BAKIMA GEREKSİNİMİ OLAN ENGELLİ BİREYLER-II - Ünite 6: Nörolojik Hastalığı Olan Bireyler Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Nörolojik Hastalığı Olan Bireyler

Giriş

Nörolojik hastalıklar arasında en yaygın olanları; (a) beyin felci (serebral palsi), (b) merkezi sinir sisteminde doğuştan oluşan anomaliler, (c) epilepsi (sara), (d) uyku bozuklukları, (e) hareket bozuklukları, (f) demans (bunama) ve alzheimer hastalığı olarak sıralanmaktadır.

Nörolojik Hastalıkların Tanımı ve Özellikleri

Beyin felci

Beyin felci, anne karnındaki veya yeni doğmuş bebeğin beyninde oluşan herhangi bir hasarın, bebeğin hareket ve duruşunda sınırlılıklara yol açmasıyla oluşan kalıcı bir bozukluktur.

Beyin felcine sahip olan bireylerde çeşitli dinamik hareket bozuklukları görülmektedir. Bu bozukluklar aşağıda açıklanmıştır:

  • Atetoz: Bireyin elleri ve el parmaklarının farklı yönlere bükülmesi şeklinde görülen istemsiz hareketlere denir.
  • Kore: Bireyin kol, bacak ve yüz bölgesinde; titremeler, sıçramalar ve tikler oluşmasına denir.
  • Distoni: Bireyin vücudunun tümünde veya bir bölümünde görülen; istem dışı kasılmalar, spazmlar ve seğirmelere yol açan hareket bozukluğuna denir.
  • Hipotoni: Bireyin eklemlerinde oluşan pasif hareketlere karşılık olarak kaslarının sergilediği direnç düzeyinde meydana gelen azalmadır. Bir başka deyişle; hipotoni, bireyin kaslarında oluşan kayıp düzeyini ifade eder.

Beyin felcinin türler distonik beyin felci, hipotonik bireyin felci, ataksik beyin felci ve spastik beyin felcidir.

Merkezi sisteminde doğuştan oluşan anomalilere dair birkaç önemli kavram bulunmaktadır. Bunlardan hipoplazi; bir doku veya organın yetersiz veya eksik gelişimi anlamına gelmektedir. Displazi; bir organ/ dokunun anormal gelişimi veya bir hücre/dokunun fenotipinde (dış yapı) oluşan değişiklik olarak tanımlanmaktadır. Atrofi ise; hücre boyutunda veya sayısında azalma nedeniyle gelişimini tamamlayamayan doku veya organların kaybı anlamına gelmektedir.

Aşağıda merkezi sinir sisteminde doğuştan oluşan anomalilerin farklı türlerine yer verilmiştir. Bu türler;

  • Doğuştan Oluşan Nöral Tüp Kusurları
  • Ön Beyinle Oluşan Rahatsızlıklar
  • Dışsal Migrasyon Anomalileri
  • Beynin Boyutuyla İlgili Hastalıklar

şeklinde dört farklı türde incelenmektedir.

Doğuştan oluşan nöral tüp kusurlarının;

  1. anensefali,
  2. nsefalosel,
  3. miyelomeningosel,
  4. meningosel,
  5. bağlı kordon ve
  6. spina bifida occulta olmak üzere altı farklı türü bulunmaktadır.

Ön beyinde oluşan rahatsızlıklar; (a) Holoprozensefali, (b) Septo-optik displazi ve (c) Corpus callosum (iki beyin yarıküresini birbirine bağlayan beyaz cevher/ ak madde kitlesi) anomalileri olmak üzere üç farklı türde oluşmaktadır.

Dışsal migrasyon anomalileri; (a) lisensefali, (b) pakyigria, (c) heterotopya, (d) polimikroglia, (e) şizensefali, ve (f) fokal kortikal displazi olmak üzere altı ayrı türden oluşmaktadır.

Merkezi sinir sisteminde doğuştan oluşan anomalilerin bir türü olan beynin boyutuyla ilgili hastalıklar; (a) mikrosefali, (b) makrosefali ve (c) hemimegalensefali olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

Epilepsi

Epilepsi, merkezi sinir sisteminde bulunan hücrelerinde yaşanan ani bir elektrik boşalması sonucunda oluşur. Bu durum genellikle, bir kaç dakika içerisinde sona erer. Yaşanan bu elektrik boşalması, zaman içerisinde tekrarlanırsa bu duruma; “epilepsi hastalığı” denilir. Epilepsi hastalığının diğer bir adı; “sara” dır. Bu hastalık tekrarlayan nöbetler şeklinde görülür.

Epilepsi hastalığı, çocukluk döneminde ortaya çıkan bir hastalıktır. Nedenleri genellikle tam olarak bulunamasa da; bu hastalığa sebep olan bazı faktörler şunlardır:

  • Doğum esnasında beynin zedelenmesi veya oksijensiz kalması
  • Kromozom hastalıkları
  • Enzim bozuklukları
  • Beyin tümörleri, menenjit ve beyin zarı iltihabı
  • Annenin alkol, sigara ve uyuşturucu madde kullanması
  • Doğum sonrası kazalar sonucu beyin travması geçirme ve beynin zedelenmesi
  • Ateşli havale geçirme

Uyku Bozuklukları

Uyku bozukluklarının yoğunlukları, yetersizlik türlerine göre farklılaşmaktadır.

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olan bireylerde uyku bozuklukları diğer gelişimsel yetersizliği olan veya herhangi bir yetersizliği olmayan bireylerden daha fazla görülmektedir. OSB’li bireylerde görülen yaygın uyku bozuklukları; (a) geç uyuma, (b) geceleri sık uyanma, (c) sabahları erken uyanma, (d) uyku düzeni eksikliği, (e) sık kabuslar görme ve (f) uyku süresinin azlığıdır.

Down sendromu olan bireylerde yatakta uykuya dalmada zorluk, gündüz uykusu yüzünden gece uyuyamama gibi çeşitli uyku bozukluğu türleri bulunmaktadır. Bu bozuklukların en temel nedeni, solunum bozukluklarıdır.

Prader-Willi Sendromu obezite, gelişimsel gerilik, davranış bozuklukları, uyku ve solunum problemlerine yol açan bir yeme bozukluğudur. Bu sendrom, genetik bir hastalıktır. Bu hastalığa sahip bireylerde; uyku apnesi, aşırı gündüz uykusu ve solunum problemleri görülmektedir.

Beyin Felci olan bireylerde uyku bozuklukları genel nüfusa oranla daha yaygındır. Bu hastalığa sahip olan bireylerde en sık görülen uyku bozuklukları; uyku başlamada zorlanma, uyku-uyanıklık arası geçiş bozukluğu ve uykuya bağlı solunum bozuklukları olmuştur. Beyin felci olan bireylerde, uyku bozukluğunu arttıran nedenler; (a) epilepsi, (b) kas kasılmaları ve (c) kas iskelet sistemi ağrısı olarak sıralanmaktadır.

Hareket Bozuklukları

Hareket bozukluklarını iyi bir şekilde tanımak ve gidermek çok önemlidir. Bu sayede; yaralanmalar ve uzun süreli sakatlıklar önlenebilir.

Hareket bozukluklarının en yaygın görülen türü, yürüme bozukluklarıdır. Yürüme bozuklukları; duruş, denge, ayak tabanının yere basma şekli, yürüme hızı, gövde ve bacakların duruşu gibi birçok faktörden etkilenir. Zihinsel yetersizliği olan bireylerin pek çoğu, yavaş yürüyen normal bir yürüyüşe sahiptirler. Ancak; bu bireyler hızlı yürüme, parmak ucunda ya da topuklarına basarak yürümede sorun yaşarlar. Yürüme bozuklukları; (a) zehirlenmeler, (b) omurilik hasarı, (c) eklem hasarı ve (d) sinir sıkışmasından kaynaklanabilir.

Hareket bozuklukları; Down Sendromu, omurga daralması, görme kaybı, kafa travması, Demans (Bunama) veya Parkinson hastalarında daha genç yaşta ortaya çıkar.

Uyuşturucuya bağlı hareket bozuklukları; şizofreni, psikotik depresyon, bipolar bozukluk ve ilerlemiş Alzheimer/Demans (Bunanma) hastalıklarında görülen belirtilere benzerdir.

Hareket bozukluklarının diğer bir şekli de; stereotipiler (yineleyici hareketler), tikler ve mimik bozukluklarıdır.

Hareket bozukluğu görülen başka bir grup ise; Pisa Sendromu olan bireylerdir. Pisa Sendromu olan bireyler, yürürken geriye doğru eğilmekte ve bu durum da yürüyüş dengesini bozmaktadır.

Hareket bozukluklarının bir diğer şekli, Tourette Sendromu olan bireylerde bulunmaktadır. Tourette Sendromu olan bireylerde; tikler ve istemsiz hareketler oldukça yaygındır.

Hareket bozukluklarına yol açabilecek diğer problemler; dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), bipolar bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk (OKB; takıntılı kişilik), anksiyete (endişe bozukluğu), depresyon, öğrenme güçlüğü ve davranış bozukluğu olarak sıralanabilir.

Demans (Bunama) ve Alzheimer hastalığı

Demans, bireyin zihinsel ve sosyal becerilerinin, gün içerisinde gerçekleştirdiği aktiviteleri gerçekleştirmesini etkileyecek düzeyde kaybetmesine neden olan bir hastalıktır.

Demans hastalığı olan bireylerin ortak özellikleri; zihinsel işlevleri ve kişilik özelliklerinin aşamalı olarak bozulması ile günlük yaşamlarında gerçekleştirdikleri etkinliklerde belirgin bir düşüş yaşanmasıdır. Demans hastalığının yaygın belirtileri; (a) hafıza kaybı, (b) dil, düşünce ve ruh halinde görülen değişiklikler, (c) halüsinasyon görme, (d) psikoz ve (e) uyku bozuklukları olarak sıralanmaktadır. Bu belirtilere ek olarak; Demans hastalarında yürüme bozuklukları, yutkunma zorlukları, günlük yaşamda aktivite kaybı ve epileptik nöbetler görülebilir. Demans, yaşla ilişkili bir hastalıktır.

Demans şiddet düzeyine göre; (a) hafif düzey, (b) orta düzey, (c) ağır düzey ve (d) ileri düzey olmak üzere dört ayrı türe ayrılmaktadır.

Demans olma olasılığı yüksek olan risk grupları;

  • Yaşlılar,
  • Kadınlar,
  • Eğitim düzeyi düşük olan bireyler,
  • Çeşitli tıbbi hastalıklara sahip bireyler,
  • Geçmişte ailesinde demans hastalığı bulunan bireyler ve
  • Kafa travması geçiren bireyler olarak sıralanabilir.

Alzheimer hastalığı; demansın en yaygın şeklidir. Alzheimer, bireyin hafızasını olumsuz etkileyen, yakın geçmişte olanları hatırlayamama, hangi zamanda ve nerede bulunduğunu unutma ve günlük yaşam aktivitelerinde bozulma ile kendini gösteren bir hastalıktır. Alzheimer hastalığının klinik belirtileri; hafıza, akıl yürütme, görsel/mekansal performans, kişilik/ davranış ve dil alanlarından en az ikisinde başarısız olmadır.

Nörolojik Hastalıkların Tanılama Süreçleri

Beyin felcinin tanısı uzman bir ekip tarafından konulur. Bu ekibin içerisinde; çocuk doktorları, nörologlar, ortopedistler, rehabilitasyon uzmanları ve genetik uzmanları bulunur.

Beyin felci için risk faktörleri, doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası olarak üç grupta toplanır.

Beyin felci tanısı, gelişmekte olan çocuklarda nörolojik muayene bulguları ile motor gecikmenin ve/veya sapmanın değerlendirilmesi ile gerçekleştirilir. Nörolojik değerlendirme;

  • Hareket ve duruş anormalliği ve
  • Kas tonusunda (kasların gerginliğinde) anormallik durumlarını kapsamaktadır.

Merkezi sinir sisteminde doğuştan oluşan anomalilerde, anne kanında alfa-fetoprotein (AFP) düzeyi artar. Gebeliği izleyen doktor, AFP düzeyine gebeliğin 16-20. haftalarında tek başına bakabilir ya da gebeliklerde kullanılan üçlü/dörtlü testler AFP’i de içerdiği için bu testlerle birlikte değerlendirilebilir.

Epilepsi tanısı ağırlıklı olarak klinik öyküye dayanır. Genel olarak epilepsi hastalarının kendilerinden doğrudan bir tıbbi hikaye edinme olasılığı çoğu zaman mümkün değildir. Epilepsinin tanılanmasında, hastanın yakınlarının, doktora sunacağı bilgiler oldukça önemlidir. Epileptik nöbetlerin hangi sıklıkla oluştuğu ve nöbet sırasında yaşanan durumlar hastanın yakınları tarafından dikkatli bir şekilde incelenmeli ve bu bilgiler doktora eksiksiz bir şekilde ulaştırılmalıdır. Epilepsinin tanılanabilmesi için bazı tetkiklere ihtiyaç vardır. Bu tektikler; beyin tomografisi, EEG, MR ve bazı özel testlerdir.

Uyku bozukluklarının tanılanması sürecinde, uyku bozukluklarının birçoğu için uykuda gerçekleştirilen tetkiklere gerek yoktur. Uyku bozukluğu olan hastaların, yaşadıklarını temel alan uyku bozukluğu tanı kriterleri bulunmaktadır. Doktorlar, bu belirtilerden hareketle birçok uyku bozukluğunu tanısı koyabilmektedir. Fakat bazı hastalarda, uyku bozukluğunun türü ve şiddetinin doğru bir şekilde belirlenebilmesi için uyku tetkiklerinin yapılması gerekebilir. Uyku tetkikleri arasında en güvenilir sonuçlar vereni; “polisomnografi” dir.

Demans ve Alzheimer hastalıklarının teşhisi genetik ve biyolojik belirtileri bulunmasına rağmen; demans tanısı esas olarak klinik öykü ve muayene aracılığıyla konulur. Demans’ın tanı ölçütleri aşağıda sıralanmıştır:

  • Kısa veya uzun vadeli hafızalarda değer düşüklüğü,
  • Soyut düşünce bozukluğu, mantıklı karar verememe,
  • Kişilik değişimi,
  • İş, sosyal hayat ve başkalarıyla olan etkileşimleri olumsuz etkileyen bilişsel değişiklikler,
  • Delirium (kişide dikkat ve hafıza gibi bilişsel işlevler ile davranışlarda bozulma ile sonuçlanan, hızlı ve dalgalı seyirli bir nöropsikiyatrik bir bozukluk) un varlığında demans meydana gelmez,
  • Demans rahatsızlığı organik olmayan herhangi bir zihinsel rahatsızlıktan (depresyon, şizofreni vb.) kaynaklanmaz.

Demans hastalığının tanılanmasında yaygın olarak kullanılan testler; bireylerin değerlendirilmesinde üç ayrı alana odaklanmaktadır. Bu alanlar; (a) bilişsel, (b) davranışsal ve (c) işlevsel alanlar olarak sıralanmaktadır. Bilişsel testler bellek testleri, semantik testler, dikkat testleri, dil testleri, görselmekansal işlev testleri, yürütücü işlev testleri, praksis (alet kullsnma, giyinme, yürüme güçlükleri) testleri ve gnosis (nesneleri tanıma) testleridir. Davranışsal testler kişilik değişikliği testleri, duygu durum bozukluğu testleri, algı bozukluğu testleri, düşünce bozukluğu testleri, davranış bozukluğu testleridir. İşlevsel testler ise sokakta günlük yaşam aktivitesi testleri, evde günlük yaşam aktivitesi testleri ve kendine bakım (öz bakım) testleridir.

Nörolojik Hastalıkları Müdahale Süreçleri

Beyin felcinin tedavisinde ilk yapılması gereken şey hastalığın ilerleyişini engelleyici önlemler almaktır.

Beyin felci olan hastalara yapılabilecek müdahaleler fziksel terapi süreçleri, ilaç tedavisi ve cerrahi müdahalelerdir.

Merkezi sinir sisteminde doğuştan oluşan anomaliler, cerrahi müdahalelerle ya tamamen ortadan kaldırılmakta ya da olumsuz etkileri azaltılmaya çalışılmaktadır. Bu durum tamamen anomalinin türüne ve şiddetine bağlı olarak değişmektedir.

Epilepsi hastalığının tedavisi bazı bireylerde ömür boyu sürebilirken, bazılarında belirli bir yaş- tan sonra epiletik nöbetler sona erdiği için tedaviye de son verilir. Epilepside en yaygın olarak kullanılan tedavi biçimi ilaç tedavisidir. Epilepsinin bir diğer müdahale yöntemi ise; cerrahi müdahaledir.

Uyku bozukluklarının tedavi süreçleri, öncelikle uyku bozukluğuna neden olan çevresel etmenleri düzenlemekle başlar. Bu tedavi seçeneklerinden bazıları, gece geç saatlerde kafein veya uyarıcı maddelerin kullanımını sınırlamak ve yatak odasında telefon, tablet vb. mavi ışık yayan teknolojik cihazların kullanımını sınırlandırmaktır. Bunun dışında, ilaç tedavisi olarak melatonin hormonu içeren ilaçların kullanımı da uyku bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Hareket bozukluklarının tedavisinde; (a) botulinum toksin enjeksiyonları (BOTOX), (b) derin beyin stimülatörü terapisi (DBS) ve (c) intratekal baklofen pompa terapisi (ITB) etkisi kanıtlanan yöntemler arasındadır.

Demans hastalığı olan bireyler için sağlanması gereken ilk ve en önemli değişken; bu hastaların tedavileri sürecinde düzenli bir tıbbi bakım altında olmalarını sağlamaktır. Düzenli tıbbi bakımın ilk basamağı ise; gerektiğinde uygun testlerin yapılmasıdır. Bunun için; demansla ilgili en küçük bir şüphe, risk ve belirti oluştuğunda acilen bir sağlık kurumuna başvurarak değerlendirme talep edilmelidir.

Demansın tedavi süreci, genel olarak hastalığın nedenine bağlı bir şekilde değişmektedir. Demans hastalığının etkilerini azaltmak/geriletmek için ilaç kullanımı etkili bir uygulama olabilir. Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların neden olduğu olumsuz etkileri yavaşlatabilmek için bir takım ilaçlar kulanılabilir. Bu ilaçlar; Donepezil (Aricept), Galantamin (Razadyne) ve Rivastigmin (Exelon) olarak sıralanmaktadır. Bunun yanı sıra; demansın yol açtığı olumsuz davranışları azaltmak için de ilaç tedavisinden yararlanılmaktadır. Demans bağlı davranış bozukluklarının tedavisinde; Buspiron (Buspar: anksiyete karşıtı), Sitalopram (Celexa: ruh sağlığına yardımcı), Fluoksetin (Prozac), İmipramin (Tofranil) ve Trazodon (Desyrel) gibi antidepresanlar, Haloperidol (Haldol), Olanzapin (Zyprexa) ve Risperidon (Risperdal) gibi antipsikotik ilaçlar ile uyku düzeni ve ruh halini düzeltmek için Metilfenidat (Methylin, Ritalin) gibi uyarıcılar kullanılmaktadır.

Bakım Personelinin Dikkat Edeceği Durumlar ve Öneriler

Bakım personelinin karşılaşacağı en kritik durumlar; epilepsi nöbetleri ve Demans (Bunama) ve Alzheimer hastalığı olan bireylerin bakımlarıdır.

Bakım personeli, bakımını üstlendiği kişinin herhangi bir epileptik nöbet geçirmesi durumunda sakin olmalı, ilk önce hastanın kendisine zarar vermesini önlemeli, hastanın başını ve vücudunu yana doğru çevirip başının altına yumuşak bir yastık koymalı, hastanın dilini ısırmasını engellemek için; nöbet sırasında kişinin çenesini açık tutmasını sağlamalı, hastanın giysileri sıkıyorsa, gevşetmeli, hastayı kendine getirmek için; kolonya sürme, tokat atma, soğuk su dökme, soğan koklatma gibi şeyler yapmamalı, hastaya hiçbir şekilde ilaç vermemelidir.

Demans ve Alzheimer hastalarının bakımında ise hasta ile konuşurken basit kelimeler kullanmalı, hastayla konuşurken, hastanın ilgisini dağıtacak sesli/görüntülü uyaranları (örn: TV, radyo) en aza indirmeli, hastayla mutlaka göz kontağı kurmalı, banyo için hastanın en rahat ve gevşemiş olduğu zaman aralıklarını seçmeli ve günün hep aynı saatinde banyo yapmayı bir rutin haline getirmeli, hastanın günün hep aynı saatinde giyinip soyunmasını sağlayarak bunu bir rutine çevirmeli, hastayı kendi giyinmesi konusunda desteklemeli, hastanın fermuar veya düğme kullanmasında zorluk yaşanıyorsa cırt cırtlı veya bantlı giysiler tercih etmeli, hastanın yemek yiyeceği ortamın sessiz ve rahat olmasına özen göstermeli, birkaç çeşit yemeği küçük tabaklarla masaya koymalı ve hastaya seçim fırsatı sunulmalı, hastaları ağız-diş sağlıklarını korumaları için, yemeklerden sonra dişlerini fırçalamaya teşvik etmeli, Hastanın yemeğini yiyeceği tabakların ve içecekler için kullanacağı bardakların kırılmaz özellikte olmalarına özen göstermeli, hastaya tuvalete gitmesini gün içerisinde yaklaşık 3 saatte bir hatırlatma yapılmalı, gece yatmadan önce çok miktarda sıvı alması engellenmeli, tuvalet ihtiyacı olup olmadığı sık sık sorulmalı, yatağa gitme saati standart olmalı, koridorlarda gece lambası bulundurulmalı, banyo ve tuvalette kilit bulundurulmamalı, kimyasal maddeler hastanın ulaşamayacağı uzaklıkta olmalı, hastanın kendi başına ocak/fırın kullanımına müsaade edilmemelidir.