ÇATIŞMA VE STRES YÖNETİMİ II - Ünite 2: Stres Kaynakları ve Özel Stresli Durumlar Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 2: Stres Kaynakları ve Özel Stresli Durumlar
Giriş
Stres kısaca herhangi bir içsel ya da dışsal etkene karşı verdiğimiz tepki olarak tanımlanabilir. Yirminci yüzyılın hastalığı olarak nitelendirilen stres, günlük konuşmalarda yer aldığı gibi sadece sıkıntı, endişe belirtmediği gibi aynı zamanda sadece olumsuzlukları da içermez. Stres olumlu ya da olumsuz oluşuna bakılmaksızın her türlü etkene karşı vücudun verdiği tepkidir. Mutluluğa neden olan ya da başarıya zemin hazırlayan etkenlerden kaynaklanan stres olumlu olarak (iyi stres) nitelendirilebilir. İyi stres, isteklendirme (motivasyon) olarak da isimlendirilmektedir. Diğer taraftan sıkıntıya, mutsuzluğa neden olan olaylardan kaynaklanan stres olumsuz olarak (kötü stres) nitelendirilebilir ve bireyin güçlerini tüketir. İyi ve kötü stresin ortak noktaları, yaşandıklarında kişi için zorlayıcı olmalarıdır. Bu yüzden her ikisi de stres olarak tanımlanmaktadır.
Stres Kaynakları
Strese neden olan faktörler, stres kaynaklarıdır. Yaşadığımız koşullar, fiziksel veya psikolojik zorluklar ve zorlanmalar strese yol açarken, davranışlarımız ve tepkilerimiz de başlı başına stres kaynağıdır. Kişi çalışma ortamı içindeyken dış çevreden, çalışma ortamı dışındayken de iş çevresinden kendisini soyutlayamaz. Ayrıca kişinin bireysel özellikleri de bu iki ortam koşullarıyla birlikte stres düzeyini etkilemektedir.
Karşılaşılan ortam ya da durumlara göre stres kaynakları; kişinin kendisinden kaynaklanan yani bireysel, içinde yaşadığı ortamdan kaynaklanan yani çevresel ve geçimini sağladığı ortamdan kaynaklanan yani örgütsel olarak üç bölümde ele alınabilir.
Bireysel stres kaynakları
Bireysel stres kaynakları kişilerin hayalleri, istekleri, ihtiyaçlarının yanı sıra yetenekleri, karakterleri, mizaçları ve kişiliklerinden oluşmaktadır. Bireysel stres kaynakları; ruhsal, duygusal, bedensel, ekonomik ve yaşam tarzından kaynaklanan stresörler olarak ele alınabilir. Stresin psikolojik yönüne ağırlık veren Lazarus'a göre stres, insanlar üzerinde fizyolojik, sosyal ve psikolojik sistemlerde rahatsızlık yaratabilecek aşırı taleplerin sonucudur. Bununla birlikte bireyin yaşı da önemli bir stres kaynağı olmaktadır. Kişinin stresle başa çıkma gücü yıllar içinde azalmakta, yaşadığı tecrübeler çekincelerini artırmakta, ruhsal durumu değişimlere cevap vermede yetersiz kalmaktadır.
İnsan sağlığı kişilik özellikleri, davranışları, genetik örüntüsü ve çevre arasındaki etkileşimin bir ürünüdür. Bazı insanlar yeni ortam ve kişilerden korku ve çekingenlik duyarlar. Kişilik özelliklerine göre, işleri zamanında ve eksiksiz biçimde bitirmek isterler. Kolay beğenmezler, mükemmelci olurlar. Sorumluluk ve görev bilinçleri yüksektir. Etraftan gelecek tepki, uyarı ve tehditlere daha duyarlı, hassas ve alıngandırlar. Bu nedenle, yaşadıkları onlar için birer stres kaynağıdır.
Kişilik özelliklerinin yanı sıra genetik özellikler, bazı kalıtımsal ya da bedensel bozukluklar da bireysel stres nedenleri arasında yerini almaktadır.
Günümüzde ekonomik durum da pek çok kişi için önemli bir stres kaynağıdır. Bireyler daha güzel bir ev, daha güzel bir araba, daha lüks bir yaşam hayali kurarken bir taraftan olumlu, diğer taraftan olumsuz stres etkisi altında kalırlar. Kişiler ne kadar içinde bulundukları doğal yaşam tarzından uzaklaşır, ne kadar zor hayallere saplanırlarsa kendilerine o derecede stres ortamı oluşturmuş olurlar.
Kişilerin stres ile başa çıkmada kullandıkları bazı yöntemler de strese neden olmaktadır. Örneğin stres altında kalındığında alkollü içecek kullanmak, sigara içmek, gürültülü, dumanlı, loş ortamlarda stresten kurtulmaya çalışmak da kişi için ayrı bir stres kaynağı olacaktır. Her gün farklı bir ortamda bulunmak kişi için bir stres kaynağı iken, monoton bir yaşantı, hep aynı döngü içinde bulunmak da bir stres kaynağıdır.
Tüm bu faktörlerin dışında, iş yükünün paylaşılmaması, kıskançlık, cinsiyet rolleri, farklı değer yargıları da bireysel stres kaynakları arasında sayılabilir.
Çevresel stres kaynakları
Yaşamımızı sürdürdüğümüz çevrede meydana gelen değişiklikler, değişimler de stres kaynağı olabilir. Havasu-toprak kirliliği, radyasyon, afetler, teknolojideki değişiklikler, hastalıklar, salgınlar, siyasi değişiklikler, trafik karmaşası, dedikodular, işsizlik gibi çevremizde meydana gelip yaşamımızı etkileyen faktörler de strese neden olabilir.
Çevre kişinin etrafında bulunan canlı-cansız nesneler ile davranışlar ve olayları içermektedir. Bu yüzden insanın çevresini fizikojeokimyasal çevre, biyolojik çevre ve sosyal çevre diye üç bölüme ayırabiliriz. Fizik-jeolojikkimyasal çevremizden kaynaklanan stres faktörlerine baktığımız zaman yaşadığımız, içinde bulunduğumuz ortamdaki soğuk, sıcak, gürültü, radyasyon doğrudan bizi etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişiler; atmosferdeki meteorolojik olaylardan, canlılar üzerinde etkisi bulunan ısı, nem, hava basıncı, güneş ışınları, rüzgar ve kirliliklerden etkilenirler.
Biyolojik çevreden etkilenme sonucu ortaya bedensel birtakım hastalıklar çıkar. Çevremizde ortaya çıkan hastalıklar, bunlardan korunmaya çalışmak, başka ülkelerde ortaya çıkan kuş gribi gibi bulaşıcı hastalıkların bulunduğumuz bölgeleri etkilemesi de bizlerde strese neden olur. Besin maddelerinin kirlenmesi, azalması, teminindeki güçlükler beden sağlığımızın bozulmasına neden olacağından ayrı birer stres nedenidir.
Bireyin yaşamını sürdürdüğü çevrenin bileşimlerinden biri olan sosyal çevre de önemli bir stresör olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişiler; amaçlarına ulaşmak, başarılı olmak, saygınlık kazanmak, daha iyi bir yaşam sürmek ve hayallerini gerçekleştirmek için uğraş verirler. Bu uğraşların şiddeti giderek artarsa kişi için olumsuz bir stres kaynağı oluşmaya başlar.
Örgütsel stres kaynakları
Bu stres kaynağı çalışma hayatımızda belirlenmiş ya da belirlenmemiş rol ve görevleri yerine getirirken ortaya çıkan durumların yarattığı stres faktörlerini ifade eder. Bu kavram iş stresi veya mesleki stres olarak da adlandırılmaktadır. Örgütsel stres, örgütle ya da işle ilgili herhangi bir beklentiye karşı tepkidir. Bu tepki işin yapılış şekli ile ilgili olabileceği gibi, çalışma ortamının çevresel özelliklerinden de kaynaklanabilir.
Belirli bir düzeyde olan örgütsel stresin çalışanları motive eden, enerji veren, amaç ve hedef duygusu sağlayan etkisi de vardır.
Örgüt içinde sık olarak karşılaşılabilecek potansiyel stres kaynaklarından bazıları, aşağıdaki gibi başlıklandırılabilir:
- Çalışma ortamı ve koşullar
- İşin sıkıcı olması
- Çok fazla iş
- Düşük ücret
- İş tanımının tam olarak yapılmamış olması
- Yönetim
- Sorumluluk
- Terfi etme
- Yöneticilik
- Performansın değerlendirilmesi
Özel Stresli Durumlar
Stresin kaynağı olarak hamilelik dönemi, çalışan kadın olma, psikolojik şiddet, sınav, evlilik, ailede özel gereksinimli bireyin olması gibi özel durumların da incelenmesi gerekir.
Hamilelik döneminde stres
Hamilelik dönemi, fizyolojik ve psikolojik değişimlerin birlikte yaşandığı önemli bir dönemdir. Anne bir yandan kendi yaşamını devam ettirirken, bir yandan da yeni bir canlının büyümesi, gelişmesi sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sorumluluğun getirdiği olumlu stres bekleme süresinin uzunluğundan etkilenmekte, bunun yanı sıra geçirdiği dönemin özellikleri, vücudunda meydana gelen hormonsal ve bedensel değişikliklerin duygu-durumunda meydana getirdiği değişiklikler annede olumsuz strese zemin hazırlamaktadır.
Çalışma hayatında olmayan hamileler, kişisel stres kaynaklarının yanı sıra yaşanılan ortamın özellikleri, eş, çocuklar, aile üyeleri, sorumlulukları, ev işleri gibi çevresel stres kaynaklarından da etkilenebilmektedir. Çalışma hayatında ise yine çevresel koşullar birer stres kaynağı iken, alışageldiği çalışma ve yaşam tarzını sürdürmekteki zorluklar, fedakârlıklar ve vazgeçmeler yaşanmakta olan hamileliğin getirmiş olduğu olumlu stres üzerine olumsuzluklar eklemektedir.
Çalışan kadınlarda stres
Sanayi devriminden bu yana, saygınlık kazanmak, kendisinin ve ailesinin yaşam standartlarını yükseltmek, aile bütçesine katkıda bulunmak, üretime katkıda bulunmak için kadının çalışma ortamına girmesi ile toplum tarafından kadına biçilmiş çocuk doğurmak, çocuk bakmak, ev işleri gibi asli vazifelerinin yanına bir yenisi daha eklenmiş oldu. Böylece aynı anda birden fazla işle ilgilenir hale geldiler. Eğitim, kariyer, çalışma hayatı dünyasında erkeklere nazaran daha fazla sorunla karşılaşan kadın için bunlar stres kaynağı iken, ev işlerinin aksamaması, çocukların, eşin ihtiyaçları kadınların stresinin artmasına neden olmaktadır
Kişisel özellikler, çevre, çalışma hayatı derken, karşılaştığı eşitsizlikler, adaletsizlikler kadın için ayrı bir stres kaynağı olmaktadır. Erkekler tek işte çalışırken, kadının bir birinden çok farklı, iki farklı çalışma ortamı olması, bu iş ortamlarının getirmiş olduğu görev ve sorumluluklar çalışan kadınların erkelere nazaran, çarpan etkisiyle, daha fazla stres altında olmasına neden olmaktadır.
Psikolojik şiddet (mobbing)
Mobbing bir kişi ya da grup tarafından bir kişiye sistemli bir şekilde düşmanca ve ahlakdışı bir şekilde uygulanan psikolojik terördür. Psikolojik şiddet davranışının amacı; hedef üzerinde üstünlük kurmak, buyruğu altına almak, korkutarak kontrol altında tutmak ve bezdirerek yok etmektir. Psikolojik şiddet; hiyerarşik bir yapılaşmanın olduğu gruplarda ya da zayıf bir kontrolün olduğu örgütlerde güçlünün diğer kişilere psikolojik yollardan baskı yapmasıdır.
Psikolojik şiddet, günümüzde, günlük yaşantıdan ziyade daha çok çalışma ortamındaki baskı, taciz, sindirme durumlarında kullanılan bir terim olma özelliğini kazanmıştır. Haksız suçlama, küçük düşürme, tacizler, duygusal eziyet uygulayarak kişiyi sindirerek ve korkutarak kişiyi kontrol altına almak ya da iş yerinden ayrılmasını sağlamak amacıyla sistemli bir şekilde yürütülen kötü niyetli eylemlerdir. Psikolojik şiddet günümüzde çalışma ortamlarında fiziksel şiddete nazaran daha fazla uygulanır olmuştur.
Psikolojik şiddet eğitim düzeyi yükseldikçe daha ince ve fark edilmesi güç bir şekilde uygulanmaktadır. Leymann çalışmasında psikolojik şiddet unsurlarını beş ana başlıkta toplamaktadır.
- Birincisi, kişinin uygun iletişimde bulunması üzerinde etkili faktörlerdir. Bu faktörler kişinin kendisini gösterme olanaklarının kısıtlanması, kişinin sözünün sürekli kesilmesi, çalışma arkadaşlarının kişinin kendisini gösterme olanaklarını kısıtlaması, kişinin sözlü tehditler alması, kişiye sözlü saldırılarda bulunulması, kişinin ret edilmesi için sözel aktivitelerde bulunulması gibi faktörlerdir.
- İkincisi, kişinin sosyal temaslarda bulunması üzerinde etkili faktörlerdir. İş arkadaşlarının kişiyle konuşmaması, konuşmasının yasaklanması, kişinin diğer çalışanlardan izole bir ortamda çalıştırılması bu faktörler arasındadır.
- Üçüncü faktör kişinin kişisel itibarı üzerinde etkili faktörler ile ilgilidir. Bu faktörler kişiyi gülünç duruma düşürmek için taklidinin yapılması, kişinin arkasından konuşulması, engelliği ve inançları ile alay edilmesi gibi faktörlerdir.
- Dördüncü faktör olan kişinin mesleki konumu üzerinde etkili olan faktörler ise kişiye iş verilmemesi veya anlamsız işler verilmesi şeklinde örneklenebilir.
- Son faktör kişinin fiziksel sağlığı üzerinde etkili faktörlerdir. Bunlar, kişiye tehlikeli işlerin verilmesi ve kişinin cinsel tacize maruz kalmasıdır.
Psikolojik şiddet yukarı bölümlerde sayılan tüm stres kaynaklarından daha yoğun ve yıkıcı bir etki gösterir. Sonuçta kişide; uyku düzensizliklerine, yoğunlaşma bozukluklarına, kaygıya, sosyal yalıtıma neden olarak, bulunduğu ev-iş-sosyal ortamdan ayrılma isteğini tetikler.
Sınav stresi
Sınava giren kişinin beklentilerinin yarattığı bir durumdur. Aslında bu stres olumlu bir stres olup kişide isteklendirmeye neden olur ve performansı artırır. Ancak bu düzeyde kalmadığı takdirde, olumsuz stres ön plana çıkarak kişinin dikkat, öğrenme ve hatırlama yetisinde bozulmalara neden olarak akademik performansın düşmesine neden olur.
Evlilikte stres
Evlilik aslında olumlu bir stres kaynağıdır. Paylaşımların, iletişimin azalması, sorumlulukların artması gibi durumlarda olumsuz stres ortaya çıkmaya başlar.
Evlilikte olumsuz stresi ortaya çıkaran nedenlerin başında evlilik öncesindeki beklentilerin karşılanamaması gelmektedir. Kişiler evlendikten ve aynı evde yaşamaya başladıktan sonra birbirlerini ihmal ediyor hissine kapılabilirler. Diğer bir faktör eşlerin birbirini sürekli ve olumsuz bir şekilde eleştirmesidir. Bunun yanında saygı eksikliği, kötü söz söyleme, sorumlulukların paylaşılmaması, aileler ile ilişkiler ve sadakatsizlik evlilikteki stresin kaynağı olabilecek diğer faktörlerdir.
Ailede özel gereksinimli birey olması
Engelli veya özürlü olmak hem bireyin kendisinde hem de bakımıyla yükümlü olan kişilerde strese neden olur. Aile içinde özel gereksinimli birey varlığında ortaya çıkacak stres nedenleri arasında, ailenin kurduğu hayallerin yıkılması ve gelecek kaygısı ilk sırada yerini almaktadır. Özel gereksinimli bireyin tıbbi tedavi, bakım, beslenme, ulaşım, özel eğitim gibi özel gereksinimleri ailelerin ekonomik açıdan güçlükler yaşamasına neden olmaktadır.
Aile içinde özel gereksinimli bireyin varlığı durumunda, başlangıçta bir süre inkar etme yolu seçilirken, daha sonra aile içinde karşılıklı suçlamalar baş gösterir. Sosyal ortamlarda bulunamama, çeşitli açıklamalar yapmak zorunda kalma, çevreden kaynaklanan farklı tepkiler aile üzerindeki baskıyı artırmakta ve duygusal açıdan stres yaşamalarına neden olmaktadır.
Bakım hizmetinin uzun sürmesi özel gereksinimli bireyin bakımını üstlenen kişi ya da kişileri yormaktadır. Özel gereksinimli bireyin yaşamını başkasına bağımlı bir şekilde sürdürmek zorunda olması, bakımı üstlenen kişinin zamanının çoğunu bireyin temizliği, beslenmesi, giyinmesi, hareket ettirilmesi gibi işlerle geçirmesine neden olarak, kendi ihtiyaçlarından vazgeçmesi ya da ertelemesini gerektirecektir. Bu tip değişiklikler hem bakıma ihtiyacı olan hem de bakımı üstlenen kişide stresin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Fiziksel çevrenin özürlü, sakat ya da engelli bireyler için uygun olmayışı da bir başka olumsuz stres kaynağıdır.