Osmanlı Tarihi (1876–1918) Final 6. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Bağdat Demir Yolu projesi aşağıdaki devletlerden hangisi ile birlikte yapılmıştır?
Belçika |
Almanya |
İngiltere |
Fransa |
Hollanda |
Osmanlı topraklarında Alman iktisadi nüfuzunun bu şekilde hızla yayılması, eski imtiyazları olan Fransız ve İngilizlerin tepkisine neden olmaktaydı. Ancak asıl tepkileri uzun zamandan beri konuşulmakta olan Berlin-Bağdat Demiryolu yapım ve işletme imtiyazının 1900 yılı başında Almanlara verilmesi ile ortaya çıktı. Aslında Osmanlı Devleti başlangıçta İngilizlerin de bu yatırıma ortak olmalarından yana idi ve bu teklif İngiltere’ye ulaştırıldı. Fakat gerek İngiliz sermayesinin yetersizliği gerekse İngiliz hükümetinin Almanlara tahammül edemeyişi yüzünden istenilen cevap alınamadı. Aksine İngiliz hükümeti projenin engellenmesi için çalışmaya başladı. Bu yüzden 3 Mart 1903 tarihinde yapılan kesin imtiyaz sözleşmesi ile Bağdat Demiryolu Şirketi’nin kurulmasına karar verilerek iş tamamen Almanlara havale edildi.
2.Soru
Panislavizmin Rusya da ve balkanlardaki slav topluluklar arasında hızla yayılmasında ve etkin olmasında aşağıdaki inançlardan hangisi etkin olmuştur?
Katolik inancı |
Protestanlık inancı |
Ortadoksluk inancı |
Sionizm inancı |
İslamiyet inancı |
Gittikçe etkisini arttırmasına rağmen, Panislavizmin önünde ciddi engeller de bulunmaktaydı. Bu hareketin oluşmasında Ortodoksluğun etkisi kuşkusuz çok büyüktür. Ancak, Ortodoks olmayan Slavlar da vardı. Örneğin PolonyalIlar, Katolik ve Batı kültürüne yakın olmalarından dolayı, bu birliğin dışında tutulmaya çalışılmıştır. Ayrıca, Avusturya-Macaristan içinde yaşayan geniş Slav topluluğunun büyük bir kısmı da yine Katolik olup, Batı kültürünün tesiri altındaydı. Samarin’in savunduğu “Ruslaştırma” fikrine ağırlık verilmesi ve Rus kültürünün egemen kılınmak istenmesi de, Panislavizmin önündeki ciddi engeller arasındaydı.
3.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde belirtilenler ,Osmanlı Devleti’nin 93 harbinde Ruslara yenilmesi ve hattâ büyük bir bozguna uğramasının belli başlı nedenlerinden birisi olamaz?
Savaşın oldukça geniş bir coğrafyada ve farklı cephelerde meydana gelmiş olması |
Askeri harekâtın, padişahın etkisiyle İstanbul’dan idare edilmesi |
Her iki cephede yapılan savaşların önemli bir bölümünün kış aylarında meydana gelmesi, |
Osmanlı donanmasının sayı ve nitelik bakımından yeterli olmaması |
Malzeme, silah ve mühimmat noksanlığı ile bunların ulaştırılmasında yaşanan zorluklar |
Osmanlı Devleti’nin bu savaşta yenilmesi ve hattâ büyük bir bozguna uğramasının belli başlı nedenleri bulunmaktadır. Öncelikle, savaş oldukça geniş bir coğrafyada ve farklı cephelerde meydana gelmiştir. Daha önce de ifade edildiği üzere, gerek Balkanlar’da gerekse Doğu Anadolu’da yapılan savaşlar, tek bir hat üzerinde değil de birbirinden uzak ve farklı bölgelerde cereyan etmiştir. Bu ise, Osmanlı kuvvetlerinin geniş bir alana yayılmasına ve birbirlerinden kopuk olarak savaşmalarına neden olmuştur. Bu durumla bağlantılı olan bir diğer sebep de, kumandanlar arasında baş gösteren irtibatsızlıktı. Askeri harekâtın, padişahın etkisiyle İstanbul’dan idare edilmesi de buna eklenince, savaşın başından itibaren ciddi bir koordinasyonsuzluk kendini göstermiştir.. Malzeme, silah ve mühimmat noksanlığı ile bunların ulaştırılmasında yaşanan zorluklar da, savaşın kaybedilmesinde önemli bir etken idi. Her iki cephede yapılan savaşların önemli bir bölümünün kış aylarında meydana gelmesi, şüphesiz Ruslara büyük bir avantaj sağlamıştır. Ayrıca,sayı ve nitelik bakımından oldukça büyük olan bu donanma etkili bir şekilde idare edilebilseydi, Rusya’nın Karadeniz’deki limanları ve donanması baskı altına alınabilir ve bu yolla bir üstünlük sağlanabilirdi. Doğru cevap D'dir.
4.Soru
Etnik-i Eterya kimler tarafından oluşturulmuş bir örgüttür?
Müslüman halk |
İngiliz milliyetçileri |
Misyonerler |
Yunan milliyetçileri |
Rus milliyetçileri |
Batılı devletler, kendi aralarındaki ihtilaflarda bile her zemin ve şartta Yunanistan’dan yana tercihlerini kullanmak için birbirlerini iknaya çalışmaktaydı. Özellikle 1878 Berlin konferansı esnasında İngiltere’nin Yunanistan’dan yana tavır takınması ve bu amaçla, Rusya ve Bulgaristan’ı dizginlemesi, Atina’daki idarecileri oldukça cesaretlendirdi. Yunanistan, Girit konusunu yeniden ısıtarak Batılı ülkelerin gündemine getirdi. Hatırlamak gerekirse, geçmişte 20 Kasım 1878 Halepa fermanı ile Girit adasına verilen geniş yetkiler daha doğrusu muhtariyetler, hem adadaki Rumları cesaretlendirmiş, hem de Yunanistan’ın ada ile birleşme arzusunu körüklemiştir. Yunan milliyetçilerinin oluşturduğu “Etnik-i Eterya” gibi örgütler, bu amaçla çalışmalarını hızlandırmıştı. Bu nedenle bölgede olaylar durulmamış, adada yaşayan Müslümanlar üzerinde baskılar artmıştı. Tabii olarak, Müslüman-Türk halk da gelişmelerden rahatsız olmuş ve tepkilerini ortaya koymuşlardı.
5.Soru
Dömeke Meydan savaşı sonrası imzalanan ateşkes antlaşması sonrası Rus çarının Sultan II. Abdülhamid’e yaptığı ateşkes ve barış çağrısındaki temel esaslardan biri aşağıdakilerden hangisidir?
Osmanlı askerleri adadan çıkacaktır. |
Vali ve vali yardımcısı hristiyan olacaktır. |
Vali ve vali yardımcısı müslüman olacaktır. |
Osmanlı Devleti’nin toprak kaybı olmayacaktır. |
Gümrük ve vergi gelirleri Osmanlı’nın olacaktır. |
Yunanistan’da iktidar değişikliği oldu. Yeni hükümet ilk icraat olarak, Atina üzerine yürüme ihtimali olan Osmanlı ordusunun durdurulması için bütün batılı devletler nezdinde girişimlerde bulundu. Yeni Yunan hükümeti Avrupa kamuoyunu etkilemek için savaşta gazetecilerin ve Hıristiyanların yok edildiği iddialarını dile getirerek propaganda maksatlı suçlamalar yapıyordu. Özellikle Rus çarı bu çağrıdan sonra Sultan II. Abdülhamid nezdinde özel teşebbüste bulundu. Yapılan barış çağrılarına zaten savaş istemeyen Osmanlı Devleti olumlu yanıt verdi ve 20 Mayıs 1897’de ateşkes imzalandı. Rus çarının Sultan II. Abdülhamid’e yaptığı ateşkes ve barış çağrısında iki temel esas vardı. Birincisi, Osmanlı Devleti’nin toprak kaybı olmayacaktır. İkincisi ise Girit’te muhtariyet kurulacaktı. Ancak, bu muhtariyet daha sonra geliştiği gibi Osmanlı askerlerinin adadan çıkarılmasını içermiyordu. Savaş 18 Nisan 1897’de başladı, 15-17 Mayıs 1897’de Dömeke Meydan Savaşı oldu ve 20 Mayıs 1897’de ateşkes anlaşması imzalandı. Öyleki, toplam süre bir aydır. Bu bir aylık dönem sonucunda Osmanlı ordusunun nihai kazancı; 93 (1877-78) harbinden sonra alınan parlak bir zafer idi.
6.Soru
Çanakkale cephesinin asıl mimarları olan İngiltere ve Fransa'nın bu cepheyi açmalarındaki "ana hedefi" aşağıdakilerden hangisidir?
Rusya'nın yardım talebine hızlı cevap verebilmek |
Halifenin itibarını sarsmak |
Trakya ve civarında bulunan büyük Türk birliklerinin yığınaklarını Balkanlar istikametinde kullanılmasını engellemek |
Akdeniz'in stratejik güvenliğini garanti altına almak |
Sömürgelerdeki Müslüman tebaayı sindirmek |
Çanakkale cephesinin asıl mimarları olan İngiltere ve Fransa'nın bu cepheyi açmalarındaki "ana hedefi" Akdeniz'in stratejik güvenliğini garanti altına almaktır. Diğer şıklarda verilen ifadeler yan hedeflerdir. Doğru seçenek "D" şıkkıdır.
7.Soru
Aşağıdaki şıklardan hangisi Osmanlı Devleti Tarblusgarb’a özerklik veren ferman Anlaşmanın ilan edilen açık hükümlerinden değildir?
Osmanlı Devleti Trablusgarp ve Bingaziden askerlerini çekecektir. Buna |
Esirler karşılıklı serbest bırakılacak, bütün siyasi suçlular affedilecekti. |
iki devlet arasındaki bütün eski anlaşmalar yürürlükte olacaktı. |
İtalyanlar istedikleri zaman ülkeye asker sokabilecekti. |
Savaş sırasında Osmanlı topraklarında işlerinden çıkarılmış italyanlara işleri |
Anlaşmanın ilan edilen aç›ı hükümleri de şunlardı:
1- Osmanlı Devleti Trablusgarp ve Bingaziden askerlerini çekecektir. Buna
karşılık italya da on iki adayı boşaltacaktı
2- Esirler karşılıklı serbest bırakılacak, bütün siyasi suçlular affedilecekti.
3- iki devlet arasındaki bütün eski anlaşmalar yürürlükte olacaktı.
4- Savaş sırasında Osmanlı topraklarında işlerinden çıkarılmış italyanlara işleri
geri verilecek ve çalışmadıkları sürenin ücretleri ödenecekti
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye grubunun başlattığı, Inkılab-i Osmanî adı verilen gizli hareketin kurucularından birisi değildir?
Konyaı Hikmet Emin |
Diyarbekirli Ishak Sukûtî |
Ohrili İbrahim Edhem |
Arapgirli Abdullah Cevdet |
Tevfik Fikret Sâtı Bey |
Tevfik Fikret Sâtı Bey
9.Soru
II. Abdülhamid, bazı toprakların işgal edilmesini daha büyük kayıplar vermemek adına sineye çekmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun istisnasıdır?
Osmanlı-Yunan Savaşı |
Osmanlı-Rusya Savaşı |
Berlin Anlaşması |
Berlin Konvansiyonu |
Küçük Kaynarca Anlaşması |
II. Abdülhamid, Tunus’un Fransızlar; Mısır’ın İngilizler tarafından işgali karşısında savaş yerine diplomasiyi yeğledi. Aynı şekilde 1885’te Doğu Rumeli meselesinde de askeri seçeneği kullanmadı. Fakat takip edilen diplomasi de bu toprakların fiilen işgal altına girmesini önleyemedi. Bu kayıpları, daha fazla kayıpların olmaması uğruna sineye çekti. Bunun tek istisnası 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’dır. Yunanlıların adalarda Müslüman Türk unsuruna karşı giriştikleri baskı, zulüm hatta katliamlar karşısında kayıtsız kalınması, II. Abdülhamid’in hem merkeziyetçi ve hem de hilafet politikalarına aykırıydı. Doğru cevap A'dır.
10.Soru
Basında da yer alan ve büyük fırtınalar koparan hatt-i hümayun kaç maddeden
oluşmaktaydı?
On iki |
On dört |
On üç |
On bir |
On beş |
Basında da yer alan ve büyük fırtınalar koparan hatt-i hümayun on beş maddeden oluşmaktaydı?
11.Soru
1872'de kurulan "Üç İmparatorlar Ligi" hangi ülkeleri kapsamaktadır?
Osmanlı Devleti-Almanya-Rusya |
Almanya-Rusya-İngiltere |
Osmanlı Devleti-Avusturya-Almanya |
Rusya-Almanya-Avusturya |
Rusya-Fransa-İngiltere |
Ayestefanos Antlaşması’yla belki de zirveye ulaşan Panislavizm, Berlin Antlaşması’yla artık etkisiz bir hâle getirilmişti. Rusya’nın kongrede umduğunu bulamamasının önemli bir sebebi de, Almanya’nın Rusya yerine Avusturya’yı desteklemesiydi. Böylece, Rusya’nın her iki devletle olan ilişkileri bozulmaya başlamıştır. Bu ise, 1872’de kurulan “Üç İmparatorlar Ligi”nin dağılması anlamına geliyordu. Nitekim, 1882’de II. Wilhelm’in imparator olmasıyla, Almanya ve Rusya artık zıt kamplarda yer almaya başlamışlardır. Bu zıtlaşma, I. Dünya Savaşı’na kadar artarak devam edecek ve her iki devlet, düşman blokların temel unsurlarından birini oluşturacaktır.
12.Soru
1883 yılı başlarında, dış basını takip etmek, devletin ve padişahın imajını zedeleyici yayınları tekzip etmek amacıyla kurulan müdürlüğün adı nedir?
Düvel-i Ecnebiye |
Düyun-u Umumiye |
Cemiyeti Matbuat-ı Osmaniye |
Matbuat-i Ecnebiye |
Hariciye Nezareti |
Söz konusu müdürlüğün adı Matbuat-i Ecnebiye'dir.
13.Soru
Kamuoyu baskısı kaçıncı yüzyılda siyasette ve devletlerarası ilişkilerde kullanılan önemli bir araç olmuştur?
17. yüzyılın ikinci yarısı |
18. yüzyılın ilk yarısı |
18. yüzyılın ikinci yarısı |
19. yüzyılın ilk yarısı |
19. yüzyılın ikinci yarısı |
19. yüzyılın ikinci yarısında “kamuoyu baskısı” siyasette ve devletlerarası ilişkilerde kullanılan önemli bir araç oldu. Hükümetler genellikle basın üzerinden kamuoyu yönlendirmesi yapmakta ve uluslararası politikalar da görünürdeki bu mekanizmanın bir sonucu olarak geliştirilmekteydi. Zira “efkâr-i umumiye” veya bu günkü ifadesiyle “kamuoyu” bir noktada ilgili hükümetlerin de bir başka hükümet veya devlet hakkındaki fikirlerini yansıtmaktaydı. Bir ülkedeki basının bir devlet lehinde olması, bir noktada o ülkenin de resmi siyasetini gösteriyordu. Bu durumun tersi de aynı anlama gelmekteydi. Bu yüzden basının yaygın bir iletişim aracı olmasına paralel olarak, siyasi iktidarlar tarafından yönlendirilmesi de hep gündemdeydi. Daha Sultan Abdülmecid zamanında, Osmanlı Devleti sınırları içinde yayınlanan yabancı dildeki bazı gazete sahipleri nişan ve madalyalar ile taltif edildi. Aynı dönemde; yurt dışındaki bazı gazetecilere ve gazete sahiplerine de benzer ödüller verilmek sureti ile Osmanlı Devleti lehinde yayınlar yapmaları beklendi.
14.Soru
- Makedonya ve Girit’i Yunanistan’a katmak amacıyla 1894 yılında kurulan örgüttür
- Düzenledikleri silahlı eylemler neticesinde Osmanlı-Yunan savaşının başlamasına neden olmuştur
- Soliatis ve Likudis adlı Yunan Subaylar ile A. Sophianos adlı bir tüccar tarafından kurulmuştur
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Etnik-i Eterya ile ilgili doğru bilgiler içermektedir?
Yalnız I |
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve III |
I, II ve III |
Etnik-i Eterya, Soliatis ve Likudis adlı Yunan Subaylar ile A. Sophianos adlı bir tüccar tarafından Makedonya ve Girit’i Yunanistan’a katmak amacıyla 1894 yılında kurulan örgüttür. Örgüt, düzenlediği silahlı eylemler neticesinde Osmanlı-Yunan savaşının başlamasına neden olmuştur. Dolayısıyla tüm bilgiler doğrudur ve cevap E'dir.
15.Soru
1897’de Albay Vassos komutasındaki Yunan kuvvetlerinin Girit’e asker çıkararak adayı Yunanistan’a ilhak girişimleri, Girit sorununun kaçıncı safhasını oluşturmaktadır?
Birinci |
İkinci |
Üçüncü |
Dördüncü |
Beşinci |
Bu bağlamda adadaki sorunları ve sebeplerini çeşitli safhalara ayırabiliriz: Birinci safha Halepa antlaşmasına kadar geçen dönem. Bu dönem Yunanistan’ın bağımsızlığını kazandığı tarihten itibarendir. Çünkü aynı tarihten itibaren adanın Yunanistan’a ilhak çalışmaları başlamıştı. İkinci safha ise 1876 Halepa fermanından, Osmanlı Devleti tarafından sözleşmenin yenilenip geliştirilmesine kadar geçen süredir. Üçüncü safha diye adlandırabileceğimiz dönem ise, Halepa fermanındaki maddelerin icraya konulup Girit Rumları ve Yunanistan’ın “istediğimizi aldık veya alıyoruz” düşüncesi ile Osmanlı-Yunan savaşının çıkışına sebep olan gelişmelerin yaşandığı 1896 yılına kadar geçen süredir. Yeni bir safha diye adlandırabileceğimiz dördüncü dönem ise, General Vassos kumandasında adaya Yunanların asker çıkarmasıdır. Bu dönem kısa bir dönem ise de, Osmanlı Devleti, Yunanistan ve üçüncü devletlerin soruna yaklaşımlarını baştan sona değiştirdiği dönemdir. Beşinci safha ise, “Bağımsız Girit adası” ilanına geçiştir. Bu dönemde toprak sınırları olarak Osmanlı Devleti’nde görünse bile Yunan bir prensin genel valilik yapması ile karşılaşıldı. Adadaki Müslüman halk, planlı olarak adadan canlı ya da cansız olarak çıkartılmaya başlandı. Bu dönemde adanın Yunanistan’a katılma isteği olsa bile zayıf Yunan hükümetleri yeni bir Osmanlı-Yunan savaşını göze alamadıkları için bu dönem diğer dönemlere nazaran uzun sürdü. Son safha ise, Balkan savaşları sonrası adanın Yunanistan’a terkine kadar geçen dönemdir. Adanın Yunanistan’a terki ile Girit adası sorununu tam olarak tanımlamış olamayız. Daha sonraki yıllarda, adada kalmayı başaran Türk-Müslüman ahalinin zor koşullarda bir şekilde tehcire tâbi tutulmaları ve ardından Cumhuriyet dönemindeki Mübadele anlaşmasıyla adada neredeyse Rumlar dışında kimsenin kalmamasına yol açan gelişmeleri de Girit adası sorununa ilave etmeliyiz. Ancak Girit sorununda en ciddi safha, Osmanlının hem batılı devletler nezdinde hem de Balkanlardaki bütün dengelerini alt üst eden 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) ve ardından yapılan 1878 Berlin anlaşmasıdır. Bu antlaşmanın maddeleri arasına konulan Girit halkı lehine nizamname yapılacağı ifadesiyle, sorun artık uluslararası bir boyut almıştır. Doğru cevap D’dir.
16.Soru
Osmanlı Devleti’nde Nizamiye mahkemelerinin ilk basamağı olan Bidayet mahkemesinin kararlarını, bir üst mahkeme olarak inceleyen mahkemelere ne ad verilir?
Yüksek mahkeme |
Adli mahkeme |
Ceza mahkemeleri |
İdare mahkemeleri |
İstinaf mahkemeleri |
İstinaf mahkemeleri: Osmanlı Devleti’nde Nizamiye mahkemelerinin ilk basamağı olan Bidayet mahkemesinin kararlarını, bir üst mahkeme olarak inceleyen mahkemelere verilen addır.
17.Soru
Sadrazam Said Paşa yeni kabinesini ve Hatt-ı hümayun'u hangi tarihte okumuştur?
1 Ağustos 1908 |
10 Eylül 1909 |
17 Aralık 1907 |
31 Ocak 1908 |
25 Nisan 1906 |
1 Ağustos 1908
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, 1889 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye grubunun başlattığı gizli hareketin adıdır?
Inkılab-i Osmanî |
Teflebbüs-i Şahsi |
Kanun-i Esasi |
Mekâtib-i İdadiye |
Meclis-i Kebiri Maarif |
Inkılab-i Osmanî
19.Soru
II. Meşrutiyetten sonra meclis başkanlığına kim getirildi?
Mizancı Murad |
Ahmet Rıza |
Arnavut İsmail Kemal |
Ali Kemal |
Kamil Paşa |
Meclis başkanlığına uzun zamandır siyasi bir kaçak olan ve şimdi İstanbul mebusu seçilen Ahmet Rıza getirildi.
20.Soru
Osmanlı Devleti'nin II. Balkan Savaşı'ndan sonra Bulgaristan'dan tekrar geri aldığı şehir hangisidir?
Selanik |
Üsküp |
Tekirdağ |
Kırklareli |
Edirne |
Her taraftan saldırıya maruz kalan Bulgaristan Edirne’yi askerden boşaltmak zorunda kaldı. Osmanlı Devleti de Edirne’yi geri almak için derhal harekete geçti. 25 Temmuz 1913’te tahribe uğramış, insanlar›na zulmedilmiş olan eski Osmanlı Başkenti tekrar geri
aldı.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ