ÇOCUK, BİLİM VE TEKNOLOJİ - Ünite 3: Kavram Gelişimi ve Öğretimi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Kavram Gelişimi ve Öğretimi
Kavram ve Kavramsal Gelişim Süreci
Kavram; benzer özelliklere sahip olan fikirler, objeler ve olaylar grubuna ortak olarak verilen isim (Erden ve Akman, 1998) olup bireyin düşünmesini sağlayan zihinsel araçlardır (Senemoğlu, 2001). Genel ve soyut olan, bir ya da iki sözcükle ifade edilen, uygulamada evrensel olan, belirli bir zaman dilimine bağlı olmayan, ortak özelliklere sahip ama aynı zamanda farklı özellikleri de temsil eden sözcük ya da terimler “kavram” olarak ifade edilir (Yel, 2012). Kavramlar dış dünyayı algılamamızda önemli role sahiptir ve kendilerine özgü birtakım özellikleri vardır. Bir ifadenin kavram olabilmesi için isim olması, ayırt edici ve ayırt edici olmayan özelliklerinin olması ve örnekler içermesi gerekir. Senemoğlu (2011) ise tüm kavramların öğrenilebilirlik, kullanılabilirlik, açıklık, genellik ve güçlülük olmak üzere sahip olması gereken beş temel özelliği olduğunu belirtmiştir.
- Öğrenilebilirlik Kavramlar sonradan öğrenilir. Ancak bitki gibi gözlemlenebilen somut kavramlar daha kolay öğrenilirken, mikroskobik canlılar gibi tanımlanmış soyut kavramlar daha zor öğrenilir.
- Kullanlabilirlik Kavramlar, ilkeleri anlama, problem çözme gibi farklı alanlarda kullanılırlar. Kavramların kullanım sıklığı çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi ve bilişsel düzeyine göre değişir.
- Açıklık Kavramlar açık ve anlaşılır olarak ifade edilmeli, konu alanı uzmanları tarafından kavramın anlamına ilişkin görüş birliği bulunmalıdır.
- Genellik Kavramlar genellikle hiyerarşik olarak yapılandırılır. Daha açık bir ifade ile genelden özele doğru sıralanırlar.
- Güçlülük Kavramın gücü, diğer kavramların ve ilkelerin anlaşılmasını sağlama, problem çözmeye yardımcı ve destek olma derecesine göre değerlendirilmektedir
Kavramların Sınıflandırılması
Kavramlar özellikleri dikkate alınarak farklı biçimlerde sınıflandırılabilirler. Kavramlar, zihinde oluşma şekillerine göre ‘somut’ ve ‘soyut’ olmak üzere iki grupta incelenebilir. Kavramlar, duyu organları ile algılanabiliyorsa “somut kavramlar”; duyu organları ile algılanamıyorsa “soyut kavramlar” olarak adlandırılırlar. Somut kavramların öğrenilmesi soyut kavramlara göre daha kolaydır.
Kavram Gelişim Süreçleri ve Kavram Öğrenme Aşamaları
Kavram gelişiminde gruplama, genelleme, ayırma ve tanımlama olmak üzere dört zihinsel süreç kullanılır. Gruplama , duyu organları aracılığı ile çocuğun gerçekleştirdiği gözlemlerin sonucundaki izlenimlerine dayalı olarak oluşur. Genelleme , Bireylerin kavramları yeni durumlara aktarmalarına genelleme adı verilir. Çocukların varlıkları ortak özelliklerine göre kategorize etmeleri ve bunu adlandırmaları genellemedir. Ayırma , nesne ya da varlıkların farklı özelliklerinin görülerek ayrı bir kategoride değerlendirilmesi anlamını taşır. Tanımlama sürecinde ise, çocuk zihninde soyut düşünce birimi olarak bulunan kavramları çeşitli sözcüklerle isimlendirir. Bir başka ifade ile bilinmeyen bir kavramı tanımlarken bilinen başka kavramlardan yararlanır. Kavram gelişim sürecinin en üst basamağı olarak da adlandırılabilecek tanımlama, çocukların kavram gelişiminde son derece önemlidir.
Kavram Oluşturma (Genelleme-Tümevarım)
Kavram oluşturma kavram kazanmanın ön koşuludur. Kavram oluşturma tanıma dayalı bir bilgidir. Kavram oluşturma daha çok okul öncesi dönemde başlayıp ömür boyu devam ederken kavram kazanma daha çok okul döneminde gerçekleşir. Kavram oluşturma, bireyin tümevarım yoluyla genellemeler veya soyutlamalar yapması sonucu oluşur. Birey, karşılaştığı uyaran veya objelerin benzer ve farklı yanlarını algılayarak genellemeler yapar.
Kavram Kazanma (Ayrıştırma-Tümdengelim)
Kavram kazanma, kavram oluşturma sürecinden sonra gerçekleşir. Çocuğun zihninde oluşan kavramları özelliklerine dayalı olarak ayrıştırması ve gruplandırması işlemidir. Çocuk zihninde var olan kavramların özelliklerini dikkate alır ve tümdengelim yöntemi ile kavramlar arasındaki ilişkileri inceler.
Soyut Kavramlar Çocukta Nasıl Gelişir?
Günümüzde öğretim programları kavram öğrenme sürecinde öğrencilerin sorgulamalarına, işbirlikli çalışmalarına ve geçmiş deneyimleri ile yeni bilgileri yapılandırmaları için yeterliklerini geliştirmelerine odaklanmaktadır. Matematiksel kavramların öğretiminde önce çocukların gerçek yaşamlarındaki matematiği algılayabilmeleri, sonra somut nesne ve resimlerle ifade edebilmeleri ve en sonunda zaman içerisinde sembolik dile aktarabilmeleri ve aynı zamanda sözel dili kullanarak açıklayabilmeleri sağlanmalıdır. Bu sıralamada öğrenmenin somuttan soyuta doğru gerçekleştiğini söylenebilir. Çocuk önce somut olarak görerek ve dokunarak ifade etme becerisini kazanır daha sonra sembol ve sözel olarak soyut bir biçimde ifade etmeyi öğrenir. Fen kavramları da matematik kavramları gibi soyuttur.
Kavramsal Gelişime İlişkin Yaklaşımlar
Bilişsel gelişim kuramları bireyin çevresi ile etkileşerek bilişsel kapasitesini mantıklı ve akılcı bir biçimde geliştirebileceğini öngörmektedir. Bu çerçevede öne çıkan iki temel kuramcı Jean Piaget ve Lev Vygotsky’dir.
Piaget
Piaget bireyin dış dünyayı algılamasını dört farklı bilişsel dönemle açıklamıştır. Birbirini izleyen ve yaş dilimleri ile açıklanan bu gelişim dönemlerinin her birinde çocuk farklı düşünme biçimleri ile kavram gelişimini gerçekleştirir. Piaget tarafından gelişim dönemleri; duyusal motor dönemi, işlem öncesi dönem, somut işlemler dönemi ve soyut işlemler dönemi olarak adlandırılmıştır.
- Duyusal Motor Dönemi Çocuğun doğumundan iki yaşına dek süren dönemdir. Bebeğin dış dünya ile etkileşimi duyu organları ile fiziksel ve motor hareketleri ile sınırlıdır. Başlangıçta rekleksif bir tepki veren bebek giderek fiziksel ve motor hareketlerini kontrol etmeyi öğrenir. Bu dönemin en önemli zihinsel etkinliği nesne devamlılığının kazanılmasıdır
- İşlem Öncesi Dönem Çocuğun 2-7 yaş arasını içine alan dönemdir. Bu dönemin en önemli özellikleri çocuğun dış dünyayı sözcük ve imajlarla anlamlandırabilmesi ve düşünce yapısının benmerkezci oluşu olarak ifade edilebilir. Bu dönemin bir diğer özelliği olan benmerkezci (egosantrik) düşünme biçimi ise çocuğun dünyayı başkasının gözüyle görebilme, nesneleri farklı özelliklerine göre sınıflandırabilme ve akıl yürütme becerisini kullanamaması biçiminde açıklanabilir.
- Somut İşlemler Dönemi İlkokul yıllarına rastlayan 7-11 yaş arasında yaşanan dönemi ifade eder. Bu yaş grubu öğrencilerde genellikle somut işlemler döneminin özellikleri gözlenir. Ancak bireysel farklılıklara dayalı olarak bir önceki dönemden izler görülebileceği gibi bir sonraki dönemin özelliklerini sergileyen çocuklar da olabilir. Bu dönemde çocuklar nesneleri çok boyutlu olarak karşılaştırabilir, sıralayabilir ya da sınıflayabilirler. Korunum kavramı kazanılmıştır. İşlemleri tersine çevirebilirler.
- Soyut İşlemler Dönemi 12 yaşından yetişkinliğe dek süren dönemdir. Bu dönemde bireyler yetişkin düşünce sistemine ulaşırlar. Problem çözmede daha sistematiktirler, hipotez oluşturmada daha başarılıdırlar. Tümevarım ve tümdengelim süreçleriyle düşünebilirler. Soyut kavramları kazandıkları dönemdir.
Vygotsky
Vygotsky de Piaget gibi bilişsel gelişim süreçlerini kabul etmiş, ancak öğrenmenin sosyal bir ortamda gerçekleşeceğini vurgulamıştır. Piaget’nin bilişsel yapılandırmacılığı üzerine temellenen sosyal yapılandırmacılık, ondan farklı olarak öğrenmenin sosyal boyutuna dikkat çeker. Çocukların birbirleriyle iletişim ve etkileşim halinde daha iyi öğrenebileceğini savunan Vygotsky, dilin bu süreçte önemli bir araç olduğunu ifade etmiştir. Aynı gelişim düzeyinde bireylerin birbirlerini daha iyi anlayabileceğini belirten Vygotsky, öğretmenin kavram öğretimi ve kullanımında ortak bir dil kullanımı konusunda öğrencilerini özendirmesi gerektiğini belirtir.
Kavram Kazanma Deneyimleri
Kavram gelişimi bebeklikten başlayıp duyular yoluyla dış dünyanın keşfedilmesi olarak nitelendirilebilir. Kavramlar yoluyla bireyler çevrelerinden aldıkları uyaranları bilişsel olarak düzenlerler. Kavram kazanımında etkin olan üç deneyim türü; doğal, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmış öğrenme deneyimleridir.
Doğal Öğrenme Deneyimleri-(Çocuk-Çevre Etkileşimi) Günlük yaşamda doğal deneyimler ile kavramların kazanılmasıdır. Öğrenme deneyimini başlatan çocuğun kendisidir. Bu süreçte çocuğun beş duyu organını kullanabileceği deneyimler yaşamaları bir başka deyişle çocuğa zengin öğrenme deneyimlerinin sunumu onun ilerideki gelişimine olumlu katkı sağlayacaktır. Yetişkinin rolü çocuğa deneyim yaşama fırsatlarını sunmaktır.
Yarı Yapılandırılmış Öğrenme Deneyimleri-(ÇocukÇevre Yetişkin Etkileşimi) Bu tür öğrenme deneyimleri çocuk tarafından doğal deneyimler gibi başlatılır. Ancak sürecin herhangi bir yerinde yetişkin sürece katılır ve süreci yönlendirir.
Yapılandırılmış Öğrenme Deneyimi (Yetişkin-ÇocukÇevre Etkileşimi) Bu deneyimler planlı olan etkinliklerden oluşur. Okul öncesi öğretmeni ya da veli tarafından planlanan etkinlikler aracılığı ile çocukların kavramları öğrenmeleri sağlanır. Öğrenme deneyimi yetişkin tarafından başlatılır ve yönergeler yoluyla çocuğun istenilen kavramları öğrenmesi sağlanır. Bu deneyimler bireysel, küçük ya da büyük gruplarla gerçekleştirilebilecek biçimde planlanabilir.
Kavramların Öğretiminde Kullanılan Yöntemler ve Teknikler
Anlamlı ve kalıcı öğrenmenin gerçekleştirilmesinde öğrencilerin kavramsal olarak öğrenmelerinin sağlanması ve bu süreçte hem yeni kavramların öğrenilmesi hem de var olan kavram yanılgılarının giderilmesi ya da kavram yanılgılarının oluşmasının önlenmesi önemli bir rol oynamaktadır. Öğretim programlarında yer verilen öğretim yöntemleri ve teknikleri ile öğrencilerin kavramsal öğrenmelerinin sağlanması ve kavram yanılgılarının giderilmesi sağlanmalıdır.
Kavram Haritaları
Novak (1972) tarafından geliştirilen kavram haritaları iki boyutlu grafiksel araçlar olup en genel kavram başlığı altında yer alan tüm kavramların aralarındaki ilişkiyi gösterirler. Kavram haritaları Novak (1995) tarafından, kişinin sahip olduğu bilgiyi görsel olarak temsil etmesini sağlayan ve sahip olduğu kavramlar arasındaki ilişkiyi hiyerarşik bir biçimde düzenlemesine yardımcı araçlar olarak tanımlanmaktadır. Anlamlı öğrenme sürecinin başlatılmasına yardımcı olan kavram haritaları aynı zamanda yeni kavramların ve fikirlerin öğrenenin mevcut bilgileri ile bütünleştirilmesine de yardımcı olmaktadır.
Kavram Karikatürleri
Karikatürler psikolojik etkileri boyutu ile öğrenme ve öğretme sürecinde etkili olan, mizahın etkin bir biçimde kullanıldığı araçlar olarak tanımlanabilir. Karikatürler, bireylerin olaylara ilişkin farklı bakış açılarını görerek çok boyutlu düşünmelerine yardımcı olur. Bir eğitim materyali olarak öğrenme ve derse katılımı arttırmada kullanılan önemli bir karikatür türü de kavram karikatürleridir.
Kavram Ağları
Kavramların isimlerini, özelliklerini ve kavramlar arasındaki ilişkileri gösteren iki boyutlu görsel araçlardan biri de kavram ağlarıdır. Kavram ağları semantik bir araç olup; öğrencilerin ön bilgilerini harekete geçirme, kavramlar arasında yeni ilişkiler kurmalarına ya da kavramsal yapılarının yeniden düzenlenmesine yardımcı olur. Kavram ağları hazırlanırken öncelikle kavram ağı hazırlanacak olan konunun kavramları ve bu kavramların özellikleri listelenir. Daha sonra ise diğer kavramları da kapsayan en genel kavram belirlenerek merkeze alınır.
Zihin Haritaları
Kavram haritaları gibi görsel bir teknik olan zihin haritaları, beyne işaret veren anahtar sözcükler arasındaki ilişkileri ve kavramları birlikte sunan fikirlerin, düşüncelerin şekillerle imgelerle desteklendiği, bir konuya ilişkin özet bilgi sunan ve bireylerin yaratıcılıklarını geliştiren bir grafik materyal olarak tanımlanabilir. Zihin haritalarının temel varsayımı Roger Sperry ve arkadaşlarının beyne ilişkin çalışmaları olarak ifade edilebilir.
Kavramsal Değişim Metinleri
Bireylerin kavram yanılgılarının giderilmesinde kavramsal değişimin sağlanması gerekmektedir. Kavramsal değişim bireyin mevcut kavramlarında gerçekleşen değişim olarak açıklanabilir. Hem öğrenme süreci boyunca kavram yanılgılarının giderilmesi hem de kavram yanılgılarının oluşmasının önlenmesinde kullanılabilecek kavramsal değişim stratejisini temel alan yöntemlerden biri de “kavramsal değişim metinleri”dir.
Analojiler
Analojiler, daha çok ilköğretim çağındaki öğrencilerin sahip oldukları bilgileri zihinlerinde anlamlı bir biçimde bütünleştirme amacıyla kullandıkları, ön bilgilerle yeni bilgiler arasında köprü görevi gören yararlı ve etkili araçlardır. Bir başka ifade ile öğrencilerin var olan bilgileriyle yeni edindikleri bilgileri ilişkilendirmelerine olanak tanıyan ve yeni kavramların öğrenilmesini kolaylaştıran bir kavram öğretim tekniğidir.
- Basit Anolojiler Bir şeyin diğer bir şeye benzetilerek açıklanmasıdır.
- Hikâye Tarzında Analojiler Bir olayın açıklamasının bir başka olaya benzetilerek yapılmasıdır.
- Oyunlaştırılmış Analojiler Bu tür analojilerde olaylar oyunlaştırılarak eğlenceli hale getirilir
- Resimle Yapılan Analojiler Açıklanması gereken olayın sözlü olarak değil de resimlerle ifade edilmesidir. Bu tür analojileri oluştururken öğrenciler görsel hafızalarını da işe koşarlar.
Anlam Çözümleme Tabloları
Anlam çözümleme tablosu kavramı ilk kez ABD’de ortaya çıkmıştır. Varlık veya nesnelerin özelliklerine göre sınıflandırılması amacıyla öğrencilerin de etkin katılımlarıyla düzenlenen iki boyutlu çizelgelerdir.
Kavram Yanılgıları ve Kaynakları
Öğrenme sürecinde sıklıkla karşılaşılan kavram yanılgıları, günlük yaşam deneyimleri ile okula gelen öğrencilerin farklı bireysel özellikler taşımaları ve farklı geçmiş yaşantılardan gelmeleri nedeniyle oluşabilmektedir. Bu durum öğrenme sürecini çoğu zaman olumsuz yönde etkileyerek yeni kavramların öğrenilmesini zorlaştırmaktadır. Öğretim sürecinde öğrencilerin işlenen konularda geçen kavramlara ilişkin çoğunlukla var olan bilgilerinden kaynaklanan yanlış düşünceleri, görüşleri ve fikirleri “kavram yanılgıları” olarak değerlendirilmektedir. Kavram yanılgılarının temel nedenleri öğrenci, öğretmen ve ders kitapları olmak üzere üç başlıkta incelenebilir. Öğrenci kaynaklı faktörler; ön bilgi eksikliği, ön yargılar, güdülenme ve ilgi eksikliği, bilimsel konularda günlük konuşma dilinin kullanılması gibi etkenler olarak sıralanabilir. Öğretmen kaynaklı faktörler; yetersiz alan bilgisi, kavramların kategorize edilmesi, fazla detaycı olma biçiminde sıralanabilir. Son olarak ders kitaplarından kaynaklanan faktörler ise içeriğin sunuluş sıralaması, hatalı ve yanlış bilgilere kitapta yer verilmesi, kavramın sunumundaki şekil ve örneklerin eksik olması, konular arasında ilişki kurmadaki eksiklik olarak sıralanabilir.
Örnek Ders Planı
Kavramların öğrenilmesi ve kavram yanılgılarının giderilmesi için kullanılacak yöntemlerden biri de 5E öğrenme modelidir. Bu model; giriş, keşfetme, açıklama, derinleştirme (genişletme) ve değerlendirme aşamalarından oluşur. Kavram öğrenmenin son aşaması değerlendirmedir. Bu aşamada bulmacalar, anlam çözümleme tabloları, soru-yanıt yöntemi kullanılarak öğrencilere öğrenmeleri konusunda dönüt verilir. Hâlâ kavram yanılgısı olan öğrenciler varsa ek önlemler alınır.