BANKACILIK VE SİGORTACILIĞA GİRİŞ - Ünite 8: Türk Finans Sektöründe Sigortacılık Sistemi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Türk Finans Sektöründe Sigortacılık Sistemi

Günümüzde Türk Sigortacılık Sistemi

Türk Sigortacılık Sisteminde Temel Göstergeler

Prim üretimi, sigortacılık sektörünün temel fon kaynağı niteliğindedir ve bir ülkenin sigorta sektörünü değerlendirebilmek için ele alınacak temel göstergelerden biridir. Prim üretimi; sigortacılık hizmetlerinden faydalanan ekonomik birimlerin bu hizmet için ödediği bedeli ifade ederken, aynı zamanda sigorta sektöründe faaliyette bulunan firmaların gelirlerinin temel belirleyicisidir.

Ekonomideki gelişmelerden hızlı ve yüksek oranda etkilenen finansal sektörlerin başında gelen sigortacılık, genel olarak milli gelirin arttığı dönemlerde (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH)’den daha yüksek oranda büyümekte, GSYİH küçüldüğü dönemlerde ise daha fazla küçülmektedir.

Türk Sigorta Sektörü'nün prim üretimine ilişkin gelişimini incelediğimizde; kriz yılları hariç reel olarak sektörün büyüdüğü görülmektedir.

Ülkemizde geleneksel olarak hayat dışı sigorta dallarındaki prim üretimi hayat grubundan daha yüksektir. Yıllar itibariyle küçük dalgalanmalar göstermekle birlikte toplam prim üretiminde hayat dışı sigorta dallarının payı ortalama % 85 düzeyindedir.

Türk Sigortacılık Sisteminde Yapısal Göstergeler

Sigortacılık sektöründe yar alan şirketler, hayat ve hayat dışı branşlarından sadece birinde faaliyet gösterebilirler. Bu şirketleri, faaliyet alanına göre dört gruba ayırmak mümkündür. Bunlar;

  • Hayat dışı sigorta,
  • Hayat sigortası
  • Hayat/ Emeklilik Sigortası
  • Reasurans şirketleridir

Türkiye’de sigorta potansiyelinin halen yüksek olması yabancı yatırımcıların Türk sigortacılık sektörüne ilgisini çekmektedir. Sektördeki yabancı sermayenin payı, yerli sermayeden yüksektir. Toplam prim üretiminde de yabancı şirketlerin payı yerli şirketlerin payının üstünde seyretmektedir. Ancak sermaye ağırlığına kıyasla, prim üretim paylarındaki yerli ve yabancı arasındaki fark daha az gerçekleşmiştir.

1999 depreminden sonra 2000 yılında meskenler için zorunlu hale getirilmiş bulunan deprem sigortalarını yürütmek üzere "Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)" havuzu tesis edilmiştir. Günümüzde Zorunlu Deprem Sigortası, DASK nam ve hesabına sözleşme yapmaya yetkili sigorta şirketleri ve bu şirketlerin acenteleri tarafından yapılmaktadır.

Türk Sigortacılık Sisteminde Finansal Göstergeler

Sigortacılık sektörü tarafından, sermaye piyasasında yaratılan fonların hacmi, üretilen prim seviyesine bağlıdır.

Türk sigortacılığının yarattığı fonları, 2010 yılında ne

şekilde değerlendirdiği sayfa 203 Tablo 8.8.’de verilmiştir.

Menkul değer yatırımlarının ağırlıklı olarak kamu borçlanma senetlerine yapıldığı görülmektedir. Türk sigortacılık sektörü, toplam menkul değer yatırımlarının

%92’sini, toplam yatırımlar portföyünün ise %85,11’ini kamu borçlanma senetleri "eklinde gerçekleştirmiştir. Türk sigortacılık sektörü, yarattığı fonları ağırlıklı olarak kamuya borç vererek yatırıma dönüştürmektedir.

Türk Sigortacılık Sisteminde Teknik Göstergeler

2010 yılında Türk sigortacılık sektöründe toplam teminatlar T30.661,7 milyar olarak gerçekleşmiştir. Bu teminatların GSYİH’a oranı %27,75’dir. Toplam teminatlar içinde hayat dışı sigortacılığın payı ise son derece yüksek, hayat sigortacılığının payı ise oldukça düşük kalmıştır.

Sigortacılık sektörü prim üretiminde dört tip kaynak kullanılmaktadır. Bu kaynaklar; merkez, acente, banka ve brokerlerdır. Sayfa 205’teki Tablo 8.12., hem toplam hem de hayat ve hayat dışı branşlarında üretilen primlerin kaynaklarına göre dağılımını göstermektedir.

Branşlar Bazında Türk Sigortacılık Sistemi

Sigortacılık sektöründe yar alan şirketler, hayat ve hayat dışı branşların sadece birinde faaliyet gösterebilirler. Bu iki grupta yer alan sigorta branşlarının neler olduğu, Hazine’den sorumlu Bakan tarafından belirlenir. Ülkemizde hayat dışı sigortacılığın alt branşları olarak sıralanabilecek sigortacılık alanları; seyahat, sağlık, kaza, kara araçları, raylı araçlar, hava araçları, su araçları, nakliyat, yangın ve doğal afetler, genel mühendislik zararları, genel zararlar, kara araçları sorumluluk, kara araçları sorumluluk (diğer), hava araçları sorumluluk, su araçları sorumluluk, genel sorumluluk, kredi, emniyet suistimal, finansal kayıplar, hukuksal koruma, destek sigortacılığıdır. Hayat branşında ise bulunan alt branşlardan bazıları şunlardır; sağlık, ferdi kaza, evlilik/doğum.

Bireysel Emeklilik Sistemi

Gönüllülük esasına dayanan bireysel emeklilik sisteminin temel amacı; bireylerin çalışma yaşamları boyunca yaptıkları düzenli tasarrufların yatırıma yönlendirilmesini sağlayarak, oluşacak birikimlerle, tasarruf yaptıkları dönemde sahip oldukları refah seviyesinin emeklilik döneminde de devam etmesini sağlamaktır.

Ülkemizde bireysel emeklilik sistemini, 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu düzenlemektedir.

Bireysel emeklilik sistemi;

  • ikinci emeklilik geliri ile bireylerin emeklilikte refah seviyelerinin artmasına,
  • altyapı yatırımları ve uzun vadeli yatırımlara kaynak yaratılarak sistemin yeni iş ve istihdam olanakları yaratmasına,
  • sosyal güvenliğin kapsamının artmasına ve kamunun sosyal güvenlikten kaynaklanan yükünün azaltılmasına,
  • mali sektörde uzun vadeli fonların artmasına böylece mali sektörün daha sağlıklı işlemesine,
  • enflasyonla mücadele ve istikrarlı büyümeye olumlu katkı sağlamasına,
  • kurumsal yatırım stratejilerinin piyasalardaki dalgalanmaları ve spekülasyonları azaltmasına,
  • sermaye piyasasının derinleşmesine olanak sağlayacak bir özel emeklilik sistemidir.

Bireysel emeklilik sistemindeki katılımcıların korunması ve dolayısıyla da siteme katılımın özendirilmesi için katılımcıların bazı hakları bulunmaktadır. Katılımcılar:

  • Emeklilik sözleşmesi süresi içinde katkı payı tutarını, emeklilik planında tanımlı asgari katkı payından daha az olmamak üzere değiştirebilir.
  • Şirkette en az 1 yıl kalmak şartıyla, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerini başka bir emeklilik şirketine aktarabilir.
  • Aynı veya farklı şirketlerde açılmış olan bireysel emeklilik hesaplarının birleştirilmesini talep edebilir.
  • Emeklilik sözleşmesi süresi içinde katkı payı ödemeye ara verebilir. Ancak katkı payı ödenmeyen süre emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında dikkate alınmaz.
  • Yılda en fazla 6 kez fon dağılım oranını ve yılda en fazla 4 kez emeklilik planını değiştirebilir.

Bireysel emeklilik sisteminde mevcut dağıtım kanallarını, bireysel direk satış, kurumsal satış, acente, banka ve diğer olarak sınıflandırmak mümkündür.

Türk Sigortacılık Sisteminin Türk Finans Sektöründeki Yeri

Türk finans sitemi, bankacılık sektörü ağırlıklı bir yapıya sahiptir. Bankacılık sektörünü, sırasıyla portföy yönetim şirketleri ile sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörleri takip etmektedir.

Sigortacılık sisteminin finansal varlık toplamı içindeki payının seyri genel anlamda değerlendirildiğinde; sigortacılık sektörünün Türk finans piyasaların gelişimine paralel bir gelişim sergilediği görülmektedir.

Türkiye, genç nüfus ve bu nüfusa karşın gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında düşük sigortalılık oranına sahiptir. Türkiye'de bilinç eksikliği nedeniyle sigortanın toplumsal faydaları ancak deprem, sel, su baskını gibi doğal afetlerden ya da sanayi bölgelerinde standartlara uygun malzeme ve ekipman kullanmayan işletmelerde meydana gelen infilak, yangın gibi büyük zarar oluşturan olaylardan sonra gündeme gelmektedir. Ülkemizde sigortanın faydalarının topluma anlatılarak, sigorta bilincinin geliştirilmesine yönelik bir takım faaliyetlerin yapılması önem kazanmaktadır.

Türk Sigortacılık Sisteminin Dünya Sigortacılığındaki Yeri

Türk sigorta sektörü dinamik yapısı, sahip olduğu nitelikli işgücü ve büyüme potansiyeli ile hem Avrupa hem de dünya piyasalarında gelecek vadeden sektörler arasında öne çıkmaktadır.

Bir ülkede sigortacılık sektörünce üretilen primlerin seviyesi, o ülkenin ekonomik ve sosyal koşulları tarafından belirlenmektedir. Bu koşulların yeterince gelişmediği ülkelerde, prim gelirleri, şartları gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük gerçekleşmektedir. Gelişmekte olan bir ekonomiye sahip ülkemizdeki sigortacılık sektörünü, dünya ekonomileri ile kıyasladığımızda, Türk sigortacılık sektörü pozitif bir gelişme trendi yakalamış olsa da dünya genelinde gelişme hızı nisbi anlamda geride kalarak, bulunduğu yeri daha üst sıralara taşıyamamıştır.

Genel anlamda Türk sigortacılık sektörü değerlendirildiğinde, sektörün güçlü ve zayıf yönleri olarak şu konuların öne çıktığı görülmektedir.

Sektörün Güçlü Yönleri;

  • Türkiye'deki genç ve yüksek nüfusla birlikte düşük sigortalılık oranı,
  • Türkiye sigorta sektörünün uluslararası anlamda ilgi çekmesi,
  • Sektörün sermaye yapısının giderek güçlenmesi,
  • Sektördeki firmaların, oto dışı branşlara da yönelmesi,
  • Sektörün ekonomi için ciddi bir likidite kaynağı oluşturması.

Sektörün Zayıf Yönleri;

  • Kişi başına düşen milli gelirin düşük olması,
  • Geçmişte yaşanan tatsız tecrübelerden kaynaklanan sigortaya karşı negatif bakış açısı,
  • Gerekli kaynak oluşmadığı için bankacılık sektörünün gerisinde kalması,
  • Yeterli sigorta bilincinin oluşmaması ve 'kaderci' anlayış,
  • Hayat dışı branşların ekonomik durgunluklardan etkilenmesi.