AİLE SAĞLIĞI - Ünite 8: Koruyucu Sağlık Hizmetleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Koruyucu Sağlık Hizmetleri

Giriş

Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlık; sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam iyilik halidir. Sağlık hizmetlerinin koruyucu, tedavi edici ve rehabilitasyon olmak üzere üç boyutu vardır.

Koruyucu Sağlık Hizmetleri

Koruyucu hizmetler, hastalık ortaya çıkmadan önce alınan her türlü önlem ve mücadeleyi içerir. Koruyucu sağlık hizmetleri, kendi içerisinde çevresel ve kişiye yönelik sağlık hizmetleri olmak üzere iki şekilde ele alınabilmektedir:

  • Çevresel Sağlık Hizmetleri: Çevredeki sağlığı etkileyen olumsuz; biyolojik, fiziksel ve kimyasal faktörlerin yok edilmesini ve düzeltilmesini içine alır. Bu hizmetler arasında atıkların zararsız hale getirilmesi, yeterli ve temiz su sağlanması, gıdaların kontrolü, çevre kirliliğinin önlenmesi sayılabilir.
  • Kişiye Yönelik Sağlık Hizmetleri: Aşılama, beslenmeyi düzenleme, teşhis ve tedavi, aşırı doğurganlığın kontrolü, ilaçla koruma, kişisel hijyen ve sağlık eğitimi hizmetlerinden oluşmaktadır.

Sağlık ekonomisi çalışmaları, hastalıklardan korunmanın, tanı ve tedavi işlemlerine kıyasla ekonomik yükünün daha düşük olduğunu göstermiştir. Neticede sistematik ve maliyet etkin, korunma, tanı ve tedavi olanağı sağlayan “Periyodik Sağlık Muayenesi” kavramı önem kazanmıştır.

  • Periyodik Sağlık Muayenesi: Sağlıklı görünen insanların görüşme, fizik muayene, laboratuvar tetkikleri, bağışıklama programları kapsamında taranmasıdır. Yaşa, cinsiyete ve risk gruplarına göre belli aralıklarla değerlendirilmeleri içeren bu muayeneler, ulusal programlarımıza göre zorunlu olarak yapılması gereken taramalardan oluşmaktadır.

Koruyucu sağlık hizmetleri, çevre sağlık koşullarının düzeltilmesi, halkın sağlık konusunda eğitilmesi, bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi, beslenme koşullarının geliştirilmesi, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması gibi konuları kapsamaktadır. Koruyucu sağlık hizmetleri kişinin hastalanmadan önceki dönemini kapsar.

Türkiye’de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı

Sağlık Bakanlığı, sağlık politikalarının oluşturulmasında ve oluşturulan politikaların yürütülmesinde esas belirleyicidir. Türk Sağlık Sisteminde iki farklı sigorta sistemi bulunmaktadır:

  • Genel Sağlık Sigortası: Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşların ve ailelerinin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için düzenlenmiş yeni bir sistemdir.
  • Sağlık Sigortası: Genel Sağlık Sigortası ödeme gücü olmayanlar için sağlık hizmeti sunarken, sağlık sigortası sistemi, üst gelir grupları için daha kaliteli ve daha hızlı sağlık hizmeti anlamına gelmektedir. Kişilerin daha farklı kapsam, fiyat ve kalitede sağlık hizmeti talep etmeleri halinde, kendi cebinden ya da özel sigortasından aradaki farkı ödemesine dayalı bir sistemdir.

Periyodik Sağlık Muayenesi

Periyodik sağlık muayenesi (PSM), sağlıklı veya henüz bir hastalık belirtisi olmayan bireylerde; sağlık durumunun korunabilmesi ya da geliştirilebilmesi amacıyla bireye özgü, düzenli yapılan sağlık kontrolleridir. PSM; bireye ve içinde bulunduğu toplumun risk faktörlerine göre biçimlendirilmiş, kapsamlı tarama testlerini içerir. Anamnez ve muayeneyi içeren, tıbbi kanıtlara dayalı olarak yapılandırılmış bu tarama testlerinin yanı sıra danışmanlık, sağlık eğitimi, immünizasyon (bağışıklama) ve kemoprofilaksi uygulamalarını da içeren bir izlem programıdır. Kemoproiaksi: Özellikle salgın durumları için ilaçların tedavi amaçlı değil hastalıkların önlenmesi amacıyla kullanılmasıdır. Kişiye farmakolojik özellikleri olan maddeler verilerek bireyin bir maddenin eksikliğine ya da bir etken veya nedene bağlı ortaya çıkabilecek hastalıkların gelişmesini engellemek için yapılan uygulamaları ifade eder. Primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır: Primer kemoprofilaksi: Hastalık ortaya çıkmadan önce oluşmasını önlemek için uygulanan her tür ilaç uygulamasını içerir. Örnek olarak gebelere vitamin mineral desteği verilmesi bebekte bazı hastalıkların gelişmesini önler. Sekonder kemoprofilaksi: hastalık olustuktan sonra olası kötü seyirleri önleyip sağlığı koruma için uygulanan her tür ilaç uygulamasını içerir. Örnek olarak hipertansiyon hastalığı geliştikten sonra kullanılan ilaçlar hipertansiyon hastalığının vücuda vereceği zararları azaltır.

Periyodik sağlık muayenesi, gelecekteki hastalanma riskini saptamayı, hastalığı belirti vermediği erken dönemde tanımayı, gerekli bagısıklamaları yapmayı, sağlığın korunması ve hastalıkların önlenmesine yönelik danışmanlık hizmeti vermeyi hedefler. Bu nedenle hastanın yaşına, cinsiyetine ve klinik risk etmenlerine göre biçimlendirilmiş, kanıta dayalı koruyucu hizmetleri sunmayı içerir.

PSM uygulaması bireye özgü olmalıdır. Bireyin yaş, cinsiyet ve çeşitli risk faktörlerinden kaynaklanan durumuna göre görüşmeler yapılandırılmalıdır. Kontrole gelen bireye, hastalıklardan korumak ve erken tanı sağlamak için en uygun kanıtlar çerçevesinde PSM uygulanması yapılması önemlidir. Bu uygulama çeşitli testlerin yapılmasını içerebileceği gibi daha çok muayene etme (boy, kilo, tansiyon ölçümü gibi), danışmanlık verilmesi (sigara, alkol, kazalar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi), aşı yapılmasından ve kanser taramalarından (kolon, meme, serviks, prostat kanseri gibi) oluşan niteliktedir. Başta sigara danışmanlığı olmak üzere egzersiz ve aktif yaşam, sağlıklı ve dengeli beslenme, ideal kilo koruma, PSM’nin önemli uygulamalarıdır. Ayrıca doğurganlık çağındaki kadınlarda hamilelik planlaması ve hamilelik öncesi danışmanlık, ergenlerde öncelikli olmak üzere tüm bireylerde madde kötüye kullanımı ve riskli davranış danışmanlığı da bu uygulamanın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Periyodik sağlık muayenesi öncesi etkin bir risk değerlendirmesi yapılmalıdır. (Sayfa 158, Tablo 8.1 ve Tablo 8.2)

Koruyucu bakımın risk değerlendirmesinde kronik hastalıklar önemli yer tutar. Dünya Sağlık Raporu 2010’a göre önemli risk faktörleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • Geçmiş/Arka plan risk faktörleri; yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi, genetik yapı
  • Davranışsal risk faktörleri; sigara kullanımı, sağlıksız diyet alışkanlıkları, fiziksel inaktivite
  • Ara risk faktörleri; artmış kan lipitleri, yüksek kan şekeri, yüksek kan basıncı, aşırı şişmanlık/obezite
  • Toplumsal anlamda sağlığı etkileyen ana faktörler ise;
  • Sosyal ve ekonomik durumlar; yoksulluk, çalışma durumu, aile yapısı vb.
  • Çevresel faktörler; iklim, hava kirliliği vb.
  • Kültürel faktörler; alışkanlıklar, kurallar, değerler vb.
  • Kentleşme; barınma imkânları, ürünlere ve servislere erişim sağlama imkânları.

Obezite, kişinin sağlığını bozacak biçimde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Obezite, hastalık risklerini artıran önemli unsurlardan biridir.

Sağlığın Korunması Politikası

Optimal sağlık, fiziksel, duygusal, sosyal, ruhsal ve entelektüel sağlığın dengesidir. Sağlığın sürdürülmesini Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “insanları kendi sağlıklarını geliştirmekte kontrolü ele almaları için teşvik etmektir ve iyilik hali sadece sağlık sektörünün sorumluluğu değildir” şeklinde tanımlamaktadır.

Dünya sağlığını geliştirmek için yapılmış birçok toplantının ana konusu sağlığın sürdürülmesidir. En önemlisi 2000 yılında herkes için sağlığı hedefleyen 1978 Alma-Ata Deklarasyonu’dur. Alma-Ata ruhu, 1986’da Ottawa’da Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Sözleşmesi’nde ileriye götürülmüştür. Sözleşme, sosyal adalet ve hakkaniyeti, sağlığın ön koşulları, destek ve arabuluculuğu, bu koşulların karşılanmasına yönelik süreçler olarak yeniden onaylamıştır. Böylelikle yeni bir halk sağlığı hareket hedefi belirlenmiştir. Bu hedefin ifade edildiği beş eylem alanı tanımlanmıştır:

  • Sağlıklı Halk Politikası oluşturmak,
  • Destekleyici çevreler yaratmak,
  • Kişisel becerileri geliştirmek,
  • Topluluk eylemini güçlendirmek,
  • Sağlık hizmetlerini yeniden yönlendirmek.

Hastalıklardan Korunma Kavramı

DSÖ (1998) tanımına göre hastalıklardan korunma, risk faktörlerinin azaltılması gibi hastalıkların ortaya çıkmasını engellemeye dönük alınan önlemleri, hastalık ortaya çıktıktan sonraki sürecin durdurulması ve sonuçlarının azaltılması gibi çabaları içermektedir. İki temel koruma stratejisi vardır; birincisi “toplum stratejisi”, diğeri ise “yüksek risk stratejisi”dir.

Toplum stratejisi , farklı hastalıkların gelişimini önlemek için tüm toplum sağlığına yöneliktir. Yüksek risk stratejisi , belli hastalıkların gelişimi açısından riski artmış özel gruplara yapılan girişimlerdir. Yüksek risk stratejisi, risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, azaltılması, hastalıkların erken saptanması, gecikmiş sonuçları önlemek için tedavinin erken başlamasını içerir. Risk faktörlerine karşı koruyucu aktiviteler, hastalıkların gelişim evresine göre primordiyal, birincil, ikincil ve üçüncül koruma olarak gruplandırılır:

  • Primordiyal Koruma: Risk faktörlerinin kendisinin önlenmesidir. Yerel ve ulusal fiziksel aktiviteyi artırma programları primordiyal korumaya örnektir.
  • Birincil Koruma: Hastalığın ortaya çıkmasını önleyen koruyuculuktur. Enfeksiyonlara karşı aşılama en tipik örneğidir.
  • İkincil Koruma: Genellikle belirti, bulgu ve işlev bozukluğuna yol açmamış, ancak vücutta oluşmuş hastalıklara yöneliktir. Mamografi uygulaması ikincil korumaya örnektir.
  • Üçüncül Koruma: Kalp hastalığı, diyabet, kanser gibi komplike, uzun süren sağlık sorunlarının yönetiminde yardıma odaklanır. Kardiyolojik veya inme rehabilitasyon programları, kronik ağrı tedavisi, hasta destek grupları örnek olarak verilebilir.

Sağlığın Geliştirilmesi

Kişinin iyilik halinin optimal düzeye ulaştırılması yönünde gösterilen çabaları ifade eder. Aşağıda sağlığın geliştirilmesi amacıyla yapılması istenen iki uygulama “sağlıklı beslenme” ve “fiziksel aktivite” kısaca açıklanmaktadır:

Sağlıklı Beslenme: Sağlıklı ve doğru beslenme dört ana kavramla açıklanabilir:

  • Dengeli beslenme
  • Yeterli beslenme
  • Çeşitli türde gıdaları tüketme
  • Sağlığa zararlı gıdalardan kaçınma.

Bireyin yaş, cinsiyet ve içinde bulunduğu fizyolojik ortam özelliklerine göre, vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi ve işlevselliğinin devamı için gerekli olan besin öğelerinin yeterince alınması durumu “yeterli ve dengeli besleme” olarak açıklanabilir. Yapılan çalışmalar, beslenme şeklini Akdeniz diyeti ile gerçekleştiren koroner kalp hastalarında ikinci kalp krizi görülme riskinin %70 azaldığını göstermektedir.

Fiziksel Aktivite: Düzenli fiziksel aktivite, çocukların ve gençlerin sağlıklı büyüme ve gelişmesinde, sağlam karakter gelişiminde, sosyalleşmede, yetişkinlerin çeşitli kronik hastalıklardan korunmasında, bu hastalıkların tedavisinde, yaşlıların kaliteli yaşlılık dönemi geçirmelerinde önemlidir. Erişkinlere haftanın en az beş günü en az yarım saat süren aktivite önerilmektedir.

Tarama Testleri

Tarama, bir toplumda uygulanabilen testler ve muayenelerle bilinmeyen fakat potansiyel risk taşıyan hastalıkların ortaya çıkarılması sürecidir. Taraması yapılacak hastalıklar için Dünya Sağlık Örgütü bazı kriterleri aşağıdaki gibi belirlemiştir:

  • Tarama yapılacak sağlık problemi toplumun önemli bir sağlık problemi olmalı, sık görülen, toplumu tehdit eden ve en fazla ölüme sebebiyet veren sağlık problemleri tarama programlarına alınmalıdır.
  • Tarama yapılacak sağlık problemi tespit edildiğinde uygun bir tedavi yöntemi olmalıdır.
  • Hastalığın tanı ve tedavisi kolay olmalıdır. Tarama testi kolay uygulanabilir olmalı, tarama ile şüpheli bulunanların kesin tanılarının konabilmesi için tanı testleri ol-malı, benzer şekilde bu testler de kolay uygulanabilmeli ve maddi ve manevi yük getirmemelidir.
  • Tarama programına alınacak sağlık probleminin preklinik döneminin (sağlık problemine neden olan etkenle karşılaştıktan sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkısına kadar geçen süre) mümkün olduğu kadar uzun olmalı ve bu dönem tarama testlerinin uygulanabilmesi için yeterli olması gereklidir.
  • Test toplum tarafından kabul edilebilir olmalı, hastalığın tanısı için uygun bir test olmalı, uygulama kolaylığı bulunmalı ve uygulanan kişilere maddi ve manevi açıdan zarar vermemesi gereklidir.
  • Kimlerin hasta olarak kabul edileceği konusunda fikir birliği olmalı, tarama testinin kişiler üzerinde verdiği sonuç kriterlerinin çok iyi değerlendirilmesi, kimlerin hasta kimlerin sağlam olduğunu belirleyecek kriterlerin çok iyi ayarlanması gereklidir.
  • Hastalığın doğal seyri iyi bilinmeli, tarama programına alınacak sağlık probleminin klinik seyrinin çok iyi bilinmesi gereklidir. Yani bu sağlık probleminin hangi dönemde hangi belirtiler ortaya çıkaracağı çok iyi bilinmesi gereklidir.
  • Tarama harcamaları, tedaviden ucuz olmalı, tarama için harcanacak maddi kaynaklar makul düzeylerde olmalıdır.
  • Hasta bulma çalışmaları sürekli olmalı, yapılan tarama programları sürekli olmalı, bir kere uygulanıp bırakılmamalıdır.

Başarılı bir hastalık tarama programı; taranacak hastalığın tarama için uygun özelliklere sahip olmasının yanı sıra geçerli test kriterlerini de içermelidir. İdeal olarak test, yaygın şekilde kullanılabilir, erişilebilir, yönetimi basit, ucuz ve taranan nüfusa minimal rahatsızlık veren ve ölüm riski oranı düşük olmalıdır. Ayrıca, tarama testi sonuçlarının geçerli ve tekrarlanabilir olması da gereklidir. Son derece önemli bir nokta da testin, hastalığın kritik aşamaya ulaşmadan; klinik öncesi aşamada doğru olarak tespit özelliğine sahip olmasıdır.

İmmünizasyon (Bağışıklama)

İmmünizasyon; kişinin bir etkene karşı bağışıklık kazandırılmasını ifade etmektedir.

Gebe Ve Lohusa İzlemi

Gebelikte toplam 6 kez izlemin yapılması gerekir:

  • 12. haftaya kadar 1 kez
  • 24. haftada 1 kez
  • 28. haftada 1 kez
  • 31. haftada 1 kez
  • 36. haftada 1 kez
  • 39. haftada 1 kez

Ayrıca lohusalarda;

  • İlk 48 saatte 1 kez
  • 15. günde 1 kez
  • 41. Günde 1 kez olmak üzere toplam 3 kez olarak belirlenmiştir.

Alkol Ve Madde Bağımlılığı

Madde kullanımı ile ilişkili bozukluklar, “madde kullanım bozuklukları” ve “madde kullanımının yol açtığı bozukluklar” olarak ikiye ayrılır:

  • Madde bağımlılığı ve madde kötüye kullanımı; maddenin kendine bağlı hayal görme ve benzeri durumlardır.
  • Madde kullanımının yol açtığı bozukluklar; Kullanımı sonucu ortaya çıkan bozukluklardır. Bunlar; aşırı tüketime bağlı zehirlenme, yoksunluk, deliryum, demans, kalıcı hafıza bozukluk, psikotik bozukluk, duygu durum bozukluğu, anksiyete bo-zukluğu, cinsel işlev bozukluğu ve uyku bozukluklarıdır. Demans: Yas ve beyin uyumsuzluğuna bağlı duygu durum bozukluğu, Deliryum: Dikkat ve hafıza bozukluğu

Akılcı İlaç Kullanımı

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamasına göre akılcı ilaç kullanımı; “kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre uygun ilacı, uygun süre ve dozda, en düşük fiyata ve kolayca temin edebilmeleri” şeklinde tanımlanmıştır. Akılcı İlaç Kullanım ilkeleri:

  • Etkinliği, uygunluğu ve güvenliği içermelidir.
  • Tedavide doğru tanı esastır.
  • İlaçlar; doğru ilaç, doğru süre, doğru uygulama yolu ve doğru dozda kullanılmalıdır.
  • Tedavinin başarısı, yan etkiler ve hasta uyumu değerlendirilmelidir.
  • Çok zaman ilaç etkileşimleri öngörülebilmelidir.
  • Tedavinin; maliyeti ve gerçekleşebilirliği mutlaka değerlendirilmelidir.

Kazalardan Korunma

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre kaza, insan iradesi dışında, ani ve çabuk beliren bir dış güç etkisiyle ortaya çıkarak fiziksel ve/veya mental hasarlarla sonuçlanabilen olaydır. Süt çocukluğu döneminden sonraki ölümlerin yaklaşık %45’inden kazalar sorumludur. (Sayfa 165, Tablo 8.4)

Ev ve okul ortamında kazalardan korunmada;

  • Düşme ve boğulmalar için koruyucu bariyerler oluşturulması, kaygan zeminlere karsı korunma önlemleri alınması, anne ve babaların eğitimi, pencerelerde koruyucu bariyerler bulundurulması
  • Yanıklar için duman algılayıcıları bulundurulması, ısıtıcıların 54,4 C’nin üzerinde çalışmayacak şekilde tasarlanmış olması
  • Motorlu taşıt ve bisiklet kazaları için emniyet kemeri ve kask kullanımı
  • Boğulmalar için havuz kenarında koruyucu bariyerler ve anne babaların yakın gözlem açısından eğitilmeleri
  • Zehirlenmeler için zehirlenmeye yol açabilecek kimyasallar ve ilaçların kilitli ya da çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanması önerilebilir.

İleri yaş gurubunda özellikle kalça çıkığı sonucu oluşabilecek sorunları önlemek açısından da;

  • Yıllık görme ve işitme muayenelerinin yapılarak gerekirse gözlük ve işitme cihazlarının kullanılması
  • Yanıklar için duman algılayıcıları bulundurulması, ısıtıcıların 54,4 C’nin üzerinde çalışmayacak şekilde tasarlanmış olması
  • Evlerde ve bakımevlerinde mekânların iyi aydınlatılmış olması yanında yer aydınlatmasının yapılması
  • Kaygan zeminler ve zeminde kayan halılardan kaçınılması
  • Yürüme güçlüğü çekildiğinde ya da denge problemi yaratan rahatsızlıkların varlığında yardımcı araç kullanımının özendirilmesi
  • Tuvalet ve banyoların kolay kullanılabilir ve oturup kalkmaya yardımcı olacak tutamaklar bulunacak şekilde tasarlanmasına dikkat edilmesi önerilebilir.

0-60 Ay Çocuklarda Periyodik Sağlık Muayenesi

Türkiye’de bebek ölüm hızı, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2015 yılında binde 7,6 olarak açıklanmıştır. Çocuk 1,5 yasına kadar üç aylık aralarla (9, 12, 15, 18. aylarda) izlenmelidir. İki yaşında ve sonraki yaşlarda yıllık olarak kontroller yapılmalıdır. Çocuk sağlığı izlemi, temel olarak aşağıdaki basamakları içermektedir.

  • Görüşme ve öykü
  • Aile/çevre-çocuk ilişkisinin gözlenmesi
  • Fizik muayene
  • Büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi
  • Bağışıklama
  • Taramalar
  • Sağlık eğitimi ve danışmanlık
  • Annenin soruları ve özetleme
  • Randevu belirleme

Çocuk sağlığını korunmasında en önemli konulardan biri de bağışıklamadır. Yeni doğan döneminden başlamak üzere her kontrolde; ailelere aşıların çocuk sağlığı açısından önemi anlatılmalı, aşı takvimi, aşılar ve yan etkileri hakkında bilgi verilmeli ve mutlaka aşı kartı düzenlenerek sağlık kuruluşlarına başvururken yanlarında getirmeleri vurgulanmalıdır. Çocuk izlemlerinde, bulgusu olmadan ve hasar vermeden erken zamanda fizik muayene ya da laboratuvar yöntemleri ile tanınabilen, önlenebilen veya tedavi edilebilen hastalıklar açısından tarama programları çok önemlidir. İlk beş yılda önerilen taramalar şunlardır:

  • Fenilketonüri,
  • Hipotiroidi,
  • Biotidinaz eksikliği,
  • Görme ve işitme taramaları,
  • Gelişimsel kalça displazisi,
  • Anemi,
  • Hiperlipidemi,
  • Kan basıncı taramaları

3 ile 5 yaş arasındaki çocukların en az bir kere görme taramasıyla ambliyopi (şaşılık) varlığı ve risk faktörleri açısından değerlendirilmesi önerilmektedir.

Çocuk istismarı; çocuğun sağlıklı gelişimine, düşüncelerine, yaşantısına ve değerlerine zarar veren, fiziksel, cinsel ve/veya duygusal kötü davranışı ifade eder. Ayrıca çocukların maddi çıkarlar için kullanımı da çocuk istismarı kapsamında değerlendirilir. Çocuk ihmali ise; çocuğun sağlığı, fiziksel veya psikolojik gelisimi için ihtiyaç duyduğu gereksinimlerin yerine getirilmemesi durumudur.

Her il için ayrı olmak üzere Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler ve kurumlar bünyesinde kurulan Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), cinsel istismara uğrama şüphesi altındaki mağdur çocukların, ifade alma, adli muayene diğer her türlü soruşturma işlemlerini yapmaktadır.

Engelli Mimarisi Ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri

Mimari açıdan engelli; “Fiziksel eksiklikleri yüzünden genel ihtiyaçlara göre tasarlanmış binaları kullanımlarında uygun olanakların yokluğundan dolayı engellere uğrayan insanlardır” şeklinde tanımlanmaktadır.

Aile Hekimliği

Yaygınlaşan anlayışa göre temel sağlık hizmetleri; koruyucu sağlık hizmetini kapsayan, birinci basamak tedavi ve rehabilitasyon hizmetini de içinde barındıran sağlık hizmeti anlamında kullanılmaktadır. Bu hizmetlerin uygulanmasında aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları ana görevleri üstlenmektedir.

Aile Hekimliğinin Görevleri

Aile hekimi, aile sağlığı merkezini yönetmek, birlikte çalıştığı ekibi denetlemek, hizmet içi eğitimlerini sağlamak ve Bakanlıkça yürütülen özel sağlık programlarının gerektirdiği kişiye yönelik sağlık hizmetlerini yürütmekle yükümlüdür. Herkes aile hekimliği hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilir. Aile Hekimlerine kaydolmak ve sağlık hizmeti almak için sağlık sigortası gerekmemektedir. Aile hekimlerinin görevleri için (Bkz. sayfa 170)

Aile Hekimliği İle İlgili Uygulamalar

T.C. Kimlik numarasıyla en yakın aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi veya halk sağlığı müdürlüğüne başvurarak veya Sağlık Bakanlığı’nın www. ailehekimligi.gov.tr internet adresinden aile hekiminin kim olduğu öğrenilebilir. İkamet ettiği bölgeden ayrılan kişiler isterlerse aile hekimlerini değiştirebilirler. Tercih edilen aile hekimine doğrudan başvurarak veya toplum sağlığı merkezine müracaat ederek bu talebi belirtmek yeterlidir. Ancak kişi kendi talebiyle seçtiği aile hekimini 3 aydan önce değiştiremez.