Osmanlı Merkez ve Taşra Teşkilatı Final 8. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Osmanlı döneminde devletin mülkiyetinde bulunan alanların temlik ve temellük yolu kullanılarak vakfettiği kişileri mülk edindirdiği ve gelirlerinide vakıf haline dönüştürdüğü vakıf türü aşağıdakilerden hangisidir?
Para vakıfları |
Sahih vakıflar |
Yarı aile vakıfları |
Adi vakıflar |
Hayri vakıflar |
Yarı aile vakıflarındaki bir usûl, Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılmıştır; aynı zamanda mülk edinmenin en kestirme yollarından biri olarak kullanılmıştır. S¸öyle ki: Bir takım hayır eserleri kuran, mesela cami, medrese, mektep veya benzeri bir müessese yaptıran bir kişi, sultana başvurarak, yaptırdığı müesseseyi zikrettikten sonra, bunlara gelir kaynağı tahsis etmek istediğini, ancak buna imkanı olmadığını; geliri devle hazînesine ait olan bir arazinin mülkiyetinin kendisine verilmesini (temlikini) ister. Osmanlı sultanları, bu tür talepleri çoğunlukla olumlu karşılamışlardır. Kişi, bu yolla elde ettiği arazinin veya mülkün gelirlerini vakıf hâline dönüştürür ve kurmuş olduğu müesseseye tahsis eder.
2.Soru
I. Ticaret yolları mücadelesi
II. Amerikan gümüşünün etkisi ve fiyat yükselmeleri
III. Ateşli silahların üstünlük kazanması
IV. Fetihlerin hızlanması
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri dönüşümün ekonomik nedenleri arasında yer almaktadır?
Yalnız I |
I ve II |
II ve III |
I, II ve III |
Hepsi |
Fetihlerin hızlanması ekonomik nedenler arasında yer almamaktadır
3.Soru
Dükkanının gelirini “A” okulunun giderlerine harcanmak üzere mutlak bir şekilde vakfeden kişinin yaptığı şey, aşağıdaki vakıf türlerinden hangisine girer?
Âile vakıfları |
Hayrî vakıflar, |
Yarı Aile Vakıfları, |
Ehlî Vakıflar, |
Adî vakıflar, |
Şer’î veya Hayrî Vakıflar: Bu tür vakıflar, gerçek mânâda vakıflardır. Bu grupta değerlendirilen gelir kaynaklarından elde edilen gelirlerin tamamı, hiç bir kısıtlamaya ve şarta bağlı olmadan, doğrudan doğruya tahsis edildiği hayır kuruluşuna gider. Vakıf kurucunun, vakfettiği ve vakfın tescil edildiği andan îtibâren, eskiden mülkü olan mal üzerinde hiç bir tasarruf hakkı kalmaz. Meselâ, bahçesinin gelirini “A” câmiinin giderlerine harcanmak üzere mutlak bir şekilde vakfeden kişi, söz konusu bahçenin gelirinden daha sonra faydalanma veyâ hisse isteme hakkına sâhip değildir. O mülk, artık tamâmen söz konusu câmiin gelir getiren bir birimi hâline dönüşmüş demektir. Bu tür vakışardan vakfı yapan kişinin tek beklentisi, ilâhî lütfa mazhar olmak, sevap kazanmaktır.
4.Soru
- Sayıları artan vezirlere arpalık yoluyla sancaklar tevcih edilmesi
- Bazı sancaklarda muhassıllık yönteminin uygulanması
- Sancak yönetiminde mütesellim veya voyvodaların görevlendirilmesi
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri XVIII. yüzyılda yerel âyânın güçlenmesini teşvik edip hanedanlar arası rekabetin körüklenmesine neden olan gelişmelerdendir?
Yalnız I |
II ve III |
I, II ve III |
I ve III |
Yalnız II |
Sancak yönetiminde mütesellim veya voyvodaların görevlendirilmesi, bazı sancaklarda muhassıllık yönteminin uygulanması XVIII. yüzyılda yerel âyânın güçlenmesini teşvik edip hanedanlar arası rekabeti körüklemiştir. Bu nedenle doğru seçenek II ve III maddenin yer aldığı B seçeneğidir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı'da Çiftlik tasarruf eden reâyâ kesimi ile ilgili söylenemez?
Reâyânın evli ve Müslüman olması şarttı |
Reâyâ, bir nevi kiracılık sözleşmesiyle kendisine bırakılmış olan çiftlik için her yıl resm-i çift denilen bir vergi ödemekteydi |
Reâyâ elde ettiği üründen öşür verirdi |
Reâyâ elindeki araziyi satamaz, hibe, rehin ve vakf edemezdi |
Reâyâ ekip biçtiği yeri kısa süreliğine boş (boz) bırakabilir ve başka bir sanatla meşgul olabilirdi |
Nîm çift’den az yerler ise, ekseriya 2 dönüme 1 akçe olarak tayin edilmiş
bulunan resm-i zemîn (dönüm resmi) eda etmesi şartıyla topraksız reâyâya veriliyordu. Çiftlik tasarruf eden reâyânın evli ve Müslüman olması şarttı.
Reâyâ, bir nevi kiracılık sözleşmesiyle kendisine bırakılmış olan çiftlik için her
yıl resm-i çift denilen bir vergi ödediği gibi, elde ettiği üründen de öşür verirdi.
Çiftçi elindeki araziyi satamaz, hibe, rehin ve vakf edemezdi. Ayrıca sebepsiz yere
üç yıldan fazla üst üste nadasa bırakamaz, ekip biçtiği yeri boş (boz) bırakıp gidemez ve başka bir sanatla meşgul olmazdı. Toprağını bırakıp “terk-i diyar” ettiği
takdirde, öşür bedeli ile çift resmini sipahiye ödemek zorundadır. Çift bozan akçesi denilen bu resim, bir defaya mahsus olarak alınırdı. Bu resmi ödeyen reâyâ
istediği yere gidebilirdi. Aksi halde sipahi, toprağını terk etmiş olan raiyyetini köyüne dönmeye mecbur edebilirdi.
6.Soru
Kemal Karpat'ın Osmanlı tarihine ilişkin dönemlendirmesi göz önüne alındığında aşağıdakilerden hangisi "Merkezî yarı-feodal dönem"i ifade etmektedir?
1299-1402 |
1402-1421 |
1421-1596 |
1603-1789 |
1808-1918 |
Daha ayrıntılı bir dönemlendirme öneren Karpat’a göre Osmanlı tarihi şu dö- nemler çerçevesinde ele alınabilir:
a) Hudut boyları: Uç beyleri, 1299-1402
b) Merkezî yarı-feodal dönem, 1421-1596
c) Taşrada Özerklik ve Ayanlar, 1603-1789
d) Ulus Devlet Olma Dönemi: Modern Bürokrasi ve Aydınlar, 1808-1918.
7.Soru
İnalcık'a göre, hangi yıllar arasında Osmanlı mali^ ve askeri^ sisteminde kapsamlı
bir dönüşümün olduğunu belirtiyor?
İnalcık'a göre, hangi yıllar arasında Osmanlı mali^ ve askeri^ sisteminde kapsamlı
bir dönüşümün olduğunu belirtiyor?
1650-1800 |
1650-1850 |
1600-1800 |
1625-1830 |
1600-1830 |
İnalcık, 1600-1800 yılları arasında Osmanlı mali^ ve askeri^ sisteminde kapsamlı
bir dönüşümün olduğunu belirtiyor.
8.Soru
Aşağıdakilerin hangisinden itibaren önemli beylerbeyliklere kubbe vezirleri vali atanmaya başlanmıştır?
Fatih Devri |
Orhan Devri |
Kanunî Devri |
II. Selim Devri |
II. Bayezid Devri |
Kanunî devrinden itibaren önemli beylerbeyliklere kubbe vezirleri vali atanmaya başlanmış, daha sonra kubbe vezirleri dâhil, eyalet vezirleri hariç vezirleri olarak ikiye ayrılmıştır.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi kapıkulu ordusu içinde asıl savaşçı gücü oluşturuyordu?
Yeniçeriler
|
Yaya
|
Müsellem
|
Tımarlı sipahi
|
Akıncı
|
10.Soru
Her köyün toplam ödeyeceği verginin yekununun bulunduğu defter aşağıdakilerden hangisidir?
Mufassal. |
İcmal. |
Avarız. |
Öşür. |
Cizye. |
İcmal. Cevap B'dir.
11.Soru
Osmanlı'da Nim çift’den küçük olan ve hububat ziraati yapılan arazilere ne ad verilirdi?
Hassa çiftlik |
Mezraa |
Zemin |
Hassa çayır |
Ümera çiftlikleri |
Osmanlı'da Nim çift’den küçük olan ve hububat ziraati yapılan arazilere zemin adı verilirdi. Doğru seçenek "C" şıkkıdır.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Timar konusunda Kanun-ı kadime riayet edilmesinden yanadır?
Hüseyin Paşa
|
Tarhuncu Ahmet Paşa
|
Nişancı Mehmet Paşa
|
Defterdar Sarı Mehmet Paşa
|
Koçi Bey
|
13.Soru
I- Bu ıslahat projeleri sayesinde bizzat Osmanlı yönetici tabakasanın ya da bu tabaka içindeki bazı grupların karşılaştıkları durum hakkındaki değerlendirmelerini öğrenmekteyiz. II- Tarihî gerçeklik bazen çarpıtılmaktadır. III- Osmanlı merkezî yönetimini ilgilendiren temel meselelerin neler olduğunu anlamamız mümkündür. Yukarıdakilerden hangisi/hangileri XVI. asrın sonlarındaki değişimin niteliği hakkında ıslahat risâlecilerinin görüşleri ile ilgili olarak doğru bilgiler içermektedir?
Yalnız II |
I-II |
I-III |
II-III |
I-II-III |
XVI. asrın sonlarındaki değişimin niteliği hakkında ıslahat risâlecilerinin görüşlerinin anlamı nedir?” sorusu akla gelebilir. Bu soruya cevaben şunları söyleyebiliriz: Bu ıslahat projeleri sayesinde bizzat Osmanlı yönetici taba kasanın ya da bu tabaka içindeki bazı grupların karşılaştıkları durum hakkındaki değerlendirmelerini öğrenmekteyiz. Tarihî gerçekliğin bazan çarpıtıldığı muhakkak; ama yine de Osmanlı merkezî yönetimini ilgilendiren temel meselelerin neler olduğunu anlamamız mümkün. Doğru cevap E’dir.
14.Soru
Hangisi vakfedilen malda bulunması gereken şartlar arasında yer almaz?
Kişinin vakfedeceği mal-mülk, vakfın gerçekleştirildiği sırada bizzat kendi mülkiyetinde olmalıdır. |
Vakfedilen malın ev, dükka^n, tarla gibi gelir getiren türden mülk veya mülkler olması gerekir. |
Vakfedilen mal, temlik ve teberrua ehil olmalıdır. |
Gerçekleştirilen vakfın, sonradan vazgeçme veya başka bir yöne tevcih gibi bir şart taşımaması, hukuki^ ifa^desiyle muhayyerlik şartıyla sakatlanmaması la^zımdır. |
Vakfedilen mülkün gelirlerinden faydalanacak olanların, hukuki^ ifa^desiyle meşru^tun lehinin belirtilmesi la^zımdır. |
Vakfedilen malda bulunması gereken şartlar şu şekildedir;
- Kişinin vakfedeceği mal-mülk, vakfın gerçekleştirildiği sırada bizzat kendi mülkiyetinde olmalıdır. Kişi, kendi mülkü olmayan, başkasına a^it bir malı vakfedemez.
- Vakfedilen mal, borç veya herhangi bir menfaate dayalı olmamalıdır.
- Vakfedilen malın ev, dükka^n, tarla gibi gelir getiren türden mülk veya mülkler olması gerekir. Vakfın sürekliliği için bu husus çok önemlidir. Sürekli gelir getirmeyen, bir süre sonra bitecek olan vakıf, sunulması arzulanan hizmetlerin aksamasına sebep olacaktır.
- Gerçekleştirilen vakfın, sonradan vazgeçme veya başka bir yöne tevcih gibi bir şart taşımaması, hukuki^ ifa^desiyle muhayyerlik şartıyla sakatlanmaması la^zımdır. Başka bir deyişle, vakfın esa^sı mutlak ve ebediyyen tahsi^se dayandığı için, vakfı yapan kişinin "gerekli gördüğüm takdirde yaptığım vakfı iptal edebilirim" türünden bir şart ileri sürmemesi gerekir.
- Vakfedilecek mülk bina^ veya ağaç türünden bir mal ise, yıkılmaya veya sökülmeye mahku^m olmamalıdır. Vakfedilecek mülkler, bir müesseseyi ayakta tutmak, onun sürekli hizmet üretmesini sağlamak üzere ve gelir getirmesi maksadıyla tahsis edilecekleri için, bir süre sonra yıkılmaları veya kesilmeleri durumunda söz konusu gelir de elde edilemeyeceğinden, tahsis edildiği müessesenin hizmet üretmesi sekteye uğrayacak demektir. Dolayısıyla, bu türden vakfedilecek mülkler, süreklilik taşıyacak nitelikte olmalıdır.
- Vakfedilen mülkün gelirlerinden faydalanacak olanların, hukuki^ ifa^desiyle meşru^tun lehinin belirtilmesi la^zımdır. Yapılan vakıftan kimlerin veya hangi müessesenin faydalanacağı açıkça belirtilmeden vakıf yapılması mümkün değildir.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi zeamet tevcih edilen zümreler arasında yer almaktadır?
Vezirler |
Beylerbeyileri |
Sancakbeyileri |
Müsellem Beyleri |
Şehzadeler |
Zeamet, geliri 20 bin ila 99.999 akçe arasında olan dirliklere verilen isimdir. Zeamet orta dereceli devlet memurlarına ve sipahi subaylarına tevcih
edilmektedir. Bunlar arasında bazı yörük beyleri, müsellem beyleri, defter kethüdaları, timar defterdârları, sancakbeyi ve beylerbeyilerin oğulları sayılabilir.
16.Soru
Çift-hâne sistemi ile topraklar eşitlikçi bir yaklaşımla dağıtılmıştı. Bunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
Zirâatin belirli ellerde toplanmasına engel olmak |
Toprak ağalarının elini kuvvetlendirmek |
Dış saldırılara karşı devletin güvenliğini sağlamak |
Hristiyan azınlığın tarım üzerindeki egemenliğini kırmak |
Köylülerin şehirlere göçünü durdurmak |
Çift-hâne sistemi ile topraklar eşitlikçi bir yaklaşımla dağıtılmıştı. Bunun sebebi toprağın büyük çiftlikler haline getirilerek ekonominin hâkim sektörü alan zirâatin belirli ellerde toplanmasına engel olmaktı. Osmanlı sistemi topraksız köylü kadar, büyük toprak sahiplerini de normal saymıyor, sistemin dışında düşünüyordu. Ancak XVII. ve XVIII. yüzyıllarda ümerâ ve âyanlar elde ettikleri imkânlarla büyük çiftlikler kurdular. Her ne kadar devlet bunları hiçbir zaman meşru kabul etmediyse de fiilen ortadan da kaldıramadı. Doğru cevap A’dır
17.Soru
I. Adalette ihmal
II. Müşaverede ihmal
III. Asker tedarikinde ihmal
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Usulü’l-hikem fî Nizami’l-âlem yazarı Hasan Kâfî’ye göre ise o dönemde mevcut bozuklukların başlıca sebeplerindendir?
Yalnız I |
I ve II |
II ve III |
I ve III |
Hepsi |
Bütün seçenekler Usulü’l-hikem fî Nizami’l-âlem yazarı Hasan Kâfî’ye göre ise o dönemde mevcut bozuklukların başlıca sebeplerindendir
18.Soru
Özellikle Karlofça Antlaşmasından itibaren dış ilişkilerde daha etkili ve önemli rol oynamaya başlayan makam hangisidir ?
Kaptan-ı Derya |
Sadrazamlık |
Reisülküttaplık |
Nişancılık |
Veziriazamlık |
Özellikle Karlofça Antlaşmasından itibaren dış ilişkilerde daha etkili ve önemli rol oynamaya başlayan makam Reisülküttaplık'tır.
19.Soru
Ayn Ali Efendi 1609’da “Kavânîn-i Âl-i Osman der Hülâsa-i Mezâmin-i Defter-i Divan” adlı eserini aşağıdakilerden hangisine sunmuştur?
Defterdar Sarı Mehmed Paşa |
Lütfî Paşa |
Kemankeş Kara Mustafa Paşa |
Rüstem Paşa |
Kuyucu Murad Paşa |
XVI. YÜZYIL SONLARINDAN XVIII. YÜZYIL BAŞLARINA ISLAHAT ÖNERİLERİ
Defter-i Hakanî eminliği yapmış olan Ayn Ali Efendi’nin 1609’da Kuyucu Murad Paşa’ya sunduğu Kavânîn-i Âl-i Osman der Hülâsa-i Mezâmin-i Defter-i Divan adlı eserinin, “zeamet ve timar hususunda olan ihtilâl def ’ ü ref ’ olunmak maksud olursa tedrîc ile ne yüzden mutasavverdir, anın beyanındadır” (zeamet ve timar konusundaki bozulmayı ortadan kaldırmak istenirse aşamalı bir şekilde nasıl yapılacağını açıklar) şeklinde başlayan yedinci faslı timar sisteminde görülen bozuklukların düzeltilmesi konusundaki görüşlere tahsis edilmiştir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kanun-ı Kadim söylemine açıktan tenkitler yöneltmiş eserlerden biridir?
Nushatü’s-Selâtin |
Kitâbu Mesâlihi’l-Müslimîn Kitâb-i Müstetâb |
Kitâb-i Müstetâb |
Düsturü’l-amel |
Nesayihü’l-Vüzera |
XVII. YÜZYIL SONLARINA KADAR OSMANLILARDA DEVLET, TOPLUM VE ISLAHAT ANLAYIŞI
Kanun-ı Kadim’in Tenkidi
Osmanlı tarih eserlerinde ve nasihat-nâme/ıslahat-nâme literatüründe kanun veya kanun-ı kadim kavramlarının olumlu ve idealleştirilmiş kullanımları yaygın olmakla birlikte sayıca az da olsa bazı eserlerde ideal-politikten ziyade real-politiğe uygun bir anlayışla kanun-ı kadim söylemine açıktan tenkitler yöneltilmiştir. Mesela, Kitâbu Mesâlihi’l-Müslimîn ve Menâfi’i’l-Mü’minîn’de bu kavrama itiraz edilmekte ve zamanın geçmesiyle kanunlarda da değişiklikler olabileceği belirtilmektedir:
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ