Çevre Sağlığı ve Güvenliği - Ünite 8: Çevre Sağlığı ve Güvenliği Yönetiminde Risk Yönetim Süreçleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Çevre Sağlığı ve Güvenliği Yönetiminde Risk Yönetim Süreçleri

Giriş

Sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile birlikte çalışanların kişisel sağlık ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunlar zaman içerisinde çalışanları ve işletmeyi tehlikeye sokmaya başlamış ve önemli bir sorun hâline gelmiştir. Bu nedenle, işyerlerinde çalışma düzenini ve koşullarını kapsayan bir takım düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Bu düzenlemeler ile birlikte iş yerlerinde ortaya çıkan tehlikelerin ve risklerin belirlenmesi ve uygun risk değerlendirmelerinin yapılabilmesi için son yıllarda ard arda birçok kanun ve yönetmelik çıkartılarak konunun önemi vurgulanmıştır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanuna bağlı çıkarılan yönetmelikler ile işyerinin sınıfından bağımsız olarak tüm işyerlerinin risk değerlendirmesi yapmaları zorunlu hâle getirilmiştir.

Risk Değerlendirmesi-Temel Kavramlar

Risk değerlendirmesini yapacak uzmanların ya da işverenin, öncelikle tehlike ve risk kavramlarını ve bunlara karşı alınabilecek önlemleri bilmesi gerekmektedir. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Madde 4’te tehlike ve risk kavramları ve bu kavramlarla ilişkili diğer tanımlar şöyle yapılmıştır.

“Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelidir”.

“Risk: Tehlikelerden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalidir”.

Tehlike ve risk kavramları arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır. Ortamda bulunan bir tehlike için önlem alınmaması durumunda risk gerçekleşmektedir. Her tehlike bir veya birden fazla risk ile sonuçlanacağı gibi, bir riske neden olan tehlike sayısı da birden çok olabilir. Tehlike ve risk sadece maddi olaylarla değil psikososyal açıdan da değerlendirilmelidir.

“Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümüdür”.

“Ramak kala olay: İşyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanlarını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olaydır”.

“Kabul edilebilir risk seviyesi: Yasal yükümlülüklere ve işyerinin önleme politikasına uygun, kayıp veya yaralanma oluşturmayacak risk seviyeleridir”.

6331 sayılı Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.

Risk Değerlendirmesi: 31 Ocak 2013 tarihi itibari ile 6331 sayılı kanuna tabi olan tüm işletmelere sınıflarından bağımsız olarak risk değerlendirme zorunluluğu getirilmiştir.

Bu kapsamda, İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde risk değerlendirmesi tanımı Madde 4’te, “İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılmasıdır.” şeklinde yapılmıştır. Risk değerlendirmesi çok kapsamlı ve karmaşık bir çalışma olduğundan bir kişi tarafından yürütülmesi genelde mümkün değildir. İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Madde 6’da risk değerlendirmesinin işverenin oluşturacağı bir ekip tarafından yapılacağı belirtilmiştir. Belirlenen risk değerlendirme ekibi aşağıdaki kişilerden oluşmaktadır:

  • İşveren veya işverenin vekili,
  • İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri,
  • İşyerindeki çalışan temsilcileri,
  • İşyerindeki destek elemanları,
  • İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlardır.

Risk Yönetim Süreci

Risk yönetim sürecinde risklerin değerlendirilmesi İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme Yönetmeliği Madde 7’de, “Tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin karşılaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Tehlikenin tanımlanması: Tehlike tanımlama sürecinde potansiyel zarar veya hasar yaratabilecek tüm etkenler objektif bir şekilde analiz edilmelidir. Risk haritası oluşturulurken iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve teknik emniyet bölümünde çalışan tüm personel ile birlikte iş kazaları ve meslek hastalıkları için iki ayrı risk haritası çıkartılması gerekmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Madde 8’de tehlikeler tanımlanırken çalışan, çalışma ortamı ve işyeri ile ilgili toplanması gereken bilgiler verilmiştir. Bu kapsamda ihtiyaç duyulan bilgilerden bazıları şunlardır:

  • İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı’nın incelenmesi,
  • Çalışanlara ait İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kayıtları (eğitim, yaş, cinsiyet vs.),
  • İşyerinde yürütülen faaliyetler ile iş ve işlemler,
  • Üretim süreç ve teknikleri,
  • Organizasyon yapısı, hiyerarşik yapı, görev, yetki ve sorumluluklar,
  • İSG politikası,
  • Çalışanların tecrübe ve düşünceleri,
  • İşe başlamadan önce ilgili mevzuat gereği alınacak çalışma izin belgeleri,
  • Malzeme envanterleri
  • Artık ve atıklarla ilgili işlemler,
  • Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS),
  • Kimyasal ve biyolojik maddeler,
  • Radyasyon kaynakları,
  • Ortam ve kişisel maruziyet düzeyi ölçüm sonuçlarıdır.

Elde edilen bilgiler ışığında, mevzuatta yer alan ilgili hükümler de dikkate alınarak, çalışma ortamında bulunan fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikolojik, ergonomik ve benzeri tehlike kaynaklarından oluşan ve bu tehlikeler sonucunda ortaya çıkacak tehlikeler belirlenerek işletmenin “Risk Haritası” oluşturulur.

Risklerin Belirlenmesi ve Analizi: Birinci adımda tehlikeler belirlendikten sonra, risk değerlendirilmesi bölümünde tehlikelerden kaynaklanan riskler tespit edilir. Her bir tehlike ayrı ayrı ele alınarak bu tehlikelerden oluşabilecek riskler tanımlanır. Bu risklerin hangi sıklıkta olacağı, risklerden etkilenecek kişiler ve etkilenme şekilleri ile risklerin şiddetleri belirlenir. Riskler derecelerine göre yüksek, orta ya da düşük olarak sıralanır. Yüksek riskler tolere edilemez riskler olup, derhal müdahale edilmelidir. Orta risklere mümkün olduğunca hızlı müdahale edilmesi gerekirken, düşük riskler için diğer koşullarda olduğu gibi acil bir müdahale gerekmez.

Risk Kontrol Adımları: Risk kontrol adımları “Planlama”, “Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması”, “Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması” ve “Uygulamaların izlenmesi” olmak üzere dört adımda incelenmiştir.

  • Planlama: Risk değerlendirmesi bölümünde her bölüm için ayrı ayrı oluşturulan risk analizleri sonucunda elde edilen risk skorları göz önünde bulundurularak riskler önemlerine ve büyüklüklerine göre sıralanır.
  • Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması: Kabul edilebilir düzeyde olmadığı belirlenmiş risklerin kabul edilebilir düzeye indirilmesi için yapılacak işlemlere bu süreçte karar verilir. Öncelikle mümkünse risk tamamen bertaraf edilir, mümkün değil ise Yönetmelikte Madde 10’da bahsi geçen adımlar uygulanarak kabul edilebilir risk seviyesine indirilmesi sağlanır.
  • Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması: Risk kontrol tedbirleri kararlaştırıldıktan sonra bunlara ait iş ve işlem basamakları, işlemi gerçekleştirecek kişi ya da işyeri bölümü, sorumlu olan kişi ya da işyeri bölümü, başlama ve bitiş tarihi gibi bilgileri içeren bir plan hazırlanır. Hazırlanan planlar işveren tarafından uygulamaya konulur.
  • Uygulamaların izlenmesi: Hazırlanan planlara ait uygulama adımları düzenli bir şekilde izlenir, gerekli denetlemeler yapılır. Uygunsuzluk ya da aksaklıkların olması durumunda probleme çözüm oluşturmak amacıyla gerekli düzeltici önleyici faaliyetler oluşturulur.

Dokümantasyon: Risk yönetim sürecinin ilk aşamasından son aşamasına kadar yapılan tüm işlemler, alınan kararlar ve hazırlanan planlar gibi her adım kayıt altına tutulmalı ve bir doküman hazırlanmalıdır. Oluşturulacak doküman, işyerinin özelliklerine, veri ve doküman takip sistemine ve ilgili kurum ve kuruluşların isteklerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Madde 11’de risk değerlendirmesi dokümanının sayfaları numaralandırılarak, her sayfasının hazırlayan kişiler tarafından paraflanması, son sayfasının ise imzalanarak, dokümanın işyerinde saklanması gerektiği belirtilmiştir.

Risk Değerlendirmesinin Yenilenmesi: İşyerleri çok dinamik olduğundan malzeme, makine ve üretim yöntemi gibi unsurlarda çok sık değişiklikler olabilmektedir. Bu durumda da tehlikelerin yeniden tanımlanarak olası risklerin önüne geçilebilmesi için risk yönetim sürecinin beş aşamasının sürekli olarak tekrarlanması ve ihtiyaç halinde güncellenmesi gerekmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde; yapılmış olan risk değerlendirmesinin çok tehlikeli sınıflara giren işyerlerinde en geç iki yıl, tehlikeli sınıfına giren işyerlerinde en geç dört yıl, az tehlikeli sınıfına giren işyerlerinde ise en geç altı yılda bir yenilenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Risk Değerlendirme Yöntemleri

Risk yönetimi kapsamında risk değerlendirmesi yapılırken en önemli unsurlardan biri, riski değerlendirmek için kullanılacak olan yöntemin doğru seçilmesidir. Bu yöntemlerden hangisinin kullanılacağı işletmenin yapısı, ihtiyaçları ve tehlikelerinin büyüklüğü gibi konular göz önünde bulundurularak bu konuda uzman kişiler tarafından belirlenir. Yaygın olarak kullanılan risk değerlendirme yöntemleri şunlardır:

  • Checklist Kullanılarak Birincil Risk Analizi (Preliminary Risk Analysis Using Checklists: PRA): En yaygın kullanılan metotlardan birisi olup, sistemdeki tehlikeleri ve olası kaza tahminlerini belirlemek için tercih edilmektedir. Matematiksel bir hesaplama yöntemi kullanılmamaktadır. Sistem üzerinde belirlenen her bölüm için kontrol listeleri hazırlanarak bu listeler üzerinden değerlendirmeler yapılır.
  • Risk Haritası: Bir işletmenin risk haritasının hazırlanabilmesi için öncelikle makro ve mikro ayrıştırma algoritmalarının oluşturulması gerekmektedir. İşletmede her yer aynı oranda tehlike taşımadığı için, tehlike oluşturan her bölüm ayrı ayrı ele alınarak tehlike derecelerine göre sıralanır. Makro ayrıştırma işleminde kimyasal madde depolama alanları, dış proses üniteleri ve sel, rüzgar gibi işletmenin topografyası ve meteoroloji ile ilgili faktörler de dikkate alınmalıdır. Makro ayrıştırma işleminden sonra daha zor bir süreç olan mikro ayrıştırma işleminde ise işletme ile ilgili bilgi bankaları oluşturulur.
  • Ön Tehlike Analizi (Preliminary Hazard Analysis: PHA): Ön tehlike analizi, hızlı hazırlanabilen bir teknik olup genellikle tesisin son tasarım aşamasında ya da detaylı çalışmalara model olması amacıyla kullanılabilecek bir yöntemdir. Bu yöntem ile sistemdeki potansiyel tehlikeler tanımlanıp tehlikelere bağlı olarak oluşabilecek kaza ihtimalleri belirlenir. Tek başına yeterli bir yöntem olmayıp, diğer yöntemlere ön çalışma niteliğinde bir metot olarak düşünülebilir. Ön tehlike analizi aşamalıdır. (s:213, Şekil 8.5).
    Ön tehlike analizi yapılırken, eğer mevcutsa geçmişte gerçekleşen kazalar, ramak kala olaylar ve tehlikeli durum dokümanları kullanılarak geçmiş deneyim analizi yapılır. Bu aşama geçmişte daha çok hangi hataların meydana geldiğini gösterdiği için uygun analiz yönteminin belirlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Tehlikelerin tanımlanması aşamasında, potansiyel tehlikeler, tehlikeli olaylar ve durumlar göz önünde bulundurulur.
  • Olursa Ne Olur Analizi (What If Analysis): “Olursa ne olur?” sorusu ile başlayan ve bu sorulara verilen cevapları içeren bir risk analiz yöntemidir. Beklenmedik bir durum ile karşılaşılması halinde neler olabileceği incelenir. Bu kapsamda tehlikelerin türü tarif edilerek gerekli tavsiyeleri vermek amacı ile risk değerlendirme raporları hazırlanır.
  • İş Güvenliği Analizi (Job Safety Analysis: JSA): İş Güvenliği Analizi, bir işletmede çalışan kişi veya gruplar tarafından gerçekleştirilen işler için uygulanmaktadır. İş küçük bölümlere ayrılarak olası tehlikeler ve bu tehlikeler için alınacak potansiyel önlemler aşağıdaki dört analiz aşaması kullanılarak belirlenir:
    • Mevcut durumun incelenmesi,
    • Tehlikelerin tanımlanması,
    • Tehlikelere değer biçilmesi,
    • Analiz yapılması
  • Fine Kinney Risk Analizi: Fine-Kinney metodu, risk değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden birisidir. Ortamdaki tehlikelerin belirlenip, kazaya sebebiyet vermeden önlem alınmasını içeren bir metottur. Diğer metotlardan farklı olarak olasılık, şiddet ve frekans olarak üç bileşeni vardır. Frekans bileşeni tehlikeye maruz kalma sıklığını göstermekte olup; riskler saatlik, günlük, haftalık, aylık, yıllık ve oldukça seyrek gibi zaman bazında sınıflandırılmıştır.
  • Birincil Risk Analizi: Birincil risk analizi yönteminde sistem veya prosesteki potansiyel tehlikeler belirlenerek, her bir tehlike için kaza olasılıkları tespit edilir. Bu yöntem ile hangi tür tehlikelerin daha sık ortaya çıktığı ve hangi analiz metodunun uygulanması gerektiği değerlendirilir.
  • Hata Ağacı Analizi (FTA): Tümdengelim yaklaşımına göre çalışan tek metot olup, sistemin belli başlı bir parçasının işlememesi durumu için sistem hatalarını ve sistemdeki parçalar arasındaki ilişkilerin gösterildiği bir şematik yaklaşımdır. (s:217, Şekil 8.6).
  • Olay Ağacı Analizi (Event Tree Analysis: ETA): Hata ağacı analizine benzemektedir. Birden fazla sürecin olduğu sistemlerde aksamaların olma ihtimali ya da ortaya çıkması durumunda neden olacağı durumların tespit edilmesinde ve analizinin yapılmasında kullanılır. Kaza-Sonuç analizi olarak da nitelendirilmektedir. Olay Ağacı Analizi ile “Başlangıç olayı”, “Güvenlik önlemleri” ve “Kaza sonuçları” belirlenerek analizi yapılır. Çevre ve iş güvenliği açısından tanımlanan her bir risk için istatistiksel bir model kullanılarak, kaza olayının olasılık ve şiddeti hesaplanır.
  • Risk Değerlendirme Karar Matris Metodolojisi (Risk Assessment Decision Matrix): En yaygın olarak kullanılan risk değerlendirme yöntemi olup, iki ya da daha fazla değişkenin arasındaki ilişkiyi incelemekte kullanılmaktadır. L Tipi (5x5) Matris Analizi ile Çok Değişkenli X Tipi Matris Analizi sistem güvenlik gereksinimlerini karşılamak için yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir.
    • L Tipi (5x5) Matris Analizi: Sebep sonuç ilişkilerinin incelendiği durumlarda sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Risk değerlendirme yapılırken 3x3, 5x5, 10x10 gibi matrisler kullanılır. Risk matrisi, riskin olma olasılığı ile meydan gelme durumunda yaratacağı şiddeti analiz etmek için kullanılmaktadır. Çevresel risk analizi yapılırken risk değeri aşağıdaki formülde görüldüğü üzere olasılık ile şiddetin çarpılması ile bulunmaktadır. Elde edilen değer 1 ile 25 arasında olup Risk Skor Matrisi kullanılarak riskin derecelendirilmesi yapılmaktadır (s:218, Şekil 8.9).
      Risk= Olasılık x Zararın şiddeti
    • Çok Değişkenli X Tipi Matris Analizi: Tek bir analistin yapmasına uygun olmayan, tecrübeli bir ekip çalışması ile gerçekleştirilmesi gereken karışık bir matristir. Genellikle karmaşık prosesler ya da akım şemaları için uygulanmaktadır. Çok değişkenli X tipi matris analizinde, öncelikle işletme içerisinde analizi yapılacak bölüm/parça veya olay seçilir. Geçmiş 5 yıldaki kazalar incelenerek, arşivlere bakılır ve kazaların gerçekleşmesine neden olan durumlar ile tekrar ortaya çıkma ihtimalleri araştırılır. X tipi matris analizinde A, B, C ve D olmak üzere 5 yıllık veriler için bazı tanımlamalar yapılmıştır;
    • A: Bir olayın gerçekleşme olasılığı,
    • B: Daha önce olmuş bir olayın, kaza şiddetinin gerçekleşme olasılığı,
    • C: Geçmişte gerçekleşen kazanın/olayın etkilediği personel sayısı,
    • D: Bir olay/kazanın etkileyeceği personel üzerinde bıraktığı şiddetin derecesi
    • Risk derecelendirme matrisi ile A, B, C ve D değerleri elde edildikten sonra Risk Değerlendirme Skoru (RDS);
    • RDS= A+B+C+D eşitliği ile hesaplanır.
  • Tehlike ve İşletilebilirlik Analizi (Hazard and Operability: HAZOP): HAZOP analizinde risk analizi yapılacak prosese ilişkin tehlikeler ve ortaya çıkması durumunda oluşacak riskler için bir takım lideri ve farklı disiplinlerden oluşan 5-7 kişilik bir değerlendirme ekibi ile sorular sorularak beyin fırtınası yapılır. Çalışma esnasında kılavuz kelimeler, proses parametreleri ve çeşitli tablolar kullanılır. Analizi yapılacak prosese bağlı olarak kullanılan anahtar kelimeler değişiklik gösterebilir. Tehlikeli sapmaları normal değerlerle kıyaslayabilmek ve anahtar kelimeleri niteleyebilmek amacıyla kılavuz kelimeler bulunmaktadır (s:224, Şekil 8.18). HAZOP ekibi, öncelikle prosesi ya da analizi yapılacak ilgili bölümü seçerek anahtar kelimeler ve kılavuz kelimelerin yardımıyla tehlikeli sapmayı belirler. Ardından tanımlanan tehlikeli sapma için neden araştırması ve buna bağlı olarak da sonuç araştırması yapar.
  • Hata Türleri ve Etkileri Analizi (Failure and Effects Analysis: FMEA) : Bu analiz metodu tehlikelerin tanımlanması ve risklerin değerlendirilmesi ile ilgili olarak genellikle otomotiv, kimya, teknoloji ağırlıklı sektörler ve uzay sektöründe kullanılmaktadır. Geniş bir teorik bilgi gerektirmemesi ve kullanımının kolay olmasından dolayı yaygın olarak tercih edilmektedir. FMEA yönteminin, Olasılık (O), Şiddet (Ş) ve Tespit (Saptanabilirlik) (T) olmak üzere üç bileşeni bulunmaktadır. Her üç bileşenin çarpımı ile Risk (R) derecesi hesaplanmaktadır.
    R = O x Ş x T
    En düşük risk derecesi 1 x 1 x 1 = 1 iken en yüksek risk derecesi 10 x 10 x 10 = 1000 olarak bulunabilir. 1-50 arasındaki risk puanları “ Düşük Riskli” olarak tanımlanırken, 200-1000 arasında risk puanları “Çok Yüksek Riskli” olarak tanımlanır ve acil önlem alınması gereklidir (s:227, Şekil 8.20).
  • Güvenlik Denetimi (Safety Audit): Gelişmiş kontrol listeleri ile tehlikelerin belirlendiği bir risk değerlendirme analizidir. Çeklist Kullanılarak Birincil Risk Analizi’nden farkı, bu analiz yönteminde tehlikeli alanların önceden sınıflandırılmış ve bu alanlardaki tehlikelerin tanımlanmış olmasıdır. Güvenlik denetiminin yapılabilmesi için risk haritalarının mutlaka çıkarılmış ve sınıflamanın yapılmış olması gerekmektedir.
  • Neden-Sonuç (Balık Kılçığı) Analizi: Nedensonuç diyagramı olarak da bilinen bu risk değerlendirme yöntemi, ETA ve FTA yöntemlerinin bileşkesidir. Birçok karmaşık ilişkiyi inceleyerek, problemlerin etkilerini ve nedenlerini bulmak için kullanılan bir yöntemdir.