AİLE PSİKOLOJİSİ VE EĞİTİMİ - Ünite 3: Ailede Cinsellik Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Ailede Cinsellik

Giriş

Cinselliğin fiziksel, psikolojik olduğu kadar toplumsal ve sosyal boyutları da vardır. Bilgisizlik ve erotik meselelere yönelik katı tutumlar cinsellik hakkında mitlerin ve yanlış fikirlerin gelişmesi için verimli bir kültürel ortam sağlamıştır.

Cinselliği Öğrenme

İnsanlar, tüm diğer canlılar gibi, neslini devama programlandığı için, öğrenme olmaksızın cinsel birleşme gerçekleşebilir. Ancak bazı cinsel birleşme biçimlerinin diğerlerinden daha iyi olduğu, bazı davranışların diğerlerinden daha çekici, bazı kişilerin ve yerlerin daha uygun olduğu gibi düşüncelerin tümü öğrenilerek edinilmiştir Cinsel davranışın öğrenilmesi aile çocuk etkileşimi ile başlar. Ailenin cinselliğe verdiği değer, çocukların gelişimleri boyunca cinsel davranışlarına gösterdikleri tepki ile ilişkilidir. Oyun çağına gelen çocuklarda, kendi ve arkadaşlarının cinsel bölgelerini merak etmeleri sonucunda genital keşif dönemleri olabilir. Bu etkinlikleri nedeni ile ebeveynlerin çocuklarını suçlanmamaları, utandırılmamaları sağlıklı ve doyumlu cinsel hayat için önemlidir. Çocuklar anne babalarının etkileşimini seyrederek de cinselliği öğrenirler. Çocuklar sevilmeyi hak eder, sevildikçe kendini, bedenini ve başkalarını sevmeyi öğrenir. Çocuklar arasında cinsiyetlerine göre ayrım yapılmamalı, cinsellik iki farklı cinsiyet için farklı şekillerde takdim edilmemelidir. Erkeklerin cinsel organı dışarıda kadınların ise vücut içerisindedir. Erkek ve dişi cinsel organları farklı üreme görevleri gördüğünden dolayı farklı olabilir. Ergenlikle birlikte seks hormonları artar, sekonder seks karakterleri gelişir ve cinsel merak da artar. Cinsel kimliklerini ortaya koyma ve cinsel dürtülerini kontrol etme yönündeki karmaşık baskılar kuvvetli cinsel gerilim yaratır. Mastürbasyon bu gerilimi azaltan normal bir yoldur. Erkekler orgazm olmak için mastürbasyon yapmaya kızlardan daha erken başlarlar ve sonuç olarak erkeklerde otonom cinsellik kızlara göre daha erken bütünleşmiş olur.

Ergenlikte kişinin beden imajı da önemli olur, cinsel yeterlilik, çekicilik duygusu gelişmeye başlar. Erişkinlerde aşk ilişkisinin ortaya çıkması ve sürdürülmesinde cinsel dürtünün rolü vardır. İdeal olarak olgun bir cinsel ilişki içinde bir eşe bağlılık ve karşılıklı sevgi söz konudur. Öpüşme, cinsel birleşme ve mastürbasyon sıkça yaşanan cinsel etkinliklerdir. Sürekli bir cinsel ilişki olsa da eşin hastalığı, yokluğu ya da tatmin edici olmayan cinsel ilişkilerden sonra mastürbasyon sağlıklıdır. Sadece kişinin kontrolü dışına çıkmış bir etkinlik olduğunda ya da eşiyle ilişkisi olmasına rağmen tek cinsel etkinlik mastürbasyon olduğunda bir cinsel sorun belirtisidir. Mastürbasyon eşle yaşanan cinsellikle çatışmayan ayrı bir cinsel haz kaynağı olarak görülmektedir.

Cinsellikle İlgili Temel Kavramlar

Cinsiyet

Bizi kadın ya da erkek yapan biyolojik özellikleri ifade eder. Cinsiyetlerin üreme organları, üremede rolleri farklı olmakla birlikte işlevleri birbirini tamamlayıcıdır.

Cinsel Kimlik

Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın veya erkek olarak hissedişidir ve ebeveyn, öğretmen, arkadaşların tavır ve tutumları, içinde yaşanılan sosyal ortamın normları gibi çeşitli etkenlere bağlıdır. 2-3 yaşlarında tamamlanan cinsel kimlik süreci, genellikle biyolojik cinsiyetle uyumluluk gösterir. Transseksüellik, kişinin cinsiyetini değiştirmesi gerektiğine, ruhsal ve bedensel olarak diğer cinsiyete sahip olması gerektiğine inanma şeklinde tanımlanmaktadır. Bu kişiler karşı biyolojik cinsiyete sahip olmak isterler veya karşı cinsiyetten olduklarına dair ısrarlı düşüncelere sahiptirler. Doğuştan gelen anatomik özellikleri kabul etmezler ve sahip oldukları biyolojik cinsiyetin kıyafetlerine karşı iğrenmeye kadar varabilen duygulara sahiptirler.

Toplumsal Cinsiyet (Gender)

Toplumsal cinsiyet rolleri kadın ve erkek için tanımlanmış o toplumda onaylanmış tutumlar, davranışlar, beklentiler ve sorumluluklardır.

Cinsel Yönelim

İnsanın düşünce, duygu ve davranışsal olarak cinsel açıdan çekim duyduğu cinsiyete göre tanımlanan özelliğidir. Heteroseksüel cinsel yönelim: Kişinin karşı cinsiyetten kişilere karşı cinsel ilgi duymasıdır. Homoseksüel cinsel yönelim (eşcinsellik): Kişinin kendi cinsiyetinden olan kişilere karşı cinsel ilgi duymasıdır. Erkek eşcinseller için ‘gey’, kadın eşcinseller için ‘lezbiyen’ sözcükleri de kullanılmaktadır. Biseksüel cinsel yönelim: Kişinin hem kendi cinsiyetinden olmayan hem de kendi cinsiyetinden olan kişilere karşı cinsel ilgi duymasıdır. Heteroseksüellik, eşcinsellik ve biseksüelliğin doğuştan olup olmadığı bilinemese de bir tercihten ibaret olmadıkları düşünülmektedir.

Cinsellikte “Normal” Kavramı

İnsanlar normal ve anormali öğrenip kendilerini bu tanımlara göre değerlendirmek isterler. Ancak cinsellikte anormali tanımlamak normali tanımlamaktan daha kolaydır. Çünkü cinsel ilgi ve performans bireyler arasında hatta aynı bireyde farklı zaman ve farklı eşlerle değişiklik gösterebilmektedir. Bir cinsel aktivitenin normal ya da anormal olarak kabul edilmesi psikiyatrisi ya da diğer insanların takdiri ile belirlenmez. İki kişinin arasında ve her iki kişinin rızası ile yaşanan şeyler (rıza veremeyecek çocuk ve akıl hastaları hariç) o kişiler için normal kabul edilir.

Kadın Cinsel Anatomisi

Vulva

Kadın dış genital organları vulva olarak adlandırılır. Vajina girişi vulvada olmasına karşın, vajina iç genital organdır. Mons veneris, pubik kemiğin hemen üzerinde, deri ve pubik kıllarla kaplı yağ doku yastığıdır. Uyarılması yoğun cinsel heyecan sağlar, bazı kadınlarda orgazmı tetikler.

Labia Major (Büyük=Dış Dudaklar)

Dış dudaklar, büyük miktarda yağ dokusu ve ince bir düz kas tabakasını örten deri katlarıdır. Üzerinde pubik kıllar çıkar; ter ve yağ bezleri, sinir uçları serbest bir şekilde dağılmıştır. İdrar kanalının açıklığı ve vajinal açıklık üzerinde koruma sağlar.

Labia Minor (Küçük=İç Dudaklar)

İç dudaklar, kavisli taç yaprağına benzer. Yağ hücresi olmayan, küçük kan damarlarından zengin bir süngersi dokuya sahiptir. Vajinal ve idrar kanalı açıklığını kapatır. İç dudaklar hemen üst kısımda klitorisle birleşir. Dudakların derisinde enfeksiyon gelişirse cinsel birleşmede ağrı, kaşıntı, yanma hissi olur. Bartolin bezleri iç dudakların içinde, küçük kanallarla vajinaya açılırlar. Kadınlarda dış genital organlar oldukça farklı görünümlerdedir. Dudakların büyüklük, şekil ve renkleri, pubik kılların dağılımı, renkleri, miktarı, sertliği, klitoris, vajina girişi ve himenin görünümlerinde farklılıklar vardır.

Klitoris

Kadın genitallerinin en duyarlı alanıdır. Doğrudan görülen kısmı yalnızca baş kısmı olup, küçük, parlak bir düğme görünümündedir. Klitorisin gövde kısmı süngerimsi dokudan oluşur, ters V şeklinde iki yan kola ayrılır. Klitorisin üreme işlevi yoktur, yalnız cinsel işlev rolü vardır. Dokunma, basınç ve sıcaklık değişimlerine karşı ileri derecede duyarlıdır. Penisle aynı embriyolojik dokudan köken alır. Birleşme esnasında penis klitorisi dolaylı yoldan uyarır; giriş çıkışla iç dudaklar vajina içine doğru hareket eder, sürtünme hareketi ile uyarıcı etki sağlar.

Perine

Cinsel uyarılma kaynağıdır. İç ve dış dudakların alt kısmı ile anüs arasında kalan kılsız deri bölgesidir. Dokunma, basınç ve sıcaklık değişimlerine karşı duyarlıdır.

Himen (Kızlık Zarı)

Vajina girişinde bulunan ince membranöz, genellikle halka şeklindeki yapıdır. İşlevi tam bilinmemektedir. Zar yapıdaki ince kılcal damarların, cinsel birleşme sırasındaki bu zarın sıyrılması ile bütünlüğü bozulduğundan zarın yapısına, kanlanma durumuna bağlı olarak bir miktar kanama olmaktadır. Bu kanama her zaman kızlık zarı kaynaklı olmamaktadır. Islanma olmaksızın cinsel birleşmeye geçildiğinde genital bölgenin diğer kısımlarından kaynaklanan kanama olabilmektedir. Normalde önsevişme de denilen cinsel yanıtın uyarılma döneminde vajina cinsel birleşme için hazır hale gelir ve sıvılarla iç yüzeyi kayganlaşır. Uyarılma tam olmadan birleşme gerçekleşirse birleşme sırasında acı ya da genital bölgelerden kaynaklı kanama olabilmektedir.

Vajina

İnce duvarlı kas yapısındadır. Rahim’den (Uterus) vulvadaki, dış vajinal açıklığa kadar uzanan tüp şeklindeki organdır. 45 derecelik açıyla geriye doğru eğimlidir. Uyarılma olmadığında vajina duvarları içe katlanır. Balon gibi, kasılıp genişleme özelliğiyle şekil ve büyüklüğü değişir. İç yüzeyi ağız yapısına benzer. İç yüzeyi ıslanmanın kaynağıdır. Salgı bezi bulunmaz, çok sayıda küçük kan damarları vardır. Damarlarda göllenen kandan sızan sıvı ıslanmayı ve cinsel birleşmenin kolay ve haz verici olarak gerçekleşmesini sağlar. Arka üçte iki kısmı dokunma ya da ağrıya duyarsızdır.

Uterus (Rahim)

Ters dönmüş armut şeklinde, kalın duvarları kas yapıdan oluşur. Endometrium; iç yüzeyi kaplar, döllenme gerçekleşmezse adet kanaması ile üçte ikisi dökülür. Miyometrium; kalın düz kas tabakası, cinsel uyarılma, orgazm, doğum ve adet esnasında kasılmayı sağlar. Perimetrium; dış yüzeyi kaplayan ince kısımdır.

Serviks (Rahim Ağzı)

Rahimin vajina içine doğru giren kısmıdır. Mukus salgılayan bezler içerir. Servikal kanalda biriken mukus tıkacı spermlere engel olur. Ovulasyon tıkacı inceltir ve spermlerin geçmesine izin verir. Ovulasyon sonrası salgılanan progesteron hormonu tıkacı kalınlaştırır.

Fallop Tüpleri

Rahim ile başlar, yana doğru 10 cm uzunluğundadır. Son kısmı huni şeklindedir, uzun parmaksı uzantıları vardır (fimbria). İç yüzeyleri uzun saç benzeri cilia ile kaplıdır. Overler (yumurtalıklar) tarafından atılan yumurtalar clialar tarafından yakalanır, tüp içinde spermle karşılaşır ve döllenme olur.

Overler (Yumurtalıklar)

Rahimin her iki yanında, yumurta şeklinde organlardır. Rahime bir bağ ile tutunurlar. Hormon üretimi ve yumurta üretimi ve salınımı olarak adlandırılan iki işlevi vardır. Üreme çağı boyunca her ay bir yumurta olgunlaşıp atılır. Tüm üreme çağı boyunca ortalama 400 yumurta kullanılır.

Memeler

Yağlı doku içinde süt bezleri ve kanalları yerleşiktir. Ergenlikte şekil ve büyüklüğü değişir. Sol meme sağdakinden hafifçe büyüktür. Meme uçları dokunmaya ve sıcaklık değişimlerine duyarlıdır. Hemen çevresindeki koyu renkli alan areola adını alır. Meme ucu ve areola duyarlılığı şekle ya da büyüklüğe bağlı değildir.

Erkek Cinsel Anatomisi

Penis

Penis baş ve gövde olmak üzere iki kısımdan oluşur. Gövde kısmı paralel silindir şeklinde 3 yapıdan meydana gelir. Biri süngerimsi, diğer ikisi boşluklu yapıdan oluşur. Bu boşluklar uyarılma esnasında kanla dolar ve penis erekte (sertleşme) olur. Penisin baş kısmı tümüyle süngerimsi dokudan oluşur. Bu bölge gövdeden daha fazla fiziksel uyarıya duyarlıdır. Penis başının etrafını ince bir deri çevreler (sünnet derisi). Penis başı dokunmaya çok hassastır, çoğu erkek masturbasyonda gövdeyi okşar. Sünnet derisi ya da penis başı enfekte olursa cinsel ilişki ağrılı olabilir. Süngerimsi dokunun içinden idrar kanalı geçer. Penis Boyutu: Çoğu erkekte penis boyutuyla ilgili takıntılar vardır. Gerçekte penis boyutu kadınlarda çok küçük fizyolojik etki yapar.

Skrotum

Testisleri çevreleyen, ince derili kesedir. Pubik kıllarla kaplıdır. Spermatik kord; skrotum içinde testisleri tutan bağlardır. Kan damarları, sinirler ve kremaster kasını içerir. Cinsel uyarılma, egzersiz ve soğuk Kremaster kasının kasılmasına neden olur böylece testisler vücuda yaklaşır.

Testisler

Her iki testis aynı büyüklüktedir. Biri diğerine göre daha aşağıdadır. Büyüklük farklılığı tıbbi değerlendirmeyi gerektirir. Dokunma ya da basınca aşırı duyarlıdır. Skrotumun okşanması, testislerin hafifçe sıkılması uyarıcıdır. İki farklı işlev görür; hormon üretimi ve sperm üretimi.

Prostat

Prostat ceviz büyüklüğündedir. Boşalma ile atılan ejakulat sıvısının %30’unu Prostat salgılar. Enfekte olabilir ve kanser oluşabilir. Rengi beyaz, sarı ve gri tonları arasında değişir. Kremsi ve yapışkan kıvamdadır. Ejakülasyon sonrası önce katılaşır sonra hızla erir.

Memeler

Erkekte kadına göre çok daha az yağ ve bez doku içerir. Basınç ve dokunmaya daha az duyarlıdır.

Diğer Erojen Bölgeler

En büyük duyu organı olan deri, uyluk, boyun, perine, ağız, dudaklar, dil, anüs, rektum ve kalçalardır.

İnsanda Cinsel Fizyoloji

İnsanda cinsel uyarana gösterilen fizyolojik tepki dört ayrı evreye ayrılır; uyarılma evresi, plato evresi, orgazm evresi, çözülme evresi1. Uyarılma (heyecanlanma) evresi: Temel olarak erotik duygu ve düşüncelerin belirmesi, erkekte peniste sertleşmenin kadında ise cinsel organda ıslanmanın ortaya çıkmasıyla belirlenir. Kadında görülen değişikler: Bu evrede meme uçları sertleşir. Memelerde damarsal genişleme ve büyüme görülür. Büyük dudaklar cinsel uyaranın artmasıyla birlikte yassılaşarak öne ve yukarıya doğru yükselir. Bu evrede klitoriste hafif bir genişleme ve buna bağlı klitoral gövdede hafif bir büyüme dışında önemli bir değişiklik olmaz. Erkekte görülen değişiklikler: Cinsel uyaranın ardından erkekte peniste sertleşme, penis başında büyüme, skrotal derinin gerilmesi ve kalınlaşmasıyla testislerde yükselme görülür. Erkekte sertleşme sağlandıktan sonra etkili cinsel uyaranın sürdürülmesi kaydıyla sertleşme uzun süre sürdürülebilir. 2.Plato (düzlük) evresi: Etkili cinsel uyarının sürdürülmesi ve cinsel heyecanın artmasıyla birlikte, kadın ya da erkek, ikinci evre olan düzlük evresine girerler. Cinsel uyarımın artışıyla tüm vücutta istemli ya da istem dışı kas gerilimleri olur. Aynı zamanda kan basıncında ve nabız atışında yükselme görülür ve soluk alma sıklaşır. Kadında görülen değişiklikler: Bu evrede meme başında belirgin değişiklikler gözlenir. Uyarılma evresinde öne ve yukarı doğru yükselen, incelip yassılaşan büyük dudaklarda pek bir değişiklik olmazken küçük dudaklarda pembeden kırmızıya doğru değişen renk değişiklikleri oluşur. Erkekte görülen değişiklikler: Penis başında kadınlarda küçük dudaklarda oluşan renk değişikliğine benzer bir koyulaşma görülebilir. Testislerde belirgin büyüme ve yükselme gözlenir. Uyarının çok arttığı orgazm öncesi dönemde birkaç damlalık koyu sekresyonun üretral açıklıktan dışarıya salındığı görülür. 3. Orgazm evresi: Cinsel heyecanın doruk noktasında, sinirsel gerilimin ve kasların ani gevşemesi olarak tanımlanabilir. Orgazm, ancak birkaç saniye sürer ve tüm vücudu sarabilen ancak özellikle cinsel organda hissedilen bir dizi kasılma biçiminde algılanır ve ardından tam bir rahatlama, gevşeme gelir. Kadında görülen değişiklikler: Memelerde büyük ve küçük dudaklarda, klitoriste ve rahimde bu evreye özgü değişiklikler gözlenmez. Erkekte görülen değişiklikler: Erkekte ejekülasyon (boşalma) iki aşamalı bir evre olarak tanımlanmıştır. İlk aşama (emisyon) meni sıvısının prostat kanalında biriktiği ve prostat yolundan idrar kanalına çıktığı zamana denk düşmekte, orgazm duygusunun eşlik ettiği ikinci aşama ise ejekülasyonun (boşalmanın) gerçekleşmesidir. 4. Çözülme evresi: Kadın ya da erkek kişilerde orgazma ya da orgazmın gerçekleşmediği durumlarda platoyu takiben genital bölgelerde ve bedenin bütününde önceki aşamalarda oluşmuş olan fizyolojik değişikliklerin dakikalar içerisinde aynı sırayı takip ederek kaybolmasıyla karakterizedir.

Cinsel Mitler

Cinsel mitler, kişilerin cinsel konularda doğru olduğunu düşündükleri, çoğu zaman abartılı, yanlış, bilimsel değeri bulunmayan inanışlardır ve cinselliğin yaşanmasını sınırlarlar. İnsanların cinsel hayatını olumsuz etkileyebilen cinsel mitlerden yaygın olarak saptananları şunlardır; Erkeklerde cinsel organın boyutu cinsel gücün göstergesidir. Cinsel organların yapısı kişiye göre farklılıklar gösterir. Erkekler cinsel ilişkiden yalnız cinsel birleşme ve orgazm bekler. Duygusallık ve haz alma çoğunlukla kadınlarda görülür. Ancak bu duygular insana ait ve iki cinsiyet için geçerlidir. İlk cinsel birleşmede başarılı olunması sonraki cinsel yaşam boyunca başarılı olacağının göstergesidir. Bir sorun yaşanınca bunun sürekli olacağına dair bir zorunluluk yoktur. Mastürbasyonun cinsel güce zarar verici etkisi olabilir. Oral seks olgunlaşmamışlığın göstergesidir ve güvensizdir. Cinselliği yaşayan kişilerin kendi rızaları ile yaşadıkları her şey onların normalidir. Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır. Fanteziler cinsel uyarılmayı arttırır. Cinsel birleşme için en doğal pozisyon erkeğin üstte olduğu pozisyondur. Cinsel birleşme pozisyonu çiftlerin tercihine kalan bir durumdur. Bir çift için ‘aynı anda orgazm’ gerçekleştirilmesi gereken en önemli amaç olmalıdır. Bu şekildeki bir beklenti her iki tarafta da performans endişesi yaratır, bu da orgazm taklitlerine, yetersizlik duygularına ve evlilik sorunlarına yol açabilir.

Cinsel Haklar

İnsanlar, farklı cinsel davranış biçimleri ve farklı yönelimler göstererek cinselliklerini yaşayabilirler. Birey, bundan dolayı yargılanmamalıdır. Cinsel ilişkilerde karşılıklı sevgi, paylaşım ve birbirine özen gösterme egemen olmalıdır. Çocuklar, cinsiyeti gözetilmeden sevilmeli ve bakılmalıdır. Her bireyin onuru korunmalıdır. WAS (Dünya Cinsel Sağlık Birliği) genel kurulu 26 Ağustos 1999 tarihinde Hong Kong´da yapılan

14. Dünya Seksoloji Kongresi´de evrensel cinsel haklar deklarasyonunu kabul ve ilan etmiştir.

“Cinsel Haklar” Deklarasyonu

Cinsel haklar, bütün insanlar için özgürlük, insanlık onuru ve eşitlik gibi temel haklara dayalı evrensel insan haklarındandır. Bireylerin ve toplumların cinsel sağlıklarının gelişmesi için aşağıdaki cinsel haklar tüm toplumlar tarafından tanınmalı, teşvik edilmeli, saygı gösterilmeli ve savunulmalıdır.

  • Cinsel özgürlük hakkı.
  • Cinsel otonomi, cinsel bütünlük ve beden güvenliği hakkı.
  • Cinsel mahremiyet hakkı.
  • Cinsel eşitlik hakkı.
  • Cinsel haz hakkı.
  • Cinselliğin duygusal ifadesi hakkı.
  • Özgürce cinsel ilişkiler oluşturma hakkı.
  • Üremeyle ilgili özgür ve sorumlu seçim yapabilme hakkı.
  • Bilimsel araştırmaya dayalı cinsel bilgi edinme hakkı.
  • Kapsamlı cinsellik eğitim hakkı.
  • Cinsel sağlık hizmeti hakkı.

Cinsel Bozukluklar

Tüm cinsel bozukluklar, esas olarak üç ana gruptan oluşmaktadırlar. 1) Parafililer, 2) Cinsel kimlik bozuklukları (Transseksüalite) 3) Cinsel işlev bozuklukları. Yetiştirilme tarzı, olumsuz aile ilişkileri, yetersiz ya da yanlış cinsel bilgilenme, erken travmatik yaşantılar, katı dini ve ahlaki inançlar gibi faktörler bir cinsel bozukluk gelişmesi için zemin hazırlarlar. Eşler arası uyumsuzluk, travmatik bir cinsel yaşantı, hamilelikdoğum, evlilik dışı ilişkiler, gerçek dışı beklentiler, alkol madde bağımlılığı, eşlerden birinde cinsel sorun olması, yaşlılık gibi nedenler ise uygun zeminde cinsel işlev bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olur.

1. Parafililer

Temel olarak, bir kişinin cinsel açıdan uyarılabilmesi için, alışılmadık nesneler, eylemler ya da durumları içeren tekrarlayıcı ve yoğun cinsel dürtü, fantezi ve davranışlara gereksinim duyması ile ortaya çıkan bozukluklardır. En sık rastlanan parafili türleri; Teşhircilik, Fetişizm, Sürtünmecilik, Pedofili, Cinsel mazoşizm, Cinsel sadizm, Transvestik fetişizm, Gözetlemecilik, Zoofili, Nekrofili’ dir.

2. Cinsel Kimlik Bozuklukları (Transseksüalite):

Kişi, çocukluk çağından itibaren kendi cinsel organlarını reddeder, karşı cinsin cinsel kimliğine uygun tutum, davranış ve rolleri benimser. Bir psikoterapi sürecinden geçtikten sonra önce ikincil cinsiyet karakterlerinin gelişmesi için ait olduğunu hissettiği cinsiyetin hormonları ile tedavi başlanır.

3. Cinsel İşlev Bozuklukları:

Cinsel sorunların bir kısmı cinsel hayat başladığından yani ilk cinsel deneyimin başladığı zamandan beri vardır, bir kısmı ise sonradan ortaya çıkar. Bazı cinsel sorunlar tün cinsel aktivitelerde aynı şekilde görülürken bazıları cinsel aktiviteye göre değişir. Her iki bireyin psikolojik durumu, birbirleri ile eş/ evlilik ilişkisi ve cinsel hayatları birbirini etkiler. Cinsel İstekte Azalma (Hipoaktif Cinsel İstek) Bozukluğu: Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması (ya da hiç olmaması) olarak tanımlanır. Cinsel içerikli rüya görmeme, masturbasyon yapmama, cinsel birleşme ya da ilişki isteği duymama, cinsellikle ilgili hiçbir düşüncenin akla gelmemesi, gördüğü hiçbir kimse ya da görüntüden cinsel anlamda etkilenmeme gibi. Cinsellikten Tiksinme Bozukluğu: Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, bir cinsel eş ile cinsel ilişki/birleşme kurmaktan aşırı tiksinti duyma ve bundan tümüyle kaçınma olarak tanımlanır. Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel uyarılmanın yeterli bir ıslanma-kabarma tepkisini sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürülememesi olarak tanımlanır. Erkekte Erektil Bozukluk=Sertleşme Güçlüğü: Peniste cinsel ilişki için yeterli düzeyde sertleşmenin olmaması ya da ilişkinin sonuna kadar sertliğin sürdürülememesidir. Erkeklerde sertleşme zorlukları sıklıkla cinsellik konusunda kaygı, başarısız olma korkusu, fiziksel hastalıklar, alkol, ilaçların yan etkisi ile ilişkilidir. Kadında Orgazm Bozukluğu: Her kadın orgazm olabilir ama hepsi cinsel birleşme ile orgazm olamayabilir. Orgazm olmak için klitoral uyarıya ihtiyaç duyar. Kadınlarda orgazm olabilme yaş ile artar. Erkekte Orgazm Bozukluğu: Normal bir uyarılma evresinden sonra orgazm gecikmesi ya da olmamasıdır. Üç farklı şekilde kendini gösterir: geç boşalma, zevk almaksızın boşalma, doyumsuzluk. Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma): Erkeğin boşalma refleksi üzerinde kontrolünün olmaması demektir. Disparoni (Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Olmayan): Cinsel birleşmenin ağrılı gerçekleşmesi anlamına gelir. Cinsel birleşmenin hemen öncesi veya sonrasında da görülebilir. Vajinismus: Vajinaya giriş denendiğinde vajinanın dış 1/3lük kısmının kasılmasıdır. Bazen bacakların kapanması, korku, çarpıntı, terleme, bulantı, fenalık hissi, ağlamalar eşlik edebilir. Vajinismus cinsel birleşme fobisidir. Asıl sorun beyinde, şiddetli korkudur.