Endüstri toplumlarında nüfusun çoğu kentte yaşar, üretim makineye dayanır, çalışma ve boz zaman ayrıdır ve üretim fabrikalarda yapılır.

Ampirizm, bilginin ampirik, yani beş duyu organı aracılığıyla “deneyimlenebilen”, “deneyimsel” gerçeklere ya da bulgulara dayandığı düşüncesidir.

Spencer, Darwin’in ‘doğal seleksiyon (ayaklanma)’ yaklaşımını ve Lamarc’ın edinilmiş karakteristik özelliklerin miras kaldığına ilişkin teorisini kabul etmiş, buna dayanarak insanların evrim sürecinde hem zihinsel hem de fiziksel olarak önceki nesillerden aldığı özellikleri geliştireceğini ve giderek entelektüel mükemmelliğe ulaşacağını ileri sürmüştür.

Bilim ve akıl kavramlarının bütün durumlara uygulanabileceğini ve bilimsel ilkelerin her durumda geçerli olduğunu ifade eden kavram evrenselliktir. Bu dönemde bilgiye ulaşma ideali farklı ülkelerden farklı insanları bir araya getirmiş ve aralarında ülkelerden, dinden ya da aileden daha güçlü bir birliktelik yaratmış ve bu düşünürleri rekabet ve çatışmanın üzerinde evrensel bir birlik oluşturma çabasına yöneltmiştir.

Zorunlu iş süresi işçinin aldığı ücrete karşılık gelir. Ancak iş günü (süresi) devam eder ve iş gücünün burada yarattığı değere kapitalist el koymaktadır.

Saint Simone’un toplumun gerçek güçlerinin üretime ve endüstriye dayalı olduğu yönündeki düşüncesi, tarihsel materyalizm teorisinin öncüsü olarak kabul edilmesine neden olmuştur.

Rousseau’ya göre bireyler toplumsal sözleşmeye uydukları sürece özgür olacaklardır, yani özgürlük ancak düzenli bir birliktelik içinde mümkün olacaktır. Toplumsal sözleşme eşitliği koruyacak ve do¤a durumundayken eşit olan ve daha sonra bu eşitliği kaybetmiş olan insanlar, bu sözleşme sayesinde yeniden yasal eşitliğe sahip olacaklardır.  

Doğal seçilimle ilgili düşüncelerinin mevcut düzeni ve eşitsizlikleri
meşrulaştırması haklı göstermesi ve anti-hümanist politikaları desteklemeye elverişli olması açısından eleştirilmiştir. 

Ünitenin Sosyolojik Yöntemin Kuralları bölümünde, Durkheim’ın toplumsal olgu kavramı tanımlanmaktadır.

Üretim etkinliğini gerçekleştiren işçilerdir ve bu etkinlikle ne yapılacağına
karar veren ise kapitalistlerdir. Kapitalist toplumda çalışmak insanın doyum alması yerine, hayatını kazanmak için para kazanma anlamına gelmektedir. Doğru cevap C'dir.

Comte ve Spencer, bütün bilimlerin ortak bir kökeni olduğunu ve bu sebeple birleştirilebileceklerini savunur. Her iki düşünür de toplumsal yasaların doğa yasalarına benzediğini ve bu yasaların keşfedilmesi halinde toplumsal olguların tahmin edilip yönetilebileceğini savunmaktadır. Ancak Comte, toplumsal reformlarla ilgilenirken Spencer topluma dıştan bir müdahaleye olumlu bakmaz ve toplumun bu tarz müdahalelerden bağımsız bir şekilde evrimleşmesi gerektiğini belirtir. 

Bilimsel devrimin meydana gelmesini mümkün kılan gelişmeler Rönesans ve Reform hareketleri ile birlikte Avrupa’da 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar egemen düzen olan feodalizmin çözülerek yerini merkantalist kapitalizme bırakması, kilisenin ekonomik ve toplumsal gücünün zayıflaması ve bilimle uğraşan insanların kilisenin patronajından kurtularak dönemin zengin tüccarları tarafından himaye edilmesi olarak özetlenebilir. Sanayi Devrimi (Endüstri devrimi) ise sosyolojinin doğuşunda etkili olan etmenlerden biridir.

Modern sosyolojiyi en çok etkileyen düşünürlerden biri olarak kabul edilen K.Marx, klasik dönem sosyolojiye derin izler bırakmıştır. Marx, tarihsel materyalist teorinin kurucusu olarak bilinmektedir. Başlıca çalışmaları, toplum teorisi, yabancılaşma teorisi ve artı değer teorisidir. Bununla birlikte sosyal, tarihsel ve politik çalışmaları mevcuttur.