ARAPÇA III - (ARAPÇA-TÜRKÇE) - 5.ÜNİTE: Nasb Edatları Özeti :

PAYLAŞ:

5.ÜNİTE: Nasb Edatları

5.ÜNİTE:Nasb Edatları

قواعد: أَدَوات النَّصْب

Arapçada muzâri fiilin (şimdiki ve geniş zamanın) irâbında üç farklı durum söz konusudur. Bunlar: 1. Ref durumu: Muzâri fiil herhangi bir ön ek/edat almadığında ref durumunda (merfû) olur. 2. Nasb durumu: Muzâri fiilin başına nasb edatlarından biri geldiğinde nasb durumunda (mansûb) olur. 3. Cezm durumu: Muzâri fiilin başına cezm edatlarından biri geldiğinde cezm durumunda (meczûm) olur. Nasb, hem isimlerle hem de fiillerle ilgili bir kavramdır. İsimlerin nasb durumlarını Arapça 1 kitabının 3. Bölümünde ele almıştık. Fiillerin nasb durumları ise kendilerinden önce nasb edatlarının gelmesiyle oluşur. Belli başlı nasb edatları: حتَّى، لِ، لِكَيْ كَيْ، لَنْ، أَنْ

Fiillerin nasb durumları yani mansûb oluşları fiillerin son harflerinin harekeleri veya son ekleriyle alakalıdır. Bir fiilin nasb olması “Fiilin sonunun ‘fetha’ ile harekelenmesi veya ‘fetha’ harekesinin yerine geçecek başka bir alâmeti barındırması durumudur.” Üzerinde nasb alâmeti barındıran bir fiile “mansûb” (yani nasb edildilmiş) denir. Her fiil kipi için nasb söz konusu değildir, yalnızca başında nasb edatı bulunan muzâri fiiller mansûbdur. Kısaca sadece muzâri fiiller nasb edilebilir.

Nasb Alâmetleri

Merfû haldeki muzâri fiil başında bir nasb edatı kullanıldığında aşağıdaki işlemlerden biri ile mansûb yapılır. Başka bir deyişle, aşağıdaki işlemler, bir muzâri fiilin nasb edilmiş olduğunun göstergeleri, alâmetleridir:

\1. Muzâri fiilin son harfinin damme harekesinin fethaya çevrilmesi:

Bildiğiniz gibi bir muzâri fiilin 3. tekil şahıs eril ve dişil, 2. tekil şahıs eril ve 1. tekil ve 1. çoğul şahıs yapıları sonlarına ek almazlar, son harflerinin harekeleri damme’dir. Aslında bu damme, fiilin merfû oluşunun alâmetidir ve “fetha” harekesine dönüştüğünde fiil mansûb olmuş olur. Fiilin nasb edilmiş olduğunun alâmeti, yani nasb alâmeti, damme harekesinin fethaya dönüşmüş olmasıdır. Ama biz kısaca, nasb alâmeti “fetha” deriz. Şimdi bunu, ilgili muzâri fiil yapılarının başına bir nasb edatı, mesela (أَنَّ) getirerek örneklendirelim:

img3131

Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki örneklerde damme ile merfû olan muzâri fiiller, bir nasb edatı olan (أنْ) dolayısıyla mansûb oldular. Bu örneklerde mansûb fiillerin nasb alâmetleri, sonlarındaki damme harekesinin “fetha”ya dönüşmüş olmasıdır; kısaca “fetha”dır.

\2. Merfû haldeki muzâri fiilin sonunda bulunan (ـين), (ـون), (ـان) eklerindeki nûn’ların düşürülmesi.

  1. ikil eril ve dişil şahıslarda, 3. ve 2. çoğul eril şahıslarda ve 2. tekil dişil şahısta fiilin sonuna gelen eklerdeki nûn’ların varlığı ref alâmeti iken, düşürülmesi nasb alâmetidir. Şunu da unutmayalım ki, eril çoğullarda düşürülen nûn harfinin yerine vâv’lardan sonra mutlaka bir elif harfi getirilir.

Şimdi bunları yine muzâri fiilin ilgili yapılarını (أَنْ) ile kullanarak örneklendirelim:

img3131

Not: Muzâri fiilin 3. ve 2. Çoğul dişil formlarındaki nunlar (nûn-u nisveler) fiile bitişik özne zamiri olmaları dolayısıyla hiçbir zaman düşmezler, her durumda varlıklarını muhafaza ederler. Örnek:

img3131

Muzâri fiilde nasb alâmetleri, fiilin sonundaki dammenin fethaya dönüşmesi, nûnu nisve hariç olmak üzere muzâri fiilin sonuna eklenen nûnların düşmesidir.

Dikkat: Nâkıs fiillerin muzâri çekimlerinde illet harfinin damme harekesini taşıyamadığını görmüştük. Bu fiillerin başında nasb edatı geldiğinde ‘aynu’l-fiil damme veya kesra ile harekeli ise son harfin fethalandığına dikkat ediniz.

img3131

Şimdi muzâri bir fiili أن ile çekelim ve muzâri fiilin sonunda meydana gelen değişimi nasb alâmetleri yönünden inceleyelim:

img3131

Nasb edatlarından her birinin kendine özgü anlamı vardır. Nasb edatlarını anlam bakımından dört kategoriye ayırabiliriz:

\1. لَنْ “-meyecek,-mayacak”

Bir işin gelecekte yapılmayacağını ifade eder. لَنْ’li kullanımda anlamı pekiştirmek amacıyla bazen (أبداً - aslâ) sözcüğü de kullanılır.

لَنْ أَسْكُتَ.

لَنْ أدَخِّنَ أبَداً.

\2. أن “-mek, mak, meyi, mayı”

Fiile mastar anlamı veren bu edatın anlamsal olarak farklı kullanımları vardır: a. Genel olarak istemek, sevmek, hoşlanmamak, ummak, istemek, ihtiyaç duymak, çabalamak gibi fiillerle birlikte kullanılır.

أرِيدُ أنْ أَدْرُسَ الأدَبَ.

آمُلُ أنْ أَقْرَاَ مذَكَّراتِهِ قريباً.