BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ - Ünite 4: Deniz Balıkları Üretimi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Deniz Balıkları Üretimi
Giriş
Küresel ısınma, açık deniz balıkçılığının giderek pahalı bir ekonomik faaliyet hâline gelmesi, bazı ekonomik türlerin neslinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya gelmesi, balık stoğu azalan türlerin stok takviyesine ihtiyaç duyulması vb. sebepler balık yetiştiriciliğini önemli hâle getirmiştir.
İnsanların gıda tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve su ürünlerini sezonunun dışında da tüketme istekleri yetiştiriciliğin önemini artıran bir diğer sebep olmuştur.
Doymamış yağ asitleri bakımından çok zengin ve önemli bir protein kaynağı olan balıklar beslenme rejiminde ilk sıraları almaktadır. Deniz ürünlerinde bulunan omega 3 yağ asidi olan EPA ve DHA’nın migren türü baş ağrıları, eklem romatizması, bazı kanser türleri, yetişkinlerde şeker hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları ve bazı alerjilere karşı vücudu koruduğu belirtilmiştir. Somon türlerinin özellikle çocuklar için önemli bir vitamin olan D vitamini açısından zengin olduğu bilinmektedir.
Deniz balıkları yetiştiriciliğinde en büyük sorunlardan bir tanesi yavru temini ve üretimidir. Yetiştiriciliğe ilk başlanılan yıllarda genelde doğadan temin edilen yavru balıkların yetiştirilmesi yapılırken artık bu balıklardan yumurta alınarak yavrular elde edilebilmektedir.
Yetiştiricilikte Tür seçimi
Balık yetiştiriciliğinde amaç mevcut su kaynaklarından yenilebilir balık elde etmektir. Yetiştiricilik pazarlanma amacıyla yapıldığı gibi deniz, göl, baraj ve bazı akarsularda azalan stokların iyileştirmesi amacıyla da yapılmaktadır. Yetiştiricilikle elde edilen yavru balıkların doğal kaynaklara bırakılmasıyla, hem sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması hem de sportif balıkçılığın geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Ticari yetiştiricilikte üretim miktarı, boy-kilo verimi, et kalitesi ve lezzeti önemlidir. Et verimi ve lezzetinin iyi olması yapılan üretimin ekonomik değerinin artmasına sebep olacaktır.
Bir balık türünün yetiştiricilikte kullanılabilmesi için aşağıdaki özelliklere sahip olması beklenir:
- Yetiştiriciliği yapılacak bölgenin iklim koşullarına uyum sağlama kabiliyeti
- Boy-ağırlık kazanma kabiliyetindeki yükseklik
- Yumurta ve yavru elde edilebilmesinin kolaylığı
- Beslenme giderlerinin düşük olması
- Tercih edilen bir et verimi ve lezzetinin olması,
- Grup hâlinde yaşama uyum sağlama özelliğinde olması
- Enstantif, yarı enstantif ve eksantif üretime uygunluğu
- Ağ kafes veya bir havuzda sayıca fazla stoklanmaya uygunluğu
- Hastalıklara karşı dirençli olmasıdır.
Yetiştiricilik yapılacak bölge için karar vermeden önce bölge ile ilgili bazı hususlar göz önünde bulundurulmalıdır:
- tesisin kurulum maliyeti
- kurulacak tesisin deniz suyunun nasıl temin edileceği
- suyun özellikleri
- suyun kirlilik durumu
- konumu
- fırtına ve gel-git olaylarının etkilerinin ne olabileceği
- ulaşım
- kullanılacak enerji türünün maliyeti ve devamlılığı
Hermafrodizm
Eş zamanlı olmayan sıralı ve birbirini izleyen hermafroditlerde balıklar işlevsel olarak bir cinsiyet olarak başlar, daha sonra başka bir cinsiyete dönüşür.
Partenogenez
Hermafrodizmden az görülür. İki yolla olur. Ginogenetik üremede dişiler yakın türlerin spermlerini yumurta çekirdeklerinin gelişimini tetiklemek için kullanır ve bir birleşme oluşmaz. Hibridogenesiste ise birleşme oluşur fakat sadece dişinin haploid genomu gelişmekte olan ovum’a geçer.
Biseksüellik
Gonokorizm olarak da bilinen ayrı eşeylilik durumudur. Balık yetiştiriciliğinde en yaygın olarak uygulanan üreme yöntemidir.
Balıklarda Üreme Tipleri
Balıklarda üreme canlı doğurma, yumurtlama olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Balık yetiştiriciliğinde en yaygın olarak yapılan, yumurtlayan balıkların yetiştiriciliğidir. Balıkların çoğunluğunda özellikle deniz balıklarında yumurtalar ortama bırakıldıktan sonra döllenir. Bu balıklara ovipar (yumurtlayan) balıklar denir.
Balıklar pelajik yumurtlayan ve demersal yumurtlayan olmak üzere iki gruba ayrılır. Balıkların yumurtlamalarını etkileyen faktörler aşağıda verilmiştir:
- Dişilerin beslenmesi
- Fizyolojik faktörler
- Ekolojik faktörler
- Sıcaklık
- Fotoperiyod
- Termoperiyot
- Ay döngüleri
- Yükselti ve bölge
- Su derinliği
- Üreme substrat türü
- Tuzluluk
Balıklar yumurtlama stratejilerine göre iki gruba ayrılır.
- Semelparus Balıklar: Pasifik somonu gibi yaşamı boyunca sadece bir defa yumurta bırakan balıklardır.
- İteroparus Balıklar: Yaşamı boyunca birçok defa yumurta bırakan balık türleridir. Birçok deniz balığı bu gruba girmektedir.
Balıklardan Yumurta Alım Yöntemleri
Doğal Yumurtlatma Yöntemi
Doğal yumurtlatma yöntemi cinsi olgunluğa ulaşmış balıkların üreme dönemlerinde yumurtlamasıdır. Balıklar doğal olarak yumurta ve spermlerini bıraktıktan sonra döllenme gerçekleşmiş olur.
Sağarak Yumurta Alımı
Bazı balıklarda yumurta kanalı bulunmaz. Olgunlaşan yumurtalar vücut boşluğuna dökülür. Bu balıklardan sağarak yumurta alımı mümkün olmaktadır. Döllenmeyi garanti altına almak için birkaç dişi ve erkeğin yumurta ve spermleri aynı kaba sağılır.
Balık sağımında iki yöntem kullanılır. Bunlardan birincisi kuru yöntem diğeri ise yaş yöntemdir. Yaş yöntem içerisinde su bulunan kaba önce yumurtalar alınır, sonra üzerlerine erkeğin spermleri sağılır ve karıştırılır. Kuru yöntemde yumurtalar ve spermler kuru bir kaba alındıktan sonra su ilave edilerek karıştırılır.
Karnın Yarılması Yoluyla Yumurta Alınması
Balıklar anestezik madde ile bayıltılır. Balık anüsten gırtlağa kadar kesilerek yumurtalar alınır. Genellikle mersin balıklarından bu yöntemle yumurta alınır.
Hormon Enjeksiyonu ile Yumurta Alma
Balıklardan yumurta alımının hızlandırılması amacıyla yumurtaların hipofiz enjeksiyonu ile uyarılması gerekmektedir.
Yetiştiriciliği Yapılacak Balıkların Beslenmesi ve Önemi
Balıkların tükettikleri yemin ete dönüştürme oranı oldukça önemlidir. Bu, işletmenin ekonomik, kazançlı olması ve yem maliyetlerinin düşürülmesi açısından önemlidir. Balık beslenmesinde canlı yem, toz ve pelet yemler kullanılır. Balık yetiştiriciliğinde larval beslenme önemlidir ve mikroalg türleri, daphnia, rotifera, artemia nauplii formu larval balıkların beslenmesinde kullanılmaktadır. Carnivor balıkların beslenmesinde balık etleri, kabuklu etleri, yumuşakça etleri kullanılabilir. Balık beslenmesinde mikropartikül yemler olarak ifade edilen karma yemler kullanılır.
Yetiştiriciliği Yapılan Deniz Balıkları
Levrek [Dicentrarchus labrax (Linnaeus, 1758)]
Levrek ülkemiz denizlerinde varlığını sürdüren, sıcaklığa ve tuzluluğa toleransı olan, daha çok lagün ve nehir ağızlarında bulunan littoral bölge balığıdır. Levrek balıkları yüksek kalitede ete sahip olması nedeniyle büyük öneme sahip bir türdür.
Anaç Temini ve Seçimi: Anaç balıklar doğadan avlama ya da yetiştirilen balıklardan seçilerek temin edilir. Olta ve parekata ile yapılan avcılık anaç levrek elde etmek için en uygun yöntemdir. Yetiştiricinin kendi ürettiği balıklardan anaç seçiminde ise en iyi gelişme hızına sahip olan sağlıklı bireyler tercih edilir. Anaç havuzlarında günlük yapılacak işlemlere dikkat edilmesi gerekmektedir:
- Günlük yemleme yapılmalıdır.
- Havuzlarda biriken yem artıkları günde 1-2 defa temizlenmelidir.
- Su giriş miktarı kontrol edilmelidir.
- Su parametreleri kontrol edilmelidir.
Yumurta Alımı: Levreklerden sağım yöntemiyle yumurta alımında yumurtaların küçük olmasından dolayı verim alınamamaktadır. Doğal ortamdan yakalanan anaçlardan yumurta alımında hormon kullanımı sonucu balığın yumurtlamaya teşvik edilmesi olumlu sonuçlar verir. Hormon kullanımının başarısı bazı parametrelere bağlıdır:
- Balığın kondisyonu ve stres durumu
- Cinsel olgunluk safhası
- Balığın büyüklüğü ve beslenmesi
- Önceki dönemlerde ne zaman yumurta alındığı,
- Su sıcaklığı ve mevsim olarak sıralanabilir.
Levrek balıklarında yumurta alımı için kullanılan hormonlar üç gruba ayrılır:
- Hipofiz ekstraktları
- Ovaryum ve testisleri uyarmak için pürifiye gonadotropinler
- Hipofizi stimüle etmek için LHRHa (GnRHa) ve bazı balık türlerinde sperma üretimini düzenlemek için kullanılan steroidlerdir.
Sperm ve Yumurta Olgunlaşma Periyodu: Üreme döneminde levrek balıklarının gonadlarında yumurta hücrelerinin oluşması dört periyotta olur.
- Pregametik periyot: Gonadlarda olgunlaşmanın olmadığı haziran ve ekim ayları arasındaki dönemdir.
- Gametogenesis: Ekim ve ocak ayları arasıdır. Bu aylarda oosit stoplazmasında yağ damlacıkları, az sayıda yağ globülleri ve kortikol alveolleri görülür. Kasım ayında yağ damlasında büyüme vardır fakat erkeklerde sperm elde edilmesi mümkün değildir.
- Yumurtlama periyodu: Ocak ve mart ayları arasıdır.
- Dinlenme periyodu: Nisan- mayıs ayları arasıdır. Ovaryumlarda atretik oositler gözlenir.
Yumurtaların İnkübasyonu: Anaçlar tarafından bırakılan yumurtalar inkübasyona alınmadan önce dezenfeksiyon işlemine tabi tutulmalıdır. Dezenfeksiyon işlemi deniz suyuna Iadophor çözeltisi konularak yapılır. Dezenfeksiyon işlemi için ayrıca çinko içermeyen malahit yeşili ile de yapılabilir. Yumurtalar temin edildikten sonra inkübasyona alma işlemi başlar. İnkübasyon havuzları kontaminasyonun engellenebilmesi için ayrı bir kısımda olmalıdır. İnkübasyon süresince ışık kullanılmaz.
Larval Dönemler: Larval dönem yumurtaların embriyolojik gelişimlerini tamamlanması ve yumurta kapsülünü terk etmesi ile başlar. Larval dönemler prelarval, postlarval ve juvenil dönem olmak üzere üçe ayrılır.
Larvaların Beslenmesi: Larvaların canlı yem, taze cansız yem, karma yem ve yapay toz yemlerle beslenmesi uygundur. Levrek larvalarının beslenmesinde yaygın olarak rotiferler, daphnialar, mikroalgler, copepodlar, artemiaların nauplii ve metanauplii formları kullanılır. Taze balık etleri, midye ve istiridye etleri larvaların beslenmesinde tercih edilir.
Ön Büyütme: Ön büyütme işleminde yavrular, içerisinde deniz suyu sıcaklığı olan 19-21 °C ve 10-15 m3 büyüklüğünde silindir tanklara, balıklar 3000-5000 adet/m 3 olacak şekilde stoklanır.
Büyütme: Yetiştiricilikten ya da doğal ortamından temin edilen levrek yavruları karada kurulan tesislerde veya denizde kurulan tesislerde porsiyonluk boya getirilene kadar büyütülür. Büyütme işlemi sahil şeridinde bulunan dalyan veya göletlerde yapılabilir. Ekstantif yetiştirme denilen bu yöntemde yavrular tamamen doğadan temin edilir. Karada kurulu olan toprak, beton ve branda havuz sistemleri olan yarı enstantif yetiştirme yöntemi olarak ifade edilen sistemler kullanılarak levrekler büyütülebilir. Bu sistemde su değişimi ve balıkların beslenmeleri kontrol altındadır. Yüzer kafeslerle yapılan yetiştiricilik yöntemi ise enstantif olarak adlandırılmaktadır.
Çipura (Sparus aurata L, 1758)
Çipuralar derinliği genelde 1-30 metreye kadar olan, deniz tabanlarında, kumlu bölgelerde, kıyılarda ve lagünlerde yaşarlar. Yetişkin çipuralar 150 metre derinliğe kadar bulunabilir; çipura yalnız veya sürüler hâlinde yaşayan sedentar bir balıktır. İlkbaharda lagünlerde görülür. Boyları 70 cm’ye, ağırlıkları 17 kg’a ulaşabilen çipuralar 11 yıl kadar yaşayabilir.
Çipuralar genellikle etçil balıklardır, nadiren otçul beslendikleri de görülür. Midye deniz kabukluları ve istiridyelerle beslenir. Çipuralar denizin dip kısımlarında beslenen bentik bölge balığıdır. Ağırlıklarına göre çipuralar şu isimlerle anılır:
- 30-50 gr arası ağırlıkta olanlara ince lidaki
- 100 gr ağırlıkta olanlara lidaki
- 100-180 gr arasında ağırlıkta olanlara kaba lidaki
- 200 gr ve üzerinde ağırlıkta olanlar çipura
Yavru Temini: Doğadan yavru balıkların avlanarak elde edilmesi çipura yetiştiriciliğinde yavru temin yöntemlerinden biridir. Doğadan yavru temini güvenilir ve verimli bir yöntem değildir. Her yıl aynı miktarda yavru balık elde etmek mümkün olmayabilir. Bu da işletmenin verimliliğine ve sürdürülebilirliğine zarar verebilir.
Anaç Balık Temini: Çipura yetiştiriciliğinde yavru temini için kullanılacak anaç balıklar üç yolla elde edilebilir. Bunlardan ilki doğadan avcılık yöntemiyle yakalanan balıklardan yumurta elde edilmesi, ikincisi denizden yakalanan cinsi olgunluğa ulaşmış balıkların yumurtlayıncaya kadar havuz veya kafeslerde tutulması ve son yöntem ise işletmede yetiştirilen balıkların sağlıklı bireylerinden damızlık olarak seçilenlerden yumurta alınması şeklinde olur.
Anaç Balıklardan Yumurta Alımı: Denizlerden elde edilen, cinsi olgunluğa erişmiş balıklardan yumurta alımı en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Ancak bu yöntem sadece üreme dönemi av yasağının olmadığı zamanlara denk gelen balıklar için uygundur. Havuzda tutulan anaç balıkların cinsi olgunluğa ulaşması ve yumurta alımı hormonlarla hızlandırılabilir.
Yavru Çipuraların Beslenmesi: Çipuraların larval dönem beslenmesinde canlı yemler kullanılır. Canlı yem olarak rotifer ve artemia tercih edilir. Çipura larvaları 15 günlük olduktan sonra artemia ile beslenebilir. Larvalar 40 günden sonra mikropartikül yeme alışacakları bölüme alınır. Balıklar kırk günlük olduklarında mikropartikül yemlerle (sövraj dönemi) beslenebilir.
Ön Büyütme: Ön büyütme ünitesine yavru balıklar altmış günlük olduktan sonra alınır. Bu bölümde boylama yapılır. Boy büyüklüklerine göre ayrılan yavruların hava keseli olanlarla olmayanları birbirinden ayrılır. Yavrular ağ kafeslere çıkarılmak üzere 1,5-2 gram ağırlığa ulaşana kadar burada büyütülür.
Büyütme: Kuluçkahanelerden veya doğal ortamlarından elde edilen çipura yavruları porsiyonluk boya gelene kadar uygun yetiştirme ortamlarında büyütülür. Enstantif, yarı enstantif ve eksantif olarak yetiştirilebilirler.
Somon
Somon balıkları Salmo ve Oncorhynchus olmak üzere iki cins altında toplanır. Somon balıkları anadrom balıklardır. Somon balıkları büyüme evrelerinde farklı isimler alır:
- Alevin: Yumurtadan yeni çıkmış somon larvalarına denir.
- Parr: Somon yavrularının Tatlı sularda yaşadıkları son dönemdir.
- Smolt: Denizlerde yaşayabilmelerine uyum sağlamak amacıyla gerekli fizyolojik değişimleri geçiren (smoltifikasyon) yavru somon balıklarıdır.
- Grilse: Denizel yaşamının birinci yılının sonunda cinsi olgunluğa erişen somonlardır.
Dünyada ekonomik değeri olan ve yetiştiriciliği yapılan somonlar Salmo salar, Oncorhynchus keta, Oncorhynchus gorbucha, Oncorhynchus kisutch ve Oncorhynchus tschawytscha türleridir.
Somonlarda Kuluçka ve Alevin Üretimi: Somon balıkları tatlı sulara girip yumurta bırakan balıklardır. Genel olarak somonlardan Tatlısularda smolt üretimi ve denizde yüzer kafeslerde sofralık balık üretimi olmak üzere iki aşamalıdır. Yıkanan balıklar anestezik çözelti içerisine konulup bayılmaları sağlanır. Kuru sağım yöntemi uygulanır. Birkaç dişinin yumurtası aynı kaba alınır ve üzerine birkaç tane erkeğin sperm eklenir. Su değmeden yapılan döllenmelerde %100’e yakın başarı elde etmek mümkündür.
Atlantik somonu (Salmo salar Linnaeus, 1758): Yetiştiriciliği en çok yapılan somon türüdür. Yumurtalarını tatlı sulara bırakan anadrom balıklardır. Bentopelajik olarak yaşar. Okyanusların 210 metre derinliklerine kadar bulunabilir. Atlantik somonları 2-12 ° C sıcaklıktaki sularda yaşayabilir ve en ideal yaşama sıcaklığı 10° C’dir. Erkekleri 150 cm boya, dişileri ise 120 cm boya ulaşabilir.
Üreme dönemlerinde yumurtlamak için yumurtadan çıktıkları nehirlere göç etmek zorundadırlar. Dişi balıklar öncelikle yumurtalarını bırakabileceği zemin için çakıl taşları ile kaplı uygun derinlikte bir alan seçer. Yumurtalarını oluşturdukları bir çukura bıraktıktan sonra erkek balık spermlerini yumurtaların üzerine bırakarak yumurtaları döller.
Chum Somon [Oncorhynchus keta(Walbaum, 1792)]: Asya, Kuzey Amerika ve Japonya’da görülen bir somon türüdür. Özellikle Asya kıtası nehirlerinde yaygın olarak bulunan epipelajik bir türdür. Maksimum vücut boyu 100 cm kadar olabilir ve 16 kg ağırlığa ulaşabilir. Juvenil ve erişkinleri copepod, tunicate, mürekkep balığı ve küçük balıklarla beslenir. Chum somonlarının etleri taze, kurutulmuş, tuzlanmış, konserve, tütsülenmiş ve dondurulmuş olarak değerlendirilmektedir.
Pembe Somon [Oncorhynchus gorbuscha(Walbaum, 1792)]: Kambur sırtlı somon olarak bilinir. Alaska ve Kuzey Pasifik sularında bulunur. Asya kıtasının büyük nehirlerinde de varlığını sürdüren bir balıktır. Yumurtlama dönemi ağustoseylül aylarıdır. Dişileri 1500 adet/kg yumurta bırakır ve bu yumurtalar ortalama olarak 100-125 gün sonra açılarak içinden besin keseli alevinler çıkar. Mart-mayıs aylarından itibaren yavru somonlar denizlere yönelir.
Coho Somon [Oncorhynchus kisutch (Walbaum, 1792)]: Pasifik somonudur ve Atlantik somonuna davranış ve yaşam döngüsü bakımından benzerlik gösterir. Sonbahar ve kış ayları başlangıcında 1500-2000 adet/kg yumurta bırakır.
Chinook salmon [Oncorhynchus tschawytscha(Walbaum, 1792)]: En büyük Pasifik somonudur. Boyları 150 cm kadar olabilen bu balıklar yaygın olarak 70 cm boya sahiptir. Maksimum ağırlıkları ise 61,4 kg’a kadar ulaşabilen bu balıkların 9 yıl kadar yaşayabildikleri tespit edilmiştir. Yumurtlama göçü haziran-eylül ayları arasındadır. Dişiler 3000-12000 adet/ kg yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan balıklar deniz suyuna hemen adapte olabilir. Genel olarak tatlı sularda 1-2 yıl kadar beslendikten sonra denize göç eder. Tatlı sularda bir yıl dolmadan denizel forma geçen Chinook somon balıkları denizde üç kış geçirdikten sonra yumurtlamak için tatlı sulara üreme göçü yapar.
Kefal Balığı
Mugilidae familyasından olan kefal balıklarının ülkemizde Mugil cephalus, Chelon labrosus, Liza saliens, Liza aurata ve Oedalechilus labeo türleri denizlerimizde yayılış gösterir. Ülkemizde Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’de yaygın olarak bulunan balıklardır. Geniş bir dağılım alanına sahip olan, tropik ve subtropik olan denizlerin neredeyse tamamında bulunan kozmopolit bir türdür. Beslenmek amacıyla nehir ağızlarına, lagünlere, dalyanlara ve akarsulara giren bu türün farklı ortam koşullarına karşı toleransı oldukça yüksektir. Omnivor olan bu balıklar hem hayvansal hem de bitkisel kökenli gıdalar ile beslenir ve genel olarak kabuklular, yumuşakçalar gibi hayvansal besinlerle, yosunlar gibi bitkisel gıdalarla beslenmeyi tercih eder.
Kefal balıklarının tuzlu, tatlı ve acı sularda inşa edilen havuz ve dalyanlarda, enstantif ve yarı enstantif yetiştiriciliği yapılmaktadır. Kefal balıklarının ayrıca üreme göçü esnasında bol miktarda avlanarak havyarlarından da yararlanılmaktadır. Kefal balıklarının yumurtaları akarsu sistemleri ve durgun su sistemleri olmak üzere iki sistem kullanılarak kuluçka edilir.
Kalkan [Scophthalmus maximus (Linnaeus, 1758)]
Kalkan balığı Atlantik boyunca uzanan bölgede, Avrupa sahillerinde, Akdeniz ve Karadeniz’de görülmektedir. Karnivor olan kalkan balığı yüksek ekonomik değeri olan bir türdür. Ortalama uzunlukları 50 cm olan kalkan balıkları 100 cm boya kadar ulaşabilir.
Üreme dönemi genel olarak şubat-nisan ayları arası, Akdeniz’de mayıs-haziran ayları arasıdır. Üreme döneminde kıyılara doğru göç eder. Kalkan balıklarının damızlıkları doğal ortamlarından avlayarak veya yetiştiricilikten karşılanmaktadır. Yumurta alımını kontrol etmek için LHRH-a ve GnRh-a hormonu dişilere uygulanmaktadır. Doğal, yumurtlatma yöntemiyle yavru elde edilmesi yerine sağım yaparak suni dölleme yapılmaktadır. Kalkan balığı larvalarının 16–19 °C’de, 70 günlük büyüme döneminde morfolojik gelişimleri üç bölüme ayrılır:
- 0-2 gün ön larva safhası
- 3-29 gün post larva safhası
- 30-70 gün larva evreden yavru evresine geçiş
Orkinos [Thunnus thynnus (Linnaeus, 1758)]
Mavi yüzgeçli orkinoslar yüksek ekonomik değere, uluslararası deniz ürünleri pazarında önemli bir yere sahiptir. Orkinoslar çok hızlı yüzen balıklardır. Genellikle 0-100 metre derinlikteki sularda yaşar. Yaklaşık olarak 3-30° C sıcaklıktaki sularda yaşayabilir. Maksimum 458 cm total boya ve 684 kg ağırlığa ulaşabilir. Akdeniz’de üreme haziran–ağustos ayları arasında olur. Yetiştiriciliği genelde av yoluyla elde edilen bireylerin ağ kafeslerde büyütülmesine dayanır. Yaşama oranı %1-2 düzeylerinde olduğu için larval üretim pek tercih edilmez. Kafeslerde kısa sürede kilo ve yağlanma artışı sağlanması için balıklar yağ ve lipit içeren Clupea harengus (ringa), Sardinella aurita, Sardinella pilchardus (sardalya), Scomber scombrus (uskumru) gibi balıklar ve kalamar (Loligo vulgaris), sübye (Sepia officinalis) gibi kafadan bacaklılar ile beslenmektedir.
Sarıağız (Argyrosomus regius Asso, 1801)
Dış görünüş olarak levrek balıklarına benzer. Okyanuslar, sıcak ve ılıman denizlerde bulunur. Doğu Atlantik, Norveç, Kongo, Cebelitarık Boğazı, Akdeniz ve Karadeniz’de yayılış gösteren bir türdür. Süveyş Kanalı’ndan Kızıldeniz’e göç eder. Maksimum 230 cm boya, yaygın olarak 150 cm boya ve 103 kg ağırlığa ulaşabilir. Üreme dönemi olan ilkbahar ve yaz aylarında kıyı kesimlerde toplanır. Juveniller ve küçük yetişkinler, lagünler ve nehirlere girer. Kaliteli eti olduğu ve geniş tuzluluk aralığında yaşayabildiği için üretime uygun bir balıktır. Sarıağız balıklarının karada kurulan tanklarda enstantif ve denizlerde kafes ağlarda üretimi yapılabilmektedir.