BANKALARIN YÖNETİMİ VE DENETİMİ - Ünite 1: Bankaların Kuruluşu ve Organizasyon Yapısı Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 1: Bankaların Kuruluşu ve Organizasyon Yapısı
Giriş
Paranın bulunması güvenle saklanması ihtiyacını da doğurmuştur; bu ihtiyacın basit çözümlerle karşılanamaması, bankacılık sektörünün doğmasına neden olmuştur. Ticaret ve sanayinin gelişmesi ile bankalar günümüzdeki yapısına ulaşmıştır.
Bankalar Hakkında Genel Bilgiler
Banka kelimesi, İtalyancadaki “banco” kelimesinden türemiş olup İtalyancada masa, sıra ya da tezgâh anlamına gelmektedir. İtalya’da önlerine bir masa koyarak para ticareti yapan bu kişilere 12. yüzyılda “banchiero” (banker) adı verilmiştir.
Faaliyetlerini göz önünde bulundurularak bir tanım yapılacak olursa “Bankalar , faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlardır.” Banka, mevduat kabul eden, bu mevduatı en verimli şekilde çeşitli kredi işlemlerinde kullanmak amacını güden veya faaliyetlerinin esas konusu düzenli bir şekilde kredi almak ya da kredi vermek olan mali kuruluştur.
Diğer bir tanımlamayla banka, karşılığında faiz ya da kâr payı vermek üzere halktan veya özel kaynaklardan topladığı ya da kendi sahip olduğu paraları, faizli veya kâr/zarara katılmalı yöntemle kredi olarak kullandıran ve bu şekilde para akışına aracılık eden iktisadî işletme ve bu işletmenin sahibi durumunda olan anonim şirkettir.
Bankaların üstlendikleri görevleri ünitenin sınırları dâhilinde şu şekilde sıralamak mümkündür: Finansal aracılık; asimetrik bilgi problemini çözmek; likidite sağlamak; kaydî para ya da banka parası yaratmak; para politikasının etkinliğini artırmak; sermaye piyasalarının gelişimine ve yatırımların finansmanına katkıda bulunmak; gelir ve servet dağılımını etkilemek; dış ticareti geliştirmek.
Bankalar sermaye kaynaklarına göre milli sermayeli bankalar, yabancı sermayeli bankalar ve Türk ve yabancı sermayeli bankalar olmak üzere üçe ayrılır. Milli sermayeli bankalar ise sermaye koyanların devlet ya da özel sektör girişimcisi olma durumuna göre devlet (kamu) bankaları, özel bankalar ve karma sermayeli bankalar olarak üç sınıfa ayrılır.
Bankacılık Kanunu’nda “banka” tanımına yer verilmemiş, bankalar faaliyetlerine göre Mevduat, Katılım, Kalkınma ve Yatırım bankaları olarak sınıflandırılmış ve tanımlanmıştır. Bankacılık Kanunu’nda yapılan sınıflandırmada kriter bankaların faaliyet alanları ve amaçlarıdır. Literatürde bankaların faaliyet alanlarına ve amaçlarına göre sınıflandırılmasına bakıldığında aşağıdaki gibi gruplandırıldıkları görülmektedir:
- Ticaret bankaları
- Tasarruf (mevduat) ve katılım bankaları
- Ziraat bankaları
- Sanayi bankaları
- Yatırım bankaları
- Kalkınma bankaları
- Merkez bankaları
Bankaları kapsamlarına göre sınıflandırdığımızda ise şu maddeleri sıralayabiliriz:
- Özel bankacılık
- Perakende bankacılık
- Toptancı bankacılık
- Holding bankacılığı
- Kıyı bankacılığı (off-shore bankacılık)
Merkez bankaları, bulundukları ülkenin veya bir ülkeler topluluğunun (Avrupa Birliği'nde olduğu gibi) para politikasını belirleyen bir kurumdur. Para biriminin değerini korumak, enflasyon hedeflemesine gitmek, bankacılık sektörünün son mercii olmak ve faiz haddinin kontrolü gibi görevleri vardır.
Ülkemizde Merkez Bankasının asli görevi, para politikası araçlarıyla “fiyat istikrarını” sağlamaktır. Aynı zamanda, devlet adına banknot çıkarmak suretiyle para hareketlerini devlet adına düzenleme yetkisine sahiptir. TCMB’nin statüsünde geçen temel hedef , fiyat istikrarını sağlayacak şekilde para ve kredi politikasını yürütmek, millî paranın iç ve dış değerini korumak şeklinde ifade edilmiştir. Bankanın organları , Hissedarlar Genel Kurulu, Banka Meclisi, Başkanlık, Denetleme Kurulu ve Yönetim Komitesidir.
Bankaların Kuruluş Şartları
Bankaların kuruluş şartları, faaliyetleri, yönetim organları vb. düzenlemeler, 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda yer almaktadır. Banka uygulamalarını ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) denetlemektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun yayımlanmasından önce kurulmuş olanlar da dâhil olmak üzere, varlık yönetim şirketleri ve faaliyetleri, BDDK’nın 01.11.2006 tarihinde yayımladığı Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine tâbidir.
Bankacılık Kanunu’nda öngörülen şartların yerine getirildiği durumlarda, Türkiye’de bir bankanın kurulmasına veya yurt dışında kurulmuş bir bankanın ilk şubesinin açılmasına Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun en az beş üyesinin aynı yönde kullandıkları oylar neticesinde alınacak kararla izin verilir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 7.maddesine göre Türkiye'de kurulacak bir bankanın:
- Anonim şirket seklinde kurulması,
- Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması,
- Kurucularının bu Kanun’da belirtilen şartları taşıması,
- Yönetim kurulu üyelerinin bu Kanun’un kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen nitelikleri ve planlanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek meslekî tecrübeyi sahip olması,
- Öngörülen faaliyet konularının planlanan mali, yönetim ve organizasyon yapısı ile uyumlu olması,
- Nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş sermayesinin en az otuz milyon Türk lirası olması,
- Ana sözleşmesinin bu Kanun hükümlerine uygun olması,
- Kurumun etkin denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması,
- Konsolide denetimini engelleyici nitelikte herhangi bir hususun bulunmaması,
- Öngörülen faaliyet konularına ait iş planlarını, kurulusun mali yapısı ile ilgili projeksiyonlarını sermaye yeterliliğini de içerecek şekilde, ilk üç yıl için bütçe planını ve yapısal örgütlenmesini gösteren bir faaliyet programını iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemi de dahil olmak üzere ibraz etmesi şarttır.
Bu noktada bankaların anonim şirketi olma şartına değinmek gerekir; Türk Ticaret Kanunu’nun belirlediği şartlara göre kurulan Anonim Şirketler aynı kanunda şöyle tanımlanmıştır: Bir unvana sahip, esas sermayesi belli paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız şirketin mal varlığı ile sorumlu bulunan bir şahıs birliğidir. Anonim şirketler, kanunların en çok kontrol edebileceği ve çeşitli yasal hükümlerle işlemlerini, yönetimlerini ve ortaklara hesap verme durumlarını açık olarak düzenledikleri bir ortaklık şeklidir. Bankalar kuruluşlarında sermaye topladıkları ve sonradan da özel, hükmî ve resmî dairelerin paralarını kendilerine çektikleri için anonim şirket şeklinde kurulmuş olma hükmü yerinde bir karardır. Anonim şirket şeklinde kurulma zorunluluğu olmasına rağmen bankalara yalnızca nakit para sermaye olarak konulabilir.
Bankalar için en az sermaye miktarı 30 milyon TL’dir; ortakların sorumluluğu ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır. Kuruluş için gerekli olan asgari sermaye, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yıllık üretici fiyat endeksinin iki katını geçmemek üzere kurul kararıyla artırılabilir.
Bankacılık Kanunu’nun 8. Maddesinde Türkiye'de banka kurmak isteyenlerde aranan şartlar belirtilmiştir.
Bankacılık Kanunu’nun 13. Maddesine göre, Türkiye’de kurulmuş bir bankanın yine Türkiye sınırları içinde şube açabilmesine şu şekilde izin verilmiştir: “Kurulca belirlenecek esaslara ve bu Kanun’da yer alan kurumsal yönetim hükümleri ile koruyucu hükümlere uyulmuş olması ve kuruma bildirilmesi şartıyla bankalarca yurt içinde şube açılması serbesttir.”
Yabancı bankaların ülkemizde şube açması için gerekli şartlar ise Bankacılık Kanunu’nun 9. maddesinde belirtilmiştir.
Banka Kuruluş ve Faaliyet İzinlerinin Alınması
Banka kurmak için gereken belgeler aşağıda sıralanmıştır:
- Banka kurucularının noter huzurunda imzaladıkları beyanname,
- Ortaklar tarafından imzalanan ortaklık ana sözleşme taslağı,
- Bankanın kurulmasından beklenen fayda analizini içeren detaylı fizibilite raporu,
- Kuruluş tarihinden itibaren üç yıllık hedeflerini ortaya koyan tahmini bilanço ile kâr/zarar cetvelleri ile sermaye artırımları için gereken tutar ve bunun sağlanacağı kaynağı kapsayan rapor,
- Gerçek kişi kurucular ile sermayedeki dolaylı pay sahipliği yüzde on veya daha fazla olan diğer gerçek kişilere ait, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü veya Cumhuriyet Savcılıklarından, son altı ay içinde alınmış adlî sicil belgeleri,
- Kurucular ile sermayedeki dolaylı pay sahipliği yüzde on veya daha fazla olan gerçek veya tüzel kişilerin müflis olmadıklarına ilişkin Asliye Ticaret Mahkemelerinden, konkordato ilan etmiş olmadıklarına ilişkin İcra Tetkik Hakimliklerinden alınmış belgeler,
- Kurucu tüzel kişilerin kurulacak bankaya ortak olacağına ilişkin yetkili kurullardan alınmış karar örnekleri,
- Kurucuların başka şirketlerde, doğrudan veya dolaylı olarak pay sahibi olmadıklarına ilişkin beyan,
- Kurucuların, vergi SGK prim borcu olmadığına dair vergi daireleriyle SGK’dan alacakları belge,
- Kurucuların, son beş yıla ait gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri, emlak beyannameleri gibi belgeler,
- Sermaye payı %10 veya daha fazla olan ortakların mevduat ve kredi hesaplarına ilişkin bilgilerini gösteren BDDK’ya hitaben düzenlenmiş belgeler,
- Sermaye payı yüzde 10 veya daha fazlasını taahhüt eden kişilerin, mali durumları hakkında, yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenecek rapor,
- Tüm kurucuların, son on yılda mali bir kurumda görev alıp almadıklarına ilişkin bilgileri kapsayan ayrıntılı özgeçmişleri,
- Kurucu gerçek veya tüzel kişilerin temsile yetkisi kılınmış kişilere verilmiş vekâletname örnekleri,
- Kurucuların, gerekli kaynağı kendi ticarî sanayi vb. gibi yasal faaliyetleri sonucunda her türlü muvazaadan arınmış olarak sağladıklarına dair düzenleyip imzalayacakları taahhütname.
Kurucuların hepsi ayrı ayrı yukarıda belirtilen belgeleri hazırladıktan sonra kuruluş için aranan mali ve sosyoekonomik yeterlilik denetimleri için gerekli işlemler bir bütün olarak tamamlanır. Bu hazırlık işlemleri sonucunda ortaya çıkan işletmenin bankacılık yapmak için yeterli olup olmadığı ayrıca denetlenecektir.
Bankayı kurarken, Şirket ana (esas) sözleşmesinin, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 339. maddesinde yer alan hususları içermesi, ana sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve kurucular tarafından imzalanarak notere tasdik ettirilmesi şarttır. Ana Sözleşme şu başlıklar halinde düzenlenir:
- Kurucular
- Ticaret unvanı
- Merkez
- Amaç ve Konu
- Sermaye
- Kuruluşun Ticaret Siciline Tescili ve İlanı
Bu sözleşmeden sonra, gerekli iznin alınması gerekir. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun ilk şeklinde kuruluş izni verme yetkisi Bakanlar Kuruluna ait iken 1999 yılında 4491 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu yetki BDDK’ya (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna) bırakılmıştır. Banka kuruluş aşamasında, tüm şartları yerine getirdikten sonra BDDK’ya başvuruda bulunur. Bankanın kuruluş aşamasında BDDK, kurulacak banka hakkında Merkez Bankasının görüşünü alır ve bundan sonra bankanın kuruluş izni onaylanır.
Banka kuruluş işlemleri sırasında Ticaret Siciline verilecek bir dilekçe ile banka kurmak için gerekli belgelerin onaylanması için talepte bulunulur. Kurum gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep etmeye yetkilidir. Bütün bu belgeler onaylandıktan sonra bir hafta içinde Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanır.
Bankacılık Kanunu’nun 6. maddesine uygun olarak kurulmuş veya Türkiye'de şube açma izni alan bankaların, BDDK’dan ayrıca faaliyet izni alması da gerekmektedir. Bir beyanname ile yapılacak başvuru üzerine verilecek faaliyet izni Resmî Gazetede yayımlanır. Kararın, ilk izin başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde verilmesi gerekir.
Banka İzinlerinin İptali
Bir bankanın kuruluş izni, aşağıda belirtilen durumlardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, BDDK’nın en az beş üyesinden gelen aynı yönde oylar neticesinde alınan kararla iptal edilir:
- İznin gerçeğe aykırı beyanlarla alınmış olması,
- Kuruluş izninin verildiği tarihten itibaren dokuz ay içerisinde faaliyet izni için başvurulmaması,
- Kuruluş izninden vazgeçildiğinin beyan edilmesi,
- İznin verilmesinde aranan şartların, faaliyete geçilinceye kadar kaybedilmesi,
- Faaliyet izni alınamamış olması,
- İradî olarak Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen faaliyetlerin tümünden vazgeçilmesi ve iradî tasfiyenin tamamlanması,
- Devrolunan bankanın birleşme veya bölünme işlemlerinin tamamlanması,
- Bankacılık Kanunu’nun 106. maddesi kapsamında tasfiye veya iflas takibatının tamamlanması.
Bir bankanın faaliyet izni ise gerçeğe aykırı beyanlarla alınmış olması veya faaliyet izninin alınmasından itibaren altı ay içinde faaliyete geçilmemesi ya da bir yıl içinde kesintisiz altı ay süre ile faaliyette bulunulmamış olması halinde iptal edilir.
Bankaların Organizasyon Yapısı
Diğer işletmeler gibi banka organizasyonları da iş bölümü ve departmanlaşmaya dayalıdır ve hiyerarşik bir özellik arz etmektedir. Bankalar müşterilerine en iyi hizmeti sunabilecek ve personelinin uzmanlığından en üst düzeyde faydalanacak şekilde bir organizasyon yapısı oluşturur bu yüzden bütün bankalar için tek tip bir organizasyon yapısı vermek mümkün değildir. Bankaların faaliyet hacmi ve niteliği arttıkça, uzmanlaşma ve departmanlaşmada artış, şube ağında genişleme söz konusu olmaktadır. Banka organizasyonlarının büyüklüğü faaliyet hacmine ve niteliğine, bir başka ifadeyle, sunulan hizmetlerin çeşitliliğine, hitap edilen hedef kitleye (müşteri gruplarına) ve faaliyetlerin yürütüldüğü coğrafî alanın genişliğine bağlıdır.
Genel Kurul : Anonim şirketlerin ve dolayısıyla bankaların en yüksek karar organı olan Genel kurul, pay sahiplerinden oluşur ve normal koşullarda yılda bir kez toplanır. Bankanın organlarının atanması, mali tabloların onaylanması, olağanüstü yedeklerin ayrılması, ana sözleşmede değişikliklerin yapılması ve kâr dağıtımı gibi kararları alır.
Yönetim Kurulu : Yönetim kademesinde genel kuruldan sonra en yetkili organ yönetim kuruludur. Bankaların Yönetim Kurulu ile ilgili düzenlemeler Bankacılık Kanunu’nun 23. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, bankaların yönetim kurulları beş kişiden az olamaz. Genel Müdür (bulunmadığı hallerde vekili) yönetim kurulunun doğal üyesidir. Banka genel müdürü için öngörülen şartlar, süre hariç, yönetim kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de aranır. Murahhas üyelerin genel müdürde aranan şartları taşımaları zorunludur.
Türkiye’de şubesi bulunan yurt dışında kurulu bankaların Türkiye’deki yönetim merkezlerinde ise, yönetim kurulu yetki ve sorumluluklarını taşıyan, merkez müdürünün de dâhil olduğu üç kişilik bir müdürler kurulu kurulur.
Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri, banka faaliyetlerinin sürdürülmesine ilişkin yetkiyi yöneticilere devrederler. Üyelerinin çoğunluğu üst kademe yöneticilerden oluşan komiteler kurarak banka faaliyetlerini yönlendirilmesi, bankanın belirli görevlerin yerine getirilmesi ve gözetimini sağlarlar. Üst düzey yöneticilerin sorumluluklarının belirlenmesi, bankada çalışacak yeterli sayıda ve nitelikteki personelin ve maaşlarının tespiti, mevduat sahiplerinin haklarının gözetilmesi, banka kredilerinin güvenilir şartlarda verilmesi ve geri dönüşlerinin sağlanması, faaliyetlerin kârla sonuçlandırılması ve banka menfaatlerinin korunması ile ilgili karar ve sorumluluklar bankaların Yönetim Kuruluna aittir.
Kredi Komitesi : Yönetim kurulu, kredi açma yetkisini, BDDK tarafından belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde kredi komitesine veya genel müdürlüğe devredebilir. Genel müdürlük kendisine devredilen kredi açma yetkisini, diğer birimleri, bölge müdürlükleri veya şubeleri aracılığıyla da kullanabilir. Kredi komitesinin oluşumu, çalışması ve karar almasına ilişkin esaslar BDDK tarafından belirlenir.
Denetim Komitesi : Bankaların denetim komitesi ile ilgili düzenlemeler Bankacılık Kanunu’nun 24. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, yönetim kurulunun denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine yardımcı olmak üzere, icraî (yürütme) görevi bulunmayan yönetim kurulu üyeleri arasından seçilen en az iki kişiden denetim komitesi oluşturulur.
Denetim komitelerinin ana işlevleri; mali raporların anlaşılır, şeffaf ve güvenilir olmasının sağlanması, risk yönetim sürecinin izlenmesi, iç kontrollerin değerlendirilmesi, iç denetimin etkili kullanımı, bağımsız denetimin gözetimi ve bağımsız denetim kuruluşunun seçimi için görüş vermek olarak özetlenebilir.
Teftiş (Denetçiler) Kurulu : Banka faaliyetlerinin bankacılık ilkelerine ve mevzuata uygunluğunun denetlenmesi, banka hedefleri ile uygulamaları arasındaki farklılıkların, sapmaların ve bunların sebeplerinin belirlenmesi amacıyla oluşturulan bir birimdir. Bu kurulda bir başkanın yönetimi ve denetimi altında, bankanın faaliyet hacmine uygun ve yeterli sayıda başkan yardımcısı, müfettiş, müfettiş yardımcısı ve idarî personel bulunur.
Genel müdürlük , bankaların en büyük icra organıdır. Genel müdürlüğün görevleri dört grupta toplanabilir:
- Bankayı temsil etmek, genel prensipleri belirlemek, emir ve kararları vermek,
- Şubelerin açılması, organizasyonu ve personel politikasını yönetmek,
- Bankanın kredi politikasının sevk ve yönetimini sağlamak,
- Yasalar ve ana sözleşme veya yönetmeliklerle kendilerine verilen yetkileri kârlılık ve verimlilik ilkelerine uygun olarak kullanmak.
Bankalarda genel müdürlüğe bağlı departmanların ve alt bölümlerin sayısı ve türleri, bankaların faaliyet hacmine ya da uzmanlık alanlarına bağlı olarak değişmektedir. (Şekil 1.4’te bir ticaret bankasının genel müdürlüğüne ait organizasyonda yer alan başlıca bölümler gösterilmiştir.) Genel Müdür, bankalarda en üst düzeydeki icra organın yöneticisi olarak görev yapan, faaliyetlerinden dolayı yönetim kuruluna karşı doğrudan sorumlu olan kişidir.
Şube Organizasyonu nda ise şube müdürleri banka şubesinin en önemli görev, yetki ve sorumluluk sahibi kişisidir. Şubelerin performansından, hedeflerine ulaşabilmesinden, çalışanların motivasyonundan ve işlemlerin kurallara uygun yapılmasından genel müdürlüğe karşı doğrudan sorumlu olan en üst düzey yöneticiler şube müdürleridir. Geleneksel bankalarda, şube müdürüne doğrudan bağlı ve bir veya birden fazla bölümün hizmetinden sorumlu olarak çalışan şube müdür yardımcıları / yönetmenler yer almaktadır. (Şekil 1.5’teki örnek şube organizasyon şeması verilmiştir.) Şubelerin işlem hacimlerindeki farklılıktan dolayı, aynı görevi yapan kişilerin unvan tanımlarında farklılıklar olabilmektedir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 82. maddesine göre “Kamu tüzel kişiliğini haiz ve mali özerkliğe sahip Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulmuştur. Kurumun merkezi Ankara’dadır. Kurum, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Başkanlıktan oluşur.” Kurumun öncelikli amacı Bankacılık Kanunu’nun uygulanmasını sağlamaktır. Bankacılık Kanunu’nun amacı tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini korumak, mali piyasalarda güven ve istikrarı sağlamak ve kredi sisteminin ekonomik kalkınma gerekleri çerçevesinde etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere bankaların kuruluş, yönetim, çalışma, devir, birleşme, tasfiye ve denetlenmelerine ilişkin esasları düzenlemektir.
BDDK bu kanun ve mevzuatla kendisine belirtilen düzenleme ve denetlemeyle ilgili görev ve yetkileri bağımsızca yerine getirir; mali kaynaklarını bütçesinde belirtilen usûl ve esaslar dâhilinde yetkileri çerçevesinde serbestçe kullanır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi kurumun kararlarını etkilemek amacıyla talimat veremez.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Kurumun karar organıdır. Kurul, biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere yedi üyeden oluşur. Kurul Başkanı Kurumun da başkanıdır. Kurumun karar organı bu yedi kişilik kurul üyeleridir. Kurul en az haftada bir defa olmak üzere, gerekli hallerde en az beş üyenin bulunması halinde toplanır.