AFET RİSK AZALTMA POLİTİKALARI - Ünite 5: Afet Uygulamaları ve Geçmiş Afetlerden Çıkarılan Dersler Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Afet Uygulamaları ve Geçmiş Afetlerden Çıkarılan Dersler
Giriş
Afetlerin meydana getirdiği can kayıplarını, fiziksel, sosyal ve ekonomik zararları en aza indirmenin mümkün olduğu da bir gerçektir. Planlama, hazırlık ve zarar azaltma faaliyetlerine öncelik vermek, müdahale ve iyileştirme çalışmalarına etkinlik kazandırmak, yaşadığımız afetlerden edindiğimiz tecrübe, bilgi birikimi, yaşanan sorunlar ve uygulamalardan ders çıkarmak, iyi uygulamalara sahip ülkelerin deneyimlerinden faydalanmak gerekmektedir.
1999 Büyük Marmara Depremlerinde Afet Uygulamaları, Sorunlar ve Alınan Dersler
17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03.02’ de gerçekleşen 7,4 büyüklüğünde ve merkez üssü Gölcük olan deprem Türkiye’ de yaşanmış en yıkıcı depremlerden biridir. Deprem Kocaeli, Sakarya ve Yalova’ da büyük can ve mal kayıpları doğurmuş; İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Zonguldak, Bilecik ve Tekirdağ’ da etkili olmuştur. Depremde 17.480 kişi hayatını kaybetmiş, 43.953 kişi yaralanmıştır. Yaklaşık 600.000 kişi evsiz kalmış, çok sayıda konut ve iş yeri hasar görmüştür. Bu kayıplar, Marmara depreminin, afet yönetimi anlayışında bir dönüm noktası olmasına sebep olmuştur. Bu deprem, ülkemizin özellikle depremlere hazırlıklı olma noktasında noksanlıklarını ve sorunları görmesi bakımından çok önemlidir.
Koordinasyon ve Kurumsal Alanda Yaşanan Sorunlar
Marmara depremlerinde kurumsal ve alanda karşı karşıya kalınan sorunlardan bazıları aşağıdadır:
- Afet yönetimi alanında dağınık bir yapının bulunması,
- Kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonu sağlayacak ve bir arada çalıştıracak sürekli bir yapının olmaması,
- Arama kurtarma alanında görev yapacak yeterli profesyonel birlik ve ekiplerin olmaması,
- Yapılaşma ve yerleşim yeri planlamaları alanında afet riskleri konusunda yeterli duyarlılığın olmaması.
Alanda Yaşanan Sorunlar
- Afet bölgesine ulaşım sağlayan kara yollarının hasara uğraması,
- Afet bölgesine ulaşmaya çalışanlar ile bölgeyi terk edenlerin yoğunluğu nedeniyle ulaşımın kilitlenmesi,
- Yol durumu ile ilgili duyuru ve bilgilendirmenin yetersiz olması,
- İlk etapta afet bölgesine ulaşım sağlayan yollarda denetim yapılamaması,
- Hangi yolların ulaşıma uygun olduğu konusunda yeterli bilgilendirme yapılmaması
Afetlerle ilgili yaşanan sorunların tamamını, kitabınızın 129. ve 130. sayfalarında bulabilirsiniz.
Marmara Depreminde Afet Hizmetleri
Marmara depreminde arama ve kurtarma faaliyetleri kısa bir sürede başlatılmıştır. Arama kurtarma çalışmalarına Sivil Savunma Arama Kurtarma, Türk Silahlı Kuvvetleri Birlikleri yanında, Maden Tetkik ve Arama, Orman Teşkilatı, maden işçileri, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü kişiler ile yurt dışından gelen ekipler görev almıştır.
Haberleşme Hizmetleri
Depremde kopan hatlar onarılmış, seyyar uydu, santral ve enerji sistemleri yeterli sayıda ekip bölgeye gönderilmiştir. Adapazarı merkez telefon santrali depremin üçüncü günü servise verilmiş, böylece ilçelerin merkez ve il dışı ile olan bağlantısı sağlanmıştır. Depremin ilk saatlerinden itibaren Telsiz Genel Müdürlüğü amatör telsiz istasyonu faaliyete geçirilmiştir. “199 Alo Yardım’’ hattı servise başlamıştır.
Ulaşım Hizmetleri
Hasar gören Anadolu Otoyolunun tamamında iyileştirme çalışmaları 18 gün içerisinde tamamlanmıştır. Çadır kent ve prefabrike konutların bağlantı ve iç yolları yaptırılmıştır. Ulaştırma Bakanlığınca THY, TCDD ve Denizcilik İşletmelerince afetzedelere ücretsiz taşıma sağlanmıştır.
Barınma Hizmetleri
Geçici barınma amacıyla Kızılay ve diğer kurum ve kuruluşların elindeki mevcut çadır stokları depremzedelere dağıtılmıştır. Gereksinim çok fazla olduğundan gerekli planlamalar yapılmış ve Dışişleri Bakanlığınca ilk etapta 23.258 çadır satın alınmış ve çadır kentler kurulmuştur.
Sürekli iskâna yönelik çalışmalar kalıcı konut, yer tespit ve kamulaştırma çalışmaları Afet İşleri ve MTA tarafından yapılmıştır. Enkaz Kaldırma ve Altyapı Çalışmaları kapsamında deprem bölgesindeki yıkım, enkaz kaldırma ve altyapı çalışmaları büyük ölçüde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, İller Bankası, DSİ, BOTAŞ, TKİ, TEDAŞ, TEİAŞ gibi kamu kuruluşlarının çalışmalarıyla gerçekleştirilmiştir.
Sağlık Hizmetleri
Sağlık Bakanlığı Kriz Merkezi ile birlikte deprem bölgesindeki sağlık müdürlükleri bünyesinde, Sağlık Kriz Merkezleri oluşturulmuştur. Bulaşıcı hastalıkların kontrolü, doğumların hijyen koşullarında yapılması, psikolojik destek sağlanması vb. destekler aralıksız sürdürülmüştür. Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Haydarpaşa Askerî Hastanesi, tıbbi malzeme diğer gereksinimler bakımından takviye edilmiştir.
Eğitim Kültür Hizmetleri
17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde MEB, kendine bağlı kurumların hasar tespiti için yedi teknik heyet görevlendirmiştir. Dünya Bankası ile ikraz anlaşmasında değişiklik yapılarak Marmara Depremi Yardım Programı eklenmiştir. Prefabrike okul ve derslikler yapılmıştır. Millî Eğitim Vakfınca depremden zarar gören öğretmen ve diğer eğitim personeline nakdi yardım yapılmıştır.
Marmara Depreminde İlgili Bakanlıklar Tarafından Yapılan Çalışmalar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından sosyal sigorta hizmetleri bağlamında protez yardımı, kolay emeklilik, Bağ-Kur prim borçlarına erteleme, SSK prim borçlarına erteleme ve Kardeş Aile Kampanyası hizmetleri verilmiştir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunca; bölgeye ulaştırılan yardımlar, anne ve babalarını kaybeden çocuklar, hastanelerde sağlık taramaları, yakınlarını arayan kişiler konularında hizmetler verilmiştir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar; barınma yardımı, onarım yardımı, iş yeri yardımları, ev alana ve yapana yardım, yıkık- ağır-orta hasarlı konutlar yardımı konularda hizmetler verilmiştir.
Nakdi ve Ayni Yardımlar
Depremler sonrası Türk ulusu ve dost ülkeler depremzedelere yardım konusunda seferber olmuştur. Yardımların birçoğu halkımız ve gönüllü kuruluşlarca dağıtılmıştır. Dolayısıyla yapılan ayni yardımların gerçek boyutlarını saptamak mümkün değildir. Depremzedelerin yaralarının sarılması için ilk günden itibaren tüm olanaklarını seferber eden Kızılay, afetin büyüklüğünü değerlendirerek uluslararası yardım çağrısında bulunmuş,
Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Federasyonu ile gıda yardımları ve diğer konularda bir anlaşma yapılmıştır. Ayrıca çadır, yemek, barınma, sağlık hizmeti, burs ile ilgili hizmetler vermiştir.
1999 Depremleri Sonrası Teşkilatlanma
2003 yılı Hükûmet Acil Eylem Planı’nda yer alan Yerinden Yönetim İlkesi doğrultusunda yerel yönetimlere afet ve acil durumlarla ilgili görev, yetki ve sorumluluklar verilmiştir.
2009 yılında çıkarılan 5902 sayılı “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla” afet alanında faaliyet gösteren Başbakanlık Acil durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü kapatılarak merkezde Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, illerde ise doğrudan valiye bağlı İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri kurulmuştur.
1999 Depremlerinde Afet Uygulamalarında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü
STK’ler toplumların afetlere hazırlanması, zarar ve risklerin azaltılması, müdahale ve iyileştirme çalışmalarına yoğun bir şekilde katılmaktadırlar. Afet sonrası kısa sürede yaraların sarılarak normal hayata geçilebilmesi için, gönüllü kuruluşlar ve kişiler ile dayanışma, iş birliği ve koordinasyon içinde çalışmak gerekmektedir.
Bugün ülkemizde sivil toplum kuruluşları afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrası aşamalarında görev almakta, devletle iş birliği ve koordinasyon içinde faaliyet göstermektedir.
Bu faaliyetler;
- Afet öncesinde, vatandaşlarda afet bilincini oluşturmak,
- Gönüllü kişilerin eğitimini gerçekleştirmek,
- Araç, gereç ve malzeme sağlamak, muhafaza etmek ve çalışır hâlde tutmak,
- Afet sırasında arama kurtarma çalışmalarına katılmak,
- Haberleşme alanında destek vermek,
- Yardım malzemeleri temin etmek, tıbbı vb. konularda hizmet vermek,
- Afet sonrasında psikososyal destek vermek,
- İhtiyaç duyulan her türlü yardım faaliyetlerine katılmak şeklinde özetlenebilir.
2011 Van Erciş Depremleri Afet Uygulamaları, Sorunlar ve Alınan Dersler
2011 yılında meydana gelen Van depremleri; Van ve ilçelerinde çok kuvvetli bir şekilde hissedilmiş olup, bölgenin sahip olduğu sorunlu yapı stoku nedeniyle, yıkıcı hasar yaratmış ve çok sayıda can kaybına yol açmıştır. İki depremde toplam 644 kişi hayatını kaybetmiş, 1.966 kişi yaralanmış, 252 kişi ise enkazdan sağ olarak kurtarılmıştır.
Bu afete müdahalede AFAD, henüz kuruluş sürecinde olmasına rağmen, 5902 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanarak koordinasyonu çok etkin bir şekilde sağlamış; ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK iş birliği ve koordinasyonu içinde yoğun ve hızlı bir müdahale gerçekleşmiştir.
Arama Kurtarma ve Acil Yardım Hizmetleri
Depremin ilk anlarında AFAD, 11 ilde bulunan Afet ve Acil Arama Kurtarma Birlikleri ile illerden arama kurtarma ekiplerini, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ekiplerini bölgeye sevk etmeye başlamıştır. İlk altı saat içinde tüm enkazda arama kurtarma çalışmaları başlatılmıştır. Eş zamanlı olarak bölgeye geçici barınma ve diğer insani yardım malzemelerini sevkiyatı da ivedilikle başlatılmıştır.
Mülki İdare Amirleri ve Diğer Takviye Personel Görevlendirilmesi ile Acil Yardım ve Destek Faaliyetleri
Afet bölgesinde, afet yönetimi ve yerel koordinasyon hizmetlerinin aksamdan yürümesi için mülki amirler geçici olarak görevlendirilmiştir. Tüm kamu kurum ve kuruluşları bölgedeki hizmetlerin aksamaması için Van’a personel takviyesi yapmıştır. Van Havaalanı’nda yoğunlaşan hava yolu trafiğinin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi için THY Genel Müdürlüğünden teknik ve idari personel takviyesi yapılması istenmiştir. Sağlık Bakanlığından tıbbi personel, mobil hastane, ambulans ve tıbbi malzeme takviyesi yapılması istenmiş ve gerekli planlama ve koordinasyon çalışmaları yapılarak bunların hava yolu ile transferi sağlanmıştır. Kızılay Genel Müdürlüğünden temin edilen malzemelerin ivedilikle bölgeye intikali sağlanmıştır. 122 AFAD acil çağrı ve yardım hattı servise verilmiştir. Defin hizmetlerinin aksatılmaması için, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilave din adamı görevlendirilmiştir. Ayrıca çevre illerden çok sayıda tabut takviyesi yapılmıştır. Van Valiliğinden varsa hasar gören kritik altyapının (enerji, ulaşım, haberleşme) ivedilikle yeniden tesis edilmesi, bu yönde olabilecek ihtiyaçların zaman kaybetmeksizin Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezine bildirilmesi istenmiştir.
Ekonomik ve Ticari Hayata Yönelik Tedbirler
Devlet ve bankacılık sistemi, depremin ekonomik ve ticari sistemde yarattığı olumsuzluk karşısında vergi kolaylığı, vadesi gelen kredi borçlarının ertelenmesi vb. gibi iş dünyasını destekleyici tedbirler almıştır. Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) tarafından sigortalılara destek sağlanmıştır.
Basın Açıklamaları ve Kayıt Tutulması
AFAD ve Van Valiliği düzenli bilgilendirme yaparak yanıltıcı bilgi ve söylentilerin önüne geçmiştir. Vatandaşlar hasarlı binalara girmemeleri konusunda sürekli uyarılmıştır. Van depremine yönelik faaliyetler dakika dakika Olay Akış Çizelgesine işlenerek kaydedilmiştir.
Barınma Hizmetleri
Van merkezde ve Erciş’te 13 adet çadır kent kurulmuştur. Oluşturulan bu çadır kentlerde yaklaşık 25 bin depremzede barındırılmıştır. Çadır kentlerde sıcak yemek, sıcak su, tuvalet ve duş imkânları, sosyal mekânlar, okul öncesi eğitim, sağlık, dinî ve psikososyal destek hizmetleri sunulmuştur.
Hasar Tespit ve Enkaz Kaldırma Çalışmaları
İlk etapta tehlike arz eden binalar yıkılmıştır. Enkazları kaldırılmıştır. Hasar tespit çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar sırasında çeşitli kamu kurum ve kuruluşları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMOBB) ve üniversitelerden 1.000’i aşkın inşaat mühendisi ve mimar görev almıştır. Van genelinde 200.000’den fazla konut, iş yeri incelenerek hasar tespit işlemi gerçekleştirilmiş ve bu tespitler kayıt altına alınmıştır. Hak sahipliği ve borçlanma ile ilgili hasar tespitleri esas alınarak hak sahipliği çalışmaları yapılmıştır. Depremin henüz 39. gününde temeli atılan AFAD tarafından TOKİ’ye yaptırılan kalıcı konutlar Van Depremi’nin 1. yıl dönümünde depremzede vatandaşlara teslim edilmiştir.
Van –Erciş Depremlerinde Afet Bölgesinde Karşılaşılan Sorunlar
Yaşanan sorunların bir kısmı afetlerden sonra her hâlükârda yaşanması kaçınılmaz sorunlar bir kısmı ise yapısal problemlerdir. Afet bölgesinde görev yapan personelin de afetzede olmasından dolayı ilk etapta kamu hizmetlerinde aksamalar görülmüştür. Çadır kentlerin kurulacağı alanların önceden tespit edilememesi, afet planları konusunda bilgi yetersizliğine sebep olmuştur. Genel olarak karşılaşılan sorunlar; arama kurtarma, iletişim, barınma ve acil yardım alanlarında yaşanan sorunların yanı sıra sosyal ekonomik ve güvenlik sorunları ile de karşılaşılmıştır.
Afet ve Acil Durumlarda Olağanüstü Yetki Kullanma
Afet uygulamalarında olağanüstü yetki kullanılması zorunlu ve gereklidir. Hayatın olağan akışı içinde toplumsal hayat ve kamu düzenini sağlamaya yönelik kural ve kaidelerin, “istisna” bir durum olan olağandışı durumlarda yeterli olmamasından dolayı mevzuatla tayin edilen kamu otorite ve makamlarına olağanüstü yetki kullanma hakkı verilmiştir.
7269 Sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a Göre Olağanüstü Yetki Kullanma
Kanun’a istinaden olağanüstü yetkiler ve kapsamı, bu yetkiyi kullanacak kamu otoriteleri, süresi ve niteliği şu şekilde belirlenmiştir. Afetlerin meydana gelmesinden sonra “Genel hayata etkililik kararı” verilebilmektedir. Olağanüstü yetkileri kullanacak kamu otorite ve mercileri ise Bakanlar Kurulu, genel hayata etkililik onayı alınması bakımından Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı, valiler ve kaymakamlardır. Bu yetkinin kullanma süresi, afetin sona ermesinden itibaren 15 gündür. Bu süre, gerektiğinde Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığınca uzatılabilir.
7126 Sayılı Sivil Savunma Kanunu’na Göre Olağanüstü Yetki Kullanma
7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ile düşman taarruzlarına, doğal afetlere ve büyük yangınlara karşı halkın can ve mal kaybının asgari düzeye indirilmesi, hayati önemi olan her türlü resmî ve özel tesis ve kurumların korunması ve faaliyetlerinin devamı için acil tamir ve ıslahı, savunma gayretlerinin sivil halk tarafından azami surette desteklenmesi ve cephe gerisi maneviyatının muhafazası maksadıyla alınacak her türlü silahsız koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve faaliyetlere yön verilmiştir.
Bu kanuna göre olağanüstü yetkileri kullanacak kamu otorite ve mercileri ise Bakanlar Kurulu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, vali ve kaymakamlar 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile AFAD Başkanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmıştır.
2935 Sayılı Olağanüstü Hâl Kanunu’na Göre Olağanüstü Yetki Kullanma
Doğal afet, tehlikeli salgın hastalıklar, ağır ekonomik bunalım, anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, durumlarında olağanüstü hâl ilan edilir. Bu durumda vatandaşlar için para, mal ve çalışma yükümlülükleri ve temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırması ya da durdurulması yetkileri alınır.
Bu kanuna göre Olağanüstü yetkileri kullanacak kamu otorite ve mercileri ise olağanüstü hâl bir ili kapsıyorsa il valisine, bir bölge valiliğine bağlı birden çok ilde ilan edilmesi hâlinde bölge valisine, birden fazla bölge valisinin görev alanına giren illerde veya bütün yurtta ilan edilmesi halinde, koordine ve iş birliği Başbakanlıkça sağlanmak suretiyle bölge valilerine aittir.
Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi
Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nin yürürlükten kaldırılmasıyla; terör olayları, yaygın şiddet hareketleri, ağır ekonomik bunalımlar, siber saldırılar, enerji arz güvenliği, millî güvenliğimiz ile hak ve menfaatlerimizi tehdit eden yurt dışı kaynaklı gelişmeler, deniz/çevre kirliliği, deniz güvenliği gibi konularda teşkilat, yönetim ve koordinasyon açısından boşluk ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu boşluk, Başbakanlıkça çıkarılan (2014/18) genelge ile giderilmeye çalışılmış ise de bu alanın mevzuatla düzenlenmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmıştır. Bu kapsamda, İçişleri Bakanlığı kendi görev alanıyla ilgili bu ihtiyacı ortadan kaldırmak, güvenlik ve asayiş alanında faaliyet gösteren birim ve kuruluşlar arasında koordinasyon ve iş birliğini sağlamak üzere, Bakanlık merkezde ve illerde Güvenlik ve Acil Durumlar Merkezlerini (GAMER) kurarak yeni bir yapılanmaya gitmiştir.
GAMER’lerin İl Düzeyinde Yapılanması
112 Acil Çağrı Merkezi bulunan illerde alt yapısı uygun ise bu merkezlerde; diğer illerde ise 112 Acil Çağrı Merkezleri kuruluncaya kadar valilerce uygun görülen yerlerde tesis edilmektedir. Bakanlık GAMER ile kesintisiz iletişim hâlinde bulunarak yedi gün 24 saat esasına göre çalıştırılmaktadır. Olağan durumlarda çekirdek kadro ile acil durumlarda ise, valinin talimatı üzerine tam kadro durumuna geçerek faaliyetlerini yürütmektedirler.
İzleme Değerlendirme ve Koordinasyon Kurulu
İllerde teşkil edilecek olan İzleme, Değerlendirme ve Koordinasyon Kurulu, vali veya yetkilendireceği vali yardımcısının başkanlığında, il jandarma komutanı, il emniyet müdürü, sahil güvenlik bölge/ grup komutanı, il göç idaresi müdürü, il nüfus ve vatandaşlık müdürü ile valinin uygun görmesi hâlinde garnizon komutanlığı temsilcisi, il idare şube başkanları, belediye temsilcileri, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinden oluşturulmaktadır.
Denetim ve Harcamalar
Bakanlık GAMER’ in harcamaları, Bakanlıkça uygun görülen birimlerce; il GAMER’lerin harcamaları ise, Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlıkları (YİKOB), İl Özel İdareleri, 112 Acil Çağrı Merkezleri, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri ile ilgili kuruluşların bütçelerinden karşılanmaktadır.
İl GAMER’lerin Görev Anlayışı
GAMER’ler acil durumlar öncesi, sırası ve sonrasını kapsayacak şekilde bütünleşik bir yönetim anlayışı ile görev yapmakta, risk değerlendirmelerine dayalı olarak bütün durum ve ihtimallere yönelik senaryolar geliştirmektedirler. Dolayısıyla, planlı, proaktif ve önleyici bir yaklaşımla oluşabilecek zararları en aza indirecek şekilde hareket etmektedirler.