AİLE YAPISI VE İLİŞKİLERİ - Ünite 1: Aile ile İlgili Temel Kavramlar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Aile ile İlgili Temel Kavramlar

Giriş

İnsan, başkaları, diğerleri ya da ötekiler ile yaşadığı sosyalliklere ihtiyaç duyar. Bu açıdan bakıldığında aile, ihtiyaç duyulan ilk temel kurumdur. Değişime mahkûm dünya tarihi, haliyle toplum yapısında değişikliklere sahne olmaktadır. Bu değişimlerden aile kavramı da nasibini almaktadır. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak aile tipleri değişmektedir. Geleneksel geniş ailelerin yerini modern çekirdek aileler almakta, çeşitli geleneklerin etkisi ile oluşan aile tiplerine giderek daha az rastlanmaktadır. Bu değişim ve dönüşümde ekonomik alt yapının değişmesinin, üretim araçlarının değişmesinin, bir başka deyişle sanayi toplumuna geçilmesinin ve kentli nüfusun giderek artmasının rolü büyüktür.

Ailenin Tanımı

İlk bakışta bazı kavramlar kolay tanımlanabilir gelse de, bu her zaman mümkün olmamaktadır. En sık “anne, baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük yapı taşı” şeklinde tanımlanan aile kavramı için de bu karmaşıklık söz konusundur. Bu tanım çekirdek ailenin tanımıdır. Ancak oldukça eski bir tarihçeye sahip olan aile kavramı için bu tanım daha 1950’li yıllarda yapılmıştır.

20. yüzyılın ortalarından bu yana yapılan araştırmalar, ailenin evrensel bir tanımın yapılmasının zorluğu konusunda ortaklaşmıştır. Aynı araştırmaların ortaklaştıkları bir başka konu da, ailenin evrensel bir kavram olduğu, yani hemen her sosyallikte görülen bir kurum olduğudur. Herhangi bir kültüre göre yapılacak bir tanım, diğer kültürleri dışarıda bırakacak bir tanım olmaya mahkûmdur. Ailenin ortak bir tanımının yapılmasına engel nitelikte olabilecek bir başka husus ise tarihsel gelişim içerisinde ailenin, kişilerin aile kavramı konusunda yargıları, yapısı, aileyi oluşturan kişilerin yapı içerisindeki yerleri, bu kişilerin birbirleriyle iletişimleri ve işlevleri bakımından devamlı bir değişime uğramasıdır.

Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) ailenin dar anlamdaki tanımı olan “kadın ve erkek eşten meydana gelen topluluk” şeklindeki tanıma atıfta bulunan maddeleri bulunmaktadır. En geniş anlamda TMK’da ailenin “kadın ve erkek eş, çocuklar ve aynı çatı altında ev birliğine tabi yaşayan kan bağı ile bağlı hısımlar” şeklindeki tanımı da yer bulmaktadır.

Psikiyatrik ve psikolojik uygulamalarda ailenin kişilerin sahip olduğu belirti ve bulgular üzerindeki etkisi, ailenin sosyal destek anlamındaki işlevi ön plana çıkarken, sosyolojik açıdan aileye daha çok aile tipleri üzerinden yaklaşılmaktadır.

Kimi tanımlarda daha çok ailenin işlevi ön plana çıkarılmaktadır. Bu tanımlarda;

  • ‘Sevgi, bağlılık, ait olma, mutlu olma gibi psikolojik ihtiyaçların karşılanması’,
  • ‘Üyelerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesi’,
  • ‘Üyelerinin güvende olmasının sağlanması’,
  • Üyelerinin birbirine karşılıksız olarak yardım etmesi’,
  • Yakınlık, kızgınlık ve cinsellikle ilgili duyguların tatmin edilmesi’ gibi var olması gereken veya umut edilen işlevler ön planda tutulmaktadır.

Türk Dil Kurumu’na göre aile kavramının birçok anlama geldiği belirtilmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  1. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Bu tanım aile kavramının en fazla kullanıldığı durumla ilgili karşılığı olmakla birlikte evlilik ve kan bağına dayanan ifadeleri nedeni ile kapsamı dar tutulmuş bir tanımdır.
  2. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü
  3. Dernek, topluluk, spor takımları, okullar, kurum ve kuruluşlar veya camialar zaman zaman ne kadar yakın olduklarını anlatabilmek için aile kavramını kullanırlar.
  4. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya.

Aileye sistemler kuramı çerçevesinde bakanlar da aileyi ve işlevini tanımlama yoluna gitmişlerdir. Aile, toplum denilen bir yapının parçalarını oluşturur. Yani aile genel sistemin bir parçasıdır ve kendisi de bir sistem gibi davranır. Buna göre aile, anne, baba ve çocuklar arasındaki etkileşimlerden oluşan bir sistemdir.

Canatan ve Yıldırım (2011), Aile Sosyolojisi isimli kitapta Cohen’e ait ‘doğum, evlilik, evlatlık edinme veya tercih yoluyla bir ilişkisi olan ve bir hanede birlikte yaşayan iki veya daha fazla kişinin oluşturduğu küme ailedir’ şeklindeki tanımı aktarmaktadırlar.

Ailenin tarihsel gelişiminin de üzerinde durulması gerekir. Ailenin tarihi ile ilgili yazanlar genellikle bu süreci anaerkil aile tipinden ataerkil aile tipine geçiş şeklinde özetlemişlerdir. İlkel topluluklarda kadın toplayıcı olarak erkek ise avcı olarak işlev görmekteydi. Bu yaşam biçimi ilk aile örneğini oluşturuyordu.

İlkel topluluklardaki yaşam tarzında evlilikler küme şekline idi. Çok eşli bir yaşam sürdürülüyor ve insanlar çocukların doğumunda erkeğin rolünün tam olarak farkında değildi. Böylelikle babaları topluluk içerisindeki herhangi bir erkeğin olduğu çocuklar doğuyordu. Bu durum soyun sürmesini sağlayan olarak kadının önemli bir yer edinmesine neden olmuştu. Yerleşik hayata geçilmesi ve tarımla uğraşılmaya başlanması kadın ve erkek ilişkileri ve aile yapılanması bakımından tam bir dönüm noktası oldu.

Ailenin değişim ve dönüşümünde belirleyici etken, insanların duydukları gereksinimler ve bunları karşılama biçimleri, bu amaçla aralarında kurdukları ilişkilerdir. Bu değişim ve dönüşümde zorunlu olarak kadın ve erkeğin ailedeki yeri ve görevleri de değişmiştir.

Tarihsel bakımdan üzerinde durulması gereken bir başka dönüm noktası da sanayi devrimidir. Sanayi devrimi, aile üzerinde de köklü değişimlere neden olmuştur. Öncelikle kırsal alanda, evde üretim yapan, tarımsal üretimle ilgilenen nüfusa olan ihtiyaç azalmaya başladığından, bir anlamda geleneksel geniş aile yapısına olan ihtiyaç azaldığından, insanlar sanayileşmiş kentlere akın akın göç etmişlerdir. Üretim araç ve ilişkilerinin değişmesi ve yeni tüketim anlayışının ortaya çıkması ile birlikte buradan doğan ihtiyaçları karşılayabilecek nitelikte olan modern çekirdek aile ortaya çıkmaya başlamıştır. Buna paralel olarak sağlık, eğitim ve hukuk alanında yeni ortaya çıkan aile tipinin ihtiyaçlarına yönelik değişimler olmuştur.

Aile Tipleri

Berksum (2008) aile tiplerini şöyle sınıflandırmıştır:

  1. Aile içi egemenliğin anne ya da babada olmasına göre;
    • Ataerkil aile,
    • Anaerkil aile,
    • Eşitlikçi aile.
  2. Evlenme biçimlerine göre;
    • Evlenecek kişilerin sayısına göre;
      • Monogamik aile,
      • Poligamik aile;
      • Polijini,
      • Poliandri.
    • Akrabalık ilişkisine göre;
      • Baba soylu aile,
      • Ana soylu aile,
      • Hem ana hem baba soylu aile.
    • İkamet biçimine göre;
      • Patrilokal aile,
      • Matrilokal aile.
  3. Genel sınıflama;
    • Çekirdek aile,
    • Geleneksel geniş aile.

Bu şekildeki sınıflandırma bazı aile türlerini içermemektedir. Aşağıda bu sınıflandırmada yer bulamamış aile tipleri verilmiştir.

  1. Alternatif yaşam biçimlerinden doğan aile tipleri;
    • Tek anne ve baba aile,
    • Babasız aile,
    • Üvey aile,
    • Birlikte yaşama.
  2. Yerleşim yerine göre;
    • Gecekondu ailesi,
    • Büyük kent ailesi,
    • Kasaba ailesi,
    • Köy ailesi,
    • Göçebe aile.
  3. Yöresel özelliklere göre;
    • Taygeldi ailesi,
    • Berdel ailesi.

Aile İçi Egemenliğin Anne ya da Babada Olmasına Göre Aile Tipleri: Bu başlık altında aile;

  • Aaerkil,
  • Anaerkil ve
  • Eşitlikçi aile şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Ataerkil aile denilen aileye Roma ailesi de denmektedir. Bu aile tipinde egemenlik tam olarak erkektedir. Ailenin tüm yapılanması baba ve babanın geldiği ailenin dini ve kültürel değerleri ile şekillenmektedir.

Anaerkil aile ise halen dünya üzerinde ataerkil aileye göre daha sınırlı görülmektedir. Bu aile tipinde tamamen kadın ve ailesinin kuralları geçerlidir

Eşitlikçi ailede ise egemenlik anne ve baba veya başka bir deyişle kadın ve erkek arasında paylaşılmıştır. Bu aile tipine simetrik aile de denmektedir.

Evlenme Biçimlerine Göre: Bu başlık altında aile;

  • Evlenecek kişi sayısı,
  • Akrabalık ilişkisi ve
  • İkamet biçimine göre sınıflandırılmıştır.

Evlenecek kişi sayısı bakımından aile;

  • Monogamik ve
  • Poligamik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Monogamik aile tek eş ile evlenmek sureti ile yapılmış evliliğe denmektedir. Endüstriyel, modernleşmiş toplumlarda en sık rastlanılan evlilik biçimidir

Kadın veya erkeğin birden fazla kişi ile evlenmesi ile oluşan aile tipine poligamik aile denmektedir. Erkeğin aynı anda birden fazla kadınla evlenmesi ile oluşan tipine polijini ; kadının aynı anda birden çok erkekle evlenmesi ile ortaya çıkan aile tipine ise poliandri denmektedir. Polijinik ailelerin, Müslümanlar ve radikal Mormonlar arasında daha sık görülüyor olması, bu evlilik tipi üzerine dinin etkisine işaret olarak kabul edilebilir.

Akrabalık ilişkisine göre aile, baba soylu aile, ana soylu aile ve hem ana hem baba soylu aile şeklinde sınıflandırılmaktadır. Yeni doğan bireyin sadece baba tarafından akrabalarıyla ilişkide bulunması ve baba soyunu izlemesi sonucu ortaya çıkan aileye baba soylu aile denilmektedir. Yeni doğan bireyin sadece anne tarafından akrabalarıyla ilişkide bulunması ve anne soyunu izlemesi ile ortaya çıkan aileye ana soylu aile ; yeni doğan bireyin hem anne hem de baba soyunu birlikte izlediği ve her iki taraf akrabalarıyla ilişkide bulunduğu aileye ise hem ana hem baba soylu aile denir.

İkamet biçimine göre ailede , yeni evli çiftlerin evlilik sonrası kadının ve erkeğin ailesine yakın veya birlikte olmasına göre aile;

  • Patrilokal ve
  • Matrilokal aile olmak üzere ikiye ayrılır.

Patrilokal aile , evlilik sonrası kadının kendi babasını ikametini bırakıp, eşinin anne ve babasının evinde onlarla birlikte oturduğu aile tipidir.

Matrilokal aile ise, erkeğin eşinin ailesinin evinde onlarla birlikte oturması sonucu ortaya çıkan ailedir.

Genel Sınıflama: Bu başlık altında aile, belki de en aşina olduğumuz iki gruba ayrılmaktadır. Bu iki grup çekirdek aile ve geleneksel geniş ailedir. Kimi araştırmacılar çekirdek aileye modern çekirdek aile de demektedir.

Modern Çekirdek Aile: Modern çekirdek aile, kimi tanımlarda çekirdek aile, anne-baba ve çocuklar olmak üzere iki nesli içine alır. Temelini geniş aile oluşturur. 1950’li yıllarda Murdock tarafından dünya genelinde 250 toplumdan alınan verilerle bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada çekirdek ailenin özellikle batılı toplumlarda baskın aile türü olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, ailenin birçok işlevi bulunsa da;

  • Özellikle çekirdek ailenin cinsel ihtiyaçların karşılanması,
  • Ekonomik işbirliğinin sağlanması,
  • Üreme ve çoğalmaya uygun bir ortamının sağlanması,
  • Çocukların bakım ve eğitimlerinin gerçekleştirilmesi şeklinde dört temel ve ortak işlevinin bulunduğu saptanmıştır.

Ülkemizde de çekirdek aile tipi baskın olan aile tipidir. Yapılan araştırmalar, çekirdek aile tipinin 1972 yılında Türkiye’deki aile tiplerinin %60’ını oluşturduğu, bu oranın 2006 yılında %80’e çıktığını göstermektedir.

Modern çekirdek aile tipi sanayileşmiş toplumların başat sosyolojik özelliklerinden birisidir. Çekirdek ailenin, geniş ailede olduğu gibi, üretim yapmaya uygun bir yapı olmaması, onu, üretimin fabrikalar veya küçük ve orta boy işletmelerde yapıldığı sanayi toplumuna uygun hale getirir. Oysa geniş aile tam da kırsal toplumun veya başka bir deyişle tarım toplumunun ihtiyacını karşılayabilecek özelliklere sahiptir.

Modern çekirdek ailenin bir diğer önemli özelliği, beklenildiği gibi, kentli veya kent ailesi olmasıdır. Modern çekirdek aile ile birlikte çocukların eğitiminde aile dışındaki kurum (okul) ve oluşumların (arkadaş grupları) rolünün artmasına rağmen çocuklar eğitimleri ile ilgili aileden halen çokça etkilenmektedirler.

Modern çekirdek ailenin eğitim konusundaki önemli etkilerinden birisi çocuklara toplumsal cinsiyet rollerinin kazandırılmasıdır. Modern çekirdek aile kadın erkek ilişkileri bakımından önemli değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kentlerde yaşayan modern çekirdek aileler içerisindeki hem kadın hem erkek eş, endüstrileşmiş ekonominin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmaya, aileye ekonomik girdi yaratmaya başlamışlardır. Bu durum kadının erkek karşısındaki konumunu güçlendirmiş, ikisi arasındaki ilişkinin daha simetrik olmasına neden olmuştur.

Geleneksel Geniş Aile: Geleneksel geniş aile, birçok üyeden oluşur ve akrabalık bağları ile varlığını sürdürür. Kan bağına bağlı bir aile tipidir. Geleneksel geniş ailede, anne ve baba ailesiyle, bu anne ve babanın evlatlarının evlenerek kurdukları aileler birleşir ve böylece bu aile tipi ortaya çıkmış olur. Modern çekirdek ailenin tersine bu oranlar kırsalda yaşayan nüfusun azalması ile paralellik göstermektedir.

Geleneksel geniş aile henüz modernleşme yolundaki sosyalliklerde çok daha fazla görülmektedir. Belirtildiği gibi kırsal bölgelerde ve daha küçük nüfusa sahip köy, kasaba ve küçük şehir gibi yerleşim yerlerinde daha sık görülen bir aile tipidir. Geleneksel geniş ailede de cinsiyete, yaşa ve tecrübeye göre yapılan görev bölüşümü bu üretim tarzını destekler.

Geleneksel geniş ailede çocuklar öncelikle neslin devamını sağlama işlevleri bakımından öneme sahiptirler. Elbette yaşları ilerledikçe üretime sundukları katkının giderek artacak olması çocukları önemli kılan başka bir faktördür. Ayrıca çocukların büyüdüklerindeki en önemli sorumlulukları, geleneksel geniş ailenin yaşlılarına bakmak olacaktır.

Geleneksel geniş ailede çocuklara bilerek veya bilmeyerek verilen toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili eğitim daha belirgindir. Erkek ve kız çocukları arasında toplumsal cinsiyet rollerinin gerektirdiği davranışlarla ilgili sınır çok daha belirgindir ve bu sınırların aşılması önemli sonuçlar doğurabilir.

Modern çekirdek ailenin aksine kadın ve erkek eşlerin de rolleri oldukça belirlidir. Kadın eş, erkek eşin, çocukların ve diğer aile üyelerinin bakımından, erkek eş ise ailenin geçiminin sağlanmasından sorumludur. Geniş aile, modernleşmekte olan çekirdek ailelerin birbirleriyle olan etkileşmesiyle oluşmaktadır.

Alternatif Yaşam Biçimlerinden Doğan Aile Tipleri: Alternatif yaşam biçimlerinden doğan aile tipleri başlığı altında; tek ebeveynli aile, babasız aile, üvey aile ve birlikte yaşama ile oluşan aile yer almaktadır.

Evlilik, çeşitli işlevleriyle kişilerin iyi bir yaşam sürmesini sağlayan, ailenin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli yol olmasına karşılık aynı zamanda kişilere önemli sorumluluklar da yüklemektedir. İşte bu sorumluluklardan kaçınmaya çalışan çiftler, ayrı yaşama yolu ile tek anne veya babalı ailenin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar.

Ayrıca evlilik dışı gebelik ve doğum yapma oranlarındaki artış da tek anne veya babalı ailelerin artmasına neden olan etkenlerden birisidir. Boşanma nedeniyle aile ile ilgilenmeyen ya da babanın hayatını yitirmesi nedeni ile oluşmuş aileler babasız aile olarak tanımlanabilir.

Boşanan kişilerin önemlice bir kısmı yeniden evlenmektedir. Bu evlenmeler ile ortaya çıkan ailelere üvey aile denmektedir.

Dünyada batılı ülkelerde daha fazla olmak üzere birlikte yaşayan çiftlerin oluşturduğu ailelerde artış bulunmaktadır. Aslında bu şekilde oluşmuş aileler de birer modern çekirdek ailedir. Ancak bu çiftlerin oluşturdukları birliktelikler resmi olarak evlenmeksizin oluşturulan birlikteliklerdir.

Yerleşim Yerine Göre Aile Tipleri: Bu başlık altında aile; gecekondu ailesi, büyük kent ailesi, kasaba ailesi, köy ailesi, göçebe aile şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Yerleşim yeri değiştikçe üretim araçları ve üretim ilişkileri, tüketim alışkanlıkları ve biçimleri, aile üyelerinin birbirleri ile ilişkileri ve ailenin kendisi dışındaki aile ve yapılarla olan ilişkilerinde önemli değişiklikler olmaktadır. Ayrıca tahmin edilebileceği gibi ailenin bir yerleşim yerinde yaşıyor olması zorunlu olarak o yerleşim yerine has aile özellikleri göstermesi anlamına gelmemektedir.

Yöresel Özelliklere Göre Aile Tipleri: Bu başlık altında birçok aile tipi tartışılabilir. Ancak örnek olması bakımından taygeldi ailesi ve berdel ailesi tanımlanacaktır.

Taygeldi ailesi , karşı cinsiyetten çocukları bulunan dulların evlenmesi ile oluşur. Bu evlilik karşı cinsiyetten olan bu çocukların da evlenmesi şartıyla yapılır.

Berdel ailesi, başlık parasının bulunduğu bölgelerde bu harcamanın altından kalkılamadığı durumlarda kurulan bir aile tipidir. Aileler karşılıklı olarak çocuklarını birbirleri ile evlendirerek başlık parası ödememe yoluna gitmektedirler.

Ailenin İşlevleri

Kongar (1998), geleneksel geniş ailenin işlevlerini şöyle sıralamıştır:

  1. Ekonomik işlev: Geleneksel geniş aile bir üretim ve tüketim birimidir. Gereksinime duyulan mal ve hizmetler bu aile tarafından üretilir ve tüketilir. Gelir tek elde toplanır ve giderler tek elden yapılır.
  2. Saygınlık işlevi: Geleneksel geniş aile üyeleri toplumsal statülerini ailelerinden alırlar. Kişiler öncelikle hangi aileye mensup oldukları üzerinde değerlendirilir, o ailenin olumlu ya da olumsuz özelliklerinin yarattığı sonuçlardan etkilenirler.
  3. Koruma işlevi: Geleneksel toplumlarda, çağdaş toplumlarda olduğu gibi bireyi koruyan çeşitli kurumlar olmadığı için, kişinin korunma işlevini de aile üstenmiştir.
  4. Dinsel işlev: Geleneksel geniş ailede, aile üyelerine sadece dinsel bir eğitim verilmekle yetinilmez, aynı zamanda, tam bir dinsel birlik olarak üyelerin ibadetleri de denetlenir.
  5. Eğlenme ve dinlenme işlevi: Geleneksel geniş ailede, aile üyeleri tüm boş zamanlarını diğer aile üyeleriyle paylaşırlar. Eğlenme ve dinlenme işlevi aile tarafından organize edilir.
  6. Eşler arasında sevgiyi sağlama ve çocuk yapma işlevi: Kuşakların sürekliliği işlevi tüm aile biçimlerinin temel işlevidir. Bu işlev, aile üyeleri arasında sevgiyi ve saygıyı, bireylerin psikolojik doyumunu sağlamaktadır.

Canatan ve Yıldırım (2011) ise, ailenin işlevleri konusunda daha genel bir değerlendirme yapmışlar ve ailenin işlevlerini aşağıdaki gibi sınıflandırmıştır:

  1. Ailenin biyolojik işlevi: Bu işlev bütün aile tipleri için ortak bir işlevdir. Bütün toplumlarda şu veya bu düzeyde neslin devamını sağlayacak çocukların doğması ve bu çocuklara bakımın verilmesi ancak aile yapısı içerisinde gerçekleşebilmektedir.
  2. Ailenin psikolojik doyum sağlama işlevi: Annebaba ve çocuklar arasında, geniş aileler için diğer aile üyeleri de buna katılabilir, iletişim ve ilişkiden doğan bir işlevdir.
  3. Ailenin ekonomik işlevi: Geleneksel geniş aile, aile üyelerinin tümünün ekonomik üretime katıldığı, tüketimin birlikte yapıldığı, kırsal bölgelerde tarımla ilgilenen toplumlara uygun bir aile tipidir. Modern çekirdek aile ile birlikte, endüstrileşmiş tolumun ihtiyaçlarına paralel olarak, kadın ve erkeğin ev dışında çalıştığı, tüketim alışkanlıklarının değiştiği görülmektedir.
  4. Ailenin eğitim işlevi: İnsan doğduktan sonra genel olarak kültür şeklinde adlandırabileceğimiz dış çevre ile karşılaşmaya başladığında bu dış çevreye uyum sağlama çabası da başlamış olur. Bu sürecin ilk başladığı yer ailedir.
  5. Ailenin dini işlevi: Aileler çocuklarının yetişmelerinde kendi dini yaklaşım ve pratiklerini çocuklarına aktarmaktadırlar.
  6. Ailenin boş zamanları değerlendirme işlevi: Büyük kentlerde yaşayan modern çekirdek aile üyeleri için bu işlevi yerine getiren geniş bir hizmet sektörü oluşmuştur.

Sanayi toplumlarında yaygın olan çekirdek ailenin, geleneksel geniş ailede görülen işlevlerin birçoğunu kaybettiği, bu işlevleri diğer toplumsal kurumlara devrettiği görülmektedir.