BİREYLER ARASI İLETİŞİM - Ünite 2: Bireylerarası İletişim Süreçleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Bireylerarası İletişim Süreçleri

Giriş

İletişim etkinliği; kaynak- mesaj, kanal, alıcı gibi ögeler aracılığı ile kurulan sosyal bir etkileşim çerçevesinde gerçekleşmektedir. İletişim genel boyutta ele alınırsa, kişinin kendisiyle iletişimi, bireylerarası iletişim, grup ve kitle iletişimi olmak üzere dört ana başlık altında ifade edilebilir. İnsanın kendisiyle olan iletişimi, mesajı kendi içinde üretmesi, kendine iletmesi ve kendince yorumlaması sürecini kapsar. Kitle iletişimi, başka bir ifadeyle toplumsal iletişim, diğer iletişim şekillerine nazaran daha geniş gruplara hitap eden bir iletişim şeklidir. Örgütsel iletişim ise örgüt içinde veya dışında gerçekleşen ancak örgütsel etkinlikleri ve işleri ilgilendiren, örgütün amaçları ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılı bir iletişim şeklidir.

Bireylerarası iletişim ise, mesajın kaynağı ve hedefini bireylerin oluşturduğu ve genellikle yüz yüze gerçekleşen bir iletişim şeklidir. Bu iletişim şekli genellikle, rollerin bireyler arasında karşılıklı değişimini içermektedir. Kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişime “bireylerarası iletişim” adı verilir. Bireylerarası iletişim, belirli bir mekan ve zamanda bireyler arasında gerçekleşen ilişki ve etkileşimi olarak da tanımlanabilir. Bireylerarası iletişim, iletişim sürecinin temel ögeleri olan; kaynak, mesaj, araç, alıcı ve geri bildirim ilişkisinden bağımsız olarak düşünülemez.

Bireylerarası İletişim Sürecinin Temel Öğeleri

Bireylerarası iletişimin kaynak ve hedefini insanlar oluşturmaktadır. Bir iletişimin bireylerarası iletişim olarak tanımlanabilmesi için;

  • Bireyler belirli bir mekan ve yakınlık çerçevesinde yüz yüze ilişki içerisinde olmalıdır.
  • Bireylerarasında karşılıklı olarak iki yönlü bir mesaj alışverişi gerçekleşmelidir.
  • Bireylerarasındaki mesajlar, sözlü, sözsüz ya da yazılı nitelikte olması gerekmektedir.

Bireylerarası iletişim sözlü ve sözsüz iletişim olarak iki sınıfa ayrılır. Bu sınıflandırma kendi içerisinde alt başlıklara ayrılmıştır. Bireyler açısından hem sözlü hem de sözsüz iletişim niyet edilerek ya da niyet edilmeden de gerçekleştirilebilir.

Sözlü İletişim: İletişim içerisinde bireylerin birbirlerine sözcükler yoluyla ilettiği mesajlar sözlü mesaj olarak tanımlanmaktadır. Bireysel iletişim süreci içerisinde dil bireylerin neyi söylediklerini, dil ötesi iletişim ise bunu nasıl söylediklerine karşılık gelmektedir.

Dil: İnsanların bireysel iletişim sürecinde duygu ve düşüncelerini semboller, kelimeler yolu ile aktarma ve anlamlandırma biçimine denir.

Dil Ötesi: Dil ötesi iletişim, sözcüklerin kullanımından çok kullanılan sesin niteliğiyle ilgili özellikleri tanımlar. Ses tonu, sesin hızı, şiddeti, kelime vurgusu ve duraklamalar gibi özellikler dil ötesi iletişim olarak ifade edilmektedir.

Sözsüz İletişim: Bireylerarasında gerçekleşen iletişimin sözcüklere dayalı olmadan gerçekleşen ses tonu, vücut dili, duruş, bakış, jest ve mimikler gibi unsurları sözsüz mesajlar olarak nitelendirilmektedir.

Bedensel Temas ve Mesafe: İnsanlar bireylerarası iletişim süreçleri içinde bedenlerinin diğer insanlara olan konumları neticesinde sessiz olarak iletişime geçmekte ve karşı tarafa mesaj iletmektedirler. Bireylerin oluşturdukları yakın ya da uzak mesafeler onların duygu durumlarını ve karşı tarafa olan ilgilerini göstermektedir.

Yüz ve Beden Hareketleri: Bireyler ilişki içerisinde bulundukları diğer kişiler ile çeşitli göz teması, yüz ifadeleri, dokunma, kafa işaretleri, el ve kol duruşu, bacak hareketleri, beden yönelimi ve oturma biçimleri gibi yollarla sözsüz olarak iletişimsel mesajlar iletmektedir.

Mekan Kullanımı: Bir birey belirli bir mekân içerisinde diğer bir bireye karşı uzaklığıyla birtakım mesajlar iletir. İnsanlar yakın ilişki içinde bulundukları bireyler ile daha yakın bir mesafede bulunurlarken daha az samimi olduklarıyla daha uzak bir mesafede yer alırlar.

Araç Kullanımı: Bireyler çevrelerindeki çeşitli araçların kullanımı, belirli kıyafetler ve takılar gibi objeler yoluyla diğer bireylere birtakım mesajlar iletirler. Araç kullanımı yoluyla bir birey diğerine sosyal, ekonomik durumu ve statüsü gibi konularda üstü kapalı mesajlar iletebilmektedir.

Bireylerarası İletişim Sürecinin Özellikleri

İnsanın toplumsal yaşamda, ilk ve en yoğun olarak kullandığı iletişim türü bireylerarası iletişimdir. Bireylerarası iletişim sürecinin gerçekleşmesini sağlayan pek çok özellik bulunmaktadır:

  • Bireylerarası iletişimde en az iki insan vardır.
  • Tek yönlü değil, çift yönlü ve karşılıklıdır.
  • Bireylerarası iletişim yüz yüze ya da teknoloji ile aracılanmış olabilir.
  • Bireyler iletişimi kendi adlarına gerçekleştirirler.
  • İletiler sözlü ve sözsüz niteliktedir.
  • Bireylerarası iletişim bir süreçtir.
  • Bireylerarası iletişim süreci örtülü ya da açık bir amaç doğrultusunda gerçekleşir.
  • Bireylerarası iletişim bilginin, duygunun, düşüncenin, yaşantının paylaşımıdır.
  • Bireylerarası iletişim hem psikolojik hem de sosyal/kültürel bir olgu ve süreçtir.
  • Bireylerarası iletişimde taraflar arasında belirli bir zaman ve mekan birliği bulunmaktadır.

Bireylerarası iletişimin gerçekleşmesi açısından bir diğer önemli nokta, sürece katılanların “kendi adlarına” iletişim kurmalarıdır. Herhangi bir kurum, ya da toplumsal konum adına bireylerin birbirleri ile gerçekleştirdiği iletişim bireylerarası iletişim kapsamında değil, sosyal, örgütsel iletişim kapsamında değerlendirilmelidir.

Bireylerarası iletişim tek yönlü değil karşılıklı bir etkileşim süreci şeklinde gerçekleşmektedir. Etkileşimli iletişim olarak da ifade edebileceğimiz bu durumda, kaynak ve hedef birimleri karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. Bireylerarası ilişkilere özgü bir iletişim eylemi olan çift yönlü iletişim, yüz yüze ilişkilerde kaynağın hedefi, hedefin de kaynağı etkileyebileceği fiziksel iletişim ortamı sunar. Kitle iletişim araçları, iletişimi belirleyen bir kaynak konumundayken etkileşimli iletişim araçları, bireylere hem hedef hem de kaynak olma özelliğini sunar.

Bireylerarası İletişim Sürecinde Önemli Unsurlar

Bireylerarası iletişim en temelde en az iki kişi arasında anlamları paylaşma süreci olarak ifade edilebilir. İletişim sürecinde kaynak ve alıcı arasında konumlar değiştikçe tarafların bu durumlara uygun geri bildirimleri ortaya koyabilmek için bazı önemli unsurların farkında olmaları gerekmektedir.

Bireylerarası iletişim sürecinin sağlıklı olarak işlemesi için, sözlü ve sözsüz mesajların etkinliği ile birlikte düşünce, tutum ve davranışların anlaşılmasında ve paylaşımın gerçekleştirilmesinde dinleme önemli bir kavramdır. İletişim süreci içinde basit bir eylem olarak düşünülse bile geribildirimin alınmasına ve iletişim sürecinin sürdürülmesinde önemli bir etkendir.

Aktif dinleme, dinleyicinin de konuşmacı- ya sözlü ya da sözsüz ifadelerle katkı sağlaması anlamına gelir. İletişimin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için dinleyicinin fiziksel olarak; gözle, bedensel duruşla ve bakışla, psikolojik olarak ise dürüst olarak ve anlamaya çalışarak sessiz bir biçimde dinleme eylemini gerçekleştirilmesine karşılık gelmektedir.

Pasif dinleme ise bireylerarası iletişim sürecinde dinleyicinin karşı tarafa sözlü ya da sözsüz mesajlar yoluyla katkıda bulunmadan dinlemesine karşılık gelmektedir. Pasif dinleme iletişim sürecinde alıcının çok az tepki verdiği sessiz bir dinleme türüdür.

Birey doğumundan itibaren kendi öz benliğinin toplumsal çevre tarafından kabul edilmesini ister. İçinde bulunduğu çevreden dışlanma korkusu yaşayan birey, öz benliğini savunmak ve korumak için çeşitli uyum maskeleri (benlikleri) kullanır.

Empati bir bireyin, kendisini karşısındakinin yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışma çabasıdır. Bireylerin aralarında empati temelli, empatik bir iletişim kurmaları için özellikle alıcının, kaynağın duygu ve düşüncelerini doğru bir şekilde algılamalı, anlamlandırmalı ve geri bildirimini bu bağlamda gerçekleştirmesi gerekir. Bireylerarası iletişim sürecinde çift yönlü empatik bir anlayış kurmanın faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kişileri hayatlarının her cephesinde birbirlerine yakınlaştırır.
  • Kişilerin birbirlerine güvenmesini sağlar.
  • İletişimi kolaylaştırma hatta cazip kılma özelliğini taşır.
  • Kişilerin kendiliklerinin önem arz ettiğini gösterdiği gibi aynı zamanda onların önemli olduklarını hissettirir.
  • Katılımcı bireylerin her iki tarafına da çeşitli maddi ve manevi fayda sağlar.
  • Bireylere paylaşma, yardımlaşma, dostluk, hoşgörü, sevgi, saygı, sorumluluk gibi pozitif duygular kazandırır.
  • Bireylerin daha büyük ekip ve organize çalışma yaparak sosyalleşmesini sağlar

Bireylerarası iletişim sürecini etkileyen bir diğer önemli unsur ise bireylerin sahip oldukları tutumlardır. Tutum, bireylerin, belirli psikolojik objelere ilişkin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını, düzenli bir şekilde oluşturan eğilimleri niteler. Buna göre tutumlar, duygu, düşünce ve davranış olmak üzere üç boyuta sahiptir.

Ben merkezcilik iletişim süreci içinde bireylerin algısal, bilişsel ve duygusal açıdan kendilerini karşılarındaki bireyin yerine koyamayıp onları anlama çabası içine girmemeleri noktasında ortaya çıkmaktadır.

Bireyin kendini açması, kişinin kendi hakkındaki bilgileri diğer birey/bireylerle paylaşma amacı ile iletişim kurmasını ifade eder. Bir anlamda kendini açma kişinin diğer kişilerle kurduğu iletişimden kendi hakkında bilgi edindiği bir iletişim sürecidir.

Bireylerarası iletişim sürecinde çatışma, bir tarafın davranış, söz ve tutumlarının diğerinin gereksinimleriyle uyuşmazlık göstermesi, ters düşmesi ya da engellemesi sonucunda ortaya çıkan anlaşmazlığı ifade etmektedir.

Bireylerarası İletişim Sürecinin İşleyişi

Bireylerarası iletişim, mesajı oluşturan, kodlayan bir kaynak, kaynağın kodladığı mesajı bir kanal yoluyla iletmesi, mesajın alıcısı tarafından çözümlenmesi (kod açma) ve alıcının geri bildirimi ile gerçekleşmektedir. Bu süreçte etkin olan diğer öge ise bu iletişim sürecinin bütün ögelerini kapsayan, iletişimin gerçekleştiği fiziki, sosyal, psikolojik çevredir. İletişim sürecinin temel ögeleri olan, kaynak, mesaj, kanal (araç), alıcı, geri bildirim ve çevre kavramları bireylerarası iletişim süreci için de geçerlidir. Bireylerarası iletişim, dairesel bir süreç olarak belirli bir çevrede kaynak tarafından gönderilen mesajın belirli bir araç yoluyla alıcıya iletilmesi ve gönderilen mesajın geri bildirim halinde kaynağa iletilerek karşılıklı olarak sürdürülmesi yoluyla gerçekleşir.

İletişim sürecinin işleyişi kaynak ile başlar. Bireysel iletişim sürecinde birey hem kaynak hem de alıcıdır. Kaynak mesajı alıcıya gönderen bireydir. Mesajlar iletişim sürecini başlatan bireyin amacına, duygu ve düşüncelerine bağlı olarak sözlü ya da sözsüz olarak tanımlanabilecek iletişim türüne göre kodlanmış içeriklere karşılık gelir. Bireylerarası iletişim sürecinde kanal, iletişimin gerçekleştiği fiziksel çevreye ve kullanılan iletişim aracına göre şekillenir. Alıcı, bir kaynak tarafından gönderilen mesajı alan bireydir. Alıcının, kanal yoluyla kendisine iletilen mesajı çözümlemesi ve geri bildirimde bulunması ile iletişim süreci gerçekleşir. İletişim sürecinin son aşamasını oluşturan geri bildirim, alıcının, kaynağın gönderdiği mesaja verdiği tepkiyi, cevabı niteler.

Kaynak: Bireylerarası iletişim sürecini başlatan, bir iletişim kanalı aracılığı ile sözlü, sözsüz, yazılı, görsel olarak gönderilebilecek biçimde mesajları kodlayan ve alıcıya gönderen birey ya da bireyler kaynak olarak tanımlanabilir. Kaynak, belirli bir amaç doğrultusunda iletmek istediği mesajı kendi iletişim becerilerini kullanarak sembollere dönüştürür, kodlar ve bir kanal aracılığıyla alıcıya iletir.

Doğru bir iletişim sürecinde kaynağın mesajı kodlarken dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Kullanılan semboller (sözlü, yazılı, görsel) alıcı için anlaşılır olmalıdır.
  • Soyut ifade ve sembollerden çok somut olanlar kullanılmalıdır.
  • Semboller, alıcının aşina olduğu anlamlarda kullanılmalıdır.
  • Alıcının anlaması zor olabilecek semboller açıklanmalıdır.

Mesaj: Mesaj, kaynağın alıcıya iletmek istediği bilgi, duygu ve düşüncelerini sözlü ya da görsel simgelerle kodlamasına karşılık gelmektedir. Simge iletişimin en temel yapısal ögesidir. İletişim sistemi içerisinde kullanılan simgeler göze hitap eden ve kulağa hitap eden simgeler olmak üzere temelde ikiye ayrılır.

Kodlama, alıcıya gönderilecek anlamların uygun simgeler kullanılarak bir iletiye dönüştürülmesi olarak açıklanabilir. Mesajın istenilen etkiyi yaratması kaynağın, iletmek istediği mesajı kanalın özelliklerini uygun, doğru biçimde ve alıcı için anlaşılır bir şekilde kodlanması ile olanaklıdır. Sağlıklı bir iletişim sürecinin gerçekleşmesi için mesajın taşıması gereken özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Mesaj iletişim süreci içerisinde hedeflenen amacın özüne ve biçimine uygun simgeler kullanılarak oluşturulmalıdır.
  • Mesaj, iletişim sürecinde kullanılacak kanal ile uyumlu olmalıdır.
  • Mesaj, alıcı tarafından anlaşılabilir özellikte, açık ve kesin olmalıdır.
  • Mesaj doğru zamanda iletilmelidir.

Kanal: Kanal, kaynak tarafından kodlanan mesajın alıcıya ulaştırılması için kullanılan yol, araç ve yöntemlerin tümünü kapsar. Bireylerarası iletişimin oluşabilmesi için iletiyi taşıyan bir veya birden çok araç olması gerekir. Bu araçlar doğal ya da yapay iletişim araçları olabilir. Doğal araçlar; iletişimi gerçekleştirmek için gerekli olan doğal ögelerdir. İnsanın bedeni; göz, kulak, el gibi organları ve insanın kendisi dışındaki diğer doğa (hava, yer, ateş, güvercin vb.) varlıklarını kapsar. Yapay araçları ise iletişimi üretmek, iletmek için gerekli teknolojik (kalem, matbaa, telefon, bilgisayar vb.) araçların tümüdür.

Bireylerarası iletişim sürecinde seçilecek olan kanalların özellikleri şöyle sıralanabilir:

  • Seçilecek olan kanal(lar), iletişimin amacına uygun olmalıdır.
  • Seçilecek olan kanal(lar), alıcının özellikleri ile uyumlu olmalıdır.
  • Seçilecek olan kanal(lar), mesajın doğrudan ve düzenli olarak iletilebilmesine, geri bildirime olanak sağlamalı ve kontrol edilebilir olmalıdır.
  • Kanal(lar) seçilirken oluşabilecek iletişim kazaları, istem dışı mesaj gönderme gibi durumlar dikkate alınmalıdır.
  • Kanal seçiminde, zaman-mekan sınırlılıkları ve ekonomik faktörler dikkate alınmalıdır.

Alıcı: Alıcı, kaynak tarafından kodlanarak gönderilen mesajları alan kişidir. İletişim sürecinin gerçekleşmesi için kaynak tarafından gönderilen iletinin alıcı tarafından alınması gereklidir.

Kaynak tarafından kodlanan verilerin bir anlam ifade edebilmeleri için gönderilen mesajın öncelikle algılanması gerekir. Alıcı, kaynak tarafından gönderilen mesajı algıladığında öncelikle mesajı “filtre” eder. Filtre, alıcının mesajı değerlendirmesidir. Bu değerlendirme bir algı sürecinin sonunda gerçekleşir. Algı, kişinin belirli bir bilgiyi duyumsaması, organize etmesi ve anlama ve değerlendirmesidir. Kaynak tarafından gönderilen mesajın doğru veya olduğu gibi alınmasını engelleyen, mesajın alınması sırasında mesaj üzerine yüklenmiş “gürültü” olarak adlandırılan bozucu faktörler de alıcın mesajı algılamasını, kabul etmesini engelleyebilir. Gürültü sonucunda ortaya çıkan iletişim sorunları, mesajın anlaşılamaması ya da yanlış anlaşılmasına bağlı olarak “iletişim çökmesine” neden olur. Alıcı mesajı aldıktan sonra kod açımı (şifre çözme) yaparak kaynaktan gelen simgeleri anlamlandırır.

Bireylerarası iletişimin etkin bir şekilde kurulabilmesi için alıcının taşıması gereken özellikleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Alıcı, mesajı algılamak, çözümlemek için etkin bir dinleyici konumunda bulunmalı ve dikkatini, ilgisini kaynağa yöneltmelidir.
  • Alıcı, dinleme sırasında önyargılı olmamalı, stereotip ve genellemelerden uzak durmalıdır.
  • Alıcı, kaynakla empati kurmalı, iletiyi alımlamak, çözmek ve anlamak konusunda çaba göstermelidir.
  • Alıcı, dinleme eylemi sırasında sabırlı olmalı ve kaynağın mesajı doğru ifade edebilmesine imkan sağlamalıdır.

Geri Bildirim: Bireylerarası iletişim sürecinde geri bildirim kaynak, alıcı arasındaki döngüyü ve iletişim sürecindeki konumlarının değişimini sağlayan ögedir. Geri bildirim, alıcının kaynağın mesajına verdiği yanıttır. Geri bildirimin gerçekleşmediği durumlarda iletişim süreci sonucunda oluşan etkileşim tek yönlü iken, geri bildirimle birlikte çift yönlü bir etkileşim kurulmuş olur. Geri bildirim bireylerarası iletişim sürecinde bir tür kontrol mekanizması olarak sürecin doğru işleyip işlemediğini taraflara bildirir ve iletişimin devamlılığını etkiler. Etkin bir geri bildirim şu özellikleri içerir:

  • Kaynağa yardımcı olmayı amaçlar,
  • Mesajın tam bir karşılığıdır,
  • Zamanlaması doğrudur,
  • Kaynağın hedeflediği amaca ulaşmasını sağlayacak kadar açık ve kesindir,
  • Yapıcıdır.

Etkin olmayan bir geri bildirim ise,

  • Mesajın anlamını özel olarak içermez, geneldir,
  • Mesajın anlamı ile doğrudan ilgili değildir,
  • Zamanlama itibariyle hatalıdır,
  • Kişiyi ve kişiliği vurgular,
  • Anlaşılmayacak şekilde kodlanır,
  • Bilgi içermez, yorum ağırlıklıdır

Etkin bir iletişim ancak pozitif geri bildirim ile sağlanmış olur. Mesaj alıcı tarafından anlaşılmamış, eksik anlaşılmış ise negatif bir geri bildirim olur. Geri bildirimin olumsuz olması da benzer bir durum ortaya çıkarır ancak olumsuz geri bildirimde kaynağın mesajı tekrar oluşturması ve iletişim sürecini devam ettirmesi imkanı bulunur.

Olumlu geri bildirim bireylerarası iletişim sürecinde şu anlamları ifade etmektedir:

  • Mesaj alıcı tarafından algılanmış, alınmıştır.
  • Mesaj alıcı tarafından doğru bir şekilde çözümlenmiş, anlamlandırılmıştır.
  • Alıcı, kaynak rolünde geri bildirime hazırdır.

Çevre: Bireylerarası iletişim sürecinin gerçekleştiği fiziksel, psikolojik ve sosyal (kültürel) bağlam çevre olarak nitelendirilir. Fiziksel çevre, iletişimin gerçekleştiği somut mekana karşılık gelir. Psikolojik çevre, hem bireylerarası iletişim sürecine katılanların iç dünyasını hem de iletişim gerçekleştiği anda, var olan psikolojik atmosferi tanımlar. Sosyal çevre, bireysel iletişim sürecine katılanlar arasındaki toplumsal rollerin, statü ilişkilerinin ve iletişimin gerçekleştiği kültürel yapının iletişim sürecinin doğasını belirlemedeki etkinliğini anlatır.

Bireylerarası İletişim Ağları

Sıklıkla kullanılan iletişim ağları; tekerlek, zincir, Y, çember ve yıldız tipi iletişim ağlarıdır.

Tekerlek Ağı: Geleneksel örgüt ve yapılanmalarda sıklıkla görülen, alt ve üst kademe ilişkilerinin belirgin olduğu merkezi iletişim ağıdır. Bu iletişim ağında bilgi akışı topluluğunun merkezindeki kişi yoluyla gerçekleşir ve diğer bireyler birbirleriyle iletişim kurmamaktadırlar. Grup içerisindeki her birey yalnızca merkezdeki kişiyle iletişim kurmaktadır.

Zincir Ağı: Bir diğer merkeziyetçi özelliğe sahip iletişim ağıdır. Bu iletişim ağında bilgi akışı kademeli olarak alt kademeden bir üst kademeye doğru ilerlemektedir.

Y Tipi Ağ: Y tipi iletişim ağında da bireylerarası iletişim bir alt kademeden bir üst kademeye doğru gerçekleştir. zincir akışının dışında kalan iki birey diğer bireylerden bilgi alır ve onlara bilgi gönderir.

Çember Ağı: Bu iletişim ağı merkezi olmayan bir yapıdadır. Grup içerisindeki bireylerin birbirleriyle iletişim kurma olanakları bulunmaktadır. Çember şeklindeki ağ yapısı, her bireye iki yöne doğru iletişim ve bilgi akışını gerçekleştirme olanağını tanır.

Yıldız Türü İletişim Ağı: Serbest iletişim modeli olarak da adlandırılan bu iletişim ağı çember türü iletişim ağının bir tür uzantısı niteliğindedir. Çemberdeki her bireyin birbiriyle etkileşimde bulunması yıldız türü iletişim ağını ortaya çıkarır.

Bireylerarası İletişim Sürecinin Aşamaları

Bireylerarası iletişim sürecinin işleyişi aşamalar yoluyla ilerlemekte ve katılımcılar arasındaki ilişkiler farklılaşmaktadır.

Başlangıç Aşaması: Bireylerin birbirleriyle çeşitli ortam ve kanallar aracılığıyla bir araya geldikleri zamansal açıdan çok kısa bir döneme karşılık gelmektedir. Bu dönemde bireyler birbirleriyle ilgili olarak olumlu izlenimler edinmeye çalışır.

Deneme Aşaması: Belirli bir mekan ya da teknolojik bir araç dolayısıyla bir araya gelen bireyler bu aşamada birbirlerine soru sorarak tanımaya çalışırlar. Bireylerin soru sorarak başlattıkları iletişim süreci, aldıkları geri bildirim yoluyla iletişimin sürüp sürmeyeceğine karar vermeleriyle son bulur.

Yoğunlaşma Aşaması: Bireyler deneme aşamasında iletişimin sürmesine karar verdikleri bireyler ile bu aşama içerisinde daha yoğun ilişki kurarlar. Bu aşamadaki iletişim daha az resmidir. Bireyler kendileriyle ilgili pek çok bilgiyi aktarıp kendilerini karşısındakilere tanıtırlar.

Bütünleşme Aşaması: Bireyler yoğunlaşma aşaması içerisinde anlaşma sağladıkları bireyler ile daha sık görüşür ve başka bir ifadeyle “ayrılmaz ikili” konumuna gelirler.

Zincirlenme, Kenetlenme Aşaması: Bireylerarası iletişim süreçlerinin en yoğun olarak yaşandığı aşamadır. Bu aşamaya gelen bireyler bazen yasal bazen de toplumsal olarak önemli konumlara karşılık gelen anlaşmalar yaparlar.