AİLE İÇİ UYUMLU ETKİLEŞİM - Ünite 5: Tek Ebeveynlik ve Uyum Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Tek Ebeveynlik ve Uyum

Giriş

Ebeveynlerin boşanmasının çocukların uyumuyla ilişkisine dair alan yazındaki bulgular karmaşık olsa da birçok araştırmacı ebeveynleri boşanan çocukların olumsuz gelişimsel sonuçlar açısından risk altında oldukları konusunda hemfikirdirler. Boşanma konusundaki alan yazında dışsallaştırılmış ve içselleştirilmiş davranış problemleri, akademik başarı ve sosyal ilişkilerin niteliği sıklıkla uyumun göstergeleri olarak kullanılmaktadır. Boşanmanın çocuk üzerindeki etkileri irdelenirken çok boyutlu bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir. Aşağıdaki bölümlerde, çocukların uyumunu etkileyen faktörler ile boşanmanın çocuk açısından kısa ve uzun dönemli etkileri ayrıntılı olarak verilmiştir.

Çocukların Uyumunu Etkileyen Faktörler

Boşanma, aile sistemi ve aile üyeleri açısından değişimler oluşturan bir yaşam olayıdır. Boşanma ile birlikte aile içindeki bireylerin rollerinde, ilişkilerinde ve evin iş bölümünde birtakım değişiklikler meydana gelmektedir. Evliliğin sona ermesinin hem çocuklar hem de eşler için stres verici olduğu bilinmektedir. Boşanma genellikle aile içindeki çatışma düzeyini arttırırken, çocuğun ebeveyniyle iletişimini de azaltmaktadır

Boşanma ile çocuğun uyumu arasındaki ilişkide çocuğun yaşı ve cinsiyeti ile çocukların boşanmadan önceki uyumları gibi birçok faktör düzenleyici rol oynar.

Çocuğun Yaşı: Boşanma zamanının çocuğun uyumunu nasıl etkilediğine dair bulgular oldukça karmaşıktır. Araştırmacılar, boşanmanın anlamı ve etkilerinin gelişim dönemlerine göre farklılaştığını, bebeklikten çocukluğa, ergenlikten genç yetişkinliğe varana kadar değiştiğini öngörmektedir.

0-3 Yaş: Bebekler doğumdan 2 yaşına kadar olan süreçte özellikle anneleriyle kurdukları “güvenli bağlanma” sayesinde psikososyal gelişimin ilk ve en önemli olan temel güven duygusunu kazanırlar. 0-3 yaş arasını kapsayan gelişimsel dönemdeki çalışmalar sıklıkla, bağlanma, ebeveynle bebek arasındaki ilişki, bilişsel beceriler, psikosomatik belirtiler ve bebeğin zihinsel sağlığı ile ilgilidir. İlgili gelişimsel dönemde öne çıkan bu değişkenler, ebeveynlerin boşanmasına gösterilen uyumu etkiler.

3-5 Yaş: Okul öncesi döneme karşılık gelen 3 ile 5 yaş arasında hem bilişsel hem de sosyoduygusal açıdan çok önemli değişimler meydana gelir. Bu yaşlardaki çocuklarda benlik kavramı geliştiği için kendilerini iyi ya da kötü olarak değerlendirebilirler. Aynı zamanda bu dönemde ben merkezci oldukları için, olayları kendi bakış açısından değerlendirirler ve kendileriyle ilişkili olmayan olayları da anlamakta zorlanırlar. Bu dönemdeki çocuklarda boşanma süreci, çocukların ebeveynleri tarafından onaylanmayan kötü davranışlar sergilediklerini düşünmelerine yol açar.

6-8 Yaş: Okul döneminde olan 6-8 yaşları arasındaki çocuklar, ailelerinden bağımsız davranmaya ve çeşitli sorumluluklar almaya başlarlar. Ebeveynler ise çocuklarının çevreyi keşfetmelerini ve çalışma duygularını büyük bir heyecanla izlerler. Her ne kadar çocuklar kendilerini büyük dünyanın bir parçası olarak görseler de ebeveynlerinin vermiş olduğu güvenlik duygusuna dayanmaya devam ederler. Dolayısıyla, ailenin dağılmaya başlaması bu yaş aralığındaki çocuklar için koruyucu ve güvenli çevrenin çökmesi anlamına gelmektedir.

9-12 Yaş: 9-12 yaşları arasındaki çocuklar ailelerinin bağımlılığından yavaş yavaş kurtulmaya başlar. Kendilerini aile dışında yaptıkları aktivitelerle mutlu etmeye çalışırlar. Bu dönemdeki çocukların benlik değerleri sosyal aktiviteler, sporlar ve okul aracılığıyla gelişmeye başlar. Bu yaştaki çocuklar kendilerini ailelerinden bağımsız olarak görebildikleri ve mantıklı düşünebildikleri için boşanmayı anne babalarının problemi olarak algılama eğilimindedirler.

13-17 Yaş: Ergenlik yılları, çok hızlı değişimlerin gerçekleştiği bir dönemdir. Fiziksel büyümede sıçrama ve cinsel gelişim ergen yaşamını önemli derecede etkiler. Böylesi değişimlerin gerçekleştiği bir döneme denk gelen boşanma yaşantısı, ergenleri bir çok yönden etkiler. Bazı ergenler, boşanmayı ebeveynlerinin problemleri olarak görme eğilimindedirler.

Genç Yetişkinlik: Boşanma yaşantısının yetişkinlik döneminde de çeşitli etkileri olduğu, bu etkilerin özellikle kişilerarası ilişkiler alanında yoğunlaştığı görülmektedir. Erken yaşta cinsel birliktelik yaşamak, evlenmeden birlikte yaşamak ve liseyi yarıda bırakmak gibi davranışlar boşanmış ailelerden gelen genç yetişkinlerde daha sıklıkla görülmektedir.

Çocuklar davranış biçimleri, duyguları ve karakteristik tepki biçimlerindeki bireysel farklılıkları içeren mizaç özellikleri açısından farklılaşırlar. Araştırmacılar bireylerin mizacını farklı yollarla tanımlamış ve sınıflandırmışlardır. İlgili alan yazında en bilinen sınıflama Chess ve Thomas’ın “kolay çocuk”, “zor çocuk” ve “yavaş alışan çocuk” olarak yaptığı sınıflandırmadır. Bu sınıflandırma doğrultusunda araştırmacılar, kolay mizaca sahip çocukların çevreyle olan etkileşimlerine diğer gruptaki çocuklara göre daha iyi uyum sağladığını belirtmişlerdir.

Çocukların mizaç özelliklerinin yanı sıra, boşanmanın çocukların uyumu üzerindeki etkisi çocuğun cinsiyetine bağlı olarak da değişmektedir. Alan yazında, boşanmanın kız ve erkek çocuklarını nasıl ve ne yönde etkilediğine ilişkin bulguların çelişkili olduğu görülmektedir. Bazı çalışmalarda boşanmanın erkek çocukları kız çocuklarına göre daha çok etkilediği bulunurken, bazı çalışmalarda cinsiyete göre bir farklılık olmadığı bildirilmiştir.

Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkisini anlamada önemli olan bir diğer etmen çocukların boşanma öncesindeki uyum durumudur. Bazı çalışmalar ebeveynleri boşanan çocukların boşanmadan çok daha önce uyum problemleri yaşadığını göstermektedir. Genetik ya da çevresel faktörler bu uyum problemlerinden sorumlu olabilir ve ebeveynleri boşanmasa bile çocuklar uyum problemlerini yaşayabilirler.

Boşanma, tek bir olay değildir, öncesinde ve sonrasında yaşananlarla birlikte değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Dolayısıyla, ebeveynlerin boşanması ve çocukların uyumu arasındaki ilişkiyi irdelerken, aile süreçlerini ve aracı değişkenleri göz önünde bulundurmak gerekir. Aşağıda anılan ilişkiye aracılık eden değişkenlere sırasıyla yer verilmektedir.

Gelir: Evlilikle ilgili değişimlerin çocukların uyumu üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmacılar, ekonomik dezavantaj yaklaşımını destekleyen bulgular elde etmişlerdir. Bu yaklaşıma göre, boşanmanın ardından evin geliri düşer ve bu durum boşanmayla çocuğun uyumu arasındaki ilişkide aracılık eder. Boşanmanın ardından çocukların genelde anneleriyle yaşamaya başladıkları görülmektedir. Velayeti alan anneler, boşanma öncesi gelirlerinin dörtte biri ila yarısını kaybederken, velayeti alan babalar sadece onda birini kaybederler.

Ebeveynler Arasındaki Çatışma: Boşanma öncesinde, boşanma sürecinde ve boşanmadan sonra eşler arasında yaşanan çatışmalar, çocukları çeşitli yönlerden olumsuz olarak etkilemektedir. Bu konuda yapılan çalışmaların bulgularına göre, yüksek çatışmanın var olduğu boşanmış ya da boşanmamış ailelerdeki çocuklar, düşük çatışmaların yaşandığı ailelerdeki çocuklara göre daha kötü durumdadırlar. Dahası, bazı çalışmalar çatışmanın yaşanmadığı tek ebeveynli ailelerdeki çocukların, çatışmaların yaşandığı iki ebeveynli ailelerdeki çocuklara göre daha iyi durumda olduklarına işaret etmektedir.

Ebeveynlik: Ebeveynlerin boşanması ve çocukların uyumu arasındaki ilişkiyi açıklamaya yardımcı olan faktörlerden biri de boşanmanın ardından ebeveynlik tutumlarındaki aksamalardır. Ebeveynlerin boşanması sadece evlilik ilişkisini bitirmekle kalmaz, ebeveyn-çocuk ilişkisini de önemli derecede değiştirir. Boşanma, ebeveynler için çocuklarını etkili bir şekilde kontrol etmeyi, tutarlı bir disiplin sağlamayı, onlara sevgi ve ilgi göstermeyi zorlaştırabilir. Boşanmadan sonra, ebeveyn-çocuk çatışması artabilir ve aile birlikteliği bozulabilir.

Ebeveynlerin Psikolojik İyilik Hâli: Ebeveynlerin boşanması ve çocukların uyumu arasındaki ilişkide diğer muhtemel aracı faktör ebeveynlerin iyilik hâlidir. Evlilik çatışması ve boşanma ebeveynlerde, depresyon, kaygı ve stresi artırırken, etkili ebeveynlik becerilerini azaltır ve bu durum dolaylı olarak çocukların uyumunu olumsuz etkiler. Ebeveynin iyilik hâli ile çocuğun uyumu arasındaki ilişki oldukça karmaşık görünmektedir.

Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Kısa ve Uzun ve Süreli Etkileri

Boşanmanın çocuğun uyumu üzerindeki kısa ve uzun süreli etkileri incelenirken, kesikli zaman aralıklarında incelemektense gelişimsel bir süreç içerisinde incelemek, boşanmanın öncesinde ve sonrasında çocuğun uyumunda ne gibi değişiklikler olduğu konusunda daha fazla bilgi vermektedir. Bu konuda yapılan bazı çalışmalarda ebeveynleri boşanan çocukların boşanmadan önce de ebeveynleri boşanmamış çocuklara göre daha düşük uyum gösterdiklerine işaret etmektedir.

Boşanmanın Kısa Süreli Etkileri: Evlilikteki bozulmaların çocukların uyumu üzerindeki kısa süreli etkileri birçok araştırmanın odak noktası olmuştur. Bu çalışmalarda genellikle çocukların sosyoduygusal ve bilişsel gelişimleri ele alınmıştır. Sheltzer boşanmanın kısa süreli üç olumsuz etkisinden bahsetmektedir. Birincisi, çocuklar boşanmanın ardından duygusal olarak üzüntülü ve sıkıntılı olurlar. İkincisi, çocuklar ebeveynlerinin arasında kalmaktan dolayı kendilerini kaygılı ve depresif hissederler. Çocuklar iki ebeveynine de büyük bir sadakatle bağlıdırlar, bu yüzden onlardan birini seçmek zorunda bırakıldıklarında çok büyük stres yaşarlar. Bir ebeveyni kaybetme algısı onların diğer insanlarla yakın ilişki kurma konusunda çekingen davranmalarına sebep olur. Sonuncu etki ise, çocukların okuldaki davranışları ve okul başarısının olumsuz etkilenmesidir. Bu alandaki güçlükler okulu bitirememeye kadar giderse uzun süreli etkiler ortaya çıkabilir.

Boşanmanın Uzun Süreli Etkileri: Sosyal bilimciler, boşanmanın yalnızca kısa süreli değil uzun dönemli (iki veya üç yıldan fazla süren) bazı sonuçları da olabildiğini ortaya koymaktadır. Boşanmış ailelerden gelen bireyler arasında tipik olarak görülen sorunlar yüksek oranda madde ve alkol kullanımı, daha fazla davranış problemi, korunmasız cinsel faaliyetler ve zayıf okul performansı; ileri ergenlik ve erken yetişkinlikte, evliliğe karşı olumsuz tutum ve yüksek boşanma oranı dâhil karşı cinsiyetle zayıf kişilerarası ilişkilerdir. Alan yazında, boşanmanın uzun süreli etkilerinin nedeni olarak görülen iki olası açıklama üzerinde durulmaktadır. Birincisi, boşanmayla ilişkili olarak ebeveyn kontrolünün azalması, tek ebeveynli ailelerde büyüyen çocukların iki ebeveynli ailelerde büyüyen çocuklara göre suça daha meyilli olmalarına yol açabilmektedir. Diğer açıklama ise, boşanmanın küçük yaştaki çocukları büyük yaştaki çocuklara kıyasla daha olumsuz etkilemesine dairdir. Bunun nedenini, araştırmacılar, boşanan babaların genellikle küçük yaştaki çocuklarıyla büyük yaştaki çocuklarına göre daha az iletişim kurmalarına bağlamaktadırlar.

Ebeveynlerin boşanmasının çocuklar üzerindeki etkisinin yetişkinlikte de devam etme nedenlerine yönelik olası açıklamalar üç alanda toplanmaktadır.

  1. Sosyalleşme modeli
  2. Ekonomik yoksunluk modeli
  3. Aile stresi modeli