AVUKATLIK VE NOTERLİK HUKUKU - Ünite 6: Noterliğin Tanımı, Niteliği ve Hukuktaki Yeri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Noterliğin Tanımı, Niteliği ve Hukuktaki Yeri

Noterliğin ve Noterlik Hukukunun Tanımı

Noter kelimesi, Latince notarus ’tan gelir ve not tutan, süratle yazı yazan, seri yazı yazan anlamını taşır. Tarihin her devresinde kişiler arasındaki hukuki ilişkilerin belirli şekillere uygun olarak düzenlenmesi ve bunlara resmiyet verilmesi lüzumu hissedilmiş ve böylece günün ihtiyaçlarına göre gelişim kaydederek bugünkü noterlik müessesi doğmuştur.

Noterlik esas olarak 18 Ocak 1972’de kabul edilen, 5 Şubat 1972 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan 1512 Sayılı Noterlik Kanunu’nda tanımlanmış ve düzenlenmiştir. Noterlik Kanunu’nun 1 inci maddesinde, “Noterlik bir kamu hizmetidir” denilerek Noterliğin kamusal yönü ortaya konmuştur. Kanunun 1. maddesinin ikinci cümlesindeki “Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar.” biçimindeki tanım, Noterliğin kanuni tanımıdır.

Noterliğin ana eylemi tespittir. Dolayısıyla uyuşmazlıkların içinde olamazlar, yarar ve çekişmelerin tarafı değil, belki de yalnızca tespitçisi olabilirler.

Noter hukuki güvenliği sağlamak ve hukuki anlaşmazlıkların doğumunu önlemek amacı ile kamusal yetki kullanan, serbest meslek erbabıdır. Avukatlık ve noterlik sonuç itibariyle birer meslektir.

Noterlik müessesesinin hukuk sistemi içindeki yeri ile diğer hukuk dallarıyla olan ilişkisini inceleyen bilim dalına noterlik hukuku denir.

Noterlik müessesini daha çok özel hukuk içerisinde yer alan hukuk dallarıyla ilgili işlemlerde hizmet verdiği gerçeğini göz önüne almak gerekir. Noterlerin görevlerine giren işlerin daha çok şekle ilişkin olması, (tanzim, tasdik, tescil) Noterlik Hukukunun, Medeni Usul Hukukuna yakın bir hukuk dalı olduğunu göstermektedir.

Noterliğin Kurulması ve Yetki Çevresi

Noterlik Kanununun 2. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Her asliye ve münferit sulh mahkemesinin bulunduğu yerde, o mahkemenin yargı çevresindeki noterlik işlerini görmeye yetkili olmak üzere bir noterlik kurulur.”

Noterlik kurulması Adalet Bakanlığının yetkisindedir. Adalet Bakanlığına, bir yerde birden fazla noterlik açma ve bir yerde bulunan birden fazla noterliklerden birisini kapatma yetkisini kullanmadan önce Türkiye Noterler Birliği’nin mütalaasını alma yükümlülüğü getirmiştir. Ancak Adalet Bakanlığı sadece mütalaa almaktadır, son ve tek karar mercii Adalet Bakanlığı’dır, Noterler Birliği’nden alınan mütalaa bakanlığa yol göstericidir.

Yetki konusunda Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 26.4.1973 tarih ve 14070 sayılı genelge ile Türkiye Noterler Birliği tarafından 4.2.1974 tarih, 267 sayı ve 4 numaralı genelgeler çıkartılmıştır. “Bu genelgeler gereğince, bir noterlik işleminin herhangi bir yer noterliğinde yapılabilmesi için, işlemin taraflarından en az birinin ilgili noterliğin yetki çevresi içinde oturması veya işyerinin bulunması ya da işlemin aynı sınırlar içinde yapılacak bir işe ait olması gerekmektedir.”

Noterliklerin yetki alanının belirlenmesinde Noterlik Kanunu’nda görülen eksiklik, yetkisiz bir noterlikte yapılan işlemlerin akıbeti konusunda düzenleme bulunmamasıdır. Ancak, noterlikte yapılan işlem kesin yetki kuralına bağlanmış ise yargılamanın ve işlemin her aşamasında bu yetkisizlik hususu ileri sürülmektedir. Bunun dışındaki durumlarda ise yetkisizlik bir ilk itiraz olarak ileri sürülmelidir.

Noterliklerin Sınıflandırılması

Noterlik Kanunu’nun 4 üncü maddesi, noterliklerin dört sınıfa ayrılmasını öngörmüştür. İlk üç sınıf noterlik, her noterliğin yetki çevresi içindeki nüfus, iş yoğunluğu ve noterlik geliri esas tutularak sınıflandırılır (NK.m.4/3). Noterlerin sınıflandırılması Noterler Birliği’nin mütalaası alınarak Adalet Bakanlığı’nca yapılır (NK. m.4/2).

Birinci, ikinci ve üçüncü sınıf noterliklerin başında birer noter bulunur (NK.m.22 vd.). Buna karşılık, dördüncü sınıf noterlikler, o yerin bağlı bulunduğu Adalet Komisyonunun görevlendirme yazısı üzerine, Adalet Bakanlığı’nca görevlendirilerek kâtip sınıfından bir adalet memuru tarafından geçici olarak yönetilir ve bu kimselere “geçici yetkili noter yardımcısı” adı verilir.

Noterliğin Özelikleri

Kamu Hizmeti Olma Özelliği

Noterler, mesleki faaliyetlerini, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde mesleki kuruluşlar olan Noterler Birliği’nin denetim ve gözetimi altında sürdürürler.

Noterliğin kamu hizmeti niteliği, gereksinim duyan herkesin bu faaliyetlerden yararlanabilmesini gerektirir.

Noterlik Kanunu’nun 1. maddesinde kamu hizmeti olarak tanımlanan noterliği, ifa eden noterlerin memur olup olmadığı konusu önemlidir. Noterlik Kanunu’nda bu konuya ilişkin açık bir yoktur. Ancak bu Kanunun, noterleri memur olarak kabul etmediği dolaylı bir şekilde anlaşılmaktadır.

Noterlik Kanunu’nun 151 ve 152. maddelerinde, noterlere Türk Ceza Kanunu’nun memurlara ait hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Yine Noterlik Kanunu’nun 40. maddesinde de noterlik dairesinin resmi daire kabul edilmemiş, resmi daire “sayıldığı” hükme bağlanmıştır.

Sonuç olarak Noter, idare hukuku anlamında bir kamu görevlisi değildir. Ancak hukuken tanınmış iktidar ve yetki kullanmak suretiyle bir kamu görevi ifa etmektedir.

Serbest Meslek Olma Özelliği

Noterliğin sıradan bir serbest meslek olduğunu söylemek de doğru olmaz. Çünkü noterler her ne kadar serbest meslek olarak kabul edilseler de istedikleri yerde iş göremez, istedikleri ücretle iş yapamaz, ücrette pazarlık edemez, kendilerine ait ücretten de indirimde bulunamaz (NK.m.50.III) ve reklâm yapamazlar.

Noterlerin Adalet Bakanlığı’nca atanmaları, aynı Bakanlıkça işten el çektirilmeleri ve izin kullandırılmaları, adı geçen Bakanlığı neredeyse noterlerin işvereni statüsüne sokmaktadır.

Noterlik; iddia, savunma ve yargı makamlarına gelmeden, hukuki sorunları daha oluşmadan engellemesi nedeniyle hukuk devletinin inşasında önemli bir unsurudur.

Noter, faaliyetlerinde kanun ve mevzuatın çizdiği sınırlar içinde hareket etmek zorundadır. Noter önüne gelen işi hukuka aykırı olmadıkça reddetme ya da yapmama hakkına sahip değildir.

Noter - iş sahibi ilişkisinde iş sahibinin iradesi ve hedeflediği amaç çok büyük önem taşımaktadır. İş sahibi, iradesinin, amacının, taleplerinin tam olarak metne aktarıldığı ve notere verdiği sırların ifşa edilmeyeceği hususunda tam inanca sahiptir. Aynı durum noter açısından da söz konusudur, noter konuya ilişkin tüm bilgi ve taleplerin kendine aktarıldığından emin olmak ister.

Noterliğe Kabul ve Mesleğe Giriş

N.K. 7’nci maddesinde yer alan noterlik mesleğine giriş için gerekli olan şartlar on üç tanedir:

  1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak
  2. 21 yaşını bitirmiş ve 40 yaşını doldurmamış olmak,
  3. Türk hukuk fakültelerinin birinden mezun olmak veya yabancı bir memleket hukuk fakültesinden mezun olup da, Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak,
  4. Kesinleşmiş bir kararla yüz kızartıcı bir suçtan veya ağır hapsi gerektiren bir cürümden mutlak olarak yahut kasti bir cürümden bir sene veya daha fazla hapis cezası ile hüküm giymiş olmamak,
  5. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesine göre devlet memurluğuna atanmaya engel bir mahkûmiyeti bulunmamak,
  6. Kesinleşmiş bir ceza veya disiplin kararı sonucunda hâkim, savcı, memur yahut avukat olmak niteliğini kaybetmiş bulunmamak,
  7. Noterlik mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmamak,
  8. Noterlikle ve noter stajyerliği ile birleşemeyen bir işle uğraşmamak,
  9. Mahkeme kararı ile kısıtlanmış olmamak,
  10. İflâs etmiş ise itibarı iade edilmiş olmak, (hileli ve taksirli müflisler itibarları iade edilmiş olsa bile kabul olunmazlar),
  11. Hakkında aciz vesikası verilmiş ise bunu kaldırmış bulunmak,
  12. Noterlik görevini devamlı ve gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul olmamak,
  13. Staj yapılacak yerde ikametgâhı bulunmak.

Görüldüğü üzere, Noter olabilmenin ön koşulu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktır. Ayrıca, kısıtlı olanlar noterlik yapamaz.

Noterlik Stajına Tabi Olmayanlar

N.K. m. 5’ e göre Noter olabilmek için noterlik stajını tamamlayarak Noterlik Belgesini almış olmak şarttır. Ancak Noterlik Kanunu’nun 6. maddesi istisnai olarak bazı kişilerin bu stajı yapmaksızın noter olabilmelerine imkân sağlanmıştır. Bunlar;

  1. Adli veya askeri hâkimlik yahut savcılıklara atanmış olanlar,
  2. Avukat unvanını kazanmış olan veya Avukatlık Kanunu’na göre staj ve avukatlık sınavı şartlarından bağışık olarak avukatlığa kabul olunmaya hak kazanmış bulunanlardır.

Uygulamada noterlik stajı yapanlara pek rastlanmamaktadır. Çünkü avukatlık, savcılık ya da hâkimlik stajı yapmak noterlik yapmak için yeterlidir. Bu yüzden uygulamada noterlik yapanlar hak kaybına uğramamak için avukatlık stajını yapıp, noterliğe başlamaktadırlar.

Noterliğe Atanma

Bir noterliğe bir noterin atanabilmesi için ilk adım olarak bir ilân yapılması gerekmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak bu ilânlarda, boşalan ve üçüncü sınıfa geçirilen noterliğin bir önceki yıla ait gayrisafi geliri, açılan noterliğin ise emsallerine göre Adalet Bakanlığı’nca tahmin edilecek gayrisafi geliri ve isteklilerin hangi belgelerle birlikte başvurmaları gerektiği gösterilir.

Noterin ataması Adalet Bakanlığı’nca yapılır. Atama yapılırken, aynı sınıftan noterlerin meslekteki kıdemleri, kıdemde eşitlik halinde sicillerine göre yeterlik dereceleri esas alınır.

Aynı kıdem ve yeterlilikte olanlardan Almanca, Fransızca, İngilizce veya İtalyanca dillerinden en az birini bildiğini yönetmelikte gösterilecek şekilde belgelendirenler diğer isteklilere, bu dillerden biri ile öğretim yapan yabancı hukuk fakültelerinden birini bitirmiş olanlar diğerlerine, hukuk doktoru olanlar hepsine tercih edilir. Buna göre de şartlar eşit olursa hukuk fakültesi mezuniyet tarihindeki önceliğe bakılır. Hukuk fakültesi, mezuniyet tarihi de aynı ise atanacak olan, ad çekilerek belirlenir.

Atanan Noterlerin Göreve Başlaması

Noterlik Kanunu’nun 30 uncu maddesine göre, noter sıfatı, noterliğe atama kararının tebellüğü ile kazanılır. Bir noterliğe atanan veya nakledilenler, atama veya nakledilme kararının tebliğinden itibaren bir ay içinde yeni görevine başlamak zorundadırlar.

Noterlik Görevinin Sona Ermesi

  1. Yaş tahdidine tâbi tutulması: Kanun koyucu 65 yaşını dolduran noterlerin görevlerinin sona erdiğini kabul etmiştir.
  2. Noterin istifa etmiş sayılması: Atanan veya nakledilen noterin atama veya nakledilme kararının tebliğinden itibaren bir ay içinde, haklı bir sebep olmaksızın göreve başlamaması veya atanma yahut nakledilme isteminden vazgeçme dilekçesinin, atama ve nakil kararının kendisine tebliğinden sonra Bakanlığa veya Cumhuriyet Savcılığına verilmesi halinde, bu kimse noterlik mesleğinden istifa etmiş sayılır. Teminat paralarını süresi içinde yatırmayan veya noksan yatıran notere, Adalet Bakanlığınca teminatını tamamlaması için bir ay’ı geçmemek üzere uygun bir süre verilir. Bu süre içinde de teminatını tamamlamayan noter istifa etmiş sayılır.
  3. Meslekten çıkarma cezası alması: Noterlik Kanunu’na göre bir daha atanmamak üzere noterlikten çıkma cezası alınması noterlik görevini sona erdirir.
  4. Başka bir noterliğe atanması veya nakledilmesi: Kendi sınıfında veya yukarı sınıfta başka bir noterliğe atanan veya nakledilen noter, atama yahut nakledilme kararını tebellüğ ettiği tarihte yeni noterlik sıfatını kazanmakla beraber eski noterlik sıfatı da sona erer.
  5. Noterlik Kanunu’nun 7 inci maddesindeki (ikinci bent hariç) şartlardan birinin kaybedilmesi halinde noterlik görevi sona erer.
  6. Noterin meslekte yeterli olmadığının anlaşılması halinde görevine son verilir.
  7. Noterin istifa etmesi: Noterler kendinden kaynaklanan veya iradi nedenlerle noterlik görevlerini iradi olarak sonlandırabilirler.
  8. Ölüm: Ölmesi durumlarında noterlik görevi sona erer.