BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ - Ünite 2: Araştırmaların Planlanması Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Araştırmaların Planlanması

Giriş

Araştırmanın amacına bağlı olarak araştırmacı ayrı ayrı nicel veya nitel yöntemi kullanabileceği gibi her iki yöntemi bir arada kullanarak da araştırmasını planlar.

Bu ünitede nicel ve nitel araştırmaların planlanma aşamalarının yanı sıra nicel ve nitel araştırma desenlerinden bahsedilmektedir.

Nicel Araştırmaların Planlanması

Nicel araştırmaların planlanmasında aşağıda sıralanan aşamalar göz önüne alınır.

  1. Problemin seçilmesi ve hipotezlerin ifade edilmesi
  2. Araştırma modelinin oluşturulması
  3. Veri toplama
  4. Verilerin kodlanması ve analizi
  5. Bulguların yorumlanması
  6. Raporlaştırma

Problemin Seçilmesi ve Hipotezlerin İfade Edilmesi: Bireyi fiziksel ve düşünsel yönden rahatsız eden kararsızlık ve birden çok çözüm yolu olasılığı görülen her durum bir problemdir. Araştırmanın en önemli ve en zor aşamalarından biri olan problem seçiminde genel ve özel ölçütler göz önün de bulundurulmalıdır. Problem seçiminde göz önünde bulundurulan genel ölçütler; çözülebilirlik, önemlilik, yenilik ve etik kurallara uygunluktur (Erkuş, 2005, s.44). Genel ölçütlerin yanı sıra araştırmacının kişisel yetenek ve olanaklarından kaynaklanabilecek olası sınırlılıkları dikkate almak üzere geliştirilen özel ölçütler de bulunmaktadır. Problem seçimindeki özel ölçütler; alanda yeterlik, yöntem ve tekniklerde yeterlik, veri toplama izni, zaman ve olanak yeterliği ile ilgi yeterliğidir (Erkuş, 2005; Karasar, 1999).

Araştırmacı için en güç aşamalardan biri olan problem seçiminde farklı kaynaklardan yararlanılabilir. Bunlardan bazıları (Erkuş, 2005; Gay, 1987): Son yapılan çalışmaların doğurguları, önerileri, öne sürülen bir kuramın test edilmesi, bilimsel tartışmalar, fikir alışverişleri, günlük gelişen beklenmedik olaylar, öznel yaşantılar (araştırmacının bir olayın kimsenin göremediği nedenini bulduğunu düşünmesi).

İyi bir problemin özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Altunışık, Coşkun, Bayraktaroğlu ve Yıldırım, 2005; Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2008): Araştırılabilir olmalı, akla yatkın olmalı, uygulama ve kuram açısından katkı niteliğinde olmalı, özgün olmalı, açık ve anlaşılır olmalı, sınanabilir, test edilebilir, ölçülebilir olmalı, araştırmacının yetenek ve olanaklarıyla uyumlu olmalı, etik olmalı.

Araştırma probleminin tanımlanması problemin nicel ve nitel ayrıntılarıyla ayrıştırılacak biçimde ifade edilmesidir. Problemler bütünleştirme, sınırlandırma ve tanımlama aşamaları olmak üzere üç aşamalı bir yaklaşımla tanımlanabilir. Bir problemin tanımlanmasında önemli olan bir başka kavram da değişkendir.

Değişken gözlemden gözleme değişik değerler alabilen objeler, özellikler ya da durumlardır. Birey ya da objenin belli bir özelliğe sahip olması miktar olarak açıklanabiliyorsa bu tür değişkenlere nicel değişkenler adı verilirken, sahip olunan belirli bir özelliğe göre birey ya da objelerin sınıflandırıldığı değişkenler nitel değişken olarak adlandırılmaktadır.

Aynı zamanda değişkenler aldıkları değerlere ve kontrol şekillerine göre iki şekilde sınıflandırılabilmektedir. Aldıkları değerlere göre değişkenler süreksiz ve sürekli değişkenler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Süreksiz değişkenler alt ve üst sınırları içinde, belli değerlerden, belli seçeneklerden başkasını alamayan, yalnızca tam sayılarla ifade edilebilen değişkenlerdir (Karasar, 1999, s.60). Sürekli değişken ler ise kesirli olarak ifade edilebilen ve dağılım aralığında her değeri alabilen değişkenlerdir. Örneğin ağırlık ve boy birer sürekli değişkendir.

Kontrol şekillerine göre değişkenler bağımlı, bağımsız ve kontrol değişkenleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bağımlı (açıklanan) değişken, açıklanması istenen durumu simgeleyen, bağımsız değişkenlerin etkilemesi beklenen değişkendir (Yazıcıoğlu ve Erdoğan, 2004). Araştırmacı tarafından seçilir ve Y harfi ile ifade edilir. Bağımsız (açıklayan) değişken, bağımlı değişkeni etkileyen ve tahminleyen değişkendir (McMillan, 2004). X harfi ile gösterilir. Kontrol değişkenleri ise ele alınan bağımsız değişkenlerin dışında, bağımsız değişkenler gibi bağımlı değişkeni etkileme olasılığı yüksek olan değişkenlerdir. Araştırmalarda evrene ait, araştırma süreçlerine ait ve dış kaynaklara ait olmak üzere üç tür kontrol değişkeni olabilir. Bunları örneklendirmek gerekirse, evrene ait; zekâ, cinsiyet ve deneyim, araştırma süreçlerine ait; ölçme ve zaman, dış kaynaklara ait; gürültü ve ışık gibi değişkenlerdir (Karasar, 1999, s.62).

Araştırma probleminin seçiminden ve tanımlanmasından sonra hipotezlerin ifade edilmesi gereklidir. Hipotez (denence) bir probleme doğru çözüm bulmak için tanımlamalar, olası ilişkiler veya farklılıklar hakkındaki önermelerdir. Hipotezler genellikle geçmiş gözlemlere veya bilimsel teorilerden yapılan çıkarsamalara dayanır ve her zaman geniş zaman kipli cümlelerle kurulur.

Problemin tanımlanması süreci bütünleştirme, sınırlandırma ve tanımlama aşamalarından oluşmaktadır. Bütünleştirme aşamasında problemin bütün içindeki yeri belirlenirken sınırlandırma aşamasında araştırılacak problem dilimi seçilmektedir. Son aşama olan tanımlama aşamasında sınırlandırılmış problem ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.

Problemin seçilmesinden sonra hipotezlerin ifade edilmesi gerekmektedir. Hipotez (Karasar, 1999, s.69); veri toplamayı sistemleştirir, fikirlerin, kavramların sınanmasını sağlar, araştırmacının sınama süresini uygulamaya zorlaması ile araştırmada yansızlığı artırır, kuram geliştirmeye yardım eder. İyi bir hipotez (Gay, 1987, s.63); daha önce yapılmış çalışmaların sonuçlarıyla tutarlı olmalı, mantıklı olmalı, açık ve öz bir şekilde açıklanmalı, sınanabilir olmalıdır.

Hipotezlerin istatistiksel hipotez ve araştırma hipotezi olmak üzere iki türü vardır. istatistiksel hipotez (H0tarafsızlık hipotezi, farksızlık hipotezi, sıfır hipotezi, yokluk hipotezi), değişkenler arasında bir ilişki veya fark olmadığını ifade eder.

Araştırma hipotezi (H1-farklılık hipotezi, alternatif hipotez) araştırmacının veri toplayıp, analiz ettikten sonra doğrulamayı umduğu ilişkinin ifade edilmesidir.

Hipotezlerin ifade edilmesinden sonra test edilme aşamalarında iki tür hata yapma olasılığı vardır. Bunlardan ilki gerçekte doğru olan bir sıfır hipotezinin reddedilmesidir.

Buna “I.Tip Hata” adı verilir. Diğeri ise, gerçekte yanlış olan sıfır hipotezinin kabul edilmesi durumudur. Buna “II. Tip Hata” denilir.

Araştırma Modelinin Oluşturulması: Araştırma modeli araştırma amacına uygun ve ekonomik olarak verilerin toplanması ve çözümlenmesi için gerekli koşulların düzenlenmesidir. İki temel araştırma modeli vardır. Bunlar tarama ve deneme modelleridir. Araştırma modelleri Şekil 2.4’teki gibi sınıflandırılabilir (S:26).

Tarama Modelleri: Geçmişte ya da halen var olan durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne kendi koşulları içinde olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır. Tarama modelleri genel tarama modelleri ve örnek olay tarama modelleri olmak üzere ikiye ayrılır. Genel tarama modelleri tekil ve ilişkisel tarama modelleri olmak üzere ikiye ayrılır. ilişkisel tarama modelleri de korelasyon ve karşılaştırma türü ilişkisel tarama modelleri olmak üzere ikiye ayrılır (Şekil 2.4, S:26).

Deneme Modelleri: Deneme modelleri neden-sonuç ilişkilerini araştıran, araştırmacının kontrolü altında gözlenmek istenen verilerin üretildiği araştırma modelleridir (Gay, 1987). Deneme modelleri deneme öncesi, gerçek deneme ve yarı deneme modelleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

Veri Toplama: Araştırma sorularınızın yanıtı olabilecek araştırma verilerini, uygun veri toplama araçlarını kullanarak edinme işlemi veri toplama olarak ifade edilebilir. Bir sonuca ulaşmak için gerekli olan ilk bilgi olarak tanımlanan veri bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey olarak da tanımlanmaktadır. Veriler olgusal ve yargısal veriler olmak üzere ikiye ayrılır. Olgusal veriler kişisel yargılardan bağımsız olarak var olan, herkesin üzerinde anlaşabildiği türden gözlenebilir ölçütleri olan gerçeklerdir. Olgusal olmayan tüm veriler yargısal verilerdir. Aynı zamanda veriler birincil ve ikincil veriler olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Birincil veriler, araştırmacının çalışması için ihtiyaç duyduğu özgün verileri farklı araçlar kullanarak kendisinin toplaması ile oluşurken, birincil verilerden elde edilen veriler ikincil verileri oluşturur (Altunışık ve diğerleri, 2005).

Verilerin Kodlanması ve Analizi: Veri işlemeyi kolaylaştırmak amacıyla verilerin amaca uygun biçimde sayı sembolleriyle ifade edilmesine kodlama adı verilir. Yaş, ağırlık, boy gibi değişkenlerin ölçüleri doğrudan kullanılabileceği gibi, cinsiyet, medeni durum, mezun olunan okul türü gibi değişkenler işlenebilmek için kodlanırlar. Buradaki 1 ve 2’nin sayısal bir anlamı yoktur. Kodlama işleminin tamamlanmasından sonra kodlanan veriler bilgisayara aktarılır. Bilgisayara girilen veriler amaca uygun olarak hazırlanmış, SPSS, NCSS, SYSTAT gibi paket programlarla işlenir, analiz edilir.

Bulguların Yorumlanması: Araştırmadan elde edilen verilerin işlenmesi ve çözümlenmesinden (analizinden) sonra elde edilen bilgi olan bulguların yorumlanması gerekir. Bulguların yorumlanması, araştırmadan elde analiz sonuçlarının, alanyazında bu araştırmalarda yer alan konu ile ilgili yapılmış olan araştırmalarla karşılaştırılarak, benzer ve farklılıkların ortaya konması işlemidir.

Raporlaştırma: Bilimsel bir araştırmanın neden yapıldığı, hangi hipotezlerin sınandığı, ne tür araştırma tekniklerinin ve istatistiksel analizlerin kullanıldığı ve araştırmada nelerin bulunduğunun sistemli bir şekilde yazılı hale getirilmesine araştırma raporu adı verilmektedir (Sümer, Demirutku ve Özkan, 2007). Bilimin birikimliliği, elde edilen bilgilerin alandaki araştırmacılarla paylaşılması, her bilimsel araştırmanın ayrıntılarıyla raporlaştırılmasını zorunlu kılmaktadır (Karasar, 2000).

Nitel Araştırmaların Planlanması

Nitel araştırmalarda sınırları açık seçik belirlenmiş bir başlangıç noktası ve bu başlangıç noktasından hareketle izlenen ve araştırma sürecinde değişmeyen belirli aşamalar söz konusu değildir. Nitel araştırma yapan araştırmacılar öncelikle araştırmaya temel oluşturacak kuramsal bir çerçeveyi açık bir biçimde oluşturmalı, sistematik, yapılabilir ve esnek bir araştırma deseni oluşturmalı, son aşamada ise nicel araştırmalarda olduğu gibi araştırmayı okuyucuların anlayabileceği şekilde tutarlı ve anlamlı bir biçimde sunmalıdır (Şekil 2.5, S:33).

Araştırma Probleminin Belirlenmesi: Araştırma probleminin belirlenmesinde çalışılmak istenen konuyla ilgili kuram, alanyazın, araştırmacının deneyimleri ve alanda karşılaşılan sorunlar önemli rol oynamaktadır. Araştırma probleminin seçiminde önem ve yapılabilirlik iki önemli ölçüttür.

Kuramsal/Kavramsal Çerçevenin Oluşturulması: Araştırmaya ait kuramsal bir çerçeve araştırmacıya problemin boyutlarının tanımlanmasında, bilgi toplama araçlarının boyutlarının belirlenmesinde ve analiz aşamasında kullanılacak temaların belirlenmesinde kolaylık sağlamaktadır. Ancak her araştırma probleminin her zaman kuramsal altyapısı olmayabilir. Böyle bir durumda yani herhangi bir olay ya da olguyu açıklayabilecek bir kuramın olmadığı durumlarda nitel araştırma, esnek ve tümevarımcı bir yaklaşımla elde ettiği verilerinden bir kuram oluşturma çabası içine girebilir. Bu durumda Glaser ve Strauss’un (1967) kuram oluşturma kavramı önem taşımaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005, s. 53).

Araştırma Soru/Sorularının Yazılması: Nitel araştırmalarda araştırma sorusu oluştururken açık uçlu ve kapalı uçlu sorulardan yararlanılmaktadır. Açık uçlu araştırma soruları, araştırma konusuna temel oluşturacak kuramsal alanyazının yetersiz olduğu durumlarda yararlar sağlamaktadır. Kapalı uçlu araştırma soruları belirli bir kuramsal temele sahip araştırma konuları için geçerlidir. Kapalı uçlu araştırma soruları, araştırmacının belirgin bir çerçeve oluşturmasını böylece araştırmanın veri toplama ve analiz aşamalarının belirgin hale gelmesini sağlamaktadır.

Örneklemin Belirlenmesi: Evrenin ilgilenilen özelliklerini yansıtması amacıyla, sözü edilen evrenden belirli yöntemlerle seçilmiş birimlerin oluşturduğu topluluk olarak tanımlanan örneklem nitel araştırmalarda nicel araştırmalarda olduğu gibi geniş değildir. Çünkü araştırma kaynaklarının sınırlılığı, kullanılan veri toplama ve analiz yöntemleri nedeniyle çok sayıda bireyi araştırma örneklemine dâhil etmek güçtür. Nitel araştırmalarda amaçlı örnekleme yöntemleri kullanılmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005, s.54).

Araştırmacının Rolünün Belirlenmesi: Nitel araştırmada araştırmacı olaylara dışarıdan bakan değil incelenen araştırma konusuyla ilgili alanda zaman harcayan, alanı yakından tanıyan alanda olup biten olaylar yaşayan ve araştırmaya dâhil olan bireylerle yakından iletişim kuran kişidir (Yıldırım ve Şimşek, 2005, s.55). Araştırmacının kendisi araştırmada anahtar veri toplama aracıdır. Bu nedenle araştırmacının katılımcı rolü açıkça belirtilmelidir.

Veri Toplama: Nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan veri toplama yöntemleri görüşme, gözlem ve doküman incelemesidir. Nitel araştırmada elde edilen verilerin geçerliğinin ve güvenirliğinin artırılması için birden fazla veri toplama yönteminin bir arada kullanımı yaygındır.

Aynı araştırmada birden fazla veri toplama yöntemin kullanılması, farklı örneklemlerden veri toplanması, farklı zaman ve mekânlardan veri toplanmasına çeşitleme adı verilmektedir (McMillan, 2004, s.278). Araştırmalarda çeşitleme yolları; yöntem çeşitlemesi, veri çeşitlemesi, örneklem çeşitlemesi, araştırmacı çeşitlemesi, kuram çeşitlemesi.

Veri Analizi, Bulguların Betimlenmesi ve Yorumlanması: Nitel araştırmalarda araştırmacı uzun bir sürede çeşitli veri toplama teknikleriyle topladığı verileri tümevarımsal olarak analiz etme eğilimindedir (Uzuner, 1999).

Nitel araştırmalarda betimsel ve içerik analizi kullanılabilir. Derinlemesine analiz gerektirmeyen verilerin işlenmesinde betimsel analiz kullanılırken, elde edilen verilerin daha yakından incelenmesi, bu verileri açıklayan kavram ve temalara ulaşılması gerektiğinde içerik analizi kullanılır. Analiz sonucunda elde edilen bulgular ayrıntılı bir biçimde betimlendikten sonra araştırmacı bulgular ilgili yorumlarını sunabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2005, s.56).

Sonuçların Sınırlandırılması ve Analitik Genellemelere Ulaşılması: Nitel araştırmada sosyal olayların doğası gereği durağan olmaması, sürekli değişkenlik göstermesi nedeniyle elde edilen bulguların genellenebilmesi güçtür.

Nitel Araştırma Desenleri

Fenomenoloji: Fenomenolojik yaklaşımın amacı durum içinde yer alan bireylerin algılarından fenomeni tanımlamak ve kişileri aydınlatmaktır. Bir başka deyişle fenomeni, yaşanmış deneyimlerle tanımlamaktır (Lester, 1999; Waters, 2010). Bireysel bilgi ve öznellik paradigmasına dayanan ve bireylerin bakış açıları anlamak için uygun olan bu yaklaşımda bireysel bakış açısına ve yorumlamaya vurgu yapılmaktadır.

Etnografi: Antropolojinin yaygın olarak kullandığı sosyal araştırma yöntemlerinden birisi olan etnografi bir kültür ya da sosyal grupta kültürel örüntüleri ve anlamları derinlemesine betimleme ve yorumlama çalışmasıdır. Bu araştırma yönteminde antropologlar, “hedef kitle ile belirli bir zaman süresi geçirirler” ve “onlarla onlar gibi yaşarlar” (Van Maanen, 1996). Etnografi çalışmalarında araştırmacı, topluluk hayatına doğrudan katılır, bireylerin gerçeklerini, onlarla konuşarak ve onları gözlemleyerek, doğrudan bireylerin kendilerinden öğrenir. Etnografi çalışmalarında bireylerin asıl davranışları doğal ortamında gözlemlendiği için o davranışa ilişkin derinlemesine, zengin veri elde edilir.

Sanat Temelli Araştırma: Nitel araştırma geleneği içinde eğitimsel durumları keşfetmek, yorumlamak ve değerlendirmek için kullanılan bir araştırma yaklaşımı olan sanat temelli araştırma kullanılmaktadır (Dotson, 2007, aktaran: Ersoy ve Türkan, 2010). Bilimsel araştırmalarda sanat ve araştırmayı ilişkilendiren bir desen olan sanat temelli araştırmada yazılı ve resimsel anlatımlara ilişkin çeşitli yöntemler kullanılmaktadır (Denzin ve Lincoln, 2005). Disiplinler arası bir desen olan sanat temelli araştırmada öğrencilerin sanatsal anlatımları yoluyla çeşitli durumlara ilişkin algıları ve bakış açıları, kendi izlenimlerinden yola çıkarak ortaya konulmaya çalışılmaktadır (Eisner, 2002). Bu araştırma yaklaşımında işe koşulan yollardan birisi de çocuk çizimleridir. Sanat temelli araştırmanın aydınlığa kavuşturma (daha önce fark edilmeyenleri ortaya çıkarma), üretkenlik (yeni araştırma soruları ortaya koyma), açıkgözlülük (belirgin eğitimsel konu ve soruları ele alma), genellenebilirlik olmak üzere özellikleri bulunmaktadır (Green, Camili ve Elmore, 2006).

Öyküleme Araştırması: Nitel yaklaşımın özel bir türü olan öyküleme araştırması yazılan ya da söylenen metnin tarihsel (kronolojik) olarak bağlandığı olay ya da eylem serilerinin yeniden öyküleştirilerek anlatılması şeklinde tanımlanabilir (Czarniawska, 2004). Öyküleme araştırmaları genel olarak tek bir kişi ile çalışmaya, elde edilen öykülerin koleksiyonundan veri sağlamaya, kişisel deneyimleri raporlaştırmaya ve kişi için bu deneyimlerin anlamını tartışmaya odaklanır (Creswell, 2005). Öyküleme araştırmasının süreci dört ana başlıkta ele alınabilir. Bunlar; odaklanma, veri toplama, raporlaştırma ve sıralamadır. Öyküleme araştırmaları dil araştırmaları, antropoloji, sosyoloji, eğitim, sağlık gibi alanlarda kullanılmaktadır. Öyküleme araştırmasında, anahtar tema, araştırmacı ve araştırılan kişi yüz yüze geldiğinde değişebilir. Bu süreçte her iki taraf da öykülerin anlamını tartışmalı ve yapılan analizi geçerlik kontrolünden geçirmelidir (Creswell ve Miller, 2000). Sonuç olarak öyküleme araştırması kişilerin deneyimlerini tarihsel sıralamalı olarak öykü şeklinde anlatır ve bunları kişisel, sosyal ve tarihsel bağlamda; bu yaşanmışlıkların önemli temalarını içerecek şekilde kurgular.

Gömülü Teori (Kuram Oluşturma) : Gömülü teori çalışmalarının amacı bir kuramı keşfetmek ya da oluşturmaktır. Kuram genellikle somut bir şema ya da spesifik bir deneyime, duruma, ortama ait önermeler setidir. Araştırmacı topladığı verileri anlamlı bir yapıya kavuşturma yani bu verilerden yola çıkarak bir kuram oluşturma çabasındadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005). Bazı gömülü teori çalışmalarında gözlem ve doküman analizi kullanılabilir olmasına rağmen fenomelojik çalışmalarda olduğu gibi burada da ana veri kaynağı bireysel görüşmelerdir (McMillan, 2004).

Durum Çalışması (Örnek Olay): Bogdan ve Biklen (1998) tarafından tek bir olayın, konunun ya da durumun detaylı olarak incelenmesi olarak tanımlanan durum çalışması McMillan (2004) tarafından zaman ve mekânla nitelendirilen ve çok iyi tanımlanmış tek bir varlığın araştırılmasıdır. Creswell (2003) durum çalışmasını tek bir kişi, program, olay, süreç, kurum, kuruluş, sosyal grup veya fenomenin özel bir zaman çerçevesi içinde uygun veri toplama araçlarının bir arada kullanılarak incelenmesi olarak tanımlamaktadır. Durum çalışmasında bir ya da daha fazla organizasyon, grup ya da topluluk hakkında, belirli bir süre boyunca, sistematik araştırmanın yürütülmesi ve analiz edilmesi esastır (Altunışık ve diğerleri, 2005, s.245). Durum çalışması; araştırma sorularının geliştirilmesi, araştırmanın alt problemlerinin geliştirilmesi, analiz biriminin saptanması, çalışılacak durumun belirlenmesi, araştırmaya katılacak bireylerin seçimi, verilerin toplanması, verilerin analizi ve yorumlanması ve durum çalışmasının raporlaştırılması olmak üzere sekiz basamaktan oluşmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005, s. 194).