ÇOCUK GELİŞİMİ - Ünite 3: Motor Gelişimi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Motor Gelişimi
Giriş
Motor sözcüğü anlam bakımından “hareketi” ifade eder. Dünyaya gelen her birey, daha anne karnında iken fiziksel olarak gelişmeye başlar. Dünyaya geldiğinde de bu gelişim hızlanarak devam eder. Önceleri refleks olan bu hareketlerin bazıları, refleks olarak ömür boyu devam ederken, bazıları da zamanla organların bilinçli olarak kullanılması ile motor becerilere dönüşür. Nefes alıp vermek ya da göz kırpıştırmak ömür boyu bireyin istemi dışında da olsa devam eden refleksif hareketlerdir. Oysa tek ayak üzerinde sekmek ya da kâğıt kesmek, organların kullanımının bilinçli olması ile yapılan eylemlerdir ve “motor gelişim” içinde değerlendirilir. Motor gelişim, yaşam boyu devam eden motor becerilerde ortaya çıkan davranışların kontrol altına alınması sürecidir. Söz konusu olan davranışlar; duyu organları, zihin ve kasların birlikte çalışması ile ortaya çıkar.
Motor gelişim ile ilgili ilk çalışmalar 1930’lu yıllarda yapılmıştır. İlk çalışmalardan edinilen bulgulara göre hareketlerin kazanılma sırasının sabit ve evrensel olduğu ortaya konmuştur.
Temel Kavramlar ve Tanımlar
Motor gelişim yaşam boyunca, bireyin biyolojisi ve çevre koşulları arasındaki etkileşimin sonucu meydana gelen motor davranışlardaki sürekli değişimdir. Motor gelişim, boy ve kilo artışı gibi fiziksel büyüme ile merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bebekler için anne karnındaki hareketleriyle başlayan, doğumdan sonra yüzüstü¨ yatırıldığında başını hafifçe yukarı kaldırmayla kendini gösteren bu alan çocukluğun ileriki yıllarında organların bilinçli olarak işlev gösterdiği zıplama, koşma, kalem, makas, dikiş¸ iğnesi kullanma gibi nispeten daha karmaşık motor gelişim örneklerine dönüşür.
Gelişim sırası 1.baştan ayağa, 2. Merkezden dışa, 3.büyük kaslardan küçük kaslara biçiminde sıralanır.
Motor beceriler, bir işin yapılması sırasında kullanılan bilinçli zihinsel etkinliğin yönlendirdiği eşgüdüme dayalı kas hareketleridir. Motor beceri, “deneyim ve öğrenmenin etkisi ile doğru olarak yapılan bir ya da bir grup hareket” olarak tanımlanır. Motor gelişim diğer gelişim alanları ile sürekli etkileşim halindedir. Bilişsel gelişim olmadan sağlıklı bir motor gelişimden söz edilemez, motor gelişim sayesinde hayata dair edinilen yaşantılar diğer alanları da etkiler.
Motor gelişim, fiziksel değişim ve motor becerilerin kazanılması, dengelenmesi ve azalması sürecidir. Çeşitli sınırlandırmalar olmakla birlikte, motor gelişim, fiziksel yeteneklerin gelişimi ve hareket yeteneklerinin gelişimi olarak incelenebilir.
Motor gelişimde hareket büyük kas ve küçük kas hareketleri olmak üzere iki alanda ele alınır. Büyük kas becerileri , Bir bütün olarak vücudun genel hareketlerini ve denge dinamiğini kapsar. Emekleme, oturma, ayakta durma, yürüme, koşma, salınım, dönme, zıplama, denge sağlama gibi hareketler üzerindeki zihinsel kontrolü¨ anlatmak için kullanılır.
Büyük kas becerileri büyük kasların kullanımını içerir ve lokomotor hareketler ve lokomotor olmayan hareketler olmak üzere iki grupta incelenir. Lokomotor hareketler, yürüme, koşma gibi yer değiştirmeyi gerektiren hareketlerdir. Lokomotorda amaç, alan üzerinde hareket etmek yani vücudun yer aldığı alanı değiştirmek, bir yerden bir yere hareket etmektir. En önemli lokomotor hareketler; emekleme, yürüme, koşma ve atlamadır. Daha sonra yuvarlanma, tırmanma, zıplama, sıçrama ve sekme gelir. Lokomotor olmayan hareketler, ayakta dik durumda, dönme, eğilme, itme, çekme gibi yer değiştirmeden yapılan geniş¸kasların kullanımını içeren hareketlerdir.
Küçük kas becerileri, el ve ayağın kullanılması ve nesne kontrol becerilerini kapsar. Tutma, kavrama, yazma, yırtma, çizme, yapıştırma, kesme gibi beceriler küçük kas becerilerinin kazanımı ile mümkündür. Merkezden dışa gelişim ilkesine göre küçük kas becerilerinin gelişimi büyük kas becerilerinin gelişimini izlemektedir. Küçük kas becerileri bir nesneyi avuç içi ile kaba bir şekilde tutmadan, bas¸ ve işaret parmağını birleştirerek ince bir şekilde tutma becerisinin kazanılmasına doğru ilerler.
Motor Yetenekler: Motor becerilerin geliştirilmesi yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Motor öğrenme ise çocuğun doğumundan sonra motor becerilerinin gelişmesine bağlı kalarak yaşı ilerledikçe hızlanarak devam eder.
Doğumdan önce rahimde başlayan motor becerilerin kazanımı doğumdan sonra motor yeteneklerin hızla gelişmesiyle devam eder. Doğumdan önce rahimde başlayan motor becerilerin kazanımı doğumdan sonra motor yeteneklerin hızla gelişmesiyle devam eder. Motor yetenekler; dikkat, kuvvet, denge, tepki hızı, eşgüdüm, esneklik, form ve performans olarak sıralanabilir:
Dikkat, anne karnında bebeğin çevredeki seslere tepki olarak annenin karnını tekmelemesi ile başlayan bu süreç¸ doğumla birlikte çevresini tanıma ve keşfetme arzusuna dönüşür. “Duygu ve düşünceyi, bir olay ya da bir nesne üzerinde toplama” olarak tanımlanır. Dikkat; bir kişiye, bir nesneye ya da bir harekete yoğunlaşma sürecindeki zihinsel süreci ifade eder. Kuvvet , bütün motor beceriler vücudumuzdaki belirli kasların belirli bir kuvvet ile hareket etmesine bağlıdır. Kuvvet; bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak tanımlanabilir. Hangi motor beceri için ne kadar kuvvet uygulanacağı daha önceki yaşantılara bakılarak merkezi sinir sistemi sayesinde hafızaya alınır ve aynı hareket tekrar yapılırken yine aynı kuvvet uygulanır. Denge hareketleri, aynı yerde bir pozisyonu korumayı kapsar. Denge merkezi sinir sistemi ve duyu organlarından gelen sinyallerin anlık değerlendirilmesi ve ilgili kasların harekete geçirilmesi ile sağlanır. Bebek bağımsız oturma davranışıyla dengede durma başarısını gösterdikten sonra etrafındaki eşyalara tutunarak ayağa kalkar ve denge konusunda ustalık kazandıktan sonra da bağımsız yürümeye başlayabilir. Tepki hızı , vücudun dış¸ uyaranlara karşı kendini tehlikelerden korumak için anlık harekete geçme becerisidir. Motor öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepki vermeye hazır olması gereklidir. Düz yolda yürürken ayağına tas¸ takılan bir insan düşmemek için vücudundaki birçok kası anlık faaliyete geçirmek durumundadır. Eğer düşeceğini anladıysa da gelebilecek zararı en aza indirmek adına gerekli anlık hareketleri yapmaya çalışır. Yaşlılık, dalgınlık, yorgunluk, hastalık, alkol ve madde kullanımı gibi etkenler tepki hızının düşmesine neden olur. Eşgüdüm (Koordinasyon) , belirli bir motor beceri için farklı hareketlerin uyumlu halde sergilenebilmesidir. En basit becerilerden biri olan yürümede bile göz, el, kol, gövde, bacaklar ve ayaklar bir ahenk içerisinde hareket etmektedir. Çocuk, öğrenilecek davranışlar için organlar arasında yeterli eşgüdümü kuramıyorsa, o davranışı öğrenemez. Esneklik, vücudun belirli bir motor beceri için gerektiği şekilde öne, arkaya, sağa ve sola istenilen açılarda bükülebilmesidir. Bebeklik ve erken çocuklukta kemikler kıkırdaksı yapıda olduğu için esneklik en üst seviyededir. Bu bakımdan bir bebek oturur pozisyonda rahatlıkla başını yere değdirebilir. Form (Hareketin Şekli) , iki ya da daha çok hareketin sıralı şekilde düzenlenmesiyle ortaya çıkan model olarak tanımlanır.
Motor Gelişim İlkeleri
İnsan vücudu ve motor gelişim üzerine yapılmış¸ çalışmalar sonucu tüm insanlar için geçerli motor gelişim ilkeleri belirlenmiştir. Motor gelişim ilkeleri şöyle sıralanabilir:
- Motor gelişim, kalıtım-çevre etkileşiminin bir ürünüdür.
- Motor gelişim yaşam boyu farklı hızlarda olup süreklidir.
- Motor gelişim bütün bireyler için aynı olan belirgin, sıralı, basit ve ilkelden, zor ve karmaşığa doğru bir evrim gösterir.
- Gelişimin motor, bilişsel, duygusal, toplumsal boyutları birbirinden soyutlanamaz.
- Motor gelişim, birikimli bir süreçtir.
- Motor gelişim bütünden özele bir yön izler.
- Motor gelişim, baştan ayağa ve merkezden dışa doğrudur.
- Büyüme ile motor gelişim doğru orantılıdır.
- Motor becerilerde farklılaşma ve değişik motor becerilerin bir araya gelip bütünleşmesi motor gelişim açısından önemlidir.
- Beden ölçüleri motor gelişimi etkiler.
- Motor gelişimde filo genetik ve onto genetik beceriler önemlidir.
- Motor yeteneklerin ortaya çıkış¸ zamanı bireysel farklılıklara göre değişebilir.
- Motor beceriler ancak üzerinde defalarca çalışılarak deneme yanılma yöntemiyle kazanılır.
- Kazanılacak motor beceri daha önce kazanılmış¸ motor becerilere ne kadar çok benziyorsa öğrenme o kadar hızlı olur.
Motor Gelişimi Etkileyen Etmenler
Doğum Öncesi Etmenler:
Kalıtım; anneden ve babadan gelen kalıtsal miras anne karnında oluşan zigotun büyüyüp doğduktan sonraki motor gelişim sahalarında bir ömür boyu rol oynayacaktır. Annenin ve babanın genetik şifreleri doğacak bebeğin motor gelişimdeki kaderini büyük ölçüde etkiler. Genotip ve fenotip kavramları, insan yapısındaki özellikleri belirtmek için kullanılır. Genotip, kişiye kalıtımla aktarılan ama fiziksel olarak gözlenmesi şart olmayan özelliklerdir. Genotip, organizmanın genetik özellikler toplamıyken, fenotip organizmanın dışarıdan gözlemlenebilen özelliklerini ifade eder.
Beslenme tarzı ve kimyasallar; rahim ortamı, annenin beslenme tarzı ve maruz kaldığı kimyasalların miktarı ve zararı ve gebelik süresi anne karnındaki bebeği büyük ölçüde etkiler.
Gebelik kontrolleri; gebelik süresince anne ve karnındaki bebeğinin sağlığı, rutin şekilde kadın doğum uzmanları tarafından kontrol için testler yapılır. Bu testler, düzenli kan ve idrar analizleri yanında üçlü tarama testleri ya da amniyosentez gibi bebeğin daha kapsamlı biçimde kromozom yapısına bakarak tüm gelişim alanları açısından sağlıklı bebeklerin dünyaya gelmesini hedeflemektedir.
Anne Adayının Fiziksel Hareketlilik Seviyesi; eğer doktor tarafından tespit edilen bir düşük tehlikesi yok ise yine doktorun tavsiyeleri uyarınca anne adayının fiziksel etkinliklerde bulunması, spor ve yürüyüş yapması doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olacaktır.
Anne adayının sağlık durumu; çok erken veya çok geç yaşlarda yaşanan gebeliklerin anne adayının yaşına bağlı olarak kendine has riskleri vardır.
Çevre; havanın aşırı kirli olması, etiketli satılan sularda bile sağlığa zararlı bakterilerin varlığı, çevrenin sadece beton ve betonun bittiği yerde asfalttan ibaret olması sonucu günümüz annelerinin sağlıklı bir gebelik geçirebilme şansları daha da azalmıştır. Bu bağlamda gebeliğin ilk üç ayında alınan küçük dozda bir radyasyon bile embriyoya kalıcı zarar vermektedir.
Doğum Süreci Etmenleri: Tıbbi gereklilik olmadıkça anne adaylarının sezeryanla doğumu tercih etmesi ve operasyon esnasında yaşanabilecek komplikasyonlar ile vajinal doğum esnasında yaşanan olumsuzluklar neticesi bebeğin vakum yöntemiyle çekilmesi gibi riskli tıbbi müdahaleler, kafatasının ani basınca maruz kalmasına neden olabilmektedir.
Bebeklik ve Çocukluk Dönemi Etmenleri: Sağlıklı bir motor gelişim için bireyin normal seyrinde ilerleyen fiziksel büyüme özelliklerini taşıması, bilişsel açıdan olgunlaşması, motivasyonu ve dış dünyayla etkileşimi ön şartlardır. Bebeklikte ve çocuklukta yetersiz ve dengesiz beslenme de motor becerilerin kazanımını geciktirmektedir. Geçirilebilecek ağır hastalıklar ve uzun süreli tedavi süreci de motor gelişimin sağlıklı seyri önündeki engellerdendir.
Motor Gelişim Dönemleri
Gelişim uzmanı Arnold Gesell (1934) bebeklerin ve çocukların belirli bir sıra dahilinde ve belirli bir zaman çizelgesine uyarak sırasıyla yuvarlanma, oturma, dik durma ve bunun gibi becerileri kazandığını ortaya koymuştur.
Esther Thelen’in ortaya koyduğu dinamik sistemler teorisine göre, bebekler motor becerilerini daha fazla hareket ve algı olanağı amacıyla oluşturur. Bu görüşe göre bebekler çevrelerinde onları keşfetmeye motive edecek uyaranlara ulaşabilmek için hareket eder ve algıları sayesinde hareketlerinin mükemmel olması için düzenlemelerde bulunur. Motor beceriler bebeğin kendine çizdiği amaçlar doğrultusunda şekillenir. Çocuğun yerçekimi merkezi alt vücuda doğru kaydıkça, denge artar ve yeni becerilerin önü açılmış olur. Böylece çocuklar koşarlar ve zıplarlar; zamanla sekmeye, fırlatmaya ve tutmaya başlarlar ve genel olarak eşgüdümlü olurlar.
Gallahue (1982), motor gelişimi çocukluk dönemi ile sınırlayarak incelemiş ve kuramını piramit modeli ile açıklamıştır. Bu modele göre her bir motor gelişim dönemi, bir diğerinin üzerine kurulur. Piramidin temeli, refleksif hareketler dönemini göstermektedir. Bu dönemi, ilkel hareketler dönemi ve temel hareketler dönemi takip eder. Piramidin tepe noktasını özelleşmiş hareketler dönemi oluşturur. Gallahue’nun piramit modeli yas¸ aralıklarına göre dört döneme ayrılmaktadır.
Refleksif Hareketler Dönemi: Refleksler; motor gelişim evrelerine temel oluşturan istem dışı, alt beyin tarafından kontrol edilen hareketlerdir.
Refleksler ilkel ve duruşa ilişkin refleksler olmak üzere ikiye ayrılır. İlkel refleksler; bilgi toplama, yiyecek arama ve koruyucu tepkiler olarak sınıflandırılabilir. Duruşa ilişkin refleksler, istemsiz hareketlerin ikinci şeklidir. Bu refleksler daha sonra bilincin test edilmesinde kullanılacak denge, yer değiştirme, ve manipülatif mekanizmalar için sinir-kas test aracı olarak görev yapmaktadırlar. Beyin daha henüz tam olarak gelişimini tamamlayıp vücut hareketlerini kontrol altına alamadığı için yeni doğanlarda bu reflekslerin kontrolü büyük ölçüde omurilik tarafından gerçekleştirilmektedir.
Yeni doğmuş bir bebeğin sahip olduğu tüm reflekslerin gözlenebilenleri şu şekildedir: Arama refleksi ; Bebek yanağına bir şey dokunduğunda ağzı o yöne gelecek şekilde başını çevirir. Emme refleksi ; bebek ağzına verilen şeyi emmeye başlar. Arama refleksi sayesinde meme ucunu bulan bebek güçlü bir şekilde anne sütünü vakumlar. Yüzme-dalma refleksi ; bebek yatay pozisyonda suya değdirildiğinde kollarını ve bacaklarını ritmik yüzme hareketleri yaparcasına oynatır. Yeni doğmuş bir bebek suya tamamen batırıldığında boğulmadan yüzeye çıkabilmektedir. Moro refleksi ; adını bu refleksi ilk keşfeden çocuk hastalıkları uzmanı Ernst Moro’dan almaktadır. Sıçrama refleksi olarak da adlandırılır. Ani denge kaybı, yüksek ses ya da sıcaklığa maruz bırakılan bebeklerin önce başını, kollarını ve bacaklarını hızlı bir şekilde geri doğru attığı sonra da başını tekrar öne getirerek her iki koluyla sarılma hareketi yaptığı gözlemlenmektedir. Kavrama refleksi ; doğumdan itibaren beş-altı aya kadar devam etmektedir. Bebeğin avuç içi kapalıyken elinin dışına dokunulduğunda avucunu açar ve avucuna bir şey konulduğunda ellerini sımsıkı kapatır. Asimetrik tonik boyun refleksi; yatar pozisyonda başın çevrildiği tarafa göre kolların ve bacakların asimetrik biçimde şekillenmesidir. Tonik tıp dilinde kasların kasılması anlamına gelmektedir. Adımlama refleksi; bu reflekste her ne kadar yeni doğmuş bebek daha gelişmemiş bacak kaslarıyla kendi ağırlığını taşıyamayacak olsa da ayakları yere değdiğinde dikey pozisyonda sanki yürüyormuş gibi ayaklarını hareket ettirir. Babinski refleksi; Polonyalı doktor Joseph F. Babinski tarafından keşfedilmiştir. Babinski refleksi bebeğin ayak tabanı başparmaktan bileğe doğru çizgi çekme hareketi ile uyarıldığında bebeğin bu uyarana ayak bükülürken parmaklarını dışa doğru açarak (yelpaze gibi) yanıt vermesidir.
Refleksif hareketler dönemi, bilgi toplama evresi ve bilgi çözme evresi olmak üzere birbirini izleyen iki evreye ayrılır. Bilgi toplama evresi, anne karnındaki yaşamdan doğum sonrası yaklaşık dördüncü aya kadar olan, gözlenebilir istem dışı hareketler ile karakterize edilmektedir. Bilgi çözme evresi, doğum sonrası dördüncü aydan itibaren merkezi sinir sisteminin gelişimi sonucu refleksler kademeli olarak baskılanmaya başlar. Her ne kadar bireysel farklılıklar söz konusu olsa da tüm bebekler ilk bir buçuk yıl içinde benzer motor becerileri sergiler.
İlkel Hareketler Dönemi: Doğumdan itibaren iki yaşa kadar gözlenen ilkel hareketler, istemli hareketlerin ilk biçimidir. Bu hareketler, yaşamın ilk iki yılında kemik, kas ve sinir sistemindeki gelişimine ek olarak bebeğe sağlanan olanaklar sonucu ortaya çıkar. İlkel hareketler dönemi iki evrede incelenebilir:
- Reflekslerin Ortadan Kalktığı Evre: Doğumla başlayıp bir yaşa kadar devam eder.
- İlk Kontrol Evresi: Bu evrede ilk bir yas¸ süresince ortaya çıkan ilkel hareketler ikinci yaşın sonuna kadar ustalık kazanmak için tekrarlanır.
Yaşam için gerekli olan istemli hareketlerin temelini oluşturan ilkel hareketler;
- Dengeleme hareketlerini (bas¸, boyun ve gövde kaslarının kontrolü gibi),
- Yer değiştirme (lokomotor) hareketlerini (sürünme, emekleme, yürüme gibi),
- Manipülatif becerileri (uzanma, bırakma, yakalama gibi) kapsar.
Temel Hareketler Dönemi: Bu dönem iki-yedi yas¸ arasındaki süreci kapsar ve adından da anlaşılacağı üzere yaşamın bağımsız şekilde devam edebilmesi için gerekli temel hareketlerin kazanıldığı önemli bir dönemdir. Bu temel beceriler; koşma, atlama, sıçrama, sekme, yakalama, fırlatma, topa ayakla vurma gibi büyük kas becerilerini içerdiği gibi; buruşturma, yırtma, kalem tutma, makas kullanma gibi küçük kas becerilerini de içeren hareketlerdir.
Yaşamın ikinci yılını takiben adı geçen temel hareketler ilk başta kaba bir şekilde görülmeye başlar. Temel hareketlerin gelişimi üç evrede incelenir:
- Başlangıç Evresi: Bu evrede çocuklar için amaç, kendi vücutlarının harekete dayalı yeteneklerini keşfetmek ve denenmemiş hareketleri başarmak için çaba göstermektir.
- Şekillenme Evresi: Bu süreçte hareketler daha uyumlu ve kontrollü hale gelir.
- Olgunlaşma Evresi: Çocuklardan bu evrede temel hareketler bakımından bir yetişkinle aynı düzeyde mekanik yönden etkili, uyumlu ve kontrollü davranışlar sergilemesi beklenir.
Özelleşmiş Hareketler Dönemi: Bu dönemde hareket; günlük yaşam, eğlenme ve spor yapma gibi çeşitli karmaşık hareketlerin yapılmasında bir araç haline gelmiştir. Dengeleme, yer değiştirme ve manipülatif beceriler zamanla ve yapılan alıştırmaların yoğunluğuna bağlı olarak birleştirilmekte ve aşırı çaba gerektiren durumlarda kullanımla detaylandırılmaktadır. Özelleşmiş hareketler dönemi, 1.gec¸is¸ evresi, 2.uygulama evresi, 3.yas¸am boyu uygulama evresi olmak üzere üç evreyi kapsar. Geçiş evresinde yaklaşık yedi-sekiz yaşlarındaki bir çocuk, temel hareket becerilerini birleştirerek spor ve eğlence ortamlarındaki özelleşmiş becerilerin yapılması için kullanır. Uygulama evresi, genelde on bir- on u¨c¸ yaşları arasında görülür. Yaşam boyu uygulama evresi ortalama on dört yaşlarında başlar ve yetişkinlik süresince devam eder.
Çocuklarda Fiziksel Uygunluk ve Algısal Motor Yetenekler
Fiziksel uygunluk çalışmaları; dayanıklılık, kuvvet, hız ve esneklik özelliklerinin geliştirilmesini kapsamaktadır. Okul öncesi dönemde bu özellikler bakımından kız ve erkek çocuklarda cinsiyete bağlı bir fark görülmezken ergenlikte salgılanan cinsiyet hormonları ile bu özellikler açığa çıkar. Ergenlik döneminde kız ve erkekler arasında farklılıklar görülebilir. Algısal motor yetenekler hareketle ilişkili becerilerdir. Bu beceriler, bilişsel, duyuşsal ve motor gelişimle uyum içinde çalışır ve daha çok bireyin atletik faaliyetleri ile çevresiyle etkileşiminde sorumluluk alır. Algısal motor beceriler üç aşamada gerçekleşir. Bilişsel aşama; yapılacak işin hangi becerilerden ibaret olduğunu anlama ile ilgilidir. Çağrışımsal aşama beceriye benzeyen daha önceki yaşantıları araştırır. Özerk aşama ise hız ve beceriye dayalı davranışın doğruluğuna yoğunlaşır.
Motor Gelişimin Desteklenmesi
Çocukların çoğu motor gelişim için yetişkinden gelebilecek özel bir ilgiye muhtaç değildir, ancak nörolojik olgunlaşma yetersizliği gösteren bazı çocuklar bir fizik tedavi uzmanının yaratacağı özel fırsatlara ve rehberliğe gereksinim duyabilir. Okul öncesi eğitimde ise yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun planlanmış motor etkinlikler çocukların genel anlamda becerilerini, kuvvetlerini, çevikliklerini ve motivasyonlarını artırmada başarılı olacaktır.
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Motor gelişimde değerlendirme, çocukların motor gelişim özelliklerini ortaya koymak, kendi yas¸ grubu içindeki yerini belirlemek, belirli aralıklarla gelişimlerini izlemek ve buna uygun eğitim programları hazırlayarak gelişimlerini desteklemek amacıyla yapılır. Bu amaçla, gelişim gözlem formları ve motor gelişimi ölçmek için standart testler kullanılabilir. Bununla birlikte, tüm çocuklarda motor yetenekleri ölçebilen kusursuz bir standart testten söz edilemez. Bu ölçme araçlarındaki normların düzenli aralıklarla güncellenmesi bir gereklilik halini almıştır. Genel kabul görmüş motor gelişim alanındaki ölçme araçları yıllar geçtikçe değişebilmektedir. Buna neden olan birçok etken mevcuttur. Çocuk yetiştirme alışkanlıklarında değişim ve kültürel farklılıklar başlıca etkenlerdir. Buna uygun bir şekilde standart testlerdeki normlar gözden geçirilerek kültürel uyumlarının sağlanması gerekmektedir.