ÇOCUK VE OYUN - Ünite 8: Özel Gereksinimi Olan Çocuklar ve Oyun Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Özel Gereksinimi Olan Çocuklar ve Oyun

Giriş

Özel gereksinimi olan çocuklar çeşitli gelişim alanlarındaki yetersizlikleri nedeniyle yaşıtlarından farklılıkları olan çocuklardır.

Son yıllarda yasal ve eğitsel düzenlemelerdeki iyileştirmeler sonucunda, özel gereksinimi olan çocuklar için erken eğitimde kaynaştırma uygulamaları en çok tercih edilen eğitim düzenlemeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kaynaştırma “özel gereksinimi olan çocukların normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı ortamda olmaları, birlikte eğitim almaları” şeklinde tanımlanmaktadır (Acarlar, 2013). Ülkemizde de 1997 yılında yürürlüğe giren 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile özel gereksinimi olan çocuklar için okulöncesi eğitim zorunlu hâle getirilmiştir. 2005 yılında kabul edilen Özürlüler Kanunu ve bu Kanuna dayalı olarak 2009 tarihinde yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin 29. maddesinde “Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin okulöncesi eğitimlerini, öncelikle okulöncesi eğitim kurumlarında kaynaştırma uygulamaları kapsamında sürdürmeleri esastır.” hükmü ile yasa maddesinin uygulamaya geçirilmesi hedeflenmiştir. Bu temel gerekçeyle günümüzde özel gereksinimi olan çocuklar kreş, yuva ve anaokulu gibi genel eğitim ortamlarına giderek daha sık yerleştirilmektedirler. (Allen ve Cowdery, 2005; Özen, Ergenekon, Ülke-Kürkçüoğlu ve Genç, 2013)

Oyun çocuk için; etrafındaki dünyaya ilişkin bilgiler öğrendiği, çevresiyle iletişim kurduğu, toplumsallaştığı, gelecekte kullanacağı bazı becerilerin alıştırmasını yaptığı, haz aldığı önemli bir uğraşıdır.

Okulöncesi eğitim ortamlarında özel gereksinimi olan çocukların akranlarıyla etkileşimleri en sık oyun etkinliklerinde gözlenmektedir. Oyun, özel gereksinimi olan ve olmayan tüm çocukların en temel haklarından biridir ve bu hak 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve daha sonraki yıllarda da Türkiye tarafından da onaylanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile güvence altına alınmıştır (Kırcaali-İftar, Kurt, Ülke-Kürkçüoğlu; 2014).

Oyun her çocuğunun yaşamında olduğu gibi özel gereksinimi olan çocukların yaşamında da önemli bir yere sahiptir. Oyunun doğası gereği özel gereksinimi olan çocuklar bu etkinlere hiçbir baskı ve ödül olmaksızın kendiliğinden katılmaktadırlar. Başka bir deyişle, özel gereksinimi olan çocukların kendilerini en iyi şekilde gerçekleştirdikleri ve ifade ettikleri ortamlar oyun etkinlikleridir. Kitabımızın özel gereksinimi olan çocuklarla ilgili bu bölümünde; okulöncesi eğitim kurumlarında çalışacak ya da çalışan öğretmenlere ve çocuklarla çalışan diğer yetişkinlere, özel gereksinimi olan çocukların eğitiminde oyunun önemi ve oyun özellikleri, bu çocukların oyun becerilerine ilişkin yetersizlikleri ve oyun becerilerinin öğretiminde bilinmesi gereken temel ilkeler açıklanmaya çalışılmıştır. Son olarak, özel gereksinimi olan çocukların sınıf içinde planlanan farklı oyun etkinliklerine ve normal gelişim gösteren akranlarının oyunlarına katılımlarını sağlamada öğretmenlere uygulamaları için pratik öneriler sıralanmıştır.

Özel gereksinimi Olan Çocuklar ve Oyun Özellikleri

Oyun her çocuk için temel bir hak olmasına karşın, özel gereksinimi olan çocuklar bu haklarından tam olarak yararlanamamaktadır (Kırcaali-İftar, Kurt, ÜlkeKürkçüoğlu; 2014). Özel gereksinimi olan çocuklar yetersizlikten etkilenme derecesine bağlı olarak oyun gelişiminde belirgin farklılıklar göstermektedirler. Çocukta bilişsel, sosyal, iletişimsel ve/veya fiziksel olarak gelişim alanlarında yetersizlikler olduğunda oyun gelişimi de bu durumdan olumsuz olarak etkilenmektedir. Oyun becerilerinin ediniminde özel gereksinimi olan çocuklarda, normal gelişim gösteren çocuklar gibi aynı sıralamayı takip ederek oyun becerilerini öğrenirler. Ancak özel gereksinimi olan çocuklar akranlarına göre oyun becerilerini daha yavaş öğrenmekte ve oyunlarının niteliği ve niceliğinde de farklılıklar dikkati çekmektedir (Dunlap, 2009). Normal gelişim gösteren çocuklar çevrelerindekileri gözleyerek, taklit ederek oyunları öğrenirler ve genişletirler. Çoğu zaman bu çocukların yönlendirmeye gerek kalmadan çe- şitli oyunlar oynadıkları gözlenmiştir (Lovaas, 2003). Özel gereksinimi olan çocuklar ise kendiliğinden oyun kuramazlar ve doğrudan bir yetişkinin oyuna dâhil olmasına gereksinim duyarlar. Bu nedenle özel eğitim alanında çalışan öğretmenlerin özel gereksinimi olan çocuklardan oyun davranışları konusunda çok fazla beklentileri yoktur. Çoğu zaman onların kendi gelişimsel düzeyinde oynamalarına izin verirler. Bu temel gerekçeyle özel eğitim ortamlarında öğretmenler, özel gereksinimi olan çocukların oyunun farklı türlerini uygun oyuncaklarla oynamalarına fırsat verecek ortamları hazırlamak durumundadırlar (Dunlap, 2009).

İzleyen bölümde her bir yetersizlik grubunun oyun davranışlarında gösterdikleri yetersizlikler kısaca açıklanmıştır.

Dil ve Konuşma Güçlüğü

Dil ve konuşma güçlüğü olan çocukların oyun sırasında gözlemlenen temel yetersizlikleri çevresindeki bireylerle uygun şekilde iletişim kuramamalarıdır. Oyun sırasında diğer çocukları anlamada ve kendilerini uygun şekilde ifade etmede sorunları vardır. Çoğu zaman çocuklar arasındaki bu iletişimi öğretmen sağlamak durumunda kalmaktadır. Öğretmen oyunun tam bir katılımcısı olmasa da oyunu uzaktan izleyerek gerektiğinde müdahale etmelidir. Böyle durumlarda, görsel resimler ya da hazırlanan iletişim kartları öğretmenlerin işlerini kolaylaştırabilir.

Oyun ortamı, çocuklara iletişim gereksinimi yaratan doğal fırsatlar sunmalı ve çocuklar bu ortamda diğerlerini anlamaya ve kendini ifade etmeye özendirilmelidir.

Çocukların oyun yoluyla dili gelişir ve oyun yoluyla farklı deneyimler kazanarak bilişsel süreçleri de desteklenir. Onlar, oyun içerisinde yeni oyuncakları keşfederek aşina oldukları oyuncaklara yenilerini ekleyebilirler. Dil ve konuşma güçlüğü olan çocukların eğitiminde unutulmaması gereken diğer önemli bir husus ise; çocuklar, oyunda kullanılan nesnelerin isimleri sorulduğunda gösterebilirler ama onları sözcük olarak ifade edemeyebilirler. Onların bu davranışlarını desteklemek için öğretmenler oyun sırasında örneğin, “Benim yiyeceklerimi koymak için tabağa ihtiyacım var. Senin yiyeceklerini koymak için neye ihtiyacın var?” gibi yönergelerle uygun sözcüğü söylemeleri için fırsatlar yaratmalıdırlar.

Zihin Yetersizliği

Zihin yetersizliği olan çocuklar yetersizliklerinin doğası gereği daha çok çok motor gelişimin ön planda olduğu basit düzeyde oyunları oynama eğilimindedirler. Yaşıtlarına göre oyun davranışlarını geriden takip ederler. Yetişkinin ya da akranının pek çok kez yaptığı tekrarlamalarla oyun davranışlarını öğrenirler. Örneğin, akranları bloklarla yol ve köprü gibi yapılar yapıp arabalarını bu yapıların arasında gezdirirken; zihin yetersizliği olan çocuğa bu durum karmaşık gelebilir. Öğrendikleri oyunları tekrarlama eğilimindedirler (Dunlap, 2009). Aynı zamanda öğrendikleri bu oyunları yetişkinin desteğiyle yeni eylemler ekleyerek genişletirler. Oyunlar sırasında hayalî/sembolik oyun davranışları çok az görülür. Hayal etme ve ya da herhangi bir şeyi başka bir nesnenin yerine kullanma ya da olmayan bir şeyi varmış gibi hayal etme davranışları karşısında kafaları karışabilir. Zihin yetersizliği olan çocuklarda ek olarak dil ve motor gelişimde de yetersizlikler görülür. Oyun sırasında akranları ile karşılıklı diyalogları yetersiz olduğu için hayalî oyunlara katılamayabilirler. Ya da akranları bu oyunlara onları dâhil etmeyebilir. Oyun sırasında sıra alma ve oyuncakları paylaşma gibi sosyal davranışlarda sorunları olabilir.

Otizmli Çocuklar

Otizmli çocukların en temel yetersizliklerinden biri sosyal etkileşim becerileri olup, bu çocuklar oyunlar sırasında akranlarıyla iletişim kurmamakta ve akranlarıyla oynamamaktadırlar.

Otizmli çocuklarda sembolik oyunlar genellikle çok az ortaya çıkmaktadır. Oyunlar sırasında hayal gücü ve oyunlarının çeşitliliği çok az görülür.

Otizmli çocukların üç temel alanda sorunlar yaşamaları bu çocukların oyun davranışlarında yetersizlikler yaşamasına neden olmaktadır. Bu üç temel alan: sosyal etkileşim sorunları; sözel ve sözel olmayan iletişimde ve hayal gücünde sorunlar; sınırlı ve yinelenen ilgiler, etkinlikler ve davranışlardır. Düşüncelerini, isteklerini ve hislerini diğerleriyle paylaşmada isteksiz olma, diğerlerinin hislerini düşüncelerini anlamada yetersizlik sosyal etkileşim davranışlarını olumsuz etkilemektedir. Karşılıklı konuşmada, iletişim başlatma ve sürdürmede hayalî durumları yani soyut kavramları anlamada yetersizlikler gösterirler. Bu nedenle oyun ortamlarında otizmli çocuklar daha çok yalnız oynamayı tercih ederler. Otizmli çocuklar kendiliğinden oyun kuramazlar, öğrendikleri eylemleri tekrarlar, yeni oyun araçlarını denemek yerine daha önceden edindikleri oyun becerilerini çok basit düzeyde kullanırlar. Hayalî oyunlarda isteksizdirler. Sembolik oyunda davranışları son derece sınırlıdır.

İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar

İşitme yetersizliği olan çocuklar, zihin yetersizliği ve otizmli çocuklarda olduğu gibi oyun becerilerini sistematik olarak basamaklar hâlinde öğrenmeye ihtiyaç duymazlar. Onlar çevrelerindeki çocukları gözleyerek ve taklit ederek uygun oyun formlarını öğrenebilirler. Bu nedenle normal gelişim gösteren akranlarıyla bir arada olmaları, gözlem yaparak ve onların oyunlarına katılarak öğrenmeleri açısından önemlidir. İşitme yetersizliği olan çocuklar işitme yetersizliğinin derecesine bağlı olarak oyunlarda görme duyusundan yararlanırlar.

İşitme kaybının derecesi arttıkça işitme yetersizliği olan çocuğun kendi konuşmasının anlaşılması gibi ifade edici dil becerilerinde ve karşısındaki kişinin konuşmasını anlama gibi alıcı dil becerilerinde yetersizlik artmaktadır.

Görme Yetersizliği Olan Çocuklar

Görme yetersizliği, görme duyusunun çeşitli derecelerde kaybı sonucu öğrenmenin etkilenmesidir.

Görme yetersizliği olan çocukların temel sorunları görme duyularının sınırlılığıdır. Bu sınırlılık nedeniyle oyunlarında normal gelişim gösteren çocukların oyunlarından farklı oyun davranışları gözlenmektedir. Normal gelişim gösteren akranlarıyla karşılaştırıldığında görme yetersizliği olan çocukların oyunlarında üç büyük farklılık olduğu ifade edilmiştir. Bunlar; çevrenin keşfinde gecikme, daha az ayrıntılı oyun rutinleri, taklit ve sembolik oyunda gecikmelerdir. Akranlarını gözlemleyemedikleri için onları taklit etmeleri de mümkün olmamaktadır. Görme yetersizliği olan çocuklar oyun araç gereçlerini görme dışında diğer duyularını kullanarak keşfederler. Oyuncak ya da nesnelerin işlevleri yerine oyuncakların büyüklüğü, şekli, dokusu gibi özelikleriyle daha çok meşgul olurlar.

Ortopedik Yetersizliği Olan Çocuklar

Ortopedik yetersizliği olan çocukların bağımsız hareket edebilme becerileri ve devimsel koordinasyonları sınırlıdır. Etkinlikler sırasında hareket etmekten çekindikleri için daha çok pasif kalmayı tercih ederler. Bu çocuklarda denge bozuklukları görülür. Yürüme, koşma, tırmanma gibi hareketlerden kaçınırlar. Ortopedik yetersizliği olan çocukların oyun etkinliklerine en etkili şekilde katılımları- nı sağlamada yapılması gereken iki temel şey; sınıf ortamının onlar için düzenlenmesi ve özel olarak tasarlamış araçların kullanılmasıdır. Bu çocuklar ince ve kaba motor becerilerde yetersizlik yaşadıkları için farklı şekilde tasarlanmış oyun araç gereçlerine ihtiyacınız olabilir. Ortopedik yetersizliği olan çocuklara yönelik oyun etkinliklerinizi planlarken bir fizik tedavi uzmanının desteği de mutlaka alınmalıdır (Dunlap, 2009).

Özel Gereksinimi Olan Çocuklara Oyun Becerilerinin Öğretimi

Özel eğitimi genel eğitimden ayıran en önemli nokta, öğretimin çocuğun gereksinimine göre bireysel olarak planlanması, daha sistematik olarak uygulanması ve değerlendirme yapılmasıdır.

Yapılandırılmış öğretim, öğretimin bir plana bağlı olarak yürütülmesidir. Değerlendirme, ipucu sunma, pekiştirme, ipuçlarını silikleştirme, kayıt tutma gibi unsurları içermektedir.

Doğal oyun stratejilerinde çocuklar oyun ortamını kendileri seçer ve etkinlikleri kendi ilgileri doğrultusunda yönlendirirler. Böylece çocuğun oyuna aktif ve istekli katılımı öğrenmeyi etkili kılmaktadır.

Özel gereksinimi olan çocuklara oyun becerilerinin öğretiminde sistematik öğretimi temel alan pek çok strateji kullanılmaktadır. Bu stratejiler yönlendirici olan yapılandırılmış oyun stratejileri (ipucu sunma, basamaklandırılmış öğretim, pekiştirme), yönlendirici olmayan doğal oyun stratejileri (çevresel düzenlemeler, çocuğun ilgi duyduğu oyuncalardan yola çıkma) ve bazı uygulamalarda da hem yönlendirici/yapılandırılırmış hem de doğal öğretim birlikte kullanılmaktadır.

Özel Gereksinimi Olan Çocuğun Oyun Seviyelerini Belirleme

Bilişsel oyun basamakları; fonksiyonel (duyusal motor) oyun, yapı-inşa oyunu, sembolik (hayalî, dramatik) oyun ve kurallı oyunlar olmak üzere dört aşamadan oluşur.

Sosyal oyun basamakları; uğraşsız davranış, yalnız oyun, seyirci (izleyici), paralel oyun, birlikte oyun ve iş birlikçi oyun olmak üzere kendi içinde beş aşamadan oluşur.

Özel gereksinimi olan çocuğun oyun davranışlarındaki yetersizliklerini belirlemek başka bir deyişle onun oyun seviyesini belirlemek için gözlem yapmalısınız. Özel gereksinimi olan çocuğun bilişsel ve sosyal oyun seviyesini belirlemelisiniz. Bu gözlemlerinizi serbest oyun etkinlikleri sırasında yapabileceğiniz gibi sınıfınızda bazı özel düzenlemeler yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bu gözlemler sırasında çocuğu yönlendirecek davranışlar yapmamalısınız. Nasıl oynayacağı hakkında bilgi vermemelisiniz. Sadece çocuğu gözlemlemelisiniz. Çocuğu hem yalnız hem de akranlarıyla birlikte oynarken gözlemelisiniz. Oyun sırasında çocuğun davranışlarını not almalısınız. Çocuğun oyun davranışlarını belirlerken başkalarına da sorabilirsiniz. Özellikle anne babalardan bu konuda bilgi alabilirsiniz.

Sembolik oyunda üç tür sembolik davranış görülür: (a) herhangi bir nesneyi başka bir nesne yerine kullanma; (b) nesnelere, kendisine ya da başkalarına roller ve insani duygular yükleme ve (c) bir nesneyi yokken varmış gibi hayal etme.

Oyunun Yapılandırılması

Oyunun yapılandırılması bir anlamda; oyunun, özel gereksinimi olan çocuk için öngörülebilir hâle getiren basit ve tekrarlayıcı bölümlerden oluşmasıdır. Alan yazında oyun rutini kurma olarak tanımlanan bu strateji işinizi bir hayli kolaylaştırabilir. Başlangıçta oyun rutininiz iki ya da üç davranışı geçmemelidir. Özel gereksinimi olan çocuk bu oyun rutinini öğrendiğinde oyuna yeni eylemler, oyuncaklar ve ses efektleri eklenebilir (Tek, 2012). Özel gereksinimi olan çocukla bu uygulamayı, diğer çocukların sizin desteğinize daha az gereksinim duydukları etkinlikler sırasında yapabilirsiniz. Böylece gün içinde özel gereksinimi olan çocukla bire bir çalışmanız daha kolay olacaktır. Özel gereksinimi olan çocukların temel sorunlarından biri dikkat sürelerinin çok kısa olmasıdır. Etkinlikler sırasında dikkatleri çok çabuk dağılabilir. Bireysel çalışmanız sırasında özel gereksinimi olan çocuğun dikkatini normal gelişim gösteren akranları dağıtabilir. Bu nedenle özel gereksinimi olan çocuğu onlara sırtı dönük olacak şekilde oturtmalısınız. Siz de diğer çocukları rahatlıkla görebileceğiniz şekilde özel gereksinimi olan çocuğun tam karşısına oturmalısınız. Böylece diğer çocuklar bir sorun yaşadığında hemen fark edip müdahale etme şansınız olacaktır.

Oyun rutini basit ve tekrarlayıcı bölümlerden oluşan, başı, ortası ve sonu belli olan oyun davranışlarını içerir.

Sembolik oyun eylemlerinin yanı sıra farklı hayalî oyun senaryoları hazırlanarak özel gereksinimi olan çocuk günlük yaşama hazırlanabilir. Özelikle hayalî oyunlar çocuğun yaşamında karşılaşabileceği bir durumun provasıdır. Hayalî oyunlar çocuklara bir davranışın gerçek yaşamda mümkün olabilecek sonuçlarını düşünmeyi, risk almamayı öğretir. Bu durum kişinin yaşamını kolaylaştırır ve olası sorunların ortaya çıkmasını engeller. Örneğin öğretmen, oyuncak ayıyı eline alır ve şu ifadeleri kullanır. “Oyuncak ayı yürüyor. Aaa oyuncak ayı düştü. Ayağı kanamaya başladı. Ayağına yara bandı takalım.” gibi günlük yaşamda sıkça karşılaşacağı olayları oyunun içine taşımalıdır (Burcu-Ülke Kürkçüoğlu, 2012; Moor, 2008).

Oyun Öğretiminde İpucu Stratejilerinin Kullanımı

Yetişkin tarafından sunulan yardım ya da ipuçları; çocuğun bir beceriyi doğru, tam ya da bağımsız olarak yerine getirmesini fırsat verir. Ancak çocuklara beceriyi öğrendikçe ipuçları yavaş yavaş silikleştirilmelidir.

Özel eğitim alan yazında ipucu hiyerarşisinin farklı şekilde kullanıldığı etkililiği ve verimliliği kanıtlanmış etkili öğretim uygulamaları yer almaktadır. Öğretim sırasında ipucu olarak kullanılabilecek altı tür ipucu vardır. Bunlar; a. jest/mimik ipucu, b. işaret ipucu, c. resimli/iki boyutlu ipucu, d. sözel ipucu, e. model ipucu ve f. fiziksel ipucudur. Öğretmen, öğretim sırasında sıralanan bu ipuçlarını tek başına kullanabileceği gibi iki ipucu türünü birleştirerek de kullanabilir. Öğretilecek davranışın ve çocuğun özelliklerine göre en uygun olan ipucu ya da ipuçları belirlenmelidir. Öğretimini hedeflediğiniz oyun becerileri çocuğun repertuvarında yoksa en yoğun ipucu olan fiziksel ipucu ile öğretime başlanmalıdır.

Oyun Öğretimi Sırasında Görsel Destek Kullanımı

Özel gereksinimi olan çocukların eğitiminde kullanılan bilimsel dayanıklı uygulamalardan bir diğeri de görsel destek kullanımıdır. Özel eğitimde özelikle otizmli çocukların eğitiminde en yaygın kullanılan uygulamalar arasında yer alır. Görsel destekler nesnelerin, eylemlerin ya da etkinliklerin resimler ya da fotoğraflarla sunulmasıdır. Eğer özel gereksinimi olan çocuklar okuma yazama biliyorsa görsel destek yazılı metin şeklinde sunulabilir. Tek bir nesnenin, eylemin ya da etkinliğin görseli sunulabileceği gibi pek çok resim/fotoğraftan oluşan bir çizelge şeklinde de hazırlanabilir. Alan yazında bu çizelgeler etkinlik çizelgeleri olarak tanımlanmaktadır.

Görsel destek kullanımında diğer bir uygulama ise video model uygulamasıdır. Bu uygulamada çocuğun model alması istenen oyun becerisinin yerine getirilişi videodan çocuğa gösterilir. Videodaki görüntü sınıftaki bir akran çocuğun ya da bir yetişkinin görüntüsü olabilir. Özel gereksinimi olan çocuk oyun etkinliğini gerçekleştirmeden önce bu görüntüyü videodan izlemeli ve daha sonra oyunu oynamalıdır.

Resim, fotoğraf, renk, yazı ve nesne gibi görsel destekler, sözel iletişim becerileri sınırlı olan otizmli çocuklarda etkileşim kurmada çok önemli bir role sahiptir.

Özel Gereksinimi Olan Çocukların Arkadaşlarının Oyuna Katılımı

Alan yazında özel gereksinimi olan çocuğun arkadaşlarının oyununa katılımında başlangıçta tek bir akranla oyun oynama önerilmektedir. Daha sonra çocuk sayısı arttırılarak özel gereksinimi olan çocuk daha büyük gruplara katılabilir. Çocuk sayısının kalabalık olduğu sınıflarda böyle bir düzenleme yapmak mümkün olmayabilir. Ancak bu konuda size yardım edecek çevresindeki kişilerle iletişim kurmaya hevesli, sizin söylediklerinizi yerine getirmede istekli, arkadaşlarıyla uyumlu ve çok fazla sorun davranış sergilemeyen birkaç (2-3) çocuk belirlenebilir. Bu çocuklar özel gereksinimi olan çocuğa rehberlik etmeye istekli ve gönüllü olmalıdır. Önemli olan bu çocukların belli bir süre değişmemesidir. Bu sürecin başlangıcında oyun arkadaşı olacak aday çocuklara özel gereksinimi olan arkadaşına nasıl yardım edeceği, ondan neler bekleneceği açıklanmalıdır. Aynı zamanda onlara özel gereksinimi olan çocuğun özellikleri hakkında bilgi verilmelidir.

Oyunun planlanması özel gereksinimi olan çocuğun günün hangi zamanlarında, kimlerle, nerede, ne ile oynayacağını gösterir.

Planladığınız oyunda özel gereksinimi olan çocuğun gelişim ve öğrenme özeliklerini düşünerek rol dağılımı yapmalısınız. Örneğin bir otobüs senaryosunda biletçi ya da yolcu rolü yerine otobüste daha az hareket edecek ve sosyal iletişimi daha sınırlı olan şoför rolünü özel gereksinimi olan çocuk oynayabilir. Bebekle oynama oyununda el kasları zayıf olan ve bebeğin giysileri üzerindeki düğmeleri açmakta sorun yaşayan özel gereksinimi olan çocuk sadece bebeği biberonla beslerken, normal gelişim gösteren çocuk bebeğin üzerindeki giysileri çıkarma ve giydirme rolünü yapabilir. Basket atma etkinliği sırasında normal gelişim gösteren çocuk daha uzak mesafeden topu potaya atarken, özel gereksinimi olan çocuk daha yakın mesafeden atabilir. Yapılacak etkinlik normal gelişim gösteren çocuklara, öğretmen tarafından etkinlik başlamadan açıklanmalıdır. Gerektiğinde alıştırma fırsatı sunulmalıdır. Öğretmen etkinlik sırasında çocukları yalnız bırakamamalı ve özel gereksinimi olan çocuğa gerektiği yerde destek olmak ve müdahale etmek için hemen arkasında bulunmalıdır. Aynı zamanda öğretmen oyun sırasında oyun arkadaşına/arkadaşlarına ipuçları sunmalıdır.

Öğretmenler İçin Sınıf Ortamında Uygulanabilecek Pratik Öneriler

Grup etkinlikleri sırasında özel gereksinimi olan çocuğun yanına bir arkadaşını oturtarak arkadaşlık kurmasına teşvik edin. Özel gereksinimi olan çocuğa gitmesi gereken oyun merkezini ya da etkinliği temsil eden bir resim veya nesne sunun. Özel gereksinimi olan çocuk sınıfınızdaki tahta sandalyelerden kayıyor ve düşecek gibi oluyorsa çocuğun oturduğu yere kaydırmaz bir minder koyun. Özel gereksinimi olan çocuk yerde oturmakta sorun yaşıyorsa, çocuğun diğer çocuklarla birlikte oynayabilmesi için yere yakın olan armut koltuk veya puf/minder kullanın. Özel gereksinimi olan çocukla küçük parçalı oyuncaklarla (örneğin, yap-boz, boncuk gibi) çalışırken çocuğun dikkati dağılabilir. Özel gereksinimi olan çocuk belli oyun merkezlerine katılımında isteksiz görünüyorsa onun en sevdiği oyuncağı oyun merkezine veya etkinliğe katın. Özel gereksinimi olan çocuğu zor bir etkinliğin sonunda mutlaka ödüllendirin. Özel gereksinimi olan çocuk blok merkezinde bloklarla bir şeyler inşa etmekte zorlanıyorsa inşa oyunlarını seven ve yetenekli bir arkadaşı ile eşleştirin. Özel gereksinimi olan çocuğa oyun etkinliklerinin bittiğini hatırlatmak için daha belirgin uyarıcılar kullanın. Özel gereksinimi olan çocuğun oyun alanında yerini tanımlamak için küçük paspaslar kullanın. Görme yetersizliği olan çocuğun görme duyusunu kullanmasına yardım etmek için materyallerin masa ve oyuncaklarla zıt renklerde olmasına dikkat edin. Görme yetersizliği olan çocuklara nesnelerin dokularını, ağırlıklarını ve şekillerini elleriyle keşfetmeleri için bir süre zaman verin. Otizmli çocuğun blok merkezinin yakınına doğru gitmesi, blok merkezinde oynayan arkadaşlarını yakın bir konumdan izlemesi, blok merkezinde bloklara dokunmadan bir süre oturması, bloklara dokunması ve sonra eline alması gibi aşamalı bir uyarlama yapılabilir.