ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ - Ünite 6: Toplu Çalışma İlişkilerinin Tarafları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Toplu Çalışma İlişkilerinin Tarafları

Sendika Kavramı

Sendikalar bazı ülkelerde çalışma ilişkilerinin düzenlenmesi boyutunda taraf teşkil ederlerken, bazı ülkelerde ise bu temel görevlerin üzerinde, ülkenin politikalarının belirlenmesi hatta uygulanması ve denetimi yolunda da etkin bir kurum olarak, sosyal diyaloğun bir aktörü konumunda faaliyet gösterebilmektedirler.

Sendikalar, temsil ettikleri üyelerinin sorunlarının temelde ortak olduğu yolundan hareketle – ücret, adil çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği- ilk ortaya çıkmaya başladıkları dönemlerden itibaren gerek bölgesel gerekse evrensel düzeyde bir dayanışma ve birlikte hareket etme bilincinin ortaya çıkmasına da neden olmuşlardır.

Sendikal örgütler, sadece işçileri değil, bir çıkar grubu olarak işverenleri de çalışma hayatının bir tarafı olarak örgütlemektedirler.

Diğer ülkeler ile Türkiye karşılaştırıldığında ülkemizde sendikalar nispeten çok daha geç kurulmaya başlamıştır. Bunun temel nedeni de sanayileşme sürecine Türkiye’nin çok daha geç bir dönemde dâhil olmasıdır.

Sendikalar işçilerin veya işverenlerin çalışma yaşamında hak ve çıkarlarını savunmak, geliştirmek ve güçlendirmek için kurulan ve faaliyet gösteren örgütlerdirler.

Sendikalar işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.

İşçi ve işveren sendikaları işin doğası itibariyle karşıt iki grubu – emek ve sermaye – temsil ediyor olmalarına karşın günümüzde belirli alanlarda ortak hedeflere yönelik olarak işbirliğine gitmekte oldukları da görülmektedir.

Türkiye’de bir işçi sendikasının kurulması söz konusu ise, sadece işkolu esasına göre bir işkolunda ve Türkiye çapında faaliyette bulunmak amacıyla filen çalışan işçiler tarafından kurulması, işveren sendikasının kurulması söz konusu ise, o işkolundaki işverenler tarafından kurulması gerekmektedir.

Örgütlenme özgürlüğü uzun yıllar süren bir mücadelenin sonucunda elde edilmiş ve günümüzde uluslararası hukuk belgeleri ile teminat altına alınmış, evrensel düzeyde temel bir insan hakkı olarak kabul görmektedir. Bu belgelerin başında, Türkiye’nin de taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ve Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) kabul etmiş olduğu Sözleşmeler gelmektedir. Tüm bu belgelerde, sendika kurma ve üye olma hakkına vurgu yapılmaktadır.

Pozitif sendika özgürlüğü ; kişilerin serbestçe sendika kurma, kurulmuş sendikalara üye olma, dilediği sendikayı seçebilme ve sendika içi faaliyetlere katılabilme özgürlüğünü ifade etmektedir.

Negatif sendika özgürlüğü; kişilerin sendikalara girmeme, sendikasız kalabilme, sendikadan çıkabilme özgürlüğünü ifade etmektedir.

Türkiye’de Sendikaların Kuruluşu

İşçi ve işverenlerin sendikalaşması, meslek veya işkolu esasına göre gerçekleşmektedir. Meslek esası sendikacılık modeli nde sadece aynı mesleği ifa eden işçiler bir araya gelmektedirler. Böylelikle bu modelde farklı meslekleri icra edenlerin değil, aynı mesleği icra edenlerin bir sendika altında örgütlenmeleri söz konusu olmaktadır. İşkolu düzeyinde sendikalaşma modeli nde ise, yapılan işlerin belirli gruplara ayrılması ve her bir gruba bir işkolu adının verilmesi söz konusu olmaktadır. Burada, işçiler icra ettikleri mesleklerine bakılmaksızın ve sadece işin girdiği işkolu ilkesi temel alınarak sendika kurulabilmektedir.

Meslek sendikacılığı ve işkolu sendikacılığı modeli alanında sadece tek bir sendikanın kurulması şartı bulunmamaktadır ki buna sendika çokluğu ilkesi denilmektedir.

İşçi sendikası, en az yedi işçinin bir araya gelmesi ile kurulabilmektedir. İşçi sendikası kurucusu olabilmek için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi zorunludur:

  • İşçi niteliğine sahip olmak,
  • Medeni hakları kullanma ehliyet sahibi olmak,
  • Belirli suçlardan hüküm giymemiş olmak,
  • Sendikanın kurulacağı işkolunda filen çalışıyor olmak.

İşveren sendikası kurucusu ise, işçi sendikası kurucusundan farklı olarak, gerçek veya tüzel kişiler olabilmektedir. Ancak işveren sendikası kurucusu bir gerçek kişi ise, bu kişinin yukarıda belirtilen işçi sendikası kurucusunun sahip olduğu tüm koşulları sağlaması gerekmektedir.

Bir sendikanın kuruluşu için yapılması gereken ilk işlem, sendikanın iç örgütünü ve çalışmasını düzenleyen sendika tüzüğünün hazırlanmasıdır.

Sendikalar, sahip oldukları güçlerini birleştirmek ve bu yol ile daha etkin bir pazarlık gücü elde etmek amacıyla farklı biçimlerde üst örgütlenme yollarına gitmektedir. Bu üst örgütlenme modellerinin en yaygın ve bilinenleri şöyledir:

  • Konfederasyon , farklı işkollarındaki sendikaların bir araya gelmesiyle ulusal seviyede kurulan üst örgütlerdir.
  • Federasyon, aynı meslekte veya aynı işkolunda kurulup faaliyet gösteren sendikaların, ulusal veya bölgesel düzeyde bir araya gelmeleriyle kurulan sendikal üst örgütlerdir.
  • Birlik, daha çok belirli bir bölgede veya ilde farklı işkollarındaki sendikaların bir araya gelmesiyle kuruluşu gerçekleştirilen bir üst örgüt modelidir

Örgütlenme özgürlüğü ne oranda geniş tanımlanmış ise, sendikal üyelik hakkı da o oranda geniş olacaktır. Yukarıda belirtildiği üzere, Anayasamız sendika üyelik hakkını teminat altına alınmaktadır.

Kanun kapsamında işçi sayılanlar ve 15 (on beş) yaşını doldurmuş olan kişiler işçi sendikasına üye olma hakkına sahiptirler.

Sendikaya üye olmak nasıl bir hak ise, üyelikten çekilmek de temel bir haktır ve bu hak, negatif sendika özgürlüğü olarak tanımlanmaktadır. Her üye, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir. Çekilme kararı, sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanmaktadır.

6356 sayılı Kanunda hangi hallerde sendika üyeliğinin devam ettiği ve askıya alındığı hüküm altına almıştır. Buna göre;

  • İşçi sendikası üyesinin bir yılı geçmemek üzere işsiz kalması üyeliği etkilememektedir.
  • İşçi kuruluşu ve şubelerinin organlarında görev almak üyeliği etkilememektedir.
  • Herhangi bir askeri görev nedeniyle silah altına alınan üyenin üyelik ilişkisi bu süre içinde askıda kalmaktadır.
  • Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alarak işten ayrılan işçilerin sendika üyeliği sona ermektedir.

Ülkemizde sendika üyeliliğinin hangi hallerde son bulacağı da yine yasa koyucu tarafından hüküm altına alınmıştır. Buna göre aşağıdaki hallerde sendika üyeliği son bulmaktadır:

  • İşçinin işkolunun değişmesi
  • Üyelikten çıkarılma
  • Üyelikten çekilme
  • İşçinin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alarak işten ayrılması,
  • Gerçek kişinin ölümü veya gaipliğine karar verilmesi
  • Tüzel kişilerin feshi veya infisahı.

Konfederasyon, kurucuların konfederasyon merkezinin bulunacağı ilin valiliğine, aynen sendika kuruluş sürecinde olduğu gibi, dilekçelerine ekli olarak tüzüğü vermeleri ile birlikte tüzel kişilik kazanmaktır.

Sendikaların Organizasyon Yapıları

Sendikaların hangi organlara sahip olmaları gerektiği, bunların görevleri ve işleyişleri, seçimler gibi birçok detay yasa koyucu tarafından tayin edilmiştir. Aynı durum üst örgütler için de söz konusudur.

Sendikaların, şubelerin ve üst kuruluşların, zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruludur. Uygulamada sendikaların daha çok, başkanlar kurulu, icra kurulu, eğitim kurulu, kadın çalışmaları kurulu ve benzeri konularda kurullar oluşturdukları görülmektedir.

Sendikanın genel kurul dışındaki organlarına seçilebilmek için, sendika kurucusu şartlarına haiz olmak yeterlidir. Kurullarda görev alan işçi, eğer kurucu olabilmek için aranan, belirli suçlardan dolayı hüküm giymemiş olma koşulunu yitirirse, daha açık bir ifadeyle kanunda listelenmiş olan suçlardan birini işler ve hüküm giyerse, bu durumda görevi kendiliğinden sona ermektedir.

Genel kurul dışındaki organların üye sayıları üçten az dokuzdan fazla olamaz. Buna karşın konfederasyonların yönetim kurullarının üye sayısı beşten az ve yirmi ikiden fazla olamamaktadır.

Türkiye’de Sendikaların Faaliyetleri

Sendikaların faaliyet alanlarını esas itibariyle tüzüklerinde belirlemiş oldukları alanlar oluşturmaktadır. Bu bakımdan sendika tüzükleri ayrı bir öneme sahiptir. Yasa koyucu bu hüküm ile yetinmemiş; sendika ve konfederasyonların, tüzükleriyle belirlenen amaçlar dışında faaliyet gösteremeyeceklerini bir kez daha açık bir biçimde hüküm altına almıştır.

Sendikal kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar, yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir.

Sendikalar düzenledikleri eğitim programları kapsamındaki seminerler ve konferanslar aracılığıyla işçileri çalışma hayatında sahip oldukları haklar ve iş sağlığı ve güvenliği konularında bilgilendirmekte, vasıf düzeylerini korumakta ve geliştirmektedir.

Sendikalar herhangi bir bağışta bulunmamak kaydıyla üyelerinin kooperatifler kurmasına yardım edebilir ve nakit mevcutlarının %10’ununu aşmamak kaydıyla bu kooperatiflere kredi verebilirler.

İşçi ve işveren kuruluşları farklı tarafların çıkarlarını gözetmekte olduklarından dolayı, işçiler işveren kuruluşlarına, işverenler ise işçi kuruluşlarına üye olamaz. İşçi ve işveren kuruluşları doğrudan veya temsilcileri aracılığıyla bir diğerinin kurulmasına müdahalede bulunamaz.