1800’lü yıllarda sinematoğrafın keşfine kadar olan süre içinde insanları karartılmış mekanlara çekmeyi başaran eğlence kültürnün örnekleri arasında panaroma, diyorama ve büyülü fener bulunmaktadır.

Kamera icatlar çağı olarak adlandırılan bir dönemin ürünüdür. Görüntünün kaydedilmesi ve istendiğinde tekrar üretilmesi fizik, kimya gibi birçok farklı alanda yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

I- Kalabalık izleyici kitlesini yüzey üzerinde oluşan optik yansımaları izletmek için karanlık bir ortamda biraraya getirmiştir.

III- 1660’lı yılların sonuna doğru Avrupa’da faeklı örnekleri geliştirilmiştir.  

IV- Karanlık ortamda film izleme geleneğinin habercisi sayılmaktadır.

V- 17. Yüzyılın koşulları içinde gösteriyi izleyen izleyiciler, görüntünün oluşumunu büyülü bir ortam olarak algıladıkları için bu adı verilmiştir.

Önermeleri doğrudur.

Siyah renk mono ses giriş ve çıkışını; kırmızı renk stereo sesin sağ kanalının giriş ve çıkışını; beyaz renk stereo sesin sol kanalının giriş ve çıkışını simgelemektedir. Sarı renk ise video giriş ve çıkışını simgeler.

Hem saniyede 16 kare çekim yapabilme hem de gösterebilme özelliğini eklemişleridir. Halka açık ilk başarılı film gösterisi 1895’te Auguste ve Louis Lumiere adlı Fransız kardeşlerin geliştirdikleri sinematograf ile Paris’te perdeye yansıtılarak gerçekleştirilmiştir.

Kracauer, filmin ulusal işlevlerinin diğer ortamlardan daha etkin olmasının dört temel nedenini belirlerken film dilini bu temel nedenler arasında yerleştirmemektedir.

28 Aralık 1895 tarihi, sinemanın doğum tarihi olarak kabul edilir ve bu tarihle birlikte hareketli görüntü üreten kamera toplumsal yapının içinde kendisine yer bulur. Doğru cevap C'dir.

Film üzerine fotoğraf tekniği ile nesne ya da canlıların hareketini kaydetmek için yapılan çalışmaların yanı sıra çekilen hareketli görüntülerin gösterimi için de iki temel alanda çalışmalar yapılmıştır. Kaydetmeye yönelik çalışmaların sonunda hareketli görüntü kamerası ya da film kamerası adı ile anılacak olan aygıt ve gösterimini sağlayacak olan gösterici (projeksiyon) de bu çabaların sonunda ortaya çıkmıştır. Sürekli hareketli görüntü kaydı film kamerasının icadı ile gerçekleşmiştir.

2. Dünya Savaşı döneminde cepheden haber alabilmek için daha kolay taşınabilir kameralara ihtiyaç duyulmuştur. 35 mm kameraların hantal yapısı cepheden görüntülerin alınmasını zorlaştırıyordu. Bu ihtiyacı karşılayan 16 mm kameralar çıktı. Böylelikle cepheden ve dünyanın her yerinden görüntüler sinema perdesinde izlenmeye başlandı. Adından da anlaşılacağı gibi 16 mm film kullanan kameralardır. ilk televizyon yayınlarında kullanılan görüntüler, bu tip kameralar ile çekilmiştir. Kullandıkları filmler sinema perdesi boyutlarında büyütülmeye uygun olsa da profesyonel sinema için tercih edilmemektedir. Belgesel film ve televizyon haberciliğinin gelişimi hafif kameralara ihtiyacı artırmıştır. 16 mm film formatı Kodak tarafından geliştirilmiştir. 16 mm’lik film üzerine eklenen ses kuşağı televizyon haberciliğinde film kameralarının kullanıldığı dönemlerde habercilik ve belgeseller için kabul edilebilir bir format haline gelmiştir. Zaman içinde film malzemesinde de gelişmeler kaydedilmiştir.

Dikroik ayna, olarak adlandırılan prizma sistemi, görüntüyü oluşturan beyaz ışığı, kırmızı, yeşil ve mavi olarak ayırarak bu renk bilgilerinin elektriksel sinyale dönüşeceği bölüme ulaştırır. Kamerada renk bilgileri önceleri tüpler ile daha sonraları CCD’ler yardımı ile elektriksel sinyale dönüşmektedir.  

Sorunun doğru cevabı A şıkkıdır.

2000’ li yılların başlarına kadar plastik ve lastik gibi petro kimyasal ürünler günümüz kameralarınıın üretilmesinde ana hammaddeyi oluşturmuşlardır.

Objektifler farklı boyutlarda görüntü üretir. Bunun nedeni objektiflerin odak uzaklığından kaynaklanmaktadır yani odak uzaklığı objektifin odak merkezi ile görüntünün oluştuğu düzlem arasındaki uzaklıktır. Bu objektifler kullanıldığında görüntüde oluşturulan etki de değişir. Bu nedenle görüntüde oluşturulmak istenilen etki önceden planlanmalıdır.