ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARI I - Ünite 4: Çağdaş Azerî Edebiyatı-II Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Çağdaş Azerî Edebiyatı-II
Ünite 4: Çağdaş Azerî Edebiyatı-II
XX. Yüzyıl Azeri Edebiyatı
Azerbaycan’da Tiyatro (XX. Yüzyılda Oluşumu ve Gelişmesi)
1905 Rus Meşrutiyeti’nin getirdiği hürriyet havası, tiyatro hayatının gelişmesine katkı sağladı.
XIX. asrın sonlarında Neriman Nerimanov (1870-1925)’un tiyatro eserleri öneme sahiptir. Hikâye ve roman da yazan Nerimanov’un Nadanlıg, Dilin Belası, Şamdan Bey, Nadir Şah gibi dram eserleri vardır.
İlk tiyatro topluluğu 1888’de amatör olarak ortaya çıkmıştı. 1906’da “Müselman Dram Artistlerinin Şirketi” adıyla ilk profesyonel topluluk oluşturuldu.
Molla Nesreddin mizah dergisinin yöneticisi Celil Memmedguluzade (1866-1932) mizahî yazıları önemlidir. Çay Destgâhı (alegorik dram), Kişmiş Oyunu (komedi), Ölüler (dram), Anamın Kitabı (dram), Kâmança (dram), Danabaş Kendinin Mektebi (komedi), Lâl (senaryo), Deli Yığınçağı (komedi) gibi eserleri vardır.“ Ölüler”, bir şaheser olarak kabul edilmektedir.Anamın Kitabı, Celil Memmedguluzade’nin edebiyat anlayışını, siyasî-sosyal görüşlerini yansıtır.
Ebdürrahim Bey Hagvérdili (1870-1933) de “Molla Nesreddin” ekolü mensuplarındandır. Hagvérdili’nin en bilinen eserleri arasında Dağılan Tifag, BehtsizCavan, Ağa Mehemmed Şah Gacar, Millet Dostları ve 1920’de Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra yazdıkları arasında da Ağaç Kölgesinde, EdaletGapıları, Yoldaş Koroğlu sayılabilir.
Üzéyir Hacıbeyli (1885-1948) bu dönemde özel bir yer tutar. Yazar, gazeteci ve bestekârdır.Léyli ve Mecnun, Er ve Arvad, O Olmasın Bu Olsun (diğer adıyla Meşediİbad), ŞéyhSen’an , Rüstem ve Söhrab, Arşın Mal Alan, Şah Abbas ve Hurşidbanu, Aslı ve Kerem gibi eserlerini kendisi yazıp besteleyerek Azerî sahnesinin ilk operalarını yaratır.
AbdullaŞaig (1881-1959), şair ve yazardır. İlk piyesi Gözel Bahar manzumdur. Bunu Çoban, İdéal ve İnsanlıg adlı romantik-sembolik eseri takip etti. Ayrıca İldırım, Aldanmış Ulduzlar, Hasay, Éloğlu, Veten, Ana , Nüşûbe, Hegigete Doğru gibi piyesleri de vardır. A. Şaig’in Araz adlı romanı en tanınmış eserleri arasındadır.
HüséynCavid (1882-1941) devrin en meşhur şair ve dram yazarıdır. Cavid’in Batı ve Doğu medeniyetleri arasında bir sentez yapmaya çalıştığı görülür. N. Kemal, A. Hamit, T. Fikret ve R. Tevfik’i özellikle yaratıcılığının ilk yıllarında örnek alır. Fakat, Türk-İslam dünyasının manevî değerlerinden ve kültüründen uzaklaşmaz. Cavid’in ilk dram eserleri olan Ana’da ve onu izleyen Maral’da beşerî problemler ele alınmıştır. İblis adlı manzum dramında yine beşeri problemler karşısındadır. Bu eserde İnsanı kötülüğe veya iyiliğe sevk eden güç nedir?” gibi felsefî problemler ele alınmıştır .Uçurum manzum dramında da Türkiye’de yanlış Batılılaşma ve bunun yol açtığı ahlak bozuklukları, sosyal çöküş, ele alınır.
CeferCabbarlı(1889-1934) Sovyet devrinin baskıcı, kontrolcü ve yönlendirici tavırlarına rağmen yaratıcılık sınırlarını zorlayan bir yazardı. Cabbarlı, güzel hikâyeler yazarı olarak da bilinir. İlk dramı Vefalı Seriyye’dir. Bunu Solğun Çiçekler takip eder. Yaratıcılığının birinci devresini’ye kadarki faaliyetleri oluşturur. Bu devrede Edirne’nin Fethi ,TrablusMuharibesi veya Ulduz), Bakı Muharibesi ,Nesreddin Şah) gibi tarihi dramlar yazmıştır.1920’den sonra yazdığı eserlerde, Aydın, OgtayÉloğlu ve Od Gelini’nde artık sosyalist düşüncenin etkisi altındadır. Cabbarlı’nın Sévil, Almas ,Yaşar, Dönüş, 1905’inci İlde gibi eserlerinde maruz kaldığı büyük baskının izleri görülür.
1930-1941 yıllarında yazılan Mirzeİbrahimov’un Heyat, Madrit, Süléyman Rüstem’in Gaçag Nebi, SemedVurğun’un Vagif [Vâkıf], Hanlar gibi dramları, en başarılı eserler arasındadır.
II. Dünya Harbi’nde bütün sanat hayatında ortaya çıkan eğilim, faşizme karşı mücadeledir. Tiyatro sahasında da savaşla alâkalı piyeslerin çokluğu göze çarpar.Piyeslere örnek olarak Sabit Rehman, Hücum Davam Édir; Süléyman Sani Ahundof, Çetin Dere, Gayğı; M. Tehmasıb, Aslan Yatağı; R. Rıza, Vefa; ZéynalHelil, İntigam verilebilir.
Savaştan sonra tiyatro hayatında bir durgunluk görülür. Muasır hayat’a dair eserlerin yazılmasını tavsiye edilir.İlyas Efendiyév’inİşıglı Yollar, Bahar Suları; C. Mecnunbeyov’un BöyükMehebbet, S. Rehman’ınAydınlıg, Nişanlı Gız; M. H. Tehmasıb’ın Çiçeklenen Arzular; İ. Gasımov’unZerifTéller gibi eserleri ortaya çıkar.
İlyas Efendiyév (1914- 1996) hikâye ve romanlar yazmış; dramlarıyla Azerbaycan tiyatrosunun en önde gelen isimlerden biri olmuştur. İşıglı Yollar, Bahar Suları, Atayévler Ailesinde, Sen HemişeMenimlesen, Unudabilmirem, MehvolmuşGündelikler, Menim Günahım , Mahnı Dağlarda Galdı, Geribe Oğlan, HurşidbanuNatevan , Büllur Sarayda Sovyetler Birliği’nin birçok yerinde büyük ilgi görmüştür.
Sabit Rehman komedileriyle savaş sonrası tiyatro hayatında kendine özgü bir çizgi geliştirmiştir.İlk başarılarını Toy ve Hoşbehtler piyesleriyle sağladıktan sonra Aydınlar’da hayatını, fedakâr işçileri, “Sovyet insanı”nın yaratıcı ve yapıcı yanını idealize eder.
Enver Memmedhanlı (1913-1990), çok yönlü faaliyeti arasında tiyatro eserleri ve senaryolar da yazmıştır. Özellikle Şergin Seheri dramıyla dikkati çeker.
XX. Yüzyıl Başlarında Azerbaycan ve Azerî Edebiyatı
1905 Rus ihtilali, “kavimler hapishanesi” diye bilinen Çarlık Rusyası’nda hürriyet güneşini doğurmuş, Türkler ve Müslümanlar arasında siyasî, edebî, sosyal faaliyetlerin gelişmesini sağlamıştır. Azerbaycan’da fikir tartışmaları, siyasî çatışmalar, kültür-medeniyet tercihleri ortaya çıkmaya başlamıştır.Bu yüzyılın girişinde Azerî Türkleri, dünyaya gözlerini çevirmiş, olan bitenleri anlamaya çalışıyor, kendi yurtlarının geleceği için hazırlık yapıyorlardı.
İsmail Gaspıralı’nın önderliğinde, bütün Türk dünyası için modern Türk kimliği çatısı altında “ortak yazı dili” ve “ortak edebiyat” (daha doğrusu ortak modern kültür) oluşturma teşübbüsü dikkati çeker. İstanbul’da Sırat-ı Müstakim, Türk Yurdu, İkdam; Bahçesaray’da Tercüman; Bakû’da Hayat, İrşad, Terakki, Füyuzat, Şelale, Açıksöz; İdil-Ural’da Kazan Muhbiri, Vakit, Şura gibi süreli yayınlarda, bu temayül açıkça desteklenmiştir.
Bakû’da yayımlanan bazı gazete ve dergiler özellikle Hüséyinzade Ali Bey’in etkisiyle Türkiye’ye yakınlık hususunda o kadar ileri gitmişlerdi ki Hayat, Füyuzat, Teze Füyuzat, Şelale tamamen Türkiye Türkçesiyle yayımlanıyordu.
1905’ten sonraki yıllar, Bu dönemde Azerbaycan edebiyatı bir yandan Türkiye, diğer yandan da Rusya’daki edebî hareketlerin, siyasî gelişmelerin etkisi altındadır.1920’lere kadar, Azerbaycan’ın Avrupa edebiyatını büyük ölçüde Türkiye ve Rusya kanalıyla takip edip tanıdığını da unutmamak gerekir.
Dönemin Önde Gelen Temsilcileri
Celil Memmedguluzade (1866-1932) “Molla Nesreddin” dergisi etrafındaki yazarları- şairleri 1920’e kadar bir arada tutmuştur.
Mirze Aliekber Sâbir (1862-1911) Türkiye’de az çok tanınmakta; Hophopname’siyle bilinmektedir. Sâbir, milletinin dertlerini yüreğinin derinliklerinde hissetmiş, acısını “ağlayarak güldüren, güldürerek ağlatan” şiirleriyle dışa vurmuştur. Realist, modern Azerbaycan şiirinin ortaya çıkışı doğrudan doğruya Sâbir’in edebî faaliyetine bağlıdır.
1917 ihtilalinin hemen sonrasında, 28 Mayıs 1918’de Gence’de Mehmed Emin Resulzade’nin başkanlığında tarihin ilk Türk cumhuriyeti; “Azerbaycan Millî Şurası” adıyla kurulur.27 Nisan 1920’de Bolşevik ordusu Bakû’ya girerek Millî Azerbaycan Cumhuriyeti’ne son verdi. Bir müddet sonra da Azerbaycan Sovyetler Birliği’ne dâhil edildi.1920’de Tebriz’de Şeyh Muhammed Hıyabanî başkanlığında “Azadistan” adlı ikinci Azerbaycan Türk hükûmeti kuruldu. Bir yıla yakın ayakta kalan bu millî hükûmet de Rus Kazakların yardımı ile şah yönetimi tarafından yıkıldı; Hıyabanî idam edildi.
Hüséyn Cavid, şair ve tiyatro yazarıdır. Romantik bir şair olmasına rağmen eserlerinde realizm temayülleri de güçlüdür.
Ehmed Cavad, Türkiye’deki “Millî Edebiyat” cereyanını benimsemiş, çok sade bir dille ve millî vezin olarak kabul ettiği heceyle şiirler söylemiştir.
XX. Yüzyılda Roman ve Hikâye
Nesir türünün gelişmesinde 1905’e kadar yayımlanan Azerbaycan’ın ilk gazete ve dergilerinin de payı çoktur. Makale, fıkra, küçük hikâye, tenkit, çeşitli tercüme yazıları vs. gibi türler, daha çok Ekinçi (1875-1877), Ziya (1879-1880), Ziya-yiGafgasiye (1880- 1884), Keşkül (1883-1891) ve Şarg-i Rus (1903-1905) gibi ilk süreli yayınlarda ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
Sultan MecidGenizade (1866-1937), Azerbaycan edebiyatının ilk realist romanlarından biri olan iki bölümlük Mektubât-ı Şéyda Bey Şirvanî (Muallimler İftiharı 1898, Gelinler Hamayili, 1900) ve ilk realist hikâyelerden kabul edilen Allah Hovfu ile Gurban Bayramı, Yahud On Gün Riyazet yazmıştır.
Modern küçük hikâyede ise Celil Mehemmedguluzade, Ebdurrahim Bey Hakvérdili ve Üzéyir Hacıbeyli’yi onde gelen isimlerdendir.
Sovyet Dönemi Azerî Edebiyatı
Rus emperyalizminin “sosyalist” maskesi taşıyan yeni bir yüzü olduğu, çok geçmeden anlaşıldı. 1925-26’daki ideolojik sertleşme ve nihayet 1937’de Stalin’in dehşetli terörü, bu rejimin karakterini iyice belli etti. 1920’den sonra sadece Azerbaycan’ın cemiyet hayatı, yönetim şekli değişmekle kalmadı ülkeyi yönetenler de değişti. Bu tarihten itibaren Azerbaycan Türkleri yönetimde arka plana itildi, Rus ve Ermeni yöneticiler Azerbaycan’a hâkim oldu.
Yazarlar 1920’den önce olduğu gibi serbest yazma şansına sahip değildi resmî-ideolojik görüşe uygun eser yazma mecburiyeti vardı.“Eski ile yeni arasındaki diyalektik mücadele”yi tamamıyla Bolşevik yazarlar yürütüyordu. zaman zaman millî edebiyat ve dil inkâr edildi. Rusça; “Lenin’in dili”, “Komünist dünyasının dili”, Rus edebiyatı da; “emekçinin, işçinin, devrimin edebiyatı” olarak yüceltildi.1937’lere doğru o hâle geldi ki kimse korkusundan bir şey yazamaz oldu.
Savaşa kadarki döneme kadar Yusif Vezir Çemenzeminli (1887-1943), çok yönlü bir yazar olarak dikkati çeker. Kü- çük, mizahî, realist hikâyelerinde Azerbaycan halk hayatınının bütün yönlerini mükemmel bir şekilde işlemiştir. Memmed Seid Ordubadi, Mir Celal, Méhdi Hüséyn , Mirze İbrahimov, İlyas Efendiyév dönemin önde gelen isimlerindendir.
1960’lı yıllar Azerî edebiyatında yeni bir devrin başlangıcıdır. Stalin sonrasının daha serbest ve ılımlı zemininde çağdaş insan hayatı çok yönlü bir şekilde ele alınır.
Sovyet Dönemi Azerî Şiiri
Edebiyat-ı Cedide ve daha sonra da Servet-i Fünun ve nihayet Millî Edebiyat cereyanına katılmış şairlerin eserleri, 1905’ten sonra Azerî şiirinin ilk hamleyi yapmasına büyük ölçüde etki etmişti. Şiirde de siyasî, sosyal görüşler; “toplumcu bir sanat anlayışı” gittikçe kuvvetlendi.
Süleyman Rüstem, “Devrimci” bir şair olarak 1927’de Elemden Neş’eye adlı şiir kitabıyla ilk çıkışını yaptı.Her zaman “partizan” bir şair oldu.
Semed Vurğun, “Komsomol” teşkilatında vazife almış, siyasî ve sosyal işlerle meşgul olmuş, şiirleri yanında tiyatro eserleriyle de büyük başarı sağlamıştır.Manzum tercümeleri arasında Puşkin’in YévgeniOnégin adlı romanı büyük bir başarı olarak kabul etmiştir.
Mikayıl Müşfik,dünya sosyalizminin galebisini sağlama” idealleri arasında romantik-lirik şiirin temsilcisi olarak dikkati çeker. Hece ve aruzun değişik ve alışılmamış kalıplarında şiirler yazdı.
Bu dönemde MikâyılRızaguluzade çocuk edebiyatının gelişmesinde önemli rol oynamış, ders kitapları yazmış ve tercüme ile meşgul olmuştur. Tevfik Fikret ve Reşat Nuri Güntekin’den de aktarmalar yapmıştır.Sovyet devri Azerî şiirinin veya daha doğru bir adlandırma ile modern Azerî şiirinin en önde gelen temsilcisi Resul Rıza’dır.
Nigâr Refibeylive Mirvarid Dilbazimodern Azerî şiirinin kadın temsilcileri arasında yer aldı. Şiirlerindeki vatan ve insan sevgisi, ana şefkati, derin samimiyet ve açıklık dikkati çeker.
Behtiyar (Bahtiyar) Vahabzade, günümüz Azerî şiirinin en tanınmış şairleri arasındadır. Vahabzade, vezne ve kafiyeye de şiirin muhtevası kadar değer verir, titizlik gösterir. Klasik şiir geleneklerinin geliştirilerek devam ettirilmesine gayret eder.
Güney Azerbaycan Edebiyatı
Halk edebiyatı Güney Azerbaycan’ın en güçlü kültürel sahasıdır. Bakû’da bulunan “Nizamî Adına Edebiyat İnsitutusu”nun “Cenubî Azerbaycan Şubesi” Güney Azerbaycan hakkında oldukça önemli tarih ve edebiyat araştırmaları gerçekleştirerek, Güney Azerbaycan’daki eksikliği büyük ölçüde gidermektedir. Azerbaycanlı demokrat aydınlar tarafından Farsça olarak çıkartılan Ahter gazetesi İran’da çok etkili olmuştu.
Sovyet ordusu ile Tebriz’e giden Kuzey Azerbaycanlı bazı şair ve yazarlar burada yerli gençlerin de katılmasıyla 1941’de Veten Yolunda gazetesini çıkardılar ve “Şairler Meclisi” derneğini kurarak kültürel hayatı canlandırdılar.
Seyyid Mehemmed Hüséyn Şehriyar (1906/7-1988), Sadece Azerbaycan’ın değil, yakın dönem Türk dünyasının en büyük şairlerindendir. Farsça ve Türkçe şiirleri vardır. En büyük özelliği şiirlerindeki eşsiz lirizmdir.
Habib Sahir, şahlık zamanında da susmamış, özellikle lirik şiirleriyle sosyal muhtevalı manzumeleriyle dikkati çekmiştir.
HemidNutki Güney Azerbaycan şiirini hem Türkiye hem de muasır dünya edebiyatına açan geniş kültür birikimine sahip bir şair ve fikir adamıdır.
Mensur eserler Güney Azerbaycan’ın içinde bulunduğu şartlar sebebiyle pek gelişmemiştir.