ARAPÇA I - (ARAPÇA-TÜRKÇE) - Ünite 5: HARF-İ CERLER VE YER ZARFLARI Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: HARF-İ CERLER VE YER ZARFLARI

HARF-İ CERLER VE YER ZARFLARI لم ُحروف الجر كانُروف ا َو ظ

Harf-i cerler sadece isimlerden önce kullanılan ve başına geldiği ismi mecrûr yapan harf ya da harf öbekleridir. Harf-i cerlerin bazıları Türkçedeki bulunma, ayrılma ve yönelme durum ekleri yerinde kullanılırken, bazıları da “ile”, “gibi”, “üzerinde”, “için” vb. anlamlarda kullanılırlar. Aşağıda sık kullanılan harf-i cerler ve anlamları bir tablo olarak verilmektedir.

ARA1001-u01-Tablo-5-1

Dikkat: ل) ِli) harf-i ceri isme bitiştiği zaman kesralı (li biçiminde), birinci tekil şahıs dışındaki şahıs zamirlerine bitiştiğinde fethalı (le biçiminde) okunur. Örnek (مُ ْھَ َ ُكْم ;hum-le : لِھ ;kum-le : لِ ِدینل : lidînihî)

Şimdi bu harf-i cerlerin işlevlerini görelim.ِ

م ْنِ َخَ ْی ِت. (Öğrenci evden çıktı)

(ر َج الّ ُب ِم ْن الب الطُ ِم ْن ال َم ْدَر َس ِة. (Kız öğrenci okuldan çıktı)

ر َج َخَ ةِ بّ ال تْ الطَ ْی ِت إلى ال . (Okuldan eve kadar koştum)

م َر من ْدَر َس ِة َك ْض ُت الب أنا ِمن الكوی ِت. (Ben Kuveyt'tenim)

إلىَ ْی ِت. (Eve gittim)

ھ ْب ُت ذ إلى البَ ظ ْر ُت إلىَ ْح ِر ن ال . (Denize baktım)

ب فيَ في ال َحقیب ِة. (Kalem çantada)

مَ ل الق أنا في البْی ِت. (Ben evdeyim)

بّ ار ِة. (Arabayla gittim)

ھ ْبِ ـال َّسـی ذ ُت ب بـالجا ِم َع ِة. (Üniversitede okuyorum)

(أ ْد ُر ُس علىَ ِة. (Kitap masanın üzerindedir)

ا ِو ال ِكتا ُب علىّ ل الطُ على ال َّرصی ِف. (Bisiklet kaldırımdadır)

الَّ د َّرا َجةِ لََ ة. (Çanta öğrencinindir)

ال َحقیبِ بّ الِ لطُ ل ة ذ لل َّصلا ِة. (Camiye -mescide- namaz için gittim)

ھ ْب ُت إلى ال َم ْس ِجِدَ ع ْنَ َعن ْب ُت ِش ْعًراِ م َكتِّ عل َم (Öğretmen hakkında şiir yazdım) .

الَ عیٌد َعن َم ْص ِرَ ی ِت. (Banka eve uzaktır)

Dikkat: Arapçada بعید) uzak) kelimesi, daima عن َharf-i ceri ile kullanılır (-den uzak), ne var ki Türkçede –den uzak kullanımından ziyade –e uzak kullanımı yaygındır. Dolayısıyla bu cümleyi “Banka evden uzaktır.” biçiminde Türkçeye aktarmak da yanlış değildir. َكٌ أن ِتال . (.güzelsin gibi gül Senَ

و ْر َدِة َك َجمیلةْ ُمَ ْح ِر ال َك . ْ ِعلب) ْİlim deniz gibidir.)

Arapçada yer bildiren zarflar genellikle isim tamlamasının tamlanan kısmını oluştururlar ve tamlayanları olan isimler, hep kendilerinden sonra gelir ve daima “mecrûr” olurlar. Yer zarflarının son harfleri, bazı özel durumlar hariç, daima fetha ile harekelidir. Bunlar, genellikle “nerede” sorusuna cevap olan sözcüklerdir. َ◌سا َر (solunda) َمی َن (sağında) یِ َب (yanında)

نَد/ِع جانخا (dışındaِ)

ر َجدا ِخ (içinde)

ل أمام (önünde)

ح َت تْ َف (arkasında)

(و َقَ ْی َن (üstünde)

و َسط(ortasında) ََ

ARAPÇADA İSİM CÜMLESİ

َّةال ُجملة الا ِسمی

Arapçada isimle başlayan cümleye isim cümlesi denir. İsim cümlesi iki ögeden oluşur. 1) Mubteda 2) Haber

Mubteda: İsim cümlesinin öznesinin adıdır. Daima merfûdur. Çoğunlukla belirlidir. Cümleye genellikle bu öge ile başlanır.

Haber: Cümlenin yüklemi olan ögedir. Daima merfûdur. Genellikle mubtedadan sonra gelir.

ARA1001-u05-Goruntu-5-1

Ref alâmeti sondaki damme

كْن ٌز. Haber merfû

Ref alâmeti sondaki damme Mubteda ile haber birbirinden kopuk iki öge değildir, tersine aralarında sağlam bir bağ vardır. Haber olan sözcük, mubtedaya aşağıdaki yönlerden uymak zorundadır: 1- Erillik-dişillik yönünden: Mubteda erilse haber de eril, mubteda dişilse haber de dişil olmak zorundadır. ARA1001-u05-Goruntu-5-2 2- Sayı yönünden: Haber mubtedaya tekillik, ikillik ve çoğulluk yönünden uymak zorundadır. ARA1001-u05-Goruntu-5-2 Mubteda her zaman merfû olduğu için, mubteda olan bir ismin yerini tutacak zamir de doğalolarak ayrık özne zamiri, yani merfû munfasıl bir zamir olacaktır. Aşağıdaki cümlelerde mubtedanın ayrık özne zamirinden (merfû munfasıl zamir) oluştuğunu, zamirlerin ikil ve çoğula dönüşmesiyle birlikte hem erilde hem de dişilde haberin nasıl değiştiğini fark ediniz. ARA1001-u05-Goruntu-5-3 Zamirler mebnîdirler, yani harekeleri hiçbir zaman değişmez. Bu yüzden ref veya nasb ya da cer alâmeti zamirlerde aranmaz. İrabı yapılırken, cümle içinde hangi ögenin yerindeyse, o ögenin alması gereken hareke kastedilerek mahallen (yani, bulunduğu yer bakımından) merfû, mahallen mansûb veya mahallen mecrûr denir.

HABER ÇEŞİTLERİ

َ ْنو ُ اع ال َخبر

1- Haberin Mufred Olması ( 2. düzey başlık) “Mufred” sözcüğünün kelime anlamı “tekil” olsa da, “haberin mufred olması”, haberin tekil olması demek değildir. “Haberin mufred olması” demek, haberin cümle veya şibih cümle olmaması demektir. Başka bir deyişle, haberin tekil veya ikil ya da çoğul olan tek bir kelimeden ibaret olması demektir. Dolayısıyla mufred olan haber tekil bir kelime olabileceği gibi, ikil veya çoğul bir kelime de olabilir. ARA1001-u05-Goruntu-5-4 Yukarıdaki cümlelerde haber olan sözcükler sayıca tekil, ikil veya çoğul olsalar da haber çeşidi bakımından “mufred”dirler. Arapça bir kelime, düzensiz çoğulların gayri âkil grubuna ilişkin bir çoğul ise, tekil-dişil bir kelime gibi işlem görür. Aşağıdaki örneklerde düzensiz çoğul olan mubtedaların haberlerinin tekildişil yapıda kullanılmış olduğunu fark ediniz.

ARA1001-u05-Goruntu-5-5

1- Haberin Cümle Olması (2.düzey başlık)

Haber bir isim cümlesi veya bir fiil cümlesi olabilir. Haberin isim cümlesi olması hususu daha ileri düzey bir Arapça gerektirdiğinden burada ele alınmayacaktır. Haberin fiil cümlesi olması demek, mubtedadan sonraki kısmın bir fiille başlaması demektir. Tek bir fiil bile, gizli öznesiyle birlikte bir cümledir. Cümlelerin i‘râbı mahallen’dir. Yani bulundukları yer bakımındandır. İ‘râbı mahallen olan ögeler için ref veya nasb ya da cer alâmeti aranmaz. Burada fiille başlayan cümlenin yeri, mubtedanın haberine ait bir yerdir, yani “haber”in yeridir. Haber, daima merfu olmak zorunda olduğu için, fiille başlayan cümle mahallen merfû olur. Örneğin;

ARA1001-u05-Goruntu-5-6

3- Haberin Şibih Cümle Olması (2. düzey başlık)

Haber bir şibih cümle olabilir. “Şibih cümle”nin kelime anlamı, “cümlemsi”dir. Kavram olarak anlamı ise, mubtedanın haberinin:

a) Harf-i cer ve mecrûrundan oluşması (harf-i cer ve kendisinden sonra gelen mecrûr isme kısaca “câr-mecrûr” denir); ya da b) Bir zarftan ibaret olması durumudur.

Mubteda merfû, ref alâmeti sondaki damme Haber mahallen merfû çünkü fiil cümlesi Mubteda merfû, ref alâmeti sondaki damme Haber mahallen merfû çünkü fiil cümlesi Bir başka ifadeyle, haberin câr-mecrûr veya zarftan oluşması durumuna “şibih cümle” diyoruz. Şibih cümle, her ne kadar gerçek bir cümle olmasa da, onun i‘râbı da mahallen’dir ve şibih cümle olan haberde ref alâmeti aranmaz, “mahallen merfû” denir.

ARA1001-u05-Goruntu-5-7

HABERİN MUBTEDADAN ÖNCE KULLANILMASI

تقدم الخبر على المبتدأ

Mubteda belirsiz bir isim olarak değil de belirli bir isim olarak kullanıldığında her zaman cümlenin başında gelir. Ancak mubteda belirsiz bir isim, haber de şibih cümle olursa, bu durumda haber mubtedadan önce gelmek zorundadır. Yani haberin mubtedadan önce kullanılma zorunluluğu ancak iki koşulun gerçekleşmesi ile söz konusudur:

  1. Mubteda belirsiz olacak,
  2. Haber de şibih cümle olacak. ARA1001-u05-Goruntu-5-8