AİLE PSİKOLOJİSİ VE EĞİTİMİ - Ünite 1: Aile Psikolojisinde Temel Kavramlar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Aile Psikolojisinde Temel Kavramlar

Giriş

Aile Psikolojisi, birey, eş ve ailelerin duygu-düşünce ilişkilerine odaklanarak sorunları ele alır. Aile bireylerinin psikolojik işlevlerinde, aile dinamikleri, geçmişte yaşananlar ve çevresel etkenler önem taşımaktadır. psikolojisiyle ilgili ilk çalışmalar 1940’lı yıllarda Amerika’da başlamıştır. 1968 yılında Ludwing von Bertalanffy’nin Sistem Teorisi sistematik aile kuramının gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. 1970’li yıllarda Avrupa’da aile psikolojisi alanındaki gelişmeler bütün dünyayı etkilemiştir. 1990’lı yıllarda ise postmodern aile kuramları gelişmiştir. Son yıllarda ailenin daha geniş sistemlerle ilişkileri ele alınmaktadır. Aileyi tanımak ve ailenin ruhsal süreçlerini anlamak sağlıklı bir toplumun oluşumunda ve ruhsal yönden sağlıklı bireylerin yetişmesinde önem taşımaktadır.

Tanımlar

Ailenin çeşitli tanımları bulunmaktadır. Türkçe sözlükte, aile; evlilik ve kan bağına dayanan karı-koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik olarak tanımlanmaktadır. Ancak geniş anlamda aile; biyolojik ve/veya psikolojik bağlarla bağlı, sosyal, ekonomik ve duygusal etkileşimleri olan ve kendilerini aynı çatı altında birlikte yaşamın bir parçası olarak algılayan bireyler olarak tanımlanmaktadır.

Sosyolojik açıdan üç tip aile bulunmaktadır.

  1. Geleneksel geniş aile: Aynı soydan gelen birkaç kuşağın bir arada yaşadığı ailelerdir. Yaşamını tarımla sürdüren, erkek egemen kültürün hakim olduğu, aile içi sorunların dışa kapalı olarak geleneksel biçimde sürdürüldüğü aile tipidir.
  2. Çekirdek aile: Anne baba ve çocuklardan kurulu dar kapsamlı aile tipidir. Endüstrileşme süreciyle birlikte kişiler daha bireyselleşmiş, kadının otorite beklentisi artmıştır.
  3. Geçiş ailesi: Dış görünüşü aile çekirdek aile tipinde olan ama benimsediği kavramlar ve sosyal yaşam ilkeleri acısından geleneksel kavramları sürdürme eğiliminde olan aile tipidir. Toplumlardaki değişimler sonucu, geleneksel aile, çekirdek aile, geçiş ailesinin yanı sıra tek ebeveynli aile, yeniden evlilikler (üvey aileler), ve birlikte yaşam aileleri ortaya çıkmıştır.

Sistem Kuramı ve Aile

Ludwing von Bertalanffy geliştirdiği sistem teorisinde “herhangi bir organizmanın ya da yapının devamlılığı, onu oluşturan elementlerin ya da parçaların karşılıklı karmaşık ilişkilerinin sonucu olarak gerçekleştiğini” belirtmiştir. Bu kurama göre aileye anne, baba ve çocuklardan oluşan bir sistem olarak baktığımızda; ailedeki bireylerin ve alt sistemlerin birbiri ile kurduğu karmaşık iletişim düzenekleri incelendiğinde çok geniş bir sistem olduğu ortaya çıkar. Aile aynı zamanda ait olduğu akraba sisteminin ve yaşadığı toplumun alt sistemidir. Aile sisteminin özellikleri aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.

Sınırlar: Ailenin duygusal ve psikolojik sınırları vardır. Bu sınırlar duygusal alışverişleri, yakınlığı, birlikte davranışları kontrol ederler.

İletişim/bilginin işlenmesi: Sözel iletişim, sözel olmayan iletişim ve iletişimde verilen anlam olarak üç şekilde gerçekleşmektedir.

Eş sonlanım: Bu teoriye göre nereden başlandığı, niçin olduğu önemli değil, sonucun aynı sabit denge durumuna ulaşması önemlidir.

Homeostazis: Değişen çevresel şartlar karşısında ailenin dengesini koruyabilmesidir.

Açık kapalı aile sistemleri: Açık sistemler gibi hareket eden ailelerdir.

Geribildirim: Aileler, denge ve istikrarı korumak için kendini ayarlayan geribildirim düzenekleri kullanırlar.

Hedef/amaç : Aile üyelerinin amacı, ailenin işlevlerini yerine getirebilmesine yönelik görevleri içerir.

Bütünlük: Aile bireylerinden birini etkileyen durum bütün aile sistemini etkilemektedir.

İlişkiler: Aile ilişkilerinde; simetrik ilişki eşitliği, tamamlayıcı ilişki ise eşitliği ve farklılıkları içermektedir.

Döngüsel nedensellik: Aile bireylerinin davranışları neden–sonuç ilişkisi içinde döngüsel nedensellik içinde anlaşılır.

Aile Tipleri

Minuchin’in (1981) sistem kuramı çerçevesinde yapısal özelliklerine göre tanımladığı aile tipleri aşağıda açıklanmıştır.

İki kişilik aileler: Karı-koca ya da ebeveyn ve çocuktan oluşan çekirdek ailedir.

Üç kuşaklı aileler : Yetişkin sayısı çok olan ebeveynlikte esneklik sağlayan ailelerdir. Sorumluluk yükler ve baskıcı olabilir.

Çok çocuklu aileler : Çocuklar ayak bağı ya da para kaynağı olarak görülür. Büyük çocuklara ağır sorumluluklar yüklenir. Kardeşlerinin bakımını üstlenebilirler. Küçük çocukların ebeveynleriyle ilişkilerini kısıtlayabilirler.

Ebeveynin fiziksel olarak olmadığı aileler: İşi nedeniyle ebeveynlerden biri aileden uzakta kalır. Diğer ebeveyn daha çok sorumluluk üstlenir. Uzaktaki ebeveyn döndüğünde çocuklara özel ilgi gösterir. Evdeki ebeveyn eğlendirmek zorunda olduğu bir çocuğa daha sahipmiş gibi olur.

Kontrolden çıkmış aileler: Aile üyelerinden biri ya da birden fazlası kontrolden çıkmış ailelerdir. Çocuk ebeveynler arasındaki duygusal ayrılığı yansıtabilir.

Hareket halindeki aileler: Sık sık ev değiştiren pek düzeni olmayan ailelerdir. Çocukların yetişmelerinin sorumluluğunu aileler bir dereceye kadar üstlenir.

Üvey ebeveynli aileler: Bir üvey ebeveynin aileye girmesiyle yeni organizasyonlar yapılmak zorundadır. Çocuklar, üvey ebeveynden, onların sevgi ve saygılarını kazanması için bir şey sunmasını beklerler.

Evlat edinmiş aileler: Çocuk geçmiş yaşantısından edindiği bilgi ve ilişkileri beraberinde getirerek yeni evdeki organizasyonun da bir parçası durumuna geçer.

Hayaletli aileler: Aileden ayrılan birinin görevleri ve rolleri diğer bireylere dağılır.

Psikomatik aileler: Aşırı koruyucu, sınırların iç içe geçtiği, çatışmaları çözme becerisi düşük ailelerdir.

Ailenin İşlevleri

Ailenin işlevleri üçe ayrılmaktadır.

  1. Temel görevler: Aile bireylerinin bakımı, korunması, eğitimi, beslenmesi gibi yaşamsal ihtiyaçları karşılama görevleridir.
  2. Gelişimsel görevler: Aile bireylerinin ruhsal ve sosyal gelişimini destekleme görevidir.
  3. Kriz dönemlerine yönelik görevler: Hastalık, kaza, iş kaybı, ekonomik sorunlarda aile bireylerinin destek ve koruma görevleridir.

Sağlıklı Ailelerin Özellikleri

Sağlıklı aileleri, işlevsel olmayan ailelerden ayıran özellikler: Bağlılık, takdir etme, birlikte zaman geçirmeye istekli olma, etkili iletişim, krizlerle baş edebilmek, bireylerin desteklenmesi ve ailede rollerin belirli olmasıdır.

Ailenin Yaşadığı Stres Etkenleri

Sağlıklı aileler streslere karşı hazırlıklı olduklarından baş edebilirler. Ancak beklenen yaşam stresleri olduğu gibi beklenmeyen yaşam stresleri de vardır. Beklenen yaşam stresleri, gelişimsel ve durumsal nitelikte olabilir. Diğer bir değişken ise ailenin gelişim durumu ve çevresel şartlardır.

Merkezkaç Aile-Merkezcil Aile

Ailenin sağlıklı işlev görmesini aile yapısı ve organizasyonu da etkilemektedir. Bu anlamda merkezkaç aile ve merkezcil aile kavramları önemlidir. Merkezkaç aile, aileden uzaklaşma eğilimi, merkezcil aile ise aileye yakınlaşma eğilimini tanımlar. Canbrinck-Graham (1985) üç kuşaktan oluşan ailenin gelişimini spiral bir modelle açıklamıştır. Üç kuşaktan oluşan aile sisteminin zamanla merkezkaç ve merkezcil dönemler arasında gidip geldiğini belirtmiştir. Merkezkaç ve merkezcil yapılar aşırı olduğunda ailenin yapısı bozulmaktadır.

Ailenin Yaşam Döngüsü

İnsanlar ve diğer canlı sistemlerin olduğu gibi ailenin de yaşam döngüsü vardır. Aileler ve kültürler arasında büyük farklılıklar olmakla birlikte yaşam döngüsü, çekirdek ailenin zaman içinde gelişimini betimler. Her bir evrede üstesinden gelmesi gereken gelişimsel görevler vardır. İşlevsel bozukluğu olan aileler bu evreleri geçerken sorunlar yaşamaktadır. Hastalık, kaza, ekonomik sorunlar gibi yaşamsal krizler ailenin yaşam döngüsünü olumsuz etkileyebilmektedir. Ailenin yaşam döngüsü evreleri arasında başarılı bir geçiş yapabilmesi için bu evreler hakkında bilgi sahibi olması gerekir.

Bekar Genç Erişkinler

Bekar genç erişkinin; ailesinden duygusal olarak ayrışma sürecini tamamlaması, yakın ilişkiler kurmayı başarması, kendi yaşam planlarını oluşturma yeterliliğine kavuşmuş olması beklenir.

Evli Çiftler (Çocuksuz)

Bu dönemin temel dönemi bireylerin evliliğe uyum sağlamasıdır. Yeni aileye ilişkin sorumlulukları üstlenmeleri gerekir. Eşlerin aileleriyle dengeli ilişkileri önem kazanır. Evlilik sanatı, akrabalarla duygusal ilişkiyi sürdürmeye devam ederken bağımsızlaşmayı başarabilmeyi içerir. Ebeveynliğe hazırlanmak da gelişimsel görevlerden biridir.

Çocuklu Çiftler (Bebek 30 Aydan Küçük)

Eşlerin anne baba rollerine uyum göstermeleri gerekmektedir. Anne baba olarak sorumluluk paylaşımı önemlidir. Büyükanne büyükbabaya ailede gerekli yerin açılması aile sınırlarının esnetilmesi gerekmektedir.

Okul öncesi Çocukları Olan Aileler (En Büyüğü 2,5-6 Yaş Arası)

Çocuğun ilgi ve yeteneklerini geliştirmesine yardım edilmeli ve ihtiyaçlarına cevap verilmelidir. Kardeşler arası ilişkiler önem kazanır. Ebeveynler ailenin artan ihtiyaçlarını karşılamak için daha çok çalışmak zorunda kalabilir. Çiftlerin birbirlerine daha az zaman ayırmalarına ve iletişim sorunlarına yol açabilir. Anne-babanın, ebeveynliğin getirdiği stres ve özel alan yokluğuna adapte olması gelişimsel görevleridir.

Ergenlik Öncesi Çocukları Olan Aileler (6–13 Yaş Arasında)

Ebeveynler çocuğun okula başlaması ile onun toplumsallaşma çabalarına ve eğitsel başarılarına destek olmalıdırlar. Çocuklarına sağlıklı bir eğitim ortamı sağlamalıdırlar. İlgi ve yeteneklerini geliştirmelerini desteklemelidirler.

Ergen Çocukları Olan Aileler (En Büyük Çocuk 13-20 Yaş Arasında)

Aile, ergene sınır koymak ile onun bireyleşmesi ve özerkliğini desteklemesi arasındaki dengeyi kurabilmelidir. Ergen ve ailesi arasında yaşanan çatışmalar, ebeveynini genç çocuklarından beklentileri ile kendi gençliğindeki beklentiler arasındaki ayrımı yapamamaktan kaynaklanabilir. Bu evrede aileler hem ergen çocuklarıyla ilgilenmek, hem de yaşlı ebeveynlerine bakmak zorunda kalabilirler.

Çocukları Genç Yetişkin Olan Aileler (En Büyük Çocuğun Evden Ayrıldığı Aileler)

Anne-bana, çocuklarının kendi ayakları üzerinde durmasını ve bağımsız olma çabalarını desteklemelidirler. Aynı zamanda geri dönebilecek besleyici bir ev ortamı da geliştirmelidirler.

Ebeveynlik Sonrası Çiftler

Çocukları evden ayrılan ebeveynler önceliklerini ve rollerini yeniden belirlemeye ihtiyaç duyarlar. Kayınvalide-kayınpeder gibi yeni rollere uyum sağlamaları beklenir.

Yaşlı Çiftler

Emekliliğin ne zaman olacağı ve nasıl bir ortamda geçirileceğinin planlanması önemlidir. Yaşlılığa uyum sağlama, bedensel hastalıklarla ve kayıplarla baş etme, üstesinden gelinmesi gereken önemli sorundur.

Diğer Aile Kuramları

Son 30 yıl içinde aile kuramlarına farklı bakış açıları gelişmiştir. Bu kuramlar aşağıda özetlenmiştir.

Bilişsel-Davranışçı Aile Kuramı

Bir durum ile ilgili bilişsel değerlendirmeler, o durumla ilgili duygusal ve davranışsal tepkilerin nasıl olacağını belirlediğini öne sürer. Aile bireylerinin temel çıkarımları ve beklentileri farklı olabilir. Bu nedenle bilişseldavranışçı aile kuramı, iletişim becerilerine önem verir.

Feminist Aile Kuramı

Feminist teoriye göre aile: Kadın erkek arasındaki güç ilişkilerinde kadının aleyhinde dengesizlikler içeren, toplumdaki cinsiyet hiyerarşilerini ve cinsiyet ayrımını yansıtan bir kurum olarak görülür. Kadın ve erkek arasında önemli güç ilişkilerinin olması gerektiğini önemle vurgular.

Postmodern Aile Kuramı

Gerçeğin öznel olduğunu, ifade eder. Gerçeğin keşfedilmesinden çok yapılandırılması söz konusudur. Sosyal yapısalcılık felsefe akımının postmodern aile kuramına önemli katkıları olmuştu. Bu kurama göre; Sorunların çözümünde neyin problem olduğundan çok neyin problem olmadığı tanımlanır. Sorunu çözmek için nedenini bilmek gerekmediğini öne sürer.