Para talebinin faize duyarlılığı sıfır ise yani para sadece işlem güdüsüyle talep ediliyorsa LM eğrisi diktir. Bu hâlde tam dışlama vardır. Maliye politikasının etkinliği sıfırdır. Para politikası ise maksimum etkinliktedir.

Hansen konjonktürü “Bir ekonomide istihdam, çıktı ve fiyat seviyesindeki dalgalanmalar” olarak tanımlamaktadır.

Toplam talep, her fiyat düzeyinde yapılması planlanan harcamalar toplamıdır. Toplam talep eğrisi, mal ve para piyasalarının eş anlı olarak dengede olduğu fiyat ve hasıla düzeyi bileşimlerini gösterir.

1930’larda büyük buhranın ardından ortaya çıkan Keynesyen analizde, klasik modelin zayıf noktaları ortaya konulmuş ve daha sonra makroekonomik Keynesyen model geliştirilmiştir. Keynesyen modelde tam istihdam yerine eksik istihdam üzerinde daha çok durulmuştur. İstihdam ve çıktı düzeyini belirlemede toplam talebe daha çok önem verilmiştir.

Reel döviz kurunu hesaplamak için

 formülünü kullanırız. Burada döviz kuru yani ER 3,8’dir. p^f=1 ve p^d=1,9 olur, buna göre RER= 3,8*(1/1,9) = 2 olarak bulunur.

Faiz oranı ve gelir düzeyindeki değişmeleri açıklamak için iki varsayım yapılmaktadır. Bu varsayımlar I ve III numaraları maddelerde verilmiştir.

Klasik iktisat, kendisinden önce hakim iktisadi düşünce anlayışı olan, merkantilizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Ekonominin dengesi, reel mal ve hizmetlerin talebinin arzına eşit olduğunda varolan durumu ifade etmektedir. Toplam arz eğrisinin toplam talep eğrisini kestiği noktada oluşur.

IS-LM modeli John Hicks ve Alvin Hansen tarafından geliştirilmiştir.