ANAYASA II - Ünite 3: Yasama Organı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Yasama Organı

Yasama Organının Kuruluşu ve Yapısı

Yapısal olarak yasama organlarının tek veya iki meclisli oldukları görülmektedir. Federal devletler bakımından yasamanın iki meclisli olması, bu devlet düzeninin doğasından kaynaklanan bir zorunluluk olmasına karşın üniter devletlerde farklı nedenlerle iki meclislilik söz konusu olabilmektedir. Bu noktada belirleyici olan anayasa koyucunun iradesidir.

6771 sayılı Anayasa değişikliği kanunu çerçevesinde, TBMM’nin görev süresi 5 yıla çıkarılmış ve üye sayısı da 600’a yükseltilmiştir.

Seçimlerin ertelenmesine ilişkin 78. maddeye göre: savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, TBMM seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Öngörülen bu istisna dışındaki başka hiçbir sebeple seçimlerin yapılması ertelenemeyecektir.

Seçim Sistemleri

Geniş anlamda seçim sistemleri, seçim sürecinin başladığı ilk andan, seçimlerin resmi sonuçları açıklanıncaya kadar geçen döneme ait tüm konuları kapsarken; dar anlamda seçim sistemi kavramı ise, oyların sandalyeye dönüştürülmesinde izlenen yöntemi ifade etmektedir.

Seçim sistemleri seçim çevrelerinin büyüklüğüne göre tek isim (dar bölge) usulü ve liste usulü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Tek isim (dar bölge) usulünde, her seçim çevresi sadece bir milletvekili çıkarabilecek büyüklüğe sahiptir. Liste usulünde ise her seçim çevresi sahip olduğu nüfusun büyüklüğüne göre değişen sayıda milletvekili çıkarmaktadır. Liste usulünün karma liste, bloke liste ve tercihli oy olmak üzere üç çeşidi vardır.

Seçim sistemleri, oyların sandalyeye dönüştürülmesinde izlenen yönteme göre, çoğunluk sistemleri ve nispi temsil (orantılı temsil) sistemleri olmak üzere ikiye ayrılır. Çoğunluk sistemleri de basit tek turlu çoğunluk, iki turlu mutlak çoğunluk şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Nispi temsil sistemlerinde ise her siyasi parti, elde ettiği oyla doğru orantılı olarak sandalye kazanmaktadır.

Milletvekili Seçilme Yeterliliği

Milletvekili seçilme yeterliliğine ilişkin olarak 1982 Anayasasının 76. maddesinde yer alan düzenleme olumlu ve olumsuz olmak üzere iki tür koşul kümesine yer vermektedir. Buna göre:

Olumlu Koşullar:

  • 18 yaşı doldurmuş olmak
  • En az ilkokul derecesine sahip olmak

Olumsuz Koşullar:

  • Kısıtlı olmamak,
  • Askerlikle ilişiği olmamak,
  • Kamu hizmetinden yasaklı olmamak,
  • Taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olmamak,
  • Zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymemek

TBMM Üyelerinin Hukuki Statüsü

Temsili Vekâlet: Anayasanın 80. maddesine göre: “TBMM üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler. Bundan dolayı milletvekili seçilen kişi tüm ülkedeki seçmenlerin temsilcisi sıfatını taşır ve seçmenler, milletvekillerini herhangi bir sebeple azil yetkisine sahip değildirler.

Göreve Başlama: Milletvekilleri, göreve başlamadan önce Anayasanın 81. maddesinde yer alan yemin metnini TBMM huzurunda okumak zorundadırlar.

Yasama Uyumsuzluğu: 1982 Anayasasının 82. maddesi, milletvekilliği ile bağdaşmayan işleri düzenlemektedir. Milletvekilliği ile bağdaşmayan işlere, yasama uyumsuzluğu (teşriî imtizaçsızlık) denmektedir. Bu kurumun varlık amacı, milletvekillerinin yürütme karşısındaki bağımsızlıklarını korumaktır ancak modern demokrasilerde siyasal partiler yasama ve yürütme arasında güçlü bir bağ oluşturduğundan, yasama uyumsuzluğu kavramının geçmişte olduğu gibi bir etkisi bulunmamaktadır.

Yasama Sorumsuzluğu: Sorumsuzluk, milletvekillerinin meclis çalışmaları sırasındaki oy, söz ve düşünce hürriyetlerini korumak için düşünülen bir mutlak güvencedir. Milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy, söz ve düşünce açıklamaları suç teşkil etse dahi sorumsuzluk güvencesinin gereği olarak, haklarında ceza takibi yapılamamaktadır. Böylece milletvekilleri, yasama faaliyetlerine günün birinde ceza yargılamasına konu olacakları endişesiyle değil, serbestçe katılmaktadır.

Yasama Dokunulmazlığı: Bu güvencenin amacı, milletvekillerini asılsız suç isnatlarının yaratabileceği ceza davasının gözaltına alma, tutuklanma gibi tüm aşamalarına karşı korumaktır. Nitekim bu güvenceye, tutuklanmama hürriyeti adı verilmesi de bundan kaynaklanmaktadır. Bu güvencenin iki istisnası bulunmaktadır:

  • Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinin varlığı,
  • Soruşturmasına milletvekili seçiminden önce başlanmış olmak kaydıyla, Anayasanın 14. maddesini ihlal eden fiiller

Dokunulmazlık güvencesi, milletvekillerine geçici ve nispi bir koruma sağlamaktadır. Öyle ki, bu güvence TBMM kararıyla kaldırılabilmekte ve milletvekilliği statüsü herhangi bir nedenle sona erdiğinde, dokunulmazlık da kendiliğinden kalkmaktadır. Bu durumdaki bir milletvekilinin ceza yargılaması yapılabilecek; gerektiğinde, hakkında tutuklama kararı da verilerek bu karar uygulamaya koyulabilecektir.

Milletvekilliği Statüsünün Düşürülmesi: Milletvekilliği statüsünün hangi hallerde düşürülebileceği ve bu kararın usulî şartları, Anayasanın 84. maddesinde düzenlenmiştir. Bu haller şunlardır:

  • İstifa
  • Kesin hüküm giyme
  • Kısıtlanma
  • Bağdaşmazlık durumu
  • Devamsızlık hali

Anayasanın 85. maddesi, TBMM’nin milletvekilliği statüsünü düşüren kararı ile dokunulmazlık güvencesini kaldıran kararları üzerinde yargısal denetime imkân tanımıştır. Buna göre, “istifa”, “bağdaşmazlık” veya “devamsızlık” nedeniyle hakkında karar alınan milletvekili ya da bir başka milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini on beş gün içerisinde kesin karara bağlar. Aynı başvuru usulü ve süreleri dokunulmazlığın kaldırılası kararları hakkında da geçerlidir.

Mali Statüleri: 1982 Anayasası bu hususu 86. maddesinde düzenlemiştir. Bu hükme göre: TBMM üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı, en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz.

TBMM’nin Görev ve Yetkileri

  • Kanun koyma, değiştirme ve kaldırma,
  • Yürütme organının denetlenmesi
    • Yazılı soru,
    • Genel görüşme,
    • Meclis araştırması,
    • Meclis soruşturması,
  • Bütçe ve kesin hesap kanunlarını kabul etme,
  • Savaş İlanına karar verme,
  • Milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulma,
  • Genel ve özel af ilanına karar verme

Yasama İşlemleri ve Yasama İşlevinin Niteliği

Kanun

Maddi anlamda kanun, genel, soyut, objektif, kişilik dışı bir içeriğe sahiptir. Maddi kanun herkes için hak ve borç doğuran kurallara yer vermektedir. Buna karşılık şekli kanun, genel, soyut, objektif, kişilik dışı kural koymayan, sadece kanun olarak adlandırıldığı için bu vasfı taşıyan işlemlerdir. Anayasanın 87. maddesi, TBMM’ne hem maddi hem de şekli kanun yapma yetkisi tanımıştır.

Parlamento Kararları

Parlamento kararları ise TBMM’nin kanunlar dışındaki tüm işlemlerini kapsamaktadır. Parlamento kararlarını meclisin kendi çalışma usullerini düzenleyen kararlarla, Meclisin yürütme organına ilişkin kararları biçiminde sınıflandırmak mümkündür. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Anayasa, İçtüzük düzenlemeleri, milletvekili sıfatının düşürülmesi ve milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin parlamento kararları hariç, bu işlemleri genel olarak yargı denetimine tabi kılmamaktadır.

Yasama Yetkisinin Nitelikleri

Yasamanın genelliği ilkesi: Kanunun konu yönünden sınırlanmadığını, kanun koyucunun anayasaya aykırı olmamak koşulu ile her alanı kanunla düzenleyebileceğini ifade etmektedir. Yasama yetkisinin genelliği, yürütmeye saklı (mahfuz) bir alanın tanınmadığı anlamına gelmektedir.

Yasamanın asliliği (ilkelliği) ilkesi: Bir alanda kanuni düzenleme yapabilmek için kanun koyucunun, başka bir organ veya makamın ön iznine muhtaç olmadan ve araya başka bir işlem girmeksizin dilediği her alanda ilk elden kanuni düzenleme yapabilmesidir.

Yasamanın devredilmezliği ilkesi: Kanun adı altında veya ona eş değerde ya da kanun gücüne sahip hukuki işlemler yapma yetkisinin bir başka organa devredilmesinin yasaklanmasıdır.