ارسال , اعالم , اخراج , اثبات ve اعزاز sözcükleri if'âl babıbdadır. 

"Avân-ı Sultan Mustafa Han Hazretlerinin asrında milel- i nasârâ ile sulh-u salâha ne vechile nizâm verildüği beyân olunur."  ifadesindeki milel-i nasâra; hristiyan toplumları betimlemektedir. Doğru cevap B'dir.

Padişahın kendi el yazısı ile kaleme aldığı yazı ve emirler için kullanılan terim, "Hatt-ı hümâyûn" dur.

Atıf vav’ıyla yapılmış birleşik isim:

نهب و غارت Nehb ü gâret

فتح و تسخير Feth u teshîr

دفع و ازاله Def u izâle

Seçeneklerde verilen açıklamalara karşılık gelen kelimeler sırasıyla şöyledir: Mazhar – Mahbûb – Ma’mûr – Medfûn - Mezbûr

İkbâl: Baht, talih
İkrâm: Hediye vermek; hürmet, saygı göstermek
İktisâb: Kazanma, elde etme
İmtiyaz: Başkalarından ayrılma, farklı olma; ayrıcalık
İn‛âm: Nimet verme, iyilik etme

Adı geçen paşa, yumuşak huylu doğru bir adamdı. İyilik ve cömertliğe meyilli, yaşı altmışa varmış cesur biriydi.

Paşa-yı mezbûr halîm ü selîm, adl ü sehâya mâ’il, sinni altmışı bülûğ itmiş bir cerî âdem idi.

Pesend ü âferîn, Farsça atıf vavıyla yapılan birleşik isimdir. İnâyet-i Bârî, Farsça isim tamlamasıdır. Eyyâm-ı kalîle, sıfat tamlamasıdır. Ba’de’l-isâl, Arapça tamlamadır. Umûr-dîde, Farsça birleşik sıfattır.

"Etvâr" kelimesi Arapça "Ef'âl" kalıbında çoğul yapılmış ve "tavır" kelimesinin çoğuludur.

İkinci metin, Ahmed Resmî Efendi’nin Halîkatü’r-rü’esâ’sıdır. Koca Nişancı Celalzâde Mustafa Çelebi’den başlayarak Ragıb Paşa’ya kadar gelen reisülküttabların biyografilerini ihtivâ etmektedir. Asıl ismi yukarıda verilen olmakla beraber daha çok Sefînetü’r-rü’esâ adıyla şöhret bulmuştur.

"Feyzullah Efendi taraf-ı Âsitâne-i sa'âdet'den hareket" ifadelerinin eski harflerle yazılışı,

A seçeneğinde açıklaması yapılan sözcük re’ydir. B seçeneğinde melâlet sözcüğünün açıklaması yapılmıştır. C seçeneğindeki açıklama izhâr etmek sözcüğüne karşılık gelir. E seçeneğindeki açıklama ahsen-i veçhile kavramını karşılar. D seçeneğindeki açıklama i'tizâr sözcüğünün açıklamasıdır. Verilen metinde bu sözcük geçmemektedir.

Ef‘âl: fiiller, işler, ameller; fi’l-hâl: şimdi, hemen, bu halde; hâsıl: peyda olan, husule gelen, çıkan, meydana gelen; mebâdâ, sakın, olmaya ki anlamında kullanılmaktadır. Kankı :hangi? Anlamında kullanılmaktadır. Doğru cevap E’dir.

Sulh-u salâh. Diğerleri birleşik isim değil, tamlamadır.

Vech: Yön, yüz, çehre, sebep; Vesâ‘il: Vesileler, sebepler; Vüs‘at: Genişleme, artma; Vekâyi‘ : Olaylar, hadiseler;  Yesîr:  Kolay anlamına gelmektedir. Doğru cevap E’dir.

Ta‘zîmât, tekrîmât, vâkı‘ât, müte‘allikāt “cem‘-i mü’ennes” dir.  Sevâhil, “cem‘-i mükesser” dir. Doğru cevap D’dir.

Ahvâl ve Efkâr;  Ef ‘âl veznine, Bekâyâ ve Re‘âyâ; Fa‘âlâ veznine uygundur. Galebe kelimesi fa‘ale veznine uygundur. Doğru cevap A'dır.

Merhûm Kara Mehemmed Paşa'nın kethudası Ladikli Ahmed Paşa Anadolu Askeri ile...

Siyâh

Sultan Mehmed Han ( Fatih Sultan Mehmed )