AİLE YAPISI VE İLİŞKİLERİ - Ünite 8: Cinsellik ve Üreme Sağlığı Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 8: Cinsellik ve Üreme Sağlığı
Giriş
Cinsellik kavramı, üremeyi, cinsel olarak zevk almayı ve zevk vermeyi içerir. Cinsel sağlık, üreme sağlığı kavramının temel bileşenlerindendir ve bir kişinin cinsel yaşamını bir zorlama olmadan, mutlu olarak ve zarar görmeden sürdürebilmesidir. Üreme sağlığı, insanların mutlu ve güvenli bir cinsel yaşamları, üreme yetenekleri ve bu yeteneği kullanıp kullanmayacakları, kullanacaklarsa ne zaman ve ne sıklıkta kullanacakları konusunda karar verme özgürlüklerinin olmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü üreme sağlığını, “Üreme sistemi işlevleri ve süreci ile ilgili sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, tüm bunlara ilişkin fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinin olması” şeklinde tanımlamıştır. Üreme sağlığı, kadın, erkek, genç, yaşlı, tüm bireyler için temel bir hak olarak onaylanmıştır.
Güvenli Cinsellik
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon kapma riskini azaltan, istenmeyen planlanmamış gebelikleri engelleyen her türlü cinsel davranış “güvenli cinsel ilişki”dir. Az risk ile çok zevk almak, aynı zamanda eşi de korumaktır. İnsanlar eşlerine sözel, duygusal ve fiziksel olarak şiddet uygulayabilmektedir. Eğer bir eş, sürekli eşini eleştirme, hakaret etme, fikirlerine değer vermeme, üzerinde aşırı denetim kurma, maddi olanakları esirgeme, cinsel ilişki için zorlama, şiddet uygulama vb. gibi belirtiler gösteriyorsa bu ilişkinin güvenli olmadığını, hatta daha kötüye gideceğini göstermektedir. Eğer eş tavizkâr olduğunu kabul etmiyor, profesyonel yardımı reddediyor, gittikçe daha fazla taciz ediyor, zamanla fiziksel olarak kaba davranıyor, ilişki bitirilmek istendiğinde ölümle tehdit ediyor, kemikleri kırıncaya dek dövebiliyorsa kişi tehlikede demektir.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Koruyucu önlem almadan, hastalık etkeni bulunduran biri ile cinsel ilişkide, penisin ağızla, vajinayla, anüsle birleşmesi ile bulaşan hastalıklara “Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar” denir. Genellikle cinsel organlarda belirtiler göstererek veya göstermeden seyredebilir.
En yaygın olarak bilinenleri; Gonore (bel soğukluğu), Sifiliz (frengi), HIV enfeksiyonu (AIDS ile sonuçlanabilen bulaşma) olmakla birlikte 30’dan fazla hastalık etkeni cinsel yolla bulaşır. Klamidya, Gonore, Human Papilloma Virus (HPV), Hepatit B, Genital Herpes gibi bazı enfeksiyonlar belirtisizdir. Kadınlar cinsel organlarının yapısı nedeniyle, erkeklere göre daha fazla hastalık etkenine maruz kalırlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ve sağlıkla ilgili diğer sorunlarla karşılaşma ve etkilenme olasılığını arttıran davranışlara “riskli cinsel davranışlar” denir. Riskli cinsel davranış örnekleri şunlardır:
- Sık cinsel eş değiştirmek,
- Birden fazla cinsel eşe sahip olmak,
- Son bir yıl içinde cinsel yolla bulaşan hastalık geçirmiş olmak,
- Seks işçileri, onların müşterileri ya da kimlerle ilişkisi olduğu bilinmeyen kişilerle cinsel ilişkide bulunmak,
- Cinsel yolla bulaşan hastalık belirtisi olduğu görülen ya da bilinen kişiyle cinsel ilişkiyi sürdürmek,
- Para, mal, yiyecek ve ilaç karşılığında cinsel ilişkiye girmek,
- Vajinayı kurutucu maddeler kullanmak.
Bir kişi riskli davranış göstermese bile cinsel eşinin riskli davranışı varsa yine risk altındadır.
Cinsel Yolla Geçen Hastalıkların Olumsuz Etkileri: Kadınlarda alt üreme organlarından enfeksiyon üst üreme organlarına yayılarak karın içinde iltihaplanmaya (PİH, Pelvik enflamatuar hastalık), rahim, yumurtalık kanalları ve yumurtalık enfeksiyonlarına, karın içinde yapışıklıklara, uzun süreli kasık ağrısına ve kısırlığa neden olmaktadır. Dış gebelik riskini de arttırmaktadır. Ayrıca, bu enfeksiyonlar anne karnındaki bebeği de etkilemektedir.
Erkeklerde, bel soğukluğu ve klamidya enfeksiyonu penisten yukarı doğru yayılarak yaygın iltihaplanmaya neden olmaktadır. Tedavi edilmezse idrar yolunda darlık, kısırlık oluşabilmektedir. Kadınlarda ayrıca iltihap kana karışabilir ve ölümcül olabilen bir tüm vücut enfeksiyonuna veya rahim kanserine neden olabilmektedir.
Cinsel Yolla Geçen Hastalıklar Nasıl Anlaşılır?
AIDS : Belirtiler mikrop vücuda girdikten yıllar sonra ortaya çıkmaktadır. Testlerle anlaşılması için de yaklaşık 3 ay geçmesi gerekmektedir. Geçmeyen soğuk algınlığı benzeri şikayetler, nedeni olmayan kilo kaybı, ishal, lenf bezlerinde şişlik, ağızda beyaz lekeler, deri-ağız-burun ya da makatta sedef rengi yumrularla anlaşılır.
Bel Soğukluğu (Gonore): Kadınlarda sarı ya da beyaz vajinal akıntı, her zamankinden daha ağrılı adet kanaması, idrar yaparken ya da dışkılarken ağrı, karın alt bölümünde ağrı ve kramplarla anlaşılır. Erkeklerde penisten koyu sarı ya da beyaz akıntı, idrar yaparken ya da dışkılarken ağrı ya da yanma ile belirti verir.
Cinsel Organ Siğilleri: Cinsel ilişkiden 1-6 ay sonra cinsel organ ya da makatta siğiller, cinsel organların etrafında kaşınma ve yanma ile belirti verir.
Frengi (Sifiliz): Üç dönemi vardır ve her dönemde ayrı belirtiler verir. İlişkiden 3 hafta-3 ay sonra cinsel organ, makat veya ağızda ağrısız yaralar ortaya çıkabilir, vücutta yumrular oluşabilir (1. Dönem). Yaralardan 3-6 hafta sonra vücutta kaşıntısız deri döküntüleri görülür (2. Dönem). Tedavi edilmemiş hastaların dörtte birinde geç dönem belirtileri görülür. Bu dönemde kalp, büyük damarlar, beyine yayılır ve öldürücüdür.
Gonokoksik Olmayan İdrar Yolu Enfeksiyonu: Kadınların çoğu ile bazı erkeklerde belirti vermez. Cinsel ilişkiden 1-3 hafta sonra ortaya çıkar. Penisten sarı ya da beyaz akıntı, kadında vajinada yanma-kaşıntı, idrar yaparken yanma ya da ağrı görülür.
Hepatit B: Virüs vücuda girdikten sonra 6 hafta-6 ay sonra belirtiler görülür. Halsizlik, baş ağrısı, ateş, bulantı, kusma, iştahsızlık, karında hassasiyet, koyu renk idrar, açık renk dışkı, derinin ve göz akının sararması görülür.
Klamidya: Cinsel ilişkiden 7-21 gün sonra enfeksiyon ortaya çıkarken, kadınların çoğu ve erkeklerin bir kısmında belirti görülmeyebilir. Vajinal akıntı, adet kanaması dışında vajinal kanama, idrar yaparken yanma ya da ağrı, karın alt kısmında ağrı, bazen ateş ve bulantı, erkeklerde ise penisten beyaz su gibi bir akıntı, idrar yaparken ağrı ya da yanma görülür.
Trikomonas: Cinsel ilişkiden 3-28 gün sonra ortaya çıkar. Bazı kişilerde belirti görülmez. Kadınlarda köpüklü, kötü kokulu, yeşilimsi vajinal akıntı olurken erkeklerde penisten akıntı gelir.
Uçuklar (Herpes): Cinsel ilişkiden 2-30 gün sonra ortaya çıkar. Bazı kişilerde belirti vermez. Soğuk algınlığına benzer belirtiler, cinsel organ ya da ağız etrafında küçük ve ağrılı kabarcıklar, kabarcıkların ortaya çıkmasından sonra kaşıntı ve yanma olabilir. Kabarcıklar 1-3 hafta sürer.
Kasık Biti: Kaşıntı yapar. Deride kırmızı morumsu lekeler görülür.
Uyuz: Yoğun kaşıntı yapar. Özellikle bilekte ve parmak arasında kırmızı-mor nokta şeklinde tünellerin ağızları görülür. Genital bölgede küçük morumsu noktalar görülebilir.
Aile Planlaması
Doğurganlığın düzenlenmesi ya da aile planlaması kadınların ve erkeklerin istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları, istediği halde çocuk sahibi olmayanlara ise yardım etmeyi kapsar.
Anne ve Çocuk Sağlığını Olumsuz Etkileyen Riskli Gebelikler: 18 yaşından önceki gebelikler, 35 yaşından sonraki gebelikler, 2 yıldan kısa aralıklarla olan gebelikler, 4 ve daha fazla sayıda olan gebelikler riskli gebeliklerdir
Riskli gebeliklerde bebekte; rahim içinde iyi beslenememe ve gelişememe, zayıf ve cılız bebek, erken doğum, zor doğuma bağlı beyin ve organ zedelenmesi, sakatlıklar, ölü doğum, doğumdan sonra bebeğin ölmesi, ya da zeka ve beden gelişmesi bozukluğu olabilir.
Annede; kansızlık, gebelik zehirlenmesi, doğumun zor olması, bebeğin ters gelmesi, doğumdan sonra uzayan kanamalar, rahimde parça kalması, iltihaplanmalar, rahim ağzında yırtıklar, gebeliğin düşükle sonuçlanması görülebilir. İleri yıllarda idrar tutma güçlüğü olabilir ya da annede görülen sorunlara bağlı olarak anne kaybedilebilir.
Gebeliğin Oluşumu: Yumurtalıklar, kadına ait bazı hormonları salgılar. Ayrıca her ay, genellikle bir yumurta hücresi yumurtalıktan tüplere doğru atılır. Bu sırada, hormonlarının etkisi ile rahmin iç tabakası kalınlaşır ve döllenmiş yumurtanın yerleşmesi için uygun bir ortam oluşturur. Yumurta hücresi döllenmezse rahmin iç tabakasındaki değişiklikler birkaç gün içinde gerilemeye başlar ve kanama halinde rahimden dışarı atılır. Buna “adet görme” denir.
Cinsel ilişki sırasında vajinaya boşalan sperm hücreleri vajinadan rahim içine doğru hareket eder ve kadının yumurtasıyla tüplerde karşılaşırlar. İçlerinden bir tanesi yumurtayı dölleyebilir. Döllenmiş yumurta değişmeye başlar ve tüplerde ilerleyerek 5-6 gün içinde rahmin içine gelir, rahmin kalınlaşan iç tabakasına yerleşir, sonra bu tabakaya gömülerek gelişmesini sürdürür. Yumurta döllenip rahmin içine yerleştiğinde adet görme durur. Gebe kalmak için en uygun zaman, iki adet kanamasının ortalarına rastlayan günlerdir.
Aile Planlaması Yöntemleri: Gebelikten korunma yöntemlerinin tamamı kadının yumurta hücresi ile erkeğin sperm hücresinin buluşmasını ve birleşmesini engellemektedir. Doğum kontrolü yöntemleri aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Doğal Aile Planlaması Yöntemleri
Cinsel Perhiz: Gebelikten korunma amacıyla bilinçli olarak penis ve vajina birleşmesini içeren cinsel ilişkinin bir süre ertelenmesi ya da tümüyle ilişkiden vazgeçilmesi durumudur.
Takvim Yöntemi: Yumurtlama gününün matematiksel hesaplanması ve o dönemde gebeliğe karşı önlem alma esasına dayanır.
Geri Çekme: Cinsel ilişki sırasında erkeğin cinsel organını boşalmadan hemen önce vajinanın dışına çekmesidir. Gebelik istendiğinde yöntemin kolay bırakılabilmesi, hormon içermemesi, yan etkisinin olmaması önemli avantajlarıdır. Sürekli kullanıldığında cinsel doyumsuzluk ve psikolojik gerginliğe yol açabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korumaz.
Vajinal Yıkama: Geleneksel yöntemlerdendir. Ancak doğum kontrolüne etkisi yoktur. Cinsel birleşmeden hemen sonra vajina duvarı ve kanalındaki spermleri yıkayıp atma düşüncesiyle vajinanın yıkanması esasına dayanır.
Laktasyonel Amenore Metodu: Emzirmenin gebeliğin oluşmasını engelleyici etkisinin derecesi koşullara göre değişmektedir. Bebek tam emzirme koşuluna göre emzirildiğinde, emzirmenin % 99.5 oranında etkili, doğru kullanılmadığında %98 etkili bir doğum kontrol yöntemi olduğu kabul edilmektedir.
Bazal Vücut Isısı Yöntemi: Yumurtlamadan sonra salgılanan progesteron hormonu, ısı artırıcıdır ve vücut ısısını 0,2 °C - 0,5 °C arasında yükseltip bir sonraki adet dönemine kadar yaklaşık 11-17 gün yüksek ısıda tutar. Yumurtlama dönemi, vücut ısısı izlenerek saptanabilir.
Yumurtlama muhtemelen ilk ısı yükselişinden önceki gün gerçekleşir. Vücut ısısı, her sabah yataktan kalkmadan önce, aynı saatte ağızdan ölçülüp tarihle birlikte not alınır. Bir ay boyunca tutulan kayıtlarla adetten sonraki ilk 10 günde ölçülen normal ısıların en yükseği belirlenir. Bu en yüksek ısının 0,1°C üstünden bir çizgi çekilir. Gebelik oluşmaması için güvenli dönem, ısı çizgisi üzerinde art arda gelen üçüncü yüksek ısının kaydedilişinin akşamı başlar. Cinsel ilişkiye girmeden önce, yüksek ısının saptandığı üç günün geçmesi beklenir. Bazal vücut ısısı, hastalık, stres, düzensiz uyku, antibiyotik kullanımı, ölçüm hatası ve benzeri birçok durumdan etkilenebileceğinden, gebeliğin oluşabileceği ve oluşamayacağı dönemleri belirlemede yetersiz kalabilir.
Hormon İçeren Doğum Kontrol Yöntemleri
Doğum Kontrol Hapları (Oral Kontraseptifler): Etkili ve emniyetli yöntemdir. Yumurtlamada etkisi olan hormonlar (östrojen ve progesteron) üzerinde etki göstererek, yumurtanın gelişimi etkileyerek, yumurtlamayı etkileyerek, yumurtanın rahim içine yapışmasına engel olarak ve tüplerin hareketlerini arttırarak yumurtanın hızla geçişini sağlayarak etki gösterir. Ayrıca rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak sperm hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler. Kadın gebe kalmak istemediği sürece kullanabilir. Yöntem bırakıldığında doğurganlık geri döner. Korunmasız bir cinsel ilişkiden sonra acil önlem amacıyla kullanılabilir. Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur. Adet ağrısını azaltır, adetleri düzenler ve kansızlığı azaltır. Hap kullananlarda, geçici olarak ilk 3 ayda bulantı, kilo artışı, baş ağrısı, adet kanaması miktarında azalma, ara kanamalar ve lekelenme görülebilir. Anne sütünün kalitesini bozar ve miktarını azaltır. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı da koruyucu etkisi yoktur.
Gebeliği Önleyici Mini Haplar: Kadınlık hormonlarından birini (progesteron) içeren haplardır. Her gün düzenli olarak aynı saatte alındığında gebelikten korur. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak sperm hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler. Ayrıca kadının yumurtalıklarından yumurta hücresini gelişip atılmasını engeller. Bırakıldığında tekrar gebe kalınabilir. Emziren annelerde çok etkilidir. Anne sütünün kalitesini bozmaz, miktarını artırabilir. Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur. Adetin ilk 5 günü içinde alınmaya başlanmalıdır. Geçici olarak ilk aylarda düzensiz adet görme, adet görmeme ve lekelenme görülebilir. Her gün aynı saatte alınması gerekmektedir (özellikle emzirmeyenler için). Düzenli alınmazsa, gebelik oluşabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı korumaz.
Gebeliği Önleyici İğneler: Sağlık personeli tarafından 3 ayda bir kas içine enjekte edilenler kadınlık hormonlarından birini (progesteron) içerir. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak sperm hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler. Kadının yumurtlamasını engeller. İğneler zamanında ve düzenli olarak her 3 ayda bir yapılmalıdır. Bırakıldıktan sonra yeniden gebe kalmak belli bir süre alabilir. Rahim ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucudur. Emziren anneler kullanabilir. Adet kanamalarında artma, azalma, lekelenme ve kesilme yapabilir. Kilo artışı görülebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu değildir. Düzenli olarak ayda bir kez iğne şeklinde uygulananlar kadınlık hormonlarının östrojen ve progesteron içerir. Kadının yumurtlamasını engeller. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak sperm hücrelerinin rahmin içine geçmesini önler. Adet düzeninde 3 aylık iğnelere göre daha az değişiklik yapar. Anne sütünün miktarını azaltıp, kalitesini bozabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korumaz.
Deri Altı Kapsüller: Eğitim almış hekim veya hemşire tarafından üst kola deri altına yerleştirilir. Kadının yumurtalıklarında yumurta hücresinin gelişip atılmasını engeller. Rahim ağzındaki salgıyı koyulaştırarak sperm hücrelerinin rahim içine girmesini engeller. Gebelikten koruyucu etkisi en yüksek yöntemdir. Kullanılması kolaydır (3 yılda sadece 1 kez uygulanması yeterlidir). Östrojene bağlı yan etki olmaz. Çıkarılınca doğurganlık 3 ay içinde geri döner. Anne sütünün kalitesini ve miktarını etkilemez. Adet düzeninde aksama, düzensiz ve uzamış kanamalar ilk yıl görülebilir, uygulamadan bir yıl sonra hiç adet olmama görülebilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruyuculuğu yoktur.
Rahim İçi Araç (RİA): Rahim içine yerleştirilen, genellikle bakır ya da hormon içeren, küçük plastik bir cisimdir. İlk RİA 1909’da, ipekböceği bağırsağından yapılmış, daha sonra halka, lup, spiral, T ve 7 şekillerinde çeşitli RİA’lar geliştirilmiştir. Koruyuculuk oranı bir yılda %99,3-99,7 arasında değişmektedir. Bakırlı olanlar 10 yıl korur. Çıkartıldığında hemen gebe kalınabilir. Spermleri hareketsizleştirerek, spermlerin vajenden fallop tüplerine ilerlemesini önler. Oldukça güvenli ve çok etkilidir, cinsel ilişkiye bağımlı değildir, emziren kadınlar için uygundur. Çıkarıldığında doğurganlık geri döner. Kadınların bazılarında rahatsızlık, ağrı, kanama, lekelenme görülebilir. Rahimden servikse kayabilir ve vajinaya atılabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruyuculuğu yoktur.
Bariyer Yöntemleri
Kondom : Kaput, lastik, prezervatif ya da kondom olarak isimlendirilen, 0,06 mm kalınlığında, silindir şeklinde ve açık ucunun kenarı, kullanımı kolaylaştırmak için kalın olan, kapalı ucunda meninin toplandığı bir boşluğu olan kılıftır. Doğum kontrolüne erkeklerin katılımını sağlanması, hiçbir yan etkisinin olmaması, erken boşalmanın önlenmesi, penisin sertleşmesini kolaylaştırması, vajen kuruluğunda kayganlaştırıcı etkisinden yararlanılması ve ucuz ve kolay bulunur olması, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada en etkili yöntemlerden biri olması nedeniyle de diğer yöntemlere göre avantajlıdır. Kondomun koruyuculuk oranı ilk olarak doğru uygulanmasına, ikinci olarak kondomun kalitesine bağlıdır.
Kadın Kondomu: Kadın kondomu 17 cm. uzunluğunda, şeffaf, yumuşak ve ince bir poliüretan tabakasından yapılmış, vajinanın içini tümüyle kaplayan, tek tarafı kapalı silindir bir kılıftır. Poliüretanın özelliği nedeniyle vajinanın içine yerleştirildiğinde kısa zamanda vajina duvarlarına sıkı bir şekilde tutunur ve vücut ısısı ile uyum sağlar. Kadın kondomu, hazne içini ve rahim ağzını örterek, cinsel ilişki sırasında sperm hücrelerinin kadının rahmi içine girmesini önler. Sadece kadının kontrolü altında, tek bir yöntem ile hem istenmeyen gebeliklerden hem de cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunma imkanı sağlar.
Diyafram: İnce kauçuktan yapılmış, rahmin ağzını örten şapka şeklinde vajen derinine yerleştirilen bir bariyer yöntemdir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı kısmen koruyucudur. Sadece cinsel ilişki sırasında kullanılması gerekir. İlişkiden sonra diyaframın en az 6 saat (en çok 24 saat) kalması gerekir. Çıkartıldıktan sonra yıkanmalı, kurulanmalı ve kutusunda saklanmalıdır. Aynı diyaframı 2 yıl süreyle kullanmak mümkündür.
Servikal Başlık; Diyaframdan daha küçük, daha sert ve yüksek kubbelidir. Serviksin üzerine oturtulur. Kıvrılabilen kenarları ile vakum oluşturarak servikse ya da üst vajinal duvara oturur. 48 saate kadar çıkarılmadan kalabilir. Diğer genel özellikleri, diyafram ile aynıdır.
Fitil, Köpük, Tablet ve Diğer Sperm Öldürücüler: Vajina içine konularak uygulanan fitil, köpük ve tabletlerdir. Sperm hücrelerini vajina içinde öldürerek ya da hareketsiz hale getirerek serviksten geçmelerini engelleyip gebeliği önlerler. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı kısmen koruyucudur. Vajinanın kayganlığını artırır. Köpüren tablet formları, kremlere oranla, daha geniş yüzey oluşturduklarından daha etkili olmaktadır. Her cinsel ilişkiden 15 dakika önce bir adet (olabildiğince derine) yerleştirilir. Koruyucu etkileri 1 saat sürer. Sperm öldürücüler tek başına da etkilidir; ancak kondom veya diyafram ile birlikte kullanıldığında çok daha etkili olur.
Dental Dam: Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların geçişini önlemek için kullanılan kare şeklinde lateksten imal edilen ince bir tabakadır. Vücut sıvılarının geçişini önlemek için anal veya vajinal açıklık dental damla kaplanır. Tek kullanımlıktır, ancak %100 koruyucu değildir. Ülkemizde henüz bulunmamaktadır.
Servikal Başlık: Diyaframdan daha küçük, daha sert ve yüksek kubbelidir. Serviksin üzerine oturtulur. Kıvrılabilen kenarları ile vakum oluşturarak servikse ya da üst vajinal duvara oturur. Diyafram kadar etkilidir. Daha küçük olduğu için estetik olması, kenarlarının belirgin olmaması, cinsel eş tarafından hissedilmemesi gibi üstünlükleri vardır. 48 saate kadar çıkarılmadan kalabilir.
Cerrahi Yöntemler
Tüp Ligasyonu: Kadında yumurtayı taşıyan tüplerin ameliyatla bağlanmasıdır. Tüpler kapatılınca, kadının yumurta hücresi erkek tohum hücresiyle birleşemediğinden döllenme olmaz. Çok etkili, güvenli bir yöntemdir. Cinsel ilişkinin zamanlamasından bağımsızdır ve uygulamadan sonra etkisi hemen başlar. Kalıcı bir yöntemdir. Geri dönüşü çok pahalı ve zordur. Uygulandıktan sonra artık gebe kalınmaz. Kadının cinsel isteğinde, adet düzeninde, vücut yapısında herhangi bir değişiklik meydana getirmez. Çok seyrek olarak, yumurtalık kanalları kendiliğinden açılabilir ve gebelik oluşabilir
Vazektomi: Erkeğin tohum kanallarının ameliyatla bağlanmasıdır. Erkeğin görünümünde, cinsel arzu ve yeterliliğinde, cinsel doyumunda, penisin sertleşmesinde ve boşalmasında hiçbir değişiklik yapmaz. Geri dönüşü çok pahalı ve zordur. Kolay, basit, kısa sürede uygulanan çok etkili, güvenli bir yöntemdir, cinsel ilişkiyi etkilemez ve uzun dönemde olabilecek sağlık riski taşımaz.
Acil Kontrasepsiyon: Acil kontrasepsiyonun gebelik kuşkusu oluşturan cinsel ilişkiden tercihan hemen sonra, en çok 72 saat içinde uygulanması gerekir. Gebelik oluştuktan sonra asla etkili değildir. Acil kontrasepsiyonda mevcut seçenekler şunlardır: Hormonal acil kontrasepsiyon (ertesi gün hapı), ilk 72 saat içerisinde, ilişki sonrası RİA uygulaması ise ilk 5 gün içerisinde uygulanmalıdır
Üreme Hakları
Üreme sağlığı kavramı, hem kadının hem de erkeğin gereksinimlerini göz önünde bulundurur. Bu nedenle erkekler de üreme sağlığı gereksinimleri ve aile planlaması konusunda bilgilendirme için dikkate alınmalıdır. Üreme hakları ilk 1968’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konferansında insan haklarının bir alt kümesi olarak belirlenmiştir. Birleşmiş Milletler Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansında (Kahire1994) ilk defa “üreme sağlığı” kavramı dile getirilmiş, bireyin üreme hakları ve üreme sağlığına öncelik verilmiş, kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına vurgu yapılmıştır.
Üremeye ilişkin hastalıkların sonuçları iki cinsiyet arasında eşit dağılmamaktadır. Gebelik ve doğuma bağlı sağlık sorunları, cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğu kadınlarda daha ciddi sonuçlara yol açmaktadır. İnfertilite (kısırlık) her iki cinsiyet için de sorun olmasına rağmen, çoğu toplumda kısırlığın sosyal ve psikolojik sonuçlarını kadınlar yüklenmektedir.
Üreme haklarının dayandırıldığı haklar şunlardır: Yaşama, Özgürlük, Eşitlik, Mahremiyet, Düşünce özgürlüğü, Bilgilenme ve eğitim, Evlenme ve aile kurma konularında seçim yapma, Çocuk sahibi olup olmamaya karar verme, Sağlık bakımı alma ve sağlığın korunması, Bilimsel gelişmelerden yararlanma, Toplanma özgürlüğü ve siyasete katılma, İşkence ve kötü muameleden özgür olma haklarıdı r.