BAKIM ELEMANI YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME II - Ünite 10: Engelli Bireylerin Sosyal ve Aktif Yaşama Katılımı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 10: Engelli Bireylerin Sosyal ve Aktif Yaşama Katılımı

Giriş

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünya nüfusunun yaklaşık %15’inin, çeşitli engel biçimleriyle birlikte yaşadığını belirtmiştir. Yaşlı nüfusun artması, kronik hastalıkların yayılması, trafik kazaları, çevre kirliliği gibi birçok nedene bağlı olarak, engelli birey sayısı hem ülkemizde hem de dünyada artış göstermektedir.

Engellilerin Sosyal ve Aktif Yaşama Katılımı İle İlgili Kavramlar

Sosyal yaşam kavramı , Sosyal yasam kısaca, “insanın toplum içindeki yaşama biçimi” olarak tanımlanır. Yaşama biçimi, en temel ihtiyaç olan beslenme ve barınmadan, eğitime, sahip olunan arkadaş, aile yaşamından eğlence, spor ya da işe kadar geniş bir alan içinde belirlenir. Sosyal yasamda bağımsız olarak var olamayan bir bireyin topluma katılım sağlayabilmesi de mümkün olmamaktadır.

Aktif Yasam Kavramı, Aktivite, birey tarafından bir hareket ya da görevin yerine getirilmesidir. Aktif yaşam, kişinin günlük hayatının içine bazı fiziksel aktiviteler koymasıdır. Daha geniş anlamda ele alındığında, aktif yasam, kişinin sağlığını önceliği olarak görüp yeteneklerin en iyi şekilde yaşaması anlamına gelmektedir.

Rehabilitasyon Kavramı, Engelli bireyler insanlık tarihi boyunca toplum içinde var olmaya çalışmışlardır. Engellilerin, tanrılar tarafından cezalandırılan kişiler olarak kabul edildiği, sağlıklı bireylere tehdit olarak algılanıp cezalandırıldığı ve ölüme terk edildiği dönemler dahi yaşanmıştır. Toplum yapısında ekonomik ve sosyal gelişmelere ve değişimlere bağlı olarak, insan hakları kapsamında, sosyal politikalar gündeme gelmiş ve engelli bireylerin hakları önem kazanmaya başlamıştır. Tıbbi ve sosyal rehabilitasyon olmak üzere türleri bulunmaktadır. Tıbbi modele göre engellilik bireyin sorunudur; üstünde durulan noktalar bireyin sahip olduğu engel ve sağlığındaki bozukluktur. Engelli bireye ait bu bozukluğun onarılması tıbbi tedavi ve rehabilitasyonla mümkündür. Sosyal model; tıbbi tanı, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerini yadsımayarak, engelli bireylere yönelik farklı bir yaklaşım geliştirir. Toplumların engelli bireylere yaklaşımını insan hakları çerçevesinde ele alır ve fiziksel ve sosyal çevredeki engellere odaklanır.

Sosyal rehabilitasyon hizmetleri aşağıdaki gibidir:

  • Bireyi aile yaşamına hazırlama,
  • Bireyi sosyal ve toplumsal yaşama hazırlama,
  • Bireyin ruhsal sorunlarını çözme,
  • Bireyin evine ve sosyal çevresine uyumunu sağlama,
  • Sosyal uyum için bireye özel teknik düzenlemeleri sağlama,
  • Bireyin ulaşım olanaklarını organize etme,
  • Bireyin rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasını sağlama
  • Rehabilitasyon sonrası kaliteli bir yaşamın devamı için ekonomik destek sağlama
  • Fiziksel çevreyi bireyin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleme
  • Bireylere ve sorunlarına karşı toplumsal bilinci ve duyarlılığı geliştirme şeklindedir.

Yasam Kalitesi Kavramı, “Sübjektif iyilik hali” ya da  “kişinin kendi yaşamından memnun olma durumu” olarak tanımlanan yasam kalitesi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “bireyin, gerek kültürel ve içinde bulunduğu ortamın değer yargıları, gerekse kendi hedefleri, beklentileri, standartları ve ilgileri bağlamında hayatta kendi durumunu algılama biçimi” olarak tanımlanmıştır.

Yaşam kalitesi ile ilgili olarak sağlık durumu ve sağlık algılaması kavramı, işlevsel durum, ruhsal durum, sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi gibi kavramlar bulunmaktadır.

Engelli Bireylerde Yaşam Kalitesi, Ülkelerin sağlık, eğitim ve ekonomik kalkınma göstergelerinde, engelli nüfusun yaşam kalitesi ile engelli nüfusa verilen hizmetin kalitesi önemli bir yer tutmaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık olarak %10’u engelli insanlardan oluşurken, Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 2002’de yaptığı engelliler araştırmasına göre; Türkiye’de engelli olan nüfusun, toplam nüfus içindeki oranı %12.29’dur.

Yaşam kalitesini belirleyen koşullar arasında sosyokültürel yaşam koşulları ile ekonomik yaşam koşulları yer almaktadır.

Sosyal Entegrasyon (Uyum) Kavramı, Sosyal bütünleşme olarak da ifade edilen sosyal entegrasyon kavramı, çeşitli şekillerde tanımlanabilmektedir. Bazılarına göre sosyal entegrasyon, tüm insanlar için eşit fırsatlar ve haklar anlamına gelirken, bazıları için yaşam değişikliklerinin geliştirilmesinde daha entegre edilmiş bir yaşam anlamına gelmektedir.

Engelli bireylerin sosyal uyumunu etkileyen durumlar:

  • Eğitim
  • Ulaşım
  • Yoksulluk
  • Fiziksel çevre ve konut
  • Rehabilitasyon
  • Teknik yardım
  • Aile ve özel yaşamı
  • İstihdam

Engelli Bireylerin Sosyal Yaşama Katılımı

Engelli bireyler, engellilikleri nedeniyle sosyal yaşama katılım konusunda birçok zorluk yasadıkları gibi, sosyal yaşama katılımlarını kolaylaştırıcı çalışmaların yapılmaması nedeniyle de ayrıca mağdur edilmektedir.

Engelli Bireylerin Sosyal Yaşama Katılımda Karşılaştıkları Zorluklar, Engelli bireyler, sosyal, kültürel, sanatsal, sportif alanda ve teknoloji kullanımında, evlerinde, yaşadıkları kentlerde, okul, hastane, eğlence merkezleri gibi birçok mekânda ve içinde yaşadıkları toplumda fiziksel yetersizlikler ve olumsuz tutum ve davranışlarla karşılaşabilmektedir. Bir başka deyişle, sosyal yaşamda var olabilme konusunda zorlanmakta ve sosyal dışlanmaya maruz kalmaktadırlar.

Engelli Bireylerin Sosyal Yaşama Katılımının Sağlanmasına Yönelik Çalışmalar , Engelli bireylerin toplumsal alanda karşılaştığı birçok problem uluslararası düzeyde de ele alınmıştır. Amacı, “engellilerin tüm ,insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik etmek, korumak, sağlamak ve doğuştan sahip oldukları onura saygıyı güçlendirmek” olan Engellilerin Haklarına İliskin Sözlesme’de, sözlesmeyi imzalayan taraf devletler, engellilerin toplumsal yaşamda engelli olmayan bireylerle eşit koşullarda yer almasını sağlamak üzere bir araya gelmişlerdir. Sözleşme, istihdam, adalet, eğitim hakkı, ulaşım ve sağlık hizmetlerine erişim de dâhil olmak üzere toplumsal yasamın her alanında engellilerin karşı karşıya kaldığı ayrımcılığın ortadan kaldırılması gereğine işaret etmektedir. Buna ek olarak, kamusal alanların ve mekânların engelliler için erişilebilir olması gerektiği vurgulanmakta, bilgi ve iletişim alt yapısının geliştirilmesi de öngörülmektedir.

Türkiye’de Engelli Bireylerin Sosyal Yasama Katılımı, Türkiye’de yasal düzenlemeler çerçevesinde engelli hakları; her tür şiddet, istismar ve ayrımcılığa karşı korunma, çevresel mimari ve erişim, bağımsız yaşayabilme ve topluma dahil olma, eğitim ve kültür, sağlık, bakım ve rehabilitasyon, çalışma ve istihdam, ulaşım, engellilik durumlarına özgü özel araçlardan yararlanma, iletişim, sosyal güvenlik, sosyal yardım ve hizmetlerden yararlanma ve örgütlenme şeklinde sıralanabilir.

Engelli Bireylerin Kamusal Alan ve Hizmetlere Erişimi, Sosyal yasama katılım çerçevesi içinde bakıldığında, ‘erişilebilirlik’ kavramı engelli bireyler için tüm kamusal alanlar ve hizmetlerden yararlanma açısından önemlidir ve çoğu zaman engelli bireylerin karşısına bir sorun olarak çıkmaktadır. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi (BMEHS), engellilerin erişebilirliğinin arttırılmasına yönelik; “ kamusal alanlar, hizmetler, bilgi ve iletişime engellilerin erişim konusunda taraf devletler gerekli her türlü önlemi almak, erişilebilirlik standartları oluşturmak ve gelişmelerini izlemekle yükümlü kılmaktadır

Engelli Bireylerin Çalışma Yaşamına Katılımı , Çalışma yaşamına katılım, sosyal ve toplumsal yaşamda var olabilmenin çok önemli bir göstergesidir. Engelli bireyler, engelli olmayan bireylerle aynı çalışma ortamında is yaşamlarını sürdürmek istemektedir. Hem istihdam yöntemlerinin geliştirilmesi, hem de engellilik durumlarına, yeteneklerine ve eğitimlerine göre uygun işlerde çalışmaları, engelli bireyler arasında var olan işsizlik oranını azaltacak ve aynı zamanda işgücü piyasasına katkı sağlayacaktır.

Engelli Bireylerin Eğitim Yaşamına Katılımı , Çalışma hakkı gibi, fırsat eşitliğine dayalı, erişilebilir eğitim de her bireyin hakkıdır. Engelli bireylerin, eğitim hizmet ve olanaklarından yeterli derecede yararlanamadığı görülmekte ve engellilerin eğitmin dışında bırakıldığı görülmektedir. BMEHS’nin 24. maddesinde, devlete ait yükümlülükler tanımlandığı görülmektedir.

Engelli Bireylerin Örgütsel Yaşama Katılımı, Dernek, sözlük anlamıyla ‘belirli ortak bir amacı gerçekleştirmek için kullanılan yasal topluluk, cemiyet’ olarak tanımlanmaktadır. Kişilerin engel seviyelerine, motor ve bilişsel becerilerine göre planlanacak bos zaman faaliyetleri de sosyal yaşamlarını şekillendirecek faaliyetlere el sanatları, müzik, resim, seramik vb. örnekler verebiliriz.

Engelli bireylerin sosyal yasama katılmaları toplumsal kaynakları kullanma becerileriyle bağlantılıdır. Seyahat etme, alışveriş yapma, lokantada yemek yeme, muayene olma vb.

Engelli Bireylerin Aktif Yaşama Katılımı

Engelli Bireylerin Kültürel Etkinliklere Katılımı, Kültür, sözlük anlamıyla “tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür” ve “kitaplar, görsel sanat, tiyatro, televizyon, vb. gibi insan tarafından yaratılan her türlü nesne veya değer”, kültürel ürünler olarak tanımlanır.

Sanatsal Etkinliklere Katılımı, Sanat, evrensel bir değerdir ve kültürün parçasıdır. Engelli bireylerin sanat ve kültür faaliyetlerinde yer alması için fırsatlar yaratılması ve çalışmalarının üretim ve tanıtımında engel olmayan bireylerle eşit koşullara sahip olmaları için her türlü sektörün sorumluluk alması gerekmektedir. Sanatsal uğraşlara örnek olarak, seramik, örgü, boncuk, cam ve kumaş boyamayı gösterebiliriz.

Engelli Bireylerin Fiziksel Etkinliklerine Katılımı , Fiziksel aktivite, enerji harcamasıyla sonuçlanan tüm bedensel hareketlerdir. Araştırmalar, egzersizlerin kemik genişliği ve mineralizasyonunu artırdığını, hareketsizliğin ise azalttığını ve kemiklerin daha kolay kırıldığını, daha zayıf bir iskelet sisteminin oluştuğunu göstermektedir.

Engelli çocuklar, yeterli fiziksel egzersizler yapamadıklarından birçok engelli bireyin büyümesinin duraklaması, fiziksel aktivitelere yeterince katılamamalarına bağlanabilir. Spor, dans, alıştırma ve keşfedici hareketler kapsayan hareket eğitim, planlı ve amaçlı bir şekilde düzenlendiğinde zihinsel engelli çocuğun tüm gelişim yönlerini etkiler.

Engelli Bireylerin Meşguliyet Etkinliklerine Katılımı , Meşguliyet etkinlikleri boş zaman etkinlikleri olarak adlandırılır. İş ve uğraşı etkinliklerinin birincil amacı, bireylerin gündelik yasam faaliyetlerine katılmalarını sağlamaktır. Uğraşı etkinlikleri ile engelliler, sağlıklarını kazanma ya da daha iyi olmak için çalışırlar. Meşguliyet etkinliklerinin uygulanmasından sorumlu profesyonellerin, bütüncül yaklaşım kapsamında, diğer profesyoneller, aileler, bakıcılar ve gönüllüler ile işbirliği ve koordinasyon içinde olmaları oldukça önemlidir.

Engelli Bireylerin Zihinsel Etkinliklere Katılımı, İnsan yaşamında, zihinsel etkinlikler, yaşamın başlangıcından hayatın sonuna kadar önemli bir yer tutar. Zihinsel etkinlik, zihni uyaran, zenginleştiren ve aktif hale getiren herhangi bir şey olarak tanımlanabilir. Uyarılma, içsel olarak düşünceden, dışsal olarak çevreden sağlanabilir. Eğitim, meslek, sosyal ve eğlence etkinliklerinin tümü zihinsel uyarılmalara katkıda bulunur.

Engelli Bireylerin Sosyal ve Aktif Yaşama Katılımı Sırasında Bakım Hizmeti Verenlerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Bakım hizmeti verenler, fiziksel, görme, işitme, konuşma ya da zihinsel engelli bireylerle alışverişe çıkabilir, parka gidebilir, sinema, tiyatro, konser gibi sosyal aktivitelere katılabilir. Bu aktiviteler sırasında bakım elemanın dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Bakım hizmet verenlerin dikkat etmesi gereken hususlar, engel türü ayırımı yapılmaksızın tüm engellilere, yönelik olabileceği gibi, engel türlerine göre de değişebilir.

Bakım Hizmeti Verenlerin Genel Olarak Dikkat Etmesi Gereken Hususları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz:

  • Her bireye saygı gösterin. Birlikte çalıştığınız bireylere hitap ederken özenli davranın.
  • Yardım talebinizi birlikte çalıştığınız bireye iletin ve yardımınız kabul gördükten sonra yardım edin. Birey, size en iyi şekilde nasıl yardım edeceğinizi anlatabilir, onu dinleyin.
  • Refakatçisinden ziyade, doğrudan birlikte çalıştığınız engelli bireyle konuşun.
  • Söylediğinize karşılık vermeleri ya da söylediklerinizi yapmaları zaman alabilir. Bu sebeple bireye zaman verin.
  • Rahat olun. “Görüşmek üzere” ya da “Koşturalım” gibi bireyin engeliyle bağlantılı bir ifade kullanırsanız utanmayın.
  • Cep telefonunuzun yanınızda ve şarjının dolu olmasına, ya da yakınınızda ulaşabileceğiniz bir telefon bulunmasına özen gösterin.