ÇALIŞMA EKONOMİSİ I - Ünite 3: Emek Talebi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Emek Talebi
Kısa Dönemde Emek Talebi
Emek piyasasının en belirgin özelliği, emek talebinin “türetilmiş” bir talep olmasıdır. İnsanlar mal ve hizmetleri bizatihi onlardan sağladıkları fayda sebebiyle talep ederlerken, emek işverenler tarafından “bir şey üretmek amacıyla” talep edilir. Bu açıdan herhangi bir tür emeğe olan talep iki şeye bağlıdır: (1) Ürünün üretilmesinde emeğin ne derece verimli olduğu, (2) O ürünün piyasa değeri.
Gerek iktisada giriş, gerekse iktisat teorisi derslerinden hatırlanacağı gibi, üretimde iki temel dönem söz konusudur. Bunlardan kısa dönem firmanın üretimde kullandığı girdilerden bazılarını (örneğin emek ve hammadde) arttırabildiği ancak sermaye miktarını ve üretim kapasitesini değiştiremediği zaman dilimini; uzun dönem ise firmanın bütün üretim faktörlerini değiştirebildiği, yeni makineler satın alıp yeni binalar inşa edebildiği zaman dilimini göstermektedir.
Bir başka deyişle Q = f (K, L, T) şeklinde basit bir üretim fonksiyonunda (burada Q üretimi, K sermayeyi, L emek faktörünü ve T üretim için gerekli olan teknik bilgiyi göstermektedir) basitliği sağlamak amacıyla teknoloji’nin (teknik bilgi) sabit olduğunu varsayarsak kısa dönem K’nin sabit, L’nin değişken olduğu, uzun dönem ise her iki faktörün de değişken olduğu döneme işaret etmektedir.
Üretim Fonksiyonu , veri faktör miktarlarında ve teknoloji düzeyinde üretilebilecek çıktı miktarını gösteren matematiksel bir eşitliktir.
Marjinal Karar Alma Kuralı
Emek talebi ile ilgili analize “Kısa dönemde firma kaç işçi istihdam etmelidir?” sorusu ile başlayalım.
Ancak, öncelikle burada kullanacağımız talep teorisinin varsayımlarını hatırlamamız yararlı olacaktır. Bunlar:
- Firmalar kâr maksimizasyoncusudur.
- Firmalar üretim için sadece emek ve sermaye kullanırlar.
- Firmaların bulundukları ürün ve emek piyasaları tam rekabetçidir (yani ürün fiyatı ve ücretler veridir).
- Emek maliyeti ücretten oluşur ve işgücü tamamen homojendir.
Bu varsayımları göz önünde bulundurarak yukarıdaki soruyu cevaplamamız gerekirse, kârını maksimize etmek isteyen bir firmanın, işçileri -firmanın kârına katkıları bir lira dahi olsa- istihdam edeceğini söyleyebiliriz.
Kitabınızın 38. sayfasında bulunan Tablo 3.1 “Tam Rekabetçi Bir Firmanın Kısa Dönem Üretim ve İstihdam Değerleri” isimli tablo incelendiğinde kısa dönemde sermaye miktarı sabitken kullanılan işgücü miktarının artırılmasıyla birlikte toplam ürünün ve emeğin marjinal ürününün gelişimini göstermektedir.
Emeğin Marjinal Ürünü ( MRP ? ); sermaye sabitken emek girdisinin bir birim arttırılması sonucunda toplam üründe meydana gelen değişikliktir.
Azalan Verimler Kanunu ise; üretim faktörlerinden birisi sabit tutulurken diğer faktörün miktarı arttırıldığında toplam üründeki artışın bir noktadan sonra azalacağını ifade eden iktisat kanunudur.
Emeğin Marjinal Ürün Geliri (MRP ? ); Son işe alınan işçinin toplam üründe sağladığı artışın parasal karşılığıdır.
Kısa Dönemde Denge İstihdam Düzeyinin Belirlenmesi
Kârını maksimize etmek isteyen işveren, işe alacağı son işçinin firmaya sağladığı parasal getiri (MRP L ) maliyetinden (W) büyük olduğu müddetçe istihdamı arttıracak, (MRP ? )=W olduğunda ise istihdamda durma noktasına ulaşılacaktır.
O hâlde firmaya kârını maksimize etme imkânı sağlayan denge istihdam kuralını aşağıdaki şekilde bir kez daha yazmamız yararlı olacaktır.
W = MRP ? veya W = MP ? X MR
Rekabetçi bir firma için MR = P (Fiyat) olduğundan, bunu aşağıdaki gibi de yazmamız mümkündür.
W = P X MP ? veya W/P = MP ?
1. eşitlikte W nominal ücreti, 2. eşitlikte W/P reel ücreti gösterdiğinden, denge istihdam seviyesinin nominal ücretin marjinal ürün gelirine eşit olduğu veya reel ücretin emeğin marjinal ürününe eşit olduğu noktada belirleneceğinin altını çizelim. Burada nominal ücretin mi yoksa reel ücretin mi kullanılacağı tümüyle analitik uygunluğa bağlıdır ve her iki eşitlik de aynı sonucu verecektir.
Firmanın Kısa Dönem Emek Talep Eğrisi
Sermaye ve diğer bütün faktörler sabitken ücret oranı ile firmanın emek talep miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren eğridir.
Piyasa Emek Talep Eğrisi
Piyasanın tamamının emek talebi ise piyasadaki bütün firmaların taleplerinin yatay toplamı ile elde edilir.
Uzun Dönemde Emek Talebi
Uzun dönemin sabit faktörün bulunmadığı, bütün üretim faktörlerinin miktarının değiştirebildiği üretim dönemi olduğu belirtilmişti. Bir başka deyişle, firma uzun dönemde hem sermaye hem de emek miktarlarını değiştirme imkânına sahiptir. Burada yanıtı aranılacak soru firmanın üretimini gerçekleştirmek için ne kadar sermaye ve ne kadar emek kullanacağıdır. Firmanın bu kararını iki faktör etkiler. Bunlar, Sermaye/emek kombinasyonlarına teknolojinin getirdiği sınırlar ve Üretim faktörlerinin nispi fiyatlarıdır.
İlk faktörü iktisat teorisi dersinden hatırlayacağınız Eş- ürün eğrileri , ikinci faktörü ise eş-maliyet doğruları yardımıyla açıklayacağız.
Eş-maliyet Doğrusu ; sermayenin maliyeti ve ücret oranı veri iken bir firmanın belirli bir miktardaki parasıyla (üretim bütçesi) satın alabileceği bütün farklı sermaye ve emek kombinasyonlarını gösterir.
Faktörler Arası İkâme: Eş-Ürün Eğrileri: Herhangi bir malı üretirken, teknolojik olarak faktörleri birbiri yerine kullanmak mümkünse, kullanılabilecek faktör miktarları ile ilgili olarak genellikle birden fazla seçenek söz konusu olabilmektedir. Örneğin, ayakkabı üretimini atölye düzeninde çok sayıda işçi, az sayıda sermaye malı (makine ve teçhizat) kullanarak yapmak mümkün olduğu gibi; aynı miktar üretimi yoğunlukla bilgisayarlı makinelerle gerçekleştirip çok az sayıda işçi çalıştırarak da yapmak mümkündür. “Üretimde ne kadar emek ve ne kadar sermaye kullanılacaktır?” sorusunun cevabı faktörlerin örneğimizde olduğu gibi birbirleri yerine kullanılıp kullanılmayacağına bağlıdır.
Eş-ürün Eğrisi ; bir firmanın belirli bir miktarda üretimi sağlayabilmesi için kullanabileceği çeşitli emek ve sermaye kombinasyonlarını gösteren eğridir.
Eş-Ürün Eğrilerinin Özellikleri: Bu özelliklerin başında negatif eğimli olmaları gelmektedir. Buna göre üretimde emek ve sermayenin birbiri yerine kullanılabildiği varsayıldığında, faktörlerden birinin istihdamı azaltıldığında aynı üretim düzeyini koruyabilmek için diğer üretim faktörünün kullanımının arttırılması gerekmektedir. Örneğin, ayakkabı fabrikasındaki makinelerin bir kısmı bozulursa, üretim seviyesini düşürmemek için bozulan makinelerin yerine işgücü istihdamını arttırmak gerekmektedir. Eş-ürün eğrilerinin ikinci özelliği orijinden bakıldığında dış bükey olmalarıdır. Bu özellik azalan marjinal teknik ikâme oranı kavramı ile ilgilidir. Marjinal Teknik İkâme Oranı ; üretim miktarı sabitken sermayenin emek yerine kullanılabileceği (ikâme edeceği) orandır.
Bu durum, eğri boyunca yukarıdan aşağıya inildikçe aynı üretim düzeyini korumak için sermayede meydana gelecek aynı miktardaki azalmaların giderek daha fazla emek kullanarak telafi edilebilmesinden kaynaklanmaktadır.
Eş-ürün eğrilerinin üçüncü özelliği orijinden uzaklaştıkça daha yüksek üretim düzeyini göstermesidir. Kitabınızın 43. Sayfasındaki Şekil 3.3’de C noktası A noktasına göre daha yüksek üretim düzeyini göstermektedir. Çünkü C noktasında A’ya nazaran kullanılan sermaye miktarı azaltılmadan emek miktarı arttırılmıştır. Bunun gibi, her iki faktörden daha fazla kullanıldığını gösteren D noktası da C’ye nazaran daha yüksek bir üretim düzeyini göstermektedir. Son olarak eş-ürün eğrilerinin kesişmeme özelliğinin de olduğunu hatırlamamız gerekmektedir.
Faktör Fiyatları: Eş-Maliyet Doğruları: Konunun başında, firmaların uzun dönemde ne kadar sermaye ve ne kadar emek kullanacaklarının iki unsura bağlı olduğunu, bunlardan birincisinin üretimde emek ile sermayeyi birbiri yerine kullanmaya teknolojinin ne ölçüde izin verdiği idi. Bunu önceki başlıkta Eş-ürün eğrileri yardımıyla inceledik. Bu iki faktörden ne kadar kullanılacağı aynı zamanda bu faktörlerin fiyatlarına ve firmanın üretim için ayırdığı bütçeye de bağlıdır.
Belirli bir zamanda işgücünün sabit ücreti (W) olduğu gibi, sermayenin de kira bedeli (r) olacaktır. Buradaki r, kullanılan sermaye ekipmanının birimi başına düşen bir dönemlik satın alma/kiralama maliyetini göstermektedir. Kitabınızın 44. sayfasında bulunan Şekil 3.4’te yer alan eşmaliyet doğruları veri faktör fiyatlarında firmanın belirli bir miktar para ile satın alabileceği farklı sermaye/emek kombinasyonlarını göstermektedir.
Eş-Maliyet Doğrularının Özellikleri: Eş-maliyet doğrularının bazı özellikleri vardır. Eş-maliyet doğrularının başlıca özelliği, “ negatif eğimli olmaları ” dır. Eş-maliyet doğrularının ikinci özelliği, “ eğiminin sabit ve faktör fiyatlarının birbirine oranına (w/r) eşit olması ”dır. Üçüncü özellik, “ üretim bütçesindeki değişikliklerin eş- maliyet doğruları ile gösterilebilmesi ” dir. Son olarak, “ faktör fiyatlarındaki değişikliklerin eş-maliyet doğruları ile gösterilebilmesi ” Eş-maliyet doğrularının bir başka özelliğidir.
Eş-Ürün Eğrisinin Kavisliği ve Faktörler Arası İkâme: Daha önce eş-ürün eğrileri açıklanırken eş-ürün eğrilerinin kavisliği ile faktörler arası ikâme arasında bir ilişki olduğu belirtilmişti. Eş-ürün eğrilerinin kavisliği ile faktörler arası ikâme ilişkisini bu konuda iki uç örneği inceleyerek açıklayabiliriz. Bunlar “ faktörlerin birbirlerini hiç ikâme etmedikleri ” ve “ faktörlerin birbirlerini mükemmele oldukça yakın bir şekilde ikâme ettikleri ” durumlardır.
Örneğin üretici aynı miktar malı başlangıçta “çok az sermaye-çok fazla emek” kullanarak üretiyorken, emeğin nispeten pahalı, sermayenin ucuz hâle gelmesinden sonra (EF Sermaye kısıtı) bu defa “çok az emek-çok fazla sermaye” kullanarak üretebilir. Bu iki durumdan hareketle ulaşılacak sonuç eş-ürün eğrilerinin kavislik derecesine bakılarak emek ve sermayenin üretimde birbiri yerine ne kolaylıkla kullanılabileceğinin bilinmesidir. Eğrinin kavislik derecesi arttıkça faktörler arası ikâme kolay, kavislik derecesi azalıp eğri “L” formunda olduğu gibi köşeli hâle yaklaştıkça faktörler arası ikâme zordur.
Uzun Dönemde Ücret Değişimi: Ücretlerin yükselmesi kısa ve uzun dönemde olmak üzere istihdamı iki şekilde etkiler. Ücretin yükselmesi maliyetleri arttıracaktır. Fiyatlar veri iken maliyetin artması firmanın üretim ölçeğini küçültmesine neden olacak, eş-ürün eğrisi üzerinde daha az mal ve hizmet üreten firma kullandığı işgücünü de azaltacaktır. Üretim ölçeğinin küçülmesi nedeniyle istihdamda meydana gelen bu daralmaya ölçek etkisi denilmektedir. Ölçek Etkisi ; ücret artışı veya azalışı sonucunda firmanın optimal üretim düzeyinin değişmesine bağlı olarak emek talebinde meydana gelen değişmedir.
Öte yandan uzun dönemde firma sermaye miktarını da arttırabilme imkânına sahip olduğundan faktör kombinasyonunu bu defa üretimini en düşük maliyetle yapacak şekilde yeniden gözden geçirecek, fiyatı değişmediği için emek faktörüne nazaran daha ucuz hâle gelen sermayeden kullandığı miktarı arttırarak kullandığı emek miktarını bir kez daha azaltacaktır. Buna ikâme etkisi denilmektedir. İkâme Etkisi ; ücret oranındaki bir değişmeye bağlı olarak sermayenin emek yerine kullanılması nedeniyle emek talebinde meydana gelen değişmedir.
Kısa ve Uzun Dönem Emek Talep Eğrileri: Hem emek, hem de sermaye faktörleri değişken olduğunda ücret oranı ile firmanın istihdam düzeyi arasındaki ilişkiyi gösteren eğridir. İki talep eğrisi arasındaki temel fark, kısa dönem emek talep eğrisinin ücret değişimine daha az duyarlı (daha az esnek-inelastik), uzun dönem emek talep eğrisinin ise daha duyarlı (daha esnek-elastik) olmasıdır. Bir başka deyişle ücret yükselmelerine işverenlerin uzun dönemde gösterdiği tepki daha şiddetlidir. Kısa dönemde emek talebi sadece ölçek etkisi sebebiyle azalırken, uzun dönemde ikâme etkisi de emek talebinin daha fazla artmasına sebep olmaktadır.
Emek Talebini Etkileyen Ücret Dışı Unsurlar
Ürün Talebindeki Değişmeler: Emek talebi türetilmiş bir talep olduğundan ürün piyasasında meydana gelen değişmeler aynı yönde emek piyasasına yansıyacaktır. Örneğin, ürün piyasasında ürün arzı sabitken ürün talebinin artması ürün fiyatlarının yükselmesine sebep olacaktır. Ürün fiyatının yükselmesi ise marjinal geliri arttıracağından sonuçta emeğin marjinal ürün geliri artacak, işveren veri ücret düzeyinde daha fazla işgücü talep ettiği için emek talebi artacaktır.
Verimlilik Değişmesi: Emek verimliliğindeki bir artış - ürün fiyatlarındaki düşme ile tümüyle giderilmediği taktirde- marjinal ürün gelirini de arttıracaktır. Emek verimliliğinin azalması durumunda ise mekanizma tersine işleyecektir.
İşveren Sayısı: Piyasa emek talep eğrisi işverenlerin bireysel taleplerinin yatay toplamı alınarak bulunduğuna göre, piyasaya yeni işverenler girerse emek talebi de buna bağlı olarak artacak, emek talep eğrisi sağa kayacaktır. Öte yandan ekonomik krizlere bağlı olarak yaşanan iflaslar veya sektörün cazibesini kaybetmesi durumunda işverenlerin sayısının azalması emek talebini de azaltacak, emek talep eğrisi sola doğru kayacaktır.
Diğer Üretim Faktörlerinin Fiyatları: Sermaye, toprak ve hammadde fiyatlarındaki değişmeler emek talep eğrisini sağa veya sola kaydırabilir. Emek ve sermaye üretimde birbirinin yerine kullanılabiliyorsa, iki faktör arasında İkâme ilişkisi söz konusudur. Bu durumda emeğin fiyatı sabitken sermayenin fiyatındaki bir artış sermaye kullanımını azaltıp emek kullanımını arttıracaktır. Öte yandan emek ile sermaye arasında tamamlayıcılık ilişkisi de olabilmekte, üretimde bu iki faktör birlikte kullanılabilmektedir. Bu durumda emeğin ücreti sabitken- sermaye fiyatında meydana gelen bir düşüş emek talebini arttırırken, sermayenin fiyatının yükselmesi emek talebini azaltacaktır.