Duygu ve düşünceleri destekleyerek onları› gözle görülür
somut hale getiren hareketler olan jest ve mimikler iletişimin etkinli¤inde önemli rol oynamaktadırlar. Jest ve mimikler bazen istendik bazen de istenmedik hareketler şeklinde ortaya çıkabilmektedirler.Beden dilinde jest ve mimiklerin sınıflandırılması esas ve ikincil olmak üzere iki ana başlık altında sınıflandırılmaktadır.Esas jest ve mimikler: Duygu ve düşünceleri destekleyen onlar› somut hale getiren hareketler olarak tanımlanmaktadırlar. Bunlar› da 3 grupta ele almak mümkündür. Doğru cevap B seçeneğidir.

Mutluluk, öfke ve şaşkınlık gibi tüm insanlarda evrensel olarak görülen duygular yüz ifadelerinde ortaya çıkan biyo-psikolojik kökenli temel duyguları dile getiren hareketlerdir. Bunlar anlatım jest ve mimikleri içinde yer alır. 

sosyobiyolojik kurama göre, duygular da, insan davranışları gibi doğal bir süreçten geçerek bugünkü halini almıştır. Bazıları ortadan kalkmış, bazıları ise varlıklarını sürdürmüşler ve çevreye uyum sürecini sağlamışlardır.

Güdü, organizmayı etkileyerek bir amaç için harekete geçmeye sevk eden, istekleri, arzuları, ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır.  Açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere ise dürtü adı verilmektedir. Vücut süreçlerini denge durumuna getirmek için çeşitli kaynakların kullanıldığı organizmanın fizyolojik ihtiyaçları gereksinim (ihtiyaç) olarak tanımlanabilmektedir. Bunun yanında başarma, toplumsal onay, statüye ilişkin duyulan istek gibi davranışı yüksek seviyede yönlendiren dürtüler de gereksinim olarak adlandırılır.  

Maslow'un gereksinimler hiyerarşisin basamaklar aşağıdan yukarıya doğru olarak;

1. Temel fizyolojik gereksinimler
2. Güvenlik
3. Ait olma ve sevgi
4. Değer, başarı, saygı
5. Kendini gerçekleştirme

olarak sıralanabilir. Doğru yanıt "E" seçeneğidir.

Gestalt psikologlar›na göre algılayıcı, nesneleri şu ilkeler doğrultusunda gruplandırarak algılar:

Yakınlık, benzerlik, tamamlama, süreklilik ve ortak kader.

Deneysel psikoloji, belirli bir davranışı etkileyen çevresel etmenleri ve uyarıcıları ayrıntılı bir biçimde tanımlayıp ölçen, uyarıcının hangi davranışı, nasıl ve ne derece etkilediğini bulmaya çalışılan psikolojinin alt dalıdır. Doğru yanıt "B" seçeneğidir.

Algı, duyumsal deneyimlerin aksine daha yüksek zihinsel süreçlere bağlı görünmektedir. Algılayıcının ne algıladığı sadece duyumladığı uyarıcılara değil, bu
uyarıcılara ait yorumlarına da bağlıdır. Algının ham maddesi duyumlardır. Duyum
olmadan algının gerçekleşmesi mümkün değildir. Ama diğer yandan algı, duyumsal süreçlere indirgenemez. Örneğin bir şarkı dinlerken, algılayıcının duyduğu şey,
kulağına gelen ses dalgaları değil, ses dalgalarının belirli bir biçimde bir araya gelmiş hâli, yani melodidir (Gray, 1999). Ayrıca algı, duyusal girdilerin yorumlanması süreci olduğu için, bu yorum her zaman bağlamsal faktörlerden etkilenir. Bu da
algının öznel doğasına işaret eder. Yani alg›; kültürden, deneyimlerden, beklenti
ve güdülerden etkilenen bir süreçtir. Bu nedenle insanlar aynı uyarıcıyı farklı şekilde algılayabilirler.

Verilenler arasında yanlış bilgi C seçeneğinde olduğundan cevap C dir.

Gestalt psikologlarına göre algılayıcı, nesneleri şu ilkeler doğrultusunda gruplandırarak algılar: Yakınlık, benzerlik, tamamlama, süreklilik ve ortak kader.

Davranış türleri davranışın kaynağı bağlamında doğuştan getirilen, geçici ve öğrenilmiş davranışlar olmak üzere 3 grupta sınıflandırılır. Diğer seçeneklerde yer alan davranış sınıflamaları davranışın niteliği bağlamında ele alınan sınıflamaları ifade eden seçeneklerdir. Bu nedenle doğru seçenek D seçeneğidir.

Gelişim psikolojisi insanda yaşam boyu meydana gelen çeşitli alanlardaki (bedensel, bilişsel, dil, psiko-sosyal) değişimleri inceleyen psikolojinin alt disiplinidir.

Davranışçı yaklaşım, insan ve hayvan davranışlarının belirli, açık tepkilerden oluşan bölümü ile ilgilenmektedir. Doğru yanıt "A" seçeneğidir.

Yarışta sevdiğiniz birinin tezahüratından utanıp performansınızın düşmesi seçeneği yaşanan duygudaki artışa rağmen verilen tepkideki düşüşe bir örnektir. Diğer seçeneklerde yer alan örnekler ise biri artarken diğeri de artan örneklerdir. Bu nedenle doğru seçenek C seçeneğidir.

Organizmanın bünyesine katılan maddelerin hangi yoğunluk ve ne şekilde alınacak ve alınan bu maddelerin arasında nasıl bir denge kurulacağına ilişkin sabit içsel durumu işaret eden biyolojik denge durumuna homeostasis denir.

bireylerin neden yüksek sesli müzik çalınan disko gibi yerlere gitme gereksinimleri ya da yüksek bir yerden yamaç paraşütü ile atlama gereksinimleri olduğu optimal düzeyde uyarılma kuramı olarak açıklanabilir.

Birincil Dürtüler: Belli bir biyolojik gereksinme durumu ile ortaya çıkan, birçok organizmada ortak, öğrenilmemiş ve davranışı yönlendiren güdülerdir.

Başarı gereksinimi sosyal güdülerdendir.

Gestalt algıda gruplama ilkelerine göre, bizler aynı yönde ayrı hareket eden nesneleri birlikte algılama eğilimindeyizdir. Buna ortak kader ilkesi denilir. 

Güdü, organizmayı etkileyerek bir amaç için harekete geçmeye sevk eden, istekleri, arzuları, ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan kavram olarak tanımlanmaktadır. Doğru yanıt "A" seçeneğidir.

Hemostatik davranış organizmanın, bireyin denetiminde olmadan gösterdiği içsel tepkilerden birisidir. İnsan bedeninin (hayvanlarda da olan) kendi kendisini ayarlayan ve bazı hallerde de onarımı gücü olan mekanizması ve yeteneği olarak tanımlanan dengeye (homeostasis) sahiptir  Biyolojik denge içsel veya dışssal bir nedenden dolayı bozulduğunda, denge mekanizması ya da becerisi hemen devreye girer ve bedenin tekrar denge (homeostasis) durumuna ulaşmasını otomatik olarak sağlamaya çalışır. Örneğin, vücut ısısı 37 °C’yi geçtiğinde, vücut ısısını düzenlemek için terleme mekanizmasının devreye girmesi böylesi bir davranıştır. Yüzmek öğrenilen ve doğuştan gelmeyen bir davranış türüdür ve homostatik davranış olarak değerlendirilemez. Öksürme, korku tepkisi gibi davranışlarımız ise istemsiz, otomatik bir şekilde ortaya çıkar ve aslında hayatta kalma, organizmayı bazı olası tehditlere, tehlikelere karşı koruma işlevlerine sahip reflekslerdir. Besin arama davranışı ise daha çok hayatta kalmayı sağlayan birincil güdü olan açlık sonucu oluşan dürtüsel bir davranıştır.