AFET, ACİL DURUM VE ENDÜSTRİYEL KAZALARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ - Ünite 5: İtfaiye Çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: İtfaiye Çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği
Giriş
İtfaiyeler afet ve acil durumlarda tartışmasız en büyük pay ve önem taşıyan birimlerdir. İtfaiye çalışanları yangına, trafik kazalarına, deprem, göçük ve patlama sonucu oluşan tahribatlara, su baskınına, intihar vakalarına, göçüğe, suda boğulmalara, metan gazı dolu kuyulardaki boğulmalara, mahsur kalan ya da sıkışan insan ve hayvanlara ve benzeri her türlü arama kurtarma gerektiren afet ve acil durumlara müdahale etmektedirler. Bu müdahalelerde en büyük faktör şüphesiz insan gücü olan itfaiyecilerdir. İtfaiyecilik mesleğinde görülen kaza ve meslek hastalıklarının ayrıntılı bir şekilde ele alınması gerekir.
İtfaiye müdahale ekibinin bu çalışmalardaki başarı derecesi olay yerindeki ekibin organizasyonu, koordinasyonu ve iş sağlığı ve güvenliği kültürüne sahip olup olmaması ile doğrudan ilişkilidir. İtfaiyeci esas olarak söndürme, arama kurtarma, ilkyardım ve yangın yerinde talanın önlenmesi ve yangında zarar görmeyen malları emniyet kuvvetlerine teslim edinceye kadar geçen süre içerisindeki koruma görevlerini yapar. İtfaiyecilerin afet ve acil durumlarda alabileceği görev ve sorumluluk alanlarının açık ve net bir şekilde belirlenmesi bu ekiplerin daha sağlıklı ve güvenli ortamlarda görev yapmalarının sağlanması açısından çok önemlidir.
İtfaiyeci Görev ve Sorumlulukları
Yangın söndürme, yanmayı oluşturan ve yangın üçgeni olarak bilinen oksijen, yanıcı madde ve ısı unsurlarından en az bir tanesi saf dışı edilerek gerçekleştirilir. Buna göre; soğutarak söndürme, havayı kesme, yanıcı maddeyi ortadan kaldırma ve zincirleme reaksiyonu engelleme şeklinde dört söndürme yönteminden biri veya birkaçı yangında uygulanabilmektedir.
Kontrol dışına çıkan yanmalar sonucu oluşan yangınların durdurulması işlemine söndürme denir. Yangının söndürülmesinde yanıcı madde ortadan kaldırılırsa yangın etkin şekilde söndürülür. Bunun için yanıcı maddeyi ısıdan ayırma, ara boşluğu meydana getirme veya sıvı ya da gaz yakıtın akışını durdurma gibi yöntemler uygulanır. Diğer bir yöntem ise yakıt tükeninceye kadar yangının kontrollü olarak sürmesine izin verilmesidir.
Yangına müdahale stratejisi ölçme ve değerlendirme, hayat kurtarma, havalandırma, sıçrama ve yayılmayı önleme, yangını kontrol altına alma, eşya koruma ve mal güvenliği şeklindedir. Bodrum veya kapalı mekân yangınlarında müdahale şekli bilgi alma, müdahale yolları belirleme, uygun söndürücü malzeme tespiti yapma gibi hazırlıklı müdahale tarzında olmalıdır. Yüksek risk taşıyan itfaiyecilik mesleğinde, belirlenen ön şartlara sahip kişilerin bu göreve seçilebilmesi gerekir. Bunun için, bir itfaiyeci en az aşağıda verilen şartlara sahip olması gerekir:
- İtfaiyeci öncelikle fiziksel ve sağlık açısından bu mesleğe elverişli şartlara sahip olarak seçilmelidir.
- İtfaiyecilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmelidir.
- İtfaiyeci mesleğe başlamadan önce mesleki yeterliliği sağlayacak İtfaiyeci Temel Eğitimini başarıyla tamamlamalıdır.
- İtfaiyeci kullanacağı araç ve ekipman için yeterli eğitimi başarıyla tamamlamalıdır.
- İtfaiyecilerin tüm faaliyetleri için risk değerlendirmeleri yapılarak, çalışanların güvenliği ve sağlığı azami ölçülerde temin edilmelidir.
- İtfaiyecilere gerekli kişisel koruyucu donanımlar temin edilmeli, itfaiyeciler de bunları hassasiyetle kullanmalıdır.
- KBRN ve benzeri tehlikeli maddelerden etkilenen itfaiyeciyi olay yerinde temizleyecek, arındıracak imkân oluşturulmalıdır.
- Ayrıca yapılacak değişik özellikteki tehlikeli iş ve kullanılacak özel tehlikeli donanım ve araç için gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmelidir.
Mevzuat’ta İtfaiyecilerin Konumu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda bir acil durum birimi olarak itfaiyenin müdahale faaliyetleri kapsam dışı olarak ifade edilmekte, bu durumda itfaiyecinin sağlık ve güvenliğinin istasyonda korunması ama çok daha tehlikeli işlemlerin yapıldığı müdahale faaliyetlerinde korunmaması gibi yanlış anlaşılmalar söz konusu olmaktadır. Buna rağmen, Borçlar Kanunu’nun 417’nci maddesinde ise istisnasız her hâl ve şartta çalışanın sağlığının ve güvenliğinin korunması hükmü itfaiyecilerin ve diğer afet ve acil durum çalışanlarının müdahale faaliyetleri İSG kapsamına alınmasının hukuki bir dayanağıdır. İtfaiyecilerin müdahale haricindeki faaliyetleri için 6331 sayılı İSG Kanunu ve bağlı mevzuat yeterli olmakta, müdahale faaliyetleri için ise buna ilaveten daha koruyucu olabilecek mevzuata ihtiyaç duyulmaktadır.
Diğer bazı afet ve acil durumda çalışanlar gibi itfaiye çalışanlarının da iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili nitelikli koruyucu mevzuatı özel olarak hazırlanarak diğer ilgili mevzuatla uyumlu hâle getirilirse itfaiyecilerin hukuki hak ve sorumlulukları açık bir şekilde belirlenmiş olacaktır. Bununla birlikte, 2006’da Resmî Gazete’de yayımlanan Belediye İtfaiye Yönetmeliği’ne göre itfaiye teşkilatının görevleri (kitabın 120. sayfasında belirtildiği gibi) tanımlanmıştır.
İtfaiyecilikte Tehlikeler ve Riskler
Bilindiği gibi risk değerlendirme sürecinde ilk önce tehlikeler belirlenir. Daha sonra ise riskler ölçülür ve değerlendirilir. Kabul edilemez risklerden kabul edilebilir risklere doğru risk öncelik sıralaması yapılır. Bu önceliğe göre riskler ortadan kaldırılır; Bu mümkün değilse en aza indirilir; son olarak da kişisel koruyucularla korunma tedbirleri sağlanır. Risk ve tehlikelerin tamamıyla ortadan kaldırılması mümkün olmadığı itfaiye hizmetleri en riskli meslekler içerisinde yer almaktadır. İtfaiye hizmetlerinde en kritik ve riskli faaliyetler ise olaylara müdahale esnasında meydana gelmektedir. Bu olaylara müdahale faaliyetleri içinde en riskli olanı ise tehlikeli madde olaylarına müdahale faaliyetleridir.
İtfaiye çalışanlarında yaralanmalar, yanıklar ve kazalar diğer meslek dallarına göre daha fazladır. Yangında; kimin nerede, nasıl görevlendirildiği, yangının başlangıcı ve kaynağı, büyüklüğü itfaiyecilik mesleğinin başlıca risk kaynaklarıdır. Bu konuda yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde; yanıklar ve düşmeler itfaiyeciler arasında sıklıkla rastlanılan kazalardır. Özellikle, düşmelerde burkulma, incinme ve ekstremitelerle ilgili kırıklar sıkça görülenlerdir.
Yangın gibi birçok afet ve acil durumlara müdahale eden itfaiyecinin;
- Yüksekte çalışmalar için kendini sabitlemesi,
- Kapalı alanlarda, kuyulardan kurtarma çalışmalarında, oksijen yetersizliği olan mekânlarda ve zehirli gazların bulunduğu ortamlarda itfaiyecinin solunumunun korunması,
- ATEX ve diğer patlamalardan korunulması ve diğer birçok tehlikeli müdahale faaliyetleri için iş sağlığı ve güvenliği konusunda özenle eğitim alması ve çalışma hayatına yansıtılması gerekir.
İtfaiyecinin yeterince hizmet içi eğitimi alamadığı, ayrıca psikolojik ve fizyolojik özelliklerinin de işin niteliği ile uyuşmadığı durumlarda daha çok iş kazası meydana geldiği gözlenmektedir.
Yapılan bir araştırmada faaliyetlere göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde itfaiyecilerin %37’si yangından ölürken, %8’i (bazı kaynaklarda bu %10 olarak verilmektedir) ise itfaiye eğitimleri sırasında ölmektedirler. Öte yandan, Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası’nın (Bem-Bir-Sen) itfaiye çalışanlarına yönelik yaptığı araştırmaya göre riski yüksek meslek grupları arasında yer alan itfaiyecilik mesleğinde ölümlerin yangından değil, daha çok kalp krizi ve kanserden meydana geldiği ifade edilmiştir. Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada dünya genelinde itfaiyecilik mesleğinde psikolojik rahatsızlıklar ve stresin yoğun olarak yaşandığına vurgu yapılmış ve personel ölümlerinin daha çok kalp krizi kaynaklı olduğu belirtilmiştir.
Yangın yerinde bulunanları ve itfaiyecileri tehdit eden çeşitli ve büyük tehlikeler meydana gelir. İtfaiyeciliği en riskli ve stresli meslek haline getiren çeşitli tehlikeler vardır. Ancak genel olarak tehlikeler;
- Yangının büyüme hızı,
- Yüksek sıcaklık tehlikesi,
- Gazların oluşturduğu tehlikeler,
- Patlama tehlikesi,
- Çökme tehlikesi,
- Elektrik tehlikesi,
- Kimyasal tehlike şeklinde sıralanabilmektedir.
Yangında meydana gelen ölümlerin çoğu yangın esnasında oluşan yüksek ısıdan ve duman içerisinde bulunan zehirli gazların solunması nedeniyle meydana gelmektedir.
Yangının Büyüme Hızı
Yangın çok hızlı büyümektedir. Kaynaklarda, başlangıcında bir bardak su ile söndürülebilecek bir yangın, ikinci dakikada bir kova su ile üçüncü dakikada bir fıçı su ile ancak söndürülebildiği ifade edilmektedir. İtfaiyeci, meşguliyeti ne olursa olsun ihbardan bir dakika sonra hareket eden aracın içinde olması gerekir, Dünya standartlarına göre en geç beş dakika sonra yangın yerine varması ve hortum sermesi gerekmektedir. İtfaiye araçlarının birinci derecede geçiş üstünlüğüne sahip olmasının en önemli nedeni yangının büyüme hızıdır.
Yüksek Sıcaklık Tehlikesi
Yüksek sıcaklık ve alev, insan vücudunda onarılamaz yaralar açmaktadır. Derinin yanması ile derinin altında bulunan ter bezleri tahrip olur. Vücutta bulunan toksik maddeler ter bezleri yoluyla dışarı atılamadığından kan zehirlenmesi olur ve hayat sona erer. İnsan vücudu ve solunum sistemi 65°C sıcaklığa sınırlı bir süre, 120°C sıcaklığa 15 dakika, 143°C sıcaklığa beş dakika, 177°C sıcaklığa ise bir dakika dayanabilir.
Yangın yerinde oluşan kızgın hava kısa süre de olsa solunduğunda, solunum alanlarında yanmaya neden olmaktadır. İç yanık denilen bu hadise burun kıllarının yanmış olması ile teşhis edilmekte ve bu yanık karşısında tıbben yapılabilecek bir şey kalmamaktadır. Yangın yerinde oluşan yüksek sıcaklık ve alev tehlikesine karşı yanmaya dayanıklı elbise, başlık ve eldiven giyilmelidir. Ayrıca temiz hava solunum cihazı ve maskesi; yüz, göz yanıklarına ve iç yanığa karşı son derece önemli koruyucu görev yapmaktadır. Çalışma ortamındaki duman ve zehirli gazların yanı sıra yüksek sıcaklık ve havası neme doymuş mekânlarda uzun süre kalma sonucu oluşan ısı stresinin metabolizmaya akut ve kronik etkisi dikkate alınmalıdır.
İtfaiyecilerin iç hacimde uyguladığı sprey akımın buharlaşması ile bunalarak yaşadıkları “haşlanma hissi” aslında bağıl nemin artışıyla artan “hissedilen sıcaklık” tır. Bağıl nem arttıkça hissedilen sıcaklığı da artacak ve yüzde yüz seviyeye ulaşan bağıl nemde insan soğuma sisteminin iflası ile ölümcül tehlike oluşacaktır. İtfaiyeci neme doymuş havası olan sıcak mekânlardan derhal çıkmalı veya havalandırma yapılarak içeriye kuru hava beslenmelidir. İç hacimdeki su buharının havalandırma ile dışarı atılması itfaiyeci güvenliği açısından tüm zehirli gazlardan daha öncelikli olmalıdır. İçeriye kuru hava beslenmesi hem yangının soğutulabilmesi ve hem de itfaiyeci soğutma sisteminin aksamaması için çok büyük önem arz etmektedir. İtfaiyeci koruyucu kıyafetleri içine yerleştirilmiş suni soğutma sistemleri bu olumsuzluğu çözebilir.
Gazların Oluşturduğu Tehlikeler
Yangın yerinde meydana gelen ölüm olaylarının büyük bir kısmı da zehirli gazlar sebebiyle olmaktadır. Zehirlenme çoğunlukla soluma, nadiren de deriden soğurma yoluyla olur. Zehirli gazlar tesir büyüklüklerine göre üç gruba ayrılırlar;
-
Boğucu etki yapan zehirli gazlar (1. Grup):
İnsan vücudundan oksijeni alarak boğulmaya neden olurlar. Karbondioksit, metan, etan, propan boğucu gazlardır. İlk yardım olarak;
- Gazların tesiri altındaki odalar derhâl havalandırılmalıdır.
- Kazazedeler derhâl temiz havaya çıkarılmalıdır.
- Rahat nefes alabilmeleri için yatırılmalı, kolu ve yakası gevşetilmeli ve oksijen verilmelidir.
- Hayat belirtisi görülmeyen kazazedeye suni teneffüs yaptırılmalıdır.
- Vücut ısısını kaybetmemesi için üzeri örtülmelidir.
-
Tahriş edici zehirli gazlar (2. Grup):
Nefes yollarını tahriş ve tahrip eder, akciğerleri zedeler. Hidroklorik asit, nitrik asit, formik asit, amonyak, kostik tahriş eden gaz olarak sayılabilmektedir. İkinci grup gazların bulunduğu yangın yerlerine her ihtimale karşı hava tüplü solunum cihazları ile girilmelidir. İlk yardım olarak;
- Kazazedeler kaza yerinden hemen uzaklaştırılmalı,
- Rahat nefes almaları sağlanmalı ve oksijen verilmeli,
- Kazazedeye derhâl doktor yardımı sağlanmalı,
- Taşımada sarsılması engellenmeli, solunum cihazı olarak depolu teneffüs cihazı kullanılmalı,
- İlk yardım işlemlerine ilaveten kazazedenin yüzü gözü yıkanmalıdır.
-
Kanı zehirleyen, sinir sistemini tahrip eden zehirli gazlar (3. Grup):
Kanda, sinir sisteminde ve hücrelerde zararlara yol açarlar. Karbonmonoksit, hidrojen siyanür ve hidrojen sülfür zehirli gaz olarak sayılabilmektedir. Üçüncü grup gazların bulunduğu yangın yerlerinde düşük dozajlarda özel filtreli maskeler kullanılabilse de her ihtimale karşı hava tüplü solunum cihazları kullanılmalıdır. İlk yardım olarak;
- Kazaya maruz kalan kişi, gazın bulunduğu odadan derhâl çıkartılmalı; vücut ısısını aynı seviyede tutmak için gerekirse battaniye gibi şeylerle üstü örtülmeli ve hemen doktor müdahalesi sağlanmalıdır.
- Kapalı hacimlere giren ekipler, camları açarak havalandırmayı sağlamalıdır.
- Teneffüs cihazıyla çalışmalarda gruplar hâlinde ilerlenmeli, karmaşık durumlarda görevlendirilmiş her ekip için bir yedek ekip hazır bulundurulmalı, deriye zarar verici gaz varsa koruyucu elbise giyilmeli ve müdahale ekipleri teneffüs cihazlarını her zaman yanlarında bulundurmalıdır.
Yangında asıl tehlike dumandır. Yanarak ölen insan sayısı azdır. Tüm binayı duman kaplaması için çok az malzemenin yanması yeterlidir. Tahliye dumandan kaçıştır. Kaçış yollarında ve müdahalede solunum koruması gereklidir.
Patlama Tehlikesi
Yangın yerinde patlama fiziksel ve kimyasal olmak üzere iki şekilde oluşabilmektedir. Fiziksel patlama , yangınlarda yüksek ısıya maruz kalan basınçlı kaplarda bu olay gözlemlenebilir. Kimyasal patlama ise patlayıcı maddelerden (patlayıcı maddelerin patlaması), odadaki yanıcı gazlardan (oda patlaması) ve yangın sonucunda yarım yanmış gazların odaya oksijen girmesiyle (yangın patlaması) oluşabilmektedir.
Çökme Tehlikesi
Yangın yerinde çökme tehlikesi ile sıkça karşılaşılır. Genel olarak yüksek ısı yapı malzemesine zarar vermekte ve dayanıklılığını azaltmaktadır veya olay yerinde söndürme işlemi sırasında su yapıda ağırlık yapmakta ya da ahşap bir yapıda yapının hassasiyetini arttırmaktadır. Yangın sırasındaki büyük patlamalar da yine yapıya zarar vermektedir, bunların sonucunda yapı çökebilir. Korunma amacıyla itfaiyecilerin çökmeye karşı kişisel koruma tedbiri itfaiye kaskıdır (miğfer). Tehlikede bulunan ekipler derhal geri çekilmelidir.
Elektrik Tehlikesi
Yangın yerindeki elektrik kaçağı itfaiyeciyi tehdit eden en büyük tehlikelerden biridir. İtfaiyecinin en çok kullandığı su elektriği ileten malzemelerdendir. Dolayısıyla su kullanımında çarpılma tehlikesi vardır. Koruyucu önlem olarak itfaiyeciler elektrik tehlikesi tehdidi altındaki yangın yerlerinde kuru elbise ve yalıtkan eldiven ile çalışılmalıdır.
Kimyasal Tehlikeler
Yangın yerinde tehlikeli kimyasal maddeler bulunabilir. Tehlikeli kimyasal maddelerin çoğunluğunu tahriş edici kimyasal maddeler oluşturur. Su ile reaksiyona girerek yanıcı gaz üreten maddeler; Sodyum, Potasyum, Kalsiyum metalleri, bu metallerin peroksitleri ve karpit gibi maddeler su ile temas ettiklerinde Hidrojen gazı açığa çıkar. Yanma patlama şeklinde olur. Bu nedenle yangında bu maddelere kesinlikle su sıkılmamalıdır. Bu maddeler tamamen havasız ortamda saklanmalıdır. Zehirleyici kimyasal maddeler; kurşun tozu (Pb), cıva (Hg) ve fosfor (P) açık yaralardan ve mide bağırsak yolu ile insan vücuduna girip zehirleyebilirler. PVC yandığı zaman hidroklorik asit (HCl) çıkarır. Hidrojen siyanür (HCN), Metil bromür (CH3Br, [Halon 1001]) ve karbon Ttetraklorür (CCl4, [Halon 104]) deri yolu ile vücuda girebilen zehirli maddelerdir. Radyoaktif maddeler; atomların parçalanması esnasında çekirdeklerinden çeşitli ışınlar yayılır. Bu ışınlar alfa, beta ve gama diye adlandırılmıştır. Alfa ve beta ışınları yüklü partiküllerdir. Gama ışınları ise röntgen ışınlarına benzeyen kısa dalgalı ve giriş (yarma, nüfuz) gücü yüksek ve uzun menzilli elektromanyetik dalgalardır. Tahriş edici sıvı kimyasal maddeler; Tahriş edici maddeler arasında sıvılar deriye daha derinden nüfuz edebildiklerinden daha tehlikelidirler. Bunlar çoğunlukla kuvvetli asitler ve kuvvetli bazlardır.
İzmir İtfaiye Müdürlüğünün 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre; itfaiyecilerin görev başındayken ölümüne sebep olan tehlike ve riskler sırasıyla aşağıda şu şekilde belirtilmiştir:
- Enkaz çökmesi,
- CO gazı zehirlenmeleri (solunum cihazını doğru kullanmamak),
- Meslek hastalıkları (uzun vadede kalp hastalıkları ve akciğer kanseri),
- Cilt yanıkları (Genellikle uzaktan müdahalelerde değil de anlık aleve maruz kalma durumlarında veya buhar yanıklarında meydana gelmektedir.),
- Vücut sıcaklık artışının itfaiyeci tarafından zamanında fark edilmemesi sonucu vücutta su kaybı, kan basıncının artması, elektrolit kaybı, bulanık görme, algıda zayıflık, şok ve benzeri.
İtfaiyecilikte Mesleki Hastalıklar ve Riskler
İtfaiyecilerin çoğunlukla yaşlanmadan, genellikle emeklilikten kısa bir süre sonra ömürleri tükenmektedir. İtfaiyecilikte sıklıkla karşılaşılan mesleki hastalıklar aşağıda verilmiştir:
- Kordiyovasküler sistem
- Solunum sistemi hastalıkları
- Bel fıtığı/bel ağrısı
- İşitme ve koku kayıpları
İtfaiyeci ölümlerinin çoğu önlenmesi mümkün olan kalp hastalığından gerçekleşmektedir. Ülkemizde yetişkin nüfustaki ölüm nedenlerinin başında Koroner Arter Hastalığı (KAH) gelmektedir. İtfaiyeciler gerek çalışma ortamından kaynaklanan stres, gerekse meslekteki fiziksel aktivitenin yoğunluğu dolayısıyla KAH hastalıklarına yakalanma riskinin fazla olduğu bir meslek grubu çalışanları olarak kabul edilmektedir.
Yangın atmosferi yanma sırasında oluşan zararlı ürünlerle kirleterek, itfaiyecilerin çeşitli zararlı maddelere ve gazlara maruz kalmasına sebep olmaktadır. İtfaiyeciler genellikle bu tür zararlı maddelerle karşı karşıya kaldıklarından solunum sistemi hastalıklarına (astıma varıncaya kadar) yakalanma riskleri de artmaktadır. Ayrıca, temiz hava solunum maskeleri kişisel olmalıdır. Ortak kullanılan maskeler, bulaşıcı hastalıkların kolayca kişiden kişiye geçmesine neden olabilecektir.
Bel ağrısı en alt kostalar ve koksiks bölgesindeki rahatsızlıktır. Araştırmada, meslek süresi üç yıl ve daha fazla olanlarda bel ağrısına rastlanma sıklığı diğer gruplara göre daha fazla olduğu sonucuna varılmıştır. Sırt yaralanmaları itfaiyecilerde iş göremezliğe neden olmakta ve işten ayrılma nedenlerinin başında gelmektedir. Buna neden olan yüksek risk faktörleri; bina içine yangın söndürme hortumu uzatmak, merdiven tırmanmak, pencereleri kırmak, eşyaları çekip itmek, gerektiğinde kesmek, gizli alevlerin (gizli yangınların) araştırılması, 18 kg’dan daha ağır eşyaları kaldırmaktır. Diğer risk faktörleri; pompacılara yardım etmek, yedek hortumu taşımak, deliklere girmek olabilir. Bunlarda yüksek risk faktörleri kadar önemlidir.
İtfaiyecilerde işitme kayıpları üzerine yapılan bir çalışmada kaydedilen işitme kayıplarının istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı sonucuna varılmıştır. Fakat görev süresi uzadıkça ve gürültüye maruz kalma attıkça ciddi zayıflamalar olabileceği düşünülmektedir. Gürültüyü azaltıcı aletler kullanılması önerilirken, itfaiyecilerin güvenliğini azaltabileceği göz ardı edilmemelidir.
Toksik maddeler çok küçük parçalar olduğu için maskelerin filtrelerinden geçebilmektedir. Mesleki çalışmalarda, itfaiyecilerin bazı toksin maddelere maruz kalmaları, akciğerler hastalığına ve koku sisteminde azalmaya neden olabilmektedir. Maske uzun süren ısının etkisiyle genişleyebilmekte, zararlı maddelerin girişini kolaylaştırabilmektedir.
İtfaiyeci Eğitimi ve Uluslararası Boyutta Bir İtfaiye Teşkilatı Örneği
Eğitim
İtfaiyeciler çalışma ortamlarındaki tehlikeler ve sağlığı bozucu risk etmenleriyle karşılaşmaktadır; bunlardan korunma yolları hususunda itfaiyeciler eğitilir ve diğer önlemlerle maksimum korunma imkânları sağlanabilir. İtfaiyeci temel eğitimi ve ihtisas eğitimlerinin yanı sıra kullanacakları her bir teknolojik araç ve ekipman için ayrı ayrı yeterlilik eğitimleri verilmelidir.
İtfaiyecilerin eğitimleri önemli bir hak ve sorumluluktur. Her türlü itfaiyeci ve yangın güvenliği eğitimlerinin nasıl ve kimler tarafından hangi içerikte verileceği bir yönetmelikle belirlenmelidir. İtfaiyeci temel ve ihtisas eğitimleri, acil durum ekiplerine verilecek eğitimler, halkın eğitimi, itfaiye meslek liseleri, itfaiyecilik ve yangın güvenliği ön lisans programları, yangın güvenliği ve önlem mühendislikleri bu yönetmelikle yeterli eğitim tesisleri, eğitmen nitelikleri ve müfredat açısından düzenlenmelidir.
Diğer yandan; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından çıkarılan “İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği”ne göre “İtfaiye hizmetleri” 84.25.01 NACE Kodu ile “Çok Tehlikeli” işyeri tehlike sınıfında yer almaktadır. “Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik”te ise; itfaiye işleri için işe alınmadan önce mesleki eğitime tutulma zorunlu kılınmıştır.
İtfaiye Faaliyetlerinde İSG Eğitimi
İtfaiye çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği açısından asgari olarak;
- İtfaiyecinin fiziksel ve psikolojik riskleri,
- İtfaiyeci eğitimlerinde güvenlik,
- İtfaiye istasyonunda güvenlik,
- Ekipman kullanımı ve bakımında güvenlik,
- Kişisel koruyucu donanımlar,
- Olaya gidiş yolunda ve müdahalede güvenlik,
- Olay yerinde itfaiyeci güvenliği,
- Olay yerinde özel tehlikeler,
- Tehlikeli madde olaylarına müdahalede güvenlik konularında mutlaka eğitimli olmaları gerekmektedir.
Yangın yerinde itfaiyecinin solunumunu koruyacak itfaiyeci kendi kendine yeten solunum cihazı öncelikli ve olmazsa olmaz kişisel koruyucu ekipmandır. Solunum cihazı kuşanılmadan yangın yerine müdahale yapılamaz. İtfaiyeci temel eğitiminde öncelikle İtfaiyeci Solunum Cihazı (SCBA) kullanabilme yeterliliğini sağlayan eğitim başarıyla tamamlanmalı ve bu eğitim üç yılda bir tekrarlanmalıdır.
Eğitimin Konuları
Eğitimin konuları genel hatlarıyla (kitabın 134. sayfasında belirtildiği gibi); genel yangın bilgisi, mevzuat bilgisi, araç malzeme bilgisi, yangın öncesinde, yangın sırasında ve yangın sonrasında yapılacak işlemler, yöntemler ve davranışlar ve diğer konular olarak seçilmelidir.
İyi Bir Uygulama Örneği New York İtfaiye Teşkilatı
New York itfaiye teşkilatı, gerek organizasyon gerekse teknik olanakları bakımından örnek alınacak dünyanın en büyük itfaiye teşkilatıdır. New York itfaiye teşkilatının başlıca görev ve yetkileri;
- Yangınla mücadele,
- Hastane öncesi acil durum tıbbi bakımı,
- Arama ve kurtarma,
- Yapısal tahliye,
- Kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer ve yüksek patlayıcı/tehlikeli maddeler can emniyeti,
- Kitlesel kirlenmeyi önleme çalışmaları,
- Kundakçılık ile ilgili soruşturmalar (sebep ve kaynak),
- Yangınları önlemeye yönelik kontroller şeklinde sıralanmıştır.
Türkiye itfaiyelerinin görev ve sorumluluklarına bakıldığında New York itfaiyesinden daha farklı ve kapsamlı belki de konu dışı sayılabilecek birçok göreve sahip olduğu, New York itfaiyesinin ise yalnızca insanı kurtarmaya ve korumaya yönelik görevlere sahip olduğu açıkça gözükmektedir.
İkiz Kulelere Saldırı ve İtfaiyeciler
El Kaide örgütü bağlantılı teröristler dört yolcu uçağını kaçırarak, 11 Eylül 2001 tarihinde bu uçakları, New York ve Washington’daki hedeflerine saldırı düzenlemek için silah olarak kullanmışlardır. Saldırı sonucunda, jet yakıtının yol açtığı yangın ve arkasından 110 katlı Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerinin çökmesi büyük hasara neden olmuştur.
New York itfaiyesi müdahale ve acil sağlık hizmetleri ekipleri, ilk uçağın kuzey kuleye çarpmasının üzerinden henüz birkaç dakika geçmeden Dünya Ticaret Merkezine gelmişlerdir. Olay yerine ilk gelen birimler binaya girip, bina içindeki merdivenlerden üst katlara çıkmaya başladıklarında, birim şefleri lobide bir komuta merkezi oluşturmuştur. Dışarıda, Vesey Sokağı’nda ayrıca mobil bir kumanda merkezi kurulmuş, fakat bu kumanda merkezi binalar yıkıldığında tamamen tahrip olmuştur. Ardından, Greenwich Village’da yer alan bir itfaiye istasyonunda bir kumanda merkezi tesis edilmiştir. Telsiz iletişimlerinde yaşanan sıkıntılar, kumandanların binaların içlerine giren birçok itfaiyeci ile bağlantılarının kaybolmasına yol açmıştır. Olay yerinde, bulunan polis helikopterleri ile adeta hiç bir iletişim kurulamamıştır. Her iki kule çöktüğünde, binaların içindeki yüzlerce kişi ölmüş ya da enkaz altında mahsur kalmıştır.
11 Eylül 2001 günü meydana gelen saldırılara müdahale eden toplam 343 New York itfaiyecisi ve ambulans görevlisi hayatlarını kaybederken, çok fazla sayıda görevli de yaralanmıştır. Hayatta kalan itfaiyecilerin birçoğu, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından başlatılan arama ve kurtarma çalışmaları çerçevesinde dönüşümlü olarak 24 saatlik vardiyalar ile çalışmaya devam etmiştir.