AİLE VE ÇOCUKLA SOSYAL HİZMET - Ünite 3: Aileye Yönelik Sosyal Hizmetler Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Aileye Yönelik Sosyal Hizmetler

Aile Sosyal Hizmeti

Aile ortamı fiziksel bir ortamı duygusal yaşamı paylaşan kişilerin bir araya gelmesinden daha çok anlam ifade eder. Aileler hem bireyin varlığı hem de toplumun varlığı için hayati role sahiptir. Özabacı ve Erkan (2014)’a göre aile aynı ortamda fiziksel ve duygusal yaşamı paylaşan kişilerin bir araya gelmesinden çok daha fazla bir anlama sahiptir.

  • Aile en temelde bir gruptur.
  • Aile kavramı kültürden kültüre göre değişmekle birlikte işlevleri yani ailenin görevleri açısından önemli bir değişiklik göstermemektedir.
  • Aile her şeyden önce sosyokültürel bir varlıktır.

Duyan (2012)’ın belirttiği gibi ailelerle sosyal hizmet, risk altındaki ailelerle çalışma için bir şemsiye kavramdır. Ailelerle sosyal hizmetin temel amacı, aile üyelerinin gelişimsel ve duygusal gereksinimlerini yetkin bir şekilde karşılayabilmeyi öğrenebilmesi için ailelere yardımcı olmaktır. Ailelerle sosyal hizmet bir dizi ilke çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu ilkeler:

  • Ailelere yardım etmek için en iyi yer onların evidir.
  • Danışmanlık ailelerin sorunlarını kendi başlarına çözmeleri için onları güçlendirir.
  • Müdahale bireyselleştirilmelidir ve ailenin sosyal, psikolojik, kültürel, eğitimsel, ekonomik ve fiziksel özelliklerini temel almalıdır.
  • Aile parçaların toplamından daha fazla olan bir bütündür.
  • Öncelikle ailelerin acil gereksinimleri karşılanmalı, daha sonra uzun dönemli amaçlara yönelinmelidir.
  • Aileler değişme ve değişmemeyi dengelemeye çalışır.
  • Bir aile üyesinde meydana gelen değişme tüm aile üyelerini etkiler.
  • Aile üyelerinin davranışları en iyi döngüsel nedensellik ile açıklanabilir.
  • Aile daha büyük sosyal sistemlere aittir ve birçok alt sisteme karşılık gelir.
  • Aile oluşturulmuş kurallar çerçevesinde işlev görür, şeklinde sıralanabilir. Özet olarak ailelerle sosyal hizmetin amacı; ailelere rehberlik etmek, danışmalık vermek, tedavi ve rehabilitasyon sağlamaktır.

Sosyal hizmet mesleği, her zaman insanların sorunlarına çözüm getirmeyi, ihtiyaçlarını karşılamayı, sıkıntılarını azaltmayı amaçlamıştır. Sosyal hizmetin temel bilgisi; birey, grup ve toplum odaklıdır.

Ancak sosyal hizmet alanında çalışanların daha çok “aile tedavisi veya aile danışmanlığı” kavramlarını kullanmayı tercih ettiği gözlenmiştir. Aileye yönelik mesleki müdahalelerde, ailedeki üyeler yaşamlarında ne tür değişiklikler olmasını istediklerini ortaya koymalı ve tedavi planı da buna göre belirlenmelidir. Collins ve diğerlerine (2007) göre aile sosyal hizmeti, eğitilmiş yardım edici profesyonellerin eğitici, destekleyici yönü ile ortaya çıkan bir faaliyetler bütünüdür. Aile sosyal hizmet uygulamasında sosyal hizmet uzmanı, spesifik aile sorunlarına odaklanır. Aile sosyal hizmetinde, ailenin aile işlevlerinin sağlıksız olan alanlara müdahale söz konusudur.

Aile sosyal hizmeti ailenin sağlıklı ve uyumlu olması, aile yapısının ve alt sistemlerin güçlü ve işler olmasını, ailenin toplumda görünür olmasını sağlayan bütüncül hizmetlerden oluşur.

Aile sosyal hizmetinin başlıca amacı:

  • Uyumlu ve sağlıklı aile ilişkilerine katkıda bulunmak,
  • Aileyi bir arada tutan bağları güçlendirmek,
  • Aile üyelerinin kişiliklerinin sağlıklı biçimde gelişmesine ve toplumsal yaşama uyumlarına yardım etmektir.

Ailelerle sosyal hizmet bir dizi ilke çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu ilkeler:

  • Ailelere yardım etmek için en iyi yer onların evidir.
  • Danışmanlık ailelerin sorunlarını kendi başlarına çözmeleri için onları güçlendirir.
  • Müdahale bireyselleştirilmelidir ve ailenin sosyal, psikolojik, kültürel, eğitimsel, ekonomik ve fiziksel özelliklerini temel almalıdır.
  • Aile parçaların toplamından daha fazla olan bir bütündür.
  • Aile parçaların toplamından daha fazla olan bir bütündür.
  • Öncelikle ailelerin acil gereksinimleri karşılanmalı, daha sonra uzun dönemli amaçlara yönelinmelidir.
  • Aileler değişme ve değişmemeyi dengelemeye çalışır.
  • Bir aile üyesinde meydana gelen değişme tüm aile üyelerini etkiler.
  • Aile üyelerinin davranışları en iyi döngüsel nedensellik ile açıklanabilir.
  • Aile daha büyük sosyal sistemlere aittir ve birçok alt sisteme karşılık gelir.
  • Aile oluşturulmuş kurallar çerçevesinde işlev görür, şeklinde sıralanabilir. Özet olarak ailelerle sosyal hizmetin amacı; ailelere rehberlik etmek, danışmalık vermek, tedavi ve rehabilitasyon sağlamaktır.

Aile Sosyal Hizmetinin Türleri

Aileyi odak alan aile hizmet kurumları genellikle üç boyutlu bir hizmet programı sunar. Bu program; aile tedavi ve danışması, eğitici faaliyetler ve ailenin sosyal kurumlarla/kaynaklarla ilişkisini düzenleyen ve savunuculuğunu yapan savunuculuk hizmetleri biçiminde sıralanmaktadır. Bunlara ilişkin kısa bilgiler aşağıda verilmiştir.

Aile Danışmanlığı (Tedavi ve Danışma Faaliyetleri)

Aile tedavisi ve danışmanlığı sosyal hizmet için ayrı bir önem ve öncelik taşımaktadır. 1950’lerden itibaren mesleki literatürde sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Bunun nedeni, ailenin bireyin yaşamında oynadığı önemli rolün ve bireyin psikososyal fonksiyonlarına katkısının daha iyi anlaşılmasıdır. Aile tedavisi ve danışmanlığındaki temel amaç, aile üyeleri arasındaki anlaşmazlıkları bütünüyle ya da kısmen gidermektir.

Sosyal hizmetin temel bilgisi birey, grup ve toplum odaklıdır. Gerek bireysel olarak aile üyeleriyle gerekse bir grup olarak aile ve yakın çevresi ile mesleki çalışmalar aslında sosyal hizmet uzmanı için zaten kullana geldiği mesleki bilgileri aile düzeyine uyarlamasından başka bir şey olmamaktadır.

Uluslararası düzeyde bir kaynak kabul edilen Encyclopedie of Social Work’da Aile Terapisi (Family Therapy), Aile Tedavisi (Family Treatment), Aile Danışmanlığı (Family Counseling) kavramlarının sıklıkla birbirinin yerine kullanıldığı ve kavramları ayırt etmeye yönelik girişimlerden bir sonuç alınamadığına işaret edilmektedir. Ancak sosyal hizmet alanında çalışanların daha çok “aile tedavisi ve danışmanlığı” kavramını kullanmayı tercih ettiği gözlenmiştir.

Koşar (1989)’a göre tedavi ve danışma faaliyetlerinin temel özelliği aile içindeki sorunları çözmeye yöneliktir. Aile sorunları çoğu kez birçok sebebin bir araya gelmesi sonucu oluşur ve aile üyelerinin hepsini etkileyerek aile yaşamının sağlıklı bir biçimde yürümesini engeller.

Ailelerin karşı karşıya geldiği bu tür sorunlar yumağıyla ailelerin tek başlarına üstesinden gelmemesi durumu hiç de uzak bir olasılık değildir ve objektifliğini kolaylıkla kaybedebilen büyükanne-baba, kardeş ve yakın akrabaların da zaman zaman amatörce işe karışmaları sonucu aile sorunlarının daha karmaşıklaşması ve içinden çıkılmaz bir hâle gelmesi mümkündür.

Aile tedavisi ve danışma hizmetlerinin çeşitleri şunlardır:

  • Evlilik rehberliği
  • Aile rehberliği
  • Bir veya iki aile üyesine yönelik tedavi
  • Deneysel tedavi
  • Aile üyeleri arasında duygusal tedavi değişikliğini esas alan tedavi
  • İletişim örüntülerinin değişikliğini esas alan tedavi
  • Aile krizlerini ele alan tedavi
  • Aile ilişkilerinde otoriter, manipülatif yaklaşım
  • Birden fazla ailelere uygulanan yaklaşım
  • Ego psikiyatri yaklaşım

Aile ile yapılan çalışmalar esnasında dikkate alınması gereken beli başlı ögeler aşağıda verilmiştir (Mommand 1977 Akt. Çamur Duyan, 2000). Bunlar;

  • Çevresel ögeler (toplum, akraba ve dost çevresi ilişkileri),
  • Aile içi ögeler (Aile içi sistem örüntüleri, liderlik, otorite yapıları ve bunlarda oluşan bozulma ve kaybolma),
  • Dış ögeler (Oluşumlarına ailenin katkıda bulunmadığı ancak sonuçlarından etkilendiği olaylar) şeklindedir.

Aile danışmanlığı olarak son dönemlerde öne çıkan bu işlevin temel amacı; aile içi sorunların çözümü, aile üyelerinin sorun ve gereksinimlerine farkındalık kazanması, ailedeki rol çatışmaları, rol belirsizliği ve kaymalarını açığa çıkararak bunların yeniden yapılanmasını sağlamak, bireylerin kişisel gelişimlerini desteklemek, ailesel ve yaşantısal krizleri çözmek veya bu krizlerle nasıl başedeceğini aile üyelerine öğretmek, bu konuda farkındalık geliştirmek olarak belirtilebilir.

Aile tedavisi ve danışma faaliyetlerinde sosyal hizmet uzmanınca ele alması ve incelemesi gereken temel kavramlar vardır. Bunlar:

Kural: Bireylerin davranışlarını yönlendiren ve sınırlandıran ilişki anlaşmalarıdır.

İlişki: Kişiler arasında oluşan duygu ve düşünce güdümünde davranışlarda şekillenen bir mesaj iletimi, arzu istek ve gereksinimlerin yanıt bulmasına yönelik bir alışveriş sürecidir.

Kalıp: Birbirine bağlanan art arda gelen olayların yapısallaşmasıdır. Homeastasis: Sistemin kendi düzenekleriyle koruduğu iç durumdaki dengedir. Aile için homeastatis gerekli bir durumdur. İletişim: Bir sosyal yapıda yer alan sözlü ve sözel olmayan davranışlarıdır.

Yapı: Alt sistemleri organize eden sistem içinde sabit ilişkilerin oluşmasına yol açan ara eylemsellik kalıplarıdır.

Eğitici Faaliyetler

Eğitici aile sosyal hizmet çalışmalarında aile sisteminde herhangi bir bozukluk olmasa da aile üyeleri arasındaki ilişkileri güçlendirme ve onların karşılıklı olarak sorumluluklarını daha iyi yürütmeleri için eğitilmeleri söz konusudur. Bu eğitime “aile hayatı/yaşamı eğitimi” denilmektedir.

Eğitici hizmetler, ailelere yönelik koruyucu, önleyici ve geliştirici nitelikteki hizmetleri kapsar (Erkan, 1991). Aile eğitimleri esası itibarıyla koruyucu ve önleyici hizmetler olup; aile üyelerine olası sorunlar, ilişki problemleri, aile yaşam krizleri, durumsal krizler, diğer sosyal sorunlar (yoksulluk, madde kullanımı, şiddet gibi) gibi sorunlar karşısında bilinçli olup aile yapısını buna oryante etmesi, sağlıklı işlev görmesi ve gerekli olan zamanda profesyonel yardım almasını amaçlar.

Becvar ve Becvar (1982)’a göre ailenin yaşam döngüsünü kitabın 84. Sayfasından inceleyebilirsiniz.

Aile yaşam döngüsü Carter ve McGoldrick (1999) tarafından ilk çocuğun geldiği son aşama dikkate alınarak (yaşına göre) sınıflandırma yapılmaktadır. Carter ve McGoldrick’in yapmış oldukları aile yaşam döngüsü sınıflandırması aşağıdaki gibidir.

  1. Döngü: Çocuksuz-yeni evli çiftler
  2. Döngü: İlk çocuğu 13 yaşın altında olan çiftler
  3. Döngü: İlk çocuğu ergenlik/ilk gençlik döneminde olan çiftler (İlk çocuk 13-21 yaşları arasında)
  4. Döngü: İlk çocuğu iş/okul yaşamında olan çiftler-orta yaşam döngüsü (İlk çocuk 21 ve üzeri yaşta)
  5. Döngü: İleri dönemdeki aileler tüm çocuklarını evden göndermiş aileler

Aile yaşam döngüsü süreci aileye yönelik verilecek olan aile hayatı eğitimlerinde ve ailenin eğitici faaliyetlerinde odak noktası olmaktadır. Özellikle aile yaşam döngüsü eğitimlerinin aile üyelerinin gereksinim duyduğu konularda verilmesi gerekir.

Savunuculuk Faaliyetleri

Sosyal hizmetin müdahalesinin en önemli rollerinden birisi savunuculuktur. Savunuculukta temel amaç yardıma gereksinimi olan insanların hakları ve vakarı için mücadele etmek, savaşmaktır.

Ailelerin savunuculuğuna yönelik etkinliklerde şu gibi müdahale yöntemleri kullanılmaktadır: Sosyal aksiyonlar için zemin oluşturmak üzere inceleme ve sörveyler yapılır. Kurumlar arası vaka konferanslarında belirli uygulamaların sonuçları ortaya konarak uygulamalar değiştirilmeye çalışılır. Bilgi verici toplantılar, yayın faaliyetleri ile bazı kesimlerin eğitimi söz konusudur. Belirli sorunlar hakkında kamuoyu oluşturularak kamu görevlileri, yasa yapıcılar etkilenir. Bir konu ile ilgili olarak belirli bir tavır alınır, idari makamlara ısrarla başvurulur. Savunuculuk, sosyal hizmetin hukuktan ödünç aldığı bir kavramdır. Savunuculuk rolünü üstlenen sosyal hizmet uzmanı müracaatçısı adına sözcülük yapar. Bu rolü yerine getirirken sosyal hizmet uzmanı nötr değildir, aynı avukatların yaptığı gibi müracaatçısının partizanca sözcülüğünü yapar.

Planlı Değişim Basamağı Çerçevesinde Aile Sosyal Hizmet Süreci

Sosyal hizmetin odağı genellikle ailedir. Aile, etkileşime giren bağımsız bir sistemdir. Bireyin karşılaştığı problemler genellikle aile içindeki dinamiklerden etkilenir ve bunları etkiler. Aile, etkileşime giren bir sistem olduğundan aile üyelerinden birinin değişimi diğer aile üyelerini de etkilemektedir. Ailelerin karşılaştığı sorunların çözümü için aileye yönelik planlı müdahale süreci; tanışma, ön değerlendirme, planlama, uygulama, son değerlendirme, sonlandırma ve izleme olmak üzere yedi aşamada gerçekleştirilmektedir. Ailelerle sosyal hizmet uygulamasında sorun çözme yaklaşımı kullanılmakta ve bu yaklaşımda dört aşamalı bir süreç izlenmektedir. Bu aşamalar sorunun varlığını kabul etmek, sorunu çok yönlü analiz etmek, sorun çözme ile ilgili seçenekleri belirleme sürecine aile üyelerinin aktif katılımını sağlamak ve belirlenen seçenekleri gözden geçirip uygun olanı seçmektir.

Tanışma/Bağlantı Kurma Aşaması

Tanışma/bağlantı kurma aşaması sosyal hizmet uzmanı ve ailenin bir araya geldiği aşamadır. İlk görüşmede kaygılı aile sorunun tamamını rahatlıkla anlatabileceği gibi, sorunu hakkında hiç konuşamayacak hâlde de olabilir. İlk görüşmede;

  • Her bir aile üyesine söz verilmeli ve onların gözüyle sorun ve gereksinim somut olaylar üzerinden anlaşılmaya çalışılmalıdır
  • Başvuran aileye, ilk görüşmelerde özellikle hangi üyelerin bulunmasını istediğimizi ve bunun nedenini de kısaca belirtmeliyiz.
  • Kuruma başvuruda bulunan kişinin, ailedeki diğer üyelerin görüşmeye gelmesine karşı olması ya da kendi istediği üyelerin katılması için ısrar etmesi ve bu konuda bazı gerekçeler ileri sürmesi mümkündür.

Ön Değerlendirme Aşaması

Bu aşamada aile ile birlikte sorunların keşfi, sorunların derinliğine incelendiği ve ele alındığı aşamadır. Aile sisteminin yapısı, işlevleri, aile içi ve aileler arası ilişkileri içeren bir değerlendirme yapılırken toplumsal yapı da ihmal edilmemelidir (Karataş, 2001). Aile üyelerine sorunun içeriği hakkında ne düşündükleri sorulduğunda, birbirinden çok farklı yanıtlar alınabilir.

Aile Sosyal Hizmetinde Ön Değerlendirme Aşamasında Kullanılacak

Araçlar Aile sosyal hizmetinde birey ve aile sisteminin etkilendiği olumsuz yaşam koşulları, stres ve gerginlik yaratan unsurlar ile çeşitli sosyal sorunlar (işsizlik, şiddet, yoksulluk, madde bağımlılığı, ilgisizlik gibi) ele alınır. Burada önemli olan temel unsur sosyal hizmet uzmanı ile müracaatçı arasında kuracağı mesleki ilişkidir.

Kişilikle ilgili dinamikleri belirlemek için, psikanalitik teori ve ego-benlik psikolojisi ile ilgili bilgilerden yararlanılmalıdır. Aile yapısı ve etkileşimi konusunda, aile ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen, endişe, üzüntü ve öe reaksiyonları ile ilgili iç ve dış faktörler gözden geçirilmelidir. Bunlar arasında nasıl bir etkileşimin olduğu belirlenmelidir. Bu inceleme ile bireyin kişilik özellikleri, kişiler arası ilişkiler ve sosyal çevre faktörlerinden oluşan bu üçlü bileşim, tedavi sürecinin yani sosyal hizmet müdahalesinin temelini oluşturur. Psikososyal inceleme ile çoğunlukla ilk görüşmede, bazen de ilk birkaç görüşme boyunca, müracaat sahibinin sosyal hizmet uzmanına güvenmesini, onun iyi niyetinden ve mesleki ehliyetinden emin olmasını sağlamak amacıyla sorun üzerinde durulur.

Duyan (2012)’a göre psikososyal incelemede ailenin incelenmesinde ele alınacak olan başlıklar şunlardır: Sorunun geçmişi, nasıl ortaya çıktığı, kim ya da kimlerin arasında sorunun oluştuğu, ailenin yapısı, ailenin diğer sosyal sistemler ilişkisi, aile içi işleyiş, kurallar, davranış kalıpları, ailenin içinde bulunduğu yaşam döngüsü, krizleri, ailenin yaşadığı çevrenin değerlendirilmesi gibi konu başlıkları ele alınmalıdır. Aile değerlendirme

Şemasını sayfa 88’den inceleyebilirsiniz.

Diyagramlı aile ilişkilerinin değerlendirilmesi, sosyal hizmet uzmanının ön değerlendirme basamağında yapması gereken görevlerden bir diğeri de aile ilişkilerinin değerlendirilmesidir.

Eko-Mapler (Çevre Haritaları); pratisyenler tarafından ailenin işlevselliğini değerlendirmek ve tedavi müdahalelerini geliştirmek için kullanılan araçlardır. Eko- map; müracaatçıyı/aileyi sosyal çevresi içinde çizmektir.

Genogramlar; sistemler-yönlü aile terapistleri tarafından yaygın olarak kullanırlar. Aile sistemini değerlendirmenin ikinci önemli diyagramlı aracı olarak ilk defa Murray Bowen tarafından geliştirilmiştir.

Planlama Aşaması

Planlama, değerlendirme ve müdahale arasında bir köprüdür. Üstesinden gelinmesi hedeflenen noktaların belirlenmesiyle başlar, sonrasında başarılmak istenen hedefler için ne tür değişikliklerin gerektiği belirlenir, hedeflere ulaşmak için alternatif değişim stratejilerinden en uygunu seçilir, yapılacak aktiviteler belirlenir ve bu belirlenen aktiviteleri başarmak için bir zaman çizelgesi yapılır.

Johnson (1998)’a göre, aile üyeleri arasında bir sözleşme yapılmasına yardımcı olmalıdır. Sözleşme, uygulama sürecinde sosyal hizmet uzmanları ve aileler için hem harita hem de yol göstericidir.

Uygulama Aşaması

Aile sosyal hizmetinde yapılacak olan çalışmalar dört boyuttan gerçekleştirilmelidir. Bunlar:

  • Uygulanan teknikler birey/ailenin gelişim dönemlerine uygun olmalıdır.
  • Uygulanan teknikler, geçiş dönemlerine uygun olmalıdır.
  • Sorun çözmeyi sağlayacak stratejilerin belirlenebilmesi için ulaşılmak istenen amaçlar çözümü kolaylaştıracak şekilde kısımlara ayrılmalıdır.
  • Ödev verme tekniği üzerindeki inceleme planlı biçimde uygulandığında başvuranların bunları titizlikle uyguladıklarını göstermektedir.

Sosyal hizmet uzmanı bilişsel-davranışsal teoriler esasında ailelerle çalışırken hedefler bireyin veya ailedeki alt sistemlerin (eş, ebeveyne gibi) hoşnutluk durumunun artması, sosyal becerilerinin geliştirilmesi ve istenmeyen davranışının azaltılmasıdır.

Sosyal hizmet uzmanı aynı zamanda, aile alt sistemleri arasındaki ilişki biçimlerinin en işlevsel şekilde gerçekleşmesini sağlama konusunda da yardımcı olur.

Kullanılan teknikler (Duyan vd., 2008):

  • Anksiyeteyi azaltan terapi stratejileri: Gevşeme eğitimi, sistematik duyarsızlaştırma, alıştırma, tepki önleme, göz hareketlerini duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme gibi.
  • Bilişsel yeniden yapılandırma stratejileri: Duygu ve düşünceleri izleme, kanıtsal sorgulama, alternatifleri sınama, yeniden düzenleme, çerçeveleme, düşünceleri durdurma.
  • Yeni davranışlar öğrenme stratejileri: Modelleme, biçimlendirme, ödüllendirme, rol oynama, sosyal beceri eğitimi, itici uyarıcılara koşullama terapisi, olasılıklı anlaşma.

Sosyal hizmet uzmanı insancıl teoriler ışığında aile çalışmasında, sosyal hizmet uzmanı aile üyelerinin duygularının farkına varması ve duygularını ifade etmesine yardımcı olmaya çalışır. Burada müracaatçının derin duygularını aile üyelerine ifade edememesindeki alt nedenler üzerinde durulmaya çalışılır.

Sosyal hizmet uzmanı psikososyal yaklaşım temelinde aile ile yapacağı çalışmada; bireyin şimdiki zamana ait davranışları ve ilişkileri üzerinde odaklaşmakla birlikte gerekli olan durumlarda geçmişte yaşanılan olaylar ve durumlarda da ele alınabilir.

Psikososyal yaklaşımda, sosyal hizmet uzmanının sorun ve gereksinimle ilgili teşhisinin (ön değerlendirmesinin) esnek olmasına dikkat edilmiştir. Sosyal hizmet uygulamasının temel ilkelerinden birisi de esnekliktir.

Maddi sıkıntı, hastalık, eğitim, barınak temini vb. konularıyla ilgili ihtiyaçların karşılanması için, mevcut olanakların gözden geçirilip ıslah edilmesi, yeni kaynaklar yaratılması ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, genişletilmesi gibi faaliyetler sosyal hizmet elemanının belli başlı görevleri arasında yer alır.

Genel sistemler yaklaşımına göre, ailelerle sosyal hizmet uygulamalarında sosyal hizmet uzmanları aileyi devam eden ve yaşayan bir canlı sistem olarak görürler ve aileyi açık veya kapalı sistem olarak tanımlarlar.

Aileye müdahalede bu teoriden alınan görüşler şöyle sıralanabilir:

  • Aileler kendi parçalarının toplamından daha fazla özelliklere sahip sistemlerdir.
  • Bu sistemlerin işleyişlerini düzenleyen belli genel kurallar vardır.
  • Her sistemin bir sınırı vardır. Sınırlar bir sistemi diğerinden ayıran görünmez çizgiler olarak düşünülebilir. Duygusal ve psikolojik sınırlar görülemezler.
  • Aile sisteminin yarı geçirgen sınırları vardır. Bu sınırlar dış çevreden yeterli bilgi alışverişine izin verecek ancak ailenin bütünlüğünü de koruyacak biçimde, esnek bir yapıda olmalıdır.
  • Aile sistemleri kısmi bir denge hâline ulaşma eğilimi gösterir. Aile sistemi, üyelerinin gelişimini destekleyecek ve toplumsal değişimlere uyum sağlayacak biçimde, yavaş bir değişim gösterir.
  • Sistemin parçaları arasındaki iletişim ve geri bildirim mekanizmaları sistemin işlemesini düzenler.
  • “Ailedeki bireylerin davranışları” gibi aile içi olgular, doğrusal nedensellik değil döngüsel nedensellik örnekleri olarak alındığında daha iyi anlaşılır.
  • Diğer açık sistemler gibi, aile sistemlerinde de farklı başlangıç noktalarından yola çıkılarak aynı sonuca varılabilir.
  • Diğer açık sistemler gibi, aile sistemlerinin de bir amacı vardır.

Stratejik aile tedavisi yaklaşımında sosyal hizmet uzmanı; ailede var olan kurallara, gücün kullanımına ve dağılımına dikkat çekilmektedir. Buradaki strateji sözcüğü ile aileyi hedeflenen davranışsal modellere yönlendirmek amacıyla seçilen yaklaşımlardaki aktif ve yönlendirici rol tanımlanmaktadır.

Son Değerlendirme Aşaması

Ailenin gereksinim duyduğu kaynak ve hizmetlerden yararlanması, duygu, düşünce ve davranışlarında olumlu değişmelerin gerçekleşmesi, kendine güven duygusu geliştirmesi ve sorunlarını tek başına çözebilecek düzeye gelmesi durumunda mesleki yardım süreci sonlandırılır.

Son değerlendirme, uygulamanın amaca ulaşıp ulaşmadığını ortaya çıkarmanın bir aracıdır ve amaçlara, hedeflere ulaşmak için kullanılan araçları gözden geçirmeyi de içerir. Son değerlendirme, ön değerlendirmede gerekli tüm bilgiler elde edildikten, bilgilerin anlamları konusunda sonuçlar alındıktan ve durum için aile anlaşıldıktan sonra başlar.

Sonlandırma/Bağlantıyı Kesme Aşaması

Ailenin olumlu açılardan değişmelerin gerçekleşmesi, üyelerinin kendine güven duygusu geliştirmesi ve sorunlarını tek başına çözebilecek düzeye gelmesi, aile içi ilişkilerin düzelmesi ve ailenin güçlenmesi durumlarında sosyal hizmet uzmanı mesleki yardım süreci sonlandırılır.

Bu aşamanın aile üyeleri açısından bilinçaltı anlamı vazgeçmek, kopmak, doyum sağlayıcı ilişkiyi kesmek demek olabilir. Bu duygunun yoğunluğu ulaşılan başarının derecesi, ailenin sosyal hizmet uzmanlarına bağlanma düzeyi, yaşamında önemli yeri olan yakınlarından ayrılma deneyimine sahip olup olmamasına göre değişir.

İzleme Aşaması

İzleme, yapılan müdahalelerin tümü sonlandırıldıktan ya da müdahale tamamlandıktan sonra müdahale amaçlarıyla ilişkili olarak ailenin işlevsellik düzeyi hakkında bilgi toplanmasıdır. Bir başka ifadeyle izleme formal ilişki sonlandıktan sonra ailenin ne yaptığı ile ilgilenir (Kirst- Ashman ve Hull, 1999). Turan (2012)’a göre mesleki çalışmanın amacı, sadece ailenin sorunlarını çözmek değildir. Asıl amaç, elde edilen sonuçların kalıcı olması, müracaatçının ileride karşılaşacağı sorunlarla kendisinin baş edebilmesidir.