BELEDİYE, İMAR VE GAYRİMENKUL MEVZUATI - Ünite 1: Plan, Planlama ve İmar Planları Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 1: Plan, Planlama ve İmar Planları
Giriş
Mekânın oluşumunda ve gelişiminde önemli bir müdahale aracı olan planlama ve plan kavramları, insanlığın en ilkel dönemlerinden günümüze değin toplumun sosyal ve ekonomik yapısına göre değişim göstermiştir.
Plan ve Planlama
İnsanlığın ilkel yaşam sürdüğü dönemlerden beri var olan planlama, belirli amaçlara ulaşmak için insan, doğa ve yaşam ilişkilerinde beliren duruma ve ortaya çıkan sorunlara sistemli bir biçimde çözüm getirebilmek amacıyla yapılan eylemler dizisinden oluşmaktadır. Plan ise planlama amaç ve hedeflerinin gerçekleştirilmesi için kullanılan araçlardır. Plan, bir amaca erişmek için kullanılan yöntemdir. Plan, bir amacın gerçekleştirilmesi için kullanılan bir dizi adım ya da basamaktır. Plan, bir işin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzendir:
- Zaman ve yer gösteren tablolardır,
- Eylem ve düzenleme şemalarıdır,
- Konu, zaman yer arasındaki ilişkileri ifade eden programlardır.
Teknik açıdan değerlendirildiğinde ise plan, bir tasarımı gerçekleştirmek üzere belirlenen içeriğin yer aldığı ifade ve uygulama aracıdır. Bu bölümün içeriğiyle ilişkilendirildiğinde ise plan, özellikle mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinde aşağıdaki teknik tanımlarıyla ifade edilmektedir:
- Mimari ve şehircilik açısından, bir yapının yatay düzlemlerle olan ara kesitinden gelen bir düzlem üzerine izdüşüm şeklinde ifadesidir.
- Bir kent veya bölgenin, ayrıntıları ölçeğine bağlı olarak farklılaşan harita üzerindeki ifadesidir.
Plan, onu oluşturan iki temel özellikle birlikte açıklanır:
- Ulaşılması görülen amaç ve
- Bu amaca ulaşmak için gerekli araçlar.
Kentsel planlama yaklaşımı açısından da tasarımın anlatım ve uygulama aracı olan plan, bir tasarımı gerçekleştirmek için tasarım sürecine yönelik önceden belirlenen hususların tümünü ifade etmektedir. Planlama ise, kavramsal olarak belirlenen bir hedefe ulaşabilmek amacıyla, harekete geçmeden önce yapılan hazırlıklar, karar verme, seçim yapma sürecidir. Planlama, geleceğe yönelik olarak istenilen hedeflere ulaşmak amacıyla, sistemli eylem programları hazırlama süreci olarak da tanımlanabilir. Planlamada geleceğe yönelik olarak bir fikrin/ düşüncenin, vizyonun varlığı ve bunun nasıl uygulanacağına ilişkin bir görüşün olması zorunludur. Planlama kavramı, üç vazgeçilmez özellik içermektedir:
- Geleceğe yönelik bir tasarım olması,
- Belirli hedef/amaçlara ulaşmak için yapılması,
- Sistemli bir kararlar ve eylemler dizisi oluşturması.
Planlama, insanlığın en ilkel topluluklar biçiminde yaşadığı çağlardan, küreselleşme söyleminin egemen olduğu günümüz toplumlarına değin hep var olmuştur. Bu nedenle planlama, özellikle insan, doğa ve yaşam ilişkilerinde; beşeri çevre, doğal çevre ve yapılaşmış çevre karşılıklı ilişkilerinde ve ilişki sisteminde beliren duruma ve ortaya çıkan sorunlara sistemli bir biçimde çözüm getirebilmeyi amaçlamıştır. Ayrıca planlama, kestirimlerle geliştirilen işlemlerde sorunlara yanaşım için gerekli olan kuramsal-teorik yapıyı getirmekte, düşünce tarzını iletmekte, rasyonel düşünce yapısı üzerine gelişmekte ve en azından bazı sınırlara kadar insanların kendi geleceklerini kontrol yeteneğini harekete geçirmektedir.
Planlama Süreci ve Evreleri
Geleceğe dönük kararlar, öneriler ya da önlemler dizisi içeren ve bunları gerçekleştirmek için bir takım eylemler ve uygulamalar öneren planlama süreci, birbirini izleyen beş farklı adımdan oluşmaktadır:
- Sorunun (problemin) tanımlanması,
- Amaç ve hedeflerin belirlenmesi,
- Uygun araçların/stratejilerin belirlenmesi ve seçimi,
- Uygulama,
- Değerlendirme ve geri besleme.
Sorunun Tanımlanması
Sorunun tanımlanabilmesi için sorunun algılanması gerekmekte ve onu kimin tanımladığı önem taşımaktadır. Gecekondu alanları ve barındırdığı toplum kesimi, kent plancıları ya da yerel yönetimler açısından bir problem alanı olarak görülürken, politikacılar açısından potansiyel oy alanı olarak görülmektedir. Dolayısıyla, planlamaya katkı sağlayan herkesin, problemlerin çözümünde sorumlulukları çerçevesinde düzenlemeler yapılmasının zeminini hazırlaması beklenmektedir.
Amaç ve Hedeflerin Belirlenmesi
Planlama sürecinin ikinci evresi olan amaç ve hedeflerin belirlenmesinin açıklığa kavuşması için amaç ve hedef tanımlarını ortaya koymak gereklidir. Amaç, gerçekleştirilmek istenen şeyi açıklayan genel ilkeler iken, hedef varılacak yer, ulaşılacak son nokta olarak düşünülmeli, bir yönelimi gösteren amacın tersine ulaşılabilir ve ölçülebilir bir sistemi ifade eden olarak görülmelidir.
Uygun Araçların/Stratejilerin Belirlenmesi ve Seçimi
Planlama sürecinin üçüncü evresi olan, amaç ve hedeflere bağlı olarak uygun araç ve stratejiler belirlenirken etkileri, olumlu olumsuz yönleri ya da sonuçları da sunularak tercih özgürlüğü artırılmalıdır. Amaca ulaşmak için hedeflerin gerçekleştirilmesini sağlayan araç ve stratejilerin hangi özellikleri taşıyacağı genel olarak belirlenmiş olduğundan, karşılaştırma yöntemiyle (İstatistiksel yöntemler, mekânsal, alansal ya da çevresel analizler, maliyet-fayda analizleri, gözlemler, anketler ya da sürdürülebilir planlama ilkeleri gibi yaklaşımlar) uygun olanın saptanması beklenir. Ayrıca, ulusal, uluslararası norm ve standartlar ile sınırlandırıcı ölçütler bu seçimde diğer belirleyicilerdir. Bunun yanı sıra, araç ve stratejinin ölçülebilecek değerlerinin bulunması başarısının test edilmesini mümkün kılacaktır.
Lichfield seçeneklerin değerlendirilmesi ve seçimin yapılabilmesi için bazı ölçütler önermektedir:
- İç tutarlılık; önerilen duruma ilişkin niceliksel karşılaştırmalarla belirlenir.
- Yer seçiminde uygunluk; insanın eylemler sistemi ile insanın uyumlu mekânlar sistemi arasındaki ilişkilerinde uygunluk durumunun irdelenmesidir.
- Standartlara uygunluk; öneriyi oluşturan öğelerin standartlar yönünden irdelenmesidir.
- Sorunları çözebilme durumu; önerinin sorunları ne derecede çözebileceği ve çözüm olanaklarının olup olmadığı hususunun irdelenmesidir.
- Olabilirlik; önerinin mali yönden, organizasyon yönünden, yönetim bakımından vb. yönlerden olabilirliğinin irdelenmesidir.
- Tasarlama düzeyinde durumu; öneri tasarım düzeyinin yaratıcılık yönünün yeterliliğinin irdelenmesidir.
- Esneklik; temel ilkeler çerçevesinde kabul edilecek olası değişikliklere zaman içinde uyum gösterebilmesidir.
Uygulama
Uygulama, planlama sürecinin dördüncü evresini oluştursa da planlama sürecinin evreleri arasında yer alıp almayacağı tartışmalara neden olmaktadır. Planlama kararlarının mekân boyutunda uygulanması ile planlama sürecinin tamamlanabileceğini esas alan şehircilik gibi uygulamalı bilim dallarında planlama sürecinin uygulamadüzenleme aşamasını içermesinin gerekli ve zorunlu olduğundan hareketle plan düşüncesinin ancak uygulama ile amacına ulaştığı söylenebilir.
Değerlendirme ve Geri Besleme
Uygulama sonuçlarının planlama sürecinin başında belirlenen amaç ve hedeflerle örtüşmesi, bunun gerçekleşmediği durumlarda sürecin başına dönülerek gerekli uyarlamaların yapılması gerekmektedir. Bu nedenle planlar, temel ilkeler çerçevesinde kabul edilecek olası değişikliklere zaman içinde olanak tanımalı, bu değişiklikler planlama sürecinin kendi koşulları içinde ve plancının denetiminde gerçekleştirilmelidir. Ancak, plancının sürecin tümüne hakim olamaması ve denetlenemeyen piyasa koşulları, farklı çıkar gruplarının tepkileri, planlama birimi içindeki sürecin belirli bölümlerinden sorumlu olan kesimler arasındaki anlaşmazlıklar, diğer kurumların planlama birimleriyle birlikte çalışmanın zorluğu gibi çok sayıdaki sınırlayıcı etmen planlamayı geri beslemenin çok sık yapıldığı bir süreç haline getirir. Planlama kararları, plan hedefleri mekân boyutu kazanmadıkça planın uygulanması, gerçekleştirilmesi tamamlanamaz. Planlama düşünce seviyesinde gelişme gösterir ve eyleme öncülük eder, gerçekleştirme ve düzenleme ile de ürününü verir.
Kent Planlama
Kent planlamasını;
- Thomas Adams, kentlerin fiziksel gelişmelerinin biçimlenmesine bir yön vermekle ilgili sorunlarla uğraşan bir bilim dalı;
- Perloff, farklı ölçek ve grupları ilgilendiren planlama eylemi;
- Howard, kentsel alanların değişmesine yön verilmesi;
- Chapin, kentsel alanların gelişmesi için belirlenen amaçlara yönelik sağgörü olarak tanımlamaktadır.
Farklı kent bilimcileri tarafından farklı biçimde ele alınan ve tanımlanan kent planlama kavramı temelde, kent planlama, doğal çevre ile insan müdahalesiyle biçimlenen yapılaşmış çevre arasında denge ve uyum sağlamayı amaçlayan çabalar olarak değerlendirilebilir. Kent planlamasının, planlama gibi geleceğe yönelik olması, sistemli kararlar ve eylemlere sahip olması gerekmektedir. Bu kapsamda kent planlama süreci;
- Amaç ve hedeflerin belirlenmesi,
- Araştırma ve çözümleme,
- Plan yapma ya da karar verme,
- Planın uygulanması evrelerinden oluşmaktadır.
Ancak bu evreler doğrusal biçimde birbirlerini izleyen adımlar olmak yerine, çevrimsel olarak birbirini izleyen ve birbirinin içine giren adımlar niteliği taşımaktadır.
Amaç ve Hedeflerin Belirlenmesi
Amaç ve hedeflerin belirlenmesi evresi ele alındığında, planlamada amaca yönelik seçilen hedeflerin var olan duruma bakarak, kentsel işlevler için daha iyi barınma, daha iyi çalışma alanı koşulları, daha iyi dinlenme ve eğlenme olanakları, daha çok ve daha düzenli bir açık alan, daha iyi bir ulaşım, daha iyi teknik ve sosyal alt yapı vb. tüm öğelerin daha iyi bir organizasyonunun sağlanmasına yönelik olduğu söylenebilir. Ayrıca, toplumsal refah ve sağlık, dengeli yerleşme, dengeli gelişme, düzenli ortam, etkili ortam, estetik değerlendirmeler, doğanın korunması ve değerlendirilmesi, tarihsel, kültür, mimarlık, sanat eserlerinin ortak miras olarak korunması ve değerlendirilmesi, çevre koruma, çevre kirlenmesi, sürdürülebilir kalkınma ve gelişme genelde ortak hedefler olarak değerlendirilmektedir.
Planlamaya katkı koyan gruplardan beklenen öngörüler;
- Hizmet alacak kesimin değer yüklü isteklerinin, amaçları betimleyen ifadelere dönüştürülmesi;
- Amaçların ulaşılması olanaksız genel, belirsiz ve çok soyut ifadeler olmaktan çıkartılarak ulaşılabilir ve bu anlamda da hesaplanabilir ifadeler haline getirilmesi
- Farklı amaçlar belirlenerek bunlar arasında seçme yapmayı olanaklı kılacak değerlendirme ölçütleri geliştirmek vb. sayılabilir.
Araştırma ve Çözümleme
Kent planlamanın araştırma ve çözümleme evresinde, bilimsel tekniklere ve yöntemlere dayalı, yeterli nitelikte ve kapsamda ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar yapılır planlamayla ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerilerine de başvurulur. Elde edilen bilgiler, planlamayla ilişkileri açısından değerlendirilir ve planlamaya katkıları belirlenir. Geniş ölçüde veri toplanmasını ve bunların sistematikleştirilmesini zorunlu kılan kent planlama eylemi yirminci yüzyılla birlikte değişime uğramış, kent planlaması durağan bir kavram olmaktan çıkmış, hızlı değişmelere uyum sağlama sürecini etkileme anlamı kazanmıştır.
Plan Yapma ya da Karar Verme
Plan yapma ya da karar verme süreci araştırma, bilgi toplama ve çözümleme aşamasının sentezi sonucunda ortaya çıkan plan alternatiflerinin çeşitli yöntemlerle değerlendirilip seçiminin yapılması aşamalarından oluşur. Değerlendirmede, fayda-maliyet analizleri, denge levhası erişim matrisi yöntemleri kullanılmaktadır.
Planın Uygulaması ve Denetimi
Planın uygulamaya konmasından önce planlama öncesi ve planlama aşamaları yeniden gözden geçirilmeli, amaç ve hedeflerle ilişkili, araştırma-bilgi toplama ya da çözümleme aşamasındaki değerlendirmelerle ilişkili belirsizlikler, yetersizlikler ya da tereddütler tamamen ortadan kaldırıldıktan sonra uygulamaya geçilmelidir. Uygulama sonrası, hedeflerin gerçekleşme düzeyi değerlendirilerek denetlenmelidir.
Kent Planları ve Planların Nitel Özellikleri
İnsan, toplum ve çevre ilişkileri temelinde hazırlanan kent planları, beldenin ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, tarihsel, fiziksel özelliklerine ilişkin araştırma ve verilerine dayalı kentsel yerleşme ve gelişme eğilimlerini alternatif çözümlerle belirlemeli, toprağın koruma-kullanma dengesini, örgütlenme ve uygulama ilkelerini de içermelidir.
Bir kent planında temel bazı öğeler birbirleriyle ilişkili olarak yer almalıdır:
- Önerilen arazi kullanma biçimlerinin yeri ve niteliği,
- Kültür ve eğlence yaşamı için gerekli alanlar,
- Ulaşım amaçlı ayrılan alanlar,
- Kamu hizmetlerine ayrılmış yapılar,
- Kimi yerel kamu hizmetlerine ayrılmış yerler,
- Gecekondu temizleme ve önleme bölgeleri, parsellemenin denetim alanları ve araçları, trafik sıkışıklığının giderilmesi, uzun vadeli imar izlenceleri.
Bir kent planı, araştırmalardan elde edilen bilgileri özetleyen bir giriş, çözümlemelerden elde edilen bilgileri içeren bir varsayımlar bölümü ve bunlara dayanılarak saptanmış erekler bildiriminden oluşan bir plan raporu ile varlık kazanmaktadır.
Kent planlarının nihai amacının kamu yararı olduğundan hareketle, kent planlarının hazırlanması sırasında kamu yararının korunması, tarafsızlığından şüphe duyulmayan ve tarafsızlığı sorgulanmayan plancıların temel önceliğini oluşturur.
Kamu yararının yanı sıra kent planlarının hazırlanması sürecinde hemen her yerde uyulması olağan ve kamu yararının oluşmasına da zemin hazırlayan bazı niteliklere sahip olması gerekmektedir:
- Genellik ilkesi,
- Geniş kapsamlılık ilkesi,
- Uzun süreli olma ilkesi,
- Zorunluluk ilkesi,
- Nesnellik ilkesi,
- Açıklık ilkesi,
- Esneklik ilkesi.
Genellik İlkesi
Genellik ilkesi, kent planlarının kentin gelecekteki gelişmesini ana çizgileriyle göstermesini ayrıntılara inmemesini işaret eder. Ayrıntıları belirtme görevini diğer planlara bırakmaktadır. Kent planları, İmar Yasasına göre; • Nazım Planlar (Master Plan) ve • Uygulama Planları olmak üzere ikiye ayrılmakta ve uygulamaya ilişkin ayrıntıları belirtme görevi ikincilere bırakılmaktadır.
Geniş Kapsamlılık İlkesi Kent planlarının, kentin yalnız fiziksel gelişmesi, yani toprak kullanışını değil, aynı zamanda kent bütününün toplumsal ve ekonomik sorunlarını da kapsadığı için geniş kapsamlı planlar olmak durumundadır.
Uzun Süreli Olma İlkesi
Plan düşüncesinin ileriye doğru bakmayı içermesinden hareketle, kent planlarının kentlerin günlük, güncel sorunlarına çözüm aramanın ötesinde, çok daha uzun dönemde karşılaşabileceği değişim/dönüşümleri öngörmekte ve bu sürede yaşanabilecek sorunların çözümüne ilişkin geliştirilecek perspektifleri de içerdiği söylenebilir.
Zorunluluk İlkesi
Sadece, taşınmaz mal sahipleri, ya da bir kentte yaşayan herkes değil, planı hazırlayanlar da (belediyeler), onaylayanlar da (devlet ya da belediye) onaylanmış imar planlarının dışına çıkamazlar. Bu kent planlarının zorunluluk ilkesidir.
Nesnellik İlkesi
Kent planlarının nesnelliği, herkese eşitlik ve adalet ilkelerine uygun olarak uygulanması ve yine bu ilkeler çerçevesinde hazırlanması ile gerçekleşmektedir. Belli kişileri ve kümeleri öteki kişi ve kümelerin aleyhine koruyan, onların yararlarını gözeten planlar nesnel olamazlar.
Açıklık İlkesi
Herkesçe uyulması zorunlu olan kent planlarının, herkes tarafından bilinmesi kent planlarına açıklık kazandırmakla mümkün olmaktadır. Kent planlarının açıklığı, bir yandan, plan hazırlama aşamasında halkın katkısını almakla, öte yandan, onaylanmış bir kent planını, halkın bilgisine sunmakla sağlanır.
Esneklik İlkesi
Kent planların kutsal kitaplar gibi değişmez varsaymak; ekonomik ve toplumsal yönden ve teknolojik ilerlemeler açısından hızlı bir değişme içinde bulunan toplumların kentlerinin gerçek yapısına aykırı düşer. Dolayısıyla kent planlarının, ne hiç değiştirilemeyecek biçimde hazırlanmış katı belgeler, ne de sık sık değiştirilerek, gerekçesiz bir biçimde bireylerin ya da kurumların isteğine göre değiştirilebilen belgeler olduğu söylenebilir.