BANKALARDA KREDİ YÖNETİMİ - Ünite 7: Sorunlu Krediler ve Takibi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 7: Sorunlu Krediler ve Takibi
Ünite 7: Sorunlu Krediler ve Takibi
Sorunlu Krediler ve Kredi Riski
Ülkemiz, fon transferinde, finansal aracı olan bankaların ağırlıklı olarak kullanıldığı bir finansal yapılanmaya sahiptir. Bir banka için kredi riski; kredi müşterisinin, üzerinde anlaşılmışolan şartlara uymaması nedeniyle bankanın mali kayba uğraması veya uğrama riski olarak tanımlanır. Kredi riski, aktif yönetiminin bir parçasıdır. Bu riskin iyi yönetilememesi, kıt olan fonların doğru değerlendirilmemesi anlamına gelmektedir. Bir kredinin sorunlu hale dönüşmesi, kredi riskinin iyi yönetilememesinin sonucudur. Dolayısıyla kredi riskini iyi yönetebilmek, toplam krediler içinde sorunlu kredilerin payınıminimize etmeyi gerektirir. Bu oranın mümkün olabildiğince düşük olmasıarzulanır bir durum olmakla birlikte, %5’e kadar olan düzey olağan karşılanır.
Sorunlu Kredi
Bir kredi işleminin planlandığı gibi sonuçlanmamasıbankalar açısından hem likidite hem de kârlılık sorunu yaratabilir. Vadesi geldiği halde ödenmeyen alacak gecikmiş alacak iken, vadesi gelmediği halde erken istenen ve “Muaccel” olarak adlandırılan krediler de söz konusu olabilmektedir. Borçlunun, borçtan kaynaklanan yu¨ku¨mlu¨lu¨klerini sözleşmeye uygun zamanda yerine getir(e)mediği tahvil, bono, kredi gibi borç araçları ile ekonomideki beklenmedik gelişmeler sebebiyle önemli bir değer yitimine uğrayan gayrimenkuller ve alacaklar sorunlu varlıklar (distressed asset) olarak değerlendirilmektedir. Sorunlu krediler, sorunlu varlıklar arasında yer almaktadır. Kredi anlaşması sonucunda belirlenmişgeri ödeme anlaşmasının önemli oranda bozulduğu, anapara ve/veya faiz ödemelerinde gecikmelerin yaşandığı ve dolayısıyla da zarar olasılığının belirdiği krediler, sorunlu krediler olarak tanımlanır.
Banka tarafından müşterisine tahsis edilmesi ile başlayan kredi işlemi üç olasıdurum ile sonlanabilir. Bu durumlar;
Kredi kullanan banka müşterisinin, sözleşme şartlarına uygun davranması ve banka tarafından kredinin tahsil edilmesi,
Kredi tahsisinden sonra ortaya çıkan beklenmedik durumlar sebebiyle, banka ve kredi müşterisinin, kredi şartları ve kredi ödeme planını yeniden yapılandırması,
Kredi kullanan banka müşterisinin, krediyi geri öde(ye)memesi yani kredinin, kredi sözleşmesi şartlarına uygun olarak geriye tahsil edilmemesidir.
Sorunlu Kredilerin Neden ve Sonuçları
Bir kredinin sorunlu hale dönu¨şmesine neden olabilecek faktörleri dışsal, içsel ve bankadan kaynaklanan nedenler şeklinde üç gruba ayırmak mu¨mku¨ndu¨r.
Dışsal faktörler firma dışı nedenleri tanımlar. Sorunlu krediler için dışsal faktörler şu şekilde sıralanmaktadır;
Rekabet yapısı: Firmanın içinde bulunduğu piyasanın rekabet koşulları, firmanın kârlılığı ve mali yapısı üzerinde etkili olabilir.
Teknolojik etki: Firmanın teknolojik yenilik yapması gerekiyor iken yapamaması, karşı karşıya olduğu piyasa talebini ve kârlılığını olumsuz etkileyebilir.
Politik etki: Bir firma, aldığı bir krediden sonra politika yapıcıların aldığı bazı kararlardan olumsuz etkilenebilir.
Toplumsal etki: Bazen dini, etnik, coğrafi, kültürel veya siyasi nedenlerle firmanın faaliyette bulunduğu piyasaya yönelik talepte gelişmeler yaşanabilir. Bu gelişmeler firmanın mali yapısını etkileyebilir.
Çevresel etki: Bazen iklim değişimi, deprem ve sel gibi çevresel koşullar firmanın üretimini ya da talep koşullarını olumsuz etkileyebilir.
Makro ekonomik faktörler: Ekonomik konjonktürde yaşanan bazı gelişmeler firmaların maliyet ve talep koşullarını olumsuz etkileyebilir.
İşletmenin kendi içinde yaşadığı bazı gelişmeler, almış olduğu bir kredinin sorunlu kredi haline dönüşmesine neden olabilir. İşletmeden kaynaklanan bu nedenler şu şekilde sıralanabilir;
Yönetsel faktörler: Firmaların başarısızlıklarında yönetim hatalarının payı oldukça fazladır.
Finansal sorunlar: Bir firma, kısa vadeli borçlanma hızındaki artış, nakit akışındaki aksamalar, alacak tahsil süresinin uzaması ve borçlanmada yaşanan aksaklıklar gibi nedenlerle, kredi borçlarını geri ödemede sorunlar yaşayabilir.
Satış ve pazarlama sorunları : Firmanın satış ve pazarlamada sorunlar yaşaması, satışlarını, gelirlerini ve kârlılığını etkileyebilir.
Üretim sorunları : Firmanın üretim yapısı da sorunlu kredi nedeni olabilir. Üretimin, verimsiz, düşük kaliteli veya yüksek fire ile gerçekleşiyor olması, firmanın yüksek maliyetler ile çalışması anlamına gelmektedir.
Bilgisizlik: Firmanın sektör, ürün ve piyasa hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, yetişmiş ve bilgili personel gibi eksiklikler de firmaların mali yapılarını olumsuz etkileyebilir.
Kötü niyet: Asimetrik bilgi sorunlarından biri olan kötü niyet de firmanın içinden kaynaklanan sorunlu kredi nedenlerinden biridir. Firma ortak veya çalışanlarından bazılarının, dolandırıcılık ya da sahtekârlık gibi eylemleri sebebiyle kredinin ödenememesi durumudur.
Yöneticiyi etkileyen faktörler: Kurumsallaşma sürecini tam olarak tamamlayamamış firmaların, yöneticilerinin, ölüm veya satış gibi nedenlerden dolayı ayrılması ve yönetici değişikliği, firma üzerinde olumsuz etkiye neden olabilmektedir.
Kredilerin sorunlu hale gelmesinde bankalardan kaynaklanan faktörler de şu şekilde sıralanmaktadır;
Yetersiz istihbarat: Banka, kredi müşterisine ilişkin gerekli istihbaratı eksik yapmış olabilir.
Yetersiz finansal analiz: Kredi verilecek firmanın finansal tablolarının iyi analiz edilememesi sebebiyle, kredi müşterisinin gerçek ödeme gücü doğru tespit edilememiş olabilir.
Kredinin yeterli incelenememesi: Kredi tahsisinden sorumlu kişilerin, mevcut krediye ilişkin nakit akışları, vade ayarlamaları gibi doğru zamanlama gerektiren konuları eksik analiz etmeleri sebebiyle yanlış karar almaları, kredinin geri ödenmesinde sorunlara neden olabilir.
Eksik güvence: Kredi müşterisinden alınan güvenceler, bankaları, olumsuz durumlarla karşılaşmaları halinde zarardan korumaktadır. Gerekli teminatların yanlış hesaplanarak, eksik alınması, sorunlu bir kredi sebebiyle bankanın zarar etmesine neden olacaktır.
Yetersiz izleme: Bankanın, verdiği bir kredinin kalitesindeki değişimden haberdar olabilmesi için, krediyi etkin olarak izlemesi gerekmektedir.
Kredi fonksiyonunun yönetiminde yetersizlikler: Kredi fonksiyonu iyi yönlendirilemez ise, kâr ve büyüme hedefi amacıyla kredi kalitesinin düşmesi sorunlu kredi miktarının artmasına neden olacaktır.
Kontrolsüz hızlı büyümenin izlenememesi: Kredi alan banka müşterisi, hızlı, kontrolsüz ve sağlıksız bir büyüme sürecine girmiş olabilir. Böyle bir firmanın sonunda önemli nakit sıkıntısı yaşama ihtimali vardır.
Daha özet bir bakış için Şekil 7.1’i inceleyebilirsiniz.
Bir ekonomide sorunlu krediler bankaya ve ekonomiye olmak üzere iki açıdan olumsuz sonuçlar doğurur. Sorunlu kredilerin bankaya etkileri şu şekilde sıralanabilir;
Sorunlu krediler için ayrılmış fonlar, daha yüksek getirili alternatif alanlara yönlendirilemeyecektir.
Sorunlu kredilerin daha yakın takip edilmesi gereği, idari giderlerin artmasına neden olacaktır.
Sorunlu krediler, yöneticilerin ilgi ve zamanını daha verimli alanlarda değerlendirmelerini engelleyecektir.
Sorunlu kredi sebebiyle bankanın imajının olumsuz etkilenmesi, bankanın büyüme ve gelişmesini olumsuz olarak etkileyecektir.
Sorunlu kredilerin önemli bir hukuki uzmanlığı gerektirmesi, hukuki giderlerin artmasına neden olacaktır.
Sorunlu krediler, özellikle yüksek oranlara ulaştıkları bankalarda çalışan personelin, düşük getiri ve sınırlı büyüme sebebiyle moralinin olumsuz etkilenmesine neden olacaktır.
Sorunlu kredilerin, özellikle yüksek oranlara ulaştıkları bankalarda, bankanın faaliyetlerine son vermesine neden olabilir.
Sorunlu kredilerin ekonomi üzerindeki etkileri de şu şekilde sıralanmaktadır;
Maliyet enflasyonu artar: Bankalar, sorunlu kredileri sebebiyle düşen kâr oranlarını dikkate alarak, kredi faizlerini arttırabilirler. Bu durum, bankalardan kredi kullanan firmaların ödünç alma maliyetini yükseltir. Firmaların maliyetlerindeki bu artışı, ürettikleri malların fiyatlarına yansıtmaları, ülkede maliyet enflasyonunu yükseltebilir.
Vergi gelirleri düşer: Sorunlu krediler, hem bankaların kârlarını azaltacağı, hem de bankaların bu durumu kredi faizlerine yansıtmaları sebebiyle, kredi kullanan firmaların kârlarının azalmasına neden olacaklardır. Bu durum ise devletin vergi gelirlerini olumsuz etkileyecektir.
Piyasa olumsuz etkilenir: Sorunlu kredilerin büyük boyutlara ulaşması, bankaların iflasını, banka paniklerini beraberinde getirebilir. Banka iflası ise, bir ekonomide gerek banka mevduat müşterilerini gerekse de bankalardan kredi kullanan diğer müşterileri olumsuz etkileyecektir.
Üretim ve istihdam olumsuz etkilenir: Bankaların sorunlu krediler sebebiyle, hem kredi faizlerini yükseltmeleri hem de piyasadan kredi kullanmak için gelen talepleri karşılamakta zorlanma olasılığı vardır. Böyle bir durumda, kredi kullanmak isteyen bazı firmaların yatırım kararları hayata geçmeyebilir. Dolayısıyla ekonomide üretim hacmi ve istihdam bu durumdan olumsuz etkilenebilir.
Sorunlu Kredilerin Çözümü
Sorunlu kredilerin banka ve ekonomiye olumsuz etkileri du¨şu¨nu¨ldu¨ğu¨nde, kıt kaynakların etkin kullanımı adına istenmeyen sorunlar olduğu açıktır. Bu sorunlarıminimize etmek için yasalar ile bazıdüzenlemeler getirilmiştir. Kredi gruplarına ilişkin özellikler ise şöyledir;
Standart nitelikteki krediler: Bu krediler, finansman yapısı krediye uygun kişilere kullandırılır, bu kredilerin anapara ve faiz ödemeleri süresinde yapılır, borçlunun kredi değerliliğinde zayıflama gözlenmez ve bu krediler için genel karşılık ayrılır (nakdi %1, gayri nakdi %0,2).
Yakın izlemedeki krediler: Anapara ve faiz ödemelerinde sorun olmayan, ancak olumsuz gelişme gözlemlenmesi ya da tahmin edilmesi durumu söz konusudur. Borçlunun kredi değerliliğinde zayıflama gözlenmemektedir. Bu krediler için genel karşılık ayrılır (nakdi %2, gayri nakdi %0,4).
Tahsil imkanı sınırlı krediler: Anapara ve faiz ödemeleri 90 günden fazla geciken ve borçlunun kredi değerliliğinde zayıflama olan kredilerdir. Bunlar için ayrılacak özel karşılık en az %20’dir.
Tahsili şüpheli krediler: Mevcut durumda geri ödenmesi olası gözükmeyen, anapara ve faiz ödemelerinde 180 günden fazla geciken veya borçlunun kredi değerliliği zayıflamakla birlikte kesin zarar gözüyle bakılmayan krediler tahsili şüpheli hale gelir. Bunlar için ayrılacak özel karşılık en az %50’dir.
Zarar niteliğindeki krediler: Tahsilinin mümkün olmadığına karar verilen, anapara ya da faizin 1 yıldan daha fazla süredir geciktiği, tamamen zafiyete uğramış olan krediler artık zarar niteliğindedir. Bunlar için ayrılacak özel karşılık %100’du¨r.
Bunlara ek olarak 5411 sayılı“Bankacılık Kanunu”, bankalarıkrediler ve diğer alacaklarla ilgili olarak garanti ve teminatlarıalmaya ve bunların değerinin ve güvenilirliğinin ölçülmesi için gerekli yapıyıoluşturmaya zorunlu tutmaktadır.
Bankalar, verdikleri krediye ilişkin gerekli izlemeyi yaparken birçok alternatif yöntem kullanabilirler. Bu yöntemlerden en çok kullanılanları şunlardır;
Müşteri ziyaretleri
İstihbarat yapılması
Sektörün izlenmesi
Krediye ilişkin vade ve kullanım amaçlarının izlenmesi
Müşterinin mevcut krediye ilişkin performansının izlenmesi
Kredi donukluklarının izlenmesi
Faiz ve komisyon tahsilâtlarının izlenmesi
Firma yetkililerinin ve ortaklık yapısının izlenmesi
Basında yer alan haberlerin izlenmesi
Finansal kurumlar ile ilişkilerin izlenmesi
Finansal verilerin izlenmesi
Bir kredinin sorunlu hale dönüşmesi sürecinde bazı erken uyarı işaretleri görülmektedir. Bu işaretler dört grupta incelenmektedir. Bilançolardan elde edilebilecek bazı erken uyarı sinyalleri şunlardır;
Bilançoların zamanında alınamaması
Alacak tahsil sürelerinin uzaması
Müşteriye ilişkin nakit durumundaki kötüleşme
Stok miktarındaki artışlar
Stok devir hızının düşmesi
Cari varlıkların toplam varlıklar içindeki payının azalması
Firma likiditesindeki bozulma
Firma sermayesindeki aşınma
Karşılıklardaki artışlar
Öz kaynakların yetersizliği
Olumsuz denetim raporları
Cari borçlardaki dikkat çekici artışlar.
Bankanın müşteriye ilişkin finansal konularda gelir tablosundan elde edebileceği erken uyarı sinyalleri ise şunlardır;
Satışlardaki gerileme
Brüt ve net satışlar arasındaki farktaki olumsuz değişme
Maliyetlerdeki yükselme
Kâr marjındaki düşme
Satışlardaki artışa rağmen, kârlardaki azalma
Şüpheli alacak zararlarının yükselmesi
Faaliyet zararları
Satış ve kârlara oranla toplam varlıklardaki artışlar.
Yönetim konularındaki erken uyarı sinyalleri;
banka ile ilişkilerdeki davranış değişikliği
yönetimde değişim
firma mülkiyetindeki değişim
yöneticilerdeki davranış değişikliği
yönetimce verilen sözlerin yerine getirilmesinde sorunlar
risk konusunda aşırı ve ısrarcı tutum
gerçekçi olmayan bir fiyat politikası
bazı problemlerin tekrarı
finansal raporlama ve kontrollerdeki olumsuz gelişmeler
çalışanlara ilişkin sorunlar
olarak sıralanmaktadır. Firmanın faaliyetlerine ilişkin yönetim dışından kaynaklanan bazısinyaller de erken uyarıniteliği taşıyabilir. Bu tip erken uyarısinyalleri arasında şunlar yer alır;
Firmanın iş konusundaki değişmeler
Kötü finansal sonuçlar ve kontroller
Üretim kapasitesinin yetersiz kalması
İş gücü planlamasının yetersizliği
Önemli müşterilerin kaybedilmesi
Amortisman yatırımlarındaki aksaklık
Stok birikimindeki aşırı artış
Fabrikadaki bakımsızlık
Alışılagelmişin dışında spekülatif hammadde alımları
Üretim planına aykırı sipariş kabulü
Firma için önemli hammadde ve dağıtım kanallarına sahip olamama
Banka, kredi müşterisine ilişkin sorunlu kredi ihtimaline dair bazı erken uyarışunlardır;
Teminat senetlerinin temdit edilmesi
Hatalı planlama
Önemli boyutlarda kısa vadeli kredi kullanımı
Kredi taleplerindeki miktar artışları
Kredi taleplerinin sıklaşması
Protestolu senetlerin varlığı veya bunlardaki artış
Bankaların sorunlu kredi yönetimine ilişkin iki geleneksel metodu çözümü ilgili kredi yetkilisine bırakmak ve çözümün bağımsız ve uzman birine bırakılması olarak ikiye ayrılır. Sorunlu kredi müşterileri ise üçe ayrılır. Birinci tip, içinde bulunulan kritik durumun farkında olmayan müşteriler, ikinci tip, içinde bulunulan kritik durumun bilincinde olan müşteriler ve üçüncü tip ise ortak çalışma eğilimi göstermeyen müşterilerden oluşur. Bankalar, sorunlu kredilerin çözümü için yaptığıincelemeler sonucunda, çözüm için beşkarardan birini alacaktır.
Mevcut ilişkinin devam ettirilmesi: Bankanın krediye ilişkin herhangi bir aksiyon kararıalmama durumudur.
Kredinin yapılandırılması: Bu uygulama sorunlu kredinin, hem bankayı hem de müşteriyi memnun edecek şekilde çözümlenmesidir. Müşterinin ödeme koşulları dikkate alınarak banka tarafından mevcut kredinin koşulları yenilenmektedir. Bu sürecin sağlıklı sonuçlanabilmesi için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekmektedir:
Kredi müşterisinin borcu ödeme niyetinde olması,
Kredi müşterisinin nakit sıkışıklığı yaşıyor olması,
Kredi müşterisinin aktif çalışma hayatına devam ediyor olması,
Kredide tespit edilmiş olan olumsuzluğun, üstesinden gelinebilecek bu¨yu¨klu¨kte olması,
Kredi müşterisinin kredi tahsisinden sonra en az bir dönem ödeme yapmış olması,
Talep edilmesi durumunda kredi müşterisinin, teminatları güçlendirebilecek durumda olması.
Yakın izleme: Bu aşama hukuki süreç öncesi bir aşamadır. Sorunun tespitini takiben, bloke konularak, kredi müşterisinden ek teminat talep edilebilir. Sorunların giderilmesi durumunda kredi ilişkisi canlandırılabilir.
Tasfiye: Krediye ilişkin tespit edilen sorunların, devamlılığıdurumunda, kredi ilişkisini sonlandırmak için alınan karardır.
Kanuni takip: Bu aşama, müşterinin kötü¨ niyetli olmasının tespiti, başka alacaklıların yasal takibe başlaması , kredinin tasfiyesinin mümkün olmaması, kredi tasfiye planına uyulmamasıhalleri ile acil durumlar gibi hukuki aksiyon gerektiren hallerde başvurulacak olan aşamadır.
Türk Bankacılık Sisteminde Sorunlu Krediler
Tu¨rk bankacılık sektöründe toplam alacaklar içinde takibe düşmüşsorunlu alacakların düzeyi 2005 yılından itibaren sürekli bir artışeğilimine girmişve 2009 yılında dünyadaki finansal krize paralel olarak büyük bir patlama yapmıştır. Toplam kredi kartlarına ilişkin alacaklar içinde takipteki bireysel kredi kartıoranı2004 yılında %4,6 iken, 2009 yılında %12,1 olmuştur. Kredi kartı borcunu ödememiş kişilerin sayısı 2004 yılında 23 bin iken, 2009 yılında bu rakam 472 bine ulaşmıştır. Tu¨rkiye ‘de Merkez Bankasının duyurduğu karşılıksız çek sayısı2003 yılında 831 bin iken, bu sayı2009 yılında 1 milyon 911 bine ulaşmıştır. Ödenmediği için protesto edilmişsenetlerin sayısı2003 yılında 590 bin iken, bu sayı2009 yılında 1 milyon 600 bine ulaşmıştır. Dolayısıyla, büyüyen Tu¨rkiye ekonomisiyle birlikte, mutlak rakam olarak takipteki alacaklarda da artışolmaktadır.