ÇAĞDAŞ TÜRK YAZI DİLLERİ II - Ünite 3: Tatar Türkçesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Tatar Türkçesi

Ünite 3: Tatar Türkçesi

Tatar Adı

  • Tatar adı, ilk kez Orhun Yazıtlarında Otuz Tatar ve Tokuz Tatar şeklinde geçmektedir.

  • Çin kaynakları bunları “Ta-Ta” veya “Da-Da” şeklinde kaydetmişlerdir.

  • Tarihçi Reşidüddin bu halkı ayrı bir kavim olarak kaydetmekte ve dillerinin Moğolca olduğunu yazmaktadır.

  • Tatar adı, Dede Korkut hikâyelerinde de geçmektedir.

  • Kabusname’de, Dîvânü Lugati’t-Türk’te ve Tarih-i Fahreddin Mübârekşah’ta Tatarlar Türk kavimleri arasında gösterilir.

  • Tatar adı, çeşitli kaynaklarda “dağ kişisi, tatar, barbar, vahşi, okçu halk, put (ongun), defter, su Moğolu, yabancı” gibi anlamlarla açıklanmıştır.

  • Avrupalılar, Ruslar ve bazı Asya milletleri Altın Ordululara ve sonraları Avrupa Rusyasında yaşayan bütün soylu Müslümanlara Tatar demişlerdir. Ancak XIX. yüzyılda gelişmeye başlayan Tatar şuuru ve özellikle, Şahabettin Mercani’nin gayretleriyle bugünkü anlamda kabul edilmiş ve yerleşmiştir.

  • Tatar adı “tat” (yabancı) ve “ar” (er kişi) sözlerinin birleşmesinden oluşmuştur. Tat sözü “yabancı” anlamına gelen “yat” sözünden gelmektedir. Tarihi süreç içerisinde “yat > dat > tat” değişimini geçirmiştir.

Tatar Türklerinin Tarihi

Bugünkü Tatar Türklerinin ilk etnik oluşumunu Bulgar Türkleri teşkil eder. Bulgar Türkleri VI ve VII. yüzyıllarda İdil-Ural bölgesine yerleşmiştir. Bulgar Devleti, 1220’lerde Altın Ordu Devletinin himayesine girmiştir. XIV. yüzyılın sonunda Altın Ordu Devleti Timur ordularına yenilmiş ve bölgede Kazan, Kırım, Astrahan, Kasım, Sibir ve Nogay hanlıkları ortaya çıkmıştır. Kazan Hanlığı 1556 yılında Rusların denetimine girmiştir. Tatar Türkleri, özellikle 1552 yılından sonra iki yüz yıl süreyle büyük siyasi, iktisadi ve dini baskılarla karşı karşıya kalmıştır. 1774’te Tatar, Başkurt ve Çuvaş Türklerinin ortaklaşa katıldıkları Pugaçev isyanıyla 1860’lara kadar bir rahatlama olmuştur. Bundan sonra ise Tatar Türkleri tekrar Hristiyanlaştırma ve Ruslaştırma tehdidine maruz kalmışlardır. 1917 yılında Kazan’da toplanan kurultayda “İç Rusya ve Sibirya Müslüman Türk Tatarları” muhtar cumhuriyeti ilan edilir ve başına Sadri Maksudi Arsal getirilir. Bu meclis, 29 Kasım 1917’de “İdil-Ural Devleti”nin kuruluşunu ilan eder. Ancak 1918’de bu kuruluş Bolşevikler tarafından dağıtılır ve yeni bir kararname ile İdil-Ural Devleti, Tatar-Başkurt Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dönüştürülür. Ancak, daha sonra bu devletin yerine 23 Mart 1919’da Başkurt ve 27 Mayıs 1920’de Tatar Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri ilan edilir. Böylece bölgedeki Türk birliği parçalanır. Bu birliği yeniden kurmaya çalışan Tatar Sultan Galiyev de Stalin tarafından ortadan kaldırılır. 30 Ağustos 1990 tarihinde SSCB dağılmadan Tataristan Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan eder. Bağımsızlığı dört yıl boyunca hiçbir ülke tarafından tanınmaz. 18 Şubat 1994’te Rusya ile bugünkü resmi statüsünü belirleyen bir anlaşma imzalar. Bu anlaşma sonucunda Tataristan yarı bağımsız özerk bir Türk Cumhuriyeti konumuna gelir ve diğer muhtar cumhuriyetlere tanınmayan bazı haklar elde eder.

Tatar Türkçesi

Tatar Türkçesi, Türk dilinin üç büyük kolundan (Karluk, Kıpçak, Oğuz) biri olan Kıpçak grubu içinde yer alır. Kuzey grubu lehçesi olarak da anılır. Kıpçak grubu şu lehçeleri içermektedir: (a) Karadeniz-Hazar Bölgesi: Karaim (Karay), Kırım Tatar, Karaçay-Balkar, Kumuk (b) İdil-Ural Bölgesi: Tatar, Başkurt (c) Aral-Hazar Bölgesi: Kazak, Karakalpak, Nogay, Kırgız. Tatar Türkçesinin temelini r-l grubuna dâhil olan İdil Bulgarcası oluşturur. 920 yılında Bulgar Türkleri Arap alfabesini kabul etmişler ve dillerinde meydana gelen değişmeyle de z-ş grubuna geçmişlerdir. Bugünkü Tatar Türkçesinin üç ayrı ağzı bulunmaktadır: (1) Orta Ağız: Tatar Türkçesinin bugünkü edebî dilini oluşturan merkez ağzıdır. Bu ağzın temsilcileri Tataristan, Başkurdistan ve Ural dağlarının batısındaki bölgelerde yaşayan Kazan Türkleridir. (2) Batı (Mişer) Ağzı: İdil grubu Tatarlarına dâhil olan bu ağzın temsilcileri olan Mişer Tatarları Samara, Ulyanovsk, Sarıtav (Saratov), Penza, Ryazan, Tüben Novgorod, Orenburg, Volgograd, Astrahan bölgelerinde ve Tataristan, Mordov, Çuvaşistan, Udmurt, Başkurdistan cumhuriyetlerinin bazı kesimlerinde yaşarlar. (3) Doğu Ağzı: Bu ağzı konuşanlara Sibirya Tatarları denir. Batı Sibirya’nın Baraba, Tomsk, Tümen, Tobol ve Tara bölgelerinde yaşarlar.

Şu anda Tatar Türkçesi Tataristan’da resmî dil durumundadır. Bin yılı aşkın bir süre Arap alfabesini kullanan Tatar Türkleri, 1927 yılında Latin alfabesini kabul etmişler, 1939 yılında Kiril alfabesine geçmişlerdir. Tataristan Cumhuriyeti’nde Eylül 2001’de Latin alfabesi resmen kabul edilmiş ancak siyasi nedenlerle, uygulamaya geçirilememiştir. Tatar Türkleri bugün de Kiril alfabesini kullanmaktadırlar.

Tatar Edebiyatı

Tatar edebiyatı dört devrede incelenir:

1. Eski ve Orta Asır Tatar Edebiyatı

a. En Eski ya da Ortak Türk Edebiyatı (12.-13. yüzyıla kadar): Orhun Yazıtları, Yenisey Yazıtları, Uygur dönemi eserleri, Dîvânü Lügati’t-Türk, Kutadgu Bilig, Atabetü’l-Hakâyık, Ahmed Yesevî ve Süleyman Bakırgânî’nin eserleri bu dönemin ürünleridir.

b. Bulgar Devri Edebiyatı (13. yüzyılın ortalarına kadar): Kul Ali’nin Kıssa-i Yusuf’u en önemli eserlerdendir.

c. Altın Ordu Devri Edebiyatı (13. yüzyıl ortalarından 14. yüzyıl ortalarına kadar): Harezm Türkçesiyle verilmiş eserler bu dönemin temelini oluşturur: Rabgûzî’nin Kısasü’l-Enbiyâ’sı, Harezmî’nin Muhabbetnâme’si, Kutb’un Hüsrev ü Şîrîn’i, Kerderli Mahmud’un Nehcü’l-Ferâdis’i, Seyf-i Sarâyî’nin Gülistan Tercümesi, Hü-sam Kâtib’in Destân-ı Cümcüme Sultan’ı

d. Kazan Hanlığı Devri Edebiyatı (15. yüzyıl ortalarından 16. yüzyılın sonuna kadar): Bu dönemin ünlü isimleri Hasan Kaygı, Kaztugan, Dusmembet, Çalgız, Cırav, Muhammed Emin, Kulşerif ve Arifbek’tir. Dönemin en ünlü edipleri ise Muhammedyar ve Kemal Ümmî’dir. Kemal Ümmî’nin Dîvân’ı; Muhammedyar’ın da Tuhfe-i Merdân, Nûr-ı Südûr ve Nasihat adlı eserleri meşhurdur.

e. 17. Yüzyıl Edebiyatı: Yesevî, Bakırgânî, Ümmî Kemal, Kul Ali ve Muhammedyar gibi edipler önemlidir. Bu dönemde Tatarca-Rusça, Arapça-Farsça-Tatarca sözlükler yazılmıştır. 1630 yılında Arapçadan Tatar Türkçesine Münebbihat (Uyandırış) adlı bir eser tercüme edilmiştir. Galibek Atalık ve Kişbike’nin vasiyetnameleri, Kadir Galibek’in “Câmi‘-i Tevârih” adlı eseri ve yazarı belli olmayan Defter-i Cengiznâme adlı eserler bu dönemin önemli eserleridir. Önemli şairler ise Mevlâ Kulu ve Abdi’dir.

f. 18. Yüzyıl Edebiyatı: Dönemin ünlü edipleri arasında Abdüsselâm, Abdülmennân Müslüm, Ahmetbik, Tâcettin Yalçıgol vardır. Devrin en ünlü edibi ise Abdurrahim Otuz İmeni’dir. İmeni’nin pedagojik, ilmî, sözlük, biyografik ve edebî eserleri mevcuttur. İsmail ve Muhammed Emin’ in Seyahatnameleri, ünlü Batırşa Destanı ve “Mecmua-yı Hikeyet” adlı eserler dönemin önemli eserleridir.

2. 19. Asır Edebiyatı: Bu dönem Tatar Sosyal ve ruhi fikir hareketinin başında Abdünnasır Kursavi, Şehabettin Mercani, Kayyum Nasıri, Hüseyin Feyizhanov, İsmail Gas-pıralı gibi edipler yer alır. Şark edebiyatından Kelile ve Dimne, Tutinâme, 1001 Gece Masalları, Kâbusnâme gibi eserler çevrilir. Batı’dan roman türü girer ve R. Fahretdinov, Musa Akyiğit, Fatih Kerim ve Ayaz İshaki gibi isimler vasıtasıyla yayılır. Devrin önemli edipleri: Ahmet Uraneyev, Abdulcabbar Kandalıy, Sadri Maksudi Arsal, Miftahettin Akmolla ve Zahir Bigiyev gibi isimlerdir.

3. 20. Asır Başı Edebiyatı: Tatar ve Türk edebiyatının en büyük şairlerinden Abdullah Tukay’ı yetiştirir. Bu döneme “Tukay Çağı Edebiyatı” da denir. Tukay şiirlerinin yanısıra fıkra ve siyasi makaleler de yazmıştır. Şiirlerinde aşk, millet ve milliyetçilik, hürriyet, din ve çocukların eğitimi gibi konuları işlemiştir. Dönemin diğer önemli şair ve yazarları şunlardır: A. İshaki, İbrahim Nurullin, Necip Cihanov, Derdemend, Segiyt Remiyev, Fatih Emirhan, Mirheyder Feyzi ve Şehzade Babiç; Tiyatro alanında da Ali Asker Kemal.

4. Sovyet Dönemi (1917’den sonra) Edebiyatı: Bolşevik İhtilali’nden sonra 1920’ lerde pek çok Tatar edibinin Bolşevikliği övdüğü görülür. Bunlardan bazıları: Alimcan İbrahimov, Mecit Gafuri, Ali Asker Kemal, Şerif Kemal, F. Burnaş, Kerim Tinçurin, Hadi Taktaş, Şamil Osmanov, K. Necmi. 1920’lerden sonra edebiyat tamamen partinin denetimine girer. Bu tarihten sonra yetişen isimler arasında Hasan Tufan, Musa Celil, M. Maksud, K. Necmi, E. Feyzi bulunmaktadır. Ağır Stalin döneminde ise sosyalizme hizmet eden Alimcan İbrahimov, Cemal Veli-di, Feti Burnaş, G. Tolımbay, F. S. Kazanlı, Şamil Osmanov, G. Nimeti, G. Ali, G. Muhammetşin, Kerim Tinçurin bile öldürülmüştür. II. Dünya Savaşı dönemi edebiyatında savaş konusu sıkça işlenmiş; kahramanlık, vatan aşkı, gurbet, sıla özlemi gibi temalar yer almıştır. Bu savaşta başta Musa Celil, Fatih Kerim, Nur Bayan, Abdulla Aliş olmak üzere otuzdan fazla Tatar yazar ve şairi ölmüştür. 1960’lı yıllardan itibaren sosyal hayatta ve edebiyatta rejimin biraz yumuşamasıyla kişisel bir edebiyat meydana gelmiştir. Son yıllarda ise tam olarak millî konulara ağırlık verilmiştir. Yasaklı olan eserlerin tamamı basılmış, özellikle tarihî ve millî kahramanları işleyen eserler verilmiştir. Ravil Feyzullin, Gerey Rehim, Refail Gaziyov, Robert Miniullin, Ramil Veliyev, Möxemmet Mehdiyev, Vahit İmamov, Rinad Muhammedi, Rkail Zeydulla günümüz şair ve yazarlarının en önemlileridir.

Tataristan Cumhuriyeti

Tataristan Cumhuriyeti, Doğu Avrupa ovasının doğu bölgesinde Kama ve İdil nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuştur. Yüzölçümü 67.836 km2’dir. Batısında Çuvaşistan, doğusunda Başkurdistan, kuzeybatısında Mari Cumhuriyeti, kuzeyinde Kirov bölgesi, kuzeydoğusunda Udmurt Cumhuriyeti, güneydoğusunda Orenburg bölgesi, güneyinde ise Samara ve Simbir bölgeleri yer alır. Başkenti Kazan’ dır, nüfusu yaklaşık dört milyondur. Şubat 1994’te muhtar cumhuriyet statüsüne kavuşmuştur. Ülkenin diğer coğrafi özellikleri şöyledir:

  • Bitki örtüsü: engebeli bir ovayla kaplı olan ülkenin %16’ sı ormandır.

  • Rakım: iki yüz metre dolayındadır.

  • İklim: kara iklimi

  • Akarsuları: İdil, Kama, Kama’nın kolları olan Belaya ve Vyatka ırmakları

  • Önemli şehirleri: Kazan (1.250.000 nüfus), Callı (560.000 nüfus), Zelenedol, Aşağı Kama, Alabuga, Zey, Elmet, Bugilme, Aznakay ve Cistay

  • Siyasi konum: Cumhuriyet idari olarak 43 bölgeye ayrılmıştır. Ülkede 19 şehir, şehir tipinde 22 ilçe, 830 kasaba ve 3270 tane de köy bulunmaktadır.

  • Etnik dağılım: 1992 verilerine göre 3.705.000 kişinin yaşadığı Tataristan’da nüfus dağılımı şöyledir: Tatar Türkleri ve diğer Türkler %53, Ruslar %43.5, Cuvaş Türkleri %3.7. Halkın % 74’u şehirlerde, % 26’sı da köylerde yaşamaktadır. Ülke nüfusunun % 54’ünü kadınlar oluşturur.

  • Ekonomi: Milli gelir içerisinde sanayinin payı % 53.3, tarım % 20.2, inşaat % 13, ulaşım ve haberleşme % 7.2, ticaret ve diğer alanların payı ise % 6.3’tur.

  • Doğal kaynaklar: petrol, doğalgaz ve elektrik

Tatar Türkçesi Grameri

Ses Bilgisi: Ünlüler:

  • Tatar Türkçesi ünlüleri: a, e, ĭ**, ı, i, o, ö, u, ü. O ve ö, Türkiye Türkçesindeki o ve ö’den daha dar ve kısadır. ĭ sesi ise ön damaksı, düz, yarı dar ve kısa bir ünlüdür.

  • Rusça’dan giren ve Rusça kelimelerde kullanılan ünlüler: uzun ses değerine sahip ō, î ve ē.

  • y ünsüzü ile birlikte kullanılan ünlüler:

a. E e harfi kelime başında ve hece başında olduğunda yı, yĭ olarak, kelime içinde ve sonunda ise ĭ olarak okunur.

b. Я я harfi kelimedeki ünlülerin kalınlık-incelik durumuna göre “ya, ye” şeklinde okunur.

c. Ю ю harfi kelimedeki ünlülerin kalınlık-incelik durumuna göre “yu, yü” şeklinde okunur.

  • Э э harfi kelime başında bulunduğu zaman ĭ olarak okunmaktadır.

  • u ünlüsünü karşılayan “У у” ile ü ünlüsünü karşılayan “Үү” harfleri, kimi durumlarda v ünsüzünün yazımı için de kullanılır.

Ses Bilgisi: Ünlü uyumları: Tatar Türkçesinde büyük ünlü uyumu çok düzenlidir ancak yabancı asıllı kelimeler ile birleşik kelime ve birleşik isimler uyum dışı kalabilirler. Tatar Türkçesinde ilk hece dışındaki geniş-yuvarlak ünlülerin (u, ü) darlaşma, düzleşme eğilimi (ı, ĭ) küçük ünlü uyumunu bozmaktadır.

Ses Bilgisi: Ünlülerle İlgili Özellikler: Türkiye Türkçesindeki o, Tatar Türkçesinde u; ö ise ü olur; Türkiye Türkçesindeki u, Tatar Türkçesinde o ( o, u, ı arası kısa ünlü); ü ise ö (ö, ü, i arası kısa ünlü) olur; birinci hecedeki e, Tatar Türkçesinde i olur; u, ü sesleri Tatar Türkçesinde ı, i olur; eski Türkçede ve bugün Türkiye Türkçesinde söz sonunda bulunan “nç”, “rk”, “lk” gibi ünsüz çiftleri arasında ünlü türer.

Ses bilgisi: Ünsüzler: Tatar Türkçesindeki:

  • ünsüzler: b, c, ç, d, f, g, h, x, j, k, l, m, n, ñ, p, r, s, ş, t, v, y, z, ts, şç, yı (yi), yu (yü), ya (ye)

  • düzeltme işaretleri: kelimelerin kalın okunmasını sağlayan “ъ”, ince okunmasını sağlayan “ь”

  • kelime başında “yĭ” olarak okunan “э” işareti, kelime içinde hemze işareti görevi görür.

  • Türkiye Türkçesinden farklı ünsüzler: x, ñ, v, g

Ses Bilgisi: Ünsüzlerle İlgili Özellikler: Türkçe asıllı sözlerin başındaki bütün g’ler Tatar Türkçesinde k’dir; Türkçe kelimelerin başındaki d’ler Tatar Türkçesinde t’dir; kelime başındaki b’ler bazı sözlerde m’dir; “var-, ver-, var” sözlerindeki kelime başı v- sesi, Tatar Türkçesinde b-’dir; iki ünlü arasında kalan p’ler b olur; iki ünlü arasında kalan k’ler g’ye; kalın k’lar g’ya döner; Türkçe asıllı bazı kelimelerde baştaki p’ler, Tatar Türkçesinde b’dir; bazı kelimelerin başındaki y’ler c’ye döner; Türkiye Türkçesinde yazıda gösterilmeyen “ñ” sesi Tatar Türkçesinde gösterilir; Arapça kelimelerdeki ayın sesi, Tatar Türkçesinde “g”olur; Türkçe sözlerdeki “c”ler Tatar Türkçesinde genellikle “ç”dir; Türkiye Türkçesinde yumuşak g (ğ) olarak kullandığımız harf, Tatar Türkçesinde y olur; g sesi iki ünlü arasında kaldığında v’ye döner; kalın ünlülü ve tek heceli kelimelerin sonunda bulunan -ğ sesi -v’ye döner; Türkiye Türkçesindeki bazı p’ler Tatar Türkçesinde f’dir.

Ses Bilgisi: Ünsüz uyumu: Ünlü ve tonlu ünsüzlerden sonra gelen ekler tonlu; tonsuz ünsüzlerden sonra gelen ekler de tonsuz ünsüzle başlarlar. Tek şekilli olan ve ç harfiyle başlayan yapım ekleri bu uyumu bozar.

Şekil Bilgisi: Çekim Ekleri: İsim Çekim Ekleri:

  • Çokluk Eki (+lAr; m, n ve ñ’den sonra –nar, -ner)

  • İyelik Ekleri (s: 64, Tablo 3.2)

  • Hâl Ekleri: yalın hâl (eksiz), ilgi hâli (+nIñ), yükleme hâli (+nı, +nĭ, +n), yönelme hâli (+gA, +kA, +A), bulunma hâli (+dA, +tA), ayrılma hâli (+dAn, +tAn +nAn), eşitlik hâli (+çA), vasıta hâli (bĭlen kelimesi),

  • aitlik eki (+gı, +gĭ , +kı, +kĭ / ilgi hâli ekiyle +nıkı, +nĭkĭ)

  • soru eki (mı, mĭ)

Şekil Bilgisi: Çekim Ekleri: Fiil Çekim Ekleri:

  • şahıs ekleri: zamir kökenli, iyelik kökenli, emir kökenli şahıs ekleri

  • zaman ve şekil ekleri: (a) bildirme kipleri: öğrenilen geçmiş zaman, görülen geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman tatar (b) tasarlama kipleri: şart kipi, gereklilik kipi, emir kipi, istek kipi (c) fiillerin birleşik çekimi: rivayet, hikâye, şart (d) imek ve iken fiiliyle yapılan isim çekimi

Şekil Bilgisi: Yapım Ekleri: İsimden isim, isimden fiil, fiilden isim ve fiilden fiil yapan olmak üzere dört grup yapım eki vardır.

Sıfat Fiiller: -a (-e, -y) torgan: şimdiki zaman sıfat-fiili, -AçAk: gelecek zaman sıfat-fiili, -Ar (-er, -ır, -ĭr, -r): gelecek zaman sıfat-fiili, -ası (-esĭ, -ıysı, -isĭ): gelecek zaman sıfat-fiili, -gAn/-kAn: geçmiş zaman sıfat-fiili, -mAs: gelecek zaman olumsuz sıfat-fiilidir, -uçı/-üçĭ: şimdiki zaman sıfat-fiili, -mış/-mĭş: geçmiş zaman sıfat fiili.

Zarf Fiiller: -A (-y, -ıy, -i): tekrar gruplarında ve birleşik fiil yapılarında kullanılır, -gAç/-kAç: zaman ve durum işlevi vardır, -gAnçI/-kAnçI: zaman sınırlaması bildirir, -gAndA/-kAndA: zaman işlevi vardır, -mıyça/-miçe: zaman işleviyle kullanılır, -ıp/-ĭp; -p: işlek zarf fiil ekidir ve birleşik fiil yapılarında da kullanılır.

Hareket Adları (İsim-fiiller): Tatar Türkçesinde hareket adları -u (-ü), -v ve -ırga (-ĭrge, -rga, -rge, -arga, -erge) ekleriyle yapılır. -U, -v: Bu ek Türkiye Türkçesindeki -ma, -me isim fiilini karşılar. -ırga (-ĭrge, -rga, -rge, -arga, -erge) Türkiye Türkçesinde ki -mek, -mak mas-tarını karşılar. Olumsuzu -maska, -meske ile karşılanır.

Kelime Türleri: Zamirler:

  • Kişi zamirleri: Teklik: min, sin, ul; çokluk: bĭz, sĭz, alar. Kişi zamirlerinin hâl ekleriyle kullanımı için bkz. s: 76, Tablo 3. 3.

  • Dönüşlülük Zamiri: üz (öz, kendi) kelimesidir: üzĭm, üzĭñ, üzĭ, üzĭbĭz, üzĭgĭz, üzleri.

  • İşaret Zamirleri: nesneleri işaret yoluyla karşılayan zamirlerdir: bu, şul (şu), ul (o), bular, şular, alar, tĭgĭ (diğeri), andıy (onun gibi), mundıy (bu-nun gibi), tĭgĭndi (diğeri gibi), şundıy (şunun gibi), bolay (böyle), şulay (şöyle), alay (öyle), ene (işte, aha), mĭne (işte), şuşı (şu). “Bu” zamiri hal ekleri aldığında baştaki b sesi m’ye döner: monı (bunu), monıñ (bunun), monda (burada) gibi.

  • Belirsizlik Zamirleri: barı (hepsi), barlık (hepsi), barça (hepsi), hemme (hep-si), her, herbĭr (herbir), bĭrev (biri, birisi), bötĭn (bütün), hiçkĭm (hiçkimse), hiçbĭr (hiç-bir), hiçnerse (hiçbir şey), bĭrkĭm (kimse), bĭrnerse (birşey), kaysı (kimi), kaybĭr (bazı, kimi)

  • Soru Zamirleri: kĭm (kim), nerse (ne), ni (ne), kaysı (hangi), nik (nasıl, ne için), niçĭk (nasıl), kayda (nerede), kaya (nereye), kaydan (nereden), niçe (ne kadar), niçĭncĭ (kaçıncı)

Kelime Türleri: Sıfatlar:

1. Niteleme Sıfatları: Çeşitli yönlerden nesnelerin niteliklerini bildirirler: kızıl alma (kırmızı elma), sukır kişi (kör kişi), nçke küñĭllĭ kız (ince gönüllü kız), kıyu malay (cesur çocuk), yuan xatun (şişman kadın), temlĭ aş (lezzetli aş), ozın borın (uzun burun), kıska kön (kısa gün), tar yul (dar yol), sarı külmek (sarı gömlek) vb.

2. Belirtme Sıfatları dört gruba ayrılırlar:

  • İşaret Sıfatları: bu, şul (şu), ul (o), şuşı (şu);

  • Sayı Sıfatları: (a) Asıl Sayı Sıfatları: ber, ikĭ, öç, dürt, biş, altı, cidĭ, sigĭz, tugız, un, yĭgĭrmĭ, utız, kırık, illĭ, altmış, citmĭş, siksen, tuksan, yöz, miñ, million, milliard. (b) Sıra Sayı Sıfatları: Asıl sayı sıfatlarına -nçı, -nçĭ; -ınçı, -ĭnçĭ ekleri getirilerek yapılır. (c) Kesir Sayı Sıfatları: sıfat durumundaki sayıya ayrılma hâli getirilerek yapılır. (d) Üleştirme Sayı Sıfatları: sayılara -ar, -er; -şar, -şer ekleri getirilerek yapılır.

  • Belirsizlik Sıfatları nesneleri belirsiz olarak nitelerler: barça (bütün), başka, az, küp (çok), bötün (bütün), bar (tüm), barlık (bütün, hepsi), her, kaybĭr (bazı), hiçber (hiçbir), bĭrniçe (birkaç) vb.

  • Soru Sıfatları nesneleri soru yoluyla belirten sıfatlardır. Tatar Türkçesindeki başlıca soru sıfatları şunlardır: nindi (hangi), kaysı (hangi), niçĭnçĭ (kaçıncı), ni (ne), niçe (kaç)

Kelime Türleri: Zarflar: Zaman Zarfları, fiilin anlamını zaman bakımından sınırlandıran, belirleyen zarflardır: bugn (bugün), bıyıl (bu yıl), kiçe (dün), ĭlĭk (önce), yazın (ilkbahar), cey (yaz), közĭn (güzün), indĭ (şimdi). başta, annarı (sonra), tiz-den (tezden), soñ (sonra), tön (gece), irte (erken), kĭç (akşam), kiçe (dün), vakıt-vakıt (ara sıra), ceyĭn (yazın), ĭlĭk-ĭlĭkten (çok önceden), irten (sabahleyin), küpten (çoktan) vs. Yer-Yön Zarfları, iş ve hareketin yerini, yönünü belirten zarflardır: yırak (uzak), yogarı (yukarı), tüben (alt, aşağı), anda (orada), monda (burada), arı (o yere), birĭ (beri), al (ön), kirĭ (geri), yakın, yeneşe (yanına) vs. Nitelik (Durum) Zarfları, fiilin önünde hâl ve tavır ifade eden zarflardır: yaxşı (güzel, iyi), ekrĭn (yavaş), salmak (ağır), tiz/tizrek (tez, çabuk), ceyev (yaya), bĭryulı (birden), kinet (ansızın), yukka (boşuna), bĭrtuktasız (aralıksız), buşlay (bedava), yalanayak (yalın ayak) vs. Miktar Zarfları, iş ve hareketin miktarını bildirir: az, azgına (azıcık), küp (çok), bĭraz (biraz), baytak (hayli), şaktıy (gayet, oldukça, epeyce), bötĭnley (bütünüyle), sirek (seyrek), gayet, bik (pek), ozak (uzun) vs. Soru Zarfları, fiilin anlamını soru bakımından belirleyen zarflardır: niçek (nasıl), nindi (nasıl), nikader (ne kadar), nixetlĭ (ne kadar), kayçan (ne zaman), kaya (nereye), kayda (nerede), kaydan (nereden), nik (ne için) vs.

Kelime Türleri: Edatlar: Tek başlarına anlamları zayıf olan, hiçbir nesne ve hareketi karşılamayan anlamlı kelimelerle birlikte kullanılarak onları destekleyen, gramer vazifesi gören kelimelerdir. Ünlemler, bağlaçlar ve son çekim edatları olmak üzere üç çeşit edat bulunmaktadır. Ünlemler, his ve heyecanları ifade etmek için kullanılan kelimelerdir. Duygu ve heyecanları ifade eden duygu ünlemleri, hitap için kullanılan seslenme ünlemleri, sorma ifade eden sorma ünlemleri, birini, bir şeyi göstermek için kullanılan gösterme ünlemleri, onay ifade eden cevap ünlemleri gibi türleri vardır. Bağlaçlar, kelimeleri, kelime gruplarını, cümleleri şekil ve anlam bakımından birbirine bağlayan, bunlar arasında ilgi kuran kelimelerdir. Sıralama bağlaçları, art arda gelen unsurları, kelimeleri, kelime gruplarını, cümleleri birbirine bağlar. Denkleştirme bağlaçları, birbirine denk olan, birbirinin yerini tutabilecek olan iki unsuru birbirine bağlar veya birbiriyle karşılaştırır. Karşılaştırma bağlaçları, karşılaştırılan iki veya daha çok unsuru birbirine bağlar. Cümle başı bağlaçları, cümleleri anlam bakımından birbirine bağlarlar. Sona gelen bağlaçlar ise pekiştirme işleviyle kullanılırlar. Son çekim edatları, isim ve isim soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelimeyle cümledeki diğer kelimeler arasında anlam ilişkisi kuran, gramer görevli kelimelerdir. Yalın ve ilgi halinden sonra kullanılanları, yönelme halinden sonra kullanılanları, ayrılma halinden sonra kullanılanları vardır.