AFET SENARYOSU VE TATBİKATLAR - Ünite 3: Tehlike ve Risk Değerlendirmesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Tehlike ve Risk Değerlendirmesi

Giriş

Afet zararlarını en aza indirebilmek ve uzun dönemli çalışmaları afet senaryolarının yardımıyla planlayabilmek için afet tehlikesine maruz kalabilecek yerlerin belirlenmesi ve haritalanması gerekmektedir.

Tehlike haritaları ülke planı, bölgesel plan, çevre düzeni planı, nazım imar planı, imar planı, afet ve acil durum yönetimi planı gibi çalışmalar için değişik ölçeklerde hazırlanabilir.

Senaryolar içinde aynı şekilde senaryo yapılacak alanın büyüklüğüne ve senaryonun amacına uygun olacak şekilde değişik ölçeklerde hazırlanabilir. Afet ve acil durum tehlike ve riskini doğru bir şekilde belirleyerek hazırlanan senaryolar afet zararlarını azaltma çalışmalarına büyük katkı sağlarlar.

Acil durum ve afet senaryosu çalışmaları için tehlike haritaları ve tehlike analizlerinin yanısıra, risk analizlerinin de yapılması gerekir. Tehlike analizi ile senaryo hazırlanacak bölge veya alanda gerçekleşme olasılığı olan tehlikeler belirlenirken, risk analizi ile de bu tehlikeler gerçekleştiğinde nasıl bir hasarın ortaya çıkabileceği belirlenmeye çalışılır.

Tehlike Analizi

Ülkemizin her bölgesinin aynı olmaması, her yerin veya bölgenin kendine has özelliklerinin olması gibi nedenlere bağlı olarak her yer farklı afet ve acil durumlara meyilli olabilmektedir.

Tehlike analizi yapılarak hangi bölgelerin ne tip afet veya acil durumlara meyilli olduğu veya bu yerlerde ne tip tehlikelerin gerçekleşme olasılığı olduğu tespit edilebilir.

Afet yönetiminin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için tüm tehlike ve risklerin dikkate alınması gerekir.

Afetler genel olarak

  • Doğa kaynaklı afetler,
  • Teknolojik afetler şeklinde ikiye ayrılmaktadır

Aslında bunu doğa kaynaklı tehlikeler ve teknolojik kaynaklı tehlikeler şeklinde de düşünebiliriz.

Doğa kaynaklı tehlikelerde kendi içinde;

  • Jeolojik Tehlikeler,
  • Hidrolojik Tehlikeler,
  • Meteorolojik Tehlikeler,
  • Klimatolojik Tehlikeler,
  • Biyolojik Tehlikeler olmak üzere beş gruba ayrılır.

Teknolojik tehlikeler ise;

  • Endüstriyel Kazalar,
  • Çeşitli/karışık Kazalar,
  • Ulaşım kazaları şeklinde üçe ayrılır.

Afet eşittir tehlike gibi gözükse de, afet tehlikenin gerçekleşmesi sonucu oluşur.

Tehlikenin kaynağı : Büyüklüğü, oluş sıklığı, süresi ve olası etkileri ile ilgili bilgilerin toplanması ve belirlenmesine yönelik çalışmalar tehlike analizi olarak tanımlanır.

Tehlike: Belirli bir zaman veya coğrafyada ortaya çıkarak yaşamı tehdit eden, toplumun sosyoekonomik düzen ve etkinliklerine, doğal çevreye, doğal, tarihi ve kültürel kaynaklara zarar verme potansiyeli olan doğa, teknoloji ya da insandan kaynaklanan fiziki olay ve olgu şeklinde tanımlanmaktadır.

Toplumlar için tehlike oluşturan dört ana olay türünü aşağıdaki gibi tanımlamak mümkündür. Bunlar:

  • Doğa kaynaklı olaylar: Deprem, kuraklık, sel, çığ vb.
  • Şiddete dayalı olaylar: Savaş, terör, iç çatışmalar vb.
  • Bozulmaya dayalı olaylar: Erozyon, çevre kirlenmeleri, ekonomik ve sosyal bozulmalar vb.
  • Eğitim eksikliği ve yetersizliklere dayalı olaylar: Teknolojik kazalar, trafik kazaları, yangınlar vb.

Deprem: Doğa kaynaklı bir tehlikedir.

Doğa kaynaklı tehlikeler: Belirli büyüklükteki bir doğa olayının, belirli bir bölgede, belirli bir zaman aralığında olma olasılığı şeklinde tanımlanır.

Tehlike analizi ile tehlikenin, büyüklük, oluş sıklığı, tekrarlanma süresi, etki alanı, olma olasılığı gibi fiziksel karakteristiklerinin tanımlanması beklenir.

Olası bütün tehlikeler dikkate alınarak afet ve acil durum senaryoları yapılmalıdır.

Tehlike: Bulunan yere, bölgeye veya ülkeye göre değişmektedir. Yani konuma bağımlıdır. Ayrıca aynı tehlikenin, büyüklüğü, oluş sıklığı, tekrarlanma süresi, olası etkileri de konuma bağlı olarak değişmektedir.

Belirli bir alan veya bölgede tehlikelerin büyüklük, tekrarlanma, olma olasılığı, belirsizlikler gibi özellikleri ile ortaya çıkarılmasına ilişkin değerlendirme çalışmaları tehlike değerlendirmesi olarak tanımlanır

Kökeni ne olursa olsun, potansiyel bir tehlikenin belirlenmesi için;

  • Veri ve bilgi toplanması,
  • Jeolojik ve zemin özellikleri,
  • Tehlikenin kaynağı,
  • Büyüklüğü,
  • Oluş sıklığı,
  • Süresi,
  • Olası etkileri veya şiddeti,
  • Olma olasılıkları,
  • Harita hazırlanması çalışmalarının yapılması gerekir.

Tehlike belirleme çalışmalarının ilk adımı olarak çalışma bölgesi ve yakın civarında geçmişte meydana gelmiş afet ve acil durumlar hakkında veri ve bilgilerin toplanması gerekir.

Hangi tehlike türüne göre tehlike belirleme çalışması yapacaksanız bununla ilgili olabildiğince detay bilgilerin toplanması çalışmanın kalitesini o oranda artıracaktır.

Doğa, insan ve teknoloji kaynaklı tehlikelerin muhtemel yaygınlık ve şiddet derecelerini ortaya koymak için, belirli kriterlere göre hazırlanmış haritalar tehlike haritası olarak tanımlanır.

Tehlikeyi belirleyecek ekip öncelikle inceleme alanı ve yakın civarında;

  • Geçmişte, hangi türde ve hangi büyüklükte afetler olduğunu,
  • Hangi sıklıkta meydana geldiklerini,
  • Tehlikelerin nereleri ve nasıl etkilediklerini,
  • Hangi türdeki ek veya zincirleme tehlikeleri meydana getirdiklerini,
  • Geçmişte yaşanan afetlerin yarattığı sosyal, ekonomik ve psikolojik problemlerin neler olduğunu,
  • Yerleşme birimi için önceden yapılmış tehlike analizleri olup olmadığını araştırmak ve bu konularla ilgili tüm bilgileri toplamak durumundadır.

Zarar Görebilirlik

Zarar görebilirlik: Farklı tür ve büyüklükteki tehlikeler karşısında, insanların ve yaşam çevrelerinin uğrayabileceği fiziksel, toplumsal, ekonomik veya çevresel zarar ve kayıpların ölçüsü olarak tanımlanır.

Zarar görebilirlik bazı yayınlarda, savunmasızlık, kırılganlık, hassasiyet gibi terimlerle de ifade edilebilmektedir.

Zarar görebilirlik kavramı aşağıda sıralandığı gibi üçe ayrılır:

  • Fiziksel zarar görebilirlik,
  • Sosyal zarar görebilirlik,
  • Ekonomik zarar görebilirlik,

Fiziksel Zarar Görebilirlik: İnsan eliyle oluşturulmuş yapı, alt yapı, çevre, tarım, sanayi, üretim vb. gibi fiziksel unsurların zarar görebilirlikleri ile insan topluluklarının fiziksel kapasitelerini kapsar.

Sosyal Zarar Görebilirlik: Toplumların nüfus yoğunluğu, yaş ve cinsiyet oranları, bilgi ve eğitim düzeyi gibi nüfus ve eğitimle ilgili faktörleri içerir.

Sosyal zarar görebilirliğin ölçülmesi güç, hatta imkânsızdır.

Ekonomik Zarar Görebilirlik: Bu kavram, toplulukların ekonomik olarak yaşamlarını nasıl düzenledikleri, geçimlerini sağlama imkânları ile kapasitelerinin nasıl olduğu gibi faktörleri içermektedir.

İnsan topluluklarını ve yerleşim birimlerini zarar görebilir hale getiren ana faktörler aşağıdaki gibidir:

  • Yoksulluk ve az gelişmişlik,
  • Hızlı nüfus artışı,
  • Hızlı ve denetimsiz kentleşme ve sanayileşme,
  • Ormanların ve çevrenin tahribi,
  • Bilgisizlik, bilinçsizlik ve eğitim eksikliği,
  • Yaşam tarzında meydana gelen büyük değişimler,
  • Savaşlar ve sivil kargaşalar.

Risk Analizi

Risk: Bir olayın belirli koşul ve ortamlarda doğurabileceği can, mal, ekonomik ve çevresel gibi değerlerin/varlıkların kaybının gerçekleşme olasılığı olarak tanımlanmaktadır

Diğer bir deyişle, bir olayın oluşturabileceği olumsuz sonuçların toplamı olan risk kavramı, kısaca “ kayıp olasılığı ” olarak tanımlanmaktadır. Özetle bir yer için riskten bahsedebilmemiz için:

  • En azından bir tehlikenin ortaya çıkma olasılığının olması,
  • Tehlikenin tehdidine maruz kalabilecek bir veya birden fazla varlığın olması
  • Tehlikeye maruz varlıkların zarar görebilir olması gerekir.

Eğer yukarıdaki üç maddeden biri yoksa riskte yoktur.

Afet bölgelerinde ve riskli üretim alanlarında yer alan insanların, yapıların ve sistemlerin, potansiyel kayıp tehdidi altında bulunması maruz kalma veya maruziyet şeklinde tanımlanmaktadır

Riskin tanımından da anlaşılacağı üzere, riskin belirlenmesi; tehlike, tehlikeye maruz değerler ve bu değerlerin zarar veya hasar görebilirliklerinin belirlenmesi gibi üç farklı analizin yapılmasını gerektirmektedir.

Tehlike analizi: Potansiyel tehlikelerin neler olduğu, konumu, oluş sıklığı, büyüklüğü, süresi ve etkileyebileceği alanların belirlenmesi amacıyla yapılır.

Zarar Görebilirlik Analizi : Bir toplumun, bir yapının veya hizmetin, tehlike oluştuğunda görebileceği hasar veya zararın olası ölçüsünün belirlenmesi amacıyla yapılır.

Risk belirleme çalışmalarının çeşitli belirsizlikler içerdiği ve çeşitli varsayımlara dayandığı hiçbir zaman unutulmamalıdır.