BAKIM ELEMANI YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME III - Ünite 4: Yaşlılıkta Yaşam Kalitesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Yaşlılıkta Yaşam Kalitesi

Yaşlanma

Yaşlanma; organizmada molekül, hücre, doku, organ ve sistemler düzeyinde zamanın ilerlemesi ile ortaya çıkan, geriye dönüsü olmayan, yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümüdür. Yaşlılık, rezerv biyolojik kapasitelerin azalması ile karakterize; fizyolojik, psikolojik, ekonomik ve sosyal yönleri olan bir süreçtir.

Kronolojik, biyolojik, sosyal ve psikolojik boyutları olan yaşlanma fizyolojik anlamda kaçınılmaz bir süreçtir.

Yaşlılarda yaşam kalitesini; fiziksel ve maddi iyilik hali, sosyal yasama katılım, bos zaman aktivitelerine katılım, psikolojik durum, duygusal durum, aile ve arkadaşlar arasındaki ilişkiler gibi birçok faktör etkilemektedir.

Yaşam Kalitesi Ve Yaşlılık

Dünya Sağlık Örgütü, yaşam kalitesini “amaçları, beklentileri, standartları ve ilgilerini göz önüne alarak bireylerin içinde yasadıkları kültür ve değerler sisteminde kendi konumları ile ilgili algıları” biçiminde tanımlamaktadır.

Yaşam kalitesinin ilerleyen yaşla birlikte bozulmaya eğilimli olduğu farklı araştırmalarda gösterilmiştir. Yaşlının sağlık durumu yaşamının her yönünü sürekli olarak etkilemektedir.

Yaşlılık döneminde bireyin sağlık davranışları, bağımsızlık düzeyi, sosyal katılımı, üreticiliği, kişiler arası ilişkileri birçok diğer faktörden de etkilenmektedir ve yaşam kalitesini azaltabilmektedir. Örneğin, politik faktörler; ulusal politika ve kararlar yaşlı sağlığı ve yaşam kalitesini etkilemektedir.

Yaşam kalitesi tanımının yaşamın birçok boyutunu içermesi gerektiği konusunda fikir birliği olmakla birlikte, bu boyutların hangilerinin öncelikli olması gerektiği hâlen tartışılan bir konudur. Yaşam kalitesi kavramının çok yönlü bir doğasının bulunmasından dolayı tek bir disiplini içeren bir tanımda bulunmak açıklayıcı değildir çünkü yaşam kalitesinin bileşenleri arasında hem nesnel hem de öznel bileşenleri saymak mümkündür. Bu bileşenler fiziksel sağlık, eğitim, yeterli ve dengeli beslenme, psikolojik doyum, bağımsızlık düzeyi, sosyal yasama ve ilişkilere aktif katılım, entelektüel gelişim, cinsiyet eşitliği, kendi potansiyelini gerçekleştirme ve güvenlik içinde yaşama gibi bireysel faktörlerden oluşmaktadır.

Yaşlılıkta yaşam kalitesinin göstergelerini, farklı araştırmacıların açıklamaları çerçevesinde, dört kategoride değerlendirmek de mümkündür.

  • Ekonomik göstergeler
  • Sosyal göstergeler
  • Psikolojik göstergeler
  • Sağlık göstergeleri

Yaşam kalitesini yaşamın üç temel alanında inceleyen çalışmalar doğrultusunda aşağıdaki gibi bir özetleme yapmak da mümkün görünmektedir. Bunlar;

  • “Var olma; kişinin, bir birey olarak kim olduğuna yanıt arar” Birey; fiziksel, psikolojik vb. açılardan kim olduğunu tanımlamak ister.
  • “Ait olma; toplumla ve çevreyle etkileşimini vurgular.” Aidiyet, bireyin güvende olduğunu hissetmesi için güçlü bir duygudur.
  • “Gerçekleştirme; bireyin yaşamda kendisini tanımlamasına yardımcı olur.”

Yaşlılıkta Sağlık Sorunları Ve Yaşam Kalitesi

Yaşlının kapsamlı değerlendirmesinde; biyolojik, psikolojik, ekonomik ve sosyal sorunlar tanımlayıcı ve çözüm üretici bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Yaşlı bireylerin işitsel, görsel, algı bozuklukları, yardımcı cihaz kullanıp kullanmadığı, beslenme özellikleri, günlük yaşam aktiviteleri, ihmal-istismar, bası yaraları, diş sorunları, düşme, idrar tutamama (inkontinans), enfeksiyon, kemik erimesi (osteoporoz), ilaç kullanımı, rehabilitasyon gereksinimleri, uyku bozuklukları incelenmelidir.

Yaşlılık Döneminde Kas-İskelet Sistemi Rahatsızlıkları ve Yaşam Kalitesi: Yaşlılıkta, kas etkinlerinde kısıtlılıkların gelişmesi, kemik kütlesinde azalma, kemik dokusunun yapısında bozulma eklem ve kemik yaşlanması ve kırılganlıkta artış östrojen hormonunun azalması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yaşlı bireylerde, kemik yapısındaki bozulma, kas yaşlanması da eklenince ağrı ve işlevsel kapasite azalır, günlük işlerini yerine getirmek güçleşir ve dolayısıyla yaşam kalitesi de bozulmaktadır.

Yaşlanma ile birlikte hareket becerisindeki gerileme, düşmeleri de beraberinde getirmektedir. Yaşlıda hareket sorunlarına bir de görme sorunları eklendiğinde düşmeler fazlalaşmakta ve sonucunda da yaşam kalitesinin azalmasına yol açmaktadır. Yaşlı nüfusun yarısından fazlasını etkilemekte ama cinsiyete göre de farklılık göstermektedir. Düşme ve sakatlıkların kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Yaşlılık Döneminde Görme Sorunları ve Yaşam Kalitesi: Yaşlılıkta bireyin görmesi ve gördüğü herhangi bir şeyi anlama yeteneğini azalabilmektedir. Yaşlılık döneminde katarakt, glokom, sarı nokta hastalığı (maküler dejenerasyon), kronik hastalıklara bağlı gözde ağ tabakası değişiklikleri (retinopati) ortaya çıkmakta ve bunların sonucunda da yaşlının yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Yaşlının yılda bir kez göz muayenesi yaptırması yaşam kalitesini devam ettirmesi açısından önemlidir.

Yaşlılık Döneminde İşitme Sorunları ve Yaşam Kalitesi: İşitme kaybının yaşanması yaşlı bireylerde sık karşılaşılan bir durumdur. Yaşlıların çoğu işitme sorununa maruz kaldıklarının ya farkında varamamaktadır ya da kabullenmekte zorluk yaşamaktadır. Bundan dolayı işitme kaybı, yaşlının günlük yaşamında çeşitli aksamalara, kazalara, sosyal yalnızlığa, depresyona, öz-benlik sayısında azalmaya yol açarak yaşam kalitesinin azalmasına neden olabilmektedir.

Yaşlılık Döneminde Beslenme Sorunları ve Yaşam Kalitesi: Yaşlanma ile birlikte bireyde fiziksel ve fizyolojik değişiklikler sonucunda beslenme sorunları görülebilmektedir. Yaşlı bireyler diş kayıpları, hareket yetersizliği, ekonomik sorunlar, yanlış beslenme alışkanlıkları ve kronik hastalıklar sırasında yeniden düzenlenen beslenme biçimine alışamaması gibi nedenlerle beslenme sorunları yaşamaktadırlar.

Yaşlılarda beslenme ile ilgili sorunlar; zayıflık, denge bozukluğu, enfeksiyona yatkınlık, kas kütlesinde azalma, şişmanlık, kalp-damar hastalıkları, zihinsel işlevlerde azalma, osteoporoz, hipertansiyon ve diyabet sayılabilir.

Yaşlılıkta obezite de yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca kadınların erkeklere oranla obeziteye daha yatkın oldukları ve fazla kilo nedeniyle hipertansiyon, diyabet, osteoporoz ve bazı kanser türlerinin riskinin artarak yaşam kalitelerini azalttığı belirtilmektedir.

Yaşlılık Döneminde Kronik Hastalıklar ve Yaşam Kalitesi: Kronik hastalıklarda risk yaşlılık döneminde artmaktadır. Bu dönemde yaşlının yaşamında hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet, romatizmal hastalıklar, kanser ve astım gibi sorunlar önemli bir yer tutmaktadır.

Yaşlı bireylerde sık karşılaşılan kronik hastalıklardan bazıları aşağıda yer almaktadır.

  • Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon): Yaşlılıkta hipertansiyon, tedavi edilmediğinde kalpte, böbreklerde, beyinde hasara sebep olabilen, ölüme yol açabilen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde azaltabilen bir sağlık sorunudur (Beilin, Puddey ve Burke, 1999). Hipertansiyon, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmekte ve yaşla birlikte daha sık görülmektedir.
  • Fekal Inkontinans: Anal sfinkter (makat kasları) mekanizması ile katı ve/veya sıvı dışkı ve gaz eliminasyon (gaz çıkarma) kontrol yeteneğinin azalması ya da kaybıdır. Toplumda her on kişiden birinde görüldüğü ve yaşın ilerledikçe arttığı belirtilmektedir. 70 yaşından büyük olma, cinsiyetin kadın olması, idrar tutamama öyküsü olması, nörolojik hastalıklar, bilişsel işlevlerde ciddi azalma ve hareket etme sınırlılığı yaşlılarda fekal inkontinansın ortaya çıkmasındaki risk faktörleri arasında yer almaktadır.
  • Kronik Beyin Damar Hastalığı (BDH): Kronik BDH’nin yaşlı kadınlarda fiziksel etkinlik, canlılık, toplumsal paylaşım ve genel sağlık algısını azaltarak yaşam kalitelerini düşürdüğü saptanmıştır.
  • Diabetes mellitus (Şeker hastalığı): Yaşlılık döneminde diyabet sık görülmesi nedeniyle ve tedavi edilmezse olumsuzluklarının büyük olması yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir (Wandell, 2009). Yaşlıların diyabete bağlı fiziksel sınırlılıkları, duygusal sorunları, sorumluluklarını yerine getirmede zorluk, bilişsel işlevlerde düşüş yaşadıkları ve yaşam kalitelerinin bozulduğu saptanmıştır.
  • Yaşlılıkta Sosyal ve Bilişsel Durumlar: Yaşlının sosyal ve bilişsel durumu yaşam kalitesini etkilemektedir. Yaşlıya aile desteğinin az olması, yaşam beklentisinin azalması, sağlık hizmetlerine ulaşmada güçlükler, sosyal tecrit, ekonomik zorluklar, yaşam doyumunun azalması yaşam kalitesini azaltabilmektedir (Gülseren, Koçyiğit ve Erol 2000).
  • Depresyon: Yaşlılık döneminde çok sık karşılaşılan sorunlar arasındadır. Yaşlılarda depresyonun yaygınlığı %4.4-69 arasında saptanmıştır (Aksüllü ve Doğan, 2004). Yaşlılarda depresyon; beceri kayıplarına, fiziksel sorunların ilerlemesine, toplumsal uyumda ve günlük yaşam işlerinde sınırlılıklara ve intihara yol açmasından dolayı yaşam kalitesini oldukça düşürmektedir (Serby ve Yu, 2003).

Yaşlılıkta Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Yaşlılarda yaşam kalitesi değerlendirmelerinin fiziksel fonksiyon ve semptomlar, duygusal, davranışsal, kognitif ve entelektüel fonksiyonlar, sosyal fonksiyon ve destek varlığı, yaşam doyumu, sağlıkla ilgili algılar, ekonomik durum, ilgi alanları ve boş zamanları değerlendirebilme, seksüel fonksiyon, enerji ve canlılığı içermesi gerektiğini vurgulanmıştır. Yaşlılarda hem yaşam kalitesi hem de yaşam beklentilerini belirlemede sosyoekonomik faktörlerin özellikle de gelirlerin önemli olduğu belirtilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütünün sağlığı fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik olarak tanımlamasından bu yana, sağlık durumunu değerlendirme hastalık olup olmaması ile değil hastaların yaşam sürelerini ve kalitelerini geliştirmek üzerine odaklanmaktadır. QALY (Quality Adjusted Life Year), “Kaliteye Ayarlı Yaşam Yılı” anlamına gelen sözcüklerin kısaltmasından oluşmaktadır ve hastalıkta yaşanan süreyi hem kalite hem de süre olarak değerlendirmektedir. QALY yönteminde farklı hastalık ve sağlık durumları için hastaların sağlıklılık algıları derecelendirilir ve kaliteli yaşam indeksi belirlenir. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan ölçekler arasında Kısa Form 36 (Short Form 36; SF-36) dikkat çekmektedir.

Yaygın olarak kullanılan diğer ölçekler arasında,

  • DSÖ Yaşam Kalitesi Ölçeği (World Health Orğanization-Quality of Life- WHO-QOL),
  • Nothingam Sağlık Profili (Notthingham Health Profile, 38; NHP),
  • KATZ Günlük Yasam Aktiviteleri İndeksi,
  • Sağlık Değerlendirme Anketi (Health Assessment Questionnaire),
  • Avrupa Yasam Kalitesi Ölçeği (Euro- Qol)
  • McMaster Sağlık Indeksi (ie McMaster Health Index) yer almaktadır.

Yaşam Kalitesinin Arttırılması

Sağlığı, bireyin doğduğu andan ölümüne kadar bütün belirleyicileri ile birlikte değerlendirmek, gerçekte anahtar yaklaşımdır. Bu genel kabule ek olarak aşağıda belirtilenler bireysel düzeyde yapılması önerilen uygulamalardır:

  • Düşmelerin önlenmesi
  • Bedensel etkinliğin artırılması
  • Bağışıklama hizmetlerinin sunulması
  • Kişisel bakım ve evde bakım hizmetlerinin sistematik olarak sunulabilmesi
  • Sağlık çalışanlarının geriatrik ve gerontolojik açıdan kapasitelerinin geliştirilmesidir.

Yaşlıların yaşam kalitelerinin artırılmasında sağlanacak hizmetler; sağlığın geliştirilmesi, kamu hizmetleri, sosyal hizmetler ve hastane hizmetleri başlıkları altında toplanmaktadır.

Konuya halk sağlığı bakış açısından yaklaşan araştırmacılara göre, yaşlıların gereksinimleri değerlendirilerek öncelikler belirlenmeli ve yaşlı nüfusun sağlığını geliştirmeye yönelik maliyet etkili müdahaleler yapılmalı, izlenmeli ve etkileri değerlendirilmelidir.

Temel sağlık hizmetleri , günümüzde yaşlıları da daha önce hep gençleri hedef alan sağlığı geliştirme programlarına dâhil etme yönünde bir çaba vardır. Bağışıklama özellikle gribe karşı olmak üzere, bu alanda etkinliği gösterilmiş bir uygulamadır.

Günümüzde sağlığın geliştirilmesine yönelik olarak genellikle hastalığa özel programlar (kanser, kalp hastalıkları) düzenlenmektedir ve bu tip programlar genellikle çoklu risk faktörlerine (beslenme, sigarayı bırakma, egzersiz) yönelmektedir. Bunların yanında, yalnız yaşamanın yükünü hafifleterek aktif bir hayat sağlamayı amaçlayan “Kaliteli Yaşlanma” programları düzenlenmektedir.

Kamu ve sosyal hizmetler ise yaşlıların evlerinde bakımlarının sağlanması ve gereksiz hastane kullanımlarının engellenmesi için önemlidir. Gelişmiş ülkelerde bu tür hizmetler yaygın olmakla beraber; gelişmekte olan ülkelerde çoğunlukla yüksek gelir seviyesine sahip kişiler bu tür hizmetlerden faydalanabilmektedir.

Hastane hizmetleri , sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetler arasında hastane hizmetleri, başta acil tıbbi bakım olmak üzere diğerlerine kıyasla çok büyük yer tutmaktadır. Sadece belirli bir yaş ve üzerine hizmet veren, geriatri uzmanlarının çalıştığı sağlık kuruluşları olabileceği gibi geriatriyi de tıbbın bir dalı olarak görerek, mezuniyet öncesi geriatri eğitimini artırarak yaşlılara sağlık hizmetini bütün sağlık çalışanlarınca sunulup, gerektiğinde geriatri uzmanlarından konsültasyon isteme şeklinde alışılagelmiş sistemde olduğu gibi hastane sistemleri kurulabilir.