Osmanlı Türkçesi Metinleri 2 Final 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdaki kelime gruplarının hangisinde “çok, bol” anlamına gelen bir kelime vardır?
kalil - kesir – cedid
|
rakib - hasib - harik
|
atik - naif - rakik
|
calib - redif - hafid
|
serir - emir - halil
|
2.Soru
Rik’a yazısını Anadolu’da Osmanlılardan önce ilk kim kullanmıştır?
Selçuklular |
Dulkadırlılar |
Karamanlılar |
Germiyanlılar |
Menteşeliler |
Rik’a yazısı XV. yüzyılın ilk yarısında Dulkadırlılar tarafından kullanılmaktaydı. Dolayısıyla B doğru seçenektir.
3.Soru
"Kesin karar vermek. Yola çıkmak, gitmek." anlamında kullanılan kelime aşağıdakilerden hangisidir?
abd |
âlî |
arz |
azîmet |
azim |
azîmet: Kesin karar vermek. Yola çıkmak, gitmek.
4.Soru
“Kaydedilmiş, sicilli. Mahkeme defterine geçirilmiş.” anlamındaki sözcük seçenektekilerden hangisidir?
azl |
müseccel |
bekâ |
hâvî |
mütâlaa |
müseccel: Kaydedilmiş, sicilli. Mahkeme defterine geçirilmiş.
5.Soru
Aşağıdaki kelime ve anlamı eşleştirmelerinden hangisi doğrudur?
ahkam: pişmanlık
|
a^ti^: geçmiş
|
bab: kapı
|
bahr: kara
|
amik: yüksek
|
6.Soru
Metinde altı çizilerek işaretlenen ارادهٔ سنيه tamlaması ile kastedilen nedir?
Padişahın sözlü ve yazılı emri |
Vezirin sözlü ve yazılı emri |
Şeyhülislamın sözlü ve yazılı emri |
Kazaskerin sözlü ve yazılı emri |
Yeniçeri ağasının sözlü ve yazılı emir |
Metinde altı çizilerek işaretlenen ارادهٔ سنيه tamlaması ile “Padişahın sözlü ve yazılı emri ve bu emrin mabeyn-i hümayun baş katibi tarafından sadrazama bildirildiği belge.” kastedilmektedir.
7.Soru
"Peygamberler" anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
müste’cir |
mürselîn |
müştemilât |
müşterâ |
mütebahhir |
mürselîn: Peygamberler
8.Soru
Padişahın herhangi bir konuya olan resmi emrinin yazılı hali aşağıdakilerden hangisidir?
Fermân |
İrâde-i seniyye |
Âtıfet-i seniyye |
Nişân-ı âlî |
Fenn-i tecvîd |
Fermân: Padişahın herhangi bir konuya olan resmi emrinin yazılı hali.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Mübâya‘a Hüccetinin özelliklerinden değildir?
Alım-satım işleminin gerçekleştiğini gösterir. |
Sadece satış işleminin gerçekleştiğini gösterir. |
Alıcı ve satıcının kimlikleri mevcuttur. |
Metanın özellikkleri mevcuttur. |
İki tarafın da ifadeleri mevcuttur. |
Mübâya‘a Hücceti, alım satım işleminin gerçekleştiğini gösteren ve iki tarafın, ifadeleri, kimlikleri ve satılan metaın özelliklerinin belirtildiği belgedir. Doğru cevap B'dir.
10.Soru
"Heyet-i Vükelâ" tamlaması günümüz Türkçe'sinde hangi anlamda kullanılmaktadır?
Millet Meclisi |
Danıştay |
Yargıtay |
Bakanlar Kurulu |
Anayasa Mahkemesi |
Heyet-i Vükelâ yani Vekiller Heyeti günümüz Türkçe'sinde Bakanlar Kurulu olarak kullanılmaktadır. Doğru cevap D'dir.
11.Soru
"Hibe. Bağış. Vergi." anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
vikâye |
vâye |
vech |
vefd |
vehb |
vehb: Hibe. Bağış. Vergi.
12.Soru
Osmanlılar tarafından terim olarak kullanılan “Memleketeyn” ile kastedilen nedir?
İki ülke |
Bosna-Hersek |
Eflak-Boğdan |
Mekke-Medine |
Anadolu-Rumeli |
Memleketeyn: Eflâk ve Boğdan’a Osmalılar tarafından verilen isimdir. Kelime manası “iki ülke” demektir. Doğru yanıt “C” şıkkıdır.
13.Soru
Bâki re’y-i rezîn zât-ı mürüvvet-karînlerinindir ....... .
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan noktalı yeri aşağıdaki kelimelerden hangisi anlamlı bir biçimde tamamlar?
efendim |
ma‘rûz |
vukıyye |
hıfz |
bend |
Bâki re’y-i rezîn zât-ı mürüvvet-karînlerinindir efendim. Cümlenin günümüz diline çevrilmesi ile ise anlamı şu şekildedir. Kalan, sağlam seçim, insanlıkla arkadaş olan zatlarınındır efendim.
14.Soru
Erzurum havâlîsi ........... olduğundan tevârüd eden tezkiresiz yolculara karantina etdirilmek ka‘ide-i tahaffuziyyeden olmağla geçende Erzurum’dan Ankara’ya bilâ-tezkire haylî fukarâ yolcu gelüp usûl-i karantina icrâ olunmak lâzım gelmiş.
Yukarıdaki cümleyi aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğru tamamlar?
şüphelü |
ekser |
kisb |
neşr |
telef |
Erzurum havâlîsi şüphelü olduğundan tevârüd eden tezkiresiz yolculara karantina etdirilmek ka‘ide-i tahaffuziyyeden olmağla geçende Erzurum’dan Ankara’ya bilâ-tezkire haylî fukarâ yolcu gelüp usûl-i karantina icrâ olunmak lâzım gelmiş.
15.Soru
Yukarıdaki Osmanlı Türkçesi ile yazılan metnin günümüz Türkçesi karşılığı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Çukadar Hasan Ağa |
Çikedâr Hüseyin Ağa |
Çukdar Hasan Ağa |
Çukdar Hüseyin Ağa |
Çukadar Hüseyin Ağa |
Çukadar Hasan Ağa
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "şerh" kelimesinin anlamıdır?
Baş |
Açıklama |
Sebeb |
Soğan |
Yıkık |
Şerh "açıklama, izah" anlamına gelmektedir.
17.Soru
"Ancak Rusyalular mu’ahharan Hind’e takarrüb içün Anadolu yoluna hasr-ı nazar etmeyerek Asya-yı Vustâ’daki hanlıkları birer birer istîlâ ile Herat tarîkını ihtiyâr edüp hayli de ilerüleyince..." cümlesinde kullanılan coğrafya terimi aşağıdakilerden hangisidir?
İç Anadolu |
Ortadoğu |
Önasya |
Orta Asya |
Çinhindi |
Cümle içinde geçen "Asya-yı Vustâ" tamlaması Orta Asya teriminin Osmanlı Türkçe'sindeki karşılığıdır. Doğru cevap D'dir.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "bir büyüğe sunma, takdim, resmi bir evrakın padişaha sunulması" manalarına gelir?
Çukadar |
Fermân |
Cerahor |
Cizye |
Arz |
Arz: Bir büyüğe sunma, takdim, resmî bir evrakın padişaha sunulması manalarına gelir.
19.Soru
28 Nisan sene 1336 târîhinden i‘tibâren mer‘î olacak olan işbu karârnâmenin icrâ-yı ahkâmına Hey’et-i Vükelâ me’mûrdur.
Yukarıdaki cümlede mer'î kelimesi hangi anlamda kullanılmıştır?
Mes’ul olma hâli. Yaptığı iş ve hareketten hesap vermeğe mecbur |
Riayet edilen, hükmü geçen. Makbul sayılan, hürmet edilen. |
Görülmüş olan, kesin olarak belli olan, belli, ölçülü, tayin ve tesbit olunmuş, karalaştırılmış. |
Birine ait kılınmış. Tahsis edilmiş. Has kılınmış. Ayrılmış. Tâyin edilmiş. |
Muhtaç kimseler. İhtiyaç sâhibleri. Fakirler, yoksullar. |
mer‘î: Riayet edilen, hükmü geçen. Makbul sayılan, hürmet edilen.
20.Soru
Sadrazamların divan-ı hümayundan bağımsız bir yönetim merkezine kavuşmaları üzerine 18. yüzyıl sonlarından itibaren sadrazamlık dairesine veya paşa kapısına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Atiyye-i seniyye |
Nişân-ı âlî |
Bâb-ı âlî |
Fenn-i tecvîd |
Mekâtib-i ibtidâiyye |
Bâb-ı âlî: Sadrazamların divan-ı hümayundan bağımsız bir yönetim merkezine kavuşmaları üzerine 18. yüzyıl sonlarından itibaren sadrazamlık dairesine veya paşa kapısına verilen ad.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ