BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ - Ünite 8: Su Ürünleri Üretimimiz ve Avcılığına İlişkin Hukuki Düzenlemeler Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 8: Su Ürünleri Üretimimiz ve Avcılığına İlişkin Hukuki Düzenlemeler
Giriş
Su ürünleri yetiştiriciliği ülkemiz de dâhil olmak üzere bir çok dünya ülkesinde gelişen bir sektördür. Ülkemizde su ürünleri yetiştiriciliğinin gelişmesi, balık üretiminin az olduğu bölgelerde halkın balıkla tanışmasına, tüketim alışkanlıklarının değişmesine neden olmuştur. Ülkemizdeki balık yetiştiricilik üretim miktarının tamamına yakın denebilecek kısmını levrek, çipura ve alabalık oluşturmaktadır.
Su Ürünleri Üretimimizin Yapısı
Ülkemizin üç tarafını çeviren denizlerimiz ortalama sıcaklık ve tuzluluk açısından farklı özellikler göstermektedir. Kuzeyde sıcaklığı ve tuzluluğu düşük Karadeniz, güneyde ve batıda sıcaklık ve tuzluluğu yüksek Akdeniz ve Ege Denizi ile bu denizleri birleştiren, bir karışım bölgesi olan Marmara Denizi bulunmaktadır. Akdeniz’den Karadeniz’e geçişte tür adedinde azalma, buna karşın popülasyon büyüklüğünde artış görülmektedir.
Denizlerden avcılık yoluyla elde ettiğimiz üretim 1970’li yıllardan itibaren sürekli bir artış göstermişse de son yıllarda bu artışın durduğu, üretimin gerilediği görülmektedir. İç sulardan avcılık yoluyla gerçekleştirdiğimiz üretim ise son çeyrek yüzyılda çok fazla değişkenlik göstermemiş, 35-40 bin ton düzeylerinde gerçekleşmiştir. Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’den daha küçük alana sahip olmasına karşın, üretim miktarı daha fazla olmaktadır. Karadeniz balıkta en büyük paya sahiptir.
Su Ürünleri Avcılığımızın Yapısı
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de avlanabilir stok büyüklüğüne ulaşıldığı kabul edilmektedir. Denizlerimizden avlanılan en önemli türümüz hamsi olup bu türün av miktarındaki azalış ve artışlar, su ürünleri üretim miktarımızda önemli değişikliklere neden olmaktadır. Son beş yıldaki avcılık verileri incelendiğinde, hamsi av miktarında azalış olduğunu söylemek mümkündür. Hamsiden sonra en fazla avlanılan tür, insan tüketiminde kullanılmayan, balık unu ve yağı fabrikalarının ham maddesi olan çaçadır. Karadeniz’den avcılığı gerçekleştirilen bu türün av miktarında 2012-2013 yıllarında bir azalış olmuş olmakla birlikte, üretim miktarı 70-80 bin ton civarındadır. Hamsi ve çaçadan sonra en fazla avlanılan balık türlerimiz sardalya ve istavrittir. Bu türler, denizlerden avlanılan su ürünleri içinde % 6-7 civarında bir paya sahiptir.
İç sulardan avcılık yoluyla gerçekleştirilen su ürünleri üretiminde önemli dalgalanmalar olmamaktadır. İç sularda avlanılan en önemli tür, Van Gölü’nden avlanılan inci kefalidir. İnci kefali, iç sulardan gerçekleştirilen üretimimiz içinde yaklaşık %25’lik bir paya sahiptir. Sazan av miktarı da inci kefaline yakın düzeylerdedir.
Avcılık Filomuzun Yapısı
Su ürünleri avcılığında bulunmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsat tezkeresi düzenlenmiş 18.062 balıkçı gemisi bulunmaktadır.
Su Ürünleri Yetiştiriciliğimizin Yapısı
Su ürünleri yetiştiriciliğin ülkemizde de gelişmesi sonrası, balık tüketiminin yok denecek düzeyde olduğu pek çok bölgemizde balık üretilmesinin yanı sıra, bu bölgelerimizdeki halkın balıkla tanışmasına, tüketim alışkanlığı edinmesine imkân sağlamıştır. Ülkemizdeki yetiştiricilik üretim miktarının tamamına yakın denebilecek kısmını levrek, çipura ve alabalık oluşturmaktadır.
Su ürünleri yetiştiriciliği iç sularda baraj gölleri, doğal göller, akarsular ve diğer su kaynaklarında ve denizlerde gerçekleştirilmektedir. İç sularda gerçekleştirilen yetiştiricilik üretim miktarı, başlangıç yıllarından itibaren, denizlerdekinden fazla olmuşsa da son yıllarda denizlerdeki üretim miktarı iç sulardan gerçekleşen üretim miktarını geçmiştir.
Ülkemizde 2015 yılı verilerine göre, 427 tanesi denizlerde olmak üzere toplam 2377 adet yetiştiricilik tesisi bulunmaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetleri denizler, barajlar ve göller ile az sayıda akarsuda ağ kafeslerde, bunların dışında kalan yerlerde ise havuzlarda gerçekleştirilmektedir. Denizlerde üretim faaliyetinde bulunan tesisler, toplam yetiştiricilik tesislerinin % 18’i olmakla birlikte, üretimin % 58’ini gerçekleştirmektedir. Bunun nedeni denizlerde üretim faaliyetinde bulunan tesislerin kapasitelerinin, içsulardaki tesislerden daha büyük olmasıdır. 2015 yılı verilerine göre, su ürünleri yetiştiriciliği içinde alabalığın payı, % 2’si denizlerde olmak üzere, % 45’tir. Sadece denizlerde yetiştirilen levrek ise % 31’lik bir paya sahiptir. Çipura üretiminin yetiştiricilik içindeki toplam payı ise % 22 olmuştur.
Dünya Su Ürünleri Üretiminin Yapısı
Dünya su ürünleri üretiminin yapısı, ülkemizdekine benzer özellikler göstermektedir. Avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimin miktarı ve toplam üretim içindeki payı azalırken yetiştiriciliğin payı artmaktadır.
2014 yılında dünya su ürünleri üretimi 167 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu üretimin % 56’sı avcılık, % 44’ü yetiştiricilik yoluyla gerçekleşmiştir. Avcılık yoluyla yapılan üretimin ise % 13’ü iç sulardan, % 87’si denizlerden yapılmıştır.
Su ürünleri üretiminin en fazla yapıldığı ülke Çin’dir. 2014 yılında 62 milyon ton su ürünleri üretimi gerçekleştirmiş olan Çin’in, avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimdeki payı % 18, yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirilen üretimdeki payı % 62, toplam üretimdeki payı ise % 37’dir.
Ülkemiz yıldan yıla değişmekle birlikte, toplam su ürünleri üretiminde dünyada otuzlu, AB ülkeleri arasında ise dördüncü, beşinci sıralarda yer almaktadır.
Su Ürünleri Avcılığıyla İlgili Hukuki Düzenlemeler
Denizlerde ve iç sularda bulunan bitkiler ile hayvanlar ve bunların yumurtaları su ürünleri olarak tanımlanmaktadır.
Ülkemizde su ürünleri teriminin balıklar ile midye, ahtapot, karides, yengeç gibi farklı türleri de kapsayacak şekilde yaygın bir kullanımı bulunmaktadır.
Günümüzde sağlıklı beslenme önerilerinin vazgeçilmezleri arasında yer alması, önemini daha da artırmıştır. Bu önemli gıdayı elde etme yöntemleri, insanlığın gelişimine paralel bir gelişme göstermiştir. Başlangıçta elle veya basit aletlerle gerçekleştirilen su ürünleri avcılığı, günümüzde çok fazla çeşitlenmiş ve gelişmiş avlanma aletleri ile gerçekleştirilmektedir.
Nüfusun artması, su ürünlerine olan talebin artmasına, talebin karşılanması için de daha fazla avlanılmasına, daha fazla avlanılması ise su ürünleri stoklarına zarar verilmesine yol açmıştır. Bu zararı ortadan kaldırmak ya da en aza indirmek, avcılığın sürdürülebilirliğini sağlamak için avcılığa kurallar getirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde Su Ürünleri Avcılığına Yönelik Düzenlemelerinin Tarihçesi
Su ürünleri alanı ile ilgili düzenlemelerinin geçmişine bakıldığında, ilk düzenlemelerin Osmanlı döneminde yapıldığı görülmektedir. Osmanlı döneminde bu alanda yapılan en önemli ve kapsamlı düzenleme, 1882 yılında yürürlüğe giren Zabıtai Saydiye Nizamnamesi’dir. Avcılık Kontrolü Kanunu olarak isimlendirebileceğimiz bu düzenleme, Osmanlı döneminde yapılan birçok düzenleme gibi, Cumhuriyet Dönemi’nde de yürürlükte kalmaya devam etmiştir.
Cumhuriyet dönemi sonrası 4 Nisan 1971 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 1380 Su Ürünleri Kanunu ile su ürünleriyle ilgili görevler Tarım Bakanlığına verilmiştir. Bu kanunun çıkması ile Ticaret Bakanlığının su ürünleri alanıyla ilgili görevleri sona ermiştir. Tarım Bakanlığı tarafından 1380 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan ilk sirküler olan, “Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesine Dair 1 Numaralı Sirküler”, 23 Ağustos 1973 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Su Ürünleri Avcılığına Yönelik Düzenlemeler Nasıl Yapılmaktadır?
Su ürünleri avcılığı ile ilgili düzenlemeler 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve Su Ürünleri Yönetmeliği kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü (BSGM) tarafından yapılmaktadır. Ticari ve amatör avcılık için ayrı ayrı yapılan düzenlemeler tebliğ şeklinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmektedir.
Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığına Yönelik Düzenlemeler
Ticari amaçlı su ürünleri avcılığına ilişkin tebliğin amacı; ticari amaçlı su ürünleri avcılığında uygulanmak üzere bilimsel, çevresel, ekonomik ve sosyal hususlar göz önüne alınarak su ürünleri kaynaklarının korunması bu kaynakların sürdürülebilir işletilmesinin sağlanması için su ürünleri avcılığına ilişkin yükümlülük, sınırlama ve yasakları düzenlemektir.
Ticari amaçlı su ürünleri avcılığında bulunacak kişiler ve avcılıkta kullanılacak gemiler için ruhsat tezkeresi adı verilen izin belgesinin alınması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığı
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsat tezkeresi düzenlenmiş kişiler ve balıkçı gemileri tarafından gerçekleştirilen ticari amaçlı su ürünleri avcılığına ilişkin düzenlemeler, ticari amaçlı su ürünleri avcılığını düzenleyen Tebliğ’de yer almaktadır. Bu tebliğler; yer yasaklarına, avlanma araçlarına, avlanma yöntemlerine, türlere ve iç sulara yönelik düzenlemeler ile genel düzenlemeleri içermektedir.
Avlanmanın Yasak Olduğu Yerler
Ticari tebliğlerde yer alan avlanmanın yasaklandığı yerler, avcılığın tamamen veya kısmen yasaklandığı alanları içermektedir. Petrol yükleme tesisleri, doğal gaz terminalleri gibi stratejik tesislerin özel güvenlik bölgeleri, deniz askerî yasak bölgeleri gibi yerler ise işlevleri ve konumlarından dolayı su ürünleri avcılığının yasaklandığı yerlere örnek olarak gösterilebilir.
Avlanma Araçlarına ve Yöntemlerine İlişkin Düzenlemeler
Av vasıtası ve yöntemlerine ilişkin düzenlemelerde trol, orta su trolü, çevirme ağları, ışık, sürütme, uzatma ve diğer avlanma araçları ve yöntemleri ile ilgili konular yer almaktadır. On iki metreden küçük balıkçı gemileriyle trol ve gırgır ağları kullanılarak avcılık yapılması yasaktır. Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Doğu Karadeniz ile tebliğle belirlenmiş kimi alanlarda her türlü trol avcılığı yasaktır. Her türlü trol avcılığının yasaklandığı alanlar dışında kalan yerlerdeki dip trolü avcılığında, kıyıdan itibaren mesafe yasağı uygulanmaktadır. Belirlenen bu mesafe içinde dip trolü ile avcılık yasaktır.
Dip trolü avcılığında mesafe yasağı dışında, zaman yasağı da bulunmaktadır. Zaman yasaklarında su ürünlerinin üreme dönemleri dikkate alınmakta, üreme faaliyetini gerçekleştirecek anaçların ve yeni doğmuş yavruların korunması amaçlanmaktadır.
Türlere İlişkin Düzenlemeler
Ticari amaçlı su ürünleri tebliği ile türlere ilişkin yapılan düzenlemeler; avlanması tamamen yasak olan türleri, boy ve ağırlık yasaklarını ve ekonomik öneme sahip bazı türlerin avcılığına yönelik özel düzenlemeleri kapsamaktadır.
Nesli tehlikede altında olan, bu durumları uluslararası anlaşma ve sözleşmelerle ya da ulusal araştırma veya gözlemlerle belirlenmiş türlerin avcılığı yasaklanmaktadır. Bu türlere örnek olarak yunuslar, deniz kaplumbağaları, mersin balıkları, foklar gösterilebilir.
Türlere yönelik düzenlemeler;
- Avcılığı tamamen yasak olanlar
- Boy ve ağırlık sınırlaması olanlar
- Avlanmasının yasak olduğu dönem olanlar
- Avlanma saati yasağı olanlar
- İzin verilen avlanma aracı ve yöntemi olanlar
- Kullanılması yasak avlanma aracı ve yöntemi olanlar
- Avlanılacağı bölge belirtilmiş olanlar
- Avcılığı için izin belgesi alınması gerekenler
- Miktar sınırlaması (kota) olanlar
şeklinde tanımlanabilir.
İç Sulara Yönelik Düzenlemeler
İç sulardaki ticari amaçlı su ürünleri avcılığı doğal göller ve baraj göllerinde yapılmaktadır. Akarsular ve göletlerde ticari amaçlı su ürünleri avcılığı yapılması yasaktır. Doğal göl ve baraj gölleri büyüklüklerine göre avlaklara ayrılmakta, bu avlaklar stok tespitleri sonrası, kiralanmak üzere ilan edilmektedir.
Yayın balıkları ve sazan balıkları dışında kalan türlerde bölgelere göre değişen zaman yasağı uygulaması bulunmamaktadır. Turna balıklarının 15 Aralık-31 Mart, karabalığın 1 Nisan-30 Haziran, kerevitin 1 Kasım-30 Haziran, inci kefalinin 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında avlanması yasaktır.
Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığı
Amatör balıkçılık, sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla yapılan, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen, avlanılan ürünün satılmadığı balıkçılık etkinliğidir.
Amatör amaçlı su ürünleri tebliğleri, iç sularda ve denizlerde gerçekleştirilecek amatör balıkçılık esas alınarak hazırlanmaktadır. Amatör balıkçılık yapacakların, bu faaliyetleri için herhangi bir belge alması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ticari amaçlı su ürünleri tebliği ile avcılığı yasaklanmış olan türlerin avcılığı, amatör avcılıkta da yasaktır. Amatör avcılıkta avlanılacak türler için miktar (sayı veya ağırlık), büyüklük, zaman, avlanma araçları ve yöntemleri açısından yasak ve sınırlamalar bulunmaktadır.
Amatör su ürünleri avcılığında her türlü patlayıcı, öldürücü, bayıltıcı, uyuşturucu, uyutucu, uyarıcı maddeler, karpit, sönmemiş kireç, balık otu ve benzerlerinin amatör avcılıkta kullanımı ve bu malzemelerin av mahallinde bulundurulması yasaktır. Amatör avcılıkta her türlü ağ kullanımı yasaktır.
İç Sularda Amatör
Avcılık İç sulardaki amatör balıkçılıkta çırpma/çarpma ve bırakma olta, birden fazla iğne ile donatılmış küspe, parakete, sualtı tüfeği, zıpkın, pinter ve sepet gibi tuzakların, her türlü ağın bulundurulması ve kullanımı yasaktır. İç sularda bir amatör balıkçı, olta başına iğne sayısı 3 adedi geçmeyen en fazla 4 olta takımı ile avlanabilmektedir. Ancak, alabalık avında iki olta takımından daha fazla olta takımı kullanılamamakta ve her olta takımında iki iğne bulunabilmektedir. İç sularda boyu 7,5 metrenin üzerindeki teknelerle amatör balık avcılığı yapılması yasaktır.
Denizlerde Amatör Avcılık
Denizlerde amatör avcılık parakete, pinter ve sepet gibi tuzaklar hariç olmak üzere; her türlü olta takımı, serpme, yemlik uzatma ağı ve su altı tüfeği ile yapılabilmektedir. Bir amatör avcı en fazla 4 olta takımı kullanabilmekte, olta takımındaki iğne sayısı, çapari hariç 6 adedi geçememektedir. Denizlerde oltalar ile yapılan avcılık dışında, dalma yöntemi ile su altı tüfekleri kullanılarak avcılık yapılabilmektedir. Denizlerde yapılan amatör avcılıkta da türlere yönelik boy ve miktar sınırlaması ile bazı türler için zaman yasağı bulunmaktadır.