BAKIM ELEMANI YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME II - Ünite 6: Engelli Bireylerde Cinsellik, Hastalıklar ve Bakım Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 6: Engelli Bireylerde Cinsellik, Hastalıklar ve Bakım
Cinsellik, hakkında yanlış ya da eksik bilgiye sahip olunan konuların basında gelmektedir. Ne kadar eğitimli olurlarsa olsunlar aileler hala çocuklarıyla bu konuları konuşmakta zorlanmakta ve çocuklar bu bilgileri genellikle birbirlerinden öğrenmek durumunda kalmaktadırlar. Engelli bireylerin yaşamları boyunca karşılaşacakları temel sorunlardan biri de cinselliktir. Bakım hizmeti verenlerin engelli bireyleri bu konuda hayata hazırlamaları ve etkili bir eğitim verebilmeleri için öncelikle bu konuya ilişkin bilgileri doğru bir kaynaktan öğrenmeleri gerekmektedir.
Cinsiyet Kavramı
Cinsiyet bedenin biyolojik bir özelliğidir. Biyolojik cinsiyet kavramı temel olarak kadın ve erkek arasındaki bedensel farklılıkları ifade eder. Kadın ve erkeğin farklı üreme organlarına sahip olması biyolojik cinsiyet ayrımının temelini oluşturur. Erkeklerde XY, kadınlarda XX olarak sembolize edilir. Ancak bazen her iki cinsiyet organı aynı bireyde, bir arada görülebilir. Hermafroditlik olarak adlandırılan bu durum erdişilik olarak da bilinmektedir. Böyle bir durumda doktorlar çeşitli hormon testleri yapmakta ve bu test sonuçlarına göre çocukların ameliyatla hangi cinsiyet organına müdahale edileceği belirlenmektedir.
Cinsel Gelişim Dönemleri ve Bireylerde Görülen Değişim ve Sorunlar
Engelli olsun ya da olmasın tüm bireyler cinsel gelişim dönemlerine göre fiziksel ya da psikolojik açıdan birçok değişim yasamaktadır. Uterus doğum öncesinde, embriyo veya fetüsün dışarıdan gelebilecek soğuk, kuruma, sıkışma ve çarpışmalara karsı korunmasını sağlar. Uterus halk arasında rahim ya da döl yatağı olarak da bilinen ve memeli hayvanlarda bulunan gebelik organıdır. Çok güçlü kaslardan oluşan uterus, döllenmiş yumurtanın doğuma kadar geçen süre içinde barındığı yerdir. Döllenmeden doğuma kadar geçen süre içinde bebeğe çok korunaklı bir ortam sağlar.
Çocukluk Döneminde Bireylerde Görülen Değişim ve Sorunlar
Çocukluk döneminde tüm bireylerde görülen cinsellikle ilgili değişim ve sorunların orta-ya konulabilmesi açısından öncelikle çocukluk döneminin açıklanması gerekir. Çocukluk Dönemi Çocukların korku, şiddet ve istismardan korunabilmek için yetişkinlere ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Bağımsız yasama geçişte özellikle ebeveynler ve bakıcılar çok büyük önem taşımaktadır.
Bireylerin Çocukluk Döneminde Yasadıkları Değişim ve Sorunlar
Çocuk doğduğu andan itibaren en temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik davranışlar içine girer. Ancak Freud’a göre bu temel ihtiyaçların tatminine yönelik güdülerin içerisinde bile aslında cinsel içgüdüler vardır. Bebeklerin zevk aldığı bölgeler zamanla cinsel organlara yönelir ve süt çocuğu dönem inde cinsel organa dokunma ve ovuşturma gibi davranışlar göstermeye baslar. Çocuğun cinsel organına dokunması ve ovuşturması göreli olarak zararsızdır. Bu tür davranışlar gösteren çocuğu cezalandırmak olumsuz davranışlara yol açabilir. Bunun yer ine çevresel düzenlemeler yapmak çok daha olumludur.
Çocukluk döneminde ortaya çıkan bir başka durum da kız ve erkek çocuklarının birbirlerinin cinsel organlarını gördüklerinde ne olduğunu anlamada yasadıkları zorluktur. Erkek çocukları kızların cinsel organlarının onları cezalandırmak için kesildiğine inanırken, Freud’a göre kızlarda bu durum utanma ve kıskanma olarak ortaya çıkabilmektedir.
Ergenlik Döneminde Bireylerde Görülen Değişim ve Sorunlar
Ergenlik döneminde tüm bireylerde görülen cinsellikle ilgili değişim ve sorunların ortaya konulabilmesi açısından öncelikle ergenlik döneminin açıklanması gerekir.
Ergenlik Dönemi
Ergenlik fiziksel ve psikolojik olarak çok büyük bir değişimin gözlendiği dönemdir.
Bireylerin Ergenlik Döneminde Yasadıkları Değişim ve Sorunlar
Ergenlik cinsel anlamda insan vücudunun en fazla dönüşüme uğradığı dönemdir. Türün devamını sağlayan bu değişimler çocukta şaşkınlık, garip olarak adlandırılabilecek davranışlar (defalarca lamba açıp kapama gibi) ve çok ciddi bir psikolojik dönüşüm ile kendini gösterir. Ergenliğin başlama yaşı iklim, bireyin fiziksel özellikleri veya ırklara göre farklılıklar gösterebilir. Bazı bölgelerde, kızlarda ergenliğe ilk adım olarak görülen adet döngüsünün (menstruasyon) başlaması fiziksel olarak ani büyümenin de başlaması anlamına gelir. Adet kanaması kızlarda genel olarak 11-15 yaslarında başlamakta ve yaklaşık 25-40 yıl boyunca her ay devam etmektedir. Adet kanaması olgunlaşmış bir yumurtanın döllenme olmadığı için parçalanması ve vücuttan atılmasıdır. Yaklaşık 28 günde bir olan bu kanama 3-7 gün boyunca sürer. Genç kızların yeni karşılaştıkları bu durum utanç verici ya da suçluluk duygusu uyandıracak bir sorunmuş gibi algılanabilir. Bu nedenle adet kanaması başlamadan önce konu ile ilgili bilgilendirilmeleri bu durumun normal olduğu, her kadının bunu yasadığı, utanılacak ya da gizlenecek bir durumun olmadığı anlatılmalıdır. Ayrıca temizliğin önemi vurgulanmalıdır. Özellikle engelli bireylerin temizliğin düzgün bir şekilde yapılmamasından kaynaklanabilecek hastalık ve kokulara ilişkin bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Kızların ergenliğe adım atmasının başlangıcı olarak adet görme gösterilirken, erkeklerde ilk boşalma (ejekülasyon) ergenliğin başlangıcı kabul edilmektedir. Ergen erkeklerde 11-16 yasları arasında uyku sırasında boşalma görülmesi doğaldır.
Bakım ihtiyacında olan engelli bireylerde ise bu bilgiler sadece bakım hizmeti verenler, psikolog, hemşire gibi diğer meslek elemanlarından edinilecek bilgilerle mümkün olmaktadır. Engelli bireylerde bu davranışlar bu kadar profesyonel bir şekilde saklanamayabilir ya da ayıp ve yasakları öğrenmek zaman alabilir. Bakıcılar bu durumlarla karşılaştıklarında anlayışlı davranmak ve yapılanların “sapıklık” olmadığını bilmek durumundadırlar. Cinsel eğitim ile uygun olmayan, kendisine ve başkalarına zarar verici davranışlarının ortadan kaldırılması hedeflenmelidir. Cinsel eğitim verecek ebeveynler ve bakıcılar doğal (olağan) ve sapkın davranışlar hakkında bilgi edinirlerse karsılarındaki ergen bireye daha fazla yardımcı olabilirler.
Gebelik Döneminde Bireylerde Görülen Değişim ve Sorunlar
Gebelik döneminde bireylerde görülen değişim ve sorunlar, gebelik dönemi ve bu dönemde yaşanılan değişim ve sorunlar ile engelli bireylere özgülenebilecek sorunlar seklinde kategorik bir yaklaşımla incelenebilir.
Gebelik Dönemi
Ergenlikte olgunlaşma ile beraber üreme yeteneği ortaya çıkar ve cinsel aktivitelerde artış baslar. Bu dönemden itibaren cinsel birleşme gebelik ile sonuçlanabilir. Gebelik, kadının yumurtası ile erkekten gelen spermin birleşmesinden, doğumun gerçekleşmesine kadar geçen süreyi ifade eder. Cinsel ilişki sonrası penisin vajinanın arka tarafına fışkırttığı hücreler rahim yolunda ilerleyerek döllenmenin gerçekleşmesine neden olur. Döllenmiş yumurtaya zigot adı verilir.
Gebelik Döneminde Yaşanılan Değişim ve Sorunlar
Bulantı, kusma, halsizlik gibi belirtiler ile ortaya çıkabilen hamileliğin en önemli bulgusu adet kesilmesidir. Hamileliğin ilk üç ayında tüm organların taslak biçimleri oluşur. Üçüncü aydan doğuma kadar, anne karnındaki canlıya fetüs adı verilmektedir. Ortalama 38 hafta içinde doğumun gerçekleşmesi beklenir. Hamilelikteki hormonal değişiklikler basit ve açık bir dil ile engelli bireye açıklanmalıdır. Ergenlik sonrasında hamilelik gözlenebileceği için bu durum engelli bireylere anlatılmalıdır. Özellikle zihinsel engeli olanlar bu konuda daha net ve tekrarlayan bilgilere ihtiyaç duyabilirler.
Gebelik Döneminin Engelli Bireylere Özgülenebilecek Sorunları
Bazı engel türlerinde, özellikle sendromu olan engellilerde, çoklu sorunlar bir arada gözlenebilir. Eğer kalp ve solunum bozukluğunun eşlik ettiği bir engel durumu varsa hamilelik son derece tehlikeli olabilir. Böyle bir durumda mutlaka bir kadın hastalıkları uzmanına bireyin durumu anlatılmalı ve hamileliğe engel bir durumun olup olmadığı araştırılmalıdır. Engelli bireylerin, hamileliğin özellikle ilk üç ayında dikkate almaları gereken bir başka önemli nokta da genetik testlerdir. Bu durumun dikkate alınması ilk üç ayda istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması açısından çok önemlidir. Bu yüzden özellikle psikologların, hemşireler in ve diğer meslek elemanlarının ulaşılabilir olması gerekir.
Menopoz Döneminde Bireylerde Görülen Değişim ve Sorunlar
Menopoz döneminde bireylerde görülen değişim ve sorunların ne olduğunu ortaya koymadan önce, menopoz döneminin genel özelliklerini açıklamakta yarar vardır.
Menopoz Dönemi
Menopoz bazı hormon salınımlarına bağlı olarak gelişen ve adet kanamasının kalıcı olarak kesilmesiyle başlayan dönemdir.
Bireylerin Menopoz Döneminde Yasadıkları Değişim ve Sorunlar
Menopoz döneminde en sık özlenen sorunlar; sıcak basması, gece terlemesi, kilo değişimleri, psikolojik etkilenmeler ve kemik erimesidir. Öğrenme bozukluğu ya da Down Sendromu olan bireylerin diğerlerine göre daha erken menopoz olduğunu belirtilen çalışmalar bulunmaktadır. Yaslanma ile beraber insan vücudunda pek çok değişim meydana gelir. Bu değişimlere alışmak ise her zaman çok kolay olmayabilir.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Cinsel yolla bulasan hastalıklardan en çok Afrika’nın bazı bölgeleri ve Güneydoğu Asya ülkeleri zarar görse de, bu sorun tüm dünyayı geniş çapta etkilemektedir.
Cinsel Yolla Bulasan Hastalıkların Nedenleri
Bu hastalıkların nedenleri arasında bakteriler, virüsler, mantarlar, protozoonlar ve ektoparazitleri içeren 20’den fazla mikroorganizma sayılmaktadır. Cinsel yolla bulasan hastalıklar seyirlerine göre tedavi edilebilir ve tedavi edilemez olan hastalıklar şeklinde ikiye ayrılır. Bu hastalıkların tedavi edilememesi demek hastalığın tamamen ortadan kaldırılamaması anlamına gelmektedir. Cinsel yolla bulasan bu hastalıkların bazıları hiçbir belirti göstermemektedir. Cinsel temas, kan ve tükürük gibi sıvılar bu hastalıkların bulaşmasına neden olabilmektedir.
Engelli Bireylerin Cinsel Yolla Bulasan Hastalıklardan Korunma Yolları
Engelli bir bireyin bu hastalıklardan kendini koruyabilmesi için şunlara dikkat edilmelidir; Gerekli eğitim verilmelidir. Hastalıktan korunmak için prezervatif kullanımının önemi anlatılmalıdır. Cinsel ilişkide tek eşli bir hayat önleyici yöntemler arasında yer almaktadır. Hepatit B gibi hastalıklara karşı oldukça etkili aşılar bulunmaktadır. Bu aşıların yapılması engelli bireyler için oldukça önemlidir. Bir başka önlem de belli aralıklarla yapılacak olan testlerdir. Bu önlemler sayesinde hastalığı bulaşma ve yayılma riski en aza indirilmiş olacaktır.
Cinsel İstismar
İstismar ve Cinsel İstismar Kavramı
İstismar sözcüğü, yararlanma, kullanma ve sömürü anlamı taşır. Cinsel istismar çoğunlukla engelli bireyin hayatında olan otorite konumundaki kişi veya kişilerce gerçekleştirilmektedir. Engelli bireyin yasadığı istismarı rapor edememesi, korku ya da olası başka nedenlerle bu durumu paylaşamaması ve hatta kimi zaman, engelin ne olduğuna bağlı olarak, yasadığı istismarı kavramasının bile zor olması, bu durumdan faydalanmaya çalışanlar için hedef olmalarına neden olmuştur.
Cinsel İstismar Türleri
Cinsel istismar bedensel temas içerme durumuna göre ikiye ayrılır. Bedensel temas içermeyen cinsel istismar sözlü sarkıntılık, teşhircilik, gözetleyiciler ve cinsel ilişkinin izlettirilmesi gibi davranışları içerirken, Bedensel temas içeren cinsel istismarda vajina ağız veya anüs yoluyla yapılan cinsel ilişkiler, tecavüz veya cinsel bölgelere temas gibi davranışları kapsar. Cinsel istismarın rapor edilme oranının ülkemizde çok düşük olması nedeniyle bu suçun islenme yüzdeleri tam olarak bilinmemektedir. Diğer cinsel suçlarda olduğu gibi, engelli bireylerin cinsel istismarında suçu isleyenlerin çoğunluğu mağdurun çevresinde olan ve mağduru tanıyan kişilerdir. Bunlar arasında en büyük çoğunluğu bakım hizmetini verenler (kişisel bakımını yapanlar, sağlık hizmeti verenler vb.), birinci derece akrabalar, komsular ya da aile dostları oluşturmaktadır. Savunmasız durumda olan engelli bireyi koruma görevi, bu bireylere bakım hizmeti verenler ile ilgili profesyonellere (doktor, hemşire, psikolog, sosyal hizmet uzmanı) düşmektedir. Bu nedenle bakım hizmeti verenler ile diğer meslek elemanlarının bireyin sahip olduğu engel durumunun özelliklerini bilmesi çok önemlidir.
Ayrıca cinsel istismarın ne anlama geldiğinin ve risk altında olan grupların kimler olduğunun bilinmesi de korumaya yönelik önlemleri arttıracaktır. Bu isin bir diğer boyutu da hukuksal süreç ile ilgilidir. Cinsel istismarı yasayan kişinin, istismar eden kişiden korunabilmesi için hukuksal süreç başlatılmalıdır.
Cinsel Eğitim ve Bakım Hizmeti Verenlerin Görev ve Sorumlulukları
Engelli birey fiziksel ya da zihinsel bir sorunu bir ömür boyu taşımakta ve bu sorun gün-delik hayatlarını dahi etkilemektedir. Karsı karsıya kaldıkları pek çok ayrımcılığın yanı sıra bilgi edinmede de sorun yasamaktadırlar. Bu bireylerin tek özelliklerinin sahip oldukları engel olmadığı unutulmamalı ve olası her yolla doğru bilgiye ulaşmaları sağlanmalıdır.
Cinsel Eğitim
Cinsel eğitim verilirken kullanılan dil çok önemlidir. Özellikle dil gelişim geriliğinin eşlik ettiği bozukluklarda, bilgi veren kişi, kullandığı sözcüklerin, karsısındaki kişi tarafından anlaşıldığından emin olmalıdır. Çok sık kullanılmayan sözcükler, tıbbi terimler tercih edilmemelidir. Basit ama açık ifadeler kullanılmalıdır. Diğer taraftan cinsellikle ilgili bilgi verilirken argo olarak tarif edilebilecek sözcük seçimlerinden de kaçınılmalıdır. Bilgi verilirken kimi zaman görsellerden yararlanmak da engelli bireyin durumu kavramasını kolaylaştırabilir. Cinsel eğitim verilirken dikkat edilmesi gereken çok önemli bir diğer nokta da cinselliğin mahremiyetinin anlatılmasıdır. Cinsellikle ilgili bilgi verilirken bu konunun bilgiyi veren kişiyle açık olarak konuşulabileceği ama herkesle konuşulmaması gerektiği vurgulanmalıdır. Her davranışın her yerde yapılamayacağı açıkça anlatılmalı ve sınırlar net olarak çizilmelidir.