaçlarını, evliliğini yeniden gözden geçirir; değerlendirir.
Gould’un dönüşüm kuramında göre gençlik dönemini içine alan bu evreler doğru olarak açıklanmıştır?
Yalnızca I |
I ve II |
II ve III |
I ve III |
Hepsi |
Gould’un dönüşüm kuramında genç yetişkinlikle ilgili dört evreden bahsedilir. Bu evrelerde bireyin sosyal yapısında bazı dönüşümler baslar, birey özerklik kazanır ve amaçlarını gerçekleştirmeye baslar. Artık kendi ayaklarının üstünde durması gerektiğini bilir. Gençlik dönemini içine alan bu evreler: Birinci Evre (16-22 Yaş): Bireyin anne-babasından ayrıldığı görülür. Ayrıca kişi kimliğini güçlendirir. İkinci Evre (22-28 Yaş): Bireye özerklik yerleşir ve birey amaçlarını gerçekleştirmeye baslar. Üçüncü Evre (28-34 Yaş): Bu evre bir geçiş evresidir. Birey amaçlarını, evliliğini yeniden gözden geçirir; değerlendirir.
20.Soru
Yaşlılık döneminde ortaya çıkan hastalıklar ile ilgilenen, yaşlılıktan kaynaklanan hastalıkların koruyucu, tedavi ve rehabilite edici yönleriyle ilgilenen bir tıp dalına ne ad verilir?
Geriatri |
Psikiyatri |
Endokrin |
Fizyoterapi |
Radyoloji |
Yaşlılık döneminde ortaya çıkan hastalıklar ile ilgilenen, yaşlılıktan kaynaklanan hastalıkların koruyucu, tedavi ve rehabilite edici yönleriyle ilgilenen bir tıp dalı Geriatri olarak adlandırılır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ