İslam Hukukuna Giriş Ara 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Fıkhi malzemenin gerçek anlamda yazılı kaynaklarda derlenip sistematik bir şekilde tedvin edilmesi hangi dönemde gerçekleşmiştir?
Sahabe dönemi |
Tabiu^n dönemi |
Müctehid imamlar dönemi |
Mezhep merkezli dönem. |
Yeni dönem |
Fıkhın tedvin edilmesi müctehid imamlar döneminin diğer bir önemli özelliğidir. Sahabe döneminde Kur’a^n bir metin haline getirilmiş ve çoğaltılmıştır. Sahabe neslinden itibaren bireysel anlamda hadis ve fıkıh malzemesini yazıya geçirenler olduğuna dair nakiller vardır. İlk dönemlere dayalı olarak bazı hukuki içerikli talimatname ve mektuplar da rivayet edilmiştir. Ancak fıkhi malzemenin gerçek anlamda yazılı kaynaklarda derlenip sistematik bir şekilde tedvin edilmesi müctehid imamlar döneminde gerçekleşmiştir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “yapılması istenen fiilin belirli olup olmaması” açısından vacib dir?
Geniş zamanlı |
Dar zamanlı |
Müşkül zamanlı |
Mukadder |
Muayyen |
Muayyen vacib dışındaki cevaplardan geniş zamanlı, dar zamanlı ve müşkül zamanlı cevapları eda edileceği vakit açısından vacibler; mukadder vacib cevabı ise miktarının belli olup olmaması açısından vacibdir. Muayyen vacib ise yapılması istenen fiilin belirli olup olmaması açısından vacibdir.
3.Soru
Müctehid imamlar sonrasındaki dönem hangisidir?
Taklid Dönemi |
Müluk Dönemi |
12 İmam Dönemi |
Hz. Peygamber Dönemi |
Uyanış Dönemi |
Hz. Peygamber-sahabe-tabiûn-müctehid imamlar şeklinde bir çizgi takip etmek mümkündür. Müctehid imamlar sonrasındaki dönem literatürde genelde, “taklid dönemi” olarak nitelenmektedir.
4.Soru
Kişinin zühd, rıza, sabır, huşu gibi tutumları aşağıdaki kavramlardan hangisi içinde değerlendirilir?
Hakkaniyyet |
Vicdaniyyat |
Ameliyyat |
İtikaddiyyat |
Muamelat |
Vicdâniyyât, insanın zühd, rıza, sabır, huşu gibi içsel (bâtınî) tutumları anlamına gelmektedir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi günümüze kadar varlığını sürdüremeyen Sünni hukuk ekollerinden biridir?
Hanefi |
Leys |
Hanbeli |
Maliki |
Şafi |
Günümüzde dört mezhep olarak bilinen Hanefi, Hanbeli, Maliki ve Şafi ekollerinin dışındaki Sünni ekoller fazla taraftar bulamadığı için varlıklarını sürdürememişlerdir.
6.Soru
Fıkıh kavramının tarihsel gelişimine ilişkin aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Fıkıh kelimesi Kur’a^n-ı Keri^m’de birçok ayette kullanılmıştır. |
Kur’a^n-ı Keri^m’de kelimeye dinde derin kavrayış sahibi olma anlamı yüklenmiştir. |
Hadislerde fıkıh, sadece zihinsel bir çaba neticesinde elde edilen bilgiyi ifade eder. |
Fıkıh ve ilim kelimeleri arasında kavramsal bakımdan fark yoktur. |
Fıkıh dini^ bilginin her türünü içerir. |
Kelimenin fiil hali Kur’a^n-Kerim’de yalnızca bir a^yette İsla^m’la birlikte kazandığı özel anlamında kullanılmaktadır. A^yette kelimeye dinde derin kavrayış sahibi olma (dinde tefakkuh) anlamı yüklenmiştir. Hadislerde fıkıh, sadece zihinsel bir çaba neticesinde elde edilen bilgi değil, aynı zamanda habere ve öğrenmeye dayalı bilgi anlamında da geçmektedir. Hicri^ I. yüzyılın sonlarına doğru hadis tedvin sürecinin başlaması, fıkıh ve ilim kelimelerinin anlamları üzerinde bir değişim meydana getirmiştir. Fıkıh kelimesi, artık Kitab ve Sünnet’e dayalı akıl yürütme faaliyetini ve bu faaliyet sonucunda açığa çıkan bilimsel çözümleri ifade etmektedir. İlim kelimesi ise, daha ziyade Kita^b’a, Sünnet’e ve Saha^-be’nin görüş ve uygulamalarına (a^sa^r) ilişkin nakli^ bilgileri belirtmek için kullanılmaya başlanmıştır. Fıkıh başlangıçta dini^ bilginin her türünü (itikadi^, ahlaki^, hukuki^ vd.), fakat onlardan rivayete değil, yalnızca re’y ve ictihada dayalı olanlarını içermektedir.
7.Soru
Yalan üzerinde birleşmeleri düşünülemeyen bir sayıdaki topluluğun kendileri gibi bir topluluktan naklettikleri sünnet olarak tanımlanan sünnet aşağıdakilerden hangisidir?
Fıkhi Sünnet |
Zanni sünnet |
Ahad sünnet |
Meşhur sünnet |
Mütevatir sünnet |
Mütevatir sünnet, yalan üzerinde birleşmeleri düşünülemeyen bir sayıdaki topluluğun kendileri gibi bir topluluktan naklettikleri sünnettir. Sünnetin mütevatir olması onun Hz. Peygamber’e ait olduğu ve değişmeden bize kadar ulaştığı konusunda kesin bilgi ifade eder.
8.Soru
Yalan üzerinde birleşmeleri düşünülemeyen bir sayıdaki topluluğun kendileri gibi bir topluluktan naklettikleri sünnet olarak tanımlanan sünnet aşağıdakilerden hangisidir?
Fıkhi Sünnet |
Zanni sünnet |
Ahad sünnet |
Meşhur sünnet |
Mütevatir sünnet |
Mütevatir sünnet, yalan üzerinde birleşmeleri düşünülemeyen bir sayıdaki topluluğun kendileri gibi bir topluluktan naklettikleri sünnettir. Sünnetin mütevatir olması onun Hz. Peygamber’e ait olduğu ve değişmeden bize kadar ulaştığı konusunda kesin bilgi ifade eder.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, sahabi sözünü hüccet olarak kabul eder?
İmam Malik |
Ebu’l-Huseyn Basri |
Gazzali |
İbnü’l-Hacib |
Amid |
Bazı İslam alimleri sahabi sözünün ister kıyasa uygun isterse aykırı olsun mutlak hüccet olduğu görüşündedirler. İmam Malik bu görüştedir.
10.Soru
Üstün bir kavrayışın kendisinde sıfat ve karakter haline geldiği kimseye ne denir?
Fakih |
Ulvi |
Veli |
Kamil |
Zalim |
F-K-H kökünün, derin ve ince kavrayışın bir kimse bakımından sıfat ve karakter (seciy haline gelmesi anlamında kullanılması da, kavrayış yeteneğindeki üstünlüğe ilişkin anlam vurgusunu desteklemektedir. Sözü edilen düzeyde bir kavrayışın (fıkıh) kendisinde sıfat ve karakter haline geldiği kimseye ise, fakîh denilmektedir.
11.Soru
Nas ve eser merkezli, nakle dayalı bir fıkıh anlayışı benimseyen, kıyası son çare olarak gören ekol hangisidir?
Hanbeli^ |
S¸afii^ |
Maliki^ |
Hanefi^ |
Evza^i^ |
Ahmed b. Hanbel’in başvuru kaynakları öncelikle naslar yani Kita^b ve Sünnet’tir. İkinci aşamada sahabenin ittifak ettiği veya muhalifi bilinmeyen fetvalarını delil olarak kabul ederdi. Daha sonra sahabenin ihtilaf ettikleri görüşlerden naslara en uygun bulduğunu tercih ederdi. Dördüncü aşamada, daha kuvvetli bir delil bulamadığı durumda, mürsel ve zayıf hadisleri kıyasa tercih ederdi. Beşinci aşamada ise, artık mecbur kaldığı için kıyası kullanırdı. Ahmed b. Hanbel, farazi fıkıhtan hoşlanmaz, meydana gelmemiş olaylarla ilgili hüküm yürütmezdi. Görüldüğü üzere Ahmed b. Hanbel nas ve eser merkezli, nakle dayalı bir fıkıh anlayışı benimsemiş, kıyası son çare olarak görmüştür.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi belli bir konu ile kendisini sınırlamaz?
Tefsir |
Hadis |
Fıkıh |
Kelam |
Fıkıh usulü |
Kelam inceleme alanı itibariyle diğer disiplinle gibi, belli bir konu ile kendini sınırlamaz, tüm var olanı konu edinir. Külli ilim olarak nitelendirilmiştir.
13.Soru
Istıshâb hangi kökten türemiştir?
Sohbet |
Sorgu |
Sahi |
Sahih |
Sahte |
Istıshâb, “sohbet” kökünden türemiş bir isim olup, beraber bulunma, beraberliğin devam etmesi gibi anlamlara gelir.
14.Soru
Allah’ın, iktiza^ veya tahyi^r ya da vaz‘ yönüyle mükelleflerin fiillerine ilişkin hita^bına ne ad verilir?
Farz |
Vacib |
Mendub |
Mübah |
Hüküm |
Hükmü tanımlarken usulcülerin bir kısmı hükmün kaynağını, bir kısmı ise mükellefin fiilini dikkate almıştır. Hükmü, kaynağını dikkate alarak tanımlayan kelamcı usulcülere göre hüküm, “Allah’ın, iktiza^ veya tahyi^r ya da vaz‘ yönüyle mükelleflerin fiillerine ilişkin hita^bıdır.” Hükmü, mükellefin fiilini dikkate alarak tanımlayan Hanefi^ usulcülere göre ise hüküm, “Allah’ın, iktiza^ veya tahyi^r ya da vaz‘ yönüyle mükelleflerin fiillerine ilişkin hita^bının sonucudur.”
15.Soru
Hangisi icma^ın işlevlerinden değildir?
Muhafaza |
Bağlayıcılık |
Kamu otoritesini sınırlamak |
Asıldaki hükmün benzerini fer’de isbat etmek |
Bazı usu^l konularının meşruiyetini sağlamak |
İcma^ın işlevleri kabaca şu şekilde sıralanabilir: Muhafaza: İbadet ve ibadet içerikli konularda Hz. Peygamberden intikal eden ve sahabede somutlaşan mevcut anlayış ve uygulamaları korumak ve sürdürmek. Bağlayıcılık: O¨zellikle hukuk alanına ilişkin olmak üzere, yeni karşılan problemlerde ortak ve bağlayıcı karar alabilmek. Kamu otoritesini sınırlamak: Her iki işlevi itibariyle de icma^ın, aynı zamanda mevcut anlayış ve uygulamayı, yöneticelerin değiştirme girişimlerine karşı korumak suretiyle bir anlamda onların otoritelerini sınırladığı da söylenebilir. Bazı usu^l konularının meşruiyetini sağlamak: Usulcülerin, icma^a özellikle sahabe icma^ına yükledikleri fonksiyonlardan birisi de kıyasın hüccet oluşu, haber-i va^hid ile amel gibi usuli^ konuların meşruiyetini ispatlamak ve temellendirmektir. Sırf dil yoluyla idrak edilemeyen ortak bir illet sebebiyle asıldaki hükmü fer'e de vermek (ta‘diye)is kıyastır.
16.Soru
Müctehid İmamlar Döneminin bariz özelliği bir önceki kuşakta ana eğilimler etrafında ekolleşmeler yaşanmışken, bu dönemde o ekollerin içerisinden şahıs merkezli yeni bir hukuki yapılanma doğmasıdır. Ortaya çıkan bu yapılanmlara ne ad verilir?
Re’y |
Ehl-i Beyt |
Mezhep |
İtikad |
Şeriat |
Mezhep adı verilen bu yapılanma, içinden çıktığı ekolün özelliklerini yansıtmakla beraber, kurucu kabul edilen hukukçunun görüşleri çerçevesinde şekillenmekteydi. Bu anlamda mezhep “belli bir müctehidin kendine mahsus ictihad usulü ve bu usul ile elde edilmiş fıkıh hükümleri bütünü”nü ifade ediyordu.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi literatürde müctehid imamlar sonrasındaki dönemi ifade eder?
Taklit |
Doğuş |
Gençlik |
Olgunluk |
İhtiyarlık |
İslam hukukunun oluşumunda Peygamber, sahabe, tabiun ve müctehid imamlar şeklinde bir çizgi takip edilir. En sondaki müctehid imamalar sonrasındaki dönem taklit dönemi olarak ifade edilir.
18.Soru
Arzu edilmeyen sonuçların, yine hukuk içerisinde kalarak ve hukukun imkânları ile aşılması şeklinde ifade edilen terim aşağıdakilerden hangisidir?
İctihad |
İcma |
Hiyel |
Re’y |
İstihsan |
Kıyas: bildiklerinizi bilmediklerinizle kıyas ediniz şeklindedir. Istihsan: bir meselesde özel bir delil sebebiyle bir karardan vazgeçip başka bir karar vermektir. Sahabe Kavli: Islam hukuku olan fıkıh ilminin delillerinden dir. İcma: Hz. Peygamberin soyundan olan kimselerin şer’I bir mesele hakkımda fikir birliği etmesidir Yukarıdaki açıklamalar dpğru cevap değildir. Ebu Hanife’nin hukuk anlayışı ile ilgili dikkate değer bir başka yön ise “hiyel” meselesidir. Hiyel, sözlük anlamı olarak çözüm ve çare demek olan “hîle” kelimesinin çoğuludur. Arzu edilmeyen sonuçların, yine hukuk içerisinde kalarak ve hukukun imkânları ile aşılması şeklinde ifade edebileceğimiz hiyel uygulamaları ile ilgili Ebu Hanife’den birçok örnek nakledilmiştir.
19.Soru
İnsanların birbirleriyle ilişki kurmalarını sağlayan yapıya ne ad verilir?
Toplumsal düzen |
Kamu düzeni |
Dernek |
Sosyal organizasyon |
Toplumsal mozaik |
İnsanlar arasında gerçekleşen ilişkiler, sayısız denilecek ölçüde fazla, çok yönlü ve yapısal bakımdan karmaşıktır. İnsanların yaşamsal gereksinimlerine kavuşabilmeleri, sözü edilen ilişkilerin belli bir düzen içinde kurulabilmesine bağlıdır. İnsanların birbirleriyle ilişki kurmalarını sağlayan yapıya toplumsal düzen diyoruz.
20.Soru
Fıkıh usu^lcüleri tarafından yapılan fıkıh tanımına göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Hükümler kaynaklardan çıkarılırken gerçekleştirilen bilimsel faaliyet esas alınmaz. |
S¸er’i^ ameli^ hükümleri tafsi^li^ delillerine dayalı olarak bilmek olarak tanımlanır. |
Başka bir kaynağa gerek olmaksızın yalnızca akıl yoluyla elde edilebilen hükümler şer’i^ hükümlerdir. |
S¸er’i^ hükümlerle akli^ ve hissi^ hükümler arasında yapısal bakımdan farklılık yoktur. |
Akli^ hükümler yalnızca beşeri^ davranışları düzenleyen yaptırmalı önermelerdir. |
Fıkhın terim anlamının açıklanması amacıyla yapılan ilk tanım biçimi, fıkıh usu^lcülerine ait olup, onda hükümler kaynaklardan çıkarılırken gerçekleştirilen bilimsel faaliyet esas alınmaktadır. Buna göre fıkıh, usu^lcüler tarafından “S¸er’i^ ameli^ hükümleri tafsi^li^ delillerine dayalı olarak bilmek” biçiminde tanımlanmaktadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ