ARAMA KURTARMA BİLGİSİ VE ETİK DEĞERLER - Ünite 7: KBRN Olaylarından Korunma ve Müdahale Teknikleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: KBRN Olaylarından Korunma ve Müdahale Teknikleri

Giriş

Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehdit riskleri, 20.yüzyıldan bu yana teknolojide yaşanan gelişmeler ve savaş stratejilerinde yaşanan değişikliklerle birlikte büyük bir artış gösterme eğilimindedir. KBRN tehditlerini günümüzde sadece askeri boyutta ele almak artık yeterli değildir, öyle ki gündelik hayatımızın parçası olan; kimya sanayi, kimyasal depolar, salgın hastalıklar, radyoaktif malzeme kullanan sağlık birimleri/hastaneler ve nükleer reaktörlerden gelebilecek tehlikeler de gündemdeki yerlerini korumaya devam etmektedir.

Kimyasal Tehlikeler

KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer); kimyasal, biyolojik, radyasyon ve nükleer tehlikeli maddelerden kaynaklanan zararlı ve tehlikeli durumların hepsini ifade etmektedir. KBRN olayları ile, geniş kitlelerin (insan ve diğer canlılar) yaşamı olumsuz yönde (yaralanma veya ölüm) etkilenmektedir. Kimyasal özelliği nedeniyle öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici özellik gösteren, sis ve yangın meydana getiren katı, sıvı, gaz ve aerosol halindeki maddeler ile yapılan savaşa, kimyasal savaş denir. Kimyasal tehlikeler; kimyasal savaş ajanları ile zehirli endüstriyel kimyasal maddelerin (ZEKM) oluşturduğu tehlikelerdir. Kimyasal savaşta amaç, hedefi etkisiz hale getirmek ya da yok etmek, korku, panik yaratmak, askeri veya sivil alt yapıları tahrip etmek veya kirletmektir. Zehirli kimyasallar, özelliklerine bağlı olarak insan üzerinde değişik etkiler göstermektedir. Bu etkiler, konsantrasyona maruz kalma süresine, vücuda girme şekline (solunum, göz veya deri) göre değişme gösterir.

Kimyasal savaş ajanları;

  • Buhar, gaz ve aerosol halinde ise solunum yoluyla,
  • Katı ve sıvı partiküller halinde ise deri yoluyla gıda maddelerine bulaşmış ise sindirim yoluyla vücuda alınır.

Kimyasal silah çeşitlerinden sinir gazları (G-ajanları); Sinir ajanları, sinir sistemini etkileyerek kasları felce uğratır, solunum ve dolaşım sistemini durdurup ölüme neden olur. Tabun, sarin, soman, VX sinir gazlarıdır. Sinir Ajanına Maruz Kalındığında bu gazın ani etkileri nedeniyle acil tıbbi yardım ve tedavi çok hızlı yapılmalıdır. Sinir gazına maruz kalınacağı önceden biliniyorsa 8 saatte bir Pridostigmin tablet alınır. Sinir gazına maruz kalınca tablet alımı kesilir ve Atropin uygulamasına geçilir.

Kimyasal silah çeşitlerinden Yakıcı ajanlar; Cildi, solunum organlarını, sindirim sistemini ve gözleri etkiler. Yakıcı gazlar, etkisini sinsice gösterir, etkileri uzun süre sonra ortaya çıkar. Genellikle sıvı ve buhar halinde bulunur. Bu gazlar Hardal, Fenildiklorhidrin, levisit, iperit ve arseniktir. Yakıcı ajanlara karşı belli bir panzehir yoktur. Koruyucu maske ile yeterli korunma sağlanmalıdır.

Kimyasal silah çeşitlerinden Boğucu Gazlar; solunum yoluyla vücuda girerek solunum yolları ve akciğerleri tahrip ederler. Akciğer ödemine yol açıp oksijen yetersizliğine bağlı ölüme neden olur. Bu gazlar; fosgen, difosgen, klorpikrin ve klor gazıdır. Boğucu gazlar için belli bir panzehir yoktur. Gaza maruz kalan hastanın tüm vücudu 1dakika içerisinde bol sabunlu su ile yıkanır. Göz kirlenmiş ise gözler bol temiz su ile 15 dakika kadar yıkanır.

Kimyasal silah çeşitlerinden Kan Zehirleyici Gazlar; vücut hücrelerinin kandaki oksijeni kullanmalarına engel olarak kan ve dokular arasında O2 ve CO2 değişimini bloke eder. Genellikle gaz veya buhar olarak atılır, solunum yoluyla vücuda girer. Gaz halinde alınmasından birkaç saniye içinde ölüme neden olacak kadar hızlı tesirlidir. Sistemik etkili gazlar , Siyanojen Klorür, Hidrojen Siyanür, Arsin ve Karbonmonoksit ’tir. Kan zehirleyici gaza maruz kalındığında Hasta, temiz havaya çıkarılır, rüzgâra karşı durulur. Hastaya, % 100 oksijen verilir. Cilt sabunlu sıcak suyla yıkanır.

Kimyasal silah çeşitlerinden Uyuşturucu Gazlar; merkezi sinir sistemini etkiler. Geçici olarak fizyolojik ve zihinsel faaliyetleri etkiler veya her iki etkiyi birden gösterir. Buhar veya aerosol halinde atılır. MSS uyuşturucuları ( BZ, kuinuklidinilbanzilat ) ve MSS uyarıcıları ( LSD ) uyuşturucu gaz çeşitleridir. Uyuşturucu Gaza Maruz Kalındığında bilinç kaybı veya koma durumu varsa solunumu rahatlatmak ve kusarak boğulmasını önlemek için koma pozisyonu verilir.

Herhangi bir yoldan nispeten yüksek dozda bir ya da birçok kez ardı ardına veya küçük dozlar halinde uzun süre organizmaya girdiğinde, anında, geçici veya kalıcı organizma bozuklukları oluşturan ya da ölüme yol açan, sanayide de kullanım alanı bulunan maddelere, zehirli endüstriyel kimyasal maddeler (ZEKM) denir.

Biyolojik Tehlikeler

İnsanlarda hastalık yapan ve geçmişte yok edilmeleri için uğraşılan bazı mikroorganizmalar tekrar üretilerek biyolojik savaş ajanı olarak kullanılmaktadır. Biyolojik silahlar; bakteri , protozoa , küf gibi mikroorganizmalar, virüsler, bitkiler veya hayvanlar tarafından üretilen toksin leri içeren kitle imha silahlarıdır. Başlıca biyolojik ajanlar;

  • Bakteri kökenli ajanlar, antraks, tifüs ve brusellosis.
  • Protein kökenli ajanlar, botulinum toksini, stafilokokal entrotoksin B, risin.
  • Virüs kökenli ajanlar, variola (çiçek), ebola, ensefalit virüsleri.

Canlı mikroorganizma ya da toksinlerinin, hastalık ya da ölüm amacıyla askeri yapılanmaları hedef alarak kullanılması, biyolojik savaş; panik ve kargaşa yaratmak için sivil halkı hedef alması ise biyoterörizm olarak tanımlanır. Biyolojik savaş ya da biyoterörizm amacıyla kullanılan mikroorganizmalara ve ürettikleri toksinlere, biyolojik ajan ya da biyolojik silah denir. Tüm mikroorganizmalar biyolojik ajan olarak kullanılabilir. Biyolojik ajana maruz kalmada C düzeyi korunma sağlanır, C tipi elbise giyilir. Biyolojik taarruzdan sonra temizlenmek için en basit ve en tesirli usul, su ve sabunla yıkanmak ve yıkamaktır. Biyolojik ajanların kullanımını önleyecek veya kullanıldıklarında etkisiz hale getirebilecek kesin hiç bir önlem yoktur.

Radyasyon ve Nükleer Tehlikeler

Maddeyi oluşturan atomların çoğu kararlı yapıdadır. Bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre fazla ise bu maddeler kararsız bir yapı gösterir ve kararlı yapıya dönüşmek için sahip olduğu fazla enerjiyi ışıma yoluyla atar. Fazla enerji; nötronların alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak suretiyle parçalanmasıdır. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere, radyoaktif madde denilmektedir. Enerjinin uzayda bir noktadan diğerine parçacıklar veya elektromanyetik dalgalar şeklinde aktarılmasına, radyasyon, ışıma ya da ışınım denir Radyoaktif madde atomu parçalanırken ve yeni bir atoma dönüşürken çevresine alfa, beta ve gama ışınları yaymaktadır.

Dünya tarihinde ilk kez atom bombası II. Dünya savaşında ABD tarafından Japonya’ya atılmıştır. Nükleer bir silahta, milyarlarca atom bir anda parçalandığı ya da birleştiği için açığa çıkan enerji, çok büyük olmaktadır. Atom silahları , atom çekirdeklerinin parçalanması, bölünmesi olayından istifade edilerek yapılmıştır. Hidrojen silahları , birden fazla atom çekirdeğinin birleşmesi, kaynaşması olayından faydalanılarak yapılmıştır. Atom ve hidrojen silahları, patladıktan sonar aynı etki özelliklerini göstermektedir. Nükleer silahların etkileri; ani ve kalıntı etkiler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Uranyum vb. maddelerin fisyon tepkimesine girerek bölünmesi sonucu ortaya çıkan çok yüksek miktardaki enerjiye, nükleer enerji denir. Nükleer enerjiyi sürekli, kontrollü ve güvenli bir şekilde ısı enerjine dönüştüren sistemlere, nükleer santral (reaktör) adı verilir. Nükleer santral, bir bomba gibi patlamaz. Birkaç dakika ile birkaç saatlik bir sürede, bir defada tüm vücudun fazla miktarda radyasyona maruz kalması sonucu oluşan belirti ve bulgularının tümüne akut radyasyon sendromu denir. Ani nükleer radyasyon maruziyetinde çok sayıda kişi kontamine olur. Bu kişilerin çoğu yaralı değil, sadece kontaminedir. Kontamine kişilerin, hastaneye aynı anda müracaat edip sistemi kilitlemelerine izin verilmemelidir. Yapılması gereken; radyasyona maruz kalan kişilerin hızla bölgeden uzaklaştırılması, arındırma, oluşan paniğin tıbbi yönetimi ve kamuoyunun bilgilendirilmesidir. Radyasyona maruziyette arındırma, yanık tedavisi ve iyot kullanımı önemlidir.

KBRN Olaylarından Korunma

KBRN Sistemleri, KBRN maddeleriyle kirlenmiş insan, silah, teçhizat, araç ve bölgelerin temizlenmesi, tespit/teşhis edilmesi ve kişinin söz konusu harp maddeleri ile kontamine (kirlenme) olmaması için korunması amacıyla geliştirilen sistemlerdir. KBRN tehlikelerinde kişisel korunmayı sağlayan malzemeler:

  • Koruyucu maske,
  • Koruyucu elbise,
  • Koruyucu eldiven,
  • Koruyucu bot ve kılıfıdır.

Düşman saldırısını önceden haber almak ve tehlikeye karşı halkı uyararak bir takım önlemlerin alınmasını sağlamak üzere ikaz ve alarm sistemleri oluşturulmuştur. İkaz ve alarm işaretleri, hazırlık ve tehlike ikazları olmak üzere ikiye ayrılır. Hazırlık ikazı, bir savaş tehlikesi durumunda yetkililerce gerekli görüldüğü takdirde radyo, televizyon vb. yayın araçlarıyla duyuru ve uyarı yoluyla yapılan ikazdır. Tehlike işaretleri sarı, kırmızı, beyaz ikaz ve radyoaktif serpinti tehlikesi (siyah) ile kimyasal savaş maddeleri tehlikesi alarmı olmak üzere beşe ayrılır.

Sarı ikazda, saldırı ihtimali var olduğunu işaret eden sarı ikaz, 3 dakika süren düz siren sesi ile duyurulur. Kırmızı ikaz saldırı tehlikesi olduğunu işaret eder. Bu ikaz, 3 dakika süren yükselip alçalan dalgalı siren sesi ile duyurulur. Radyoaktif serpinti tehlikesini işaret eden siyah ikaz , 3 dakika süreli kesik siren sesi ile duyurulur. Saldırının kimyasal silahlarla yapılması halinde ikaz, radyoaktif serpintide olduğu gibi 3 dakika süreli kesik siren sesi ile radyo ve televizyon dan verilir. Beyaz ikaz tehlike geçti işaretidir ve radyo, televizyon, hoparlör, megafon gibi araçlarla duyurulur.

Dünyada ve ülkemizde birçok yaşanmış KBRN olayı vardır: 19 Kasım 1984 tarihinde Meksiko City’de meydana gelen doğal gaz patlamasında 500 kişi ölmüş, 4000 kişi de yaralanmıştır. 1984 yılında Hindistan’da 40 tonluk bir tanktan sızan Metilizosiyanat bulutu 33.000 kişinin ölümüne, 150.000 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. 26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil’deki nükleer santralde meydana gelen kazada, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli çok yüksek radyasyon dozuna maruz kalmıştır. 11 Mart 2011 tarihinde Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrası Fukuşima nükleer santralinde oluşan yangın ve sızıntının neden olacağı etki halen ölçülememektedir. Fukuşima nükleer santralindeki kaza, Çernobil felaketinden sonra en büyük ikinci nükleer kazadır. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde Akrilik Kimya Sanayi AŞ’de meydana gelen 6400 ton Akrilonitril sızıntısı olmuştur. 20 Mart 1995 tarihinde Tokyo Metrosunda Gerçekleştirilen Sarin Gazı Saldırısı, 12 kişinin ölümü, müdahale eden görevliler ve sağlık çalışanları dahil 6.000’den fazla kişinin etkilenmesi ile sonuçlanmıştır. 31 Aralık 2001 tarihinde Amerikalı Senatörlere gönderilen şarbonlu mektuplar posta sisteminde geçtiği her yere şarbon saçarak 2’si posta görevlisi ve 1’si senatör danışmanı olmak üzere 5 kişinin ölümüne 17 kişinin hastalanmasına sebep olmuştur. Postane kapatılıp karantina altına alınarak arındırma işlemi yapılmıştır. 12 Eylül 2017 tarihinde Siirt’in Aktaş Köyündeki klor tankından klor gazı sızıntısından 135 kişi yaralanmıştır.