Kelam'A Giriş Final 6. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Gazzâlî’nin hangi eserinde İslâm felsefecilerinin görüşlerinin kapsamlı bir eleştirisi yapılmıştır?
Makâsıdü’l felâsife |
Tehâfütü’l-felâsife |
el-Hikme fî mahlûkâtillâh |
Fedâihu’l-Bâtıniyye |
El-Maksadü’l-esnâ |
Gazzâlî: Müteahhirîn kelâm döneminin ilk önemli ismi olan Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) bir kısım eserleri muhalif görüşlere reddiye mahiyetindedir.Gazzâlî: Müteahhirîn kelâm döneminin ilk önemli ismi olan Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) bir kısım eserleri muhalif görüşlere reddiye mahiyetindedir.Makâsıdü’lfelâsife: İslâm felsefecilerinin görüşlerini tarafsız biçimde ortaya koymuştur. Tehâfütü’l-felâsife: Makâsıdü’lfelâsife eserinde yer alan görüşlerin kapsamlı eleştirisine yer verir.Fedâihu’l-Bâtıniyye: Yaşadığı dönemde hem dinî hem de siyasî açıdan ciddi bir tehdit unsuru hâline gelen Bâtınîler’e karşı yazdığı Fedâihu’l-Bâtıniyye de reddiye türü eserlerin örneklerindendir. El-Maksadü’l-esnâ: Esmâ-i hüsnâ ve buna ilişkin meseleleri ele aldığı el-Maksadü’l-esnâ, bu konuda sonraki dönemlerde yazılan eserler üzerinde etkili olmuştur.El-Hikme fî mahlûkâtillâh: İnsanın ve âlemdeki diğer varlıkların yaratılışındaki hikmetlerden bahisle Allah’ın varlığı ve birliği konusunu işlemektedir.
2.Soru
Hangisi yeni kelâm ilmi dönemi eserleri özelliği değildir?
Klasik kelâm kaynaklarına göre kısa, sade ve anlaşılır olmaya özen gösterilmesi |
Kelâmın muhtevası açısından bir yönden daralma bir yönden de genişlemede olmuştur |
Selef’in yaklaşım tarzının haklılığı ve özellikle halkın Selef inancının ilkelerini takip etmesi gerekliliği üzerinde durması |
İbadetler konusunda yöneltilen eleştirilere verilen cevaplar kelâm eserlerinde yer almaya başlamıştır. |
Sahih bir Allah ve din tasavvurunun oluşmasına faydası olmadığı düşünülen klasik tartışmalara eserlerde yer verilmemiştir |
Selef’in yaklaşım tarzının haklılığı ve özellikle halkın Selef inancının ilkelerini takip etmesi gerekliliği üzerinde durması Gazzâlî’nin İlcâmü’l- avâm an ilmi’l-kelâm isimli eserinde konu edilmiştir. Bu eser Müteahhirîn dönemi eselerindendir.
3.Soru
Allah’ın var olması, yok olmasının düşünülememesi Allah’ın hangi sıfatıdır?
Kıyâm bi nefsihî |
Muhâlefetün li’l-havâdis |
Vahdâniyet |
Bekâ |
Vücûd |
Vücut: Allah’ın var olması, yok olmasının düşünülememesidir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi tercüme hareketleri sonucunda felsefî düşünceden en çok etkilenen ve Faydalanan ekoldür?
Mu’tezile |
Havârıc |
Cebriyye |
Mürcie |
Mâturidiye |
Mu‘tezile ekolü, yabancı tesirlere karşı İslâm inancını savunmak amacıyla önemli işler gördü. Bu mezhep mensupları, bir taraftan felsefeyle ilgilenip orada İslâm akidesiyle bağdaşmayan düşünceleri cevaplandırmaya çalışırken, diğer taraftan yeni fethedilen ülkeler halkına İslâm’ı tebliğ etmek ve İslâm inancına yöneltilen eleştirileri cevaplandırmak için büyük gayretler gösterdiler. Tercüme hareketleri sonucunda felsefî düşünceden en çok etkilenen ve faydalanan Mu‘tezile olmuştır.
5.Soru
El-Fıkhü’l-ekber neden kelâmî usul ve üslubun erken dönem habercisi niteliğini hak eden bir eserdir?
Teknik ayrıntı ve tartışmaların olması |
Çeşitli siyasî ve fikrî gelişmelere yer vermesi |
Sahabe devrindeki şartlar |
Ehl-i sünnet inancını ilgilendiren hemen hemen tüm konuları içermesi |
Müellifinin konu hakkındaki görüşlerine yer vermesi |
Ehl-i sünnet inancını ilgilendiren hemen hemen tüm konuları ihtiva etmektedir. Konular ayrıntılı biçimde tartışılmadığı gibi, delillere de yer verilmemiştir. Bu özellikleriyle el-Fıkhü’l-ekber, kelâmî usul ve üslubun erken dönem habercisi niteliğini hak eden bir eserdir.
6.Soru
Bilgiyi teorik olarak ele alan ilk eser olan Kitâbü’t-tevhîd’i kime aittir?
Ebû Hâşim el-Cübbâî |
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî |
İmam Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî |
Ebû Ali el-Cübbâî |
Ebû Ca’fer et-Tahâvî |
Mâtürîdî’nin başlıca kelâm eseri olan Kitâbü’t-tevhîd’in önemli bir özelliği, bilginin tanımı ve kaynakları gibi konular üzerinde durarak, “bilgi”yi bir teori olarak ele alan ilk eser olmasıdır.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi yeni ilm-i kelâmın öncülerinden değildir?
Osmanlı: Abdüllatif el-Harpûtî |
Osmanlı: İzmirli İsmail Hakkı |
Mısır: Muhammed Abduh |
Hindistan: Seyyid Ahmed Han |
Hindistan: Gazzâli ve Râzî |
Hindistan: Şiblî Nu‘manî olacaktır. Şiblî Nu‘manî (1857-1914), yeni kelâm hareketinin Hindistan kıtasındaki asıl teorisyeni olarak bilinir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yeni kelâm hareketinin Hindistan kıtasındaki asıl teorisyeni olarak bilinen ve İlmu’l-kelâm, İlm-i Kelâm-ı Cedid, Nedvetü’l- ulemâ eserlerinin sahibidir?
Emir Ali |
Ebu’l-Kelâm Azâd |
Filibeli Ahmed Hilmi |
S¸iblî Nu’manî |
Seyyid Ahmed Han |
Yeni kelâm hareketinin Hindistan kıtasındaki asıl teorisyeni olarak bilinir. S¸iblî Nu’manî kelâm tarihi alanında yazdığı İlmu’l-kelâm adlı kitabının önsözünde eski kelâmın faydasız ve yetersiz olduğunu ifade etmiş ve yeni bir kelâma duyulan ihtiyacı dile getirmiştir. İlm-i Kelâm-ı Cedid adlı eseriyle de ihtiyaç duyulan kelâmı yazmıştır. Nedvetü’l- ulemâ adıyla kurduğu teşkilatın temel hedefini de önceki kelâmcıların Yunan felsefesine karşı yaptıkları gibi, ateizmin meydan okumalarına karşı metot bakımından yeni bir kelâm ilmi kurmak olarak belirlemiştir.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Hint alt kıtasında kelâm ilminde yenilik ihtiyacını ilk dile getiren kişi olarak bilinir?
Emir Ali |
Ebu’l-Kelâm Azâd |
Filibeli Ahmed Hilmi |
S¸iblî Nu’manî |
Seyyid Ahmed Han |
Seyyid Ahmed Han, kelâm ilminde yenilik ihtiyacını ilk dile getiren kişi olarak bilinir. Yaşadığı dönemde Hindistan’ın içinde bulunduğu durum onu böyle bir anlayışa sevk etmiş olmalıdır. Ona göre klasik kelâmın muhatapları olan Yunan felsefeleri problemlere yaklaşımlarında tecrübe ve müşahedeyi değil aklî ve kıyasî delilleri kullanmışlardı.
10.Soru
Felsefileşmiş kelâm kiminle başlamış ve devam etmiştir?
Gazzâlî ve Şehristânî |
Ebü’l-Muîn en-Nesefî ve Necmeddîn Ömer en-Nesefî |
İbnü’l-Melâhimî ve Ebü’l-Ferec İbnü’l- Cevzî |
İbn Hazm ve Şeyh Müfîd |
Hâce Abdullah Herevî ve Ebû Ya’lâ el-Ferrâ |
Gazzâlî’nin başlattığı ve felsefî konulara kelâm ilminde daha çok yer verme, hem üslup hem de terminoloji açısından kelâmın felsefeleşmesi diye ifade edilebilecek yaklaşım, kendisinden sonra gelen Şehristânî (ö.548/1153)tarafından devam ettirilmiştir. Onun Nihâyetü’l-ikdâm fî ilmi’l-kelâm’ı klasik Sünnî kelâmın hemen bütün konularını Eş‘arî bakış açısı ile ele almakla birlikte, pek çok felsefî meseleye ve delile de yer verilmiştir.
11.Soru
Kitâbü’t-tevhîd eserinde Kazâ ve kader konusu kaçıncı bölümde yer almıştır?
1. bölüm |
4. bölüm |
5. bölüm |
2. bölüm |
3. bölüm |
Kitâbü’t-tevhîd eserinde 3. bölüm: Kazâ ve kader konusudur.
12.Soru
Kelam ilmi için bilginin değeri ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
Kelâm alanında bir bilginin inanç açısından değer ifade etmesi için naklî ise yakînî olması gerekir. |
Kelâm alanında bir bilginin inanç açısından değer ifade etmesi için aklî ise hatabî olması gerekir. |
Duyular yoluyla elde edilen bilginin kesin ve şüpheden uzak olması, duyuların kusursuz olmasına bağlıdır |
Bilginin akıl ve nakil bakımından sağlam ve apaçık delillere dayanıyor olması aranır. |
Bir bilgi akla dayanıyor yani düşünme yoluyla elde ediliyorsa, aklın sağlam ve sağlıklı olması şartı aranır. |
Kelâm alanında bir bilginin inanç açısından değer ifade etmesi için öncelikle naklî ise yakînî, aklî ise burhanî olması gerekir. Diğer bir deyişle inanç ilkesi oluşturulurken bilginin akıl ve nakil bakımından sağlam ve apaçık delillere dayanıyor olması aranır. Bilginin değeri bilgi araçlarının değeri ile de doğru orantılıdır. Duyular yoluyla elde edilen bilginin kesin ve şüpheden uzak olması, duyuların kusursuz olmasına bağlıdır. Duyularda var olan veya meydana gelen kusur ve eksiklik aynıyla elde edilen bilgiye yansır. Bir bilgi akla dayanıyor yani düşünme yoluyla elde ediliyorsa, aklın sağlam ve sağlıklı olması şartı aranır.
13.Soru
Felsefe ve Kelâm ilimlerinin temelde ayrıldığı nokta aşağıdaki seçeneklerden hangisinde ifade edilmiştir?
Felsefe, konuları ele alırken hareket noktalarından biri akıldır. |
Felsefe, kelâmın konusunda farklı bir muhteva ortaya koyar. |
Kelâm, salt akılcı davranan ve vahyi çıkış noktası kabul etmeyen felsefeden ayrılır. |
Kelâm, felsefeyi bir kaynak olarak kullanır. |
Felsefe, kelâmın rafine ve akılcı olduğu halidir. |
Kelâm da felsefe de Allah’ın zatından ve sıfatlarından, başlangıç ve son itibariyle yaratılmış varlıkların durumlarından bahseder. Ancak kelâmdan farklı olarak felsefenin konuları ele alırken hareket noktası akıldır. Akla uymadığını gördüğü konularda nakli, yani ayet ve hadisi kabul etmez. Kelâmın hareket noktası ise vahiydir, nakildir. Kelâm her ne kadar inanç konularının açıklanması ve ispatında akla yer verse de, vahyi temel kabul eder, İslâmî ilkelere bağlı kalır. Bu şekilde salt akılcı davranan ve vahyi çıkış noktası kabul etmeyen felsefeden ayrılır.
14.Soru
Allah’ın selbî sıfatlarından Kıyâm bi nefsihî’nin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Bir ve tek yani yegâne olması |
Bir başka varlığa ihtiyaç duymaması |
Yaratılmış hiçbir varlığa benzememesi |
Allah’ın gelecek yönünde bir sonunun bulunmaması |
Allah’ın geçmişe doğru başlangıcın bulunmaması |
Kıyâm bi nefsihî: Bir başka varlığa ihtiyaç duymamasıdır.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Ebû Hanîfe’ nin itikadî meseleleri incelediği eserlerinden biri değildir?
el-Fıkhü’l-ekber |
el-Fıkhü’l-ebsat, |
el-Âlim ve’l-müteallim, |
er-Risâle |
İlmu’l-kelâm |
Ebû Hanîfe’ nin el-Fıkhü’l-ekber, el-Fıkhü’l-ebsat, el-Âlim ve’l-müteallim, er-Risâle ve el-Vasiyye gibi akaide dair eserleri itikadî meselelerin incelenmesinde teknik ayrıntı ve tartışmalara fazla girilmeyen, fakat inanç esaslarının derli toplu bir dökümünü veren akaid risalesi tarzı eserlerin güzel örneklerindendir.
16.Soru
I. Toplum bilimleri ve diğer insan bilimlerinin ulaştığı sonuçlardan, özellikle fert ve kitle psikolojisinden, sosyolojiden, tarihden istifade etmek, kelâm ilmi için elzemdir. II. Kelâm ile insan ve toplum bilimleri, işin tabiatı gereği birbirleriyle yakından ilgilidir. Çünkü akâide dair meselelerin kaynağı ilahî ise de onların üzerinde gerçekleştiği ve bu meseleleri konu edinen insanın bizzat kendisidir. III. İtikat ve inanç insanın bilincinde ve toplumun vicdanında yaşar. Bu bakımdan inanç konuları aynı zamanda insanî ve toplumsal konulardır. Bu bağlamda sosyal ve beşeri bilimler ile yakından ilişkilidir.IV. Kelâm ilmi, amacını gerçekleştirmede başarılı olabilmesi için insanî ve toplumsal olguya, sosyal olaylara ve onları etkileyen unsur ve dinamiklere dikkat etmek, onları anlamak, onlardan yararlanmak zorundadır. Yukarıdakilerden hangileri Kelâm ve Sosyal-Beşerî İlimler arasındaki ilişkiyi doğru şekilde tanımlar?
I, II, III
|
II, III, IV
|
I, III, IV
|
I, II, IV
|
I, II, III, IV
|
17.Soru
Felsefî kelâmı tam anlamıyla başlatan isim olarak kabul edilen ve el-Muhassal, el-Metâlibü’l-âliye ve Kitâbü’l-erbaîn eserlerine sahip olan Kelâmcı aşağıdakilerden hangisidir?
Fahreddîn er-Râzî |
Kâdî Beyzâvî |
Nureddîn es-Sâbûnî |
Şehristânî |
Seyfeddîn el-Âmidî |
Fahreddîn er-Râzî (ö. 606/1210) tam anlamıyla felsefî kelâmı başlatan isim olarak kabul edilir. Onun en hacimli kelâm eseri olan el-Metâlibü’l-âliye ve bunun muhtasar şekli kabul edilebilecek el-Muhassal, felsefî konuların kelâm çerçevesine dâhil edilmesinin önemli örneklerini teşkil eder. Râzî, Kitâbü’l-erbaîn’de kelâm ilminin ana konularını yine aynı yaklaşımla ele alır. Onun kelâma dair diğer önemli eserleri Meâlimü usûli’d-dîn, Esâsü’t-takdîs, Levâmiu’l-beyyinât, İsmetü’l-enbiyâ ve Nihâyetü’l-ukûl’dür. İ’tikâdâtü fıraki’l-müslimîn ve’l-müşrikîn’de ise belli başlı İslâmî mezheplerle İslâm dışı din ve görüşlere dair bilgiler verir.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi el-İrşâd’ın kapsadığı konulardan biri değildir?
Nazar bahsi, ilmin hakikati |
ilâhiyyât |
fıkıh usûlü |
nübüvvât |
sem’iyyât |
Mütekaddimîn dönemi ve sonrası mütekâmil kelâm eserlerinin yapısına bir örnek teşkil edebilecek el-İrşâd’ın kapsadığı konular Giriş: Nazar bahsi, ilmin hakikati. (ilâhiyyât),(nübüvvât), (sem’iyyât), Hâtimedir.
19.Soru
I. Ebû Hanîfe tarafından yazılmıştır.
II. Konular ayrıntılı bir biçimde tartışılarak delillere de yer verilmiştir.
III. Sahabe devrindeki şartların değiştiğini müşahede etmiştir
IV. Sünnî kelâmın teşekkülünden çok daha erken bir dönemde kaleme alınmıştır.
El-Fıkhü’l-ekber eseri ile ilgili yukarıda verilen bilgilerden doğru olanlar aşağıdaki seçeneklerin hangisinde tam ve bir arada verilmiştir?
I, II ve IV |
II ve III |
I, II ve III |
II ve IV |
I, III ve IV |
El-Fıkhü’l-ekber Hanefî fıkıh ekolünün kurucusu Ebû Hanîfe (ö. 150/767) tarafından yazılmıştır. Sünnî kelâmın teşekkülünden çok daha erken bir dönemde sahabe devrindeki şartların değiştiğini müşahede etmiş, İslâm dünyasında çeşitli siyasî ve fikrî gelişmelerin ortaya çıkması dolayısıyla iman esaslarının belirlenmesi için akaid konularının incelenmesini zorunlu görmüştür. Eser, Ehl-i sünnet inancını ilgilendiren hemen hemen tüm konuları ihtiva etmektedir. Konular ayrıntılı biçimde tartışılmadığı gibi, delillere de yer verilmemiştir. Bu özellikleriyle el-Fıkhü’l-ekber, kelâmî usul ve üslubun erken dönem habercisi niteliğini hak eden bir eserdir.
20.Soru
Üss-i İslâm: Hakâik-i İslâmiyye’ye Müstenid Yeni Akâid isimli eserin konusu aşağıdakilerden hangisidir?
Kelâm ilminin tarifi ve konusu |
Allah’ın zatı |
Kulun fiilleri |
İslâm inanç ilkelerinin bir özeti |
Hüsn ve kubh meselesi |
Harpûtî gibi bir Osmanlı âlimi olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin (1865-1914) Üss-i İslâm: Hakâik-i İslâmiyye’ye Müstenid Yeni Akâid isimli eseri, İslâm inanç ilkelerinin bir özeti mahiyetindedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ