ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARI I - Ünite 5 : Türkmen Edebiyatı Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5 : Türkmen Edebiyatı
Türkmenler ve Türkmen Adı
Tarihte ilk kez Divânü Lûgâti’t-Türk ’te geçen bu isim Kaşgarlı’ya göre, Büyük İskender’in Türk coğrafyasında, Balasagun’da ikâmet eden yirmi dört kişiye Farsça “Türkmânend” (Türk’e benzer) demesiyle ortaya çıkmış ve daha sonra bu Türk boyu bu isimden mülhem Türkmen adıyla anılır olmuştur. 11. Yy.dan once bu isme rastlanmamaktadır. Bu isim hakkında birçok yorumda bulunulmuştur fakat en çok kabul gören Jean Deny tarafından ifade edilmiş olan Türkmen kelimesinin Türk ismi ile eklendiği sözcüğe “büyük- lük ve mübalağa” anlamları katan –man/-men ekinden meydana geldiği şeklindeki görüştür.
Kafesoğlu ise bu ismin “halis, asil, büyük, üstün, sağlam ... Türk” anlamına gelmiş olabileceğini iddia etmiştir. Belirsizlikere rağmen Türk tarihi literatüründe Oğuz ve Türkmen adlarının belli bir Türk boyunun iki ayrı adı olduğu genellikle kabul edilmiştir. Türkmen adının Oğuz boyu ile ilgili olduğu kanısında iki farklı görüş mevcuttur. Bunlardan birincisi Fuad Köprülü tarafından ortaya konumuştur. İslamiyeti kabul eden bir kısım Oğuzlar bu adı kullanmışlardır. İbrahim Kafesoğlu ise Türklerde din değiştirmenin isim değişeceği anlamına gelmediğini, bu adın Karlukların en kudretli zamanlarında kullandıkları siyasi bir terim olduğunu savunmaktadır.
Bunların yanısıra ilk zamanlardan beri tarihi kaynaklarda Oğuz ve Türkmen adlarının içiçe olduğunu belirtmek gerekir. Orta Asya’daki topluluklar uzun süre birlikte yaşadıkları için Türkmenistan tarihini ve diğer Türk boylarının tarihini birbirinden ayırmak mümkün değildir.
Türkmen boyları Hazar denizinin doğusunda Moğolların ve Timurluların hakimiyetinden yaşadıktan sonra Kalmukluların saldırıları nedeniyle Köpetdağ bölgesine çekilmişler. Burada da Hive Hanı ve İran şahı ile büyük mücadelelere girmişler ve Merv bölgesine çekilmişlerdir. Bu bölgede rahat bir hayat sürdürmüşlerdir. 1879’da Rusların hakimiyeti altına giren Türkmenler 1991’de bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Türkmenistan’da Çovdur, Ersarı, Salır, Sarık, Teke ve Yomutlar boyları yaşamaktadırlar.
Türkmenistan Coğrafyası
Batıda Hazar denizi güneybatıda Iran, güneydoğuda Afganistan, kuzeybatıda Kazakistan ve kuzeydoğuda Özbekistan ile çevrelenmiştir. 488.100 km2’lik bir alan üzerinde bulunan Türkmenistan’ın nüfusu 1996 nüfus sayımına göre 4.566.800’dür.
Türkmen Türkçesi
Uzun bir süre Çağatay ve Kıpçak sahası Türk boylarının arasında kaldıkları için, dil özellikleri bakımından diğer Oğuz boylarından farklı özellikler gösterirler. Hem Oğuz türkçesini hemde doğu Türkçesini karakterize eden özellikleri bulunmaktadır.
Türkmen Edebı·yatı
Türkmen edebiyatını üç ana başlık altında ele almak mümkündür:
- Türkmen Halk Edebiyatı,
- Klâsik Türkmen Edebiyatı,
- Çağdaş Türkmen Edebiyatı.
Türkmen Halk Edebiyatı
Türk boylarında olduğu gibi Türkmenlerde de çok farklı sözel ürünler bulunmaktadır. Türkmen halk edebiyatı ürünlerinde daha çok halkın yaşayış tarzı, örf ve adetleri, toplumsal sevinçleri ve hüzünleri gibi konular işlenmiştir.
Türkmen halk edebiyatının belli başlı türleri şunlardır
Destanlar, erteki, atalar sözi ,matallar [bilmeceler],aydımlar [şarkı ve türküler],erkeklere mahsus aydımlar, kızlara / kadınlara mahsus aydımlar, çocuk aydımları.
Klâsik Türkmen Edebiyatı (18.-19. Yüzyıllar)
18. ve 19. Yy’a ait Türkmen edebiyatında şiir türünün geliştiği görülmektedir. Bu yüzyıllarda yazılmış şiiirler 20. Yüzyılda yazılmış şiirlerden ve diğer edebi türlerden farklıdır. Türkmen diyalektiğinin 18. Yy’da başladığı Kabul edilmektedir. Klasik Türkmen edebiyatının ilk öreneklerini Magtımgulı vermiştir. Magtımgulı (1733- 1783), Türkmen dilinin edebî dile dönüşmesin- de çok önemli bir mihenk taşı olduğu gibi Türkmen edebiyatının da ilk temsilcisi kabul edilir. Eserlerinde genellikle Türkmenlerin millet ve vatana bağlılıklarını işlemiştir.
Magtımgulı, kendisinden sonra gelen Seydi, Zelili, Mollanepes, Mätäci ve Talıbi gibi Türkmen şairlerine tesir ettiği gibi, diğer çağdaş Türk edebiyatlarını da etkilemiş büyük bir şairdir.
Bir diğer önemli isim Dövletmämmed Azadîdir. Büyük şairlerden etkilenmiş önemli bir şairdir. Nurmuhammed Andalıp is koşma, muhammes, müstezad gibi türlerinde şiirler yazmış önemli şairlerindendir. Bazı mesnevilerinde koşuk türünü kullanarak halkın anlamasını sağlamıştır. Diğer önemli isim ise Magrubîdir . Magrubî konusu aşk olan Seypelmelik-Methal Cemaal “Melikin Kılıcı – Güzelliğin Övgüsü” adlı bir destana sahip olan önemli bir şairdir. Tüm bu şairler 18. yüzyıl şairleri olarak anılmaktadır.
19 yy. şairleri ise sevgilinin hasretini ele alan, dış güzelliğini tasvir eden bir anlayış ile Türkmen edebiyatına lirizmi yerleştirmiştir, denilebilir. Bu yüzyıl edebiyatında kullanılan dil açık ve kesindir. Bu yüzyılda İranın ve Rusya’nın işgalleri birçok yazar ve şairi bu konularda yazmaya itmiştir. Mesela Abdısetdar Kazı , Cengname adlı eserinde; Dovan, Misginğılıç, Mätäci gibi şairler de çeşit- li şiirlerinde bu savaşları işlemişlerdir. 19. yüzyıl Türkmen edebiyatı, daha önceki yüzyılda eserler veren şairlerin izinden giden birçok şair sayesinde gelişme göstermiştir. Önemli isimlerden Seyitnazar Seydî devrin sosyal ve siyasal gelişmelerine de değinmiştir.Devrinin sosyal meselelerini cesaretle ele alan Memmetveli Kemine , bilhassa hiciv tarzında yazdığı şiirler ile tanınmaktadır. Kemine sanatları en iyi kullanan ve dilin gelişimine katkı sağlayan şairlerden biridir. Gurbandurdı Zelili ise şiirlerinde, sosyal olayları hümanizmle birleştirerek devrinin diğer şairlerinden ayrılır. ZöhreTahır adlı destanı yazan Mollanepes, Türkmen edebiyatında önemli bir yer edinmiş şairlerden biridir. Burada ismi geçen şair ev yazarlar devrin en önemlileridir.
Çağdaş Türkmen Edebiyatı (20. Yüzyıl Türkmen Edebiyatı)
Türkmen edebiyatı, 20. yüzyılın bilhassa ortalarından itibaren çağdaş anlamda şiirleri de bünyesinde barındırmaya başlamıştır. 20 yy. Türkmen edebiyatı sosyal gelişmeler ışığında kendi içinde farklı dönemler oluşturmuştur. 1917 devriminden sonra devrimi öven şiirler yazmaya zorlanmışlardır.1920’li yıl- ların Türkmen şiiri genellikle eski-yeni toplum çatışması üzerine kurgulanmıştır, denilebilir. Berdi Kerbabayev bu akımın önemli isimlerindendir. Eserlerinde eski hayatı kötüleyip yeniyi övmüştür. Siyasal gelişmeler Türkmen halkını etkilediği gibi edebiyatını da etkilemiştir.Bu çerçevede 1920’li yılların eserlerinde, Rusların baskılarına kar- şın Türkmenlerin sıkıntıları dile getirilmiştir. Bu yıllardan sonra baskılarla rejim lehine eserler ortaya koymuşlardır. Bu baskıya karşı gelenler ise ya sürülmüş ya da öldürülmüştür.
Önce Arap alfabesinden Latin’e daha sonra da Kiril alfabesine geçiş yazarları da etkilemiş ve 1920-1945 yılları arası, Türkmen edebiyatının durgunluk yılları olmuştur. 1920’li yıllarda Türkmen şiiri, yeni şekiller ve konular ile zenginleşmiştir. Bu yıllarda uzun şiirler, şiir tarzında yazılan eleştirel fıkralar, fabllar ve çocuk şiirlerinin ilk örnekleri yazılmıştır.
Önemli isimlerden Berdi Kerbabayev,Türkmen toplumunun sosyal yapısını öven, genellikle kadın ve kadının özgürlüğü, eski Türkmen toplumuna yergi ve yeni yapıya övgü, din ve ideoloji gibi konuları ele almıştır. Diğer önemli şair Garaca Burunov didaktik ve hiciv tarzında şiirler yazmaktadır. Türkmen halk edebiyatı ve klasik Türkmen şiirinin etkilerini taşıyan Amandurdı Alamışov genç yaşta vefat etmiştir.
20’li yılların bir diğer özelliği ise şiir dışında da eserlerin üretilmeye başlanması. 30’larda ise şiir büyük bir önem kazanmış ve rejim propagandası halini almıştır. Bu dönemin konuları; iki farklı dünya görüşünün meydana getirdiği tezatlık, köy hayatı ve Türkmenlerin hayatı, kadın ve özgürlük gibi konulardır.
2. dünya savaşına kadar olan dönemde Tiyatro eserleri de üretilmiştir.1930’lu yıllarda yazdıgˆı s¸iirler ile ön plâna çıkan önemli s¸airler s¸unlardır:
- Hocanepes Çarıyev , Puşkin’in bazı şiirlerini Türkmen Türkçesine tercüme eden Çarıyev, yazdığı şiirler ile Türkmen şiirinin gelişmesine katkı sağlamış önemli şairlerdendir. Genç yaşta Sovyetler tarafından öldürülmüştür.
- Oraz Täçnazarov’un önemli eserleri Daağ- lar “ Dağlar ” (1937) ve Bir Gün (1937) adlı şiirlerlerdir.
İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkmen Edebiyatı (1941-1945)
İkinci dünya savaşı yıllarında yazılan eserlerin konusu, yacephede yaşananlar ya da cephe gerisinde kalanların çektiği acılardır. Savaşa katılmayan şair ve yazarlar ise devirle ilgili edebî eserleri üretmeye devam etmişlerdir. Bu yıllarda durağanlık söz konusudur. Vatan ve bağımsızlık düşünceleri etrafında Türkmen şiirinin çeşitlendiğini, daha üretken bir hâl aldığını da ifade etmek mümkündür. Önemli isimlerden Şalı Kekilov kadın ve serbestlik konusu ele almıştır. Ata Nıyazov ise köy, parti, devrim vb. olan şiirler yazmıştır. Rehmet Seyidov Karakum Kanalı, toprak ve su meseleleriyle ilgili şiirler de yazmış olan Seyidov, kendisinden sonra gelen Türkmen şairlerini de etkilemiş şairlerdendir. Bir diğer önemli isim Pomma Nurberdiyev ise sevgi, emek, vatan, kadın ve serbestlik konularında şiirler yazmıştır. Ruhı Alıyev’in işlediği konular ise genellikle savaş, petrol, pamuk gibi konulardır.
Bu yıllarda savaşı konu edinen mensur eserlerde bulunmaktadır. Savaş yıllarında yazdık- ları eserler ile beliren önemli şair ve yazarlar şunlardır: B. Kerbabayev,Govşudov, Kekilov, Ismayılov ve Nıyazov’dur.
İkinci Dünya Savaşından Hemen Sonra Türkmen Edebiyatı
Savaş sonrasında savaşın yol açtığı acılar, savaşların acımasızlığı ve gereksizliği, barış içinde ya-şamanın toplumlar için ifade ettiği huzur 1950’li yılların eserlerinde sıklıkla vurgulanmıştır. Yazılan şiirler genelde savaşın kötülüğü ve sebep olduğu acıları dillendiren, barış ve huzurun önemini vurgulayan ve Türkmenistan’ın yeniden imar edilişi konularını ele almıştır.
Bu yıllarda ön plâna çıkan Türkmen şairleri şunlardır:
Aman Kekilov çağdaş Türkmen şiirinin önemli şairlerinden biridir ve Türkmenistan milli marşının da yazarıdır. Çarı Aşırov ilk şiirleri çocuk şiirleridir. Daha sonraki yıllar- da, döneminin değişik olaylarını şiirinin konusuna dönüştürür. Gara Seyitliyev ilk şiirlerini Bakü Pedagoji Enstitüsü Filoloji Fakültesinde öğrenciyken yazmaya başlamışve bu ilk şiirleri daha sonra kitap olarak yayımlamıştır. Tovşan Esenova çağdaş Türkmen edebiyatının kadın şairlerindendir. Haldurdı Durdıyev once öğretmenlik yapar ve ardından Sovyet Edebiyatı dergisi ve Sovyet Türkmenistanı gazetesinde çalışmıştır. Gurbandurdı Gurbansähedov ise İkinci Dünya Savaşı ve sonrasına ait duyguları dile getiren şiirler yazmıştır.
1950-1960’lı Yıllarda Türkmen Edebiyatı
Türkmen şiirinin en üretken olduğu ve değişime uğrayıp yenileştiği yıllardır. Türkmen şiirinin, 1950’li yılların ortalarından itibaren ifade gücü ve içerik bakımlarından zenginleştiğini, sanat değeri yüksek ve okuyucu tarafından beğenilen bir karakter kazandığı söylenebilir.
Bu yıllarda işlenen konulara bakıldığında İn- sanoğlunun aya ayak basması, Karakum Kanalı’nın inşa edilerek çöle su indirilmesi, evli- lik ve çeşitli sosyal problemleri görebiliriz. Diğer taraftan daha çok Klâsik Türkmen şairleri tarafından sıkça işlenen “sevgi” ve “aşk” konusunun, 1950’li yılların ikinci yarısından itibaren neredeyse aynı yoğunlukla ele alındığı da görülmektedir. Aynı zamanda çocuk şiirine ait örnekler de bu yıllarda yazılmaya başlanmıştır.
1950-1960’lı yıllarda yazdığı şiirler ile hafızalarda yer etmiş önemli Türkmen şairleri şunlardır:
Ata Atacanov Bir taraftan zamanının meseleleri ile ilgili, diğer taraftan da insan ve sevgi konularında lirik şiirler yazan Atacanov’un şiirleri aynı zamanda birçok dile de tercüme edilmiştir. Gurbannazar Ezizov kısa ömrüne çok sayıda estetik değeri yüksek şiirler sığdıran ve döneminin birçok şair ve eleştirmeninin övgüsünü kazanmıştır. Kerim Gurbannepesov elişmiş halk kültürü ve edebiyat bilgisine sahip olan babasından şiir ve estetik ile ilgili bilgileri edinen Gurbannepesov, hayatı boyunca bu temel bilgiler sayesinde iyi şiirler yazmıştır. Mämmet Seyidov ve Berdinazar Hudaynazarov gibi yazarlarda dönemin önemli yazarlardındandır.
1970-1980’li Yıllarda Türkmen Edebiyatı
Türkmen edebiyatında hem sosyal meselelerin ele alındığı toplumsal eserler hem de sanat ve estetik seviyesi yüksek eserler bir arada üretilmiştir. Bu yıllara ait Türkmen romanında, bir taraftan İkinci Dünya Savaşının Türkmen toplumunda yarattığı sıkıntılar ve acılar dile getirilirken; diğer taraftan Türkmenlerin tarihi, gerçek olay ve kahramanlar vasıtasıyla roman örgüsü içinde yazılmıştır. Öte taraf- tan 1970’li yılların sosyal ve iktisadî durumunun ele alındığı romanlar da yazılmıştır. Şiirin yanında tiyatro eserleri de verilmiştir.